Döviz Kuru Hedefi ‘Kur Korumalı Mevduat’ Sahiplerini Vurabilir

Merkez Bankası Enflasyon Raporu’nda 2022 yıl sonu enflasyon tahmini, neredeyse iki katına çıkarılarak, yüzde 11,8’den yüzde 23,2’ye yükseltildi. Raporda öngörülen hedeflerin, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıkladığı rakamlarla büyük fark gösterdiği de dikkat çekti.

Erdal Sağlam’ın DW Türkçe için kaleme aldığı analizine göre; Enflasyon Raporu’nda yer alan hedefleri inceleyen uzmanlar, -açıkça yazılı olmasa bile- 13,5 TL’lik dolar kurunun yılın ilk yarısında devam edeceği varsayımı bulunduğunu belirttiler. Bunun yanında yıllık büyüme konusunda ise yüzde 4’ün hemen altında varsayımlarla hareket edildiği ortaya çıkarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu kadar düşük büyümeyi kabul etmesi beklenmiyor. Yavaşlama gördüğünde Erdoğan’ın krediler başta olmak üzere, yeni önlemleri hızla devreye sokacağını tahmin eden bürokratlar; büyüme yüzde 4’ün üzerine çıktığında, cari açık ve enflasyon başta olmak üzere Merkez Bankası hesaplarının bozulmasının kaçınılmaz olacağı görüşünde.

KKM sahiplerini bekleyen tehlike

Öte yandan “örtülü sabit kur” denilebilecek bu uygulamanın getireceği yan sonuçlar da olacak. Bunların başında da kurları düşürmek için devreye sokulan Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesabı geliyor. Bankalara bu konuda “hem havuç hem sopa” gösterilerek, bu hesapların hacmini artırmaya çalışan ekonomi yönetimi, Mart sonunda itibaren KKM tartışmalarıyla karşılaşacak.

Örnek olarak ele alacak olursak; Aralık sonu ya da Ocak ayı başında 1 ay vadeli normal TL mevduat hesabı açan bir tasarruf sahibi -bir ara yüzde 24-25’lere çıktı ama- diyelim ki yüzde 20-21’den parasını yatırdı. Bazı tasarruf sahipleri de aynı tarihlerde kur korumalı TL mevduat hesabına geçti, en kısa süreli 3 aylık KKM hesabı oluşturdu. Mart sonu geldiğinde, örtülü sabit kur hedefi tuttuğu takdirde, KKM hesabı açanlar zararlı çıkacak. Çünkü KKM’deki faiz oranı politika faizi artı 3 puan yani yüzde 17 ile sınırlı tutuldu. 1 ay vadeli normal mevduat sahibi, dolar kuru mart sonunda, hâlâ hedeflendiği gibi 13,5 TL civarında ise birikimli olarak yaklaşık yüzde 9 civarında fazla getiri sağlamış olacak. KKM’nin stopaj muafiyetini göz önünde tutsanız bile, normal TL mevduat daha kârlı hale gelecek. KKM hesabı olanlar ancak 3 ay içinde kurlardaki artışın yüzde 17’nin üzerine çıkması halinde daha kârlı olabilir ama ekonomi yönetimi bunu öngörmüyor.

Kur tutulamazsa neler yaşanabilir?

Mart sonunda itibaren bu tablonun görülmesiyle yaşanacak tartışmalar ve mevduat sahibinin tercihinin değişip değişmeyeceği konusunda görüş ayrılıkları var. Bazı uzmanlar bunu gören mevduat sahiplerinin, vade esnekliğinin de etkisiyle, 1 aylık TL mevduat hesaplarına döneceklerini söylüyorlar. Buna karşılık aradaki farkın küçük olduğunu, “ne olur ne olmaz” diyerek, olası kur artışı ihtimalini de gözönüne alan tasarruf sahiplerinin bir süre daha KKM’ye devam edeceklerini tahmin eden bankacılar da var.

Özetle; ekonomi yönetimi örtülü sabit kur denilebilecek sisteme geçtiği için KKM hesaplarının cazibesinin azalması kaçınılmaz görülüyor. Eğer kurlar bu seviyede tutulamazsa o zaman tüm makro dengeler değişmek zorunda kalacak.

Nebati ile Merkez Bankası’nın hesapları farklı

Bakan Nebati, Ocak ayı sonunda enflasyonun pik yapacağını daha sonra inişe geçeceğini belirtti. Buna karşılık Enflasyon Raporu’nda; enflasyondaki yükselişin Mayıs sonuna kadar devam edeceği, yani pik noktanın Mayıs sonu yaşanacağı görülüyor. Bakan Nebati, enflasyonun yüzde 40’lara kadar çıkıp yıl sonunda yüzde 30’lara ineceğini belirtirken; TCMB’nin raporunda Mayıs sonunda enflasyonun yüzde 50’yi aşacağı, yıl sonunu ise hızlı düşüşle yüzde 23,2’de bitireceği öngörülüyor. Piyasa uzmanları Bakan Nebati’nin yıllık enflasyon rakamını aşırı iyimser, yılsonu enflasyonu için daha uygun bir tahmin olarak görüyor.

Bakan Nureddin Nebati’nin Ocak enflasyonu için belirttiği yüzde 6-8 aralığının aşılacağı ise hemen hemen kesin gibi. Enflasyon raporunda yer alan “Enflasyon ve çıktı açığı tahminleri”ne bakıldığında, Merkez Bankası’nın Ocak ayında yüzde 9,7 civarında bir enflasyon beklediği anlaşılıyor. Piyasa anketlerine bakıldığında yüzde 10’un altında tahmin vardı ama son enerji krizi ve yoğun kar yağışlarının gıda fiyatlarındaki etkisi, bu ayın sonunda yapılacak tahminleri yükseltecek. TÜİK konusunda uzman Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, Ocak ayı enflasyonu için yüzde 13,5 ile 15,5 arasındaki tahminini açıkladı.

Merkez Bankası dahil, Ocak sonunda yıllık enflasyon oranının yüzde 45’i aşacağı tahminleri ağırlıkta. Yüzde 50’nin üzerine çıkma ihtimali de bulunuyor. Buna karşılık Merkez Bankası’nın politika faiz oranı yüzde 14’te kaldığı için, negatif reel faizin boyutu 30 puanı aşacak. Yani enflasyonun üçte biri seviyesinde bir politika faizinden söz ediyoruz.

Hükümetin kur beklentisini bozacak gelişmeler

İşte bu beklenti aynı zamanda, ekonomi yönetiminin tüm planını üzerine kurduğu, örtülü sabit kuru tehlikeye sokacak bir rakam olarak görülüyor. Bunun yanında FED’in 2022 yılında 4-5 kez faiz artırımı yapacağı, Mart’taki ilk artışın 50 baz puana kadar çıkacağı yolunda artan beklentiler, yine ekonomi yönetiminin hesaplarını bozabilir. Aynı şekilde Rusya-Ukrayna krizinin, enerji maliyetlerine getireceği fatura ve büyük umutlarla beklenen yüksek turizm gelirini tehlikeye atma riski nedeniyle son günlerde ekonomi yönetiminde ciddi bir tedirginlik hakim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yüksek büyüme -düşük faiz” politikası devam eder, banka kredileri beklenenden yüksek miktarda artırılırsa, bunun kur üzerinde baskı yaratması da kaçınılmaz olacak.

Risklere rağmen örtülü sabit kurun 6 ay sürdürülebileceğini söyleyen uzmanlar da var ama bunlar da “en geç Ekim ayında erken seçim olması gerektiğini” söylüyorlar. Ekimin ötesine geçildiğinde borçlanmadaki artış ve bütçe açıklarında bozulmalar görünür hale geleceği için, yılsonunda makro dengelerde büyük bozulmalar yaşanmasının kaçınılmaz olacağını ifade ediyorlar.

Paylaşın

‘Kur Korumalı Mevduat’ İçin Dikkat Çeken Analiz

Dünyanın en büyük bankaları arasında yer alan Deutsche Bank, “Kur korumalı mevduatın yaratabileceği mali yük, Türkiye’yi TL’deki değer kaybına karşı daha hassas hale getirdi” değerlendirmesinde bulundu.

Deutsche Bank, kur korumalı mevduat uygulamasının Türk lirasında değer kaybı yaşanması halinde mali yükü artıracağını ve Türkiye’nin şu an TL’deki değer kaybına karşı daha hassas hale geldiğini söyledi.

Bloomberg HT haberine göre, Alman yatırım bankası Deutsche Bank’ın yayımladığı raporda, hükümetin döviz cinsi borçlarının yüzde 66’ya ulaştığı ve Aralık ayında kurda yaşanan düşüşten dolayı bunun daha da artmasının beklendiği, kur korumalı mevduat uygulamasının da Türk lirasında değer kaybı yaşanması halinde mali yükü artıracağı belirtildi.

“Bundan dolayı 2022’nin ilk çeyreğinde politika faizinde büyük bir artış olacağına dair görüşümüzü koruyoruz” diyen Deutsche Bank, enflasyonun da Mayıs ayına kadar yükselmeye devam edeceğini düşündüklerini kaydetti.

Deutsche Bank, Merkez Bankası’nın dolarizasyon, zayıf Türk lirası ve artan enflasyondan dolayı 2022’nin ilk çeyreğinin sonlarına doğru politika faizini 1000 baz puan artırarak yüzde 25’e çıkarmak zorunda kalabileceğini söylemişti.

Paylaşın

Kur Korumalı Mevduata Geçiş İçin ‘Özel Dönüşüm Kuru’ Kaldırıldı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından, Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesine ilişkin tebliğlerde yapılan değişiklikler, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

BBC Türkçe’de yer alan habere göre; Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ’de yapılan değişiklikler kapsamında, “dönüşüm kuru” ve “vade sonu kuru” kavramları yeniden tanımlandı.

Dönüşüm kurunun karşılığı, “döviz tevdiat hesapları ve döviz cinsinden katılım fonu hesaplarında bulunan dövizin Türk Lirası’na çevrildiği gün Merkez Bankasınca belirlenecek usul ve esaslara göre ilan edilen döviz alış kuru” şeklinde değiştirildi.

Vade sonu kuru da “Türk Lirası mevduat veya katılma hesabının vadesinde Merkez Bankasınca belirlenecek usul ve esaslara göre ilan edilen döviz alış kuru” olarak tanımlandı.

Döviz alış kuru ve vade sonu kuru tanımlarındaki “saat 11.00’de Merkez Bankası tarafından ilan edilen” ifadeleri çıkarıldı. Bu ifadenin yerine, “Merkez Bankasınca belirlenecek usul ve esaslara göre ilan edilen” cümlesi eklendi.

Yeni uygulama nasıl olacak?

Merkez Bankası buna göre uygulama şeklini belirledi. Yeni uygulamada, Merkez Bankası tarafından saat 10.00 ile 15.00 arasında her saat başı ilan edilen kur dikkate alınacak ve TL dönüşüm hangi saatte olduysa ona yakın en son saatteki kur baz alınacak. Vade sonu kuru yine hesabı vadesinin dolduğu gün saat 11.00’de açıklanan kur olacak.

Getiri farkı nasıl hesaplanacak?

Tebliğin döviz tevdiat hesapları ve katılım fonlarının, vadeli Türk Lirası mevduat veya katılma hesaplarına dönüşümüne ilişkin bölümünde de düzenleme yapıldı.

Katılma hesabına sağlanacak getirinin Merkez Bankasının katılım bankaları ile açık piyasa işlemleri kapsamında yaptığı bir hafta vadeli geri satım vaadi ile alım işlemlerinde oluşan maliyetten düşük olması halinde aradaki farkı, katılım bankası karşılayabilecek. Merkez Bankası, karşılanmayan kısım için ödeme yapmayacak.

Daha önce söz konusu fark, katılım bankalarının Merkez Bankası ile açık piyasa işlemleri kapsamında yaptıkları bir hafta vadeli repo işlemlerinde oluşan maliyete göre hesaplanıyordu.

Tebliğde, “Vade sonunda Türk lirası mevduat veya katılma hesabı sahibine anapara ile faiz veya kar payı banka tarafından ödenir” maddesi de “vade sonunda Türk lirası mevduat hesabı sahibine anapara ile faiz, katılma hesabı sahibine ise vade sonundaki katılma hesabı bakiyesi banka tarafından ödenir” şeklinde değiştirildi.

Altın hesaplarından TL mevduata geçiş tebliğinde düzenleme

Öte yandan, TCMB’nin Altın Hesaplarından Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ’de yaptığı değişiklikler de Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Değişiklik kapsamında tebliğin tanımlar bölümünde “dönüşüm fiyatı” ile “vade sonu fiyatı” kavramlarının tanımından, “saat 11.00’de Merkez Bankası tarafından ilan edilen” ifadeleri çıkarıldı.

Yeni tebliğde dönüşüm fiyatı, “altın hesaplarında bulunan altının Türk Lirası’na çevrildiği gün Merkez Bankasınca belirlenecek usul ve esaslara göre ilan edilen gram altının Türk lirası karşılığı alış fiyatı”, vade sonu fiyatı da “Türk Lirası mevduat veya katılma hesabının vadesinde Merkez Bankasınca belirlenecek usul ve esaslara göre ilan edilen gram altının Türk lirası karşılığı alış fiyatı” şeklinde tanımlandı.

Paylaşın