AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılında köylerde 6 bin 388 okul öncesi, 25 bin 258 ilköğretim, 755 ortaöğretim olmak üzere toplam 32 bin 401 eğitim öğretim kurumu vardı ve bu kurumlarda 275 bin 458 öğrenci bulunmaktaydı.
2023 yılında ise köylerde 5 bin 532 okul öncesi, 5 bin 582 ilkokul, 2 bin 624 ortaokul, 231 ortaöğretim olmak üzere toplam 13 bin 961 eğitim öğretim kurumunda 623 bin 902 öğrenci eğitim aldı. Başka bir ifadeyle, AK Parti döneminde yaklaşık 20 bin köy okulu kapatıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milli Eğitim Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in cevaplaması istemiyle hazırladığı soru önergesinde 2002’den bu yana kapatılan köy okullarının sayısını sordu.
Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın haberine göre; Özçağdaş, önergesinde köy okullarının sayısındaki azalışa ilişkin verilere de yer verdi. Buna göre 2002 yılında köylerde 6 bin 388 okul öncesi, 25 bin 258 ilköğretim, 755 ortaöğretim olmak üzere toplam 32 bin 401 eğitim öğretim kurumu vardı ve bu kurumlarda 275 bin 458 öğrenci bulunmaktaydı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2023 verilerine göre ise köylerde 5 bin 532 okul öncesi, 5 bin 582 ilkokul, 2 bin 624 ortaokul, 231 ortaöğretim olmak üzere toplam 13 bin 961 eğitim öğretim kurumunda 623 bin 902 öğrenci eğitim aldı.
Özçağdaş’ın kapatılan köy okullarına ilişkin soru önergesini yanıtlayan Bakan Yusuf Tekin, 2017 yılından itibaren ülke genelinde 2 bin 427 ilkokulun kapatıldığını söyledi. Cevapta okulların öğrenci yetersizliği ve benzeri nedenlerle kapatıldığı ifade edildi.
Bakanlık cevabında Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğindeki ilgili maddeye de yer verildi. Maddedeki okul kapatmayı düzenleyen kısımların şunlar olduğu ifade edildi:
-Nüfusu az ve dağınık olan köy ve benzeri yerleşim yerlerinde öğrenci sayısına bakılmaksızın valilikçe uygun görülmesi durumunda Bakanlık onayı ile ilkokul açılır.
-Nüfusu az ve dağınık olan köy ve benzeri yerleşim yerlerinde eğitim öğretime devam etmekte iken toplam öğrenci sayısı 10 ’un altına düşen ilkokulların valiliğin uygun görüşü üzerine Bakanlık onayıyla açık kalması sağlanabilir.
Özçağdaş, önergesinde 2002 yılından bugüne kadar kaç köy okulunun kiralanıp satıldığını da sordu. Bakanlık cevabında Hazine adına tescil edilen taşınmazların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yönetildiği ifade edilirken ilgili yönetmelikteki “Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin her türlü taşınır ve taşınmazlarının satışına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilidir” hükmüne yer verildi. Cevapta, “Bakanlığımız genel bütçeli kamu idareleri arasında olduğundan, taşınmaz mal edinme hakkına sahip değildir. Bu nedenle herhangi bir taşınmazın satışı Bakanlığımız yetki ve sorumlulukları arasında yer almamaktadır” denildi.
“Genç nüfus köylerden ayrılmak zorunda kaldı”
Köy okullarının kapatılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP’li Özçağdaş, “Köy okullarının kapatılması, köy nüfusunun azalmasına neden olmuştur. Köylerde tarım ve hayvancılık gibi işler o köyün genç nüfusu tarafından yapılırken, eğitimin köylerden uzaklaştırılmasıyla birlikte genç nüfus köylerden ayrılmak zorunda kalmıştır. Çünkü çocuklarının köylerde eğitim alması engellenmiştir. Bu da tarım ve hayvancılığa sekte vurmuştur” dedi. Özçağdaş, köylerinden göç etmek zorunda kalan ailelerin büyük şehirlerde barınma, işsizlik gibi sorunlarla da baş etmek zorunda kaldığını ifade etti.
Köy okullarının kapatılmasının ‘köylerde tek bir fikrin hüküm sürmesi sonucunu doğurduğunu’ da kaydeden Özçağdaş, “Köylerde bir öğretmen, bir doktor, bir veteriner olması o köylerde 3-4 farklı fikrin, 3 -4 farklı aklın olması demek olur. Ama günümüzde köylerin boşaltılmasıyla oralarda kalan tek devlet görevlisi din görevlileri oldu. Elbette onlar da olsun ama daha çok aklın, daha çok fikrin olması bambaşka bir etki yaratacaktır” diye konuştu.
Özçağdaş, partisinin iktidara gelmesi halinde tek bir çocuk dahi olsa köy okullarının tekrar açılacağını söyledi.
Bakan Yusuf Tekin’e köy okullarının satıldığına yönelik iddiaları da sorduğunu hatırlatan Özçağdaş, şöyle konuştu: “Bakanlık, böyle bir yetkinin kendilerinde değil, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda olduğunu söylüyor. Ülkemizde bir okul satılıyorsa, kiralanıyorsa bundan Milli Eğitim Bakanı’nın haberi olması gerekir. Bu cevap çok yetersizdir ve başından savma cevabıdır. Bakanın bizzat okulların durumunu takip etmemesi ülkemiz açısından çok acı bir durumdur. Bir okul satılıyorsa o okulda çalışan öğretmenler, okuyan çocuklar ne yapıyor; takip etmesi gereken bakanın ta kendisidir. Bunu yapmadığı gibi, topu başkasına atması, ne kadar kabul edilebilir bunu da halkın takdirine bırakıyoruz. Biz bu durumun takipçisi olmaya devam edeceğiz.”
Bakan Tekin’in katıldığı bir programda Türkiye’deki velileri Finlandiya’daki velilerle kıyasladığını, Türkiye’deki velilerin yetersiz, ilgisiz olduğunu ima ettiğini belirten Özçağdaş, “Kendisi Finlandiya’yla bu kadar meşgul olacağına Türkiye’deki eğitim sistemiyle, satılan okullarla meşgul olmalı, öğrencilerin ve velilerin mağdur olmaması için çalışmalı” ifadelerini kullandı” ifadelerini kullandı.