2023 yılında Türkiye’de kırmızı etin kg fiyatı ortalama yüzde 85 artarken, dünya genelinde ise artış yüzde 8,1 olarak kayıtlara geçti. Rekabet Kurumu ise, kırmızı et sektörüne yönelik inceleme başlattığını bildirdi.
Et fiyatlarında yaşanan artışın dengelenmesi iddiasıyla sene başında devreye sokulan ithalat formülünün 10 aylık bilançosu ortaya çıktı.
Habertürk’ten Ahmet Hamdi Girgin’in aktardığına göre, ocak-ekim ayları arasında canlı hayvan ithalatı 884 milyon dolara yükseldi. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu’nun verilerine göre; 859,6 milyon dolar tutarında sığır ithalatı yapıldı.
Ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre; yüzde 961’lik artışla 154,1 milyon dolarlık sığır ithalatı gerçekleştirildi. Ekim ayındaki sığır ithalatında en büyük pay 67,3 milyon dolarla Brezilya’ya ait olurken, bu ülkeyi 34,7 milyon dolarla Uruguay ve 11,5 milyon dolarla Çekya izledi. Sığır eti, buğdayın ardından en çok ithalatı yapılan 2. ürün olarak kayıtlara geçti.
2018’de canlı hayvan ithalatı 1 milyar 768 milyon dolarla zirveyi görürken, sonraki yıllarda düşüş trendine girilmiş ve 2022’de ithalat 181 milyon dolara kadar düşmüştü. 2023’te ilk 10 ayda 884 milyon dolarlık canlı hayvan ithalatı gerçekleşti, yıl sonunda bu rakamın 1 milyar doları geçmesi bekleniyor.
Ulusal Kırmızı Et Konseyi’nin (UKON) verilerine göre; karkas etin kg fiyatı (son güncelleme 30 Kasım’da yapıldı) 235.15 TL’yi buldu. Karkas etin yüzde 60’ından kemiksiz et elde ediliyor. Buna göre et fiyatının kilogramı 392 TL seviyesinde görünüyor. Ocak ayında 126,87 TL olan karkas etin kg fiyatı böylece 10 ayda yüzde 85’in üzerinde arttı.
850 milyon doların üzerindeki ithalata rağmen et fiyatlarındaki yükseliş durdurulamadı.
Dünya genelinde artış yüzde 8,1
BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün yayınladığı et fiyatları endeksine göre; sığır etinde yılbaşından beri yaşanan yükseliş yüzde 8,1 olarak ortaya çıktı. Öte yandan Rekabet Kurumu, kırmızı et sektörüne yönelik inceleme başlattığını bildirdi.
Kurumun sitesinde yer alan açıklamada, başlatılan ön araştırmaların odak noktasını, “sektörde faaliyet gösteren teşebbüslerin ve teşebbüs birliklerinin rekabeti kısıtlayıcı anlaşmalar veya teşebbüs birliği kararlarıyla Kanun’u ihlal ettikleri” iddiasının oluşturduğu ifade edildi.