“‘Akşener, Alevi-Kürt Bir Cumhurbaşkanı Seçtirir Miyim?’ Demiş” İddiası

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, hakkında dikkat çeken bir iddia ortaya atıldı. İddiada, Akşener’in, “Sizce ben Alevi-Kürt bir Cumhurbaşkanı seçtirir miyim? Siyasi çizgim buna izin verir mi! Asla!” dediği ifade edildi.

halktv.com yazarı Ayşenur Arslan, “Sizce Ben Alevi-Kürt Bir Cumhurbaşkanı Seçtirir Miyim?” başlıklı yazısında, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, hakkında dikkat çeken iddialarda bulundu. Ayşenur Arslan’ın yazısının ilgili kısmı şöyle:

Son iki yazım, beklediğimin ötesinde yankı getirdi. İlkinde “Erdoğan’a kazandırma cephesi” ve oyun planlarını yazmıştım. Yazı üzerine arayanların anlattıklarıyla da “Meral Akşener’in Kılıçdaroğlu’na kazandırmama kararı ve TAYYİP ABİSİ hakkında düşündüklerini” kaleme almıştım.
O yazı üzerine yine telefonlarım susmadı.

İçlerinden biri -yine adı bende saklı- öyle şeyler anlattı ki, onları yazmak da şart oldu.
Telefondaki kişi şahsen tanıdığım bir isim değil, önce onu belirteyim. Ama yakasında AKP rozetiyle Meclis’e giden önemli bir siyasetçi. Epeydir o cepheden uzak olsa da anlaşılan siyasetten kopmamış. Belki de bu nedenle 2023 seçimine 2 ay kadar kala Akşener’i ziyarete gitmiş.

O görüşmede Meral Akşener -not aldım- şöyle demiş:
“Sizce ben Alevi-Kürt bir Cumhurbaşkanı seçtirir miyim? Siyasi çizgim buna izin verir mi! Asla!”
Ziyaretçisi “Peki aklınızda başka bir isim var mı” diye sormuş. Akşener de güzel güzel anlatmış:
“İlhan (Kesici) Abi olabilir. Ama o da Abdullah Gül gibi yemeği önüne hazır ister. Bir de Hikmet (Çetin) Bey düşünülebilir. Her halükarda Kemal (Kılıçdaroğlu) Bey’in olmayacağı kesin.”

Neden yazdım bunu?
Uzun yıllardır sahnelenen oyunun sonuna geldik. Birazdan perde kapanacak.
Adı bende saklı olanların ya da bugüne kadar gölgelerden hiç çıkmayanların.. Tanıdıklarımın tanımadıklarımın artık öne çıkma zamanı geldi. KONUŞUN.. ANLATIN.. BU ÜLKE ELDEN GİDERKEN VE BUNA KARŞI ÇABALAMAKTAN BAŞKA SUÇU OLMAYANLAR HAPİSLERDE ÇÜRÜTÜLÜRKEN SUSMAYIN!

Akşener’in, -zaten bildiğimiz üzere- Bahçeli’nin, -tam aksini iddia ederken perde arkasında başka politikalar güden- Erdoğan’ın Alevi düşmanı olup olmadığını anlayalım. Kürtler’e aslında ne gözle baktıklarını bilelim.
Ve gelecekte bizi / ülkemizi nelerin beklediğini fark edelim.

Akit Gazetesi geçenlerde CHP’ye kin kusan manşetinde “Ülkenin asli unsuru dindarlar” diyordu. Kastedilen elbette “her dinin inananı” değil, biliyoruz. Akit ve “benzerleri için asli unsur “Sünni müslümanlar”.
Kutuplaşma, “siyasi tutumların merkezden uzaklaşıp aşırı uçlara doğru ayrışması” ise, bunun bu ülkede hangi fay hatları üzerinde yürüyeceğini biliyoruz, değil mi!

Akit, iktidar ve destekçilerinin bilinçaltını dışa vurmuş.
Eğer kendinizi sünni müslüman olarak tanımlamıyorsanız..
Dahası, o çizginin iktidar tarafından makbul görülen bir tarikat veya cemaatine mensup değilseniz..
Dolayısıyla muhtemelen oyunuzu Reis’e vermiyorsanız..
Ülkenin asli unsuru değilsiniz. ÖTEKİSİNİZ!

Erdoğan.. Bahçeli.. Erbakan’ı, Destici’si, Oğan’ı ile ortakları.. Ve artık fark ediyoruz ki Akşener.. GELECEĞİMİZ İÇİN PUSLU BİR PLANI UYGULAMAYA SOKTULAR. Bunu açığa çıkaracak, komploları ifşa edecek her ses çok değerli. O nedenle “KONUŞUN” diyorum.

Belli ki Akşener kapalı kapıların arkasında rahat rahat konuşmuş. Her ziyaretçisine Kılıçdaroğlu ve Aleviler-Kürtler hakkındaki düşüncelerini sakınmadan anlatmış.
Bunları, şimdi değilse ne zaman öğreneceğiz?

Yazının tamamı için TIKLAYIN

İYİ Parti Sözcüsü ve Medya İlişkileri Başkanı Kürşad Zorlu, Ayşenur Arslan’ın Meral Akşener hakkındaki iddialarına da yanıt verdi. Ayşenur Arslan, Akşener’in 2 ay önce bir siyasetçi ile görüşmesinde Kılıçdaroğlu’nu kastederek “Sizce ben Alevi-Kürt bir Cumhurbaşkanı seçtirir miyim? Siyasi çizgim buna izin verir mi! Asla!” dediğini, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ise ‘abi’ diyerek bahsettiğini öne sürmüştü. Zorlu, iddialarla ilgili hukuki sürecin başlatıldığını vurgulayarak şöyle konuştu:

“Bu yazıyı yazan kişinin yanlış hatırlamıyorsam sözlerini çarpıtması neticesinde televizyon programı durdurulmuştu. Bir defa şunu söyleyeyim; çok çirkin. Bu iddiaları kesinlikle reddediyoruz. Bakın ben operasyon siyaseti demiştim. Operasyon siyasetinin yanında bir de yakın geçmişte, propagandist gazetecilik eklendi.

Bu şekilde kadro tamamlandı. Ancak biz bu konuda kararlıyız… Bütün bu tutarı adımları İYİ Parti atıyorken, üçüncü yolu açma irademizden dolayı bize acımasızca saldıran propagandist gazetecilik anlayışı milletimizce de dikkatle takip ediliyor. Ama biz bunlardan çekinmiyor ve korkmuyoruz.”

Paylaşın

Özdağ, Kılıçdaroğlu İle Yaptıkları 4 Maddelik “Gizli Protokolü” Yayımladı

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2. turu öncesi eski Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yapılan gizli protokolü sosyal medya hesabından yayınladı.

Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu ile Özdağ arasında yapılan protokolde, Zafer Partisi’ne İçişleri Bakanlığı dahil 3 bakanlığın verileceği, Güvenlik, Adalet ve Ekonomi bürokrasisi ile müsteşarlıkların verileceği dikkat çeken ayrıntılar oldu.

Hükümetin Oluşturulması ve Görev Bölümü başlıklı protokolde şu maddeler yer aldı: AKP hükümeti döneminde tamamen tahrip edilen devlet düzen ve kurumlarının, yeniden düzenlenmesinde aşağıdaki görev bölümü kapsamında işbirliği yapılacaktır. Bu kapsamda;

1) İçişleri Bakanlığı ve iki Bakanlık olmak üzere toplam üç Bakanlık,

2) Güvenlik, Adalet ve Ekonomi bürokrasisi öncelikli olmak üzere, görüş birliği sağlanan Bakan Yardımcılıkları (Müsteşarlıklar) Zafer Partisine tahsis edilecektir.

3) Zafer Partisine tahsis edilen makamlar ve bağlıları konusundaki atamalarda Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ ile birlikte karar alınacaktır.

4) Zafer Partisince deruhte edilen Bakanlıkların teşkilat yapıları, görevlendirme esasları 14 Mayıs 2023 seçimlerinden önce olduğu gibi değiştirilmeden devam ettirilecektir.

Özdağ’dan Özer’e yanıt

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ CHP’nin yeni lideri Özgür Özel’in, “Zafer Partisi’yle yapılan gizli protokolün bazı Kürt seçmenleri ciddi şekilde rahatsız ettiğini ve bunun bize bir maliyet yüklediğini de kendi kulaklarımla duydum. Diyarbakır’da, ‘Değişim olmazsa oy vermeyeceğiz, gizli protokole çok kızıyoruz’ diye bir sürü Kürt seçmen yüzüme söyledi” ifadelerine yanıt verdi.

Ümit Özdağ, “Öyle gözüküyor ki CHP liderliği geçmiş hatalardan ders çıkarmak yerine yeni vahim hatalar ile yeni bir başarısızlığa doğru yelken açmaktadır. Bir CHP milletvekilinin ‘Atatürkçülüğü ve laikliği Zafer Partisine kaptırdık’ diyerek itiraf ermek zorunda kaldığı gibi artık Atatürk’ün partisi Zafer Partisi’dir ve Türk milliyetçiliği Zafer Partisi’nde temsil edilmektedir. Altını çizerek vurguluyoruz, Türk milletini cepheleştiren, bölücülere taviz veren CHP ve AKP politikaları artık Türk siyasetinde Cumhuriyet’in kuruluş ilkelerinden, büyük Atatürk’ten, sığınmacıların vatanlarına dönmesinden taviz vermeyen Zafer Partisi olduğu gerçeği ile her platformda karşı karşıya kalacaktır” dedi.

Ne olmuştu?

14 Mayıs’ta yapılan seçimler 28 Mayıs’taki ikinci tura kalmıştı. İkinci turda adaylar Kemal Kılıçdaroğlu ve Recep Tayyip Erdoğan, Sinan Oğan ve Ümit Özdağ ile görüşmüştü. Sinan Oğan Erdoğan’a desteğini açıklarken Özdağ, Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı almıştı. Özdağ ve Kılıçdaroğlu’nun anlaşması sonrası kamuoyunda ‘Özdağ’a İçişleri Bakanlığı verilecek’ iddiaları gündeme gelmişti.

Ümit Özdağ verdiği bir söyleşide anlaşma sürecine ilişkin, “Söz vermek değil, yazılı mutabakatımız var. Biz İçişleri Bakanlığı dahil üç bakanlık ve Millî İstihbarat Teşkilatı konusunda Kemal Bey’le mutabık kaldık” ifadelerini kullanmıştı.

Özdağ, “MİT Başkanlığı da Zafer Partisi’ne verilecekti. Ama o sözlü anlaşmaydı. Bakanlıklar yazılı mutabakatta vardı. Ben İçişleri Bakanı olacaktım. Kemal Bey, zerre kadar oy faydası olmayan altılı masadaki ortaklarının İçişleri Bakanlığı’nın Zafer Partisi’ne verilmesine tepki göstereceğini bildiği için benim bu konuda anlayışlı davranmamı rica etti. ‘Bunu çok vurgulamayın’ dedi. Ben de kabul ettim. Kılıçdaroğlu bu seçimi kazanabilirdi eğer ortakları engellemeseydi” demişti.

Paylaşın

Eski CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Çirkin İftiraları Üzülerek Takip Ediyorum

Eski CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Gerek sosyal medya gerekse televizyon programlarında partimizi ve delegelerimizi yıpratmak için parti kültürümüzle asla bağdaşmayan çirkin iftiraları üzülerek takip ediyorum” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Muhakkak ki bu kumpaslara yeltenen art niyetli gruplar olmuştur ya da olacaktır. Ama partimizi ve delegelerimizi kimsenin yıpratmasına asla izin vermem.”

Eski Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından “Partimize yönelik iftiralar üzerine…” notuyla bir video paylaştı. Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“Sevgili Cumhuriyet Halk Partisi ailem, kurultayımızdan sonraki süreç üzerine birkaç şey söylemek istiyorum.

Gerek sosyal medya gerekse televizyon programlarında partimizi ve delegelerimizi yıpratmak için parti kültürümüzle asla bağdaşmayan çirkin iftiraları üzülerek takip ediyorum.

Muhakkak ki bu kumpaslara yeltenen art niyetli gruplar olmuştur ya da olacaktır. Ama partimizi ve delegelerimizi kimsenin yıpratmasına asla izin vermem. Güzel günlerde görüşmek dileğiyle, sağlıcakla kalın.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan “Özgür Özel” Açıklaması: Başarılı Olmasını Temenni Ediyorum

CHP’de genel başkanlık yarışını kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu, “Moralim gayet iyi… Herkese selam ve sevgilerimi iletiyorum. Gün boyunca ziyarete gelen dostlarımız ve partililerimizle görüştük, süreci değerlendirdik. Türkiye’de demokrasinin işlediği tek kurum CHP’dir” dedi ve ekledi:

“Tüm kurumların CHP’deki demokrasiyi örnek alması gerekir. Kurultayda çeşitli tartışmaların olması doğaldır. Ancak bunlar artık geride kalmıştır. Başta genel başkanımız Özgür Özel olmak üzere göreve yeni seçilen tüm arkadaşlarımızın başarılı olmasını temenni ediyorum.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay sonrası ilk açıklamasını tv100.com yazarı Barış Yarkadaş’a yaptı. Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Moralim gayet iyi… Herkese selam ve sevgilerimi iletiyorum. Gün boyunca ziyarete gelen dostlarımız ve partililerimizle görüştük, süreci değerlendirdik. Türkiye’de demokrasinin işlediği tek kurum CHP’dir. Tüm kurumların CHP’deki demokrasiyi örnek alması gerekir. Kurultayda çeşitli tartışmaların olması doğaldır. Ancak bunlar artık geride kalmıştır. Başta genel başkanımız Özgür Özel olmak üzere göreve yeni seçilen tüm arkadaşlarımızın başarılı olmasını temenni ediyorum.”

Genel başkan seçiminde neler yaşandı?

Partinin 38. Kurultayı Ankara’da toplandı. Geçtiğimiz mayıs ayında kaybedilen genel seçimler sonrası parti içinde yükselen ‘değişim’ sloganlarıyla kurultay sürecine gelinirken 81 ilden 1.367 delege, yeni genel başkan ve parti meclisi üyelerini seçmek üzere bir araya geldi.

Ana muhalefet partisinde kurultayın ilk günü genel başkanlık, yarın (Pazar günü) ise 60 üyeli Parti Meclisi (PM) ve 15 üyeli Yüksek Disiplin Kurulu üyelikleri için seçimi yapılıyor.

Ankara Spor Salonu’nda saat 10:00 itibarıyla başlayan olağan kurultayın sloganı ‘İkinci Yüzyılda Demokrasi ve Birlik’ olarak belirlendi. Divan Başkanlığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen kurultay öncesi, CHP Genel Başkanlığına adaylık için parti lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Grup Başkanı Özgür Özel, eski PM üyesi Örsan Öymen ve eski milletvekili İlhan Cihaner imza topladı.

İlhan Cihaner, kurultay sabahı sosyal medya hesabından bir açıklama yaparak adaylıktan çekildiğini duyurdu. Cihaner, çirkin bir ortam yaratıldığını savunduğu mesajında ‘Bu anti demokratik, siyasetsiz ve kişilere indirgenmiş yarışın parçası olmayı reddediyoruz’ ifadelerini kullandı.

Kurultay’ın ilerleyen saatlerinde eski milletvekili İlhan Cihaner’in ardından bir diğer aday eski PM üyesi Örsan Kunter Öymen de çekildiğini açıkladı. Cihaner ve Öymen’in çekilmesiyle birlikte, partide liderlik koltuğu yarışı Kılıçdaroğlu ile Özel arasında geçti.

Kılıçdaroğlu, ‘6’lı masa ittifakı’ eleştirilerine yanıt verdi

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Kurultayında yaptığı konuşmada seçim sürecindeki ‘6’lı masa ittifakı’ eleştirilerine yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, ‘Yolu doğru olanın yükü ağır olur, hançerle beraber yükümüz ağırdı. Beni asıl üzen sırtımdaki yük değil sırtımdaki hançerlerdi. Seçim bitti, kazanamadık’ dedi.

Kılıçdaroğlu’nun öne çıkan açıklamaları şöyle: “Sevgili örgütüm; biliyorum sizleri zaman zaman üzdüm ama asla utandıracak bir şey yapmadım.

100 yıllık bir tarih her siyasal partiye nasip olan bir tarih değildir. 100 yıllık tarih içerisinde genel başkanlarımız tutuklandı, hapse girdi. Yılmadık. Şimdi 100. yılımızı kutluyoruz. Türkiye’de hiçbir partiye nasip olmayacak tarihi beraber yaşıyoruz.

CHP’yi 100 yıl yaşatan gerçek kuruluşunun savaş meydanlarında Kuvayi Milliye’ciler tarafından gerçekleştirilmesidir. Biz sıradan bir parti değiliz. Biz Kuvayi Milliyecilerin partisiyiz. Biz Atatürk’ün partisiyiz. Biz hiçbir evladımızın yatağa aç girmememesi için mücadele eden bir partiyiz. Biz herkesin inancına, herkesin kimliğine, yaşam tarzına saygı duyan bir partiyiz.

100 yılı yaşatanın örgütlerimiz olduğunu kimsenin unutmaması gerekir. Örgütlerimiz, 100 yıllık mirası yaşatanlardır. Bu salon diğer partilerin kurultaylarına benzemez. Bu salonda 5’li çeteler, oligarklar, uyuşturucu baronları yok. Bundan sonra da asla olamayacaktır. Bu salonda mafya bozuntuları, rüşvetçiler yok. Bundan sonra da olmayacaktır.”

“Türkiye fiilen yarı açık cezaevine dönmüş durumdadır: Osman Kavala’ya, Selahattin Demirtaş’a selam olsun…”
“Bizim kurultaylarımız her türlü düşüncenin özgürce sorgulandığı kurultaylardır. Bu aynı zamanda aydınlanmanın güvencesini ve sürekliliğini gösteririr. Onların kurultayları ise haber değeri olmayan kurultaylardır. 3 temel noktayı ifade edeyim. Partinin yükünü taşıyan örgütlerdir. Örgütler 100 yıllık birkiminin temel taşlarıdır. Ben dahil hiç kimse; ben dahil, kendisini partisinin üzerinde göremez.

7 madde halinde ülkenin içinde bulunduğu tabloyu ilginize sunacağım;

1. bugün içinde bulundğumuz koşullarda anayasa fiilen askıya alınmıştır.

2. saray devleti çoklu organ yetmezliği ile karşı karşıyadır.

3. yoksulluğu yaymak ve derinleştirmek, milyonları yardıma muhta hale getirmek Saray’ın politikası haline gelmiştir. Yoksulluk bir anlamda kabullenerek sürdürülebilir bir kültür haline dönüştürülmüştür. Türkiye’yi öyle bir noktaya getirdiler ki yasa dışı zenginleşme hayranlıkla izlenir hale geldi.

4. Türkiye fiilen yarı açık cezaevine dönmüş durumdadır. Gazeteciler görevlerini yapamaz haldedirler. Bu kurultayımızda şu anda tutuklu olan Tolga Şardan’a, Can Atalay’a, Osman Kavala’ya, Selahattin Demirtaş’a, Tayfun Kahraman’a, Çiğdem Mater’e, Emine Mine Özerden’e, Yiğit Ali Ekmekçi’ye, Hakan Altınay’a ve Barış Pehlivan’a selam gönderiyoruz. Selam olsun size demokrasi kahramanları.

5. İktidarda kalmak için her türlü hile ve sahtekarlığı yapmak Saray’ın politikası haline gelmiştir. Bir kan denizine dönüşen Filistin’de bile Türkiye’nin sözü geçmemektedir.

7. Türkiye, para karşılığı yanlış dış politikalar sonucu sığınmacı deposu haline dönüştürülmüştür.

Bu 7 madde tablonun bir yüzüdür. Saray’ın ahlaki ve siyasi meşruiyetinin artık sorgulanması gerekir.”

“Halka yeni bir seçenek sunmalıyız”

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, 38. Olağan Kurultayı’nda açıklamalarda bulunarak, “Şimdi önümüzde iki yol var: Ya topluma yeni bir umut, yeni bir heyecan, yeni bir inanç vereceğiz; ya da 2023 seçimleri sonrasında ortaya çıkan büyük umutsuzluk dalgası yayılarak devam edecek” dedi.

Çelik şunları söyledi: “İktidarın tek alternatifi biziz. Yüz yıllık köklerimizden aldığımız güçle, birikimimizle bu karanlığı dağıtacak güç biziz. Toplum bizden umut bekliyor, tarihin sarkacı yön değiştiriyor. Tarih bizi göreve çağırıyor.

Biz size yeni bir yol, yeni bi umut yeni, bir başlangıç vaadediyoruz. Toplum ve ülkemiz Cumhuriyet Halk Partisi’nden büyük bir değişime öncülük etmesini bekliyoruz.

İstanbul’un sokaklarında dolaştığımda gözlerimin içine bakan insanlarımızın bizden umut beklediğini görüyorum. Bu umut ancak bir değişimle mümkün. Değişmeliyiz, toplumun her kesimi kucaklayacağız kaygısıyla siyasetsizleşmek yerine, sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini Türkiye’nin koşullarına güncelleyerek kendimizi topluma anlatmalıyız.

İnançlara saygılı laikliği topluma anlatmalıyız. Parti içi demokrasiyi güçlendirmeliyiz. Cumhuriyet Halk Partisi kurucu değerleriden ayrılmadan sosyal demorkasiyi, eşitliği, özgürlüğü, adaleti, gelirin adil dağıtılmasını daha güçlü savunmalıyız. Halkımıza yeni bir seçenek sunmalıyız.”

“Partimiz 44 yıldır ağız tadıyla iktidar olamadı”

Kurultayda oylamaya geçilmeden önce CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel de konuşmasında dikkat çeken mesajlar verdi.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay konuşmasında yaptığı “hançer” açıklamasına yanıt veren Özel, “Hiç üzerime alınmadım. CHP’de hançer olmaz ama bizim partide kılıç da olmaz” dedi ve şöyle devam etti: “Hiç üstüme alınmadım. CHP’de hançer yok, hançerleyecek de kimse yok.

En iyi siz bilirsiniz ki ne partide ne partililer de hançer olmaz ama kılıç da olmaz. Hani seçimlere iki gün kala sizin atadığınız önce Atatürk’e sonra önceki genel başkanımıza laflar eden kadını sorduğum dediğiniz Hasan Cengiz bir kılıç getirmiş. CHP’de danışmanım diyen ama profil resminde Recep Tayyip Erdoğan olup değişim diyenlere kılıç çekenlerin alnını karışlarım.”

Özgür Özel şunları söyledi: “Rize Pazar’da biri uyandı bu sabah. Isparta Yalvaç’ta, Edirne Keşan’da biri uyandı bu sabah. Tekirdağ Malkara’da Sinop Erfelek’de biri uyandı bu sabah. Konya Taşkent’te 81 ilde 973 ilçede biri uyandı bu sabah. Biri uyandı gitti partiyi açtı, televizyonu açtı, çayı demledi ve dedi ki ‘Birazdan gelir bizimkiler kurultayı izleriz’ dedi. Baba evimizde çayı demleyenlere, bacayı tüttürenlere, bayrağı sallayanlara kurultayımızdan selam olsun.

Memleketim Manisa’ya ikinci memleketim deyince kafasındaki kasveti çıkarıp başıma geçiren Ökkeş amcanın Osmaniye’sine, Ecevit’in Zonguldak’ına, sayın Genel başkanımızın Tunceli, Dersim’e, Uşak’ına, Trabzon’a, Karadeniz’e selam olsun. Güzelim Marmara’ya selam olsun. Trakya’ya selam olsun. Van’a, Mardin’e, Güney Doğu’ya selam olsun.

Memleketimin dört bir yanında altı oklu bayrağı sallayanlara, Soma’da, Zonguldak’ta, Bartın’da yerin yüzlerce metre altında çalışanlara, İzmir’de Agrobay’da direnen kadınlara, Silivri’de Bakırköy’de hepimizin yerine yatan Can Atalay’a, Tolga Şardan’a, Osman Kavala’ya, Selçuk Mızraklı’ya, Selahattin Demirtaş’a selam olsun.

Biz ülkemizi çok partili rejimle barıştıran, kaybettiği ilk seçimden sonra ‘Benim en büyük zaferimdir’ diyebilen ‘Ne ezen ne ezilen’ ve Garp Cephesi komutanı İsmet Paşa’nın partisiyiz.

38. Kurultayımızdayız. Atatürk ilk kurultay olarak toplanan 1927 kongremizin açılış konuşmasında ‘Bu CHP’nin ikinci kurultayıdır’ der. Paşa der ki ‘İlkini Sivas’ta yapmadık mı’ İşte bu ifade bizim kurultayımızı diğer bütün partilerin kurultaylarından farklılaştırır.

CHP Kurultayları sadece kendi partimiz için değil ülke siyasetini de şekillendirir, şekillendirmiştir. Biz bugün sadece partimize genel başkan seçmeye gelmedik. Yeni bir hikayeye başlamak, Türkiye siyasetini yeniden şekillendirmek için buradayız. Özellikle tarihimizdeki iki büyük kurultay memleketimizin önüne önemli hedefler koydu ve partimizi iktidar yaptı.

Burada bize ve kendinize yeni bir görev vereceksiniz. Bu görev Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında CHP’yi yeniden iktidar yapma görevidir. Partimiz, 1979’dan bu yana 44 yıldır ağız tadıyla iktidar olamadı. İyi niyetli çabalara rağmen 44 yıldır bunu yapmayı beceremedik. Aslında ikinci yüzyılın ilk kurultayındayız. Ben sizi sadece bir genel başkan, bir parti meclisi seçecek 38.

Olağan Kurultay’ın delegeleri olarak görmüyorum. Ben bugün tribünlere baktığımda, sahaya baktığımda sizlerin gözlerinin içine baktığımda parti tarihini bilen, her biri tertemiz, sosyal demokrasiyi benimsemiş, pırıl pırıl partilileri, gençleri görüyorum. 44 yıldır delegelerimizin verdiği görevi yerine getiremediğimizden hem partimiz hem ülkemiz bedeller ödedi. CHP iktidar olmadıkça ardı ardında sağ partiler ülkeyi yönettiler.

Bugüne dek değişimi başaramadığımız, iktidar olamadığımız için kuruluşunda büyük rol oynadığımız Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına çürümüş bir adalet sistemiyle, yarısı yoksulluk sınırının altında yaşayan bir nüfusla giriyoruz. CHP’nin seçim kaybının maliyeti deyince bazı arkadaşlarımız dar bir çerçeveden bakıp ‘Hepimiz oradayız, hesabı neden sadece Kemal bey ödüyor’ diyor.

Hesabı ne Kemal bey ödüyor, ne Özgür Özel. Ancak hesabı dünyanın en güzel ülkesinde yaşadığı halde dünyanın başka ülkelerinde hayal kuran gençlerimiz ödüyor. Cumhuriyet yas tutma rejimi değildir. Marifet yas tutulacak acıları bitirecek, yas tutan yaşlı gözlerin yaşını silmek. Anaları da çocukları da babaları da güldürmektir Cumhuriyet.

Sokağın sesini duymazdan gelemeyecek yüreklerimiz, umutsuzluğa kapılmayacak delegelerimiz var. Biz altı okumuzdan mahçup olmayacak, sokaktan ve meydandan korkmayacak bir parti anlayışına hızla evrilmek durumdayız. Biz kaybedilen seçim sonrası hiçbir şey olmamış gibi davranılmasına, hatta bu ağır yenilginin sorumluluğunun alınmamasına karşı çıkanlarız. Bir yolculuktayız, bu ‘Sana Söz’ deyip yola çıkıp boynunu büktüklerimizden helallik isteme yolculuğudur.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Ben Dahil Kimse, Kendini Partinin Üstünde Göremez

CHP’nin 38. Olağan Kurultay’ında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu salon diğer partilerin salonlarına benzemez. Bu salonda 5’li çeteler yok, sarayın oligarkları yok, uyuşturucu baronları yok, asla da olamayacaklardır. Bu salonda mafya bozuntuları yok, harama ekmek doğrayanlar yok, rüşvetçiler yok, bundan sonra da olmayacaktır” dedi ve ekledi:

“Bizim kurultaylarımız her türlü düşüncenin tartışıldığı kurultaylardır. Onların kurultayları ise haber değeri olmayan kurultaylarıdır. Bizim örgütümüz de diğer partilerin örgütlerine benzemez. Tartışırız ama parti disiplinini de bozmayız. Ben dahil kimse, kendini partinin üstünde asla ve asla göremez.”

CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu seçim dönemine yönelik açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“100 yıllık bir tarih herkese nasip olmaz. Kapatıldık, arşivlerimize el kondu, genel başkanlarımız tutuklandı, yılmadık, direndik ve 100’üncü yılımızı şimdi kutluyoruz. Hiçbir partiye nasip olmayacak bir tarihi beraber yaşıyoruz. CHP’yi 100 yıl yaşatan gerçek, kuruluşunun savaş meydanlarında gerçekleştirilmesidir. Sıradan bir parti değiliz. Biz Kuvayi Milliye’cilerin partisiyiz.

100 yıllık bir tarih herkese nasip olmaz. Kapatıldık, arşivlerimize el kondu, genel başkanlarımız tutuklandı, yılmadık, direndik ve 100’üncü yılımızı şimdi kutluyoruz. Hiçbir partiye nasip olmayacak bir tarihi beraber yaşıyoruz. CHP’yi 100 yıl yaşatan gerçek, kuruluşunun savaş meydanlarında gerçekleştirilmesidir. Sıradan bir parti değiliz. Biz Kuvayi Milliye’cilerin partisiyiz.

“Türkiye için mücadele ettim”

Sevgili örgütüm, biliyorum. Sizleri zaman zaman üzdüm. Ama bir şeyi bilmenizi isterim, asla ve asla sizi utandıracak hiçbir şey yapmadık. Hep sizler için ve Türkiye için mücadele ettim. Bu parti bütün kurultaylarından güçlenerek çıkmıştır. Yine güçlenerek çıkacaktır.

Türkiye’nin içinde bulunduğu tabloyu sunacağım. Bugün içinde bulunduğumuz koşullarda Anayasa fiilen askıya alınmıştır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti artık Türkiye’de işlememektedir. Saray devleti çoklu organ yetmezliği ile karşı karşıyadır. Güçler ayrılığı ilkesi tümüyle gitmiştir. Yoksulluğu yaymak ve derinleştirmek ve milyonları yardıma muhtaç hale getirmek, saray devletinin politikasına dönüşmüştür. Üzülerek görüyoruz ki yoksulluk, kabullenilerek sürdürülen bir kültür haline getirilmiştir.

Türkiye fiilen yarı açık cezaevine dönüştürülmüş durumdadır. Gazeteciler görevlerini yapamaz haldedirler. Bu kurultayımızda şu anda tutuklu olan Tolga Şardan’a, Can Atalay’a, Osman Kavala’ya, Selahattin Demirtaş’a, Tayfun Kahraman’a, Emine Mine Özerden’e, Yiğit Ali Ekmekçi’ye, Hakan Altınay’a ve Barış Pehlivan’a selam gönderiyoruz. Selam olsun size demokrasi kahramanları.

Altı lider oturduk, bu tabloyu kısmen anlattım. Biz altı lider tarihin bize yüklediği sorumluluğun gereğini yapmak zorundaydık. Ülkeyi nasıl yöneteceğimizi oturduk konuştuk. Ortak mutabakat metni hazırladık. İş Cumhurbaşkanlığı adaylığının seçilmesine gelince hepinizin malumu olan masadan kalkmalar ve masaya dönmeler başladı.

Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım. Beni asıl üzen, sırtımdaki yük değildi, sırtımdaki hançerlerdi. Seçim bitti, kazanamadık. Daha nefes almadan değişim söylemleri başladı. Değişim söylemini dillendirenler uzun süre değişmeyenlerdi. Ama seçimden sonra ilk işim onları değiştirmek oldu.

“Şimdi biz sağcı mıyız, solcu muyuz?”

Bizim sağa kaydığımızı söyleyenlere sormak isterim, çöpten kağıt toplayanların yanına kim gitti? Sendikaların bile doğru dürüst sahip çıkmadığı taşeron işçilerin yanına kim gitti? Bu sağcılık mıdır solculuk mudur? Ne diyor Gazi Mustafa Kemal, “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir.” Biz onlar için mücadele ettik. Hangi siyasal parti apartman görevlilerinin sorunlarıyla ilgilendi? Temel felsefe halklılaşmak. Halkın yanında olacağız. Şimdi biz sağcı mıyız, solcu muyuz? Bu nasıl bir algıdır, nasıl bir kin ve öfkedir? Anlamakta zorluk çekiyorum.

Bay Kemal’in yol arkadaşı olmanız için başka partilerin CHP’yi dizayn etmesine izin vermeyeceksiniz. CHP’yi nasıl karıştırdıklarını çok iyi biliyorum Bu örgüt 100 yıllıktır, bu ülkenin çimentosudur. Bay Kemal’in yol arkadaşı olmak için vefalı olacaksın vefalı. Bay Kemal’in yol arkadaşı olacaksan Bay Kemal’i arkadan hançerlemeyeceksin.

13 Haziran 2023, yine grup toplantısı, “Gemiyi limana sağlam götürmek kaptanın görevidir”. Benim CHP kültüründen aldığım en büyük derslerden birisi budur, bunu söyledim. Kurultaydan 20-25 gün sonra bir tüzük kurultayı yapacağım. Değişim nasıl olur bütün dünya bunu öğrenecek.

Cinsiyet kotası getireceğim. Yüzde 50’ye var mısınız? Vekilliği 3 dönem ile sınırlayacağım. Artık her yerde ön seçim olacak. Genel sekreterlik makamını güçlendireceğiz. Parti müfettişliklerini yeniden inşa edeceğiz. Seçimlerde oyunu en çok artıran 5 ilin başkanı Parti Meclisi üyesi olacak. İnşallah ben de bir sonraki kurultayda sizlerin arasında oturup yeni genel başkanı alkışlayacağım.”

Paylaşın

CHP’li 55 İl Başkanından Kurultay Öncesi Kılıçdaroğlu’na Destek

Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) hafta sonu yapılacak kurultay öncesi dikkat çeken gelişmeler yaşanıyor. CHP’li 55 il başkanı, Kemal Kılıçdaroğlu’na destek deklarasyonu açıkladı. CHP’li 95 milletvekili ve CHP’nin önceki dönem milletvekillerinden bir grup da kurultayda Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini duyurmuşlardı.

CHP’de 55 il başkanı “Biz aşağıda imzası bulunan 55 Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanları olarak irademizi ortaklaştırdık” açıklamasında bulundu.

“CHP 38.Kurultayında örgütlerimizde başlayan yenilenme sürecini devam ettireceğine inandığımız, CHP Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı aldık” diyen il başkanları “Toplanan imzalar ve yapılan görüşmeler neticesinde yaklaşık 900 delegenin desteğini aldığını ve Sayın Genel Başkan’ın yeniden seçileceğini görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Yazılı açıklamanın devamında şunlar ifade edildi: “CHP 38. Kurultayının CHP geleneklerine uygun olarak demokratik bir yarışa sahne olacağına, önce yerel seçimlerde daha sonra genel seçimlerde partimizi iktidara taşıyacak yenilenmiş yönetimini oluşturacağına inancımız tamdır. Örgütlerimizde mahalleden başlayan ilçe ve il örgütlerinde devam eden yenilenme sürecinin Sayın Genel Başkan liderliğinde kesintisiz devam edeceğine inanıyoruz.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 81 il başkanından 56’sı son bir yıl içerisinde göreve gelmiş, aralarından 49’u son kongrelerde göreve getirilmiştir. Örgüt il başkanlarımızın çok büyük bir kısmı yenilenmiştir. Örgütlerimiz yenilenen örgütleriyle yeni bir heyecanla iktidar yürüyüşüne hazırdır. Yenilenmenin kaynağı ve itici gücü örgütlerdir. 100 yaşını tamamlamış Cumhuriyet’i ikinci yüz yılında demokrasi ile taçlandıracak yenilenecek yönetim kadrolarımızı 38. Kurultayımızda örgütlerin iradesi ile belirleyeceğiz.

Cumhuriyet Halk Partisi; altı okunda ifadesini bulan ilkeleri benimsemiş kadrolara sahiptir. Programında da belirtildiği gibi sol bir partidir ve sosyal demokrasinin evrensel ilkelerinin ışığında mücadelesini sürdürecektir. Parti iç hukukumuzun da örgütlerimizin iradesi ve önerileri doğrultusunda tüzük kurultayıyla yenileneceğini Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu açık şekilde ifade etmiştir.

İl başkanları olarak önümüzdeki birinci hedef; 2019’da olduğu gibi Genel Başkanımızın önderliğinde görevlerini başarıyla sürdüren ve sosyal belediyeciliği başarı ile temsil eden yerel yönetici sayımızı artırmak ve hizmetlerimizi ülkenin her noktasına yaygınlaştırmaktır. CHP İl Başkanları ve örgütleri olarak , demokratik bir yarışa sahne olacak Kurultay sonrasında 81 İl Başkanı ve il örgütleri birleşerek , güçlenerek çıkacağız. Bir arada iktidar yürüyüşünü başlatacağız.”

CHP’li 95 vekilden Kılıçdaroğlu’na destek

CHP’li 95 milletvekili ve CHP’nin önceki dönem milletvekillerinden bir grup da kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini duyurmuşlardı.

95 milletvekili konuya ilişkin yaptıkları açıklamada, “Önümüzdeki birinci hedef, 2019’da olduğu gibi Genel Başkanımızın önderliğinde görevlerini başarıyla sürdürerek, halkçı belediyeciliği temsil eden yerel yönetimlerdeki hizmetlerimizi pekiştirmektir. Odak noktamız, yurdumuzun tüm il ve ilçelerinde partilerimize yeni belediyeler kazandırmaktır” ifadelerine yer verilmişti.

CHP’nin önceki dönem milletvekillerinin konuya ilişkin yaptıkları açıklamada ise, “Kemal Kılıçdaroğlu 36. ve 37. Kurultaylarımızda Cumhuriyeti ikinci yüzyılında demokrasiyle taçlandırma hedefini önümüze koymuştur. Bu hedef kurultaylarımızda oy birliğiyle karar altına alınmıştır. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde gemiyi güvenli limana yanaştırmak ve 31 Mart Yerel Seçimleri kazanmak hepimizin sorumluluğundadır” denilmişti.

Paylaşın

CHP’li 95 Vekilden Kılıçdaroğlu’na Destek: Kavga Edecek Zamanımız Yok

Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) hafta sonu yapılacak kurultay öncesi dikkat çeken gelişmeler yaşanıyor. CHP’li 95 milletvekili kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini açıkladı. CHP’nin önceki dönem milletvekillerinden bir grup da kurultayda Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini duyurdu.

95 milletvekili konuya ilişkin yaptıkları açıklamada, “Önümüzdeki birinci hedef, 2019’da olduğu gibi Genel Başkanımızın önderliğinde görevlerini başarıyla sürdürerek, halkçı belediyeciliği temsil eden yerel yönetimlerdeki hizmetlerimizi pekiştirmektir. Odak noktamız, yurdumuzun tüm il ve ilçelerinde partilerimize yeni belediyeler kazandırmaktır” ifadelerine yer verdi.

CHP’nin önceki dönem milletvekillerinin konuya ilişkin yaptıkları açıklamada ise, “Kemal Kılıçdaroğlu 36. ve 37. Kurultaylarımızda Cumhuriyeti ikinci yüzyılında demokrasiyle taçlandırma hedefini önümüze koymuştur. Bu hedef kurultaylarımızda oy birliğiyle karar altına alınmıştır. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde gemiyi güvenli limana yanaştırmak ve 31 Mart Yerel Seçimleri kazanmak hepimizin sorumluluğundadır” denildi.

CHP’li 95 milletvekili bugün Meclis’te; kurultayda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini duyurdu. Milletvekilleri adına açıklamayı CHP Burdur Milletvekili İzzet Akbulut yaptı.

Sol Haber’in aktardığına göre; Akbulut, “CHP Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubu’nun 130 milletvekilinden 95’i olarak hafta sonu yapılacak olan 38. Olağan Kurultay’ımızda Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme yönünde imzalarımızı verdik. Gerekçelerimizi kamuoyunun huzurunda paylaşıyoruz” diyerek şunları söyledi:

“Unutulmamalıdır ki tarihimiz boyunca askeri darbeler görmüş, kapatılmaya, susturulmaya, sindirilmeye çalışılmış ama her defasında ayakta kalmayı başarmış bir parti tarihine, parti hafızasına, parti geleneğine ve azmine sahibiz. Bugün geldiğimiz noktada CHP, yenilenen örgütleriyle yenilenme sürecini başlatmıştır. Yenilenmenin örgütümüzü güçlendirecek, güven bağımızı pekiştirecek ve sosyal demokratların birliğini koruyacak bir rotada ilerlemesi kaçınılmazdır.

CHP; altı okuyla, programıyla, sosyal demokrasinin evrensel ilkeleriyle mücadelesini sürdüren bir çizgidedir. Biz seçim sonuçlarını lider merkezli bir fırsat penceresi olarak görmüyoruz. Seçim sonuçlarının faturasını sadece Cumhuriyet Halk Partimizin Genel Başkanı’na kesmenin adalet terazisinin şaşması ve seçim sonuçlarının sağlıklı analiz edilememesi olduğunu düşünüyoruz. Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu, yenilenme hamlesinin tüzük kurultayıyla sürdürüleceğinin işaretini vermiştir.

Önümüzdeki birinci hedef, 2019’da olduğu gibi Genel Başkanımızın önderliğinde görevlerini başarıyla sürdürerek, halkçı belediyeciliği temsil eden yerel yönetimlerdeki hizmetlerimizi pekiştirmektir. Odak noktamız, yurdumuzun tüm il ve ilçelerinde partilerimize yeni belediyeler kazandırmaktır.

Birbirimizle kavga edecek zamanımız yok ama fikirlerimizin zenginliğiyle güçlenecek bir partimiz var bizim. Yenilenme süreci, ayrışarak değil birleşerek gerçekleşecektir. Bizler 95 milletvekili olarak tarihten gelen gücümüzle Ulu Önder, Ebedi Liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize miras bıraktığı partimizin yenilenme sürecinin Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde gerçekleşebileceğini görüyor, bilgisi, birikimi ve tecrübesiyle Sayın Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki yenilenme sürecini sonuna kadar destekliyoruz.”

Önceki dönem bazı CHP’li vekiller de destek açıkladı

CHP’nin önceki dönem milletvekillerinden bir grup da yazılı bir açıklama yaparak kurultayda Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini duyurdu. Seçimlerin kaybedilmesinde Kılıçdaroğlu’nun tek sorumlu ilan edilmesine ise karşı çıkıldı.

Yapılan açıklamanın bir bölümü şöyle: “Şimdi herkes değişim istiyor. Bir kesim de değişimden sadece ‘Genel Başkan değişimini’ kastediyor. Hatta uzun yıllar karar alma mekanizmalarının en üstlerinde yer alanlar, sorumluluklarını yok sayıp, kendilerini ‘değişim’ neferi ilan ediyor. Bu kabul edilemez; hakkaniyetli de değildir.

CHP, parti içi demokrasiyi tüm eksikliklerine rağmen hayata geçirebilen tek partidir. Partimizde yazılı olmayan, herkesin özümsediği demokratik kurallar hepimizi bağlar. Bu kurallar ‘bir defalığına’ da olsa yok sayılamaz. Bu nedenle, Genel Başkanlığa adaylığını açıklayanların sadece ‘fiili’ değil, ‘resmen’ de bu kurala uymaları doğru ve demokratik olandır.

CHP, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisidir. Kurucu iradeyi köklerinde taşır. Cumhuriyetçilik, laiklik, milliyetçilik, devletçilik, halkçılık ve inkılapçılık ilkeleriyle bu topraklara kök salmıştır. CHP; yenilenmeyi, dönüşümü, değişimi sağlayacak iradeye ve kadrolara sahiptir.

Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu 36. ve 37. Kurultaylarımızda Cumhuriyeti ikinci yüzyılında demokrasiyle taçlandırma hedefini önümüze koymuştur. Bu hedef kurultaylarımızda oy birliğiyle karar altına alınmıştır. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde gemiyi güvenli limana yanaştırmak ve 31 Mart Yerel Seçimleri kazanmak hepimizin sorumluluğundadır.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a Filistin Tepkisi: Miting Yapıyor Ya…

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Başkenti Kudüs olan bir Filistin’i her yerde destekliyoruz. Miting yapıyor ya sen muhalefetsen miting yap” dedi ve ekledi:

“Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kuracağız dedik. Oradaki barış ve huzur bize de yansıyacaktır. Orada akan her kan bizim kanımızdır. Devrimci söz verdi mi kapı gibi sözünü tutar. Seni de sözde kefenle karşılıyorlardı, onlar nerede? Devrimcilik yürek ister adalet ister. Beni dışişleri bakanlığının eskiden olduğu gibi olduğuna kim inandırabilir?”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’deki partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından dikkat çeken başlıklar şöyle:

“Erdal İnönü’nün ölüm yıldönümü. Bir bilim insanı ve bir siyasetçiydi. Onu rahmetle, saygıyla anıyoruz. Cumhuriyet’in 2. yüzyılının ilk günlerinde bir olmak, beraber olmak sıcak mesajlar vermek en çok Cumhuriyet Halk Partisi’ne yakışır. Kutlamalarda 10 milyon vatandaşımıza ulaştık. Buradan tüm belediye başkanı arkadaşlarıma teşekkür ederim. Bu heyecanı yaşattıkları için. Kutlamalarımız yıl boyunca da devam edecek.

Anıtkabir’e yürüdük ve bütün insanlarımız oradaydı. 1 milyon 182 bin vatandaş, Anıtkabir’i ziyaret etti. Artık öyle bir noktadayız ki hiçbir güç Cumhuriyet’i ve demokrasiyi engelleyemez. Gazi Mustafa Kemal 1923’te İzmir İktisat Kongresi’nde şunu söyledi: Savaş meydanlarında kazanılan zaferler, ekonomik zaferlerle taçlandırılamazsa gerçek zafere ulaşılamaz. Milli Kurtuluş Savaşı sonrası kimseye yalvarıp, yakarmaması için önce ekonomiyi kalkındırdılar. Yoklukla mücadele ettiler.

Nasıl bir Cumhuriyet? Fikri, vicdanı, irfanı hür nesiller ister Cumhuriyet. 100 yıllık bir Cumhuriyeti, 22 yıla sığdırmak ne kadar doğrudur? 1927 yılında uçak fabrikasını kuran Türkiye’yi nasıl görmezsiniz? Toprak Mahsulleri Ofisi’ni, TARİŞ’i nasıl görmezsiniz? Bugün devleti yöneten en tepedeki kişi kendi dönemini anlattı.

Osmanlı’nın borcunu son kuruşuna kadar, yoksullukla mücadele ederken Türkiye Cumhuriyeti ödedi. Onlar büyüme ve kalkınma için kimseye el avuç açmadı. Bunlar da kapı kapı dolaşıyor kimden 3-5 kuruş alsak diye. Yalvarılır mı yakarılır mı ya? Cumhuriyeti kuranlar yolsuzluklarla mücadele ettiler. Bunlar ise yolsuzlukla mücadele etmesinler diye yasa çıkardılar.

Onlar her kuruşun hesabını millete veriyorlardı. Bunlar ise lüks ve şatafat içindeler. Sayıştay tamamen işlevsiz bırakıldı. Bunlar Türk Lirası’nı yerde sürüklenir hale getirdi. Onlar liyakata önem verdiler. Onlar ile bunlar mukayese etmez, siyah ile beyaz gibi. Onlar kimseye boyun eğmediler. Onlar asla mal varlıklarıyla tehdit edilmediler. Aradaki farka bakar mısınız?

Onlar milli kurtuluş savaşını buradan, Gazi Meclis’ten yönettiler. Geldiğimiz hale bakın şimdi burası sarayın noteri gibi çalışıyorlar. Onlar Türkiye’yi sığınmacı deposu haline getirmediler. Bunlar egemen güçlerle anlaşıp Türkiye’yi göçmen deposu haline getirdiler. Nasıl bir cumhuriyet? Demokrasisi gelişmiş bir cumhuriyet.

Başkomutan geçinen adam Türkiye’yi sığınmacı deposu yaptı. Herkesin yasalara uyduğu bir cumhuriyet. Yasaların uygulandığı bir cumhuriyet. Yargıtay talimatla karar aldı. AYM’nin emsal kararları olmasına rağmen talimatla karar aldı. Evet bizim vekilimiz değil ama CHP bir haksızlık varsa kapı gibi onun karşısındadır. Daha önce alınmış kararlar. Bir parlamento düşünün kendi vekiline sahip çıkmaktan acze düşmüş. Bir Meclis başkanı düşünün acze düşmüş. İnsan Hakları Komisyonu Üyesinin ne işi var hapishanede? İnsan haklarına saygılı bir cumhuriyet istiyoruz. Yasamanın, yargının kendisine verilen görevleri yerine getirdiği bir cumhuriyet istiyoruz.

“İzlenen ekonomik politika ciddi yoksulluğa neden olmuştur”

Cumhuriyet, aynı zamanda kimsesizlerin kimsesidir. Halkın iradesini yok sayan rejime demokrasi denmez. Herkesin karnının doyduğu bir cumhuriyet. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmadığı bir cumhuriyet. Her insanın hakkının, hukukunun korunduğu bir cumhuriyet. Kimsenin yoksulluğu afişe edilmeyecek. Hiç kimsenin elektriği, suyu kesilmeyecek. İzlenen ekonomik politika ciddi yoksulluğa neden olmuştur.

Garibana düşük faizle kredi vermiyorlar. Sırtını saraya dayamış olanlara düşük faizle kredi veriyorlar. İnanç konusunda da Erdoğan’ın samimi olduğunu düşünmüyorum. Samimi olsa yoksulları düşünür. Bütçeler yapılırken ödenekler belirlenir. Her harcamada artış var ama ayrılan 2 ödenek tamamı kullanılmamış. Birincisi şehit yakınları ve gazilerle ilgili. Niye şehit yakınları ve gazilerin sırtından tasarruf ediliyor. O ailelere sesleniyorum. Gün gelir onlara övgüler dizersiniz bu kardeşinize destek vermezsiniz ama biz yine de sizlerin hakkını savunacağız.

İkincisi de bağımlılıkla mücadele, yani uyuşturucuyla mücadelede ayrılan para harcanmamış. Çünkü bunlar uyuşturucu baronlarıyla iç içe oldukları için bu tablo meydanda. Nasıl bir cumhuriyet? Özgürlükçü, adaletli, dış politikasıyla tüm mazlum ülkelere örnek olan bir cumhuriyet istiyoruz. Filistin’de kan akıyor. Başkenti Kudüs olan bir Filistin’i her yerde destekliyoruz. Miting yapıyor ya sen muhalefetsen miting yap.

Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kuracağız dedik. Oradaki barış ve huzur bize de yansıyacaktır. Orada akan her kan bizim kanımızdır. Devrimci söz verdi mi kapı gibi sözünü tutar. Seni de sözde kefenle karşılıyorlardı, onlar nerede? Devrimcilik yürek ister adalet ister. Beni dışişleri bakanlığının eskiden olduğu gibi olduğuna kim inandırabilir?”

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Partiyi Kime Devredeceğini Açıkladı

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ‘geminin limana en kısa zamanda yanaşacağını’ belirterek, neden aday olduğuna ilişkin ise “Gemiyi limana güvenli bırakmak için. Bilgili, birikimli, iyi bir sosyal demokrata devredeceğim. CHP’nin yüz yıllık birikimini sürdürmemiz lazım. İmbikten süzülen bir birikim” dedi.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Mevcut kişiler arasında böyle biri var mı?” sorusuna ise,  “Var ama görünür hale gelmesi lazım. Şimdilik bu kadar konuşalım” yanıtını verdi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Sözcü’den İpek Özbey’in sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na divan başkanlığı teklifini neden götürdüğünü “Ekrem Bey’in eli güçlensin diye. İstanbul’da seçimlerde eli daha güçlü olsun diye bu teklifi yaptım” sözleriyle açıkladı.

Kendisine yönelik eleştiriler sorulan Kılıçdaroğlu, “İttifaklar, Ümit Özdağ ile yapılan protokol ve 39 milletvekili vermenizden dolayı… Hiç ‘Millet İttifakı yanlıştı’ diye düşündünüz mü?” sorusuna “Hayır” yanıtını vererek, “Cumhuriyet bu haldeyken, ülke bu haldeyken, eğitim, ekonomi bu haldeyken siz ne yaparsınız? Sizinle aynı idealleri paylaşanlarla bir araya gelmez misiniz? Cumhuriyet’in kuruluşuna bakın. Gazi Mustafa Kemal’in arkadaşlarına bakın. Cumhuriyet’i kurmak için bir araya geldiler mi, geldiler. Dünya görüşü bile farklıydı ama bir araya geldiler” açıklaması yaptı.

Kılıçdaroğlu, eleştirilerle ilgili açıklamasına şöyle devam etti: Cumhuriyet’i yaşatmak için bir araya gelmekten başka ne yapabilirsiniz? Çok acımasızca eleştirildik. Herkesi dinledim. Büyük bir kısmı önyargıdan kaynaklanıyordu. Onları da dinledim. Eleştirilebilir ama sağduyuyla… Biz uzun yıllardır hiç milletvekili çıkaramadığımız yerlerden milletvekili çıkardık. Bu kadar acımasızlık olabilir mi? Biz sadece bir siyasi partiyle uğraşmadık, iktidarın kontrolüne geçen bir devlet bürokrasisiyle uğraştık. Sanıyorlar ki her şey güllük gülistanlık da biz kazanamadık. Yahu bırakmadılar ki biz bir muhasebe yapalım. Ona bile fırsat vermediler. Bütün bunlara rağmen hepsini dinledim.”

Kılıçdaroğlu, eksikliğin nerede olduğu sorusunu ise, “Oyumuzun düşük olduğu kırsala daha ağırlık verebilirdik. Ben büyük mitinglere hep karşı çıktım. Seçim meydanına gelen kişiler, kırsalda, mahallelerde çalışsaydı, kurultayda harcadığımız enerjiyi cumhurbaşkanlığında harcasaydık çok daha farklı bir sonuç elde ederdik.” diyerek yanıtladı.

Kılıçdaroğlu, CHP’nin sağa kaydığı eleştirilerine ise, “CHP her kesimle diyalog kuruyor” şeklinde yanıt verdi.

Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Esenyurt İlçe Başkanı Halis Kahriman’a belediye başkanlığı vaat ettiği yönündeki iddiaları da “Ben kimseye bir vaatte bulunmadım. Başka partilerden yönetici konumunda kişiler bize gelmek istiyorlarsa önce liderini arar, sorarız. Böyle bir şey konuşulmadı. Onların gönlünden geçebilir ama bu konuşulmadı” diyerek yalanladı. Kılıçdaroğlu, iddiayla ilgili ‘kırıldığını’ belirten DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı Kurultay’dan sonra ziyaret edeceğini söyledi.

“Seçilseydim yanımda olacaklardı, şimdi karşımdalar”

Kılıçdaroğlu, değişim isteyip kendisine destek vermeyenlerle ilgili de, “Seçilseydim yanımda olacaklardı evet, şimdi karşımdalar… Kimin haklı olup olmadığını toplumun vicdanına bırakmak lazım. Gemi en kısa zamanda limana yanaşacak” diye konuştu.

Aday mısınız sorusunu “Hiçbir zaman ‘adayım’ demedim ama örgüt aday gösterirse adayım” diyerek yanıtlayan Kılıçdaroğlu, ‘geminin limana en kısa zamanda yanaşacağını’ belirterek, neden aday olduğuna ilişkin ise “Gemiyi limana güvenli bırakmak için. Bilgili, birikimli, iyi bir sosyal demokrata devredeceğim. CHP’nin yüz yıllık birikimini sürdürmemiz lazım. İmbikten süzülen bir birikim” dedi.

Kılıçdaroğlu, “Mevcut kişiler arasında böyle biri var mı?” sorusuna ise,  “Var ama görünür hale gelmesi lazım. Şimdilik bu kadar konuşalım” yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, CHP’de değişim isteyenlerin ‘partiyi danışmanların’ yönettiği yönündeki görüşlerine ilişkin de, “Doğru bir yorum değil. Kaldı ki bir genel başkan her şeyi paylaşmaz. Bu işin doğasında vardır. TÜİK’in önüne gittim, Milli Eğitim Bakanlığı’na gittim, SADAT’a gittim. Evet, bazılarını son anda haber veriyordum, çünkü biz oraya gidene kadar duyulmaması lazım” şeklinde konuştu.

“Genel başkan değişim olmazsa İstanbul kaybedilebilir” görüşü sorulan Kılıçdaroğlu, İstanbul kaybedilmeyecek” diyerek “İttifak olmasa da mı?” sorusunu “Kesinlikle…” diyerek yanıtladı.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan “Gazze” Tepkisi: Katliama Sessiz Kalan…

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, İsrail’in abluka altında tuttuğu Gazze’ye yönelik hava ve kara saldırılarını yoğunlaştırmasına tepki göstererek, “Dünya, ya bu katliama dur diyecek ya da ortak olacak, bunun ortası yok!” dedi.

Haber Merkezi / Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugaylarının “Aksa Tufanı” operasyonu sonrası başlayan Filistin – İsrail savaşının 22. günü, İsrail, abluka altında tuttuğu Gazze’ye yönelik hava ve kara saldırılarını yoğunlaştırdı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, saldırılarını yoğunlaştıran İsrail yönetimine tepki göstererek şu ifadeleri kullandı:

“Dış dünyayla bağlantısı koparılan Gazze, ağır bir bombardıman altında… Gazze’de masumlar katlediliyor, yetmezmiş gibi, İsrail Başbakanı hala hastaneleri hedef gösteriyor. Bu gece, bu katliama sessiz kalan herkesin eline masum kanı bulaşır. Dünya, ya bu katliama dur diyecek ya da ortak olacak, bunun ortası yok! Dualarım mazlum Filistin Halkı için…”

SP Lideri Karamollaoğlu, “2 milyondan fazla insandan haber alınamıyor. Bugüne kadar İsrail’in Gazze’deki soykırımına seyirci kalan Batı ülkeleri artık insanlık suçuna karşı İsrail’in bu soykırımına engel olmalıdırlar” dedi ve ekledi:

“Aksi takdirde tarih onları da bu soykırımının ortağı olarak anacaktır. İslam dünyası ise Türkiye öncülüğünde bu gece izzet ve onurunun karanlığın içinde boğulduğunu izlemek yerine harekete geçmeli, tüm dünyaya ve işgalcilere Filistin’in sahipsiz olmadığını göstermelidir.”

Akşener, İsrail’in Gazze’ye saldırılarıyla ilgili sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı: “Gazze’de gün geçtikçe büyüyen zulüm, bu geceki kara harekâtıyla artık geri dönülmez bir boyut kazanıyor. Uluslararası tüm normların hiçe sayıldığı böylesi bir vahşete engel olamayan uluslararası toplum; bu saatten sonra insan haklarını nasıl savunacak? Nasıl demokratik değerler, nasıl barış diyebilecek?

Netanyahu terörüne göz yummaya devam edenler, hiç şüphesiz ki; tarihe bir utanç vesikası olarak geçecekler. Uluslararası güvenliğin bir krize terk edilmemesi için tüm devletleri acilen bu terörü durdurmak üzere birleşmeye davet ediyorum.”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, sosyal medya hesabından, “Ey Müslüman ayağa kalk. Ey insanlık ayağa kalk. Gazze’de katledilen insanlıktır. İsrail devlet terörü uygulayarak kadın çocuk demeden masum sivilleri katlediyor, dünya seyrediyor, yeter, yeter” paylaşımında bulundu.

İsrail, Gazze’ye yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı

İsrail Savunma Güçleri (IDF) Sözcüsü Daniel Hagari, Gazze’ye yönelik saldırıları yoğunlaştırdıklarını belirterek, “Hava Kuvvetleri çok kapsamlı bir şekilde yer altındaki hedeflere saldırı düzenliyor ve terörist altyapıyı hedef alıyor. Son günlerde düzenlediğimiz hücum faaliyetlerinin devamı olarak bu akşam kara birliklerinin operasyonlarını genişleteceğiz” ifadelerini kullandı.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant da Hamas’ın Gazze’deki tünellerini yok etmek amacıyla planladıkları kara harekatının uzun süreceğini ve zorlu olacağını belirtmiş, bakanın sözleri ucu açık bir savaşa işaret ettiğinden endişeleri arttırmıştı.

Gazze’de kontrolü elinde bulunduran Hamas, İsrail’in kara operasyonlarını genişleteceği açıklaması ile ilgili olarak, “Arap, Müslüman ülkeleri ve uluslararası kamuoyunu sorumluluk almaya, bu suçları ve insanlarımıza karşı katliam dizisini durdurmaya çağırıyoruz” açıklaması yapmıştı.

Hamas’ın silahlı kanadı İzeddin El Kasım Tugayları, Gazze’nin kuzeyinde İsrail ordusu ile çatıştıklarını açıkladı. Hamas açıklamasında Gazze’nin kuzeyinde yer alan Beyt Hanun ve merkezde yer alan Bureij’de İsrail güçleri ile “şiddetli çatışmaların” yaşandığını aktardı.

Paylaşın