Azer Yaran kimdir?

13 Ekim 1949 yılında Ordu’nun Fatsa İlçesi’ne bağlı Korucuk (Kavraz) Köyü’nde dünyaya gelen Azer Yaran, 3 Ekim 2005’te kanser nedeniyle hayata gözlerini yumdu. 1972 yılında Ankara’da Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi’nin Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi.

Haber Merkezi / 1970’te TRT’nin düzenlediği ses ve yetenek sınavlarını kazanarak kurumun çoksesli topluluğunda bas ses olarak şarkı söylemeye başladı; kurum içinde profesyonel müzik eğitimi gördü. 1974’te TRT muhabiri oldu, dış yayınlar muhabiri olarak çalıştı. 1982’de memuriyetten ayrıldı. Daha sonra, reklam, ansiklopedi, basın çevirmenliği yaptı.

İlk şiirleri 1976’da Cemal Süreya’nın yönetimindeki Türkiye Yazıları ve Oluşum dergilerinde yayımlandı. İzleyen yıllarda değişik dergilerde şiirleri ve Rusçadan çeviri şiirleri yayımlandı. Milliyet Sanat ve Gösteri dergilerinin genç şairler özel sayılarında yer aldı. Sonraki yıllarda çeviri şiirlere ve bilimsel konulara ağırlık verdi.

Yapıtları;

Şiir; Mayıs, Burada Günışığı Türk, Deniz ve Ten, Giz Menekşesi

Dosyaları; Günışığının Kıyısında, Sonyaz Bildirisi

Çeviri; S. Yesenin; Lirikler, A. Ahmatova; Seçilmiş Şiirler, S. Yesenin; Sönüyor Al Kanatları Günbatımının, A. Blok; Şiirler, B. Pasternak; Kızkardeşim Hayat, B. Pasternak; İkinci Doğuş, Y. Lermontov; Deniz Kızı, A. Puşkin; Bakır Atlı,
G. Aygi; Sen-Simalarıyla Çiçeklerin, M. Tsvetayeva; Ruh ve Ad, V. Mayakovski; Dinleyin!, V. Mayakovski; Pantolonlu Bulut, A. Puşkin; Yevgeni Onegin

Paylaşın

Azad Ziya Eren kimdir?

27 Ekim 1976 yılında Diyarbakır’ın Kulp İlçesi’nde dünyaya gelen Azad Ziya Eren, İlköğrenimini Çorum’da, orta öğrenimini Gaziantep’te, liseyi Diyarbakır’da okudu. Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu. Mardin’in Mazıdağı ilçesi Sakızlıdağ köyünde ve Diyarbakır’da öğretmenlik yaptı.

Haber Merkezi / Çorba Kültür Edebiyat dergisinin yayın yönetmenliğini yaptı. Kültür sanat politikaları üzerine makaleleri Avrupa Birliği Yayınlarında yayımlandı. Kent monografileri (Mardin, Diyarbakır ve Paris) yazdı. Uluslararası konferanslara ve kitap fuarlarına, okumalar ve Avrupa’da résidence programlarına katıldı. Başta Portekiz (Lizbon), Amerika (San Francisco) ve Fransa (Paris) olmak üzere birçok ülkede şiir festivallerine ve eleştiri üzerine konferanslara çağrıldı.

Türkiye’de “Le Tour de France en 80 Jours” fotoğraf sergisi, Fransa’da “La Nudité et la Poésie” resim sergilerini açtı. Almanya ve Fransa’da şiir atölyelerine ve turnelerine katıldı. Yapıtları Fransızca, İngilizce, Almanca, Kürtçe, Arapça, Süryanice ve Ermenice dillerine çevrildi; Ortadoğu ve Avrupa’da yayımlandı. 2009’da Metin Altıok Şiir Ödülü’ne değer görüldü. Pitoresk Sanat (2005) ve Palto Sanat (2009) dergilerini kurdu. Evli ve iki .ocuk babası olan Azad Ziya Eren hâlen Diyarbakır’da yaşamakta ve çalışmalarını burada sürdürmektedir.

Yazı hayatına şiirle başlayan Azad Ziya Eren 2000’li yıllardaki etkinliği ile ön plana çıkmış bir şairdir. İlk şiiri 1997 yılında yayımlanmış ve bu tarihten sonraki şiir, deneme, araştırma, anlatı, plastik sanat çözümleme ve eleştirilerini; kitap-lık, Özgür Edebiyat, No Edebiyat, Yasak Meyve, E Kültür Edebiyat, Evrensel Kültür, Üç Nokta, İle, Kül, Güney, Berfin Bahar, Ağır Ol Bay Düzyazı, Çorba Kültür Edebiyat, Radikal Kitap, Cumhuriyet Kitap, Evrensel Kitap, Birgün Kitap ve Akşam-lık gibi süreli yayınlarda yayımlamayı sürdürmüştür. İlk şiirlerini Karen Sarı Papatya Dağları (1999) adlı kitabında toplamıştır.

Bunu izleyen Ars Reguiem (2008) ve Bırakılma Koridoru (2008) ile şair, Metin Altıok Şiir Ödülü’nü kazanmıştır. Daha sonra yayımlanan Özenle Unutulmuş Parçalar (2009) kendini bir zorluk içinden çağıran, kışkırtan bir kitaptır. Metin Altıok Şiir Ödülü’nü kazanıp dikkat çeken şair için Haydar Ergülen “Bir Kuşak kapsamında değerlendirilemeyecek yoğunlukta bir edebiyat-sanat adamı ve bir şair. Yalnızca Türkçe şiire değil, dünya şiirini de açıklığını belli eden şiirleri, onun bütün okumaları ve etkilenmeleri erken bir ustalıkla özümseyip dönüştürerek, buradan Azad Ziya Eren’e özgü bir şiirle çıkmasının eşsiz örnekleri; Mitolojinin, söylencelerin içinden geçerek süren yolculuğunda Azad Ziya, bir nesneler müzesinden topladıklarını doğal tarihle buluşturuyor, şiiriyle can veriyor âdeta.” değerlendirmesini yapmıştır.

Destansı bir üsluba sahip olan Azad Ziya Eren şiirinde yaşadığı coğrafyanın izleri bulunmaktadır. Bu durum Davud’un Kuşları (2015)’nda belirgin biçimde göze çarpar. “Hüzünlü Mavi”, “Kalb’ler Yukarı”, “Süleyman Düğümü”, “Mısır Aynası”. adlı dört bölümden oluşan kitapta şair, kutsal metinlere ve kişilere göndermelerde bulunarak Ortadoğu coğrafyasının ruhunu yansıtır.

Kayıran, şairin Enis Batur’dan poetik ve estetik yönüyle, Ece Ayhan’dan ise sözdizimi tekniği yönüyle etkilendiğine vurgu yaparak Davud’un Kuşları (2015) adlı şiir kitabı ekseninde onu şu cümlelerle değerlendirmiştir: “Kendi poetik çizgisini ve okurunu bulmuş bir şairler arasında bugün. Yeni kitabı Davud’un Kuşları ile kendi şiirini derinleştiriyor. Doğulu bir ritim ve Batılı bir tınlama aynı şiirlerde. Bugün bir Azad Ziya Eren şiirinden söz edebiliriz, nicel birikimden dolayı değil kuşkusuz.” Şiirleri Fransızca, İngilizce, Kürtçe ve Arapça gibi dillere çevrilmiştir. Şiir dışında deneme ve günlük türünde de eserler veren Eren, Mardin’in bir dağ köyünde görev yaparken tuttuğu günlükleri Sakızköy Günceleri (2004) adıyla kitaplaştırmıştır. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Ayten Mutlu kimdir? Hayatı, Eserleri

6 Ocak 1952 yılında Balıkesir’in Bandırma İlçesi’nde dünyaya gelen Ayten Mutlu, 1975 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitiren sanatçı daha sonra Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi’ne devam etmekle birlikte fakülteyi üçüncü sınıftayken terketti. 1977 yılından 1998 yılına kadar çalıştığı Merkez Bankasından emekli oldu.

Haber Merkezi / Henüz lise yıllarında politik aktivitelere katılmış olan sanatçı Kadın Hakları Hareketi’nde de yer aldı. Edebî eleştiri yazıları ve denemeler yayımlamanın yanı sıra dünya edebiyatını edebiyat gündemimize taşıyan çeviriler yaptı. Kadın şairler üzerine araştırmalar yaparak bunları birçok dergide yayımlattı.

Bazı üniversitelerde konferanslara da katılan şairin şiirleri Fransa, İsveç, Almanya, İspanya, Senegal, Fas, İtalya, Sırbistan, Irak, Suriye, Ürdün, Makedonya, Romanya, İspanya, Arjantin, Güney Kore, Hindistan ve Rusya gibi birçok ülkede; bazı dergi, gazete ve antolojilerde yer aldı.

1999’da İbrahim Yıldızoğlu Edebiyat Ödülü’ne, 2001’de Uluslararası Yalova Şairleri Buluşması Şiir Ödülü’ne, 2005’te M. Sunullah Arısoy Edebiyat Ödülü’ne, 2015’te Akköy Dergisi Şiir İşçiliği Ödülü’ne ve 2017’de İsmet Kemal Karadayı Şiir Onur Ödülü’ne layık görüldü.

Şairin İmece, Yazko Edebiyat, Edebiyat 81, Varlık, Hürriyet Gösteri, Yaşasın Edebiyat, Şiirlik, Yeni Biçem, Düşlem, Sombahar ve Ludingirra gibi dergilerde ve değişik gazetelerde eserleri yayımlandı.

Türk şiirinin kadın söyleminin inceliklerini kendine özgü sesiyle şiirlerine yansıtmayı başarabilmiş şairlerdendir. Şairin hem şiirleri hem de dünya şairlerinden yaptığı çeviriler bir misyon yüklenmesini sağlamıştır. Ataol Behramoğlu, Ayten Mutlu için şunları söyler: “Tutkulu ses tonu, yüksek dozda ama gerçeklikten de kopuk olmayan duygusallığı, akıcı anlatı­mı, başarılı betimleri ve şiirinin güçlü ses öğeleriyle Ayten Mut­lu, kadın şairlerimiz arasında ve günümüz Türk şiirinde özgün bir yere sahiptir”.

Ayten Mutlu, “şairin kaderi hep bir gecikmişlik sanrısı ve sancısıyla yaşamak olsa gerek” diyerek arayışın sanat hayatındaki önemini vurgular. Hilmi Haşal onun bu tutumunu değerlendirirken, “Hâlâ arayış arzusunun, azmin ateşini güçlendirmektedir Ayten Mutlu” der. Eserlerinde yeni söylem arayışlarını kendini ifade etmenin farklı ve daha etkili biçimleri olarak okura sunar. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Ayten Çolakoğlu kimdir?

4 Mart 1975 yılında Avustralya’nın Melbourne kentinde dünyaya gelen Ayten Çolakoğlu, Türkçe’yi dokuz yaşında geldiği Türkiye’de öğrendi. Avustralya’da gördüğü dört yıllık öğrenimi yok sayılarak ilkokul 1. sınıftan öğrenime başladı. Ortaokul ikinci sınıfta öğrenimini yarıda bırakıp iş yaşamına atıldı.

Haber Merkezi / Çeşitli sektörlerde çalıştı. Avusturalya’ya döndü ve bir yıl süresince Melburn’daki Swinburne Üniversitesi’nde İngilizce dilimi gelişimi ve Holmesglen Enstütüsü’nde resim dersleri aldı. Tekrar Türkiye’ye döndü ve şirketlerde yönetici asistanlığı yaptı. Yarım kalan eğitimine devam ederek Akşam Lisesi’nden mezun oldu.

Halen bir Şirket’te Yönetim Kurulu Başkan Asistanı olarak çalışmakta. Bir Tv kanalında şiir programı hazırladı ve sundu. Şiirin yanı sıra resimle de uğraşan Çolakoğlu’nun şiir ve yazıları; Simge, Güzel yazılar, İspinoz, Kuzey Yıldızı, Şiir Ülkesi, Pencere ve Hayal adlı dergilerde yayınlandı.

Yapıtları: Sesimdeki Kuğu

Ödülleri; 2003 Kocaeli Üniversitesi Şiir Ödülü, 2004 Arkadaş Z. Özger Şiir Yarışması / övgüye değer, 2004 Atadost Edebiyat Ödülleri / övgüye değer, “Zehirli Üzüm” adlı ile, 2004 Çukurova Üniversitesi Adnan Yücel Şiir Yarışması / üçüncülük

“Hüznü Sevmez Papağanlar”

kadehlerimizdeki yâkut kristal parçacıklarıydı ayrılık
yutkundukça kesildi seslerle sessizliğimiz
en çok üşüdüğümüz yerden kanardık

masamızda dargın çiçekler
bir de Attilâ İlhan’ın ‘elde var hüzün’ ü

uykusuzluğumu yırttım, gözlerimde kan yangını
uykusuzluğunu yırttın, gözlerinde eflâtun hâleler
sessiz sokaklardan geçtik bir başımıza ve birlikte

sabahın tanıkları serçeler bizimle sustu
konuşanlarsa sadece papağanlar

camları tüketince kadehlerimizi de vurduk içimizdeki duvara
boyun eğdik kendi bedenlerimizdeki dev düşmana
kan rengini kaybetti, biz birbirimizi

– ahh ‘ayrılık’ o kadar gerçekti ki ! . .

“Manolya Mezarlığı”

kâğıt kadehlere döküldü keskin parfümümün kokusu
seramik bebeklerim gözyaşı döktü dantellerinden
yastığımdaki cam güvercin uyandı esneyerek

şimdi içim sonsuz bir manolya mezarlığı

rugan pabuçlarımın kırmızısı kırıldı
pembe sayfalı hatıra defterimdeki prens alev aldı
çocukluğum, uzayan parmaklarım, tüller ve küf

her çiçeğin ölümü bir zalimin parmak ucundadır ! . .

Paylaşın

Aytekin Karaçoban kimdir?

23 Ağustos 1958 yılında Kırşehir’de dünyaya gelen şair ve çevirmen Aytekin Karaçoban, 1970 yılında Kırşehir Gazi İlkokulu’ndan mezun oldu. 1973 yılında bitirdiği Polatlı Ortaokulu’ndan sonra Ankara Gazi Orman Çiftliği Lisesi’nde öğrenimine devam etti ve bu liseden 1976 yılında mezun oldu.

Haber Merkezi / 1984 yılında Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünde yükseköğrenimini tamamladı. Daha sonrasında iki yıl boyunca bu fakültede araştırma görevlisi olarak çalışan sanatçı, 1988 yılında Fransa, Rouen Üniversitesi’nde Fransız Direniş Şiiri 1940-1945 adlı yüksek lisans tezini sundu. Aynı yıl Fransa, Bordeaux’ta yaşamaya başladı. 1992 yılından sonra sosyal danışmanlık yaptı. Sanatçının Fransızca-Türkçe şiir çevirileri vardır. Bir dönem Yakamoz Dergisi’nin editörlüğünü üstlendi. Halen Fransa, Bordeaux’da yaşamına devam ediyor.

Yayımlanmış ilk şiiri ‘’Yeni Türkü’’ olan sanatçının eserleri 1978 yılından itibaren çeşitli dergilerde yayımlandı. Sombahar, Dize, Türkiye Yazıları, Düşlem, Edebiyat 81, İzlek, Yeni Biçem, Poetik’us, Edebiyat ve Eleştiri, Şiirlik, Promete, Akdeniz, Sanat Rehberi, Kum, Su, Yapıt Pencere, Kavram ve Kargaşa, Amida, Şiir Odası, Yazın, Yeni Türkü, Adam Sanat gibi pek çok yerli ve yabancı dergide yazdı. 1998 yılında Anlık Görüntüler adıyla basılan eseri 2000 yılında Fransızca’ya çevirisi yapılarak yayımlandı. Bazı eserlerinde A. Tekin adını kullandı.

“Bir Picasso Tablosu”

Picasso’nun delici deli gözleri önünde küllerimizden
doğuşumuzu koyduk bir tablosuna. Sildik kentin
uzayını. Cam, çelik ve plastik eski bir öyküydü artık.
Sokak lambalarının perdeyle oyunundan gölgeleri
çaldık, tenimize yapıştırdık geometrinin orkestrası eşliğinde.
Geniş açı senin kollarındı. Dar açı benim dortop
sokuluşum. Eşkenar dörtgen üçüncü bir birleşme
noktası arayışımızdı. Teğet senin dağlarından getirdiğin
yakıcı kardı. Üçgen benim getirdiğim peribacalarıydı.
Düz çizgi senin ardına kadar açık düş gücündü.
Kırık çizgi benim tökezleyen şiirimdi. Nokta zamansız,
yersiz yolculuğumuzun başlangıç yeriydi.

Fonda Afganlara vuruyordu bu kez Amerika.
Fonda bir örümcekti insan; düşkırıklığımızı
örüyordu. Fonda belleğini gevişliyordu İsrail.
Fonda yine açlığın kölesiydi Afrika. Fonda kuleler
yıkılıyordu, insana güvenimiz yakılıyordu.

Picasso delici deli gözlerini kırpmadan tablomuza bakıyordu.

“Söz Üzerine Çeşitlemeler”

I
Ağzımdaki yaprağa suyunu sıçratan ırmak
Çık bedenimden
Sokaklarda dolaş
İnsanlarla karşılaş
İyileştir kendini
Ruhunu temizleyerek

Uzaklara gidişin değil beni benden ayıran
Yanıbaşımda dokunamayışımdır terine, tenine
Anlamın orta yerindeki derin kuyunun
Üstü beton kapakla örtüldüğü yerde

II
Onca yıkımda ayakta kalabildiysen
Taş gibi sağır
Taş gibi suskun olduğundan değil
Biz şairler insan bozkırının ortasında
Sana kervansaray olduğumuzdandır
Zaman yıktıkça yeniden kurulan

III
Şafakta ufkun kan oturmuş gözünde
Göğün yeleğine döş iğnesi yapıyor kendini kerkenez
İçimden yükselen kuru yaprak çıtırtısı
Sesimin altında yanıp duran ateşten geliyor
Kerkenezle yarışa giriyorsun ağzımın uzayında
Köklerin dallara yürüyen gururu gibi çıkıyorum
Dilin ıssız rıhtımlarından
Basamak basamak
Adım adım
Geniş bir solukla senin sırrını fısıldıyorum akşama kadar
Suskunluk uygarlığının barbar çocuklarına
Ve hiç kimsenin önünde yapmadığımı yapıyorum
Diz çöküyorum senin ve doğurgan günümün önünde

Paylaşın

Ayşe Nalan kimdir?

9 Eylül 1969 yılında Balıkesir’in Gönen İlçesi’nde dünyaya gelen Ayşe Nalan, 1989 yılında Gazi Üniversitesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümünden mezun oldu. ‘Fahriye Abla’dan Çanakkaleli Melahat’a Türk Şiirinde Kadın İmgesi’ adlı ortak çalışmada yer alarak Ahmet Haşim’i inceledi.

Haber Merkezi / Akköy edebiyat dergisinde ‘Bir Dişi Kulesi’ adlı köşesinde yazdı. İlk şiirleri Ağır Ol Bay Düzyazı dergisinde yayımlandı. Şiirleri ve yazıları Akatalpa, Akköy, Bireylikler, E, Edebiyatta Üç Nokta, Esmer, Mühür, Özgür Edebiyat, Pitoresk, Sonra Edebiyat, Şiir Ülkesi, Şiiri Özlüyorum, Ünlem, Varlık, Yasakmeyve vb. gibi dergilerde yayımlandı.

Ödülleri; 2002 yılında Hasan Bayrı Şiir Ödülünü, 2006 yılında “Cehenneme Kurulu” adlı dosyasıyla Arkadaş Zekai Özger Şiir Ödülü’nde Jüri Özel Ödülünü aldı.

Şiir Kitapları; Cehenneme Kurulu, Saykodelik Karagöz

“Bülbül ve Sansar”

Otların şarkıyla estiği bahçeydi
İçimin genişliği uzun ötüşündeydi kuşun
Suçlarımdan ve saçlarımdan eğdim
Size gövdemi gül ve güz baktım

Yüzünün reçinesiyle uyuyor
Gümüş kediler ve sümbüller
Ağacı öyle suskuda bir yuva
Çiçeklenmiş bir gecede kaybettim
Unutuşun o çılgın seslerini
yaşamadım inlediğim kadar

Bak işte işitmek için seni
Bir kadın oldu içim dedi
Buhurdan ve har’dan
bakınca azaldı gözümdeki can
Büküldüm ve aktım ona
Boşaldım yüzüme varan sudan

Ben bu serçelerin
Yuvalarını bozup bozup
Çocuk bahçelerde
Hep erik ağacı kaldım

– Kimse beni iyi hatırlamasın.

Paylaşın

Ayhan Hünalp kimdir?

1927 yılında Bitlis’te dünyaya gelen Ayhan Hünalp, 21 Mart 2013 tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir. Kamuoyu tarafından daha çok gazetecilik yönüyle bilinen Ayhan Hünalp; yazdığı şiir, roman ve anı kitaplarıyla Türk edebiyatı açısından kayda değer bir isimdir.

Haber Merkezi / Ayhan Hünalp, Ankara Mimar Kemal İlkokulu, Ankara Atatürk Lisesi (1947), Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türkoloji Bölümü’nü (1953) bitirdi. Öğrencilik yıllarında gazeteciliğe başladı; Ulus, Tercüman, Hürriyet, Son Saat gazeteleri ve Kaynak dergisinde muhabir, düzeltmen, yazar, yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nda basın sekreterliği görevini yürüttü. Şişe Cam Genel Müdürlüğü’nde basın müşaviri iken emekli oldu (1978). Sonraki yıllarda özel kuruluşlarda basın müşavirliği, özel eğitim kurumlarında öğretmenlik yaptı. İLESAM, Türkiye Yazarlar Sendikası üyeliğinde bulundu.

Ayhan Hünalp’ın edebiyata ilgisi lise öğretmeni Fevziye Abdullah Tansel ile tanışmasından sonra başlamıştır. İlk şiiri 1943’te Yarımay’da, ilk hikâyesi de aynı yıl Çocuk Esirgeme Kurumu’nun çıkardığı Çocuk dergisinde yayımlanmıştır. 1940’lı yıllarda şiir yazmaya başlayan Hünalp’in ilk şiirlerinde Garip akımının izleri görülür. Hece vezniyle yazdığı birkaç şiir haricinde bütün şiirlerini serbest tarzda kaleme almıştır. Toplumcu şiir anlayışını benimseyen Ayhan Hünalp’in şiirlerinde işçiler, köylüler, onların yaşadıkları sefalet, sıkıntılar, haksızlıklar geniş yer tutmuştur. Bunların yanı sıra aşk ve özlem, şairin şiirlerinde en çok işlediği temalardandır. Aşk ve özlem temalarının yer aldığı şiirlere melankoli ve hüzün hâkimdir. Toplumsal sorunlar ve yaşanan güncel olaylar, şairin beslendiği kaynaklar arasındadır.

Ayhan Hünalp’ın en yenilikçi olduğu tür romandır. Yazmış olduğu üç romanı da “sineroman” olarak nitelendiren ve Türk edebiyatında bu türün öncüsü sayılan yazar; konu, kurgu ve gerçekliği anlatmada bir yenilik arayışı içinde olmuştur. Klasik roman tekniğini kırmayı amaçlayan yazar; bilinç akışı, iç monolog gibi tekniklerle anlatımı zenginleştirir. Yazar, biyografisinden yoğun izler taşıyan ilk romanı Küçük İstasyonlar’da başkişi Alev Topuz aracılığıyla yaşamını romanın imkânları doğrultusunda kurgular. Romanda Alev Topuz’un gençlik yılları, meslek hayatı, yaşadığı aşklar ve hayal kırıklıkları anlatılır.

Yazarın ikinci romanı Vapur Düdükleri, âdeta Küçük İstasyonlar romanının devamı niteliğindedir. Romanın başkişisi Gazeteci Adam, Küçük İstasyonlar’daki Alev Topuz’dur. İlk romanda öğretmen olarak Rumeli’de bir kasabaya atanan roman kişisi, bu romanda Rumeli’den döner ve gazetecilikle meşgul olmaya başlar. Romandaki ana izlek gazetecinin, yine gazetede çalışan Pışık ve Berna ile yaşadığı aşktır. Bu aşk anlatılırken gazetecilik mesleğinin sıkıntıları, zorlukları ifade edilir. Yazarın son romanı Şarkısız Dünyaların Orkinosları’dır. Romanın başkişisi Patavatsız, gazetecidir ve önceki romanlardaki başkişilerle benzerlik göstermektedir. Romanda Patavatsız’ın yaşadığı sorunlar, sıkıntılar, aşklar ve toplumun aksayan yönleri konu edilir.

Anı kitabı olan Dağlara Giden Yollar’da yazar; Atatürk, İsmet İnönü, Cemal Gürsel, Fahri Korutürk, Adnan Menderes gibi siyasetçilere dair hatıralar ve değerlendirmelerinin yanı sıra Orhan Veli, Nurullah Ataç, Yaşar Kemal, Sait Faik, Orhan Kemal, Cahit Sıtkı gibi sanatçılara dair yazı ve hatıralara da yer verir. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Ayhan Bozkurt kimdir?

6 Haziran 1971 yılında Amasya’da dünyaya gelen Ayhan Bozkurt, Çorum Atatürk Lisesini ve Uludağ Üniversitesi Felsefe bölümünü bitirdi. Mimar Sinan Üniversitesinde iki yıl modellik yaptı. Ayhan Bozkurt’un şiirlerinin ana izleği korkudur.

Haber Merkezi / Hişt ve Öküz dergilerinin yayın kurullarında yer aldı, senaristlik yaptı. Birçok yapımda oyuncu olarak yer aldı. Şiirleri Hişt, Gösteri, Öküz, Yeni Biçem, Atika, Göçebe gibi dergilerde yer aldı. Güldüşü Tangolar adlı oyunu 1997’de Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryumunda sergilendi. İlk kitabı Ömür Ölümün Önsözü ile 1995 Rıfat Ilgaz Cide Edebiyat Ödülü’nü kazandı.

Yazmanın bir bedel ödeme olduğunu söyleyen Ayhan Bozkurt’un şiirlerinin ana izleği korkudur. Bu konudaki görüşlerini şu sözlerle dile getirir:

“İyi olmanın bir faydası yok. Hep derler ya, dünyayı güzellik kurtaracak. Dünyayı güzellik falan kurtarmayacak. Bu asla karamsar bir düşünce değil. Korkunun bittiği anda çok yaşanılası bir dünyanın var olacağı da söylenemez. Dolayısıyla korku, şiddet, acı ve hüzün hep var olacaktır. İyinin var olduğu gibi. Benim şiir serüvenim ona yönelik olduğu için, korkunun bitmesi beni mutlu kılmaz.”

Yapıtları; 28 Numaralı Oda, Al Sana Aşk, Ömür Ölümün Önsözü, Şehir Soyuldu

“Erotik Prenses”

benim de elle tutulur bir gecem var
sakın korkma!
elmas boynuna takılı infilakı muazzam tutanaklarda
az fedakar
az sakıncalı…
ellerinin ve gözlerinin
ve ayaklarının tozuyla geldiğin bu gezegen
ortadan ikiye bölünsün
benim de dışarıda efsunlu bir gecem var!
giden her şeydesin
giden her şeyde sevgilimsin.
ağlıyorum,
bağırıyorum,
kovuluyorum ruhum
sana sarıldıkça -ki zayıf bir ihtimal- duruluyorum
iki gözümü oysun en ahlaksız aşk
prensesim, sesim
en mukaddes serserim ağzını bana ver
küçülüp gitmeden yürüyüp gidelim

Paylaşın

Aydın Uysal kimdir?

1984 yılında İzmir’in Kiraz İlçesi’nde dünyaya gelen Aydın Uysal, ilk ve orta öğrenimini Kiraz’da tamamladı. Halen yüksek öğrenimine devam eden Uysal, Ödemiş Küçük Menderes Gazetesi’nin ve Ödemiş Yerel Güç Gazetesi’nin bölge temsilciliği yaptı. Demokratik kitle örgütlerinde görev aldı. Edebiyatçılar Derneği üyesidir.

Haber Merkezi / Şiirle 1999 yılında tanıştı.  Şiirleri; İmgelem , BH Edebiyat , Gri, Ussuz  ve Mevsimsiz Kültür Sanat Edebiyat Platformu gibi dergi ve sitelerde yayımlandı. 2003 yılında ”Şiir Yüklü Gemi” adlı şiir kitabı yayımlandı. 2005 yılında Simge dergisinin yayınlamış olduğu Yeni Şiirler ve Öyküler antolojisinde şiirleri yer aldı. 2008 yılı Ocak ayında 2. şiir kitabı olan ” İki Damla Gözyaşı Teselli Tutanakları” kitapatelyesi yayınlarından çıktı. 3.Şiir dosyası hazır olan şair, şiirin yanı sıra öykü ve oyun yazıları da yazıyor.

Yapıtları; Şiir Yüklü Gemi, İki Damla Gözyaşı Teselli Tutanakları

“Dile Gelmeyen Su (s)”

dilime su(s) düştü
geceye hüzün
apartman boşluğuna sıkışmış kalbim
sana çöküyor kimi akşamlarda

yoksul duygular yağmurundayım
sayfalara damlıyor gökyüzü
uzunca sohbetlerin ardından
sandık lekesine bürünmüş sesler

söylemlerinde hatırı kalmış su(s)
yırtılmış ruhundan sızıyor

patlamış acının freni
öldürmeden bırakır mı hiç

boğazımda düğümlenen
kan kusması dilimdeki su(s)

“Düş Kenti”

martılar geçiyor
kelimeler liman kalabalığı
içindesin
dışarıya vuran güneşin
kavgada daha şafak sökmemiş

martılar ölüyor gün ortasında
sabahın ilk uyanışlarında
soğuk düşler kenti gözlerin

Paylaşın

Aydın Şimşek kimdir?

1960 yılında Çorum’un Mecitözü İlçesi’nde dünyaya gelen Aydın Şimşek, babasının memuriyeti nedeniyle İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimimi farklı il ve ilçelerde tamamladı. 1978 yılında kamuda çalışmaya başladı. 1983 yılında açığa alındı ve yargılandı.

Haber Merkezi / Devlet Güvenlik Mahkemesinde yargılandı ve 6 yıl cezaya çarptırıldı. Çeşitli cezaevlerinde yattı. 1980’den bugüne yazın – düşün hayatının içinde çeşitli kültür – sanat – edebiyat dergilerinde yazı işleri müdürü ve sanat yönetmeni olarak görev aldı. Kum yayınlarını kurdu. Kum ve Deliler Teknesi dergisini çıkardı.

Yurtiçi ve dışındaki dergilerde kimi günlük ve süreli yayınlarda, sanat, politika, felsefe yazıları yazdı. Yazı ve şiirleri Yarın, Virgül, Yaba-Öykü, Damar, Dönemeç, Argos, Varlık, Edebiyat ve Eleştiri, Bilim ve Ütopya, Defter, Kum, Eski, İle, Agora, Fanatik, Sana” Olayı, Milliyet Sanat, Parantez (Almanya) Papirüs, Cumhuriyet, Cumhuriyet Kitap Eki, Gündem Gazetesi, Bir Gün Gazetesi, Radikal Kitap Eki gibi dergi ve gazetelerde yer aldı.

Yapıtları; 

Şiir; Ertelenmiş Buluşma, Arınmış ve Ölümsüz, Ayrılıklar İmgedir, Aşk Ayrılığı da Bilir, Susmalar Kitabı, Sesler Kitabı

Araştırma – İnceleme; Siyasal Tarih Sürecinde Sanat ve İktidar, Siyasal Tarih Sürecinde Estetik ve Eylemlilik, Yaratıcı Yazarlık ve Deneysel Düşünce, Estetik ve Mücadele Estetiği

Ödülleri; 1989 İnsan Hakları Derneği Şiir ödülü / Arınmış ve Ölümsüz ile, 1996 Ali Rıza Ertan Şiir ödülü / Ayrılıklar İmgedir ile, 1999 İbrahim Yıldız Şiir Ödülü / Aşk Ayrılığı da Bilir ile, 1999 SES Ödülü, 2000 Damar Dergisi Emek Ödülü, 2003 Behçet Aysan Şiir Ödülü / Susmalar Kitabı ile

Paylaşın