Türkiye Genelinde Kiralar 4 Yılda 6 Kat Arttı

Türkiye genelinde kiralar son 4 yılda 6 kat arttı, büyükşehirlerde bu oran çok daha yüksek. Dar ve orta gelirli vatandaşlar için sıfırdan bir ev alabilmek ise neredeyse hayal. Gayrimenkul krizi en çok hem kendine ait bir mülkü bulunmayan hem de yüksek kira bedelleriyle karşı karşıya kalan alt ve orta gelirli vatandaşları kesimi vuruyor.

Sektör temsilcilerine göre gayrimenkul sektöründeki kriz esas olarak yıldan yıla bozulan arz-talep dengesi sebebiyle yaşanıyor. Ayrıca, sektör temsilcilerine göre bu sorunu tek bir cevapla yanıtlamak pek mümkün değil.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe’nin ortaya koyduğu verilere göre, 2019-2023 arasında ülke genelinde kiralarda %583 artış gerçekleşti, büyükşehirlerdeki ortalama artış oranı %697 oldu.

En fazla kira artışı %1109 ile Antalya’da gerçekleşirken; onu %963 ile Mersin, %935 ile Muğla, %833 ile Ankara ve %713 ile İstanbul takip etti.

Tüm Emlak Müşavirleri Federasyonu Başkanı Hacı Ali Taylan, “Dolardaki artışın bile üzerine 3-4 kat arttı, gayrimenkul tarihinde ilk defa böylesi bir fiyat yükselmesiyle karşı karşıyayız” diyor.

Gayrimenkul sektöründeki kriz en çok dar ve orta gelirli vatandaşları vuruyor. Bu kesim için artık ev sahibi olabilmek bir hayalken, yüksek kira bedellerini ödemek de her geçen gün zorlaşıyor.

Gökçe, Türkiye nüfusunun yüzde 75’inin yaşadığı 30 büyük şehirde, ortalama kira bedelinin asgari ücretin yüzde 79’unu aştığını kaydediyor:

“Tüm Türkiye’de 2019 yılının Nisan ayında kira bedeli ortalama ücretin sadece yüzde 27’si kadarken, bugün yüzde 45’e ulaşmış. Muğla’da kira bedeli ortalama ücretin yüzde 187’si, Antalya’da yüzde 120’si, İstanbul’da yüzde 117’si kadar.”

BBC Türkçe’den Fundanur Öztürk’e konuşan sektör temsilcilerine göre gayrimenkul sektöründeki kriz esas olarak yıldan yıla bozulan arz-talep dengesi sebebiyle yaşanıyor.

Giderek artan konut ihtiyacı karşısında inşaat sektöründe yaşanan durgunluk ve yeni konutların dar ve orta gelirlilere yönelik değil, yatırım amaçlı lüks daireler olarak planlanması sektördeki açığı büyütüyor.

Taylan, tedbir alınmadığı sürece kira bedellerindeki artışın süreceğini değerlendirerek, doğru yorumlar yapabilmek için yeni hükümetin politikaları görmek gerektiğini söylüyor:

“Son birkaç yılda 6-7 kat artan rakamlar…Bunu kimse tahmin edemezdi. Sonrasını görebilmek için artık bizim uzmanlığımız da yetmiyor. Fakat tedbir alınmadığı takdirde kira artışları devam edecektir.”

‘Yatırımcılar sadece çok kârlı, lüks projelere giriyor’

Türkiye’de alt ve orta gelirli vatandaşların bulunduğu % 40’lık bir kesim için konut ihtiyacı olduğunu söyleyen Taylan, bu açığın yakın gelecekte kapanamayacağını değerlendiriyor.

Gayrimenkul krizi de en çok hem kendine ait bir mülkü bulunmayan hem de yüksek kira bedelleriyle karşı karşıya kalan bu kesimi vuruyor.

Gökçe, mevcut konut projelerinin daha çok yatırım amaçlı lüks daireler olarak planladığını, bu durumun krizi artırdığını değerlendiriyor:

“Yatırımcılar, kâr marjı çok yüksek olmayan işlerde, işe başladıktan bir süre sonra zarar eder hale geliyor. Hammadde fiyatlarının çok hızlı arttığı bir yerde, yatırımcı sadece çok kârlı projelere giriyor. Arz daha çok orta ve dar gelirli gruplar için kısıldı çünkü onların konutlarındaki kâr marjı düşük.”

“Dar gelirli ve orta gelirli için yeterince konut üretilmiyor, devlet bu anlamda kendini göstermiyor, özel sektör bu alan kârlı olmadığı ve enflasyonist ortamda kaybetmeye çok müsait olduğu için bu alana girmiyor.”

Gökçe’ye göre arz talep dengesinin bozulmasının temel sebepleri arasında konutun bir yatırım aracına dönüşmesi, dövize bağlı maliyetler sebebiyle inşaat piyasasında yaşanan durgunluk ve yatırım için güven vermeyen piyasa şartları yer alıyor:

“Birçok malzemenin dövize endeksli olduğu ve dövizin bu kadar arttığı bir ortamda hiç kimse önünü göremediği için arz kısıldı. Yatırımcı hammadde almıyor, tüketici kredi bulamıyor, bulsa çok yüksek faizin altına giremiyor, bu sarmal konut sektöründe arzı daraltmış durumda.”

“Vatandaşlar şaşkınlık içerisinde, bakıyor dağ taş beton oldu, her yere inşaat yapılıyor ama ben kiralık ev bulamıyorum diyor. Çünkü birileri 20. konutunu alıyor, birileri kira fiyatlarını belirleyecek sayıda konut yapıp boş tutmayı akıl ediyor ama dezavantajlı kesimlerin konut ve barınma sorunu çözülemiyor.”

Yabancılara satışların etkisi ne kadar?

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2017-2022 döneminde yabancılar 274 bin 258 konut aldı. Bu rakam, toplam satışların % 5’ine tekabül ediyor.

2022 yılında yabancıların en çok konut aldığı 3 il ise İstanbul, Antalya ve Mersin oldu. Bu iller aynı zamanda en çok kira artışı yaşanan illerin başında geliyor.

Gökçe, sığınmacıların yoğun yaşadığı ilk 10 ildeki kira artışlarının ise Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu belirtiyor:

“Kira bedelleri yüzde 702 zamlanmış. Bu illerde kira bedelinin asgari ücrete oranı 2019’da yüzde 46 iken bugün yüzde 86’ya çıkmış. Yani asgari ücret kira bedeli karşısında erimiş.”

Taylan, gayrimenkul fiyat artışlarında yabancı satışların önemli bir yer tuttuğunu söylüyor:

“100 tane gayrimenkulün satılık olduğu bir sokakta, bir gayrimenkul döviz ile yüksek fiyattan alıcı bulduğunda, o yüksek rakam diğer 99 gayrimenkulün de fiyatını belirleyen taban fiyatını oluşturuyor. Biz buna ‘marjinal satış’ diyoruz. Yabancı satışın oranı küçük gibi görünse de fiyatlara etkisi büyük oluyor.”

Rusya-Ukrayna savaşından sonra yabancıların Antalya’da çok yoğun bir talep yarattığını söyleyen Taylan, Türkiye’deki en yüksek fiyat artışlarının bu yüzden Antalya’da yaşandığını söylüyor.

Antalya’daki talebin başka bir kıyı kenti olan Mersin’e de taştığını belirten Taylan hem depremlerden sonraki iç göç hem de yabancıların talebi sebebiyle Mersin’de de ciddi fiyat artışlarının görüldüğünü belirtiyor.

‘İstanbul’da güvenli konut talebi arttı’

6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra özellikle Marmara Bölgesi ve İstanbul’da “güvenli konut” talebinin arttığı belirtiliyor.

Gökçe, “Deprem sonrası daha güvenli konutta oturma ihtiyacı çoğaldıkça, büyük bir kira krizi çıktı. Kimse uygun kiralık evde bulamaz vaziyette” diyor.

2022 Ağustos ayında Kentsel dönüşüm alanlarındaki riskli yapılarda oturan kiracılara ve hak sahiplerine yapılan yardımı 4 bin 500 liraya çıkardıklarını söyleyen Gökçe, artık bu rakamın da yetmediğini belirtiyor.

Depremden sonra göç alan kentlerden olan Ankara, Mersin, Adana, Kayseri ve Antalya’da da son birkaç ayda radikal kira artışları görülüyor.

Taylan, “Depremden sonra göç alan kentlerde kira fiyatları, bıçak kemiğe dayandı denilecek noktada. Hala da artış eğilimi devam ediyor” diyor.

Ev sahipleri haksız artış mı yapıyor?

Sektör temsilcilerine göre bu soruyu tek bir cevapla yanıtlamak pek mümkün değil.

Her ne kadar spekülatif artışlar, yatırım amaçlı dairelerin piyasayı tırmandıran etkisi ve denetimsizlik konuları ön plana çıksa da ülkede ev almak giderek zorlaştıkça kiraların da buna paralel yükselmesi, olağan bir durum.

Taylan, “Konut kredileri bir yıl öncesine göre çok daha yüksek ve bankalar konut kredisi vermekte çok iştahsız. Ev almak ne kadar pahalıysa, kiralar da o kadar yüksek olur” diyor.

Bundan 2-3 yıl öncesine kadar Türkiye’de bir evin kira bedeliyle kendini amorti etme (yatırılan parayı karşılama) süresinin 15-18 yıl olduğunu söyleyen Taylan, bugün, yüksek kiralara rağmen bu sürenin 25-35 yıla kadar çıktığını kaydediyor:

“Bu bizim sektörde daha önce hiç görülmeyen bir şey. Aslına gayrimenkulün fiyatıyla kira getirisini karşılaştırdığınızda kiraların hala biraz aşağıda olduğunu da söyleyebiliriz. Ama tabii ki esas sıkıntı, insanların alım gücü.”

Neler yapılmalı?

“Memur kenti” olarak bilinen ve kiraların görece daha düşük olduğu Ankara’da da artık vatandaşlar neredeyse İstanbul ile yarışan yüksek kira bedelleri ödemek zorunda kalıyor.

Artık başkentte görev yapan memurların maaşlarından konut kirası çıktıktan sonra gıda, ulaşım, giyinme ve temel ihtiyaçlarına ayırabileceği az bir miktar kalıyor.

Ankara Tüm Emlakçılar Meslek Odası Başkanı Hakan Akçam, kentte zaten geçmişten gelen bir konut eksiği olduğunu, bunun üzerine resmi verilere göre 350-400 bin depremzedenin geldiğini aktarıyor.

Akçam, “Ankara’da 3+1 ara katta normal yapılı bir ev en az 8 bin liradan başlıyor, 20 bin liraya kadar çıkıyor” diyor.

Akçam’a göre, lokasyona göre tavan kira bedeli belirleyen kent kurullarının oluşturulması ve aksini uygulayan mal sahiplerine ceza getirilmesi gerekiyor.

Akçam ayrıca kira artışlarına yıllık %25 sınır getiren uygulamanın da pratikte daha yüksek kira fiyatlarına sebep olduğunu değerlendiriyor:

“Mal sahipleri yıl sonunda %25 artış ile kısıtlanacağını bildiği için, evini ilk kiraya verdiğinde yüksek rakamla başlamak istiyor. Bu uygulamayı sürdürmek piyasayı sakinleştirmez.”

Taylan da “%25 sınırı da bir çözüm olmuyor, bu sefer sulh ceza mahkemelerinde bu kiracı davalarıyla dolmuş durumda” diyor.

Geçtiğimiz yıl Hazine ve Maliye Bakanlığı kira sözleşmelerinin E-devlet üzerinden yapılabilmesi için harekete geçmiş, düzenlemenin 2024 yılına kadar hayata geçeceği belirtilmişti.

Bu uygulamaya bir an önce geçilmesi gerektiğini savunan Akçam, “Devlet son kiracının hangi rakamla evden çıktığının takibini daha rahat yapabilsin, son kiracısı 3 bin liradan çıkan bir kişi 10 bin lira kira isteyemesin” diyor.

Öte yanda mal sahipleri, evinin değerini genellikle ilan sayfalarındaki emsallerine bakarak değerlendiriyor.

Akçam, ilan sayfalarındaki fiyatların anlık değişmemesi gerektiğini, aylık artış için %10-20 oranında bir tavan belirlenmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca Kiracı-ev sahibi uzlaşmazlıklarıyla ilgili Eylül ayında devreye girmesi planlanan arabulucu sisteminin de mahkemelerdeki dosya yükünü biraz hafifletmesi bekleniyor.

“Dar gelirlilere kira yardımı yapılmalı”

TÜRK-İŞ Mayıs ayı verilerine göre, dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcamalarını kapsayan açlık sınırı 10 bin 362 TL oldu.

Dört kişilik bir ailenin kira, fatura, eğitim, giyim, ulaşım gibi tüm giderlerini kapsayan yoksulluk sınırı ise 33 bin 752 TL’ye yükseldi.

Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar, yoksulluk sınırı altında yaşayan ve düşük ücretli çalışanların kiralarının kamu tarafından ödenmesi gerektiğini, bunun artık bir zorunluluk olduğunu söylüyor.

Kira artışlarına getirilen %25’lik sınıra pek çok mal sahibinin uymadığını belirten Çakar, “Çok ciddi bir denetimsizlik söz konusu, insanlar birbirlerine bakarak kiraları yükseltmeye başladılar” diyor ve ekliyor:

“Yoksulluk sınırı altında yaşayan hanelere bir çözüm gerekiyor. Dar gelirlilerin ve asgari ücretlilerin kirasını devlet ödemelidir. Bu insanlar yemiyor içmiyor, çoluk çocuğu beslenmiyor ve kirasını ödemek durumunda kalıyor.”

 

Paylaşın

Depremin Etkilediği İllerde Kiralar Yüzde 17 Arttı

Depremin etkilediği illerde satılık konut fiyatları deprem sonrasında ortalama yüzde 14, konut kiraları ise ortalama yüzde 17 artış gösterdi. Çevre illerde ise satılık konut fiyatları yüzde 7, konut kiraları yüzde 4 artış kaydetti.

Ocak ayında deprem illerinde satılık konut fiyatları yüzde 9, kiralar yüzde 5 artmış; çevre illerde satış fiyatı yüzde 9, kiralar ise yüzde 7 artmıştı.

Depremler sonrası büyükşehirlerde ise satılık konut fiyatları yüzde 11, konut kiraları ise yüzde 14 arttı. Ocak ayında büyükşehirlerde ise satış fiyatı yüzde 13, kiralar yüzde 11 artmıştı.

Yapay zeka ve büyük veri analizi kullanarak gayrimenkul değer hesabı yapan Endeksa’nın raporuna göre depremin yıkıma yol açtığı iller ve çevre illerde konut stoku depremin ardından önemli ölçüde düştü. Bunun sonucu olarak şubat ayında konut fiyatlarındaki artış beklentinin üzerinde gerçekleşirken, depremin etkilediği illerdeki konut fiyat artışı çevre iller ve büyükşehirlerdeki fiyat artışından yüksek oldu.

Kiralık konut stoku yüzde 59 düştü

Endeksa verilerine göre depremin etkilediği illerde satılmayı bekleyen konut stoku ortalama yüzde 53, kiralanmayı bekleyen stok adedi ise ortalama yüzde 59 düşüş gösterdi. Stoklardaki düşüşe bağlı olarak, depremin etkilediği illerde satılık konut fiyatları dehrem sonrasında ortalama yüzde 14, konut kiraları ise ortalama yüzde 17 artış gösterdi. Çevre illerde ise satılık konut fiyatları yüzde 7, konut kiraları yüzde 4 artış kaydedetti. Büyükşehirlerde ise satılık konut fiyatları yüzde 11, konut kiraları ise yüzde 14 arttı.

Ekonomim’in aktardığı Endeksa verilerine göre depremden önce ocak ayında deprem illerinde satılık konut fiyatları yüzde 9, kiralar yüzde 5 artmış; çevre illerde satış fiyatı yüzde 9, kiralar ise yüzde 7 artmıştı. Ocak ayında büyükşehirlerde ise satış fiyatı yüzde 13, kiralar yüzde 11 artmıştı.

Öte yandan, rapora göre deprem sonrası çevre iller arasında gayrimenkul fiyatlarının en fazla etkilendiği iller Dersim ve Kayseri oldu. Dersim’de satılık konut fiyatları yüzde 16 artarken, kiralar yüzde bir arttı; Kayseri’de ise satılık konut fiyatları yüzde 13, kiralar yüzde 29 artış gösterdi.

Çevredeki neredeyse tüm illerde stok düşerken Mersin’de satılık konut stokunun yüzde 36, kiralık konut stokunun ise yüzde 31 arttığına dikkat çeken Endeksa Genel Müdürü Görkem Öğüt, “Özellikle Adana’daki depremzedeler başta olmak üzere Mersin’de yazlık konutu bulunan kişilerin bu konutları kiraya veya satışa çıkarttığı bu nedenle stokların yüzde 30 üzerinde arttığı, artan stok ve acil ihtiyaç durumu ile birlikte kiraların düştüğü, satış fiyatının ise diğer illere göre daha az arttığı görülüyor” dedi.

Kiraların en fazla artığı büyükşehir Ankara

Endeksa’nın analizinde, depremin büyükşehirlerdeki gayrimenkul piyasasına etkisinin çok düşük olduğu, fiyat artışının beklenti ile aşağı yukarı paralel olduğu belirtildi. Buna göre, deprem öncesi ve sonrasında büyükşehirler içerisinde konut satış fiyatlarının en fazla arttığı il Muğla olurken, kiraların en fazla arttığı il Ankara oldu.

Muğla’da satılık konut fiyatları yüzde 13 artarken, kiralar yüzde 20 artış gösterdi. Ankara’da ise kiralar yüzde 26, satılık konut fiyatları ise yüzde 11 artış gösterdi. Deprem sonrasında kiralar İstanbul’da yüzde 13, İzmir’de yüzde 16 artarken, satılık konut fiyatları İstanbul’da yüzde 12, İzmir’de yüzde 10 artış kaydetti.

Paylaşın

3 Yılda 796 Bin Taşınmaz Bankalar Tarafından İpotek Edildi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 2019 yılından 2022 yılının ağustos ayına kadar 796 bin 968 taşınmazın (konut, arsa, tarla) özel ve kamu bankalarınca ipotek edildiğini açıkladı.

Manisa’da 36 bin 944, İzmir’de 28 bin 151, Denizli’de 26 bin 97, Aydın’da 24 bin 685, Afyon’da 23 bin 990, Antalya’da 23 bin 683, Yozgat’ta 21 bin 866 taşınmaz ipotek edildi.

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ekonomik krizin ülkemizde giderek derinleşmesi her kesimi ciddi ölçüde etkileyip mağdur etti. Dar ve sabit gelirliler ile gelir gider dengesi bozulan kesimlerin elde avuçta olanı tüketmesi, taşınmazlarının da borç ya da icra yoluyla elden çıkmasına yol açtı” dedi.

Emeğiyle yaşayan yurttaşar geçim sıkıntısı nedeniyle bankalara yönelirken, ipotek verileri de ekonomik krizi ortaya koydu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 2019 yılından 2022 yılının ağustos ayına kadar 796 bin 968 taşınmazın (konut, arsa, tarla) özel ve kamu bankalarınca ipotek edildiğini açıkladı. Manisa’da 36 bin 944, İzmir’de 28 bin 151, Denizli’de 26 bin 97, Aydın’da 24 bin 685, Afyon’da 23 bin 990, Antalya’da 23 bin 683, Yozgat’ta 21 bin 866 taşınmaz ipotek edildi.

Sözcü’den Deniz Ayhan’ın haberine göre, bu sayı Ankara’da 19 bin 451, İstanbul’da 9 bin 994 oldu. Cebri satış ile el değiştiren taşınmaz sayısı da 35 bin 828 oldu. Öte yandan, aynı tarihlerde 8 bin 985 arsa, tarla, 171 bin 914 adet konut ve iş yeri yabancılar tarafından satın alındı.

Genelde ipotek tesis edilen taşınmazların incir, zeytin, fidan, kavak, meyve, sebze, çay, narenciye, elma, sera, fındık, fıstık, pamuk, tütün, pirinç, çeltik gibi alanları kapsadığını söyleyen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ekonomik krizin ülkemizde giderek derinleşmesi her kesimi ciddi ölçüde etkileyip mağdur etti. Dar ve sabit gelirliler ile gelir gider dengesi bozulan kesimlerin elde avuçta olanı tüketmesi, taşınmazlarının da borç ya da icra yoluyla elden çıkmasına yol açtı” dedi.

Paylaşın

Satılık Konut Sayısı Arttı, Talep Azaldı

Temmuz ayında satılık konutlarda yaşanan talep gerilemesinin ağustos ayına da yansıması bekleniyor. Sektör otoritelerine göre daralma, fiyatlarda yaşanan aşırı artış, kamu bankalarının kredileri kısması ve yabancı yatırımcının piyasadan çekilmesinden kaynaklanıyor. Nakit paranın kur korumalı mevduata kayması da talebi etkiledi.

Türkiye’de satılık konuta olan yüksek talep temmuz ayında geriledi. Dünya Gazetesi’nden Leyla İlhan’ın haberine göre, benzer tablonun yakın zamanda açıklanacak ağustos ayı konut satış verilerinde de yaşanması bekleniyor. Azalan talepten dolayı konutta satış süreleri günlerden 2 ila 3 aya varan sürelere uzarken, satış için bekleyen ev sayısında artışa neden oldu.

Yıllık 1,5 milyon yeni konuta ihtiyaç duyulan Türkiye’de verilere göre 2022 yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında her 3 gayrimenkul arzından 1’i bir sonraki aya kadar yayında kalıyor. Temmuz ayında satışa çıkan gayrimenkullerin yüzde 41’den fazlası ağustos ayına kadar yayında kalırken, temmuz ayında satışa çıkan gayrimenkullerin yüzde 18’inden fazlası eylül ayına kadar yayında kaldı. Sektöre göre talepteki daralma fiyatların çok fazla yükselmesi, kamu bankalarını kredi musluklarını kısması ve yabancının piyasadan çekilmesinden kaynaklanıyor.

Yabancılar çekildi mi?

Sektördeki daralmayı değerlendiren Emlakjet CEO’su Tolga İdikat, alım tarafında iki aydan bu yana daralma yaşandığını, bu durumun da bekleyen satılık konut sayısında artışa neden olduğunu söyledi. İdikat nedenlerini şöyle açıkladı:

“Çünkü yabancı piyasadan çekildi. 400 bin dolar ve Türkiye’de yabancıya oluşan antipati bunda etkili oldu. Ayrıca ev sahiplerinin enflasyonu yakalamak için fiyatları çok hızlı artırması nedeniyle insanların bunu karşılayacak durumda olmamaları konut satışlarını düşürdü. Bir diğer etken ise hem konut kredilerinin yüksek olması hem de kredi verilmemesi oldu. Kredi çıkmayınca peşin para ile almak gerekiyor. Ancak peşin parası olanda Kur Korumalı Kredi’ye (KKM) ya da şu aralar yeniden hareketlenen dövize yöneliyor. Buna yaz sezonundaki durgunluk da eklenince satışlar yavaşladı.”

Özel bankalara göre daha düşük faizle konut imkanı sağlayan kamu bankalarının neredeyse konut kredi pazarından çekildiğini dile getiren İstanbul Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık AŞ Kurucu ve Yönetici Ortağı Ahmet Büyükduman da, “ Verilen krediden 220 bin ila 500 bin TL sınırından bahsediyorlar. Kamu tarafından kredi yok. Böyle olunca 1.29’la kamu bankasından kredi alamayan özelden 2.30’a kredi almak zorunda kalıyor. Bu da faizlerin yükselmesi anlamına geliyor ki faizlerin düştüğü bir ortam da talep düşer” diye konuştu.

Satışlarda bir zayıflama olduğunu, muhtemelen 2020 hariç son beş yılın gün bazında en düşük satış adedi bu ağustosta olacağını dile getiren Büyükduman, bunda takvim ve yaz etkisinin olup olmadığının ise sonbahar aylarında ortaya çıkacağını kaydetti.

Paylaşın

Kiralar Son Bir Yılda Yüzde 156 Arttı

Türkiye genelinde kiralar son bir yılda yüzde 156 arttı. Son 4 yıldaki artış ise yüzde 234 oldu. Ortalama kira ücretli 5 bin 361 TL olarak hesaplanırken, İstanbul’un bazı semtlerinde 2+1 bir evin kira fiyatı 20 bin liraya kadar çıkıyor.

Derinleşen ekonomik kriz barınmka krizine de yol açarken, kiralardaki fahiş artışlar nedeniyle yurttaşlar tek başına yaşamak konusunda sorun yaşamaya başladı. Özellikle büyükşehirlerde ev arkadaşı aramak mecburiyetinde olan birçok yurttaş bulunurken, ayrimenkul değerleme platformu Endeksacom’un verilerine göre, Türkiye genelinde kiralar son bir yılda yüzde 156 arttı. verilere göre son 4 yıldaki artış ise yüzde 234 oldu. Ortalama kira ücretli 5 bin 361 TL olarak hesaplanırken, İstanbul’un bazı semtlerinde 2+1 bir evin kira fiyatı 20 bin liraya kadar çıkıyor.

Cumhuriyet’ten Kader Çukay’ın haberine göre İstanbul’a bir yıl önce çalışmak için geldiğini söyleyen Yasemin A., Beyoğlu’ndaki bir dairede 2 ev arkadaşıyla birlikte kaldığını söyledi. Özel sektörde asgari ücretle çalıştığını belirten Yasemin A., “İstanbul gibi bir yerde zorunlu olarak arkadaşlarımla eve çıkmak zorunda kaldım. Önceden kira fiyatımız 2 bin 100 lirayken ev sahibi 4 bin liraya çıkardı. İtiraz ettik ancak bize ‘’Üç kişisiniz, ödersiniz’’ dedi. Tek başıma yaşasam mutfak, kira, faturalar derken elimde hiçbir şey kalmaz. Aileme para göndermek istiyorum ama elimde bir şey kalmıyor. Maddi durumum karşılasa tek başıma eve çıkmak isterim. Çünkü insan bazen yalnız kalmak istiyor” diye konuştu.

‘3. bir arkadaş daha aldık yanımıza’

Bahçelievler’de 2+1 evde 2 arkadaşıyla birlikte yaşayan ve adını vermek istemeyen bir yurttaş da tek başına eve çıkmak istediğini ancak maddi durumunun bunu karşılayamadığını söyledi. 4 yıl önce çalışmak için İstanbul’a geldiğini söyleyen yurttaş, “Arkadaşımla evin ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çektiğimiz için 3. bir arkadaş daha aldık yanımıza” dedi.

İstanbul’da emlakçılık yapan Muhammer Kızılaslan, insanların tek başına 8-9 bin lira kira veremeyip ev arkadaşı aradıklarını belirtti. Kızılaslan artan kiralarla ilgili, “Bekâr ve genelde İstanbul’a çalışmaya gelen insanlar arkadaşlarıyla beraber ev tutup kirayı paylaşıyor. Arkadaşlarıyla anlaşamasalar bile anlaşmak zorunda kalıyorlar. Çünkü kira fiyatları çok yüksek. Kimse yüksek kira ücreti verip tek başına bir evi geçindiremiyor. İstanbul’a tek başına çalışmak için gelen insanlar geldikten sonra sıkıntı yaşıyor. Ucuz kiralık ev bulmaya çalışıyorlar. Mahalle aralarında bodrum katında oturmak zorunda kalan insanlar görüyorum. Daireler o kadar kötü oluyor ki kiralayan kişi sadece uyumak için evine gitmek istiyor” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Son 10 Yılda Yabancılar 341 Bin Konut Aldı

Türkiye’de konut fiyatlarında yıllık artış Mayıs 2022 itibariyle yüzde 145’i aştı. Ev ve kira fiyatlarının hızla artmasında yabancıların rolü tartışılıyor. Konut satışlarında yabancıların payı ise son yıllarda hızla artıyor. 

2022’nin ilk yarısında satılan her bin konuttan 49’unu yabancılar aldı. Bu oran Antalya ve İstanbul’da ise çok daha yüksek. Ocak-Haziran aylarında Antalya’da satılan her bin konutun 257’sini; İstanbul’da ise 111’ini yabancılar aldı. Yabancılar 9,5 yılda Türkiye’de 314 bin 310 konut satın aldı. Buna göre 2013-2022 yılları arasında satılan her bin konutun 25’ini yabancılar aldı.

En çok konut satılan alan ülke vatandaşları ise Irak, İran, Rusya ve Suudi Arabistan.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri yabancıların satın aldığı konut sayısının son yıllarda nasıl katlanarak arttığını ortaya koyuyor. Peki, yabancılar Türkiye’de kaç ev satın aldı? Hangi ülkelerin vatandaşları Türkiye’de konut satın alıyor? Suudi Arabistan ve Katar başta olmak üzere Arap ülkeleri vatandaşları kaç konut aldı?

2013 yılında yabancı ülke vatandaşları Türkiye’de 12 bin 181 konut alırken bu sayı 2014’te 18 bin 959’a yükseldi. 2015’te 20 bin barajı aşılırken yabancılar 22 bin 830 konut satın aldı. 2016’da 18 bin 189 konutu yabancılar alırken 2017’de bu sayı 22 bin 234 oldu.

Yabancılar 2018’de 39 bin 663 konut alırken bu sayı 2019’da 45 bin 483 oldu. Covid-19 salgınının patlak verdiği 2020’de bu sayı 40 bin 812’ye gerilerken 2021’de tam 58 bin 576 konutu yabancılar satın aldı. 2022 yılının ilk 6 ayında ise bu sayı 35 bin 383 oldu.

2013-2022 yıllarını kapsayan 9,5 yılda yabancılar toplam 314 bin 310 konut satın aldı. Aynı dönemde Türkiye’de satılan toplam konut sayısı ise 12 milyon 804 bin oldu. Buna göre bu dönemde satılan her bin konutun 25’ini yabancılar aldı.

Yıl yıl baktığımızda ise yabancıların aldığı konut sayısı oranının arttığı görülüyor. 2013’te satılan her bin konutun 11’ini yabancılar alırken bu oran sonraki yıllarda sırasıyla 16, 18 ve 14 oldu. 2017 yılında satılan bin konuttan 16’sını yabancılar alırken bu sayı 2018’de 29’a, 2019’da 34’e; 2021’de 39 ve 2022’inin ilk yarısında 49’a yükseldi.

Yabancıların gözdesi İstanbul ve Antalya

Yabancıların konut satın aldıkları şehirlerde ise sürpriz yok. İstanbul açık ara zirvede; ikinci sırada ise Antalya var. 2013-2022 dönemini kapsayan 9,5 yılda yabancılar İstanbul’da 125 bin 179 konut satın aldı. Bu sayı Antalya’da ise 74 bin 65 oldu. Yabancılar Ankara’da ise 15 bin 435 konut satın aldı.

9,5 yılda yabancıların satın aldığı konutların yüzde 40’ı İstanbul’da yer alırken yüzde 24’ü ise Antalya’da bulunuyor. Ankara’nın oranı ise yüzde 5.

Yabancıların en çok tercih ettiği diğer şehirler ise Mersin, Muğla, İzmir, Aydın ve Sakarya. Ancak bu şehirlere ait bazı yılların verisi eksik olduğundan toplam sayıyı hesaplayamadık.

Son 10 yılda Antalya’da satılan 100 konutun 12’sini; İstanbul’da 5’ini yabancılar aldı.

Antalya ve İstanbul’da satılan konutlarda ise yabancıların payı oldukça çarpıcı. Buna göre 2013-2022 dönemini kapsayan 9,5 yılda Antalya’da satılan 100 konutun 12’sini; İstanbul’da 5’ini yabancılar aldı. Bu oran 2022’nin ilk yarısında ise çok daha yüksek. Ocak-Haziran döneminde Antalya’da satılan 100 konuttan 26’ını; İstanbul’da 11’ini yabancılar aldı. Bu, Antalya’da 2022’de satılan 4 konuttan birisini yabancıların aldığı anlamına geliyor.

En çok konut alan yabancılar: Irak, İran, Rusya ve S. Arabistan

2015 yılının başından 2022’in ilk yarısını kapsayan 7,5 yıllık dönemde Türkiye’de en çok konut satın alan yabancılar Irak vatandaşları. Iraklılar bu dönemde 46 bin 230 konut satın aldı. İkinci sıradaki İranlılar 33 bin 404, Ruslar ise 24 bin 87 konut satın aldı.

Bu dönemde yabancıların satın aldığı konutların yüzde 16’sına Irak, yüzde 12’sine İran ve yüzde 9’una Rusya vatandaşları  sahip oldu.

TÜİK en çok konut alan yabancı ülke listesini açıkladığından Suudi Arabistan’ın 2021 ve 2022 bilgileri TÜİK veri setinde yer almıyor. 2021 ve 2022 verileri dahil olmadan Suudi Arabistan vatandaşları 2015-2020 yılları arasında 13 bin 540 konut satın aldı.

2015-2022 döneminde Kuveytliler 13 bin 495, Afganistan vatandaşları ise 13 bin 106 ve Alman vatandaşları 10 bin 981 konut aldı.

Konut fiyatları son 1 yılda yüzde 145 arttı

Merkez Bankası’nın açıkladığı konut fiyat endeksine göre Türkiye’de ev fiyatları Mayıs 2022 itibariyle son bir yılda yüzde 145,5 arttı.

Öte yandan, İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale’nin açıkladığı verilere göre satılık konut ilanlarının ortalama metre kare fiyatı Ocak 2021 ile Nisan 2022 arasını kapsayan ayda TL cinsinde yüzde 171; dolar bazında yüzde 36 yükseldi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Türkiye’de Konut Fiyatları Artışı AB Ortalamasının 10 Katı

Avrupa’da 2021 – 2022’nin ilk çeyrekleri arasında konut fiyatları en çok Türkiye’de artış gösterdi. Türkiye’deki artış yıllık yüzde 110 olurken Avrupa Birliği’nde (AB) bu oran yüzde 10’da kaldı. Resmi verilere göre kira fiyatlarında ise artış sınırlı kaldı. Aynı dönemde Türkiye’de yıllık kira artışı yüzde 15,4 olurken AB’de yüzde 1,4 oldu.

Kirada yıllık resmi enflasyonun bu kadar düşük olması Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hesaplama yönteminden kaynaklanıyor. AB İstatistik Ofisi (Eurostat) 2021 ile 2022 ilk çeyrekleri arasında konut ve kira fiyatlarının yıllık ne kadar yükseldiğini açıkladı.

2022’nin ilk çeyreğinde geçtiğimiz senenin aynı dönemine göre Türkiye’de ev fiyatları yüzde 110 yükseldi. İkinci sıradaki Çekya’da yıllık artış yüzde 25; 27 AB ülkesinin ortalaması ise yüzde 10,5.

Konut fiyatlarının en az arttığı ülkeler ise yüzde 1 ile Kıbrıs ve yüzde 4 ile Finlandiya oldu. Diğer bazı ülkelerde ev fiyatları son bir yılda şu kadar yükseldi: Hollanda yüzde 19, Almanya yüzde 12, Bulgaristan yüzde 12, İspanya yüzde 9, Fransa yüzde 7 ve İtalya yüzde 5.

Türkiye’de yıllık kira artışı yüzde 20

Kira fiyatları ise Mayıs 2022 itibariyle son bir yılda Türkiye’de yüzde 20 yükseldi. Türkiye, Slovenya (yüzde 26,4) ve Estonya’nın (yüzde 24,5) ardından bu alanda 3. sırada bulunuyor. AB’de ise bu dönemde kiralar yüzde 1,7 yükseldi. Avusturya yüzde eksi 0,9 ile kiraların düştüğü tek ülke oldu.

Mayıs 2022 itibariyle son bir yılda diğer ülkelerde yaşanan kira artışı şöyle: Polonya yüzde 13,9; İrlanda yüzde 10,1; Bulgaristan yüzde 6,3; Belçika yüzde 2,9; Almanya yüzde 1,6 ve Yunanistan yüzde 0,9.

2021-2022 ilk çeyrekler arasındaki değişime bakıldığında da Türkiye yüzde 15,4 ile üçüncü sırada yer alıyor. Bu dönemde AB ortalaması ise yüzde 1,4 oldu.

Kira enflasyonu nasıl hesaplanıyor?

Türkiye’de kanuna göre gelecek bir yıl için geçerli olacak kira artışı, geçmiş 12 aylık ortalama TÜFE’den fazla olamıyor. Ancak bu kanun mevcut kiracılar için geçerli. Ev sahipleri yeni kiracı bulurken istediği fiyatı talep edebiliyor. Bundan dolayı resmi kira enflasyonu daha düşük çıkıyor.

Emlak sitelerindeki yıllık fiyat artışı ise yüzde 100’ü aşmış durumda. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (BETAM) sahibinden.com verileri üzerinden yaptığı son hesaplamaya göre Türkiye genelinde ortalama kiralık konut ilan yıllık artış oranı nisan ayında yüzde 182,7 oldu.

BETAM’a göre yıllık kira artış oranı Nisan ayında İstanbul’da yüzde 140, Ankara’da yüzde 133,9, İzmir’de ise yüzde 110,8 ölçüldü.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Bir Yılda 5,4 Milyon Tapuya El Konuldu

Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz koşullarıyla birlikte yurttaşlar her geçen gün daha fazla yoksullaşırken, borçlar da ödenemez hale geldi. 2021 yılında tapular üzerinde uygulanan e-haciz sayısının 5 milyonu aştığı öğrenildi.

BirGün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre; banka ve finansman şirketlerine olan borç 13 Mayıs itibarıyla 1 trilyon 83 milyar TL’yi aşarken 4 milyon 143 bin yurttaş, beş yıldır borcunu ödeyemediği için haciz kıskacına alındı.

Borcunu ödeyemeyen yurttaş sayısı Türkiye’deki ekonomik krizin yakıcı etkisini gözler önüne serdi. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün verileri ise korkunç tabloya ayna tuttu. 2021 yılında tapular üzerinde uygulanan e-haciz sayısının 5 milyonu aştığı öğrenildi.

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ile Adalet Bakanlığı ortaklığıyla e-haciz işlemlerine yönelik yazılım ve entegrasyon çalışmaları 2018 yılının sonunda tamamlandı. Tapulara yönelik ilk e-haciz uygulaması 14 Ocak 2019 tarihinde Sincan Batı Adliyesi’nde uygulanmaya başlandı. Tapuda e-haciz, 15 Mayıs 2019 tarihinde ise Türkiye çapında yaygınlaştırıldı.

Müdürlüğün, 2020 ve 2021 yıllarına yönelik e-haciz verileri ise dikkati çekti. Resmi verilere göre, 2020 yılında tapular üzerinde toplam 3 milyon 737 bin 827 adet haciz tesisi gerçekleştirilirken bu sayı 2021 yılında yüzde 45 arttı.

Bir yılda 5,4 milyon e-haciz

Müdürlüğün e-haciz, terkin ve kamu haczine yönelik istatistiklerinde şu veriler sıralandı:

  • Tapuda e-haciz tesis sayısı: 5 milyon 431 bin 29
  • Tapuda e-haciz terkin sayısı: 1 milyon 769 bin 731
  • GİB tarafından konulan kamu haczi: 385 bin 45

Konut sahipliği oranı düşüyor

Borç nedeniyle tapusuna yönelik haciz uygulanan sayısı giderek artarken TÜİK’in 2017 yılı itibarıyla kayıtlarına aldığı, “Konut sahipliği istatistikleri” de Türkiye’de ev sahibi olabilenlerin sayısının giderek azaldığını ortaya koyuyor. Kayıtların ilk kez tutulduğu 2017 yılında kendilerine ait bir konutta oturanların oranı yüzde 59,1 olurken bu oran 2021 yılında 57,5 ile ifade ediliyor.

Paylaşın

‘Konut Paketi’ Yüksek Fiyatlara Çözüm Olmaz

Konut inşaatlarında yavaşlama ve fiyatlarda yıllık yüzde 100’e ulaşan artışların ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vatandaşları konut sektöründeki dalgalanmalardan korumak amacıyla üç yeni paket açıkladı ancak, sektör temsilcileri tedbirlerin konut fiyatlarını aşağı çekmede başarılı olacağından şüpheli.

T24’ün Reuters’tan aktardığı analize göre, konut sektörüne yönelik yeni paketler sonrası satışlarda artış beklentisi oluştuğu, ancak söz konusu paketlerin fiyatlarda istenen dengelenmeye çözüm olmayacağı belirtildi.

Sektör temsilcileri, yüzde 1’in altındaki kredi faizi imkânının konut piyasasına canlılık getireceğini ve birinci el satışlara yüzde 20 civarında olumlu katkı sağlayabileceğini belirtirken; artan maliyetler, liradaki değer kaybı ve yeni konut arzındaki zayıf seyir nedeniyle kısa vadede konut fiyatlarındaki yükselişin kontrol altına alınmasının ise zor olduğuna dikkat çekiyor.

Hükümet, açıkladığı tedbirler kapsamında konut üreticilerine belli şartlar altında ucuz finansman sağlayarak konut arzını artırmayı ve bu sayede fiyatları dengeye oturtmayı amaçlıyor. Ancak yüzde 40 tamamlanma oranına ulaşmamış projelerin kapsam dışında bırakılması ve yüzde 70 resmi enflasyon ortamında fiyatların bir yıl sabit tutulması şartı, firmaların bundan yararlanmasını, dolayısıyla da düzenlemenin amacına ulaşma şansını azaltıyor.

Öte yandan, paketlerin açıklanmasının hemen ardından konut fiyatlarında ani artışlar yaşandığına yönelik kamuoyunda eleştiriler yükselirken, Maliye Bakanı Nureddin Nebati de Twitter’dan yaptığı açıklamada bazı internet sitelerinde “birtakım fırsatçıların” konut fiyatlarında fahiş artışlar yaptıkları uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Pazartesi günü Kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, vatandaşları konut sektöründeki arızi dalgalanmadan korumak amacıyla bir dizi tedbiri hayata geçirme kararı aldıklarını belirterek, sektöre yönelik 3 paket açıklamıştı.

Paketlerden ikisi konut alacaklara belli şartlar altında yüzde 1’in altında faizle uzun vadeli kredi imkanı sağlarken; paketlerden biri kapsamında ise inşaat firmalarına belli kriterleri karşılayan konut projelerinin tamamlanması için uzun vadeli finansmana erişim imkanı sunuldu.

Buna göre, asgari yüzde 40’ı tamamlanmış ve yüzde 50’si satılmamış inşaat projelerine, 1 yıl boyunca konut satış fiyatını sabit tutma taahhüdü karşılığında finansman sunulacak.

TCMB verilerine göre, konut fiyat endeksi şubatta bir önceki aya göre yüzde 13.5, bir önceki yılın aynı ayına göre de yüzde 96.4 artış gösterdi. Yeni konutlarda ise fiyat endeksi Türkiye genelinde yıllık yüzde 102.2 artarken; artış oranı İstanbul’da yüzde 114.6, Ankara’da yüzde 119.5 olarak gerçekleşti.

Satışlarda artış beklentisi

Konut sektörüne yönelik projeler geliştiren Babacan Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Babacan, “Faiz oranının yüzde 0.99 olmasıyla, konut ihtiyacı olmayanlar için bile konut büyük bir yatırım aracı olacak. Enflasyon oranının yüzde 70’lerde gittiği bir ortamda yıllık yüzde 12 ile borçlanabilmek büyük imkan” dedi ve ekledi:

“Bu fırsatı kullanmak isteyenlerin yaratacağı taleple satışlarımızın geçen aylara göre en azından yüzde 20-25 oranında artışla başlayıp yukarı doğru gideceğini düşünüyorum.”

Konut alıcılarına yönelik önemli desteğe karşın konut üreticilerine yönelik finansman paketinin ise ihtiyacı karşılamada eksik kaldığını belirten Babacan, yüzde 40 tamamlama şartı nedeniyle birçok projenin kapsam dışında kaldığına dikkat çekti.

Asıl ihtiyaç duyulanın yeni projelere destek verilmesi olduğunu belirten Babacan, ancak bu sayede piyasadaki stok seviyesinin yükseltilerek konut fiyatlarının da dolaylı olarak regüle edilebileceğini söyledi.

Babacan, “Başladığımız 1,000 konutluk yeni projemiz var. İnşaatta yüzde 20 seviyelerinde olduğumuz için bu destekten yararlanamayacağız. Ayrıca çekmecede tuttuğumuz 8-9 proje var. Yeni başlayacak projelere teşvik olsaydı, bu finansman imkanını kullanıp başlayabilirdik. Bizim durumumuzda birçok firma var” dedi ve ekledi:

“Bankadan finansman temin etmek istediğimizde kredi maliyeti yaklaşık yüzde 30 bandında. Öte yandan bankalar zaten Merkez Bankası son dönemde kredilerdeki karşılık tutarını artırıp piyasayı sıkılaştırdığı için kredi verme konusunda çok isteksiz. İnşaat sektörü olarak bankalardan finansman bulamıyoruz. Kendi öz kaynaklarımızla sınırlı şekilde hareket etmeye çalışıyoruz.”

Yüzde 40 bareminin esnetilmesi beklentisi

İstanbul İnşaatçılar Derneği Başkanı Nazmi Durbakayım da yüzde 40 bareminin esnetilmesi beklentisine işaret ederek, “Ruhsatını almış ya da başlamış projeleri içine alacak şekilde genişletilirse çok daha faydalı olur. Hem istihdam hem de üretim anlamında” diye konuştu.

Birçok oyuncunun şartlardan dolayı sektörden çekildiğini belirten Durbakayım, “Bu kararlardan, sektöre uzun yıllarını vermiş ancak son yıllardaki şartlardan dolayı mali yapısı bozulmuş firmaların da faydalanabilmesi adına gereken düzenlemelerin yapılacağını ümit ediyoruz” dedi.

Öte yandan bazı konut üreticileri ise, diğer kriterleri karşılıyor olsalar bile fiyatları 1 yıl boyunca sabit tutma şartının yüksek enflasyon ve maliyet atışı ortamında uygulanabilir olmadığına işaret ediyor.

Konut üreticisi Mint’in Kurucu Ortağı Sefer Altıoğlu, “İnşaat maliyet artışı aylık ortalama yüzde 10’larda. Ucuz krediden faydalanacağım diye örneğin önümüzdeki sekiz ayda görünen kabaca yüzde 80 maliyet artışına nasıl katlanacağım? Bu çok kabul görebilir değil” diye konuştu.

TÜİK verilerine göre, inşaat maliyet endeksi martta bir önceki aya göre yüzde 9.58, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 101.57 artış kaydetti.

Altıoğlu, “Biz bu ortamda yeni projelere girme konusunda iştahlı değiliz. Çünkü birincisi maliyetler henüz öngörülebilir değil. İkincisi maliyet artışları devam ederse bunu satacağımız alım gücü nerede? O soruların cevabı net değil” diye konuştu.

Paylaşın

Konut Fiyatları Uçuşa Geçti

Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) ve Yeni Nesil Gayrimenkul Değerleme ve Lokasyon Analizi Platformu Endeksa.com iş birliği ile hazırlanan “İkinci El Konut Piyasası Raporu” verileri, 2022 yılı 1. çeyrek sonu itibarı ile Türkiye genelinde konut fiyatlarında yıllık  yüzde 127 artış yaşandığına işaret etti.

Foreks’te yer alan habere göre; ilk çeyrek itibarıyla Türkiye’de ortalama konut metrekare satış fiyatı 7.395 TL, ortalama amortisman süresi 19 yıl, ortalama pazarlama süresi 63 gün olurken, değer artışının en yüksek olan iller Mersin, Aydın ve Antalya oldu.

Konut satışında artış

Birinci çeyrekte, konut satış adedi geçen sene aynı döneme göre %22 arttı. 2022 yılının 1. çeyreğinde 320 bin 63 adet konut satışı gerçekleşti. Konut satışları 2021 yılının 4. çeyreğine göre %41 azalırken; geçen senenin aynı dönemine göre ise %22 artış göstermiş oldu.

İkinci el satış toplam satışın yüzde 70′

İkinci el konut satışı toplam satışların %70’ini, kredili konut satışları ise %21’ini oluşturdu. Birinci çeyrekte 225 bin 626 adet ikinci el konut satışı gerçekleşti. Bu rakam ile ikinci el konut satışları bir önceki çeyreğe göre %39 azalırken, geçen sene aynı döneme göre ise %24 artış göstermiş oldu. İkinci el konut satışı toplam konut satışlarının %70’ini oluşturdu.

Birinci çeyrekte kredili konut satışları ise toplam konut satışlarının %21’ini oluşturarak 68 bin 342 adet olarak gerçekleşti. Kredili konut satışları bir önceki çeyreğe göre %39 azalırken; geçen senenin aynı dönemine göre ise %45 artış göstermiş oldu.

Yabancıya konut satışında artış

Birinci çeyrekte yabancı uyruklu kişilere toplam 14 bin 344 adet konut satışı gerçekleşti. Bu adet ile yabancıya konut satışı bir önceki çeyreğe göre %32 azalırken; geçen senenin aynı dönemine göre %45 artış göstermiş oldu.

Birinci çeyrek konut satış adetleri karşılaştırma. İstanbul’da konut fiyatları yüzde 147, Ankara’da 116, İzmir’de yüzde 119 arttı.

57 bin 836 adet ile 1. çeyrekteki konut satışlarının %18‘inin gerçekleştiği İstanbul’da konut fiyatları 1 yılda %147 artış gösterdi ve ortalama metrekare satış fiyatı 12.102 TL oldu. Ankara’da 29 bin 328 adet ile 1. çeyrekteki konut satışlarının %9’unu gerçekleşti ve konut fiyatları son 1 yılda %116 oranında artış gösterdi, ortalama metrekare satış fiyatı 5.352 TL oldu. Konut satışlarının %6’sının gerçekleştiği İzmir’de 19 bin 112 adet satış oldu ve konut fiyatları son 1 yılda %119 artış gösterdi, ortalama metrekare satış fiyatı 9.448 TL oldu.

En fazla stok İstanbul’da

En fazla konut satışı olan 50 il içerisinde en fazla stok adedi İstanbul’da olurken, 1. çeyrek sonu itibarıyla İstanbul’da 308.402 adet konut stoku bulunuyor. Stok adedi, Ankara’da 156.927 adet, İzmir’de ise 91.127 adet.

En fazla değer artışı Mersin, Aydın ve Antalya’da. En fazla konut satışı olan 50 il içerisinde en fazla değer artışı olan illerin sırasıyla Mersin, Aydın ve Antalya olduğu görülüyor.

Mersin’de konut fiyatlarında yıllık değer atışı %158, ortalama metrekare satış fiyatı 6.172 TL. Aydın’da konut fiyatları son bir yılda %153 artış gösterdi, ortalama metrekare satış fiyatı 11.204 TL. Antalya’da ise konut fiyatlarında yıllık değer artışı %148 ve ortalama konut metrekare satış fiyatı 9.861 TL.

Paylaşın