Aft Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kişinin hayatını oldukça fazla etkileyen hastalıklar arasında bulunan Aft, ağız içinde pek çok nedenden dolayı ortaya çıkan yaralardır; aftöz ülser olarak ta adlandırılan bu durum çok yaygın görülen bir sağlık sorunudur.

Aft, genel olarak kişinin yanaklarını ısırması, ağzına darbe alması sonrasında ağız içinde yara oluşması şeklinde gelişir ama bulaşıcı bir hastalık değildir.

Aftın Nedenleri Nedir?

Dudak ısırma
Yanak kemirme
Bazı gıdaları karşı hassasiyet (acı, baharatlı yiyecekler, çikolata vb.)
Vitamin ve mineral eksikliği
Darbe sonucu oluşan yaralar
Hormonal dengesizlikler
Bazı diş macunu ve gargaralar
Bazı ilaçlar
Kaygı ve stres

Aft’ın belirtileri:

Dilde ve ağzın arkası ile yumuşak damakta görülen ağrı ve yaralar
Yara öncesinde karıncalanma ve ağrı hissi
Kenarları kırmızı renkli olan, beyaz, gri ve sarı renkli yuvarlak şekilli yaralar
Konuşurken hissedilen ve daha da artan ağız içinde ağrı
Ağzın dış kısmına da yayılan yaralar

İlerleyen şiddetli Aft ve ağzı yaralarının belirtileri:

Şişmiş lenf düğümleri
Ateş ve yorgunluk
Fiziksel halsizlik görülebilir

Aftın risk faktörleri nedir?

Kadınlarda aft görülme sıklığı erkeklere göre daha fazladır. Özellikle ergenlik döneminde sıklıkla meydana gelmektedir. Bunun yanında sigara, protez, bazı hastalıklar, gıda alerjisi, sağlıksız beslenme aftın ortaya çıkmasında risk faktörü oluşturmaktadır.

Aftın komplikasyonları nedir?

Aft; Çölyak, Ülseratif Kolit, Behçet hastalığı gibi bazı hastalıkların belirtisi olabilir. Bu yüzden çok dikkat edilmelidir. Bunun yanında aft konuşma, yeme ve içmede oldukça sorun yaşanmasına neden olmaktadır.

Aft için ne zaman doktora gitmek gerekir?

Afta neden olan bakteriyel enfeksiyonlar kimi zaman ciddi şekilde ilerleyerek komplikasyonlara neden olabilir. Bu tür durumlarda yada tekrar eden ve kolay geçmeyen ağız içi aft yaralarında mutlaka doktora gitmek gerekir. Hastalığınız birkaç haftayı aşmadan doktora görünmeli, doktorunuzun belirlediği tedavi kesinlikle uygulamalısınız.

Aftın tetkik yöntemleri nelerdir?

Yapılan ağız muayenesi ile aft teşhisi rahatlıkla konulmaktadır. Ortaya çıkan belirtiler, şikayetler, aftın çıktığı bölge ve yapısı incelenerek tanı konulmaktadır.

Aftın tedavi yöntemleri nelerdir?

Aftın tedavisinde günlük hayatta yapılacak birtakım değişiklikler önemli bir rol oynamaktadır. Kullanılan ağız bakım ürünleri değiştirilmeli, beslenmeye dikkat edilmelidir. Eczanelerde aft için birtakım merhemler bulunmaktadır. Ancak evde yapacağınız birtakım yöntemler de aftın iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Bir çay bardağı su ile yarım çay kaşığı tuzu karıştırarak ağzınızda çalkalayabilirsiniz.

Aft hastaları için yaşam stili önerileri

Aft hastaları sert diş fırçalarından kaçınmalı, diş macunu ve gargara seçiminde sodyum lauril sülfat içermemesine dikkat edilmelidir. Yemek yerken ve sakız çiğnerken konuşulmamalı, sağlıklı beslenmeli, vitamin ve mineral bakımından zengin besinler tüketilmelidir.

Paylaşın

Addison Hastalığı Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri nelerdir?

1855 yılında Thomas Addison tarafından tanımlanan Addison Hastalığı, böbrek üstü kabuğunun zarar görmesi ve böbrek üstü bezlerinin steroid hormonlarını yeteri kadar üretememesi sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır.

Her 100.000 kişide 1 görülen ve nadir bir hastalık olan Adrenal yetmezliğinin iki çeşiti bulunmaktadır. Bunlar:

Birincil böbrek üstü bezi yetmezliği
İkincil böbrek üstü bezi yetmezliğidir.

Birincil böbrek üstü bezi yetmezliğinin nedenleri:

Glukortikoidlerin uzun süreler boyunca vücuda alınımı
Vücuttaki enfeksiyonlar Addison hastalığına neden olabilir. Mantar enfeksiyonları da hastalığa katkıda bulunabilir.
Kanser ve tümörlerin kontrolsüz büyümesi
Pıhtılaşmayı kontrol etmek için kullanılan kan sulandırıcılar zamanla böbrek üstü bezlerini etkileyebilir.

İkincil böbrek üstü bezi yetmezliğinin nedenleri:

İkincil böbrek üstü bezi yetmezliği doktor tavsiyesiyle kullanılması gereken kortikosteroid ilaçların kullanılmaması durumunda da görülebilir.
İkincil böbrek üstü bezi yetmezliği doktor tavsiyesiyle kullanılması gereken kortikosteroid ilaçların kullanılmaması durumunda da görülebilir.
Ayrıca kanser hastaları ve tüberküloz hastalarının da Addison hastalığına yakalanma riski vardır.

Belirtileri nelerdir:

Halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık, bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal
Kilo kaybı
Açlık hipoglisemisi
Ağız mukozasında ve deride özellikle ameliyat ve yara izlerinde, meme başla+rında ve genital bölgelerin renginde koyulaşma (pigmentasyon artışı)
Kan basıncında düşme
Terlemede azalma
Koltukaltı ve genital kıllanmada azalma Nedenleri nelerdir?
Otoimmünite
Tüberküloz
Kanser metastazları
Amiloidoz

Adrenal yetmezliğin teşhisi nasıl yapılır?

Adrenal yetmezliği olan kişiler, belirtilerinden hastalığı anlamayabilir. Bu nedenle rahatsızlık ilerleyebilmektedir. Adrenal yetmezliğini diğer hastalıklardan ayıran belirgin semptomlar şunlar:

Belde, karın bölgesinde veya bacaklarda ani gelişen şiddetli ağrılar
Şiddetli kusma ve ishali takiben aşırı sıvı kaybı
Hızla düşen kan basıncı
Bilincin kaybolması
Böbreklerin görevini yapamaz hale gelmesi

Addison hastalığı nasıl tedavi edilir?

Adrenal yetmezlik, böbrek üstü bezlerinde üretilen hormonların eksikliğinden kaynaklandığı için, hastalığın tedaviside bu eksik hormonlara takviye yapılması şeklinde gerçekleşir. Bu nedenle hidrokortizon steroid hormon tabletleri alınmaktadır. Bu tabletler hastalığın durumuna göre günde 1 ya da 2 tane alınmaktadır. Bazı durumlarda aldosteron fludrokortizon asetat isimli sentetik steroidle değiştirilebilmektedir. Bu ilaçlar bazen doktor müdahalesiyle stres, ameliyat, enfeksiyon ya da sakatlık gibi durumlardan dolayı dozları arttırılabilmektedir.

Adrenal yetmezliğin tedavisi için ilaçlar her zaman başarılı sonuçlar alınmaktadır. Tedavilerin düzenli olarak devam etmesi gerekmektedir. Ancak ilaçların tek bir dozunu bile kaçırmak tehlikeli durumlara yol açabilir. Bu nedenle hastalar hayat boyu hiçbir şekilde aksatmaksızın ilaçlarını kullanmalıdır. Adrenal yetmezliği olan kişiler, kriz geçirdikleri sırada doktor tarafından reçeteli olarak yazılmış tuz, sıvı ve glukokortikoid hormonları hızlı bir şekilde enjeksiyon yöntemi ile hastaya verilmelidir.

Paylaşın

Abdominal Aort Anevrizması Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Abdominal aort anevrizması, vücuda kan pompalayan en büyük damar olan aort damarının zayıf olduğu alanlarda gelişen bir balonlaşmadır. Aort Anevrizması, aortun herhangi bir kısmında gelişebilir.

Hayati risk taşıyan bir hastalıktır ve en kısa sürede acil tedavisi gerçekleştirilmelidir. Anevrizmanın türünü, bulunduğu yer belirler:

Abdominal aort anevrizmaları aortun abdomenden geçen kısmında meydana gelir. Aort anevrizmalarının en yaygın görülen türüdür.

Torasik aort anevrizmaları aortun göğüs içindeki kısmında meydana gelir. Torasik bir aort anevrizması aort kökünde, çıkan aortta, arkus aortada (göğüs içinde aortun büküldüğü kısım) veya inen aortta gelişebilir.

Abdominal aort anevrizması nedenleri nedir?

Ateroskleroz denilen damarın kalınlaşması, kireçlenmesi en sık görülen nedenlerdir. Ayrıca bazı enfeksiyonlar, bağ dokusu hastalıkları, doğumsal bazı hastalıklarda anevrizma oluşumuna yol açabilir.

Abdominal aort anevrizması belirtileri nedir?

Aort anevrizması, semptomlara neden olacak büyüklüğe gelmeden önce, yıllar boyunca yavaşça büyüyebilir ve hiçbir semptom vermeyebilir.

Semptomlar meydana geldiğinde, anevrizmanın yerine bağlı olarak en yaygın görülenleri göğüste veya karında ağrıdır.

Aort anevrizması yırtıldığında; sırtta ve karında şiddetli ağrı, mide bulantısı, kusma, baş dönmesi, terleme ve ayaktayken kalp hızının artması belirtileri arasında gelmektedir.

Abdominal aort anevrizması risk faktörleri nedir?

Kalp krizi içinde geçerli olan risk faktörlerinden bazıları aort anevrizması riskini de artırır:

  • Ateroskleroz (arter duvarlarında sertleşme)
  • Yüksek tansiyon
  • Diyabet
  • Yüksek kolesterol
  • Sigara içme
  • Kalıtsal
  • Biküspit aort kapağı

Yaralanma veya enfeksiyon da, aort duvarları zayıflamışsa anevrizmanın gelişmesine yol açabilir.

Abdominal aort anevrizması tedavi yöntemleri nelerdir?

Aort anevrizmalarının tedavisi, açık ameliyat veya endovasküler onarım teknikleridir.

Eğer aortun uzun bir kısmı boyunca anevrizmanız veya çok sayıda anevrizmanız varsa, en iyi yaklaşım açık ameliyat ile endovasküler onarımın bir kombinasyonu olabilir.

Açık cerrahi onarım: Açık cerrahi onarım sırasında, anevrizmanın yerine bağlı olarak göğüste veya batında bir kesi yapılır. Prosedür sırasında, aortun balonlaşmış olan hastalıklı alanına astarlanan bir sentetik greft dikilerek yerine tutturulur ve böylece kusurlu bölgenin her iki taraftan normal aort ile bağlanması sağlanır. Prosedür tamamlanınca kan damarının yeni ve sentetik kısmı normal ve sağlıklı bir aort gibi görev yapar.

Açık cerrahi onarım, uzun vadeli sonuçları çok iyi olan, kanıtlanmış bir tedavidir.

Endovasküler onarım: Abdominal aort anevrizmasında hızla tercih edilen tedavi olma yönünde ilerlemektedir ve torasik aort anevrizması tedavisinde de gitgide daha fazla kullanılmaktadır. Endovasküler onarım prosedürü sırasında, cerrah kasık alanında küçük kesiler yaparak, aorta bağlanan arterlere erişir. Arterlerin içinden geçirilen bir kılavuz tel aortun hastalıklı bölümüne doğru ilerletilir.

Cerrah, röntgen ışını kılavuzluğunda, stent-grefti kılavuz tel üzerinden bir kateterin (uzun ince bir boru) içine yerleştirir. Stent-greft, aortun zayıflamış alanını kuvvetlendirmek için kullanılan kumaş benzeri bir borudur ve metal tel stentlerle (çerçeve de denir) desteklenir. Cerrah daha sonra stent-grefti kateterin içinde kılavuz tel boyunca hareket ettirerek, anevrizma alanına ilerletir. Burada kateter geri çekilir ve stent-greft anevrizmanın iki yanında bir yay gibi genişler. Sağlam bir şekilde yerine yerleştikten sonra, stent-greft, kanın anevrizmayı itmeden akabileceği yeni bir geçiş yolu görevi görür. Anevrizmanın üzerine uygulanan basınç olmadığından, zamanla anevrizma küçülür.

Endovasküler onarım şu avantajları sunar:

  • Prosedür tipik olarak 1 ila 3 saat sürer
  • Hastalar prosedürden birkaç gün sonra eve gidebilir
  • Açık cerrahi tekniklere oranla, kesiler daha küçüktür ve daha az travma vardır
  • Çoğu insan normal yaşantısına 2 ila 6 hafta içinde döner.

Abdominal aort anevrizması yaşam stili önerileri

Abdominal aort anevrizması, sinsi bir hastalık olduğu için 60 yaş üzerindeki herkesin en az bir kere kardiyoloji veya kalp damar cerrahisi biriminde muayene olması gerekmektedir. Abdominal aort anevrizması hastalarının doktorlarının verdiği tedavi planına uymaları, anevrizma oluşturan sigara, tansiyon ve kolesterol gibi risk faktörlerinden uzak durmalarını gerekmektedir.

Paylaşın