Arzu K. Ayçiçek kimdir?

Arzu K. Ayçiçek, 10 Nisan 1949 yılında Sivas’ın Divriği İlçesinde dünyaya geldi. Arzu K. Ayçiçek’in, Türk şiirinin Toplumcu Gerçekçi kanadında eserler verdiği söylenebilir. Fakat bunu propagandaya asla yaklaşmadan, kendi içli sesinden ve yaşamındaki gözlemlerinden hareketle yapar. Şair, kadın sesi ve kadın duyarlılığı denilebilecek bir hassasiyeti şiirlerinde her zaman duyurur.

Haber Merkezi / Divriği Kız Sanat Okulu’ndan 1971’de mezun olan sanatçı babasının işi nedeniyle ailesiyle birlikte Ankara’ya göç etti. Şiir yazmaya 1972-1973 yıllarında başladığını söyleyen sanatçının ilk şiiri 1974 yılında Yeni Ortam Gazetesi’nde yayımlandı.

İlk şiir kitabı Şehrinizde Kalamam 1995’de yayımlandı. Bu kitabıyla yine 1995 yılında Mavi Dergi’nin açtığı “İlk Yapıtlar Yarışması’nda üçüncülük ödülünü kazandı.

Damar, Çağdaş Türk Dili, Eşik, Kıyı, İnsancıl, Dize, Düşlem gibi dergilerde şiirleri yayımlan Arzu K. Ayçiçek, Edebiyatçılar Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası ve BESAM üyesidir. Evli ve iki çocuk annesi olan şair Ankara’da yaşamını sürdürmektedir.

Arzu K. Ayçiçek, şiirlerinde hem insanın iç dünyasını hem de toplum sorunlarını kucaklamaya çalışır. Kendisiyle yapılan bir röportajda, “Yazmaya başlarken de önce kendimden başlarım, sonra siz olur. Ülkemde yazılacak o kadar çok şey var ki hepsi başlı başına bir şiir, bir roman, bir öyküdür.” der. Ayçiçeğin şiirlerinde samimi bir ruhun acılarını ve umutlarını sezinleriz. Hayata naif yaklaşımı ve kadınsı yumuşak dokunuşları şiirlerinde kendini hissettirir. Aslında kendini anlatmanın şiirini yazar Ayçiçek. Bunu da şöyle ifade eder: “Kendimi anlatmak mı? İnsanın kendini anlatması çok zor. Yalnızca şu kadarını söyleyeyim: Çok düşünen, az konuşan, heyecanlı ve hep kendi içinde savaş veren, söylemediklerini, yapamadıklarını şiirle anlatmaya çalışan… ‘Silip hatırasız Arzu’larımı / Yeni bir ad bulmalıyım kendime’ “. Bununla birlikte Ayçiçek’in kendini anlatmada usta bir şair olduğu söylenebilir.

Ayçiçek için, kimliği ile şiiri örtüşen şair olduğu görüşü savunulmaktadır. Sebebi ise onun yaşamının köyden kasabaya ve şehre göç etme serüveninde içli motiflerle bezeli olmasıdır. Keman çalan, şiir yazan bir babanın kızıdır Arzu K. Ayçiçek. Onun şiirinde geçmişin saf ve temiz kalmış yanı, ince ve içli sesi duyulur. Bunun nedeni bozulmadan nasıl yaşamışsa şiirine de tıpkı öyle aktarmaya çalışması da olabilir. Bu da Ayçiçek’in şiirinin duru ve akıcı olmasını sağlar. Fakir Baykurt onun için, “Taşlı yolda yalnız tekerlek. Bir yanımda yarım somun ekmek, bir yanımda sarı gül…. bir küçük kitap” diyor. Ayçiçek’in şiiri de böylece kendi halinde, kendini öne sürmeye çalışmadan sakince akar:

“hiçbir şeyim yok iki dizimden başka

Bir de yürek çarpıntısı gizlerle dolu incecik kanayan..”

Ödülleri;

1995 Mavi Dergisi İlk Yapıtlar Yarışması Üçüncülük Ödülü
1996 Beşparmak, Salih Bilgin Şiir Ödülü
1997 Dünya Kitap Şiir Ödülü (GLUBUS)
1997 Bir Göçün Haritası adlı şiir kitabıyla Halkevleri 66. Yıl Kültür Sanat Yarışması Şiir Dalı İkincilik Ödülü
1998 Ege Kadın Dayanışma Şiir Ödülü

1998 Sabri Altınel, BAL-SANAT Şiir Ödülü
1998 Ege Kadın Dayanışma Şiir Ödülü
2000 Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Şiir Ödülü
2007 M. Sunullah Arısoy Şiir Ödülü (KEGEV)
2008 Yılmaz Güney Emek Ödülü
2008 Bülent Ecevit Şiir Yarışması Birincilik Ödülü
2011 Behzat Ay Şiir Ödülü
2013 Basıma hazır Talidomit adlı dosyasıyla Yunus Nadi Şiir Ödülü
2013 Yunus Nadi Şiir Ödülü Gözleri Yağmur Yurdum şiir kitabıyla (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Arzu Çur kimdir?

1967 yılında Bursa’da dünyaya gelen Arzu Çur’un çocukluk ve ilk gençlik yılları; İstanbul, Diyarbakır ve Eskişehir’de geçti. 1984 yılında İstanbul’da Gültepe Endüstri Meslek Lisesini bitirdi. 1992 yılında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Bölümünden mezun oldu. 1997 yılından beri yazarlıkla uğraşmaktadır.

Haber Merkezi / Arzu Çur, 1997 yılından bu yana kaleme aldığı şiir, öykü ve denemeleriyle yazı hayatına başlamıştır. Yazarın ilk romanı Ayşegül Boşanıyor adıyla İletişim Yayınları tarafından 2004 yılında yayımlanmıştır. Yazar, bu romanda boşanma olgusunun gündelik hayatta gerçekten nasıl yaşandığını; bir tarafta boşanıyor olmanın psikolojisini yeniden, yeniden inşa etmenin bezdirici duygusal mesaisinin; diğer tarafta yeni bir hayata başlama itkisinin altında bulunan kahramanı Ayşegül’ün şahsında sorgulamıştır.

Arzu Çur, ayrıca Tanıl Bora tarafından derlenen; Ahmet Turan Alkan, Haydar Ergülen ve Hasan Ali Toptaş gibi isimler tarafından katkı sağlanan Taşraya Bakmak adlı esere, taşradaki kadın sorunsalını ele alarak “Kadınlar: Taşranın Yurtsuzları” başlıklı makalesiyle katkı yapmıştır. Yayınları dikkate alındığında yazarın kadın meselelerine eğildiği görülmektedir.

Paylaşın

Arslan Bayır kimdir?

10 Nisan 1958 yılında Antalya’nın Alanya İlçesi’ne bağlı Bayır Köyü’nde dünyaya gelen Arslan Bayır, İlköğretimini Bayır Köyü’nde tamamladıktan sonra ortaokul ve liseyi Alanya Lisesi’nde okudu. Lise birinci sınıftayken ilk şiiri “Bekle”, Lisenin Sesi adlı okul gazetesinde yayımlandı.

Haber Merkezi / Lise yıllarında tiyatro ve radyo ile ilgilenen Bayır, liseden sonra üç yıl kadar Almanya’da kaldı. Almanya dönüşü Denizli Eğitim Enstitüsü’ne başladı. Bayır, üniversite eğitimini tamamladıktan sonra Adıyaman’a öğretmen olarak atandı. Burada kendini tamamen okumaya ve bir yandan da yazmaya adadı.

Adıyaman’dan sonra Adana ve Bartın’da da öğretmenlik yapan Bayır, Adana’da farklı yazarlarla tanışma fırsatı buldu. Sanatçı 1993’te Edebiyatçılar Derneği’ne üye oldu. Adana’da arkadaşlarıyla birlikte 1997’den 2008’e kadar on üç yıl yayın yapacak olan Aykırı Sanat adlı bir dergi çıkardı.

Cumhuriyet, Hürriyet, Vatan, Yeni ortam, Broy vb. süreli yayınlar başta olmak üzere yazıları ve şiirleri birçok farklı gazete ve dergide yayımlandı. 1990’da ilk şiir sergisini açan sanatçının ilk kitabı olan Tohum ise 1991’de okuyucu ile buluştu.

Sanatçı, 1997’de “Mısralık Dergisi Kıbrıs Şiir Ödülü”ne; 2000’de ANASAM Jüri özel ödülüne; 2004’de Şair Sabit İnce Şiir Yarışması’nda “birincilik ödülüne”; 2013 KIBATEK Öykü Yarışması’nda “üçüncülük ödülüne” layık görülmüştür. Sanatçı halen Alanya’da Güncel Sanat Dergisi’ni yayımlamakta, Baygenç Yayıncılık’ı yönetmekte ve sanat çalışmalarına devam etmektedir.

Sanat anlayışını “sanat ve edebiyat toplum içindir” şeklinde tanımlayan sanatçı, şiir ve hikayelerinde sade bir üslup kullanmıştır. Günümüz Türk toplumunun sorunlarını kendi yaşantısıyla harmanlayan sanatçı, aşk ve sevgi gibi hümanist temelli temaları yoğunlukla kullanmıştır. Resim ve fotoğrafçılıkla da ilgilenen Bayır, yurtiçinde ve yurtdışında birçok sergi açmıştır. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Arkadaş Z. Özger kimdir?

08 Ocak 1948 yılında Bursa’da dünyaya gelen Arkadaş Z. Özger, 5 Mayıs 1973’te hayatını kaybetti. Arkadaşları Özger’in genç yaşta beyin kanaması geçirmesinin sebebinin sanatçının 12 Mart öncesi bir yurt baskınında kafasına aldığı cop darbeleri olduğunu iddia etti. Asıl adı Zekai Özger’dir.

Haber Merkezi / Bursa Osmangazi Ortaokulu’nda (1960) ve Atatürk Lisesi’nde okudu (1963). Ankara Üniversitesi SBF Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo Televizyon Bölümünden mezun oldu (1970). TRT’de çalışmaya başladı.

TRT’de görevi dolayısıyla bir programa giderken Meşrutiyet Caddesinde yüksek bir kaldırımdan düşerek 29 Nisan 1973’te beyin kanaması geçirdi. Sabaha karşı bulunup kaldırıldığı Ankara Numune Hastanesi’nde 5 Mayıs 1973’te hayatını kaybetti. Ölümünün ardından ailesi ve arkadaşları Özger’in genç yaşta beyin kanaması geçirmesinin sebebinin sanatçının 12 Mart öncesi bir yurt baskınında kafasına aldığı cop darbeleri olduğunu iddia etti.

Kitap yayımlamamış şairleri kapsayan Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü ve altı yılda br verilen şiir inceleme ödülü 1996’dan beri, şairin ölüm yıldönümünde verilmekte ve Mayıs Yayınları’nca (İzmir) basılmaktadır (http://www.mayisyayinlari.com/arkadaszozgersiirodulu.html).

Şiir ve edebiyat Özger için -çocukluğunda ortaya çıkan ve defalarca ameliyat olmasına rağmen ölümüne kadar sürecek kemik rahatsızlığından- bir kaçış ve tutunma vasıtası olmuştur. Attila İlhan, Oktay Rifat, Metin Eloğlu gibi şairlerin etkisinde ve II. Yeni anlayışı içinde şiire başlayan sanatçının ilk şiiri “Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası” Soyut dergisinin 28. sayısında yayımlandı (Ağustos, 1967).

Bir gün yayımlanacak olursa ilk şiir kitabının da adı olmasını istediği bu şiiri, Yordam, Papirüs, Forum gibi dergilerdeki şiirler takip etti. Ömer Zafer Göktürk’le Kent 16 dergisini çıkardı (1965, 1 sayı). Soyut, Dost, Yansıma dergilerinde şiirleri yayımlandı.

II. Yeni anlayışı içinde yazsa da onun şiirleri II. Yeninin dilin imkânlarını zorlayan tekniklerinden ve anlam kapalılığına yol açan simgeselliğinden uzaktır. 1970’ten sonra bireycilikten toplumculuğa kesin dönüş yapan şair, toplumcu gerçekçi şiir söylemini kendi estetiğiyle birleştirdiği şiirlerinde çoğunlukla toplum-birey-iktidar çatışmalarını ve bireyin acılarını dile getirdi.

Kitap yayımlama fırsatı bulamadan hayata veda eden sanatçının -bazıları bestelenmiş- şiirleri ölümünden sonra Tekin Sönmez tarafından toplanıp önce Sevdadır adıyla kitap olarak yayımlandı. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Arife Kalender kimdir?

7 Ağustos 1954 yılında Malatya’nın Arguvan Beldesi’ne bağlı Ermişli Köyü’nde dünyaya gelen Arife Kalender, ilk ve Ortaöğreniminin büyük bölümünü Malatya’da Malatya Turan Emeksiz Lisesinde okudu, Fenerbahçe Lisesinden 1971 yılında mezun oldu.

Haber Merkezi / Daha sonra İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Almanca Bölümünde okudu,1977’de mezun oldu. Mezuniyetinden sonra, Kadıköy Ortaokulunda, Kadıköy Anadolu Lisesinde Almanca öğretmenliği ve yöneticilik yaptı. 1997 yılında, emekli oldu.

PEN yazarlar Derneği genel sekreterliği (1999-2001) yapan Arife Kalender, BESAM | Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği yönetim kurulu üyesi ve Türkiye Yazarlar Sendikası üyesidir. Arife Kalender’in ilk şiirleri yerel dergi ve gazetelerde çıktı. 1970’li yıllarda Yansıma dergisine yazdı. Sonrasında Karşı, Kıyı, Damar, Gösteri, Evrensel Kültür, Varlık, Yaşasın Edebiyat vb. dergilerde yazı ve şiirleri yayınlandı.

Şiirlerinin yanı sıra; Erich Fried’den, Gerhard Hauptmann’dan, Georg Trakl’dan, Ulla Hahn’dan, Albert Ehrenstein’dan, Erich Kâstner’den şiirler çevirdi. Edip Cansever, Metin Eloğlu, Şükran Kurdakul, Arif Damar, Behçet Necatigil, Turgut Uyar, Özdemir Asaf, Melisa Gürpınar, Ataol Behramoğlu, Oktay Rifat, Gülten Akın, Cemal Süreya, İlhan Berk ve Ahmet Muhip Dıranas incelemeleri yaptı.

Bu incelemelerini Şiir Irmakları (2005) adlı kitapta topladı. Kalender’in şiirlerinde; ardıç dalından, İstanbul sokaklarına, çingenenin düşlerine, aşlara, martılara kadar insan hayatının ve çevresinin bütün yönlerine dair konular işlenir.

Arife Kalender, Gül Küstü / Toplu Şiirler 1 (2011) kitabında; aşkın evrenselliği, aşka sığınma konusundaki şiirlerini topladı. Suskun Resimler Durağı (1995) ile Türk Tabipler Birliği Behçet Aysan Şiir Ödülünde övgüye değer bulundu. Deli Bal ile 2004 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülünü aldı. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Arif Nihat Asya kimdir?

1904 yılında İstanbul’un Çatalca İlçesine bağlı İnceğiz Köyü’nde dünyaya gelen Arif Nihat Asya, 5 Ocak 1975 tarihinde Ankara’da hayata gözlerini yumdu. Arif Nihat Asya’nın asıl adı Mehmet Arif’tir. Arif Nihat Asya, geride bıraktığı eserleriyle yaşadığı dönem ve sonraki dönemin milliyetçi çizgide yürüyen genç şairleri üzerinde oldukça tesirli oldu.

Haber Merkezi / Babasının ölümü üzerine, akrabalarının himayesinde büyüdü. İlkokula köyünde başladı İstanbul Haseki Mahalle Mektebi’nde bitirdi. Gülşen’i Maarif Rüştiyesi (ortaokul), Bolu ve Kastamonu Sultanisi’ne (lise) yatılı okudu. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nun Edebiyat Bölümü’nden mezun oldu.

Değişik illerde lise ve öğretmen okullarında edebiyat öğretmenliği ve yöneticilik yaptı. Eskişehir’den milletvekili seçildi. Ankara Gazi Lisesi’nden emekli oldu. 5 Ocak 1975 tarihinde Ankara’da hayata gözlerini yumdu.

Çeşitli dergi ve gazetelerde yazılar yazdı. Şiirlerinde hece, arûz ve serbest vezinleri kullandı. Her nazım türünü ve şekli denedi. Şiirlerinde milliyetçilik konusu büyük bir yer tutar. Son şiirlerinde mistisizme yöneldiği gözlenmektedir.

İlk şiirlerinde Mehmet Emin Yurdakul ve Mehmet Akif Ersoy’dan etkilendiği görülen Arif Nihat Asya, olgunluk dönemi şiirlerinde Yahya Kemal’in Türk tarih ve medeniyetini anlattığı millî romantik duyuş tarzını çağrıştıran bir etkiyle şiirler yazdı. Tıpkı onun gibi hayata ve ölüme rindane bir tavırla yaklaştı. Arif Nihat Asya, geride bıraktığı eserleriyle yaşadığı dönem ve sonraki dönemin milliyetçi çizgide yürüyen genç şairleri üzerinde oldukça tesirli oldu.

Yapıtları; Heykeltraş, Yastığımın Rüyası, Ayetler, Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor, Rubaiyyat-ı Arif, Enikli Kapı, Kubbe-i Hadrâ, Kökler ve Dallar, Emzikler, Dualar ve Aminler, Aynalarda Kalan, Kanatlar ve Gagalar, Kıbrıs Rubaileri, Avrupa’dan Rubailer, Kova Burcu

Paylaşın

Arif Madanoğlu kimdir?

1944 yılında Uşak’ın Eşme İlçesine bağlı Eşmetaş Köyü’nde dünyaya gelen Arif Madanoğlu, zor koşullarda yaşama atıldı. PTT de çalışırken siyasi nedenlerle sürgün edildi. Daha sonra görevine son verilerek 1982 de tutuklandı ve 15 yıl habis cezası verildi.

Haber Merkezi / Cezasını tamamladıktan sonra kahvehane çalıştırdı, çiftçilik, hayvancılık yaptı. Almanya’ya yerleşti, yaşamını orada sürdürüyor. Kendi deyimi ile kendi kendine çırak olarak şiirini geliştirdi. Şiirleri pekçok dergide yayımlandı, şiir yıllıklarında yer aldı.

Yapıtları; Bu Can Bende Durdukça, Belali Sevda, Gül Dikenini Öpünce, Asli Bende Kalsın, Üçüncü Gölge, Aşk ve Öteki

“Havlıyor Kurşun”

dünyanın dünyalığı zan altında
deve hayvandır; lama gibi tükürmez
hurma meyvedir; niteliğini çürütmez
çöller mecnun, sahralar salpa
petrol şımartır, dolar konuşur

savaşlar korsan, şafaklar forsa
masum ve mazlum olanlar mülteci
o karede; sorguladın mı durduğun yeri
her kim kendinden bile kaçıyorsa
geri getirebilir mi genç ölümleri?

bulutlar öpüştükçe kıvılcım sektiriyor
dilleniyor alev kamçı
yolcular sevdalı, kolcular hancı
havlıyor cop! erdemi soyarak çektiriyor
sarmal siren sesleriyle sıkıştırıyor sancı

sarmal siren sesleriyle sıkıştırıyor sancı
kimler meczup, kimler yalvaç
aradığımsın, kollarını kenetlenmeye aç
yek vücut değilsek; zulümler istilacı
kanla beslenir o imansız burgaç

izin verme vurkaç ilmine
sevgilimsen!
kollarını kenetlenmeye aç
sancılı kesitlerde hızımı kesme
havlıyor kurşun

“Döne Döne Kan Mürekkebi”

Menzil dışı, kanat yordamı
yüksek uçar hüma kuşu
kibir üstüne fikir geliştirir
tüyü de kuru!
Ah evet, nereden bilsin o
ileri cephede ilke çalışanları
döne döne kan mürekkebi

tahrikle gelişen tarih
döne döne sıkıntılı nakarat
zulmü, egemen zulmü besleyeli alkışlar
şişirme cesaret, sunak şölenidir
o alkışlar geri tepsin de gör;
kanın gelinciğe yansıyan gümbürtüsünü

ol ki; zehirli bir böcek girse
nar çiçeği gamzesine
vurgun acıdır
karayı, egemen karayı berkiten zifir
döne döne zehir zemberek

sevda cephesinde şiir çalışanları
muştu olarak
sevgi sektirir imgelem burcuna
döne döne zirve zaferi
bütün renkleri kaynaştıran alkım
usun eşiğinden içeri

gümüş söz; simli kamçı yerine
tetiklemiştir sesi
mavinin, egemen mavinin sözdizimine
döne döne dönüşen imge
nariçi kan bedeli, şiir ırmak
yayıldıkça derinleşir

Paylaşın

Arif Damar kimdir?

23 Temmuz 1925 yılında Çanakkale’nin Gelibolu İlçesi’ne bağlı Karainebey Köyü’nde dünyaya gelen Arif Damar, 20 Ekim 2010’da İstanbul’da hayata gözlerini yumdu. Şiirinin şekli, Nâzım Hikmet’le başlayan toplumcu şiirin geneli gibi serbest vezinli ve kırık dizelerden oluşmaktadır. Noktalama işaretleri olabildiğince azdır.

Haber Merkezi / Küçük yaşlarda önce babasını ardından annesini kaybetti. İlkokulu Çanakkale’de, ortaokulu İstanbul’daki Yenikapı Ortaokulu’nda tamamladı. İstanbul Erkek Lisesi’ndeki öğrenimini iki yıl sonra bıraktı. Çeşitli işlerde çalıştı. Ankara’ya giderek 1944 – 1947 yılları arasında Atatürk Orman Çiftliği’nde memurluk yaptı. Askerliğini, Kayseri ve Sivas- Zara’da bulunan sürgün alaylarında yaptı.

Askerlik sonrası İstanbul’a döndü, Mahmutpaşa’da işportacılık yaptı. Türkiye Komünist Partisi öncülüğünde çıkan Yeryüzü adlı kültür dergisi’nin yönetiminde bulundu. 15 Kasım 1951’de yayımlanan “Dayanılmaz” adlı şiirinin ardından gizli örgüt üyesi olduğu suçlamasıyla tutuklandı. İki yıl tutuklu kaldı ve delil yetersizliğinden bırakıldı. İstanbul’da muhasebecilik yaptı, Suadiye’de açtığı Yeryüzü Kitabevini işletti. Birçok kez şiirleri nedeniyle koğuşturmaya uğradı. Günden güne (1956) adlı şiiri 22 Ocak 1957’de kitabı toplatıldıysa da, yargılanma aklanmasıyla sonuçlandı.

24 Kasım 1967’de Türk Solu dergisinde yayımlanan “Che İçin” başlıklı şiirinden dolayı açılan davada da aklandı (12 Temmuz 1968). Suadiye’de kendisine ait Yeyüzü Kitabevi’nde “yasak yayın bulundurduğu” gerekçesiyle 6 Temmuz 1982’de sıkıyönetimce gözaltına alındı, bir süre sonra serbest bırakılıp dava açıldı ve üç ay hapse çarptırıldı (16 Eylül 1982). Bozcaada Tutukevi’nde yattı (Nisan 1984).

Seslerin Ayak Sesleri (1975) adlı kitabında “Vietnam” başlıklı eski bir şiirin Sakarya gazetesinde yayımlanması üzerine açılan davada sivil mahkeme görevsizlik kararı verdi. (5 Kasım 1983) dosyasının gönderildiği Gölcük Askeri Mahkemesi’ndeki yargılama ise aklanmayla sonuçlandı (8 Mart 1984).  1984 yılında kitabevini kapatıp kendini bütünüyle yazılarına verdi. 20 Ekim 2010’da İstanbul’da öldü.

Şiir yazmaya ortaokulda başladı. İlk şiiri ‘Edirne’de Akşam’, Yeni İnsanlık adlı dergide altında “Harika Çocuk” diye bir notla yayımlandı. (Bu şiirden sonra Hasan İzzettin Dinamo kendisini görmeye Yenikapı Ortaokulu’na gitmiştir.) Şiirlerinde ve yazılarında Arif Barikat, Arif Hüsnü, Ece Ovalı takma adlarını da kullandı. Yeni İnsanlık, İnsan, Gün ve 1945’te Ant dergisinde yayımladığı şiirlerle adını duyurdu.

1940 kuşağı toplumcu şairleri arasında kavgacı, ama barışcıl ve insancıl yanı ağır basan yoğun içerikli, dil ögesini, biçim kaygısını taşıyan, işçiliği titiz şiirleriyle tanındı. Yön, Papirüs, Türk Solu, Türkiye Yazıları, Milliyet-Sanat Dergisi gibi çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlandı. 1958 yılında “İstanbul Bulutu” adlı kitabıyla Yeditepe Şiir Armağanı’nı Cemal Süreyya ile paylaştı. 1959’da Melih Cevdet Anday ile birlikte yazdıkları ve Murat Tek takma adıyla Tercüman gazetesinde tefrika edilen “Yağmurlu Sokak” adlı romanı 1985’te yayımladı.

Yapıtları; Günden Güne, İstanbul Bulutu, Kedi Aklı, Saat Sekizi Geç Vurdu, Alıcı Kuş, Sesleri Ayak Sesleri, Alıcı Kuşu Kardeşliğin, Ölüm Yok Ki, Ay Ayakta Değildi, Acı Ertelenirken, Yoksulduk Dünyayı Sevdik, Ay Kar Toplamaz Ki, Onarırken Kendini, Eski Yağmurları Dinliyordum, Kitaplar Kitabı, Toplu Şiirler.

Ödülleri; 1959 Yeditepe Şiir Armağanı / İstanbul Bulutu ile (Kaynak: siirakademisi.com)

Paylaşın

Arif Berberoğlu kimdir?

22 Eylül 1959 yılında Antakya’da dünyaya gelen Arif Berberoğlu, ilk ve ortaokulu Reyhanlı Yatılı Bölge Okulu’nda okudu. 1976’da Van Sağlık Koleji’ne girdi ve bu okulu 1981’de Konya’da bitirdi.

Haber Merkezi / Aynı yıl Kars’ın Göle ilçesine bağlı bir köy sağlık ocağına sağlık memuru olarak atandı, bu köyde yaklaşık dört buçuk yıl çalıştı. Askerlik sonrası (1986) tayinle Ankara’ya geldi ve AÜ-DTCF Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne başladı, 1990’da buradan mezun oldu. 1991-92 yılları arasında bir süre Kuzey Osetya’nın başkenti Vladikavkas’ta bulundu.

Şiirleri ve şiir çevirileri bugüne dek çeşitli dergilerde (Yaba-Öykü, Varlık, Evrensel Kültür, Çağdaş Türk Dili, Edebiyat-Eleştiri, Damar, Berfin-Bahar, Kum, Lacivert, Deliler Teknesi vb.) yayımlandı.

Şiir Kitapları; Cehennemde Serenat (Petrol-İş Sendikası Şiir Ödülü –İkincilik), Ütopya ve Katran, Kırık Su (Kültür Bakanlığı Cumhuriyetin 75. Yıl Başarı Ödülü), Vurulmuş Kuşlar Müzesi (2001 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü), Gökyüzü Kuşlara Kalsaydı

Çeviri Kitapları: Nekrasov (Sanatı-Şiirleri),  Yıldız, E. Kazakeviç (Roman, Küçük Motl, Ş. Aleyhem (Öykü), Keman Ş. Aleyhem (Öykü), Sovyet Rusya’da İslam Tarihi İncelemeleri (N.A.Smirnov), Emek, Din ve İnsan, Hayalci Nikolay Nosov (Çocuk öyküleri), Yalnız Taşlar Ağlamıyor Burda, Nekrasov,  Sovyetler Birliği Neden/Nasıl Yıkıldı

Paylaşın

Altay Öktem kimdir?

21 Ocak 1964 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Altay Öktem, ilk ve ortaokulu Üsküdar’da okudu. 1982’de Kuleli Askeri Lisesinden, 1990’da Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. 1990-1998 arasında pratisyen hekim olarak Kahramanmaraş Devlet Hastanesinde daha sonra İstanbul Etiler Huzurevinde çalıştı.

Haber Merkezi / Edebiyatçılar Derneği üyesi olan Öktem’in İlk şiiri 1984 yılında Yamaç dergisinde çıktı. İlk şiir kitabı Eski Bir Çocuk’tur. Sonra sırasıyla Sukuşu, Beni Yanlış Öptüler Aslında, Çamur Şiir, Her Şey; Oda Kırbaç Ayna, Sokaklar Tekin Değil, Parça Tesirli, Dört Kırıtık Opera ve Fazla Elli adlı şiir kitapları yayımlandı. 2006’da toplu şiirlerinin bir bölümünü Beni Yanlış Öptüler adıyla kitaplaştırdı.

Şiirlerinde hüzün, yalnızlık ve sevgi temalarını çarpıcı bir dille işledi, İkinci Yeni şiirinden yararlanarak kurduğu kendine özgü imge dünyasıyla dikkat çekti. Öktem başta şiir olmak üzere birçok türde eser verdi. İki öykü ve dört romanı vardır. Bununla birlikte Öktem’in alt kültürlerin iletişim aracı olan fanzinleri incelediği eserleri de vardır. Öktem deneme türünde de eserler verdi. Şiirleri ve yazıları Yamaç, Varlık, Adam Sanat, Milliyet Sanat, Öküz, Uç, Kül, Öteki-siz, Yazılı Günler, Dönemeç, Yeni Yaprak, Edebiyat ve Eleştiri dergilerinde yer aldı.

Çeşitli dönemlerde Cumhuriyet, Radikal, Akşam ve Vatan gazetelerinin kitap eklerinde düzenli olarak yazdı. Yazılı Günler dergisinin (1991-1993, 19 sayı) yayın kurulunda bulundu. Yazılmamış Mektuplar ile 1988 Ali Rıza Ertan Şiir Ödülünü, Eski Bir Çocuk ile 1989 Akademi Kitapevi Şiir Ödülünde mansiyon, 1991 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Şiir Ödülünü, Çamur Şiir ile 1995 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülünü, Şiddet Evet dosyasıyla 2000 Cemal Süreya Şiir Ödülünü aldı.

Paylaşın