“Yeni Çözüm Süreci” tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Leyla Zana, “Çatışma ve savaşlardan feryat eden herkese bir umut ışığı doğdu! Barışı gözleyenlere selam geldi, gözümüz aydın!” dedi ve ekledi:
Haber Merkezi / “Bizler, yani barışa susamış olanlar bu gelişmeleri, hukuki ve siyasi bir düzlemde demokratik çözüme dönüştürmeye çalışanların amasız, ancaksız yanında, arkasında duracağız.”
Leyla Zana, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısı ve DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan’ın İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşmesinin ardından sosyal medya hesabından ‘yeni sürece’ ilişkin bir açıklama yaptı.
Leyla Zana, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Çatışma ve savaşlardan feryat eden herkese bir umut ışığı doğdu! Barışı gözleyenlere selam geldi, gözümüz aydın!
Bizler, yani barışa susamış olanlar bu gelişmeleri, hukuki ve siyasi bir düzlemde demokratik çözüme dönüştürmeye çalışanların amasız, ancaksız yanında, arkasında duracağız. Ortadoğu coğrafyasına barış tohumları ekenler bilmeli ki; bu tohumları sulamaya devam edeceğiz. Mesele köklü, tarihsel ve ağır!
Hepimiz, en az yüzyıldır süren bu savaşın bitmesi için tarihsel, derin ve ciddi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Onyıllar önce ekilen barış tohumlarının bereketi bol olsun, yarınlarımız özgür olsun!”
Leyla Zana kimdir?
3 Mayıs 1961 tarihinde Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde dünyaya gelen Leyla Zana, ilkokulun birinci sınıfını tamamlayamadan okuldan ayrılmak zorunda kaldı. 1975 yılında 14 yaşındayken, kendisinden 21 yaş büyük kuzeni Mehdi Zana ile evlendi. 12 Eylül 1980 askeri darbesi döneminde, o dönem Diyarbakır Belediye Başkanı olan Mehdi Zana gözaltına alınıp tutuklandı ve 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Leyla Zana eşi hapiste iken ilk olarak okuma – yazma öğrendi. Daha sonra ilkokulu, ortaokulu ve liseyi dışarıdan bitirdi. Eğitime ayırdığı zamanın yanında siyasi faaliyetlere de katıldı.
1991 genel seçimlerinde, bölge kadınlarının büyük desteğini aldığı bir seçim çalışması sonrasında zamanın Sosyaldemokrat Halkçı Parti listesinden Diyarbakır milletvekili olarak TBMM’ye girdi. 6 Kasım 1991’de, TBMM 19. Yasama Dönemi için yapılan yemin töreninde, başında Kürt ulusal renkleri olan bir bantla, Türkçe başladığı yemini Kürtçe “Bu yemini Türk ve Kürt halklarının kardeşliği adına ediyorum” cümlesiyle tamamlaması nedeniyle meclis salonunda tepkiyle karşılaştı.
2 Mart 1994’te, ABD’de yaptığı bir konuşma yüzünden, TBMM Genel Kurulunda yapılan oylamada, Orhan Doğan, Hatip Dicle, Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Mahmut Alınak’la beraber milletvekilliği dokunulmazlığı kaldırıldı. Ertesi gün dokunulmazlıkları kaldırılmış olan diğer 5 milletvekiliyle birlikte gözaltına alındı. 17 Mart 1994’te, grup arkadaşları Hatip Dicle, Selim Sadak ve Orhan Doğan ile birlikte tutuklanarak cezaevine gönderildi. 8 Aralık 1994’te yasadışı örgüt üyeliği suçundan mahkûm olarak 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hapishaneden yazdığı mektuplar önce bir gazetede yayımlandı, daha sonra kitap haline getirildi.
1995 yılında Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü verildi. Hapishane yılları boyunca uluslararası barış kuruluşlarının ve insan hakları derneklerinin desteği ve Avrupa Birliği süreciyle birlikte yoğunlaşan çabaları sonucunda ve AİHM kararı doğrultusunda yeniden yargılanan Zana ve arkadaşları, on beşer yıllık hapis cezaları olduğu gibi onaylanarak cezaevinde kaldılar. Zana, 8 Haziran 2004’te Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi’nden serbest bırakıldı. TBMM 24. Dönem Diyarbakır, 25. ve 26. Dönem Ağrı milletvekilidir.
21 Mart 2007 tarihinde Diyarbakır’daki etkinliklerde sarfettiği, “Kürtlerin 3 lideri var. Bu üç lidere minnet borçluyuz” sözleri nedeniyle Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Zana’yı Terörle Mücadele Kanunu’nun “Terör örgütünün propagandasını yapmak” suçunu kapsayan 7. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Çeşitli tarihlerde yaptığı 9 ayrı konuşma nedeniyle Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Terör örgütünün propagandasını yapmak” ve “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçlarından yargılanan Leyla Zana’ya mahkeme 10 yıl hapis cezası ve seçme-seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına da karar verdi. Ancak Yargıtay 9. Ceza Dairesi “sanığın eksik savunma” yapması sebebiyle kararı bozdu.
Yeniden görülen davada “sanığın terör örgütü PKK üyeliği boyutuna ulaştığı” gerekçesiyle aynı ceza verildi. Tekrar temyize gönderilen dosya yine bozularak yerel mahkemeye gönderildi. İlgili Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın kararına uydu. Mahkeme, son yasal düzenlemeleri dikkate alarak Zana hakkındaki ’terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan kovuşturmanın ertelenmesine; ’örgüt adına suç işlemek’ suçundan da ceza verilmesine yer olmadığına karar vererek davayı düşürdü.