Erdoğan – Miçotakis Ortak Basın Açıklamasında ‘Hamas’ Polemiği

Erdoğan ve Miçotakis, ortak basın toplantısında ‘Hamas’ polemiği yaşandı. Miçotakis, “Türkiye’den değişik bir yaklaşımla Hamas’ı terör örgütü olarak gördüklerini ancak Gazze’deki sivillerin korunması gerektiğinde hemfikir olduklarını” ifade etti.

Erdoğan ise, “Öncelikle teşekkür ediyorum. Mutabık kalmadığımız önemli bir konu var. O da ben Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmüyorum. Tam aksine Hamas ta 1947’den itibaren toprakları işgal edilmiş ve bu topraklarının işgalinden sonra da topraklarını koruma altına alan bir direniş örgütüdür” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye çalışma ziyaretinde bulunan Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.

Erdoğan, Miçotakis’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin ana giriş kapısında karşıladı. Türkiye ve Yunanistan bayrakları önünde tokalaşarak basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Miçotakis, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.

Görüşme sonrası Erdoğan, Miçotakis basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Kendisine bir kez daha sizlerin huzurunuzda Ankaramıza hoşgeldiniz diyorum. Aralık ayında Atina’yı ziyaret etmiştim. Diyalog kanallarını açık tutma, ilişkilerimizde yaşanan ivmeyi geliştirme noktasında karşılıklı mutabakatımızı teyit etmiştik.

Dostane ilişkiler ve iyi komşuluk hakkında Atina Bildirgesiyle kayıt altına almıştık. Kendisine ikili münasebetlerimizi ilerletme konusundaki samimiyeti dolayısıyla teşekkür ediyorum. Türkiye-Yunanistan arasındaki işbirliği ruhunun güçlenmesinin hem her iki ülke hem de bölge için hayırlı olacağı inancındayız.

Son derece verimli, samimi ve yapıcı görüşme gerçekleştirdik. İkili gündemimizde yer alan konuları etraflıca gözden geçirdik. Geçtiğimiz yıl 6 milyar dolar gerçekleşen ikili ticaretimizi 10 milyar dolara çıkarma hedefiyle çalışıyoruz.

Ortak İş Konseyi kurulmasına ilişkin anlaşma çabalarımıza büyük katkı sağlayacaktır. Deprem kuşağında yer alan ülkelerimiz tabii afetler karşısında komşuluk hukukunu hep yerine getirmiş, birbirinin yardımına ilk koşan ülkelerden olmuşlardır. Afet ve Acil Durum Yönetimi alanında mutabakat zaptı bu konulardaki ahdi zeminimizi sağlamlaştırmıştır.

Sağlık ve tıp bilimleri alanındaki anlaşmayla işbirliğimizi tahkim etmiş olduk. Türk Yunan ilişkilerindeki birbiriyle bağlantılı sorunları da ele aldık. Atina Bildirgesi’nde çerçevesi çizildiği şekilde sorunlarımızı samimi diyalog, iyi komşuluk iradesine bağlıyız. FETÖ, PKK, DHKP-C gibi terör örgütleri gündemimizdeydi. Yunanistan’la terör örgütleriyle mücadele anlayışımız giderek güçleniyor.

Komşumuz ve NATO müttefikimiz Yunanistan’dan beklentilerimizi bugün bir kez daha sayın Başbakan ile paylaştım. İlişkilerimizdeki olumlu atmosferin Yunanistan’daki Türk azınlık ve soydaşlarımızın haklarına katkı sağlamasını bekliyoruz. Kıbrıs sorununun adil ve kalıcı çözüme kavuşturulması muhimdir.

Görüşmelerimizde Gazze’de yaşanan soykırım başta olmak üzere bölgesel gelişmeler konusunda fikir teatisinde bulunduk. İsrail yönetimi ateşkes çağrılarına kulak tıkadığı gibi destekçilerine dahi meydan okumaktan geri duymuyor. Masum sivillerin son sığınağı olan Refah’ı acımasız şekilde hedef almaya devam ediyor.

Masum sivillerin katledilmesi karşısında uluslararası toplum sesini artık daha gür çıkarmalıdır. Doğudan batıya bu zulme ortak olmayalım çağrısıyla her hafta meydanları dolduran tüm insanları buradan bir kez daha selamlıyoruz. BM Genel Kurulu’nun Filistin’in tam üyeliği konusunda aldığı karar, Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen, toprak bütünlüğüne haiz Filistin devletinin tesisi olduğunu görülmüştür.

Türkiye olarak İsrail’i ateşkese zorlamaya, Filistin devletinin tanınırlığını artırmaya yönelik temaslarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Komşumuz Yunanistan’ın da katliamın durdurulması amacıyla yürütülen çabalara destek olmasını bekliyoruz. Yunanistan’la aramızda çözülemeyecek büyüklükte bir sorun olmadığına dair inancımı paylaşmıştım. Bu bir süreçtir. Daha fazla netice vermesi için titizlikle ilerletilmesi gerekir. Görüş ayrılıklarına rağmen diyalog kanallarımızı açık tutarak olumlu gündeme odaklanıyoruz.

Türkiye herkesin malumu olduğu üzere kültürel mirasın korunması noktasında örnek alınan ülkedir. Kariye Camimizi 2020’de aldığımız karar sonrasında titiz restorasyon sonucu yeniden ibadete ve ziyarete açtık. UNESCO kültür varlığı olan her bir eserin korunmasında tüm insanlığın istifadesine sunulmasına önem veriyoruz. Kariye Camii de herkesin ziyaretine açıktır. Sayın Başbakan ve kıymetli heyetine ziyaretleri için bir kez daha teşekkür ediyorum.”

Daha sonra sözü alan Başbakan Miçotakis, şunları söyledi: “Sayın Cumhurbaşkanı, sevgili Tayyip Bey, hanımefendiler, beyefendiler ben şundan başlamadan edemeyeceğim. Öncelikle olağanüstü misafirperverliğiniz için size ne kadar müteşekkir olduğumuzu dile getirmek istiyorum.

Bu dördüncü ziyaret oldu ve bu ziyaretlerin sayısı da şunu gösteriyor aramızdaki iki komşu olarak anlayış ve ilişki ortamı devamlı daha olumlu şekilde gelişiyor.

Bu pozitif ilişkiler çok olumlu bir günlük yaşamı gerçekleştirmemize yardımcı oluyor. Tabii ki biz Atina’da gerçekleştirilmiş 5. toplantısından ve imzalanan mutabakat zaptı ardından bu olumlu gelişmeleri devam ettirmeye kararlı olduğumuzu gösterdik. Özellikle güven artırıcı önlemler ve başka pozitif işbirliği ajandası bizim yöremizde istikrarı sağlayacak önemli önlemlerdir.

Bu yaklaşım elle tutulur sonuç vermiş bulunuyor. Tabii ki bu sonuçları kazan kazan zemininde elde etmiş bulunuyoruz. Mesela ekonomi, yani yatırımlar artmıştır ve ekonomik anlamda işbirliği, ticaret işbirliği hacmi gün be gün gelişmektedir.

Aynı zamanlarda geçen Mart ayında Türk ve Yunan iş adamları çok önemli konsey gerçekleştirmiş bulundu. Bu konsey üyelerinin çalışmaları sayesinde ortaya koyduğumuz hedefi gerçekleştirmek konusunda kararlı olduğumuzu tekrar edebilirim.

İki halk benim bağlandığım şekilde çok önemli bir inisiyatifin meyvelerinden faydalanmaya başladılar. 10 Ege adasında vize muafiyetinden faydalanarak serbestçe ziyaret edebiliyorlar.

Sınır kapısında yapılan kısa bir kontrolden sonra hem hızlı hem kısa bir sürede gerçekleştirilebilen süreçtir. Bunun ekonomik alanda da önemi vardır. İki halkın daha az bürokrasi acısından, ıstırabını yaşamadan birbirleriyle bir araya gelmeleri, tanımaları çok büyük önem arz etmekte.

Aynı zamanda düzensiz göç meselesine değinme fırsatımız oldu. Ümitsiz insanların acısını istismarını yapan insan tacirlerini durdurmak için sarf ettiğimiz çabalar olumlu sonuçlar vermeye başladı. Türkiye bu konuda çok kararlı. Çok pozitif katkıda bulundu. Avrupa kararları ışığında da Türkiye’nin Avrupa fonlarından bu konuda faydalanabilmesi için çalışıyoruz.

Azınlıklar meselesinde de dile getirdiğiniz gibi beşeri bir dostluk köprüsü rolünü üstleneceklerini sanıyorum. Azınlıklar iki ülkenin renklerine katkıda bulunmakta. Trakya’da hristiyan ve müslüman nüfus çok ahenkli bir şekilde bir arada yaşamlarını sürdürmektedir.

Daha önce de altını çizdiğim gibi azınlıkların, dini bir azınlık olduğunu Lozan Antlaşması çerçevesinde görebiliriz. Tabii ki burada eşit vatandaşlık ilkesi ışığında bu müslüman vatandaşlarımıza Yunan devletinin bu ilke sayesinde iyi davrandığına inanıyorum.”

Müslüman azınlığın biz Yunanistan’ın sosyal ve kültürel hayatına katkısı çok büyüktür. Ne yazık ki Türkiye’de hristiyan azınlığın sayısı ufalmıştır. Burada da dini özgürlük ve hristiyan eserlerinin UNESCO anlaşmalarında ve şartlarında öngörüldüğü gibi koruma altına alınması gerektiğine inanıyoruz.

Açıklıkla ve samimiyetle dile getirdiğim gibi Kariye Camii’nin tekrar bir ibadet yeri olarak işlev görmesi bizim için üzüntü yaratan bir gelişme oldu. Bu olağanüstü mekânın bütün insanlığın bir eseri olduğunu, bütün insanlığa ait olduğuna inanıyorum.

Rusya’nın despotik tavrını hem de Ortadoğu’da gerçekleşen gelişmelerin karşısında bunları reddettiğimizi dile getirdik. Türkiye’de özellikle Ortadoğu konusunda görüş ayrılığı söz konusu olmaktadır. İsrail’in bir terörde verdiği kurbandan sonra Gazze bölgesine girmesi ve terör örgütü olarak kabul ettiğimiz Hamas’ı Türkiye’nin değişik bir yaklaşımla, değişik bir nitelemeyle gördüğünü biliyoruz. Ancak bölgede akan kanın durdurulması konusunda ikimizi de hemfikiriz. Gazze’deki sivil insanların korunması gerektiği konusunda hemfikiriz.

Refah’ta bir kara işgalinin ve hücumunun kabul edilmez olacağı konusunda hemfikir kaldık. Uluslararası camianın üyesi olarak bu konularda mutabık kaldık. Çözümü henüz kavuşmamış Kıbrıs konusunda da uluslararası mevzuat ışığında bir çözüm bulmak çok önemli.

BM Genel Sekreteri Yardımcısı’nın söylediği gibi Güvenlik Konseyi’nin öngördüğü yapıcı görüşmeler sayesinde iki tarafın bu sorunu çözüme bağlayacağını umduğunu söylemişti. Biz de buna katılıyoruz. Yunanistan var olan zorluklara rağmen Türkiye’nin AB ortaklık sürecine destek vermeye devam etmektedir. AB-Türkiye ilişkilerinin yakın gelecekte olumlu şekilde tekrar hayata geçirileceğine inanıyoruz.

Sayın dostum, görüş ayrılıklarına rağmen biz kazan kazan zemininde bir işbirliğine açık olduğumuzu bu aşamada bile ispat etmiş olduğumuzu söyleyebiliriz. Sivil koruma konularında işbirliğimizi daha da geliştireceğimiz konusunda mutabık kaldık. İklim değişikliği, deprem coğrafyaları içinde yer almamız bizi mutlaka afet ve acil durum yönetimi konusunda işbirliğine götürüyor.

Dışişleri bakanlarımızın görüşmeleri sayesinde çok olumlu adımlar atmış bulunuyoruz bu son yıl içerisinde. Çok hızlı ve istikrarlı adımlardan sonra tekrar hem Washington’da hem New York’ta NATO’da tekrar görüşme fırsatı elde edeceğimize inanıyorum. Çok teşekkür ederim.

“Hamas’ı terör örgütü olarak görmüyorum”

Tekrar sözü alan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: “Öncelikle teşekkür ediyorum. Mutabık kalmadığımız önemli bir konu var. O da ben Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmüyorum. Tam aksine Hamas, 1947’den itibaren toprakları işgal edilmiş ve bu topraklarının işgalinden sonra da topraklarını koruma altına alan bir direniş örgütüdür. Ve bu direniş örgütü ne yazık ki İsrail’in acımasız 45 bini bulan şu andaki insan kaybına karşı oraları koruma mücadelesini veren bir direniş örgütü durumundadır.

Bunu görmemiz lazım ve şu an itibariyle 40 bini aşmış insanını kaybetmiş olan Hamas’a eğer terör örgütü dersek bu acımasız bir yaklaşım olur. Dolayısıyla ben Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmüyorum; tam aksine Hamas’ı kendi topraklarını, insanını korumanın mücadelesini veren insanlar olarak görüyorum. Bunlara karşı sizlerin de nitekim BM’de sizler de olumlu oy vermek suretiyle orada bu acımasızlığa katılmadınız, ortak olmadınız, bundan dolayı sizlere ayrıca teşekkür ediyorum. Orada bir terör örgütünü olmadığını sizler de ortaya koydunuz.

Şimdi burada terör örgütü derseniz buna üzülürüz. Asla Hamas’ı terör örgütü olarak görmüyorum. Adım adım takip ediyorum. Ülkemde şu an 1000’i aşkın Hamas’ın mensupları hastanelerimizde tedavi altında. Böyle işi sürdürüyoruz. Yanlış yaklaşımınıza asla katılamam, bu haksızlık olur. Bunca Hamaslı öldürülüyor, tüm Batı malum bunlara her türlü silah, mühimmatla saldırıyor. Bütün bunlar karşısında 1947’den bugüne kadar topraklarından sürekli tecrit edilen, toprakları işgal edilen İsrail tarafından, sizler buna terör örgütü derseniz üzülürüm.”

Yunanistan Başbakanı Miçotakis şu cevabı verdi: “İsterseniz bu konuda mutabık kalmadığımız için mutabık olalım. Hemen bir ateşkes anlaşmasının imzalanması konusunda mutabık olduğumuzu söyleyebiliriz. Filistinli halk acımasız politikaların kurbanıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağolun” dedi.

Paylaşın

Yunanistan Başbakanı Miçotakis: Türkiye İle Savaşmayacağız

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Türkiye ile savaşa girmeyeceklerini, ancak son üç yılda birçok konuda gerginlik yaşadıklarını belirterek, “Türkiye ile makul yetişkinler olarak masaya oturabilmeli, Ege ve Doğu Akdeniz’deki deniz alanlarının sınırlandırılması gibi temel farklılıklarımızı çözebilmeliyiz. İtalya ve Mısır’la bunu başardık. Arnavutluk’la da Lahey’e giderek yapacağız” dedi.

‘Türkiye’ye atıfla ‘zor’ bir komşularının olduğunu söyleyen Miçotakis, Yunanistan Silahlı Kuvvetleri’nin on yıllar boyunca güçlendirilmediğini belirterek ordunun güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la “zor zamanlar” yaşandığını söyleyen Miçotakis, bununla birlikte bir çözüm bulmanın imkansız olmadığını kaydetti.

Dünya Ekonomik Forumu kapsamında Davos’ta bulunan Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Ankara – Atina ilişkilerine dair değerlendirmelerde bulundu.

Kiryakos Miçotakis, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile konuşarak sorunların çözülebileceğine inandığını söyleyen Miçotakis iki komşu ülkenin savaşmayacağını belirtti. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere üst düzey Türk yetkililerin Yunanistan’ı Ege’deki adaları silahlandırmakla suçlayarak “Bir gece ansızın gelebiliriz” söylemiyle dile getirdikleri askeri operasyon tehditleri, Yunan kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı.

“Yetişkinler gibi oturup konuşabilmeliyiz”

“Türkiye ile savaşmayacağız” diyen Miçotakis “Makul yetişkinler olarak Türkiye ile oturabilmeli ve başlıca anlaşmazlığımız olan Ege’de ve Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının sınırları konusundaki anlaşmazlığımızı çözüme kavuşturabilmeliyiz” diye konuştu.

“Ege’nin coğrafyası nedeniyle bunun karmaşık bir konu olduğunu” belirten Miçotakis, Yunanistan’ın benzer anlaşmazlıkları İtalya ve Mısır ile çözüme kavuşturabildiğini söyledi. Arnavutluk ile de benzer bir anlaşmazlığı Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’na taşımayı düşündüklerini ekledi.

“Oyunun kitabı konusunda anlaşmışsanız ve oyunun kitabı, sorunu uluslararası hukuka göre çözmenizi söylüyorsa komşularınızı gereksiz yere provoke etmezsiniz, iletişim kanallarını açık tutarsınız” diyen Miçotakis, “Dış politikayı iç gerekçelerle silahlandırmanın yararı olmaz. Bu genellikle iyi bir yaklaşım değildir çünkü bu şekilde kendi kamuoyunuzu zehirlemiş olursunuz” ifadelerini kullandı.

“Erdoğan ile çözüm imkansız değil”

Türkiye’de 14 Mayıs’ta cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri düzenlenecek. Yunanistan’da ise halk temmuz ayında parlamento seçimlerine gidecek. Miçotakis, Türkiye’deki seçimlerle ilgili “Türkiye’den nasıl bir hükümet çıkacak bilmiyorum ama gerilimi düşürmek için yollar olduğuna, ortak çıkar bulunan konularda çalışabileceğimize, anlaşamadığımız konuların ne olduğu konusunda anlaşabileceğimize kesinlikle inanıyorum. Anlaşamadığımız konuların ne olduğu konusunda anlaştığımız takdirde dahi bunu medeni bir tarzda yapabiliriz” diye konuştu. Kiryakos Miçotakis, “Erdoğan ile çok, çok zor anlar yaşandığını” söylemekle beraber “Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir çözüm bulmanın imkansız olduğunu düşünmüyorum” ifadesini kullandı.

Yunanistan ile Türkiye arasındaki sorunlar arasında Ege ve Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanları konusundaki anlaşmazlığın yanı sıra Atina’nın Ege’deki adalara asker ve silah konuşlandırması da yer alıyor. Ankara adalardaki Yunan askerî varlığının uluslararası anlaşmaları ihlal ettiğini belirtirken Yunanistan ise anlaşmaların adalarda asgari bir askeri varlığa izin verdiğini ileri sürüyor ve Türkiye’nin ana karasında ciddi bir askeri varlığı olduğuna işaret ediyor.

Davos’ta yaptığı konuşmada da bu konuya değinen Kiryakos Miçotakis, “Soruyorum, Yunan adalarının Türk anakarasına bir tehdit olduğuna makul bir şekilde inanan var mı yoksa Türk anakarasının Yunan adalarına bir tehdit oluşturduğuna inanmak mı daha gerçekçi?” dedi. Yunan Başbakan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 1974’te Kıbrıs’a harekat düzenleyerek Ada’nın kuzeyini “işgal ettiğini” ve bu harekat sonucunda Ada’nın bölündüğünü kaydetti.

Paylaşın

NYT, Erdoğan İle Miçotakis Arasında Prag’da Yaşanan Gerginliği Yazdı

Geçen hafta Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) zirvesi gerçekleştirilmişti. New York Times gazetesi, zirve sonrası verilen akşam yemeğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis arasında tansiyonun yükseldiğini yazdı.

Gazetede yer alan haberde, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in 44 Avrupalı lidere hitap ettiği esnada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın araya girerek sesini yükselttiği öne sürüldü.

İsmi belirtilmeyen bir Avrupalı diplomat ve orada bulunan iki üst düzey Avrupalı yetkili, Erdoğan’ın odadan çıkmadan önce Miçotakis’i Doğu Akdeniz ve Ege’deki anlaşmazlıkları çözme konusunda samimiyetsizlikle ve Avrupa Birliği’ni (AB) de Yunanistan ve Kıbrıs’tan taraf olmakla suçladığını belirtti.

Erdoğan, yemek sonrası düzenlediği basın toplantısında “Bu sadece Yunanistan için geçerli değil, bizi rahatsız eden, bize saldıran hangi ülke olursa olsun onlara karşı bizim cevabımız: Bir gece ansızın gelebiliriz. Bunu böyle bilmeleri lazım, böyle anlamaları lazım. Şu an itibarıyla siz anladığınıza göre herhalde onlar da anlamıştır” açıklamasını yapmıştı.

Yunan gazetecinin “Bir gece ansızın gelebiliriz’ diyerek ‘saldırabiliriz’ mi demek istiyorsunuz, açıkça cevap verir misiniz?” sorusuna Erdoğan, “Doğru anladınız” yanıtını vermişti.

Avrupa Siyasi Topluluğu, Fransa cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından önerilen, AB ülkeleri, Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkeleri, Batı Balkan ülkeleri, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, birlikten ayrılan Birleşik Krallık ve AB katılım müzakereleri dondurulan Türkiye’nin dahil olduğu ülkeleri içeren yeni bir siyasi gruptur.

Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi başkanı olarak Macron, projeyi resmi olarak 23 ve 24 Haziran 2022 tarihlerinde gerçekleşen Avrupa Devlet ve Hükûmet Başkanları Konseyi toplantısında sundu.

Macron’un önerisine göre projenin amacı, Avrupa ülkeleri için ortak çıkar konularını ele alıp, siyasi diyalog ve işbirliğini teşvik etmek ve böylece ülkelerin güvenliğini, istikrarını ve refahını güçlendirmektir.

6-7 Ekim 2022 tarihlerinde Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da yapılan zirve, Eurovision tarafından canlı olarak yayınlandı. 29 Eylül’de Birleşik Krallık toplantıya katılacağını duyurdu ve bir sonraki toplantıya ev sahipliği yapmayı teklif etti.

Paylaşın