CHP’de Dikkat Çeken Gelişme: Özgür Özel, Grup Başkanlığını Fiilen Bıraktı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir görüşme gerçekleştirdiğini anlatan CHP Grup Başkanı Özgür Özel, kurultaya kadar grup başkanlığını resmi olarak sürdüreceğini ama fiili olarak bu görevi yapmayacağını söyledi.

Özgür Özel, kurultay sürecinde yapacağı il ziyaretlerinde de grup başkanı olması dolayısıyla tahsis edilen makam aracını kullanmayacağını söyledi.

Haber Global’de yer alan habere göre CHP Genel Başkanlığına adaylığını açıklayan Grup Başkanı Özgür Özel, “Grup Başkanlığı için resmi istifayı kongre sonrasına bırakıyoruz. Bu konuda Kemal Kılıçdaroğlu ile anlaştık.” dedi. Özel, Meclis’te gazetecilere yaptığı açıklamada, CHP Genel Başkanlığına adaylığı söz konusu olduktan sonra grup başkanının kim olacağının tartışma konusu olduğunu söyledi.

Grup Başkanlığı konusunu kurultay tarihi kesinleştikten sonra değerlendireceklerini belirten Özel, “Arkadaşlarımızla bir değerlendirme yaptık. Bugün de bu konuyu Genel Başkan ile birlikte baş başa görüştük. Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile bir mutabakata vardık.” ifadesini kullandı.

Kurultaya kadar CHP Grup Başkanlığı görevinden resmi olarak istifa etmeyeceğini bildiren Özel, şunları kaydetti:

“Görevimi resmen bırakmıyorum ama fiilen Grup Başkanlığı yapmayacağım. Bundan sonra salı günleri grup toplantılarına katılmayacağım. Grup Başkanı olarak benim yapmam gereken görevlerde, zaten benim olmadığım yerde grup başkanvekillerimiz yetkili. 3 grup başkanvekilimiz görevine devam edecek. Kurultay’ı yapacağız.

Kurultay bittikten sonra eğer ben genel başkan seçilirsem zaten bir grup başkanı seçimi olmayacak. Otomatikman hem genel başkan hem de grup başkanıyım. Sayın Genel Başkan seçildiği takdirde o gün yeni grup başkanının seçilmesi için gerekli seçimin yapılması için adımı atacağız. Kurultayda eğer Sayın Genel Başkan seçilir ve bir grup başkanı seçilmesine gerek olursa seçimi o günden sonra yapacağız.”

Bundan sonra sadece kendisine ihtiyaç duyulduğu zamanlarda Meclis’e geleceğini anlatan Özel, “Çok ekstra bir durum olursa, bir içtüzük değişikliğinde benim partimin ihtiyaç duyduğu deneyimime ihtiyaç duyulursa elbette onu esirgemeyeceğiz. Zaten Genel Başkan ve Grup başkanvekilleriyle temas halinde olacağız. Partinin ihtiyaç duyduğu alanlarda, İçtüzük ve anayasa değişikliği önerisinde ihtiyaç duyulan noktada katkı sağlarım.” açıklamasında bulundu.

Özel, kararı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte aldıklarını aktararak, “Genel Başkandan randevu aldım. Biraz önce bir araya geldik. Ben durumu anlattım. ‘Bu duruma nasıl bir çözüm bulalım?’ diye konuştuk. Birlikte fikir birliğine vardık. Biz grup başkanlığı seçimini kurultay sonrasına bırakıyoruz. İhtiyaç olursa kurultaydan sonra seçilecek. Kurultaya kadar Özgür Özel Anadolu’da, illerde olacak. Fiilen görevi yürütmeyecek.” diye konuştu.

Özgür Özel, TBMM tarafından kendisine tahsis edilen makam aracını da kurultay sürecinde kullanmayacağını dile getirdi. CHP Grup Başkanı Özel, “Seçimlerden önce Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı, Engin Altay TBMM Başkan adayı, Engin Özkoç da İçişleri Bakanı adayıydı, Siz de CHP TBMM Grup Başkanı adayıydınız ve tek kazanan siz oldunuz. Ama şimdi de bu görevden fiilen çekiliyorsunuz. Ne düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine, şu görüşleri paylaştı:

“Geri adım atmıyoruz, grup başkanlığı duruyor zaten. Eğer kurultayı kazanırsam da makamı bırakmadan devam ederiz. Kurultayda Genel Başkanla yarıştık ve diyelim ki ben kazandım. O zaman zaten grup başkanlığı görevim devam ediyor. Ola ki kaybedersek artık yeni bir grup başkanı seçilmesi doğru olur. Kurultayı kurultayda bırakırız ve biz de yeni grup başkanımıza destek veririz. Ama ben kazanacağımı ve Grup Başkanlığı görevimi sürdürme yetkisini delegelerden alacağımı düşünüyorum. Ancak tersi olursa yeni grup başkanı seçilir.”

Özgür Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda resmi bir istifa yok, sadece fiilen görevi bırakıyorum. Çok özel bir durum olmadıktan sonra MYK’ya da PM’ye de grup toplantılarına da katılmayacağım. Zaten Anadolu’da, Trakya’da olacağım. Grup Başkanlığı için resmi istifayı kongre sonrasına bırakıyoruz. Bu konuda Kemal Kılıçdaroğlu ile anlaştık.

Genel Başkanla başka ne konuştunuz?” sorusuna ise Özel, “Görüşmemizde ‘kurultayları birlikte takip ediyoruz. Sizin, beni uyarmak ya da konuşmak istediğiniz bir husus var mı?’ dedim. O da “Yok, takip ediyorum, gayet iyi gidiyor’ dedi. ‘Bundan sonra da kongrelerde eğer ki diğer tarafı rahatsız eden bir durum olursa direkt birbirimizle görüşmeye devam edelim, diyalog içinde olalım’ dedik.” yanıtını verdi.

Paylaşın

Erdoğan’ın ‘Yeni Anayasa’ çağrısına Kılıçdaroğlu’ndan Tek Cümlelik Yanıt

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni anayasa çağrısına, “Çağrı yapanların önce anayasaya uyması lazım” şeklinde yanıt verdi.

Haber Merkezi / CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Ahlaki ve siyasi meşruiyeti olmayan bir siyasi partiyle hangi anayasa değişikliğine oturacaksınız. Önce şunu söyleyecekler; ‘Seçim meydanlarında söylediğimiz yalanlar için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından özür diliyoruz, mülakat konusunda özür diliyoruz. Montaj videolar yaptık, özür diliyoruz. Bu özürlerimizi kabul ederseniz buyurun gelin anayasa yapalım” açıklamasını yaptı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, 28. Dönem 2. Yasama Yılı açılışı dolayısıyla TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Genel Kurula CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’den ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasa çağrısı sorulan Kılıçdaroğlu, “Çağrı yapanların önce anayasaya uyması lazım” cevabını verdi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Ahlaki ve siyasi meşruiyeti olmayan bir siyasi partiyle hangi anayasa değişikliğine oturacaksınız. Önce şunu söyleyecekler; ‘Seçim meydanlarında söylediğimiz yalanlar için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından özür diliyoruz, mülakat konusunda özür diliyoruz. Montaj videolar yaptık, özür diliyoruz. Bu özürlerimizi kabul ederseniz buyurun gelin anayasa yapalım” açıklamasını yaptı.

Kılıçdaroğlu ayrıca, kendisini ziyarete gelen Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu ve Gelecek Partisi lideri Davutoğlu ile görüştü. Genel başkanlar, yeni yasama yılının hayırlı olması temennisinde bulundu.

Erdoğan’dan “Yeni Anayasa” çağrısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM 28. Dönem 2. Yasama Yılı açılışı konuşmasında, Anayasa çalışmalarıyla ilgili mesajlar da verdi. Türkiye’de halen var olan Anayasa’nın 2023 Türkiye’sini taşıyamadığı ve 41 yıllık tarihinde irili ufaklı değişiklikle “yamalı bohçaya döndüğünü” savunan Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak bu konuda 2021’de kendi hazırlıklarını yaptıklarını belirtti.

Akabinde diğer siyasi partilerin de hazırlık sürecine davet edildiğini belirten Erdoğan, “Davetimiz maalesef karşılık bulmadı. Sürekli darbe anayasasından şikayet edenler, iş somut adım atmaya gelince konfor alanlarının dışına çıkmak istemediler. Buna rağmen ümidimizi kaybetmedik” ifadeleri ile muhalefeti eleştirdi.

Tüm partileri ve vekillerini, toplumsal kesimleri yapıcı bir anlayışla yeni anayasa çağrılarına katılmaya davet de eden Erdoğan, “milli, yerli, sivil, vizyoner bir anayasa isteyen herkesin bu çağrının muhatabı” olduğunu kaydetti. Ülkenin kırmızı çizgilerine uygun şekilde yaklaşan herkesle birlikte konuşup, tartışarak hareket edilebileceğini belirten Erdoğan, Anayasa’nın yapılmasının tüm konuların üstesinden gelmeye sağlayacak bir adım olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetin 100’üncü yılını yeni anayasa ile taçlandıralım” dedi.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Cezaevinde Uyuşturucu Baronu Göremezsiniz

Şanlıurfa’da partisinin yerel yönetim çalıştayında konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, uyuşturucu sorununa değinerek, “Uyuşturucu nedeniyle gençliğimizi kaybedebiliriz. Bu artık bir milli güvenlik sorunudur. Cezaevinde bir tane bile uyuşturucu baronu göremezsiniz” dedi.

Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu ayrıca, siyasi iktidar için en önemli konunun ‘ahlaki ve siyasi meşruiyeti’ olduğunu dile getirerek, “Eğer montaj videolar yapıyorsanız ahlaki ve siyasî meşruiyetiniz tartışılır hale gelir. Milletin seçtiği belediye başkanı yerine kayyum atarsanız, siyasî meşruiyete gölge düşürür. Bu millet niye oy kullanıyor? Bunun adı demokrasi olur mu? Bu tam bir felakettir” ifadelerini kullandı.

Eğitim sorununa değinen Kılıçdaroğlu, “Eğitim tam bir felaket. 60-70 kişilik sınıflarda bir öğretmen öğrenciyle nasıl ilişki kuracak? Derslik için de söz veriyoruz. Büyükşehir belediye başkanlığını bize vereceksiniz, 5 bin derslik kuracağız. Eğer Şanlıurfalı kardeşim çocuğunun iyi bir eğitim almasını istiyorsa, en az 100 kreşin Urfa’da olmasını istiyorsa CHP’nin adayına oy verecek, beraber takip edeceğiz” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Şanlıurfa’da düzenlediği yerel yönetim çalıştayında konuştu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Eğer montaj videolar yapıyorsanız ahlaki ve siyasî meşruiyetiniz tartışılır hale gelir. Milletin seçtiği belediye başkanı yerine kayyum atarsanız, siyasî meşruiyete gölge düşürür. Bu millet niye oy kullanıyor? Bunun adı demokrasi olur mu? Bu tam bir felakettir.

Eğitim tam bir felaket. 60-70 kişilik sınıflarda bir öğretmen öğrenciyle nasıl ilişki kuracak? Derslik için de söz veriyoruz. Büyükşehir belediye başkanlığını bize vereceksiniz, 5 bin derslik kuracağız. Eğer Şanlıurfalı kardeşim çocuğunun iyi bir eğitim almasını istiyorsa, en az 100 kreşin Urfa’da olmasını istiyorsa CHP’nin adayına oy verecek, beraber takip edeceğiz.

Eskişehir hafta sonu turist kaynıyor. Eskişehir bir çöl gibiydi, vahaya döndü. Kim yaptı? CHP. Şanlıurfa’da çok daha fazla şey var ama vizyon lazım. Zenginleşmek için siyaseti kullanırsanız toplum yoksul kalır. Şanlıurfa bir Kudüs, bir İstanbul olabilir.

Uyuşturucu nedeniyle gençliğimizi kaybedebiliriz. Bu artık bir milli güvenlik sorunudur. Cezaevinde bir tane bile uyuşturucu baronu göremezsiniz.”

“Emine Şenyaşar neredeyse suçlu ilan edildi”

Konuşmasının sonunda, 2 oğlu ve eşi 2018’de AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın yakınları tarafından katledilen Emine Şenyaşar’dan da bahseden Kılıçdaroğlu, hastanedeki saldırının görüntülerinin kaybedildiğini hatırlattı.

Emine Şenyaşar’ın neredeyse suçlu ilan edildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “8 savcı iddianame hazırlamaya korktu. Oraya arkadaşlarımız geldi. Kimse sahipsiz değildir bu memlekette. Dava açıldı, takip ediyoruz” diye konuştu.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan “Yeni Anayasa” Yanıtı: İktidarın Meşruiyeti Yok

AK Parti ve MHP’nin ana gövdesini oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın 1 Ekim’de açılacak olan Meclis’e getirmeyi planladıkları “yeni anayasa” teklifine ilişkin konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Bu iktidarın ahlaki ve siyasi meşruiyeti yok. Sahte videolar sayesinde iktidar olan bir kişi ile nasıl masaya oturacağız?” dedi ve ekledi:

“Bizim anayasa konusundaki düşüncelerimizi altı lider olarak kamuoyu ile paylaştık, altına da imzalarımızı attık ve duyurduk. Diğer liderlere isterseniz ‘dün attığınız imzadan bugün neden vazgeçtiniz’ diye gazeteci olarak sorabilirsiniz. Güçlendirilmiş parlamenter sistem metnini parlamentodan geçireceğiz diyorlarsa, hay hay.”

Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında ise, “Erdoğan bir konuşmasında Sezgin Bey’e ‘yargı ve devlet seni cezalandıracak’ dedi. Yargıyı anladık da devlet ne oluyor? Ortaçağ’a vurgu yapıyor. Şahsım devleti. Her yerde bir baskı var. Aydınların sesi soluğu kesilmeye çalışılıyor. Her yerden bir ses geliyor. Bu baskıya karşı mücadele verecek en güçlü örgüt CHP. Bunlar ne yaparsa yapsın biz her türlü muhalefeti yapacağız.” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet gazetesini ziyaret eden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin altı okundan birinin laiklik olduğunu vurgulayarak, “Laiklik bizim olmazsa olmazımız. Laikliği her yerde, her ortamda savunduk. Elbette bundan sonra da savunmaya da devam edeceğiz. Anayasadaki laiklik maddesini sahiplenmek hepimizin görevi. Laikliğe saldırı var. Mücadele ediyoruz. 6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesine karşı tüm milletvekilleri ile birlikte Adalet Bakanlığı’nın önüne giden bensem, benim laiklik anlayışım sorgulanamaz. Ben çünkü laikliği savunan birisiyim. Benim en temel görevlerimden birisi de budur zaten” dedi.

“Bu şartlarda bu kadarını yapabildik”

Seçim sonrası yaşanan süreç için “Çok büyük bir umutsuzluk ortaya çıktı” diyen Kılıçdaroğlu şunları söyledi: Mücadeleyi demokrasinin sağlıklı işlediği bir ülkede vermedik.

“Yanlışlarımız söylenebilir. Bir mücadele verdik. Ancak biz bu mücadeleyi demokrasinin sağlıklı işlediği bir ülkede vermedik. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu kadar köklü bir mücadele verildi. Burada doğru olan altı partinin bir araya gelip mücadele etmesiydi. Yüzde 48 oy aldık. Gönül isterdi ki yüzde 50, yüzde 60 alalım. Analiz etmek istedik ancak öyle bir kaosun içine girdik ki fırsat verilmedi. Normalde tartışılması gereken konular hiç tartışılmadı. Medya da biz de bu meşrutiyeti onlara tanıdık. Bu şartlarda bu kadarını yapabildik.”

Seçim sonrası CHP’ye yönelik eleştirilere de değinen Kılıçdaroğlu, “Biz neler yapacağımızı kamuoyu ile paylaştık. Onlar ise hiçbir şey söylemedi. En rahat eleştirilecek parti doğal olarak Cumhuriyet Halk Partisi. Çünkü eleştiriye tahammül ediyor, doğal karşılıyoruz. Ancak bazen o kadar haksız eleştiriler yapılıyor ki hakaret boyutuna vardı. Buna da kimse ses çıkarmadı. Karşılaştığımız tablo bir infaz tablosu gibi çıktı karşımıza” ifadelerini kullandı.

“Olağanüstü bir yenilenme sürecinin içine gireceğiz”

Kurultay süreci nedeniyle parti olarak içe döndüklerini bir yandan da yerel seçimler için hazırlık yaptıklarını belirten CHP lideri, “Doğal olarak biraz içe döndük çünkü kurultayımız var. Bu kurultayda devrim gerçekleştireceğiz. Cinsiyet kotası yüzde 50. Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki tüm büyük dönüşümlerin altında CHP’nin imzası vardır. Olağanüstü güzel değişiklikler olacak. Bir partide demokrasi nasıl işler herkese göstereceğiz. Olağanüstü bir yenilenme sürecinin içine gireceğiz” yanıtını verdi.

Paylaşın

CHP PM’de Kemal Kılıçdaroğlu’na Sert Eleştiriler

Genel Başkan adayı olan Grup Başkanı Özgür Özel’in katılmadığı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi (PM) toplantısında, değişimcilerin en çok eleştiri getirdiği konuların başında il ve ilçe kongrelerinde yaşananlar olduğu öne sürüldü.

Toplantıda, değişimciler, Kılıçdaroğlu ve ona yakın isimlerin, kongre üyelerine baskı yaptığını iddia ederken, Kılıçdaroğlu, “Ben kurultay işleriyle ilgilenmiyorum, arkadaşlar da ilgilenmiyor ama bazı arkadaşlarımız tümüyle kendini buraya vermiş durumda, bu doğru değil” dediği iddia edildi.

T24’ten Eray Görgülü’nün haberine göre, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerinin ardından kurultay takvimini başlatan CHP’nin Parti Meclisi toplantısında seçim sonrası yaşananlar ve kurultay süreci gündeme geldi.

Kılıçdaroğlu, yenilginin erken kabullenildiğini belirtirken, özeleştiri yapılmadığı yönündeki yorumlarla ilgili de “Genel bir strateji olarak görmek lazım. Biz niye yenildiğimizi söyleyelim” diye konuştu.

Genel Başkan adayı olan Grup Başkanı Özgür Özel’in katılmadığı toplantıda değişimcilerin en çok eleştiri getirdiği konuların başında il ve ilçe kongrelerinde yaşananlar oldu.

Değişimciler, Kılıçdaroğlu ve ona yakın isimlerin, kongre üyelerine baskı yaptığını iddia ederken, Kılıçdaroğlu, “Ben kurultay işleriyle ilgilenmiyorum, arkadaşlar da ilgilenmiyor ama bazı arkadaşlarımız tümüyle kendini buraya vermiş durumda, bu doğru değil” dedi.

Bunun üzerine söz alan PM üyesi Onursal Adıgüzel, şu ifadeleri kullandı: “Saydığınız isimler tamamen sizin kendi ekibinizde. Her iki ayda bir YSK’dan aldığımız seçmen listesi alınmadı. Örneğin Eyüp’te 10 bin seçmen kaydırılmış durumda ama bununla ilgili genel merkezde en ufak bir çalışma yok, haberiniz yok. Sizin kadrolarınız, parti içi işlerle ilgilendiği kadar bunlarla ilgilenmiyor.”

“Parti, troll aklına teslim edilmiş durumda”

Bazı PM üyeleri de, İstanbul İl Başkanlığına adaylığını koyan Cemal Canpolat’ın sosyal medyadan yaptığı adaylık açıklamasının, partinin finanse ettiği hesaplar tarafından paylaşıldığına dikkat çekti.

“Parti, troll aklına teslim edilmiş durumda” diyen PM üyeleri, “Siz tüm adaylara eşitim diyorsunuz ama, parti tarafından finanse edilen hesaplar bunu yapıyor” eleştirisini getirdi.

Değişimciler, Kılıçdaroğlu’na “Kongre üyelerini aradığınızı duyuyoruz. Sivas kongresinde divan başkanı adayı olan birini aradınız” derken Kılıçdaroğlu da “Ben öyle bir şey yapmadım. Hiçbir zaman divan belirlemedim, genel başkan divan belirlemez” yanıtını verdi.

Kongre süreçleri ile ilgili bir eleştiri de, bir önceki MYK’da yer alan Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’dan geldi. Ağbaba, “Malatya’ya özel müdahaleler yapıldı. Genel merkez, milletvekilleri Müzeyyen Şevkin, Barış Bektaş ve Abdurrahman Tutdere’yi görevlendirdi. Niye böyle bir şey yapıyorsunuz?” dedi.

Kongrelere müdahale edildiği eleştirilerini yanıtlayan Kılıçdaroğlu, suçlamaları kabul etmezken, belediye başkanları ile ilgili de değerlendirmede bulundu. Kılıçdaroğlu, “Belediye başkanlarının hepsine örgüte karışmayın dedim ama karışıyorlar” ifadesini kullandı.

Paylaşın

CHP İstanbul İl Kongresi: Kılıçdaroğlu’ndan Adaylara “Çalışın” Talimatı

CHP’de gözler, 8 Ekim’de yapılması planlanan İstanbul il kongresine çevrildi. Özgür Çelik, Cemal Canpolat, Gürsel Tekin, Mehmet Ali Yüksel, Selçuk Sarıyar gibi isimlerin başkanlık için çalışmalarına hız verdiği öğrenilirken, Kılıçdaroğlu’nun kendisiyle görüşen adayların her birine “çalışın” dediği belirtildi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçen pazar günü İstanbul il merkezinde 39 ilçe başkanıyla bir araya geldiği toplantıda il başkanlığı adayını tarif etmişti. Toplantıda Kılıçdaroğlu’nun, İstanbul il başkanlığı profiline ilişkin Canan Kaftancıoğlu ile çıta yükseldiği, çıtayı daha da yükseltecek birisinin olması gerektiği düşüncesinde olduğu vurgulandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) il kongreleri devam ederken gözler, 8 Ekim’de yapılması planlanan İstanbul il kongresine çevrildi. İl başkanlığı için adaylığı konuşulan Özgür Çelik, Cemal Canpolat, Gürsel Tekin, Mehmet Ali Yüksel, Selçuk Sarıyar gibi isimlerin çalışmalarına hız verdiği öğrenildi.

Cumhuriyet’ten Nagihan Yılkın’ın haberine göre, bu süreçte CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisiyle görüşen adayların her birine “çalışın” dediği belirtildi. Her adayın ‘ortak aday’ olma isteği de kulislere yansıdı.

Öne çıkan isimler hakkında henüz ortak bir kanıya varılamadığı çekişmeli bir yarışın süreceği gelen bilgiler arasında. Onursal Adıgüzel’in de adının geçtiği adaylık yarışında değişimciler adaylarının Bahçelievler ilçe başkanı Özgür Çelik olduğunu söyledi. Diğer tarafta da İBB Meclis Üyesi Selçuk Sarıyar’ın ismi ön plana çıkıyor.

Değişimcilere karşı olanların Selçuk Sarıyar’ı desteklediği iddiası gündemde. Ancak CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, bir aday belirlemeden kendi isminin herhangi bir adayla yan yana gelmesini istemediği ifade ediliyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçen pazar günü İstanbul il merkezinde 39 ilçe başkanıyla bir araya geldiği toplantıda il başkanlığı adayını tarif etmişti. Toplantıda Kılıçdaroğlu’nun, İstanbul il başkanlığı profiline ilişkin Canan Kaftancıoğlu ile çıta yükseldiği, çıtayı daha da yükseltecek birisinin olması gerektiği düşüncesinde olduğu vurgulandı.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’ın “Kamuda Mülakat” Açıklamasına Tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘kamuda mülakat’ açıklamasına tepki gösteren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Erdoğan bizden çalarak seçim vaadi yaptığı mülakat meselesinde yine çark etmiş, ‘Milli Eğitim ve İçişleri Bakanlarıyla görüşür, bakarız’ demiş. Halkın gözünün içine baka baka yalan söylediğini bir kez daha itiraf etmiş” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Ancak burada sadece bir yalanın itirafı yok, yine bir oyunun döneceği anlaşılıyor. Bu senin zaten seçim vaadindi, gereğini yaparsın biter! Hayırdır, alacağın kararları bakanlarınla görüşesin mi tuttu?”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kamuda işe alımlarda uygulanan mülakatlarla ilgili “Ben Seçim vaatlerim içinde böyle bir söz verdiysem, bunu Milli Eğitim bakanımla, İçişleri Bakanımla görüşmek suretiyle, yeni bir yol haritasıyla ilerletiriz.” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a tepki gösterdi.

Sosyal medya hesabından paylaşım yapan CHP Lideri Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı: “Erdoğan bizden çalarak seçim vaadi yaptığı mülakat meselesinde yine çark etmiş, ‘Milli Eğitim ve İçişleri Bakanlarıyla görüşür, bakarız’ demiş. Halkın gözünün içine baka baka yalan söylediğini bir kez daha itiraf etmiş.

Ancak burada sadece bir yalanın itirafı yok, yine bir oyunun döneceği anlaşılıyor. Bu senin zaten seçim vaadindi, gereğini yaparsın biter! Hayırdır, alacağın kararları bakanlarınla görüşesin mi tuttu? Mülakata takılan evlatlarımız için ben sokakta mücadele ederken, siz kapılara kilit vuruyordunuz. O çocukları size yedirmeyeceğim!”

Erdoğan ne demişti?

Erdoğan, BM Genel Kurulu için gittiği New York’ta gazetecilerin mülakat sorusuna, “Biz, mülakatları görevin gerektirdiği zorunluluklar dışında kaldırmayı vadettik. Görevin gerektirdiği hallerde ise hakkaniyetle hareket edilmesi temel yaklaşımımızdır. Mülakatlar çok sınırlı ve çok özel meslek gruplarında gerekli olabilir.

Elbette mülakat komisyonlarının objektif kriterlerle oluşturulması konusu da çok mühim bir konu. Konuyu ilgili bakanlarımızla yakın görüşüyor, çalışıyoruz. Ben seçim vaatlerim içinde böyle bir söz verdiysem, bunu Milli Eğitim bakanımla, İçişleri Bakanımla görüşmek suretiyle, yeni bir yol haritasıyla ilerletiriz” yanıt vermişti.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan 17 Yaşındaki Çocuğun “Atatürk’e Hakaret”ten Tutuklanmasına Tepki

17 yaşındaki bir çocuğun “Atatürk’e Hakaret”ten tutuklanmasına tepki gösteren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk’e yönelik hakaretler, Saray İktidarının yarattığı iklimin sonucudur. Bu çirkinliği kabul edemeyiz” dedi ve ekledi:

“Ancak maharet böyle eğitilen, böyle kandırılan, böyle beyni yıkanan bir çocuğu cezalandırmak değildir. Sarayın göz boyamak için yaptığı bu tutuklama, o çocuğun geleceğinden çalmaktan başka bir şeye yaramayacaktır. Sadece ve sadece Sarayın ‘düşmanlaştırma’ politikasına katkı sağlayacaktır.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17 yaşındaki bir çocuğun “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret” gerekçesiyle tutuklanmasına dair sosyal medya hesabından bugün açıklama yaptı.

“Maharet böyle eğitilen, böyle kandırılan, böyle beyni yıkanan bir çocuğu cezalandırmak değildir,” diyen CHP liderinin açıklaması şöyle: “Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk’e yönelik hakaretler, Saray İktidarının yarattığı iklimin sonucudur. Bu çirkinliği kabul edemeyiz. Ancak maharet böyle eğitilen, böyle kandırılan, böyle beyni yıkanan bir çocuğu cezalandırmak değildir.

Sarayın göz boyamak için yaptığı bu tutuklama, o çocuğun geleceğinden çalmaktan başka bir şeye yaramayacaktır. Sadece ve sadece Sarayın ‘düşmanlaştırma’ politikasına katkı sağlayacaktır. Örneğin Kuveytli bir kişi, Atatürk’e yönelik hakaretlerini sürdürmektedir. Ve üstelik bu kişinin, Türkiye Cumhuriyeti pasaportuna sahip olduğu iddia edilmektedir.

Öncelikle bu iddia, ilgili makamlarca derhal açıklığa kavuşturulmalıdır. İddia doğru olsa da olmasa da Saray İktidarının para karşılığı vatandaşlık satma politikasının varacağı yer burasıdır. Türkiye Cumhuriyeti lütufla değil, kanla kurulmuştur. Ülkemizin vatandaşlığı da aynı nispette kıymetlidir. Üç-beş Dolar’a tamah ederseniz, böyle ahlaksız kişilerin karşısında eğilirsiniz. Bunu Saray İktidarı kendisine yediriyor olabilir, ancak bu durum Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmaz.”

Ne olmuştu?

Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafıyla “uygunsuz” hareketler yapan 17 yaşındaki A.E.S, dün (20 Eylül) gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan A.E.S, İstanbul Kartal’daki Anadolu Adalet Sarayı’na getirildi.

Savcılıkça ifadesi alınan şüpheli, “Halkın bir kısmını sosyal sınıf, din, mezhep, cinsiyet, bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama” ve “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret” suçlarından tutuklanması talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Hakimlik, şüpheli A.E.S’nin tutuklanmasına hükmetti.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’ın Sözlerine Tepki: ‘Dış Güçler’e Şikayet Etmiş

Erdoğan’ın “Ülkemizde ana muhalefet partisi, seçimi kazanırsak mültecileri göndereceğiz diye tehdit etti. Biz ise tam aksi. Biz mültecilere olan ev sahipliğine aynen devam edeceğiz” sözlerine tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Para dilenmek için, yine ülkemizi küçük düşürmüş” dedi.

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu’na katılmak üzere ABD’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ülkemizde ana muhalefet partisi, seçimi kazanırsak mültecileri göndereceğiz diye tehdit etti. Biz ise tam aksi. Biz mültecilere olan ev sahipliğine aynen devam edeceğiz” açıklamasına tepki gösterdi.

“Erdoğan, ABD’ye şirin gözükmek için, bizi ve tüm muhalefeti ‘Dış Güçler’e şikâyet etmiş. Siyasi ve ahlaki meşruiyetini yitirmek, işte tam da budur” diyen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Erdoğan ABD ziyareti sırasında, kendisini affettirme ve 3-5 Dolar alabilmenin heyecanına kapılmış. Para dilenmek için, yine ülkemizi küçük düşürmüş. Anlaşılan o ki BOP Eş Başkanı olarak ülkemizi mülteci kampına çeviren, mahallelerimizin kimlikleriyle oynayan Erdoğan, ABD’ye şirin gözükmek için bizi ve tüm muhalefeti ‘Dış Güçler’e şikâyet etmiş. Siyasi ve ahlaki meşruiyetini yitirmek, işte tam da budur. ‘Affedilir miyim, 3-5 Dolar koparabilir miyim’ diye kapı kapı dolaşıp bizi şikayet eden bir kişiden, bu ülkeye Cumhurbaşkanı olmaz!”

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Türkiye’yi Aydınlığa Çıkarırız

Tele-1 dayanışma gecesi etkinliğinde konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Hiç kimse bizi yıldıramaz. İnandığımız yolda ve inandığımız davada azimli ve kararlı yürürsek, birlikteliğimizi bozmazsak ve biz birlikte olduğumuz çemberi büyütürsek Türkiye’yi aydınlığa çıkarırız” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Düşünce özgürlüğüne tahammül edemeyenler; radyolara, televizyonlara, gazetelere yani medyaya baskı yapanlar aslında dünyanın en büyük korkaklarıdır çünkü korkak olmasalar düşünce ışığından korkmazlar. O nedenle baskı yapacaklardır ama baskılara karşı direneceğiz, baskılara karşı daha güçlü olacağız.”

Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında, “Umutsuzluğu zihninde taşıyan insanların bir gelecek hayali yoktur. Umutsuzluğu yenmek her aydının ve bu ülkenin yaşayan ve özgürlük isteyen herkesin temel hedefi olmalıdır. Bizler mücadelemizi ve meşalemizi büyüttüğümüz sürece göreceksiniz, bütün zorlukları hep birlikte yeneceğiz. Feriştahları gelse bize bir geri adım attırmayacaklardır. Bu konuda kararlıyız ve gücümüzü de sizden yani halktan alıyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde 83 gündür tutuklu bulunan Tele1 TV Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ için düzenlenen dayanışma gecesine katıldı. Kılıçdaroğlu, dayanışma gecesinde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Bir ülkeyi ileriye taşıyan o ülkenin aydınlarıdır. O ülkenin aydınları ellerindeki meşaleyle toplumları aydınlatırlar ama aydınların bu tarihsel sorumluluğun yanında ciddi zorlukları da vardır çünkü aydınlanmaya karşı olanlar önce o ülkenin aydınlarını yok etmek isterler. O nedenle Merdan Yanardağ içeride, o nedenle milletvekili içeride, o nedenle aydınlarla beraber geçmişte bu ülkenin aydınlığı için mücadele edenler de içeride; gazeteciler içeride, avukatlar içeride, 80 yaşını aşkın generaller içeride.

Dolayısıyla hep beraber mücadeleyi sürdüreceğiz. Mücadelenin koçbaşlığını bu ülkenin aydınları ve bu ülkenin gençleri, bu ülkenin kadınları yapacak. Siyaset kurumunun da burada ciddi sorumluluğu var ve yükümlülükleri var ama hiç unutulmaması gereken temel bir kural var, cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmadığımız sürece bize bir gelecek ufku yoktur. Geleceği yakalamanın yolu da dirençle çalışmaktır. Bütün baskılara direnmektir, bütün baskıları yok etmektir ve ülkenin aydınlığa çıkması için beraber ve birlikte mücadele etmektir. Zor bir süreçten geçtiğimizi biliyorum. Dışarıdaymışız gibi görünmekle beraber aslında hepimiz yarı açık bir cezaevindeyiz.

Yazarların bile rahatlıkla yazamadığı, resimlerin bile, karikatürlerin bile rahat çizilemediği bir ortamdayız. Yarı açık cezaevinde olmakla kapalı cezaevinde olmak arasında çok büyük bir farklılık yok ama bu ülkenin aydınları, bu ülkenin siyasetçileri karanlığa karşı mücadele ederlerse her türlü karanlığı yener ve ellerindeki meşaleyle toplumu, zihinlerimizi, düşüncelerimizi aydınlatırlar. Aydınların böyle bir sorumluluğu var. Bu aydınlardan birisi de Merdan Yanardağ.

Hiç kimse bizi yıldıramaz. İnandığımız yolda ve inandığımız davada azimli ve kararlı yürürsek, birlikteliğimizi bozmazsak ve biz birlikte olduğumuz çemberi büyütürsek Türkiye’yi aydınlığa çıkarırız. Düşünce özgürlüğüne tahammül edemeyenler; radyolara, televizyonlara, gazetelere yani medyaya baskı yapanlar aslında dünyanın en büyük korkaklarıdır çünkü korkak olmasalar düşünce ışığından korkmazlar.

O nedenle baskı yapacaklardır ama baskılara karşı direneceğiz, baskılara karşı daha güçlü olacağız. Umutsuzluğu zihninde taşıyan insanların bir gelecek hayali yoktur. Umutsuzluğu yenmek her aydının ve bu ülkenin yaşayan ve özgürlük isteyen herkesin temel hedefi olmalıdır. Bizler mücadelemizi ve meşalemizi büyüttüğümüz sürece göreceksiniz, bütün zorlukları hep birlikte yeneceğiz. Feriştahları gelse bize bir geri adım attırmayacaklardır. Bu konuda kararlıyız ve gücümüzü de sizden yani halktan alıyoruz.

Anayasa der ki, ‘Basın hürdür, sansür edilemez’ bu kadar açık. Ama bu ülkede basının, radyoların, televizyonların özgürce yayın yaptığını kim söyleyebilir. Var olan kurumlar bir anlamda infaz kurumları olarak görevlerini yapıyorlar. Yargı, yargı olmaktan çıkmış. Bu konuda bugüne kadar tanık olmadığımız pek çok yolsuzluklara yargıçların ve savcıların nasıl dahil olduğunu görüyoruz, hak arayanların nasıl mağdur edildiğini görüyoruz, eşi ve iki çocuğu öldürülen bir annenin adalet arayışına hep beraber tanık oluyoruz. Bizler yani bu ülkenin aydınları ve siyasetçileri asla geri adım atmayacağız.

Böyle bir amacımız, böyle bir düşüncemiz asla ve asla olmayacaktır. Bedel mi ödemek? O bedeli ödemeye her zaman hazırız, her zaman hazır olacağız. Yeter ki bu ülkenin insanları geleceğe güvenle bakabilsinler. Bütün hedefimiz bu.Eğer siz af yetkinizi insani nedenlerle değil de ideolojik nedenlerle kullanırsanız, birilerini affederken aynı pozisyondan daha ağır koşullarda hapishanelerde yatan insanları eğer affetmiyorsanız siz bu ülkeyi tarafsız yönetmiyorsunuz demektir. Var olan iktidarın yani saray iktidarının ahlaki ve siyasi meşruiyeti yoktur. Bu meşruiyetsizliğe karşı hep beraber mücadele edeceğiz.”

Paylaşın