Ekrem İmamoğlu’ndan Operasyonlara Tepki; Erken Seçim Çağrısı

Ataşehir ve Kartal Belediye Başkan yardımcıları ile Şişli, Beyoğlu, Fatih, Tuzla, Fatih, Adalar belediye meclis üyelerinin de bulunduğu 10 kişinin gözaltına alınmasına tepki gösteren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, erken seçim çağrısını tekrarladı.

Haber Merkezi / İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin yerel seçimler süresinde kullandığı ‘kent uzlaşısı’ kavramına değinmişti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kartal ve Ataşehir belediye başkan yardımcıları ile diğer belediyelerde görevli 7 belediye meclis üyesi hakkında gözaltı kararı verilmesine, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile tepki gösterdi ve erken seçim çağrısı yaptı.

Ekrem İmamoğlu, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “İstanbul’daki bazı CHP ilçe belediyelerimize bu sabah yine şafak operasyonu düzenlendi. 2 belediye başkan yardımcımız ve 7 ilçe meclis üyemiz gözaltına alındı. Seçimlere kadar rutin işlerini yapan, normal hayatlarına devam eden bu insanlar, seçimlerden sonra her nedense aniden ‘terörist’ ilan ediliyor. Tıpkı 65 yaşında ‘terörist’ ilan edilen Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer gibi.

31 Mart seçimlerinde AK Parti’den 12 ilçe belediyesi kazanan, İstanbul’da 26 ilçe belediye başkanlığı kazanan, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde rakibine 1 milyon oy fark atan partimizin başarısını sindireceksiniz. Öyle ya da böyle sindireceksiniz. Siyasal depresyonlarınıza, yargıyı alet ederek, çeşitli kılıflara sarılan siyasi operasyonlarınızla bu milletin gözünü boyamanıza dün de izin vermedik bugün de vermeyeceğiz.

İktidar koltuğu da, Cumhurbaşkanlığı makamı da kimseye babasından miras değil. Kimsenin tapulu malı da değil. Sadece milletin malı. Kendisini millet iradesinin üzerinde gören, kendisini milletin efendisi zanneden 1 kişinin kaprislerine memleketi alet etmenin faturasını ödüyoruz. Hayat pahalılığı ile ödüyoruz. Geçim sıkıntısıyla ödüyoruz. Sosyal çürümeyle ödüyoruz. Siyasal çürümeyle ödüyoruz.

İşte bu çürümüş düzenin çürük elmalarını temizlemek, Türkiye’mizi hak ettiği demokrasi ve refaha ulaştırmak için yola çıktık, erken seçim istiyoruz. O sandık erkenden gelecek. Sandık millet isteyince gelir, siz isteyince değil. Sandık gelecek. 1 kişi gidecek, her şey değişecek!”

Ne olmuştu?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “terör örgütü ile koordineli olarak kent uzlaşısı” ile seçildikleri öne sürülen Kartal ve Ataşehir belediye başkan yardımcıları ile diğer belediyelerde görevli 7 belediye meclis üyesi ve bir sivil hakkında gözaltı kararı verildiğini bildirdi. Başsavcılık, bu kişilere yönelik gözaltı işlemleri ve aramaların TSİ sabah 06.00 itibarıyla başladığını belirtti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, operasyonun terör örgütünün HDK çatı yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında yapıldığı belirtildi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınanların Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel, Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Livan Gür, AKP yönetimindeki Fatih Belediyesi ile CHP’li başkanların yönetimindeki Üsküdar, Sancaktepe, Tuzla, Adalar, Şişli ve Beyoğlu Belediye Meclislerinden birer üye ile bir sivil kişinin olduğu kaydedildi.

Açıklamada, haklarında gözaltı kararı verilen isimlerin 31 Mart 2024 seçimlerinde talimatla “kent uzlaşısı”‘ faaliyeti kapsamında seçilmeleri sağlandığı iddia edildi. Açıklamada, “Kent uzlaşısı formülünün, DEM Parti üstü bir örgütlenme sistemi olduğu, özellikle örgütlenme konusunda çalışmalar yürüten örgüt bünyesindeki oluşumların (DBP, HDK) örgütün taban (halk) örgütleme sistemini geliştiren ve yöneten esas kurumlar olduğu hususu da nazara alındığında adı geçen şüphelilerin terör örgütünün kent uzlaşısı faaliyeti kapsamında faaliyet yürüten örgüt mensuplarından oldukları anlaşılmış olup…” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, 06.00 itibarıyla eş zamanlı operasyonlarda 10 kişinin gözaltına alındığı, polisin adı geçen isimlerin ev, iş yeri ve başkan yardımcılarının makam odalarında arama yaptığı kaydedildi.

Paylaşın

İstanbul’da CHP’li Dokuz Belediyeye “Kent Uzlaşısı” Soruşturması: 10 Gözaltı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Kartal ve Ataşehir belediyelerinin başkan yardımcıları da dahil olmak üzere dokuz farklı belediyeden toplamda 10 kişi gözaltına aldı.

Haber Merkezi / Savcılığın açıklamasında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin yerel seçimler süresinde kullandığı ‘kent uzlaşısı’ kavramına değinildi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, operasyona tepki gösterdi ve erken seçim çağrısını tekrarladı. İmamoğlu, “İktidar koltuğu da, Cumhurbaşkanlığı makamı da kimseye babasından miras değil. Kimsenin tapulu malı da değil. Sadece milletin malı. Kendisini millet iradesinin üzerinde gören, kendisini milletin efendisi zanneden 1 kişinin kaprislerine memleketi alet etmenin faturasını ödüyoruz” dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “terör örgütü ile koordineli olarak kent uzlaşısı” ile seçildikleri öne sürülen Kartal ve Ataşehir belediye başkan yardımcıları ile diğer belediyelerde görevli 7 belediye meclis üyesi ve bir sivil hakkında gözaltı kararı verildiğini bildirdi. Başsavcılık, bu kişilere yönelik gözaltı işlemleri ve aramaların TSİ sabah 06.00 itibarıyla başladığını belirtti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, operasyonun terör örgütünün HDK çatı yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında yapıldığı belirtildi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınanların Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel, Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Livan Gür, AKP yönetimindeki Fatih Belediyesi ile CHP’li başkanların yönetimindeki Üsküdar, Sancaktepe, Tuzla, Adalar, Şişli ve Beyoğlu Belediye Meclislerinden birer üye ile bir sivil kişinin olduğu kaydedildi.

Açıklamada, haklarında gözaltı kararı verilen isimlerin 31 Mart 2024 seçimlerinde talimatla “kent uzlaşısı”‘ faaliyeti kapsamında seçilmeleri sağlandığı iddia edildi. Açıklamada, “Kent uzlaşısı formülünün, DEM Parti üstü bir örgütlenme sistemi olduğu, özellikle örgütlenme konusunda çalışmalar yürüten örgüt bünyesindeki oluşumların (DBP, HDK) örgütün taban (halk) örgütleme sistemini geliştiren ve yöneten esas kurumlar olduğu hususu da nazara alındığında adı geçen şüphelilerin terör örgütünün kent uzlaşısı faaliyeti kapsamında faaliyet yürüten örgüt mensuplarından oldukları anlaşılmış olup…” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, 06.00 itibarıyla eş zamanlı operasyonlarda 10 kişinin gözaltına alındığı, polisin adı geçen isimlerin ev, iş yeri ve başkan yardımcılarının makam odalarında arama yaptığı kaydedildi.

“Kent uzlaşısı” nedir?

DEM Parti, 15-16 Aralık 2023’te düzenlenen ve Mart 2024’te yapılan yerel seçimlere yönelik olarak karar alınan Parti Meclisi toplantısında “Kent Uzlaşısı” stratejisi açıklamıştı.

Parti Meclisi’nin ardından duyurulan bu strateji ile kayyum atanan belediyelerin geri alınacağını savunan DEM Parti, “Bunun yanı sıra daha önce yönetiminde bulunmadığımız birçok il, ilçe, belde belediyesinin seçimlerini kazanacak ve halkı yolsuzluktan, rant şebekelerinden ve kimliğimizi inkar edenlerden kurtaracağız. Bu hedefimize ulaşmak için parti adımızla çeşitli iş birlikleri ve güç birlikleri kurarak ilerleyeceğiz,” diye belirtmişti.

Toplantıda sonucunda açıklanan bildirinin 5. maddesinde de “Türkiye’nin batısında ise kenti var eden, yaşatan sosyal ve siyasal dinamikleri geniş ölçekte kapsayan tüm kurum, kuruluş, işçi, emekçi, ekolojist, kadın, gençlik, halklar ve inanç örgütleri, siyasi partiler, emek ve meslek örgütleri, demokrat ve vicdan sahibi yurttaşlar, tüm toplumsal taraflar ve siyasi aktörlerle görüşmek, müzakere etmek, birlikte yürümek, ortak mücadeleyi örecek Kent Uzlaşısı zeminini oluşturmayı öncelikli görev olarak görüyoruz,” ifadeleri yer almıştı.

Paylaşın

İstanbul’da İşçi Emekçi Mitingi Düzenlendi

İktidar ekonomide pembe tablolar çizmeye çalışsa da gerçekler, iktidarın açıklamalarıyla uyuşmuyor. İşçi Emekçi Birliği çatısı altında bir araya gelen emekçiler, İstanbul’un Kartal ilçesinde “Artık yeter. Emeğimiz ve haklarımız için işçi emekçi mitingi” düzenledi.

Mitinge,  İşçi Emekçi Birliği, 4. Vardiya İşçi Dayanışması, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Birleşik İşçi Hareketi, Birleşik İşçi Kurultayı, Devrimci Partili İşçiler, DEV TEKSTİL, Dostluk ve Kültür Derneği, Emek Adalet Platformu, Emekçi Hareket Partisi, İşçi Hareketi Koordinasyonu, İşçinin Kendi Partisi, Kaldıraç Hareketi, Komünist İşçi Hareketi (Söz ve Eylem), KÖZ, Proleter Devrimci Duruş, Sosyalist Dayanışma Platformu, Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası, Yeni Dünya İçin Çağrı, Avukat Dayanışması, Dersim Dernekler Federasyonu, DİSK Limter İş, İşçilerin Güç Birliği Derneği, Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Sosyalist Emekçiler Partisi, Sosyalist Kadın Hareketi, Sosyalist Meclisler Federasyonu ve Taşeron Belediye İşçileri Birliği katıldı.

Gazete Duvar’dan Ferhat Yaşar‘ın aktardığına göre, işçiler Bartın’ın Amasra ilçesindeki madende gerçekleşen patlamada vefat eden 41 işçiyi andı.

Marmaray’ın Başak durağında bir araya gelen işçiler, 800 metrelik kortej oluşturarak sloganlar eşliğinde miting alanına yürüdü. Yürüyüşte, “Soma’dan Bartın’a madencilerin hesabını soracağız”, “Kaza değil katliam”, “Uzun çalışmaya son maaşlara zam” yazılı pankartlar taşındı. Öte yandan yürüyüş sırasında, “Kokuşmuş çürümüş işbirlikçi sarı sendikalar sendikalara son vereceğiz”, ‘İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” ve “Üreten biziz, yöneten de biz olacağız” sloganları atıldı.

Miting devam ederken kürsüden, “Bartın’daki vahşetten sonra mitinge tüm öfkemizle başlıyoruz. Kardeşlerimiz yer altında mahsur kaldı. Arkadaşlarımız hayatını kaybetti. İşçi sınıfının başı sağ olsun. Biz faillerin kim olduğunu çok iyi biliyoruz” denildi.

ETF işçisi Ayşen Uyan kürsüden ortak açıklamayı okudu. Uyan, “Bartın’da yaşanan madenci katliamına karşı öfkesini kuşanıp gelenler, emeği ve hakları için direnenler, mücadele edenler, baskıya, sömürüye, şiddete boyun eğmeyenler, rant, talan, yolsuzluk düzenine karşı örgütlü mücadeleyi büyütenler olarak bugün buradayız” dedi.

“AKP-MHP iktidarı ve sermaye kendi yarattıkları krizin faturasını biz işçi ve emekçilerin sırtına yüklemeye çalışıyor” ifadelerini kullanan Uyan, sözlerine şöyle devam etti: “Artan işsizlik, hayat pahalılığı, fahiş kiralar, düşük ücretler belimizi büküyor. İnsanca koşullardan uzak, baskı ve mobbing altında çalışıyoruz. Madenlerde, inşaatlarda, fabrikalarda kâr uğruna alınmayan önlemler yüzünden iş cinayetlerine kurban gidiyoruz. Gerçeği yansıtmayan enflasyon ve işsizlik oranları ile bizleri oyalamaya çalışanlar servetlerine servet katıyorlar. Örgütlenme hakkımız sermaye ve iktidar eliyle engelleniyor. Bu gidişata ‘dur’ diyenleri baskı ve zorbalıkla sindirmeye çalışıyorlar. Rant, talan, yolsuzluk ve hırsızlıkta sınır tanımayanlar, kardeş halklara, Kürt halkına yönelik savaş ve saldırganlık politikalarını her gün daha da arttırıyorlar. Gençlerin eğitim hakkını, geleceğini çalıyorlar. Buldukları her fırsatta kadın düşmanlığını devreye sokuyor, kadınların kazanılmış haklarına saldırıyorlar, toplumsal yaşamın dışına itmeye çalışıyorlar. Göçmen düşmanlığını kışkırtıyor, biz işçi ve emekçileri bölüp parçalıyorlar. Emperyalist-kapitalist düzen yaşlı dünyamızı ve tüm canlı hayatını yıkıma sürüklüyor. Ülkemizde de sermaye sınıfı ve onun iktidardaki temsilcisi AKP-MHP iktidarı emperyalist-kapitalist efendileriyle birlikte büyük yıkımların altına imza atıyor. Sermaye iktidarı saldırılarına, yağma ve talana son gaz devam ederken birileri de bizlere “seçimi bekleyin” diyor. Ancak bizim kaybedecek vaktimiz, emeğimiz ve haklarımız için mücadele etmekten, birlik olmaktan başka seçeneğimiz yok.
Bu topraklarda eşitlik, özgürlük, sosyalizm mücadelesini büyütenler var.”

Talepler

Keyfi işten atmalara, sendika ve örgütlenme hakkının gaspına karşı direnen işçilerin olduğunu belirten Uyan, taleplerini şöyle sıraladı:

  • İşçi cinayetlerinin son bulması için,
  • İşten atmaların yasaklanması, herkese iş ve gelir güvencesi için,
  • İnsanca yaşanabilir ücret için,
  • Taşeron çalışmanın yasaklanması için,
  • İşyerlerinde taciz, baskı, mobbingin son bulması için,
  • KHK’lerin iptal edilmesi, güvenlik soruşturmaları ile işten atmaların son bulması için,
  • Sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırmak için,
  • EYT’lerin taleplerinin kabul edilmesi için,
  • Göçmen işçilere yönelik ayrımcılığa, saldırılara son verilmesi, eşit ve güvenceli çalışma hakkı sağlanması için,
  • Ranta dayalı dönüşüm politikaları ile barınma hakkının gaspına, fahiş kira zamlarını ortadan kaldırmak için,
  • Temel tüketim maddelerine yapılan zamların son bulması için,
  • Elektrik, su ve doğalgazın insani ihtiyaç oranında ücretsiz sağlanması için mücadele edelim!
    Bugün bu alanı dolduranlar olarak birliğimizi, örgütlü gücümüzü büyütelim!”

‘Rant, yağma ve sömürü düzenini yıkalım’

Uyan, sözlerini şöyle noktaladı: “Daha dün Bartın’da madenci kardeşlerimiz kapitalistlerin kâr hırsıyla katledildi. Göz göre göre gelen bu katliamların hesabını sormak için, en ufak hakkımızı dahi kazanmak için fiili-meşru mücadeleyi büyütmekten başka yolumuz yok. Kapitalist düzenin yarattığı tüm sorunları ortadan kaldırmanın yolu fabrikalarda, havzalarda, mahallelerde ve hayatın olduğu her yerde sınıf mücadelesini büyütmekten geçiyor. Fabrikalardan mahallelere her yerde komitelerimizi, birliklerimizi, meclislerimizi kurmak mücadeleyi örgütlemek bugünün en acil ihtiyacıdır. Geleceğimizi kazanmak işçi ve emekçilerin taban birliğine, inisiyatifine dayalı mücadelesiyle mümkündür. Bugün burada olan ve olmayan tüm sınıf kardeşlerimize geleceğimiz için başta çalışma alanları olmak üzere her yerde komiteler, meclisler, birlikler kurma çağrısını yineliyoruz. Kapitalistlerin bize dayattığı bu karanlık düzene karşı işçi ve emekçilerin iktidarını, sosyalizmi kurma mücadelesini büyütmeye davet ediyoruz. Rant, yağma, sömürü düzenini yıkalım. Hakkımız olanı hep birlikte kazanalım. İnsanca bir yaşamı kendi ellerimizle kuralım.”

Paylaşın

Buldan: Asla Diz Çökmeyiz, Biat Etmeyiz

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) “Çözüm Biziz, Savaşa ve Sömürüye Hayır” mitingi, Diyarbakır’ın ardından İstanbul’un Kartal ilçesinde düzenlendi. Saat 16.00 sıralarında miting alanına girişler başladı.

Binlerce kişi için Marmaray’ın Kartal istasyonundan başlayan bir güvenlik şeridi oluşturuldu. Birçok noktada polis, çok sayıda gözaltı aracı ve TOMA da hazır bekletildi.

Polisler, “Aysel Tuğluk serbest bırakılsın” pankartının miting alanına sokulmasını engellemeye çalıştı. HDP’liler ve polisler arasında gerginlik yaşandı.

HDP İstanbul İl Eş Başkanı Ferhat Encü pankartın suç unsuru olmadığını ve asacaklarını söyledi. Polisin engelleme çabasına rağmen alana demans tanısı konulan ve Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu nedeniyle tahliye edilmeyen Aysel Tuğluk’un fotoğrafları asıldı.

Birol: Onların büyük fotoğrafı 5’li çete

Miting, HDP İstanbul İl Başkanı Ferhat Encü’nün konuşmasıyla başladı. Encü’nün ardından İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol söz aldı. Birol, şöyle konuştu:

“Büyük fotoğrafı siz görmüyorsunuz diyorlar. Biz o fotoğrafa bakınca mafya babası görüyoruz, savaş baronlarını görüyoruz, tacizcileri ve tecavüzcüleri görüyoruz, kadın katillerini görüyoruz. 5’li çeteyi görüyoruz. Onların büyük fotoğrafı bu.

Kadınlar, gençler, Aleviler, Sünniler, Kürt halkı burada mı? Türkler burada mı? Devrimciler-sosyalistler burada mı? Evet. Bu fotoğraf ne diyor? Savaşa, sömürüye, tecrite hayır diyor. Ve diyor ki bu fotoğraf ‘Çözüm HDP'”

Çiçek: HDP umuttur umut dimdik ayakta

Daha sonra konuşan HDK Eşsözcüsü Cengiz Çiçek ise, kitleyi selamlayarak konuşmasına başladı:

“Selam olsun yürüttüğü özgürlük mücadelesiyle AKP iktidarında mecal bırakmayanlara. Selam olsun haremilerin saltanatını sallayan Şehr-i İstanbul’a. Savaşa, sömürüye hayır diyoruz. Yıllardır amasız fakatsız savaşa hayır dedik. Ve binbir bedel ödedik. Bugün birileri çıkmış HDP’yi ve ona gönül verenleri teröristlikle suçluyor.

AKP-MHP iktidarı yalanlar siyasetine devam ediyor ve diyor ki biz yerli ve milliyiz. Kendi halkını açlık sınırında tutanlar halkçı olabilir mi? Ukrayna-Rusya savaşında sözümona barış elçisi geçinenler Kürtlere coğrafyanın her yerinde savaş politikaları dayatıyorlar. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilenlerden dost olabilir mi?

Tek talebi insanca yaşamak olan emekçilerin önüne polis barikatları koyan anlayıştan bu ülkeye iyilik gelir mi? Ormanlar yanıyor. Bunu dahi kriminalize etmeye çalışıyorlar. Yanan ormanların yerine otel dikenlerden dost olur mu? AKP-MHP iktidarı korsan bir iktidardır, bir kumpas iktidarıdır.

Siz kimsiniz diye soran olursa biz Edirne zindanında tutsak edilen Selahattin Demirtaş’ız, Kandıra’da Figen Yüksekdağ’ız, biz Kandıra’da hasta tutsak Aysel Tuğluk’uz. Biz Avrupa’da sürgündeki Hatip Dicle’yiz. Biz sürgünde yaşamak zorunda bırakılan Ertuğrul Kürkçü’yüz. İzmir’de Deniz Poyraz’ız. Amed’de yatan Tahir Elçi’yiz. Biz Ahmet Kaya’yız.”

Konuşmaların ardından sahneye Adalet Nöbetindeki anneler çıktı.

Buldan: Asla diz çökmeyiz, biat etmeyiz

Mitingin son konuşmasını HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, yaptı. PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik görüş yasağı ve HDP’nin kapatma davasına dikkat çeken Buldan, şunları söyledi:

“Bizimle sandıklarda baş edemeyenler HDP’yi kapatma davasıyla, kriminalize etme çabalarıyla saldırılarına devam ediyorlar. Biz sizinle başa çıkmayı biliriz. Sizin önünüzde asla diz çökmeyiz, size biat etmeyiz.

Bir gece ansızın girebiliriz diyorlar. Nereye girmek istiyorlar? Rojava’ya, Şengal’e, Mahmur’a. Onların zihniyetinde bu savaş konseptini devreye sokmak var. Türkiye halkları buna asla prim vermeyecek. Türkiye halkları savaş değil, barış istiyor, çözüm istiyor, diyalog istiyor. Kaybedeceklerini çok iyi biliyorlar.

“En büyük sorun Kürt sorunudur”

Bunlar çalıyorlar, çalıyorlar, çalıyorlar. Tüm bunları savaş çığırtkanlıklarını kapatmak için yaptıklarını biliyoruz. Bu ülkedeki en büyük sorun Kürt sorunudur. Bunu kimse inkâr edemez. Bu ülkede bir süreç yaşandı. Barış ve müzakere sürecinde Sayın Öcalan devredeydi.

Üç yıl devam eden bir süreçte herkes geleceğine umutlu bakıyordu. Hiç kimsenin kapısının önüne cenazeler gitmiyordu. Çünkü bir barış süreci vardı. Ancak bunlar barışı istemedikleri için, barıştan korktuları için bugün İmralı’da Sayın Öcalan’la hiçbir görüşme yapılamıyor. Bu bir insanlık suçudur.

Tecridin bir an önce son bulması çağrısını bir kez daha yeniliyoruz. Tecrit kilidi, bütün sorunları kilitlemiştir. Tecrit kalktığı andan itibaren bu ülkede herkes geleceğine umutla bakmaya bir kez daha devam edecektir.”

Miting, Grup Lawje konseri ardından sonlandırıldı.

Paylaşın