Atanur Memiş kimdir?

1976 yılında Ordu’da dünyaya gelen Atanur Memiş, Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden 2000 yılında mezun oldu ve aynı bölümden 2003’te yüksek lisans derecesini aldı. Atanur Memiş, İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde doktora çalışmalarını sürdürüyor.

Haber Merkezi / Atanur Memiş’in Uykum Gibi Gelsene (2002) ve Kalp Dönmesi (2002) adında iki şiir kitabı var. şiirlerinin yanı sıra deneme ve incelemeleri Bahçe, Beşparmak, Derkenar, Eski, Öküz, Son Kişot ve Varlık gibi dergilerde yayımlandı.

Katıldığı ulusal / uluslararası konferans ve sempozyumlarda Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi, dil ve edebiyat kuramları ile modern Türk şiiri üzerine bildiriler sundu.

İstanbul Üniversitesi’nde “Yeni Türk Edebiyatı” alanında doktora çalışmasını sürdürmekte, Yabancı Dil Olarak Türkçe Eğitim Derneği – YADOT’un başkanlığını yapmakta, 2000 yılından bu yana İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Yabancılar için Türkçe, Türk Dili, Türk Şiiri ve Sosyal Medyada Edebiyat üzerine dersler vermekte, 2013’ten beri Türkçe Öğretim Uygulama ve Araştırma Merkezi – Bilgi TÜRMER’in müdürlüğünü yapmaktadır. Yukarıda sayılanlar dışında; fotoğraf çekmek, seyahat etmek ve müzik plakları toplamakla ilgilenir.

“Bilinmedik Denizler”

gel!
çünkü kopuk yarısı ayın
bilinmedik denizler
evrende başka hayat
gizlerinde kefil
ayak izlerimizi bekliyor bizden

biçerdöverler geçiyor
şu kalbimden her akşam
bu yapacağın intihar bile olsa gel!
kumsaatinin dibine geçmesini bekleme kumların
rus ruleti oynamayalım
hiçliğimizle durmadan
bir sıkımlık canımız varsa
koyalım ortaya

yağmurla akşam oluyor kasaba
bütün çatılarda tütüyor bacalar
bütün ağaçlarda kuşlar üşüyor
şaşkın geçiyor rüyalar
gün geceye koyuldu yine etme!
ağırlıksız duraksız gel!
içimizdeki kuşlar
belki de çıkmaz yarına
fener yanıp sönüyor
yüzünün üstüne durmadan
üstüme yürüyor yalnızlığım bıçakla
bir kediyi acımasızca sıkıştırıyor köpekler
yengeçler ısırıyor her yanımı gel!

çocuğumuzu doğurmaya karar verdim
hepsi bu
bu şiiri de sana bu yüzden yazdım zaten
gökten düşen birinci elma yasaktı
alıp yedim
tadını da çok sevdim
inkâr etmiyorum bunu
günahkâr olduğum açık
seninle çekiyorum bütün azaplarımı
dayanamayacağım
artık al canımı!

Paylaşın

Ataman Avdan kimdir?

22 Mayıs 1986’da İzmir’de dünyaya gelen Ataman Aktan, ilk, orta ve lise eğitimini İzmir’de tamamladı. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, Boğaziçi Üniversitesi’nde Modern Türkiye Tarihi okudu.

Haber Merkezi / 2001-2007 yılları arasında şiirleri Varlık, Sözcükler, Budala, Akatalpa, Kavram Karmaşa, Son Kişot, Ünlem gibi dergilerde yayımlandı. 32 sayı Ay Edebiyat adli fanzini çıkardı. Altı yıllık bir aranın ardında 2013’te tekrar şiir yayımlamaya başladı. Halen Kanada’nın Vancouver şehrinde yaşamakta, Simon Fraser Üniversitesi’nde Sosyoloji doktorası yaptı. Halken kısa film çalışmaları yapıyor.

“Bulutlarda”

ilk kez seyrettim şimşekleri denizin üstünde
evine yakın bir yerde, birazdan dönecektin.
Oysa yeni gelmiştik, dumanın kulübeleri ve
hendeği örttüğünü düşünmüştük.
Anlattın bana ağaçların yasalarını.

Doğduğun ülke gökyüzündeydi, ayna yoktu hiç
suya bakardın; yansıma yüzeyde değil
içindeydi. Heyecanlıydın inerken
bekliyordum merdivenin bittiği yerde.
Hemen gitme, bulutlar da kalsın.

Şapkarnı çıkarıp masaya koydum, ıslanmış.

“Çınar”

Parmaklarım ne güzeldi eskiden
duyardı üstündeki hanedanı kahveye otursam
duyardı ormanı, her kovuğu
gri, yeşil, sarı lekeleri –yamaları-
kara kabuğu zehri emip parça parça dökülen.

“Sarmaşık”

Sarılmış gördüm bir kadını saksıya
yeşil elbisesi ve zayıflığı
sarmaşığı tamamlıyordu.
Gözlerinde karıncalar
yürüdü buza aldırmadan.

Paylaşın

Atakan Yavuz kimdir?

1974 yılında Tokat’ta dünyaya gelen Atakan Yavuz, ilk ve ortaokulu Amasya’da, lise eğitimini Ankara’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun oldu. Gerçek Hayat dergisinde deneme ve portre yazıları kaleme alan şair aynı zamanda çeviriler yaptı. 

Haber Merkezi / Dergah, Hece, Varlık, Karagöz, İzdiham, Nihayet vb. gibi dergilerde şiir, deneme, eleştiri ve şiir üzerine yazıları yayımlandı. Yavuz, İstanbul’da yaşamakta ve Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünde Basın ve Enformasyon Uzmanı olarak çalışmaktadır.

Şiiri “doğru soruyu arama işi”, “bir dünya görüşü değil âlem tasavvuru” olarak tanımlayan Yavuz (Süzer, 2014), ilk kitabını 2002’de yayımlar. Kunduz Dersleri adını taşıyan kitap tematik anlamda günlük yaşam içinde insanın farklı hallerini yansıtır. Yalnızca bir beyitten oluşan şiirlerden farklı uzunluklarda yazılan şiirlere kadar çeşitli biçimsel özellikler görülür. Yavuz bu kitapta “yabanıl ve şiirsel bir dil” ile farklı biçim ve biçem arayışındadır.

Bakış Talimi’nde modern yaşam içinde insanın olaylara ve eşyaya bakışını irdeler. Yer yer bu bakışa paralel olarak dünyaya yabancılaşan insanın serüvenini imgelere dayalı olarak kapalı bir biçimde sunduğu gibi bazı şiirlerinde açık bir dil ile de şiirsel söylemi yakaladığı görülür. Yavuz şiirini besleyen iki temel unsurun ilahi güç ve aşk olduğunu ifade eden Bakır, Bakış Talimi’ni “mistik-metafizik bir algıyla insana ve tabiata bakan şiirlerin toplamı” olarak nitelendirir.

Atakan Yavuz denemelerinde daha çok modern hayatın insanı mahrum ettiği hususlara dikkat çeker. Bunu yaparken konuşma diline yakın bir dil ve anlaşılır bir üslup kullanır. Yavuz, halen farklı dergilerde yazı ve şiirlerini yayınlamaya devam etmektedir.

Paylaşın

Asuman Susam kimdir?

26 Kasım 1968 yılında İzmir’de dünyaya gelen Asuman Susam, 1990 yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Çeşitli kurumlarda Türk dili ve edebiyat öğretmenliği yaptı. 2007’den sonra yalnızca edebiyat ve kültür çalışmalarıyla ilgilendi.

Haber Merkezi / Halen Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV Sinema Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimini sürdürmektedir. Toplumsal bellek ve belgesel sinema üzerine çalışan Asuman Susam’ın 12 Eylül, bellek ve kadınlar üçgeninden yakın toplumsal tarihimize yönelik belgesel çalışması kurgu aşamasındadır. Uluslararası PEN üyesi ve PEN İzmir temsilcisidir. İzmir’de düzenlenen Uluslararası Öykü ve Şiir Günlerinin danışma kurulunda yer almaktadır.

İlk şiiri Milliyet Sanat dergisi Genç Şairler Antolojisi’nde çıktı (1989) ve o yılın Genç Şairler Antolojisi’nde yer aldı. Şiirleri, inceleme ve eleştiri yazıları Milliyet Sanat, Cumhuriyet Kitap, Radikal Kitap, Varlık, kitap-lık Öteki-siz, Akatalpa, Eliz gibi süreli yayınlarda yayımlandı. Şiir ve nesirleriyle çeşitli ortak kitaplarda, antolojilerde yer aldı. Asuman Susam, Kemik İnadı (2015) adlı şiir kitabında; kadın duyarlığının şiirde yeni bir temsilini ortaya koymasıyla Ruhi Su Şiir Ödülü’ne değer görüldü.

Yangın Yılları’ndan Nida’ya Ahmet Telli Şiiri (2010) adlı kitabında; ilk şiirlerinden kitaplaşmayı bekleyen son şiirlerine kadar, şiir tarihimizde 70 kuşağı olarak anılan yaralı bir kuşağın, dönem şiirinin neredeyse tüm özelliklerin şiirinde taşıyan hüzünlü sesi Ahmet Telli’yi ve şiirlerini ele almıştır. Toplumsal Bellek ve Belgesel Sinema (2015) adlı kitabında; toplumsal belleğin, geleceğimizin kurgulanmasında önemli bir belirleyici unsur olduğunu, insanın toplumsal hayat içinde “öteki” ile olan ilişkisinde önyargılarla karşısına çıkan, insan belleğini oluşturan değerleri ve yargıları incelemiştir. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Aslı Serin kimdir?

1977 yılında Balıkesir’de dünyaya gelen Aslı Serin, Adana’da makine mühendisliği yapmakta ve yazı çalışmalarını burada sürdürmektedir. Şiirimizin son on beş yılında somuta evrilişine ciddi katkılar vermiş bir şair olan Aslı Serin’in kalem ürünleri Duvar, Heves, Japonya Şiir, kitap-lık, Kül ve Yasak meyve gibi süreli yayınlarda yayımlanmıştır.

Haber Merkezi / Ağırlıklı Olarak Heves dergisinde yayımlanan şiirlerinden oluşan Bu Benim. Zip (2007) şairin ilk kitabıdır. Malumatfuruşluk adına şiirden kovulan gündelik hayat, Aslı Serin şiirinin esas malzemesidir. Gündelik hayatın birey üzerindeki etkilerini şairaneliğe sapmadan, rahat ve akıcı bir dille anlatmıştır.

Dara, kitaptaki şiirleri şu cümlelerle değerlendirmiştir: “Bu Benim. Zip, gündelik yaşam içindeki ikili ilişkileri, kentli bir genç hanımın gözünden, biraz alaycı bir söyleyiş, belki biraz Cansever şiirinden gelen bilinç akışı tekniğiyle yansıtan, 2000’ler sonrasında ortaya çıkan kimi şairlerin görsel, deneysel yanlarıyla destekli şiirlerinden oluşuyor. (…) Enis Batur şiirinin gündelik hayat gözlemlerinde genelde hep varlık sorununa, geçicilik-kalıcılık durumuna, dünyada bulunuşun zorunlu tek güzellik oluşuna dolaylı bir gönderme söz konusudur; Aslı Serin’deyse böyle bir şey yok. Enis Batur bir fil yükü kitap yazdıktan sonraki yeni bir kitabına ‘Neyin Nesisin Sen’ adını verirken, Serin daha ilk kitabına Bu Benim. Zip adını vermiştir. ‘Zip’ bilgisayar dilinde, verileri sıkıştırarak saklama yöntemi; buradan bakınca şair, kitabının özetle kendisi olduğunu, kendisini bu kitap aracılığıyla sıkıştırıp nesneleştirerek geleceğe aktardığını, kalıcı kıldığını söylüyor bir bakıma.”.

Şairin Dans Etmesek De Olur (2012) ve Değil (2017) adlı iki şiir kitabı daha bulunmaktadır. Celep, “Aslı Serin’de değişmeyen tek şey, onun sözcüklerle kurduğu ilişki biçimi olmuş. O böyle yaparak muradını da belli etmiş oluyor. Belli ki okurunu farklı bir kavrayış alanına davet ediyor. Bu davet biçim üzerinden yapılıyor. Onun böylesi tavrının ahlaki gerekçeleri olsa gerek. O en çok kendisini ilgilendirir görünen ilişkileri yazarken bile, başkasına açılmaya hevesli bir tavra açık tutabiliyor şiirini. Bu demek oluyor ki onun şiirinin esas yapısı, insan ilişkilerini, insanın duygu ve düşüncelerini, özel ya da genel manada olan biteni yahut olmakta olan şeyleri aydınlatma arzusundan güç alıyor. Sözcüklerin sayfa üzerindeki dizilişleri, salt biçim üzerinden parçalanmış, giderek kurmacalaştırılmış hâlleri, okurdan, gerçeğin farklı yorumlanması talebine karşılık geldiği izlenimi veriyor… Biçim üzerinden şiirini genişletme çabasına, şiirine asıl yaşama gücü veren katı gerçeklerle doğrudan temasını sağlayan deneyimler üzerinden derinleştirmeyi eklediğinde gücünü daha etkili tahkim edecektir.” cümleleriyle Aslı Serin şiirinin öne çıkan özelliklerine dikkat çeker. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Aslı Erdoğan kimdir?

8 Mart 1967 yılında dünyaya gelen Aslı Erdoğan, ortaöğrenimini Robert Lisesi’nde yükseköğrenimini Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı. Aynı üniversitesi fizik bölümüne araştırma görevlisi oldu.

Haber Merkezi / Bir yıl Cenevre’de Avrupa Atom Fiziği Araştırma Laboratuvarı’nda, iki yıl Rio de Janeiro Üniversitesi’nde çalıştı. Yurda dönünce üniversitedeki görevinden ayrılarak kendini tümüyle yazmaya verdi. Radikal gazetesinde köşe yazarlığı yaptı.

1994’te ilk romanı Kabuk Adam ve 1996’da Mucizevi Mandarin adlı öukü kitabı yayımlandı. 1997’de Deutsche Welle’nin düzenlediği yarışmada “Tahta Kuşlar” adlı öyküsünü 800’den fazla öykü arasından birinci seçildi. Kitap dokuz dile çevrildi. Uluslararsı alanda adını duyurdu ve Lire Dergisi tarafından “geleceğin 50 yazarı” arasında gösterildi.  “Hayatın Sessizliğinde” adlı şiirsel- düzyazı metni 2005 yılında Dünya Yayınlarınca düzenlenen yılın kitabı ödülünü kazandı.

Literaturhaus ve Uluslararası PEN Kulübü’nün değerlendirmesiyle 2012’de “Zürih kent yazarı” seçildi ve altı aylık bir burs alarak kent üzerine yazıp okuma günlerine katılmak üzere Zürih’te yaşadı. 2013 yılında Norveç’te kadınların seçme ve seçilme hakkını elde edişinin 100’üncü yılı adına konan “Sınırda Sözcükler Ödülü/ Ord i Grenseland Prisen”ne lâyık görüldü.

2016 yılında Özgür Gündem gazetesine yönelik yapılan soruşturmada silahlı terör örgütü üyeliği ve halkı kışkırtmak iddiasıyla tutuklandı. Bir süre sonra “devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” yönündeki suçlamalardan delil yetersizliği sebebiyle tahliyesine karar verilirken, “terör örgütü üyeliği” suçlaması ile de tutukluğu devam etti. Aslı Erdoğan, 133 gün süren tutukluluğunun ardından 29 Aralık 2016 tarihinde tahliye edildi.

Yapıtları; Kabuk Adam (1994), Mucizevi Mandarin (1996), Kırmızı Pelerinli Kent (1998), Hayatın Sessizliğinde (2005), Bir Yolculuk Ne Zaman Biter (2000, Gazete Yazıları), Bir Delinin Güncesi (2006, Denemeler – I), Bir Kez Daha (2006 Denemeler – II), Taş Bina ve Diğerleri (2009)

Ödülleri; 2005 Dünya Yayınları yılın kitabı ödülünü.

Paylaşın

Aslı Durak kimdir?

Aslı Durak, 21 Eylül 1955 yılında İstanbul’un Kadıköy İlçesi’nde dünyaya gelmiştir. Aslı Durak, şiir türünde eserler vermiştir. Şiirlerinde kimlik ve zaman gibi temalar üzerinde durmuştur, insan ve kadın olmanın hallerinden söz etmiştir.

Haber Merkezi / İlköğretimini Moda İlkokulunda tamamlamış ve ardından Kadıköy Kız Lisesine devam etmiştir. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde Mimarlık Bölümünü tamamlayan Aslı Durak, bir müddet serbest mimar olarak çalıştıktan sonra iş hayatından ayrılmıştır. Halen İstanbul’da Moda semtinde ikamet etmektedir. Evli ve iki çocuk annesidir.

İlk şiirini 1972’de henüz lise çağlarındayken Kadıköy’ün Sesi’nde yayımlayan Aslı Durak’ın şiirleri ve kısa hikâyeleri, 1992 yılından itibaren Kıyı, Kuzey Su, Şiir Defteri, Detay, Kitap-lık, İnsancıl, Şiir Ülkesi, Yazılıkaya, Vurgu, Varlık, Türk Dili, Uç, Güzel Yazılar, Ay Sallanıyor, Şiirce, Şiir Atı, Şehir, Rabarda gibi dergilerde yayımlanmıştır. Ayrıca internet ortamında çeşitli platformlarda yayımlanmış şiirleri bulunmaktadır. Şiirlerinin bir bölümü Farsçaya çevrilmiştir.

İlk şiir kitabı Sen Anlat Yüreğim, 1995 yılında yayımlanmıştır. 2003 yılında ikinci şiir kitabı Sır, 2011 yılında ise ismiyle hem şairin ismine bir gönderme içeren hem de evrakların üzerine basılan “Aslı Gibidir” mührünü çağrıştıran üçüncü şiir kitabı Aslı Gibidir yayımlanmıştır. Bunlar dışında şair Aslı Durak, edebiyat dergilerinde, kültür merkezlerinde düzenlenen şiir söyleşilerinde, sanal dergilerde ve kendi web sayfalarında okurlarıyla buluşmaya devam etmektedir.

Aslı Durak, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Türkiye Eğitim Derneği üyesidir. Cemal Süreya Kültür Sanat Derneğinde ise Yönetim Kurulu üyesidir ve bir dönem Dernek Başkanlığını yürütmüştür. Işıl Özgentürk’ün yönettiği kısa film senaryosu kurslarına ve Mario Levi ile yazım atölyesine katılmıştır. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

 

Paylaşın

Aslı Aydın kimdir?

Aslı Aydın, maviyle yeşilin kucaklaştığı Trabzon’da 1 Ağustos günü dünyaya gelmiştir. İlk, orta, lise eğitimini Trabzon’da tamamlayan Aslı Aydın, Yurdun çeşitli illerinde memuriyet görevini yaptı.

Haber Merkezi / Halen Samsunda ikamet etmekte olan Aslı Aydın, Hüznün Lal Dokunuşu adlı kitabı 01.04.2008 de okuyucuları ile buluşmuştur. Bana Borçlusun Hayat adlı kitapta ve edebiyat yıllıklarında şiirleri yer almıştır.

Çağdaş Şair ve Yazarlar Derneğinin Yönetiminde olup, Kurgu, Ortanca, Ekin Sanat gibi edebiyat dergilerinde şiirleri yayımlanmıştır.

“Duvardaki Yüz”

suyun gölgesine yaslanan
boynu bükük nilüferdiniz
yosunlu soluğunuzda yağmur sesi
incinen nefesinizle kederi alnından öptünüz

hayat
bazılarına kürk
bazılarına hüzün yamalı yelek giydirirken
kursağınızda kaldı çocuksu sevinciniz
kirlenmemiş
el değmemiş hayalleri kentin karanlığına terk ettiniz
susuşunuzdaki çığlığı rüzgar örterken

eşiğinize düşen ç i l e yi parmağınıza doladı kader
g a r i p olan siz miydiniz!
ekmek buğusunu ana kokusu gibi içinize çektiniz
yitik yarınların ardına düşerken

katline ferman verildi şafak kan ağlarken
bir tükenişin öyküsünü yazdı takvimler
ümit ilmek ilmek söküldü
ne avazı duyuldu kentin
ne de mevsimlerin…

dirseği hüzün yamalı sabilerse
hep ebeydiler duvarlara dönük yüzleriyle
sobeleyemediler mavileri…

önce sevinçlerini yitirdiler sancılar içinde
bilyeleriyle birlikte
umuda uçan uçurtmaların ipini cüceler kesti
hayat sillesiyle dört bir yana savruldu her biri…

şimdi uzak diyarlardan gelen kar sesi üşütür(mü) içimizi
çaresizlik ayazı alev ağacına dönüşürken
sormaz mı bedelini
ebedi mührün maliki!

“Vakit Aşkı Çağırırken”

-geçti yolun yarısı izinde hüzünlerin
artık çizgilerine küskün değil ellerim-

uzak iklimlerden geldim
iç çeken meltem müjdelerken yengeç dönencesini
siyahı sürgün edip sürdüm mavileri ömrüme

zaman
solmaya yüz tutan gülün yarasını sarıp sarmaladı şefkatle
ümitlere aralandı küflü pencere
göğün göğsünde ürperdi yasemin
ürperdi tepeden tırnağa dilimde dizeler…

suyun titreyen sesiyle irkildi mevsim
ruhumdan geçen nehir kavuştu özlemle denize…

ellerin ki bir çift lir kuşu şehbaliydi
avuçlarındaki buğu sarıp sarmaladı gökyüzümü
şiirler tomurcuktu dilimizde
yüreğin bahçesinde açtı güneş çiçeği

toynaklarından kıvılcım saçan midilli doludizgin
koşulsuz sevginin mabedine yöneldi
boydan boya kat etti ıssız vadiyi
dilimizde rengarenk sözcükler
mavi soluğun izi kaldı ipeksi tende

gökten üç büyülü imge düştü ebruli ellerime
aşkın lirik sesine eğildi şiirler…

Paylaşın

Asım Öztürk kimdir?

15 Ekim 1950 yılında Manisa’nın Selendi İlçesinde dünyaya gelen Asım Öztürk, eserlerinde toplumcu gerçekçi bir kimliğe bürünmüştür. Öztürk, yıllar boyu süren ve sürmekte olan serüveninde şiiri seçmiş şiirden, şiirin yolundan ayrılmamıştır. Şairin bir çok şiiri de Almancaya çevrilmiştir.

Haber Merkezi / İlkokul ve ortaokul öğrenimini Selendi’de bitiren Öztürk, lise eğitimine Manisa Lisesinde başladı ancak lise eğitimini burada değil Salihli Lisesinde tamamladı. Lisan öğrenimini 1978 yılında İzmir’de Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünde tamamladı. 1973’te çalışma hayatına adım atan Öztürk; İş Bankası, İzmir Ticaret Odası ve Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulunda görev yaptı.

Bir dönem İzmir’de bir kırtasiyeci dükkanı açarak esnaflık yaptı. Ozan Yayınları adında bir yayın evi kurdu. 1972’de Demokrat İzmir Gazetesi’nde bir sanat sayfası hazırladı. İzmir’de Yanıt, Ortaklaşa, Dönem gibi dergileri çıkaranlar arasındadır.

Türkiye Yazarlar Sendikası ve Edebiyatçılar Derneği üyesi olan Öztürk, “Yaprak Yorgunları” şiiri ile Hümanist Enternasyonal Şiir Ödülü’nü, Gitmelerin Gözüyle adlı kitabıyla 2000 Sunullah Arısoy Şiir Emek Ödülünü kazandı.

İlk şiirini 1964’te Salihli’ye ait Güneş adlı gazetede yayınladı. Öykülemeye dayalı bir şiir dili vardır. Şiirlerinde bütünlük olgusu üzerinde oldukça yoğunlaşmıştır. Eserlerinde toplumcu gerçekçi bir kimliğe bürünmüş olan Öztürk yıllar boyu süren ve sürmekte olan serüveninde şiiri seçmiş şiirden, şiirin yolundan ayrılmamıştır. Şairin bir çok şiiri de Almancaya çevrilmiştir.

Paylaşın

Asaf Halet Çelebi kimdir?

27 Aralık 1907’de İstanbul’da dünyaya gelen Asaf Halet Çelebi, yine 15 Ekim 1958’de yine İstanbul’da hayata gözlerini yumdu. Galatasaray Lisesi’nde eğitim gördü. Kısa bir süre Sanayi-i Nefise Mektebi’nde öğrenim gördü.

Haber Merkezi / Babasından Fransızca ve Farsça, Mevlevi Şeyhi Ahmet Remzi Dede (Akyürek) ile Rauf Yekta Bey’den musiki ve nota dersleri aldı. Adliye Meslek Okulu’ndan mezun oldu. Üsküdar Adliyesi Ceza Mahkemesi’nde zabıt katipliği, Osmanlı Bankası ve Devlet Deniz Yolları İşletmesi’nde memurluk yaptı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü kitaplığında görevliyken yaşamını yitirdi. 15 Ekim 1958’de yine İstanbul’da öldü.

Önceleri rubailer yazdı, daha sonra modernist bir şiir anlayışını benimseyerek, serbest nazımlı şiirlerinde kişiliğini buldu. Klâsik edebiyatımızla Fars ve doğu edebiyatını da iyi bilen, şair, doğu ve batı kültürünü sentezleyip soyut bir alem yarattı, masal ve tekerleme dilinden yararlanarak sezgiye dayalı, farklı şiirler yazdı. Şiirleri; Ses, Küllük, Hamle, Sokak, Uyanış, Servet-i Fünun, Türk Sanatı dergileri ile Gün gazetesinde yayımladı. Mevlana, Molla Cami, Naima, Ömer Hayyam üzerine kitaplar yazdı, Eşrefoğlu Divanı’nı ve ‘Divan Şiirinde İstanbul’ adlı antoloji yayımladı.

Yapıtları:

Şiir: He (1942), Lamelif (1945), Om Mani Padme Hum (1953, ölümünden sonra 1983)

Araştırma: Mevlana (1940), Molla Cami (1940), Eşrefoğlu Divanı (1944), Naima (monografi, 1953), Ömer Hayyam (1954), Divan Şiirinde İstanbul (antoloji, 1953)

Paylaşın