Leyla Zana’dan “Yeni Çözüm Süreci” Mesajı: Umut Işığı Doğdu!

“Yeni Çözüm Süreci” tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Leyla Zana, “Çatışma ve savaşlardan feryat eden herkese bir umut ışığı doğdu! Barışı gözleyenlere selam geldi, gözümüz aydın!” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bizler, yani barışa susamış olanlar bu gelişmeleri, hukuki ve siyasi bir düzlemde demokratik çözüme dönüştürmeye çalışanların amasız, ancaksız yanında, arkasında duracağız.”

Leyla Zana, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısı ve DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan’ın İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşmesinin ardından sosyal medya hesabından ‘yeni sürece’ ilişkin bir açıklama yaptı.

Leyla Zana, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Çatışma ve savaşlardan feryat eden herkese bir umut ışığı doğdu! Barışı gözleyenlere selam geldi, gözümüz aydın!

Bizler, yani barışa susamış olanlar bu gelişmeleri, hukuki ve siyasi bir düzlemde demokratik çözüme dönüştürmeye çalışanların amasız, ancaksız yanında, arkasında duracağız. Ortadoğu coğrafyasına barış tohumları ekenler bilmeli ki; bu tohumları sulamaya devam edeceğiz. Mesele köklü, tarihsel ve ağır!

Hepimiz, en az yüzyıldır süren bu savaşın bitmesi için tarihsel, derin ve ciddi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Onyıllar önce ekilen barış tohumlarının bereketi bol olsun, yarınlarımız özgür olsun!”

Leyla Zana kimdir?

3 Mayıs 1961 tarihinde Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde dünyaya gelen Leyla Zana, ilkokulun birinci sınıfını tamamlayamadan okuldan ayrılmak zorunda kaldı. 1975 yılında 14 yaşındayken, kendisinden 21 yaş büyük kuzeni Mehdi Zana ile evlendi. 12 Eylül 1980 askeri darbesi döneminde, o dönem Diyarbakır Belediye Başkanı olan Mehdi Zana gözaltına alınıp tutuklandı ve 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Leyla Zana eşi hapiste iken ilk olarak okuma – yazma öğrendi. Daha sonra ilkokulu, ortaokulu ve liseyi dışarıdan bitirdi. Eğitime ayırdığı zamanın yanında siyasi faaliyetlere de katıldı.

1991  genel seçimlerinde, bölge kadınlarının büyük desteğini aldığı bir seçim çalışması sonrasında zamanın Sosyaldemokrat Halkçı Parti listesinden Diyarbakır milletvekili olarak TBMM’ye girdi. 6 Kasım 1991’de, TBMM 19. Yasama Dönemi için yapılan yemin töreninde, başında Kürt ulusal renkleri olan bir bantla, Türkçe başladığı yemini Kürtçe “Bu yemini Türk ve Kürt halklarının kardeşliği adına ediyorum” cümlesiyle tamamlaması nedeniyle meclis salonunda tepkiyle karşılaştı.

2 Mart 1994’te, ABD’de yaptığı bir konuşma yüzünden, TBMM Genel Kurulunda yapılan oylamada, Orhan Doğan, Hatip Dicle, Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Mahmut Alınak’la beraber milletvekilliği dokunulmazlığı kaldırıldı. Ertesi gün dokunulmazlıkları kaldırılmış olan diğer 5 milletvekiliyle birlikte gözaltına alındı. 17 Mart 1994’te, grup arkadaşları Hatip Dicle, Selim Sadak ve Orhan Doğan ile birlikte tutuklanarak cezaevine gönderildi. 8 Aralık 1994’te yasadışı örgüt üyeliği suçundan mahkûm olarak 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hapishaneden yazdığı mektuplar önce bir gazetede yayımlandı, daha sonra kitap haline getirildi.

1995 yılında Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü verildi. Hapishane yılları boyunca uluslararası barış kuruluşlarının ve insan hakları derneklerinin desteği ve Avrupa Birliği süreciyle birlikte yoğunlaşan çabaları sonucunda ve AİHM kararı doğrultusunda yeniden yargılanan Zana ve arkadaşları, on beşer yıllık hapis cezaları olduğu gibi onaylanarak cezaevinde kaldılar. Zana, 8 Haziran 2004’te Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi’nden serbest bırakıldı. TBMM 24. Dönem Diyarbakır, 25. ve 26. Dönem Ağrı milletvekilidir.

21 Mart 2007 tarihinde Diyarbakır’daki etkinliklerde sarfettiği, “Kürtlerin 3 lideri var. Bu üç lidere minnet borçluyuz” sözleri nedeniyle Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Zana’yı Terörle Mücadele Kanunu’nun “Terör örgütünün propagandasını yapmak” suçunu kapsayan 7. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezasına çarptırdı.

Çeşitli tarihlerde yaptığı 9 ayrı konuşma nedeniyle Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Terör örgütünün propagandasını yapmak” ve “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçlarından yargılanan Leyla Zana’ya mahkeme 10 yıl hapis cezası ve seçme-seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına da karar verdi. Ancak Yargıtay 9. Ceza Dairesi “sanığın eksik savunma” yapması sebebiyle kararı bozdu.

Yeniden görülen davada “sanığın terör örgütü PKK üyeliği boyutuna ulaştığı” gerekçesiyle aynı ceza verildi. Tekrar temyize gönderilen dosya yine bozularak yerel mahkemeye gönderildi. İlgili Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın kararına uydu. Mahkeme, son yasal düzenlemeleri dikkate alarak Zana hakkındaki ’terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan kovuşturmanın ertelenmesine; ’örgüt adına suç işlemek’ suçundan da ceza verilmesine yer olmadığına karar vererek davayı düşürdü.

Paylaşın

Leyla Zana’dan Dikkat Çeken Paylaşım: Kürtlerin Sınırlarını Zorlamayın

Halay çeken 6 kadının gözaltına alınmasına tepki gösteren Leyla Zana, “Kürtlerin sınırlarını zorlamayın! Hepimizi Kürtçe şarkılarla, davul, zurna ve sloganlarımızla alanlara, meydanlara çıkarmayı düşünüyorsanız, seve seve varız!” dedi.

Haber Merkezi / Siirt’in Kurtalan ilçesinde bir düğünde halay çeken altı kadın “örgüt propagandası” gerekçesiyle, İstanbul’da farklı tarihlerde yapılan düğünlerde Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çeken en az 11 kişi, Mersin ve Ağrı’da da halay çektikleri için hedef gösterilen kişiler de gözaltına alındı.

Leyla Zana, bu gözaltılara tepki göstererek sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu. Zana, “Kürtlerin sınırlarını zorlamayın! Hepimizi Kürtçe şarkılarla, davul, zurna ve sloganlarımızla alanlara, meydanlara çıkarmayı düşünüyorsanız, seve seve varız!” dedi.

Leyla Zana kimdir?

3 Mayıs 1961 tarihinde Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde dünyaya gelen Leyla Zana, ilkokulun birinci sınıfını tamamlayamadan okuldan ayrılmak zorunda kaldı. 1975 yılında 14 yaşındayken, kendisinden 21 yaş büyük kuzeni Mehdi Zana ile evlendi. 12 Eylül 1980 askeri darbesi döneminde, o dönem Diyarbakır Belediye Başkanı olan Mehdi Zana gözaltına alınıp tutuklandı ve 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Leyla Zana eşi hapiste iken ilk olarak okuma – yazma öğrendi. Daha sonra ilkokulu, ortaokulu ve liseyi dışarıdan bitirdi. Eğitime ayırdığı zamanın yanında siyasi faaliyetlere de katıldı.

1991  genel seçimlerinde, bölge kadınlarının büyük desteğini aldığı bir seçim çalışması sonrasında zamanın Sosyaldemokrat Halkçı Parti listesinden Diyarbakır milletvekili olarak TBMM’ye girdi. 6 Kasım 1991’de, TBMM 19. Yasama Dönemi için yapılan yemin töreninde, başında Kürt ulusal renkleri olan bir bantla, Türkçe başladığı yemini Kürtçe “Bu yemini Türk ve Kürt halklarının kardeşliği adına ediyorum” cümlesiyle tamamlaması nedeniyle meclis salonunda tepkiyle karşılaştı.

2 Mart 1994’te, ABD’de yaptığı bir konuşma yüzünden, TBMM Genel Kurulunda yapılan oylamada, Orhan Doğan, Hatip Dicle, Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Mahmut Alınak’la beraber milletvekilliği dokunulmazlığı kaldırıldı. Ertesi gün dokunulmazlıkları kaldırılmış olan diğer 5 milletvekiliyle birlikte gözaltına alındı. 17 Mart 1994’te, grup arkadaşları Hatip Dicle, Selim Sadak ve Orhan Doğan ile birlikte tutuklanarak cezaevine gönderildi. 8 Aralık 1994’te yasadışı örgüt üyeliği suçundan mahkûm olarak 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hapishaneden yazdığı mektuplar önce bir gazetede yayımlandı, daha sonra kitap haline getirildi.

1995 yılında Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü verildi. Hapishane yılları boyunca uluslararası barış kuruluşlarının ve insan hakları derneklerinin desteği ve Avrupa Birliği süreciyle birlikte yoğunlaşan çabaları sonucunda ve AİHM kararı doğrultusunda yeniden yargılanan Zana ve arkadaşları, on beşer yıllık hapis cezaları olduğu gibi onaylanarak cezaevinde kaldılar. Zana, 8 Haziran 2004’te Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi’nden serbest bırakıldı. TBMM 24. Dönem Diyarbakır, 25. ve 26. Dönem Ağrı milletvekilidir.

21 Mart 2007 tarihinde Diyarbakır’daki etkinliklerde sarfettiği, “Kürtlerin 3 lideri var. Bu üç lidere minnet borçluyuz” sözleri nedeniyle Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Zana’yı Terörle Mücadele Kanunu’nun “Terör örgütünün propagandasını yapmak” suçunu kapsayan 7. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezasına çarptırdı.

Çeşitli tarihlerde yaptığı 9 ayrı konuşma nedeniyle Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Terör örgütünün propagandasını yapmak” ve “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçlarından yargılanan Leyla Zana’ya mahkeme 10 yıl hapis cezası ve seçme-seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına da karar verdi. Ancak Yargıtay 9. Ceza Dairesi “sanığın eksik savunma” yapması sebebiyle kararı bozdu.

Yeniden görülen davada “sanığın terör örgütü PKK üyeliği boyutuna ulaştığı” gerekçesiyle aynı ceza verildi. Tekrar temyize gönderilen dosya yine bozularak yerel mahkemeye gönderildi. İlgili Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın kararına uydu. Mahkeme, son yasal düzenlemeleri dikkate alarak Zana hakkındaki ’terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan kovuşturmanın ertelenmesine; ’örgüt adına suç işlemek’ suçundan da ceza verilmesine yer olmadığına karar vererek davayı düşürdü.

Paylaşın

DEM Parti’den Dikkat Çeken Selahattin Demirtaş Ve Leyla Zana Açıklaması

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Selahattin Demirtaş’ın yerel seçimlere birkaç gün kala açıklama yapacağı iddiaları ve Leyla Zana’nın Diyarbakır’daki Newroz kutlamalarında yaptığı açıklamalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Medyascope Yayın Yönetmeni Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtlayan Tülay Hatimoğulları, “Selahattin Başkan bir açıklama yapacak olsa bile partimizin almış olduğu kararların paralelinde olacağı kanaatindeyim” dedi.

“Selahattin Demirtaş’ın bir açıklama yapması bekleniyor, siz de bekliyor musunuz?” sorusuna Hatimoğullları şu yanıtı verdi: “Biz Selahattin Bey’in bir açıklaması olup olmayacağını bilmiyoruz. Selahattin Başkan bir açıklama yapacak olsa bile partimizin almış olduğu kararların paralelinde olacağı kanaatindeyim. Biz stratejimizi belirlerken, biliyorsunuz seçilmişlerimizin çoğu cezaevindedir.

Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Ankara Büyükşehir Eş Başkan adaylarımızdan Gültan Kışanak, tutukluluk süresi bittiği halde cezaevinde tutuluyor. Biz elbette bu arkadaşlarımızın da görüş ve önerilerini aldık merkez yürütme kurulu ve parti meclisi olarak. Onların görüş ve önerileriyle süreci birlikte inşa ettik. O yüzden yapılacak bir açıklama olup olmadığını bilmiyorum, yapılacaksa da bu paralellikte olacağı kanaatindeyim.”

Tülay Hatimoğulları, Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarıyla birlikte sekiz yılın ardından siyaset sahnesine dönen Leyla Zana hakkında Çakır’ın yönelttiği “Leyla Zana’nın durumu nedir? Parti çizgisinden farklı bir duruşu mu var, yoksa DEM Parti ile aynı şeyleri mi söylüyor?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Leyla Zana’nın 8 sene sonra siyasete neden döndüğü sorusu bize çok soruluyor. Sizin sorunuzda da böyle bir ima var. Leyla Zana elbette Kürt halkının yetiştirmiş olduğu çok önemli bir Kürt kadın siyasetçi, çok önemli bir aktör. Bizimle birlikte olması, çalışmalarımıza destek vermesi, kampanyamıza destek vermesi bizleri güçlendiren bir şey. Leyla Zana ile bizim seçimlere dair yaklaşımlarımızda çok önemli bir farklılık olmadığı kanaatindeyim.”

Ne olmuştu?

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 31 Mart yerel seçimlerine birkaç gün kala açıklama yapacağı iddia edilmişti.

Diyarbakır’daki Newroz kutlamalarında konuşan Leyla Zana, “Ben umut ediyorum ki seçimlerin ardından barışın ve özgürlüğün yolunu açacağız” demişti.

Öte yandan 31 Mart yerel seçimi öncesi ‘ittifak’ tartışmaları devam ederken; DEM Parti bileşenlerinden Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi’nden (SYKP) CHP’nin yeniden aday gösterdiği İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek gelmişti.

SYKP, HDP’nin Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve DEM Parti’nin sert sözlerle yalanladığı Ahmet Saymadi’nin de kurucuları arasında yer aldığı bir parti.

İstanbul İl Başkanlığı’nın sosyal medya hesabından “Faşizmin inşasına karşı 31 Mart’ta AKP-MHP blokuna kaybettirelim” başlıklı bir açıklama yapan SYKP, “İstanbul başta olmak üzere yerel yönetimleri geri almanın AKP-MHP iktidar blokunun faşizmi inşa etme sürecindeki önemi ortadadır” demişti.

Paylaşın

Leyla Zana: Kürtler Onurundan Vazgeçmeyecek

Şanlıurfa Siverek’te halk buluşmasında konuşan Leyla Zana, “Şimdiye kadar kardeşler arasında birliktelik yoktu. Ancak bu Kürtlerin suçu değildi. O nedenle birlikteliği inşa etmek gerekiyor. Şu anda tüm partiler reklamlarını Kürtçe yapıyor” dedi ve ekledi:

“Allah o kadar kavim yarattı ki herkes birbirinden farklı. Kültürleri, dilleri, yaşamları farklıdır. Kürtlere kimlik, dil, tarih gerekmiyor diyorlar. Biz onurumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Kürtlere ‘Bizim gibi davranacaksınız’ diyorlar. Ancak Kürtler bunu kabul etmiyor.”

Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi (DEM Parti) Urfa’nın Siverek ilçesinde halk buluşması gerçekleştirdi. Buluşmada konuşan Leyla Zana, ulusal birliğe işaret ederek, “Bu sadece bir seçim oluşumu değildir. Bu dilini, kültürünü yaşayabileceğimiz bir oluşumdur. Bu bir halk oluşumudur. Ve sizin emeklerinizle bu aşamaya geldi. DEM geldi ve dem birliğimizi inşa etme demidir” dedi.

“Siverek halkı, sizinle ilk defa bu şekilde bir araya geliyoruz. Siverek siyasetin, sanatın, bilimin beşiğidir. Çocuklar bu toprakların nasıl büyük şahsiyetler doğurduğunu bilsinler” diyerek şunları söyledi:

“Bunlardan bazıları Faik Bucak’tır, Necmettin Büyükkaya’dır. Yılmaz Güney sinemada bize örnek oldu. Bir diğeri Kürt edebiyatını okullarda okutan Mehmet Uzun’dur. Hürmetle, minnetle kıymetli emekleriyle onları anıyoruz. Toplumu aydınlatan sizler de aydınlıkta olun. Bir diğeri de siyaset yürüten İbrahim Ayhan’dı. Bazı ölümler vardır ki çok zamansızdır. Takdir-i Allah onu bizden erken aldı. Bu büyük emeklerle buraya kadar gelindi. Bunları iyi korumak gerekiyor.”

İnsanlığın başlangıcından bu yana 5 bin yıldır yaşamın kadın emeğiyle örüldüğünü ifade eden Zana, “Bir yandan tarımla uğraşıyor kadınlar, bir yandan hayvancılık. Bir yandan çocuk bakıyor, bir yandan da yemek yapıyor. O nedenle ‘jin, jiyan, azadî’ diyoruz. Büyük hedefimiz yeni bir yaşam inşa etmek. Modern ve çağa uygun yeni bir yaşam inşa etmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Kürtler bunu kabul etmiyor”

Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre; Zana, sözleri şöyle sürdürdü: “Şimdiye kadar kardeşler arasında birliktelik yoktu. Ancak bu Kürtlerin suçu değildi. O nedenle birlikteliği inşa etmek gerekiyor. Şu anda tüm partiler reklamlarını Kürtçe yapıyor. Allah o kadar kavim yarattı ki herkes birbirinden farklı. Kültürleri, dilleri, yaşamları farklıdır. Kürtlere kimlik, dil, tarih gerekmiyor diyorlar. Biz onurumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Kürtlere ‘Bizim gibi davranacaksınız’ diyorlar. Ancak Kürtler bunu kabul etmiyor” diye belirtti.

Paylaşın

Leyla Zana: Biz Kimsenin Kölesi De Düşmanı Da Değiliz

Yerel seçimler kapsamında Diyarbakır Hazro’da halka seslenen Leyla Zana, “Hiçbir zora başvurmadan toplum içindeki bütün problemleri diyalog kurarak, birlikte akıl yürüterek çözmek mümkündür” dedi ve ekledi:

“Yeter ki duyabilsinler, kadim halkın sesine kulak kabartsınlar. Biz kimsenin kölesi de düşmanı da değiliz. Biz barış içinde, huzur içinde adaletli bir şekilde var olalım, kendimizi koruyalım ve diğer arkadaşlarımıza da  saygı duyalım. Çünkü her halk saygıyı hak ediyor.”

Leyla Zana, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır İl Eşbaşkanları, Büyükşehir belediye eşbaşkan adayları ile seçim çalışmalarına başladı.

Bu kapsamda DEM Parti Hazro seçim bürosunda konuşan Leyla Zana, “Biz bin 400 yıldır, bu inançla ayakta kalmışız. Kürtler hiçbir zaman İslami inancını siyaset malzemesi yapmamıştır. Kendileri ve Allah arasında inancını yaşamıştır. En güzel şeyde o dur ki insan inancını kendisi ve Rabbi arasında bıraksın. İnsan inancını kirli siyasetin emrine sokmamalıdır. Hezro’ya ne zaman gelsem aklıma dedelerimiz gelir.

Medreselerde küçük çocuklarla birlikte sadece ibadet edilirdi. Onlara terbiye, temiz ahlak öğretiyorlardı. Merhamet öğretiyorlardı. Bugün eğer siyaset boğulmuş ise bu söylediklerim yerine getirilmediği içindir. Ahlaktan bahsediyorlar ama ahlak bırakmamışlar. Temiz dilden bahsediyorlar, dillerinden kin akıyor. Barıştan bahsediyorlar ama savaştan başka bir şey yapmıyorlar” dedi.

Mezopotamya Haber Ajansı’nda yer alan habere göre, Zana şöyle devam etti: “Hezro ben inanıyorum ki siz hiçbir zaman bizi utandırmadınız bizde hiçbir zaman sizi utandırmadık. Takatimiz olduğu müddetçe hem toplumsal hem de ulusal birlik alanında mücadele etmişiz. Hatırlıyorum. Biz ilk Newroz’u kutladığımızda 150 kişiydik. Bugün milyonlar alanda, bu sizin başarınızdır, sizin gücünüzdür.

Ben inanıyorum ki siz yine misyonunuzu yerine getireceksiniz. Bu bizden irademizi isteyen sistem partileri ancak bize diyorlar ki, ancak siz olmayın, görünmeyin. Bu dönemde siz büyük bir cevap ile iradenize sahip çıkın. Parti kimsenin malı değildir. Halkın emeğiyle kurulmuştur. Halkındır, halkın gençlerinin, kadınlarının emeğiyle kurulmuştur.”

Erdoğan’ın ismini vermeden “Biz milletin hizmetkarıyız” sözlerine atıfta bulunan Zana, “Bu sözü de bizden öğrenmişler. Biz ilk kez konuşmalarımızda bunu kullandık. Ben inanıyorum ki halk kendi iradesine sahip çıkacaktır. Bir kez daha Kürtler olarak el ele, omuz omuza vererek, irademizi bir yapalım. Siz bunu yaparsanız, inanın ki barışın yolu da açılacaktır. Kıymetiniz de olacaktır. Herkes diyecek biz nasıl onların desteğini alabiliriz. Kimse bize diyemez; ‘tıpış tıpış oy kullanacaksınız.’ Onlar diyor ki biz ne söylersek Kürtler arkamızdan gelecek. Ama biz diyoruz ki kimsenin arkasından gitmiyoruz. Birlikte başaracağız” şeklinde konuştu.

Ardından Zana ve beraberindekiler Dedaş mahallesine geçti. Dedaş köyünde il eşbaşkanları, büyükşehir belediye eşbaşkan adayları halkı selamladı. Ardından söz alan Borkayi ailesinden Fahreddin Canbeyi, dini siyasete alet edenleri eleştirerek, halkı kendinden olana sahip çıkmaya çağırdı.

Son olarak konuşan Kürt siyasetçi Leyla Zana ise, “‘Kürtleri kandırabiliriz diyorlar’  onlara artık yeter diyeceğiz. İnsan iradesine sahip çıkarsa Allah’ta ona sahip çıkar. Kendimize, dilimize, onurumuza sahip çıkalım” dedi.

“Ben Kürtçeyi copların vurulduğu anlarda öğrendim, zorlandığım anlarda öğrendim” diyen Zana, “Ama Cengiz Çandar arkadaşımız gönüllülük temellinde öğreniyor. En güzeli gönüllü öğrenmektir. Hiçbir zora başvurmadan toplum içindeki bütün problemleri diyalog kurarak, birlikte akıl yürüterek çözmek mümkündür. Yeter ki duyabilsinler, kadim halkın sesine kulak kabartsınlar. Biz kimsenin kölesi de düşmanı da değiliz. Biz barış içinde, huzur içinde adaletli bir şekilde var olalım, kendimizi koruyalım ve diğer arkadaşlarımıza da  saygı duyalım. Çünkü her halk saygıyı hak ediyor” ifadelerin kullandı.

Gençlere seslenen Zana, “Bundan 50 yıl önce anneleriniz, babalarınız yaşamın nasıl ortaklaşabileceğini yeterince idrak edemediler. Kadın hep aşağılandığı, dört duvar arasında olduğu için yıprandı. Suçlamıyorum ama şimdi ki zaman farklı zaman. Zaman sizlerin zamanıdır” dedi.

İftardan sonra herkesi 1 kişiyi ikna etmek için çalışmaya çıkmaya davet eden Zana, “Bunu başardığımız da bu seçimi kazanmışız, demektir. Sizlere olan güvenimi hiç kaybetmedim. Çünkü siz deryasınız, biz çeşmeyiz. Onun için huzur içinde, paylaşımcı, adaletli bir yaşam. En güzeli olan özgürce bir yaşamda buluşmak üzere hepinize selamlar saygılar sunuyorum” diye konuştu.

Paylaşın