Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: Koca’dan Turkovac Açıklaması

Kovid 19’da son 24 saatte 67 bin 857 yeni vaka tespit edilirken, 167 kişi hayatını kaybetti. Verileri yorumlayan Bakan Koca, “Turkovac’ın, karşılaştırıldığı inaktif aşıdan daha etkili olduğunu göstermiştir. Turkovac’ı bekleyenler, yerli aşıya güvenleri artmış olarak aşılarını yaptırabilirler.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 392 bin 438 test yapılırken, 67 bin 857 yeni vaka tespit edildi. 167 kişi hayatını kaybederken, 56 bin 256 kişi sağlığına kavuştu.

Bakan Koca’dan Turkovac açıklaması

Güncel verilerle ilgili değerlendirmesini sosyal medya hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadeleri kullandı; Bilindiği gibi, Turkovac’ın primer aşılama Faz 3 sonuçları bilim insanları tarafından açıklandı. Bu sonuçlar, Turkovac’ın, karşılaştırıldığı inaktif aşıdan daha etkili olduğunu göstermiştir. Turkovac’ı bekleyenler, yerli aşıya güvenleri artmış olarak aşılarını yaptırabilirler.

Aşılamada son durum

18 yaş ve üzeri nüfusun aşılanması verilerinde 1’inci doz Türkiye ortalaması yüzde 92.20, 2’nci doz ortalaması yüzde 83.93 olarak ölçüldü. Ayrıca, 1’inci dozda 57 milyon 232 bin 10, 2’nci dozda 52 milyon 92 bin 874 ve 3’üncü dozda 23 milyon 82 bin 57 olmak üzere toplam 138 milyon 826 bin 560 aşı uygulandı.

En az 2 doz aşı olan kişi sayısının en yüksek olduğu iller; Osmaniye, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Manisa olurken, 2 doz aşı yapılan kişi sayısının en düşük olduğu iller ise Şanlıurfa, Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ oldu.

Paylaşın

DSÖ, Kovid 19 Tedavisinde İki İlacın Kullanımını Tavsiye Etti

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), yeni tip koronavirüse (Kovid 19) karşı etki gösterdiği belirlenen 2 ilacın tedavide kullanımını tavsiye etti. Örgütten yapılan yazılı açıklamada, DSÖ Uluslararası Uzmanlar Standart Geliştirme Grubu’nun, Kovid 19’a yakalanan hafif, ağır ve kritik durumdaki yaklaşık 4 bin hasta üzerinde yaptığı 7 ayrı denemenin ardından eklem iltihabı ilaçlarının Kovid 19’a karşı etkinliğine dair önerilerine yer verildi.

Buna göre, eklem iltihabı ilaçları Baricitinib ile Interleukin-6’nın (IL-6), kortikosteroid ilaçla birlikte kullanıldığında ağır durumdaki Kovid 19 hastalarının iyileşmesine olumlu etki sağladığı tespit edildi. Bu ilaçların verildiği ağır hastaların virüse karşı dirençleri artarken, oksijen tedavisi ihtiyacında azalma görüldü. Öte yandan uzmanlar, bu iki ilacın asla aynı anda kullanılmaması gerektiği uyarısında bulundu.

Antikor ilacına şartlı tavsiye

Durumu ağır olmayan hastalar için ise monoklonal antikor ilaçlarından Sotrovimab’ın kullanımı “belirli şartlar altında” tavsiye edildi. Şimdilik birine şartlı tavsiye kararı verilen monoklonal antikor ilacına ilişkin yeni bilgilerin, deneme sonuçları açıklandığında paylaşılacağı kaydedildi.

Klinik denemelerde yine eklem iltihabı ilaçları olan Ruksolitinib ve Tofasitinib’in kullanımının hastalarda iyileşme sağladığı, ancak Kovid 19’un Omicron gibi yeni varyantlarına karşı etkililiğine dair yeterli kanıt elde edilemediği belirtilerek, bunların kullanımı önerilmedi. DSÖ uzmanları daha önce IL-6’nın ağır ve kritik Kovid 19 hastalarında kullanımı için şartlı tavsiyede bulunmuştu.

Patent tekelleşmesine karşı uyarı

Dünya Sağlık Örgütünün Baricitinib ile IL-6’nın kullanımına ilişkin tavsiyesinin ardından Sınır Tanımayan Doktorlar (MFS) örgütünden yapılan açıklamada, tavsiye edilen ilaçlarda tekelleşmenin önüne geçilmesi gerektiği belirtildi.

MFS Enfeksiyon Hastalıkları Tıbbi Danışmanı Dr. Marcio da Fonseca, DSÖ’nün tavsiye ettiği ilaçlara düşük ve orta gelirli ülkelerdeki hastaların mutlak erişiminin hayati önem taşıdığına dikkati çekerek şunları söyledi:

“İlaçlara yeterli, zamanında ve adil erişimin temin edilmesi ve patent tekelleşmesine engel olunması için devletler, Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması’ndan feragat edilmesi ve zorunlu lisans verme gibi uygulamaların benimsenmesini teşvik etmelidir.”

Orta ve düşük gelirli ülkelerde insanların yetersiz aşılama oranı ve etkisini sürdüren yeni varyantlar sebebiyle korku içinde olduklarını vurgulayan Da Fonseca, salgınla mücadele araçlarına erişimde küresel eşitliğin sağlanması gerektiğini ifade etti.

Kovid 19 ilaçları

ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), Amerikalı ilaç firmaları Pfizer ve Merck firmalarının Kovid 19’a karşı geliştirdiği ağızdan alınan iki ilaç için, 12 yaş ve üzerindeki riskli kişiler için kullanım onayı vermişti. Ancak bu ilaçlar için DSÖ’den henüz bir karar çıkmış değil.

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: Günlük Vaka Sayısı 75 Binin Üzerinde

Kovid 19’da son 24 saatte 75 bin 564 yeni vaka tespit edilirken, 153 kişi hayatını kaybetti. Verileri yorumlayan Bakan Koca, “Salgının ilk dönemlerine kıyasla, enfekte olanların çok daha düşük bir oranı hastaneye yatıyor. Tedbir önemli bir zorunluluk. Temkinli ve tedbirli olalım.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 410 bin 116 test yapılırken, 75 bin 564 yeni vaka tespit edildi. 153 kişi hayatını kaybederken, 51 bin 675 kişi sağlığına kavuştu.

Bakan Koca’dan açıklama

Güncel verilerle ilgili değerlendirmesini sosyal medya hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadeleri kullandı; Omicron varyantı ülkemizde de baskın varyant haline geldi. Vaka sayıları bir önceki aya oranla yaklaşık 4 kat arttı. Fakat salgının ilk dönemlerine kıyasla, enfekte olanların çok daha düşük bir oranı hastaneye yatıyor. Tedbir önemli bir zorunluluk. Temkinli ve tedbirli olalım.

18 yaş ve üstü nüfusta ikinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 83,86, birinci doz aşı yapılanların oranı yüzde 92,16 olarak kayıtlara geçti. Türkiye’de bugüne kadar uygulanan aşı miktarı 138 milyon 326 bin 318 doza yükseldi.

18 yaş ve üstü nüfusta en az iki doz aşı yaptıranların oranının en yüksek olduğu 10 il Osmaniye, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Manisa oldu. En az iki doz aşı uygulananların oranının en düşük olduğu iller ise Şanlıurfa, Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ olarak sıralandı.
Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: Günlük Vaka Sayısında Rekor

Kovid 19’da son 24 saatte 77 bin 722 yeni vaka tespit edilirken, 145 kişi hayatını kaybetti. Verileri yorumlayan Bakan Koca, “Aşıyla elde edilen sonucu, hatırlatma dozunun önemini, maske ve sosyal mesafenin olayları kontrol altına almadaki etkisini biliyoruz. O halde güç bizde!” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 422 bin 028 test yapılırken, 77 bin 722 yeni vaka tespit edildi. 145 kişi hayatını kaybederken, 42 bin 573 kişi sağlığına kavuştu.

Bakan Koca’dan açıklama

Güncel verilerle ilgili değerlendirmesini sosyal medya hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadeleri kullandı; Omicron kaynaklı gelişmeler tedirgin edici olmakla birlikte, durumu hayatımızın normal akışı içinde aşabileceğimize kuşku yok. Aşıyla elde edilen sonucu, hatırlatma dozunun önemini, maske ve sosyal mesafenin olayları kontrol altına almadaki etkisini biliyoruz. O halde güç bizde!

Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en çok aşılamanın gerçekleştirildiği Osmaniye’yi, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Manisa takip etti. Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en az aşılamanın gerçekleştirildiği Şanlıurfa’yı sırasıyla Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ takip etti.

Paylaşın

DSÖ: Avrupa’nın Yarısı 6-8 Hafta İçinde Omicron’a Yakalanacak

Yüksek derecede bulaşıcı olduğu bilinen Omicron varyantının Avrupa’daki yayılma hızına karşı uyarıda bulunan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Avrupa’nın yarısının 6-8 hafta içinde Omicron varyantına yakalanacağını duyurdu.

Haber Merkezi / DSÖ Avrupa Direktörü Hans Kluge, bugün dijital olarak düzenlediği basın toplantısında, Omicron mutasyonlarının insan hücrelerini daha hızlı etkisi altına alması nedeniyle aşılı ve iyileşmiş kişiler de dahil Avrupa’da yaşayanların yüzde 50’sinden fazlasına Omicron bulaşabileceğini tahmin ettiklerini söyledi.

Washington Üniversitesi’ne bağlı araştırma enstitüsünün verilerine atıfta bulunan Kluge, “Sağlık Ölçümleri ve Değerlendirme Enstitüsü (IHME), bu ritimde Avrupa bölgesinde yaşayan nüfusun yüzde 50’sinden fazlasına önümüzdeki altı ila sekiz hafta içinde Omicron bulaşacağını tahmin ediyor” ifadelerini kullandı.

Kluge, açıklamasında “onaylanmış aşıların Omicron da dahil olmak üzere ağır hastalık ve ölümlere karşı koruma sağlamaya devam ettiğini” de vurguladı.

Avrupa’nın yanı sıra bazı Orta Asya ülkelerinden de sorumlu olan DSÖ’nün Avrupa temsilciliği, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 53 ülkeden sorumlu. Omicron, çok sayıda Avrupa ülkesinde şu anda baskın varyant haline gelmiş durumda.

Omicron’a rekor sayıda insanın yakalanması sağlık sistemleri için zorluk yaratıyor. İngiltere, Pazartesi günü 142 bin vaka sayısı ve 77 ölüm kaydetti. Aynı zamanda birçok hastane sağlık çalışanlarının hastalık iznine çıkması ve artan Covid-19 baskısı yüzünden çalışma kapasitelerinin “kritik” noktada olduğunu açıkladı.

Türkiye’de Sağlık Bakanlığı verilerine göre vaka sayısı Salı günü 74 bini aştı. Bu şimdiye kadar kayda geçen en yüksek rakam oldu. Avrupa’nın diğer ülkelerinde de vaka sayıları yükselmeye devam ediyor.

Fransa Sağlık Bakanı Olivier Veran, geçen hafta yaptığı bir açıklamada Ocak ayının hastaneler için zorlu geçeceğini söyledi. Veran, Omicron’a yakalanan hastaların “normal” hastane yataklarında tedavi gördüğü, delta varyantına yakalananların ise yoğun bakıma alındığını ekledi.

Polonya ise pandeminin başından beri 100 bin kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Polonya, Covid-19 kaynaklı ölüm oranlarında dünyada altıncı sırada bulunuyor ve nüfusun neredeyse yüzde 40’ının henüz aşı olmadığı bildiriliyor.

Pazartesi günü Pfizer firması, Omicron varyantını hedefleyen yeni bir aşıyı Mart ayında insanlara sunabileceğini söyledi. Sağlık uzmanları bunun gerekli olup olmadığını değerlendiriyor.

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: Günlük Vaka Sayısı 75 Bin Sınırında

Kovid 19’da son 24 saatte 74 bin 266 yeni vaka tespit edilirken, 137 kişi hayatını kaybetti. Verileri yorumlayan Bakan Koca, “Vaka sayılarında belirgin bir artış var. Bu artış, vefat sayılarına yansımış değil.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 430 bin 253 test yapılırken, 74 bin 266 yeni vaka tespit edildi. 137 kişi hayatını kaybederken, 39 bin 226 kişi sağlığına kavuştu.

Bakan Koca’dan uyarı

Güncel verilerle ilgili değerlendirmesini sosyal medya hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadeleri kullandı; Vaka sayılarında belirgin bir artış var. Bu artış, vefat sayılarına yansımış değil. Fakat Omicron kaynaklı vakalar ağırlık kazandıkça, risk grubundakiler için tehlike kaynağı Omicron olacak ve yaşlılarla kronik hastalarda ölüme de yol açabilecek. Durum bizi yanıltmasın.

Aşılamada son durum

18 yaş ve üzeri nüfusun aşılanması verilerinde 1’inci doz Türkiye ortalaması yüzde 92,08, 2’nci doz ortalaması yüzde 83,74 olarak ölçüldü. Ayrıca, 1’inci dozda 57 milyon 157 bin 227, 2’nci dozda 51 milyon 976 bin 752 ve 3’üncü dozda 22 milyon 251 bin 633 olmak üzere toplam 137 milyon 428 bin 160 aşı uygulandı.

En az 2 doz aşı olan kişi sayısının en yüksek olduğu iller; Osmaniye, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Manisa olurken, 2 doz aşı yapılan kişi sayısının en düşük olduğu iller ise Şanlıurfa, Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ oldu.

Paylaşın

Nezle Geçirmek Kovid’e Karşı Koruma Sağlayabilir

Nature Communications adlı bilim dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma sıradan bir nezleye yakalanan kişinin geliştirdiği antikorların Kovid 19’a karşı da bir ölçüde koruma sağlayabileceğine işaret ediyor.

Araştırmada, Kovid’e yakında yakalanmış biriyle aynı evde yaşayan 52 kişi inceleniyor. Bu kişilerden nezle sonrası bağışıklığı güçlendiren antikorlar geliştirenler, Kovid’e daha zor yakalanıyor görünüyor.

Uzmanlar hiç kimsenin tek başına bu tür bir bağışıklığa bel bağlamaması gerektiğini, aşının kritik önem taşıdığını özellikle vurguluyorlar. Fakat bu araştırmanın bulgularının yine de insanın bağışıklık sisteminin virüsle nasıl savaştığını anlamakta faydalı bilgiler sunduğunu düşünüyorlar.

Covid-19 hastalığına bir tür koronavirüs sebep oluyor ve başka tip koronavirüslerin sebep olduğu nezleler de var. Dolayısıyla bilim insanları bu araştırmayı bazı koronavirüs tiplerine karşı bağışıklık kazanılmasının diğerlerine karşı da koruma sağlayıp sağlamadığını incelemek için yürüttüler.

Yine de yakında nezle olmuş birinin otomatik olarak Kovid 19’a karşı da korunduğunu düşünmesinin yanlış olacağını, çünkü bütün nezlelere koronavirüs tiplerinin sebep olmadığını hatırlatıyorlar. Londra’daki Imperial College’ın bilim ekibi koronavirüse maruz kalan insanların bazıları Kovid olurken diğerlerinin neden hastalığa yakalanmadığını araştırmayı amaçladı.

‘Yeni aşı yaklaşımı’

Araştırmalarında insan vücudunun bağışıklık sisteminin çok hayati bir parçasını oluşturan T hücrelerine odaklandılar. Bu T hücrelerinden bazıları belli bir tehdit örneğin nezle virüsü ile enfekte olmuş her türlü hücreyi öldürme işlevi görüyor.

Nezle geçtikten sonra bu T hücreleri bir tür hafıza bankası gibi vücutta kalıyor ve virüsle bir daha karşılaşıldığı anda harekete geçmeye hazır bekliyorlar. 2020 yılının Eylül ayında, araştırmacı ekip henüz aşı olmamış ama hemen yakın zamanda Kovid 19 olmuş birisiyle birlikte yaşayan 52 kişiyi izlemeye aldı.

Grubun yarısı 28 gün içinde birlikte yaşadıkları kişiden Kovid’i aldı, diğer yarısı hastalığa yakalanmadı. Hastalığa yakalanmayanların üçte birinin kanlarında belli bir hafıza taşıyan T hücrelerinin yüksek miktarda bulunduğu dikkat çekti.

Bu T hücreleri muhtemelen vücut, Kovid 19’a yol açan koronavirüse yakın özellikte ama sık rastlanan türden bir nezleye yol açan bir başka virüsle karşılaştığında üretilmişti. Araştırmacılar, deneklerin hastalığa yakalanmamasında evlerin ne kadar havadar olduğu gibi bir çok diğer faktörün de etkili olmuş olabileceğini kabul ediyor.

Reading Üniversitesi’nden Dr. Simon Clarke bunun küçük ölçekli bir araştırma olmasına karşın bağışıklık sisteminin virüsle nasıl mücadele ettiğini kavramak bakımından faydalı olduğunu ve gelecekte aşı geliştirmekte yararlı olabileceğini söyledi.

Dr Clarke “Bu veriler olduğundan farklı yorumlara yol açmamalı. Hastalığa yakalanan, ağır geçiren ya da ölen hiç kimsenin koronavirüs kaynaklı bir nezle geçirmemiş olması pek mümkün değil, ve yakında nezle olmuş birinin Kovid 19’a yakalanmayacağını düşünmesi de büyük hata olur. Çünkü nezlelerin sadece yüzde 10-15’i koronavirüs kaynaklı” dedi.

Imperial araştırmasını raporlayan Profesör Ajit Lalvani de en önemli korumanın aşı olduğunda hemfikir. “Vücudun neyi doğru yaptığını öğrenmek yeni aşı tasarımlarını kolaylaştırıcı bir bilgi olabilir” diyor. Şu anda kullanılan aşılar özellikle virüsün dış yüzeyindeki protein çıkıntılarını hedef alıyor. Fakat bu çıkıntılar virüsün her yeni varyantında biraz daha değişiyor.

Ama vücudun ürettiği T hücreleri virüsün içindeki proteinleri hedef alıyor ve bunlar varyanttan varyanta değişmiyor. Bu da Profesör Lalvani’ye göre T hücrelerinin işlevinin benzerini yerine getirebilecek aşıların Kovid’e karşı daha kapsamlı ve uzun vadeli koruma sağlayabileceği anlamına geliyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Salgın Döneminde Çocuklara Karşı İşlenen Cinsel Suçlar Arttı

İzmir Barosu, çocukların maruz kaldığı cinsel suçlara ilişkin 2020-2021 verilerini açıkladı. Buna göre 2021’de bir önceki yıla göre kent genelinde cinsel suç mağduru çocukların sayısı arttı. 1 Ocak 2020-31 Aralık 2021 tarihleri arasını kapsayan verilere göre, kent genelinde ‘çocuğun cinsel istismarı suçu’ 1078’den 1874’e, ‘reşit olmayanla cinsel ilişki suçu’ 336’dan 340’a, ‘cinsel taciz suçu’ 336’dan 359’a çıktı. Veriler, cinsel suç̧ mağduru çocuklar için Baro tarafından yapılan zorunlu avukat görevlendirmelerinin sayısından derlendi.

Verileri derleyen İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nden Avukat Zerrin Şenyıl Kale, Corona virüsü salgınında kısıtlamalar nedeniyle eve kapanmanın çocuklara karşı işlenen cinsel suçların artışına neden olduğunu kaydetti. VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Kale, “Ev içi ortamlar çocuklar için her zaman güvenli olamıyor. (Salgında) çocuklar destek mekanizmalarına ulaşamadılar. Özellikle İzmir ilimizde rehber öğretmenlerimizin bu konudaki rolü çok büyük. Çocuklar genelde ya arkadaşlarına ya öğretmenlerine ya da ailede çok güvendikleri birine bunu anlatabiliyorlar. Çünkü cinsel istismarı dile getirmek çok zor bir olay. Rehber öğretmenlerimiz bu konuda eğitimli. Okulda farklı nedenlerle öğretmenlerine başvuran çocuklar konuştuklarında öğretmenler bunu açığa çıkarabiliyor. Öğretmenlerin bildirim yükümlülüğü var. Corona’da bu da mümkün olmadı. Okulların kapalı kalması, kısıtlamalar, çocukların sokağa çıkamaması yüzünden çocuklara erişmekle yükümlü olan kişiler de çocuklara erişemedi. Çocuklar sağlık ve eğitim hakkından mahrum kaldı. Bunlar beraberinde aile içi ve yakın çevreden gördükleri, maruz kaldıkları istismar sayılarını artırdı” dedi.

“Ne yazık ki devletin böyle bir veri tabanı yok”

Devletin bu kapsamdaki suç verilerini toplamadığı için bu sayıların en az olduğuna dikkat çeken Kale, “Gerçekten de bu istatistikler bize durumun son derece vahim olduğunu ortaya koydu. Bu sadece İzmir iline özgü bir istatistik. Neredeyse iki katına çıkan bir sayı sözkonusu. Ne yazık ki devletin böyle bir veri tabanı yok. Çocuklara yönelik şiddet suçlarıyla ilgili olarak ulusal bir veri tabanı oluşturulması gerekiyor. Böyle bir veri tabanı olmadığı için de olayın vahameti anlaşılamıyor” dedi.

Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelerin bu suçlar kapsamında veri toplanmasını zorunlu kıldığını dile getiren Kale, “Aslında Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, Lanzarote Sözleşmesi gibi tarafı olduğumuz bütün uluslararası sözleşmeler ve bunların ek protokolleri devlete bu konuda veri toplama yükümlülüğü yüklemektedir. Ancak ne yazık ki biz 2017’den beri bu konuda sağlıklı verilere ulaşamıyoruz” sözlerini kullandı. Kale, çocuklara karşı cinsel suçları önlemek için ulusal eylem planı oluşturulabilmesi amacıyla ülke genelinde bu verilerin mutlaka çıkarılması gerektiğini de söyledi.

“Gerek jandarma gerek emniyet kendi içinde bir suç tanımlaması yapıyor”

Adalet Bakanlığı’nın en son 2020 yılına ait açıkladığı Adalet İstatistikleri ’ne göre, 2020 yılında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) cinsel dokunulmazlığa karşı suçları hüküm altına alan maddelerinden TCK ve özel kanunlar uyarınca ceza mahkemelerine acılan davalarda işlenen suç sayısı toplamda 40 bin 819. Bu sayı hem çocuklara hem de yetişkinlere karşı işlenen cinsel suçları kapsıyor. İstatistiklerde çocukların cinsel istismarı suçu 17 bin 948, reşit olmayanla cinsel ilişki suçu 1211 ve yetişkinleri de kapsayan cinsel taciz suçu 14 bin 107 kez işlenmiş görünüyor. Ancak Kale, Bakanlığın sanıklara ait uyruk, yaş grubu ve cinsiyete göre kamuoyuyla paylaştığı bu istatistikler üzerinden, işlenen suçların ne kadarının kovuşturma aşamasına yansıdığını ne kadarının soruşturma aşamasında kaldığının bilinemediğini belirtti.

Çocuklara karşı işlenen cinsel suçlara devlet kurumlarının yaklaşımında da sıkıntı olduğu için verilere yansımadığını söyleyen Kale, “Gerek Jandarma Genel Komutanlığı gerek Emniyet Müdürlüğü kendi içinde bir suç tanımlaması yapıyor. Örneğin ‘aile düzenine karşı suçlar’ diyor. Aile düzenine karşı suçların aslında altında yatan çocuğun cinsel istismarı da olabiliyor. Örneğin İzmir’de zorla evlendirilmek istenen bir kız çocuğu 2017’de emniyet birimlerine başvurmuştu. Ama sonuçta o anne baba, aile düzenine karşı suçlar bölümünde yer alan ‘aile yükümlülüğünü yerine getirmemek’ suçundan ceza aldı. Biz erken yaşta zorla evlendirmelerin bir cinsel istismar olduğunu biliyoruz. Yani eğer bu çocuk güvenlik birimlerine başvurmamış olsaydı, bu çocuk cinsel istismara maruz bırakılmış olacaktı” dedi.

“Koruyucu, önleyici mekanizmalar kurulması bizim için ivedi”

Çocuklara yönelik cinsel istismar suçunun bir şiddet suçu olduğunu söyleyen Kale, “Aslında cinsel istismar küresel bir sorun ama önlenebilir bir toplumsal sorun. Bunun temelinde şiddetin olduğunu gözden uzak tutmamamız gerekiyor. Hak temelli politikalar geliştirilmemesi bunun artış nedenlerinden birisi. Toplumdaki yanlış çocuk algısı yani çocuklarla yetişkinler arasında hiyerarşiye ve güce dayalı bir ilişki kurulmuş olması, çocukların katılma haklarına saygı duyulmaması bunun nedenlerinden bazıları. Çocukların fikri sorulmuyor. Çocukların susması bekleniyor, itaat etmesi bekleniyor. Bu anlamda, yapılan çalışmalar, cinsel istismarın yüzde 70’inin, çocukların yakın çevresinden, güvendiği kişilerden geldiğini ortaya çıkarıyor. Çocukların güven ilişkisi duyduğu kişiler tarafından istismara maruz bırakılması, söyleyememelerine de yol açıyor” diye konuştu.

Türkiye’nin cinsel istismar suçunda dünyada üçüncü sırada geldiğini öne süren Kale, cinsel istismarın yaşanmadan önlenebilmesi için koruyucu mekanizmaların geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Kale, “Koruyucu, önleyici mekanizmalar kurulması, harekete geçirilmesi bizim için ivedi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Lanzarote Sözleşmesi zaten bunu önceler. Öncelikle koruma ve önleme. Bunun için çok etkin mekanizmaların kurulması gerekiyor. Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın koordineli bir şekilde hareket etmesi gerekiyor. Örneğin mahallelerde çocukların kolay erişebildikleri sosyal destek birimleri, başvuru mekanizmaları kurulabilir. Bu hiç zor değil. Oralarda psikologlar görevlendirilebilir” dedi.

Çocuk Bakanlığı kurulması için çağrıda bulunan Kale, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesindeki Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün yeterli olmadığını söyledi. Çocukların ulaşabileceği acil çağrı hattı kurulması gerektiğini de belirten Kale, siber zorbalığa karşı ise Türkiye’de henüz mevzuat oluşturulmadığını kaydederek bir an önce harekete geçilmesini istedi.

“Sorun mevzuatta değil uygulamada”

Türkiye’de yargı aşamasında ise sorunun mevzuatta değil uygulamada olduğunun altını çizen Kale, “Aslında yasalarımız çok iyi, yasalarımızda sorun yok. Yargı aşamasında soruşturmanın etkin sürdürülememesi, mevzuata uygun bir şekilde çocukların lehine delillerin toplanmaması sıkıntı. Yani orada sanık odaklı hareket ediliyor ne yazık ki. Çocuk adalet sisteminde çocuk odaklı hareket etmek zorundayız. Cezasızlık politikası ne yazık ki Türkiye’de son yıllarda kamu vicdanını yaralayan bir hale dönüşmüş durumda. Özelikle bu aflarla, sık sık dile getirilen infaz yasalarıyla ve iyi hal indirimleriyle çeşitli şekillerde cezalarda indirim sağlanıyor. ‘Nasıl olsa, yargılama sonucunda çok az bir cezaya mahkum oldu. Ben söylesem ne olacak?’ denmesini de beraberinde getiriyor” dedi.

Bu suçlar kapsamında yargılama sırasında çocuklara yönelik koruma politikalarının olmadığını da sözlerine ekleyen Kale, “Çocukların cinsel istismarı soruşturma ve kovuşturma aşamasına girdiği andan itibaren korumanın başlaması gerekiyor” dedi. Kale, bu konudaki haberlerde çocuğun kimliğinin hiçbir şekilde açığa çıkarılmaması ve fail odaklı habercilik yapılması için medya kuruluşlarını da uyardı.

(Kaynak: Amerika’nın Sesi)

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: Günlük Vaka Sayısı 65 Binin Üzerinde

Kovid 19’da son 24 saatte 65 bin 236 yeni vaka tespit edilirken, 141 kişi hayatını kaybetti. Verileri yorumlayan Bakan Koca, “Maske, ağzı ve burnu kapatacak şekilde takılmalı; sosyal mesafeye daha çok dikkat edilmelidir.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 403 bin 104 test yapılırken, 65 bin 236 yeni vaka tespit edildi. 141 kişi hayatını kaybederken, 38 bin 242 kişi sağlığına kavuştu.

Bakan Koca’dan uyarı

Güncel verilerle ilgili değerlendirmesini sosyal medya hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadeleri kullandı; Omicron varyantının hızlı bulaştığını belirtmiştik. Bu özellik, kişisel tedbirlerin önemini artırdı. Maske, ağzı ve burnu kapatacak şekilde takılmalı; sosyal mesafeye daha çok dikkat edilmelidir. Teste bile ihtiyaç duymamak, hastalığın en hafifinden de çok daha iyi değil mi?

Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en çok aşılamanın gerçekleştirildiği Osmaniye’yi, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Manisa takip etti. Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en az aşılamanın gerçekleştirildiği Şanlıurfa’yı sırasıyla Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ takip etti.

Bakanlığın 9 Ocak verilerine göre, dün 384 bin 49 test yapılmıştı. Dün, 61 bin 727 vaka tespit edilirken, 173 kişi hayatını kaybetmiş ve 35 bin 163 kişi sağlığına kavuşmuştu.

Paylaşın

Bakan Koca, İllere Göre Haftalık Kovid 19 Vaka Sayılarını Paylaştı

25-31 Aralık haftasında il bazında 100.000 kişiye düşen Kovid 19 vaka sayıları açıklandı. Açıklanan verilere göre bir önceki haftaya göre vaka yoğunluğunun en çok artan iller Eskişehir, İstanbul, İzmir, Aydın, Çanakkale, Muğla, Kırklareli, Gümüşhane, Edirne, Kocaeli oldu.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından 25-31 Aralık tarihleri arasında il bazında her 100 bin kişide görülen Kovid 19 vaka sayılarının yer aldığı haritayı paylaştı.

Haritaya göre, İstanbul’da 100 bin kişide görülen vaka sayısı 663.69, Ankara’da 184.29 ve İzmir’de 323.30 oldu.
Söz konusu tarihlerde vaka sayısı en çok artan 10 il ise şöyle: “Eskişehir, İstanbul, İzmir, Aydın, Çanakkale, Muğla, Kırklareli, Gümüşhane, Edirne, Kocaeli.”

Kovid-19 vakaları bir haftada İzmir’de yaklaşık 5 kat, İstanbul’da 2 kattan fazla arttı. İllere göre 25-31 Aralık 2021 döneminde Kovid-19 vaka sayısı her 100 bin kişide İstanbul’da 663,69, Ankara’da 184,29, İzmir’de 323,30 oldu.

İzmir’de yaklaşık 5 kat, İstanbul’da 2 kattan fazla arttı

25-31 Aralık arasında vaka yoğunluğu bir önceki haftaya göre en çok artan 10 il, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Aydın, Çanakkale, Muğla, Kırklareli, Gümüşhane, Edirne ve Kocaeli oldu. İllere göre her 100 bin nüfusta görülen Kovid-19 vaka sayıları yüksekten düşüğe şöyle sıralandı:

“Eskişehir (825,92), İstanbul (663,69), Çanakkale (594,04), Kırklareli (590,21), Edirne (428,44), Tekirdağ (387,12), Bilecik (356,17), Kocaeli (339,42), Ordu (328,34), İzmir (323,30), Balıkesir (316,78), Trabzon (299,30), Gümüşhane (276,64), Giresun (274,78), Yalova (273,14), Denizli (266,02), Bolu (245,23), Rize (231,15), Samsun (222,33), Isparta (215,99), Sakarya (212,25), Aydın (207,67), Bursa (204,91), Mersin (202,97), Artvin (200,59), Burdur (194,32), Sinop (191,26), Muğla (188,25), Düzce (185,25), Ankara (184,29), Manisa (182,47), Tokat (176,30), Kütahya (167,51), Zonguldak (164,07), Amasya (152,91), Adana (151,55), Kastamonu (144.00), Osmaniye (139,46), Çorum (138,83), Bartın (136,20), Uşak (114,23), Hatay (109,86), Karabük (100,57), Nevşehir (91,81), Kırşehir (90,52), Bingöl (89,79), Antalya (89,20), Afyonkarahisar (83,59), Çankırı (82,11), Erzincan (79,34), Niğde (73,74), Tunceli (70,71), Yozgat (67,05), Aksaray (64,30), Kırıkkale (63,51), Konya (56,71), Kayseri (47,63), Karaman (40,80), Sivas (40,57), Siirt (33,53), Elazığ (33,00), Kilis (32,92), Erzurum (28,75), Kahramanmaraş (28,34), Bayburt (25,64), Iğdır (21,36), Ardahan (20,80), Diyarbakır (20,19), Malatya (16,62), Kars (16,14), Gaziantep (15,04), Adıyaman (12,97), Bitlis (11,97), Batman (11,77), Şanlıurfa (10,73), Mardin (10,06), Şırnak (6,69), Muş (6,08), Hakkari (3,56), Ağrı (2,99), Van (2,18)”

Paylaşın