Konya: Pir Hüseyin Bey Camii

Pir Hüseyin Bey Camii; Konya’nın Sarayönü İlçesi, Yukarı Mahallesi, Tokgöz Sokak üzerinde yer almaktadır.

Pir Hüseyin Bey Camii, Turgutoğulları Beyliği’nin yaptırmış olduğu bir eserdir. Yapı 19. Yüzyılda önemli ölçüde değişikliğe uğramış, yapının ilk döneminden yalnız mihrabı özgün olarak kalmıştır.

Çini malzemenin de kullanıldığı alçı mihrap çeşitli geometrik ve rûmî kompozisyonları, yazı kuşaklarıyla ve mukarnasla bezenmiştir. Mihrabın en ilginç kısmı ise ışık-gölge tesiri uyandıran, yüksek kabartmalı ve plastik ifadeli tepelik kısmıdır.

Öncülerini Büyük Selçuklu eserlerinde gördüğümüz, İlhanlılar döneminde de devam eden bu tezyinat yaklaşımı Anadolu’da nadir görülen bir teknik ve süsleme anlayışı olarak dikkat çekmektedir.

Paylaşın

Ladikli Hacı Ahmed Ağa

Ladikli Hacı Ahmet Ağa, 1887 yılında Konya’nın Sarayönü kazasının Lâdik köyünde dünyaya geldi.

Küçük yaşlarından itibaren çiftçilik ve çobanlıkla uğraştı. Osmanlı’nın buhranlı günlerinde, iki ağabeyi ile birlikte cepheye sevkedildi.

Cepheden cepheye koştu. Çatalca, Makedonya, Yunanistan, Arnavutluk ve Bulgaristan savaşlarına katıldı. Balkan Harbi’ne iştirak etti. Ahmet Ağa Birinci Cihan Harbi’nde yine cephededir. Çanakkale savaşlarına katıldı.

Ağabeyinin birisini Çanakkale’de, diğerini de Kırkgaziler’de şehit verdi. Burada ikinci defa yaralandı. Düşmana karşı Hicaz savunmasında Arabistan çöllerinde savaştı.

Kanal Harekatı’nda üçüncü defa yaralandı. Askerlik hayatı, yirmi beş yılı aşan Ahmet Ağa, gerçek bir “Gazi Veli” idi.

Bu mânevî haline de Hicaz savunmasında aldığı bir yara ile ulaştı. Ladikli Hacı Ahmet Ağa, 8 Haziran 1969’da hayata gözlerini yumdu.

 

Paylaşın

Konya: Gökgöl

Gökgöl; Konya’nın Kulu İlçesi, Kozanlı Kasabası sınırları içerisinde yer almaktadır. Göl, 50 hektar (0,5 km2) büyüklüğündedir.

Bir tatlı su gölü olan Gökgöl ve Kulu ilçe merkezinin 20 km. batısındaki Kozanlı kasabası ile Gökgöl arasında yer alan yüzlerce hektarlık çayır ve bataklıktan oluşur.

Sazlarla kaplı olan gölde yer yer açık su alanları da bulunmaktadır. Yeraltı suyu ve 1970’lerde sekiz kilometre kuzeybatıdaki Samsan Gölü’nü kurutmak için açılan bir kanalla beslenmektedir.

Yöre insanı, hayvan otlatma imkanlarını arttırmak için, gölün doğu çıkışına taştan basit bir set yapmıştır. Bundan önce, göl büyük ihtimalle daha küçük olup yaz aylarında kurumaktaydı.

Gölden çıkan sular Tuz Gölü’ne akmaktadır. Göl sit alanı ilan edildikten sonra DSİ tarafından düzenleme yapılmış, Çevresinde piknik alanı ve Kuş Gözlem evi bulunmaktadır resmi olarak 184 kuş çeşidi tespiti yapılmıştır.

Gölde Cobitus Evreni Balığı olarak bilinen bir balık türü  Dünyada sadece Gökgöl’de yaşamaktadır. Bölgede her yıl Kulu Belediyesi tarafından Gökgöl Festivali düzenlenmektedir.

Paylaşın

Konya: Valide Sultan Hamamı

Valide Sultan Hamamı; Konya’nın Karapınar İlçesi yerleşim sınırları içerisinde yer almaktadır. Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne aittir.

III. Selim’in annesi Hürrem Sultan tarafından tahmini 1542–1544 yaptırılmıştır.

Mimar Sinan eserlerinden olup klasik üslupta yapılmış, batı cephesinde bulunan giriş kapısından soyunmalık mahalline girildiğinde 10×10 m ebatlarında salon kare şeklinde olup, kenarları tromplar üstünde yükseltilmiş ve tek ve büyük bir kubbe ile örtülmüştür.

En son onarımı 2007 yılında yapılmıştır. 2007 yılında yapılan onarımda; hamamın köklü onarımı yapılmıştır. Sosyal ve Kültürel amaçlı olarak kullanılmaktadır.

Paylaşın

Konya: Çıralı Göl

Çıralı Göl; Konya’nın Karapınar İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Göl, Kayapınar’a 26 kilometre uzaklıktadır.

Deniz seviyesinin 80 metre kadar altında bulunan Çıralı Göl, yerli ve yabancı turistlerin, fotoğraf tutkunlarının ilgisini çekiyor.

Birbirlerine koridorlarla bağlı mağara ve yeraltı şehirlerinin girişlerindeki göl manzarası bölgeye ayrı bir güzellik katıyor. Ağız çapı 375, derinliği ortalama 35 metre olan Çıralı Göl’ün 500 bin metreküp su kapasitesi bulunuyor.

Oluşumuyla ilginç bir coğrafi yapıya sahip olan göl, doğa tutkunu yerli ve yabancı turistler tarafından sıkça ziyaret ediliyor.

Dünyanın dört bir yanından gelerek gölün serin sularında yüzen turistler, göl kenarına kurdukları kamplarda doğayla baş başa kalmanın keyfini çıkarıyor.

Paylaşın

Konya: Acıgöl

Acıgöl; Konya’nın Karapınar İlçesi sınırları içinde yer alan volkanik maar gölüdür. Meke gölünün kuzeydoğusunda yer alır. 

Denizden yüksekliği 988 metre, alanı 400 hektar, biçimi elips’tir. Genişliği 1750 m kadardır. Volkanik alanlarda patlamalarla oluşan çukurlarda maar gölleri oluşur.

Acıgöl de Karacadağ’ın güneydoğu kenarında oluşmuştur. Göl kıyıları oldukça diktir. Magnezyum sülfattan dolayı suları acı ve tuzludur. Bu nedenle içinde mikroskobikte olsa canlı yaşamaz.

Paylaşın

Konya: Kadınhanı (Raziye Sultan Hanı)

Raziye Sultan Hanı; Konya’nın Kaınhanı İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır.Anadolu Selçukluları dönemi tarihi eserlerinden kışlık bir kervansaraydır.

Roma’yı Çin’ne bağlayan ticaret yolu (İpek Yolu) üzerinde bulunmaktadır. Hicri 620 (Miladi 1223) yılında Selçuklu Sultanlarından Muzafferüddin Mahmut kızı Raziye Sultan tarafından yaptırılmış ve vakfedilmiştir. Oldukça kalın olan duvarları bölgede yaşamış olan Doğu Roma(Bizans) dönemi yapı ve mezar taşlarının devşirilmesi ile yapılmıştır.

Bu taşların üzerindeki yazı ve resimler yapının dışına ve görülecek şekilde kullanılmış olup sanata saygı gösterilmiş, heba edilmemiş-tir.Kapalı alanı 28.5×22.5 ebatlarında olup 444 metrekaredir. 10 tane sütun üzerinde 3 kemer kullanılarak hiç ağaç kullanılmadan tonoz şekilde örtülmüştür.

Kervansarayın bahçe şeklinde açık kısmı da vardı. Bu açık kısımda ahır, samanlık gibi diğer müştemilatlar bulunmaktaydı. Daha sonra muhtemelen çeşitli savaşlarda veya tabii tesirlerle bu bölümler yıkılmış şimdi yoktur. Hanın giriş büyük kapısının yan taraflarında duvarın devam ettiği belli ve görülmektedir.

Kervansarayın kapalı kısmına gösterişli bir portal kapıdan girilmektedir. Kapının üzerinde ‘Allah’ım H.620 yılında bu hanı yaptıran sahibesi olan Mahmut kızı Raziye Hatun’a rahmet eyle’yazılıdır. (Raziye Hatun bu hanı yaptırdıktan sonra Konya’da ölmüş ve Konya’da yaptırdığı Hatuniye Camii bahçesine gömülmüştür.)

Kervansarayın içine girilince ortada geniş bir sahanlık vardır. Yan taraflarda küçük odalar bulunmaktadır. Girişte hemen sağda dar bir merdiven yukarıya,çatıya çıkmaktadır. Tepelerde havalandırma için küçük küçük pencereler bulunmaktadır. Dolayısıyle içerisi oldukça loş ve karanlıktır.

Kalın duvarlarla ısınma olayı halledilmiştir. Sıcak yaz günlerinde ise serin olmaktadır. Selçuklular zamanında bu han ve kervansaraylar çok önemli idi. Bu şekilde önemli ticaret yolları üzerine çok sayıda kervansaray yapılmış ve genellikle imaret olarak veya işletilmesi bizzat devlet eliyle yapılmıştır. Hatta burada konaklayan yolcuların eşyaları bugünkü anlamda sigortalı oluyordu.

Kaybolması halinde devlet tarafından tazmin ediliyordu. Karamanoğulları ve Osmanlılar zamanında da butür kervansaraylar korunmuş kullanılmıştır. Ancak Osmanlı’nın son döneminde diğer tarihi eserlerimizde olduğu gibi bu kervansaraylarımız da bakımsızlığa terkedilmiş, harab olmuştur.

Nitekim Kadınhanı’nda bulunan Raziye Sultan Hanı (Taşhan) da harab olmuş, duvarlarının taşları yer yer dökülmüş, yazlık kısmı tamamen yok olmuş idi. 1973 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından geniş bir şekilde restore edilmiştir. Dökülen bu duvar taşlarının yerine yenisi konmuş, çatı üzeri betonla kaplanmıştır.

Raziye Devlet Hatun Kimdir?

Raziye Hatun Anadolu Selçukluları döneminde XIII. asırda Konya’da yaşamış bir sultan hanımdır. Danişmendoğullarından Yağıbasan oğlu Sinanüddin Yusuf’un oğlu Muzafferüddin Mahmut Bey’in kızıdır. Muhtemelen I.İzzeddin Keykavus’un hanımıdır.

Bedreddin Bremoni’nin de kız kardeşidir. Biremoni Malatya Sancağına bağlı Kahta kazasının bir köyüdür. Bu köy Danişmendoğulları zamanında başşehir idi.Raziye Devlet Hatun ve babasının da bu Biremoni ailesinden geldiğini birçok vesikada görmekteyiz.

Türk tarih ve geleneğine göre bir çok vesika,kitabe ve vakfiyelerde hükümdar ailelerinden olan hanımlardan Devlet Hatun diyerek bahsedilmektedir. Muzafferüd-din Mahmut kızı olan Devlet Hatun’un asıl adının ise Raziye olduğu kesindir.

Selçuklular döneminde Kervansaray olgusu oldukça yaygın olup, Raziye Hatun H.620(1223) yılında Saideli Seyrekviran’da kışlık bir kervansaray yaptırmıştır. Bu kervansarayın kitabesinde; “Allah’ım, H.620 yılında bu hanı yaptıran sahibesi olan Mahmut kızı Raziye Hatun’a rahmet eyle.”yazılıdır.

Raziye Devlet Hatun yaptırdığı bu hanına gelir olarak Saideli (Seyrekviran), Kalamıça (Gelemiş), Meydanlı çiftlikleri ile beraber bir de Konya Esediye (Hatuniye) Mahallesinde sekiz odalı,iki sofa,iki ahır samanlığı bulunan bir köşkü vakfetmiştir.

Konya’da Alaaddin Tepesi’nin doğusunda Mihmandar Mahallesi,Kınacı Sokağındaki Hatuni ye Camii’ni yaptıran da Raziye Devlet Hatun’dur. Bu camiye gelir olarak ta Saideli vilayetine bağlı Meydan (Meydanlı), Seyrekviran ve Kalamıça (Gelemiş) çiftliklerini ve Konya’da üç dükkan ile iki evi vakfetmiştir.

Raziye Devlet Hatun H.620 (1223) yılında öldüğü zaman bu caminin bahçesine gömülmüştür. Kardeşi Bedreddin Biremoni tarafından bu camiye bir minare yaptırılmış olup, bundan sonra bu cami Kütük Minare diye  de anılmaktadır.

Paylaşın

Konya: Ilgın Kaplıcaları

Ilgın kaplıcaları çok eski zamandan beri tanınmıştır. Romalılar ve daha sonra da Bizanslılar zamanında kaynaklar üzerinde hamamlar yapılmış olduğu gibi Selçuklular zamanında başşehir Konya’nın değerli bir su şifa kaynağı olmuştur.

Selçuklu Sultanları’ndan Alâeddin Keykubat harap olan Bizans hamamları yerine 1236 yılında ilk Türk hamamını Ilgın’da yaptırmıştır. Sonradan bu hamam Selçuklu Sultanları’ndan 2. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında çok hayırlı hizmetlerde bulunan Selçuklu vezirleri Sahipataoğullarından Hüseyinoğlu Ali tarafından tamir edilmiştir.

Daha sonra 1267 yılında Selçuklu veziri Sahipata Fahrettin Ali tarafından yeniden inşa edilmiştir. Mimarı Taluya (Kelu)’dur. Böylece Ilgın kaplıcalarının şimdiki ayakta duran eski eserler bölümü tamamlanmıştır. Ilgın Kaplıcaları Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında halkın şifa bulduğu yerdir.

Gönüller Sultanı Hz. Mevlâna’nın kaplıcalarda kaldığı söylenir. Meşhur Seyyah Evliya Çelebi de çok etkilendiği kaplıcalardan seyahatnamesinde bahsetmeden geçememiştir.

Kaplıcalar bir hamam değil şifa gücüne sahip yeraltı su kaynağıdır. Esas faktörlerin başında ihtiva ettikleri madenler, minareller, anyon ve katyonlar ile bilhassa radyo aktivite denilen ışın gücüdür. Bu nedenledir ki Ilgın Kaplıcalarının bir çok hastalığı (iç-dış) tedavi ettiği bilinen bir gerçektir.

Renksiz ve kokusuz tabii lezzetinde kaplıca suyu 42 derece olup felç, siyatik, trahom, göz ağrıları, cilt hastalıkları, sinir ve yorgunluklar, kadın hastalıkları, romatizma, içilmek suretiyle böbrek taşlarının düşürülmesi için çok faydalıdır. Ilgın kaplıcaları Ilgın Belediyesince işletilmekte olup, 526 yatak kapasitelidir.

Paylaşın

Konya: Şeyh Bedreddin (Sadeddin İsa) Türbesi

Şeyh Bedreddin (Sadeddin İsa) Türbesi; Konya’nın Ilgın İlçesi, Şeyh Bedreddin Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır.

Ulu Mezarlığın arkasındaki türbe, 1973 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir.

Türbe, 1286 yılında Seyfuddin Emir Balaban adına yaptırılmıştır. Halk arasında “Kümbet”, “Şeyh Bedreddin Türbesi”, “Sadettin İsa Türbesi” adları ile anılmaktadır.

Türbe inşaa olunan fakat banisi belli olmayan taş gövdeli, piremidal tuğla örgülü, kümbetli, klasik Selçuklu türbeleri şeklindedir.

Paylaşın

Konya: Kaleköy (Çetminin) Kalesi

Kaleköy (Çetminin) Kalesi; Konya’nın Ilgın İlçesi’ne bağlı Karaköy’ün 2 km. batısında, Kaleköy’ün 3 km. güneyinde yer almaktadır.

Ilgın Ovası bu alanda bir vadi ile doğuya, Konya ovasına bir vadi ile geçiş yapmaktadır. Bu vadide stabilize bir kara yolu, demiryolu ve Ilgın Kanalı yer almaktadır.

Stratejik bir konuma sahip olan vadinin İlk Çağda da önemli bir geçiş noktası olduğu anlaşılmaktadır. Bu yolu tutabilmek için vadinin güney sırtlarını oluşturan tepenin doğu yamacında bir kale yapısı yer almaktadır.

Kale, vadi tabanının 100 metre kadar yukarısında kurulmuş 69 m. x 60 m. boyutunda mevcut duvar yüksekliği 5 metre kadardır. Kale, Hellenistik Dönemde yapılmış olmalıdır.

Kuzey eteklerinde Klasik Döneme tarihlenebilecek erken evleri tahrip olmuştur, ancak yer yer surlara ait temel izlerine rastlanmaktadır. Doğu sur temel taşları halen mevcuttur.

Kalenin 100 metre doğusundaki düzlükte II. bine tarihlenebilecek erken keramik parçaları bulunmuştur. Kalede II. binden antik döneme kadar yerleşmeye tanıklık eden keramik örnekleri saptanmıştır.

Paylaşın