Adana: Kızıldağ Yaylası

Kızıldağ Yaylası; Adana’nın Karaisalı İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe merkezine 27 km mesafede olup asfalt yolla ulaşım sağlanmaktadır.

Karaisalı İlçesi halkının yoğun olarak rağbet ettiği Kızıldağ Yaylasında; kır kahveleri, kır lokantaları, bakkallar, fırınlar ve kasaplar hizmet vermektedir. Elma, armut, kiraz, vişne ve ceviz ağaçları ile iç içe olan yaylada kamp kurarak Kızıldağ’ da yürüyüş yapılabilir, yaban hayatı incelenerek fotoğraf çekilebilir.

Paylaşın

Adana: Dönüklü Kilisesi

Dönüklü Kilisesi; Adana’nın Karaisalı İlçesi, Eğlence Köyü, Aydınlı Mahallesi, Dönüklü Mevkii’nde yer almaktadır.

Yerleşim alanı Eğlence nehrine hakim bir tepe uzantısı üzerinde yer alan kilise ve çevresinde yayılım göstermektedir.

Yüzeyde bol miktarda Geç Bizans basit yapı taşlarına ve seramik parçalarına rastlanılmıştır. Su kanalı harfiyat çalışmaları sonucu oluşan kesitlerde basit mimari duvar kalıntıları gözlemlenmiştir.

Paylaşın

Adana: Yerköprü Mesire Alanı

Yerköprü Mesire Alanı; Adana’nın Karaisalı İlçesi, Gülüşlü Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır.

Otomobil ile çok daha kolay ulaşılabilmekte olup şehir merkezinden ilçeye belediye otobüsleri ile gidilir sonra ilçedeki vasıtalarla gidilebilir.

Yerköprü Mesire Alanı Adana şehir merkezine 53 kilometre, Karaisalı İlçesi’ne ise 13 kilometre mesafede yer almaktadır.

Yerköprü Mesire Alanı, bahar aylarında yeşilin her tonunun görülebileceği insanları şehrin gürültüsünden ve stresinden uzaklaştıracak günübirlik piknik ve dinlenme alanıdır.

Paylaşın

Adana: Kapıkaya Kanyonu

Kapıkaya Kanyonu; Adana’nın Karaisalı İlçesi, Kapıkaya Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır.

Kanyona otomobil ile çok kolay gidilmekle birlikte şehir merkezinden belediye otobüsleri ile Karaisalı İlçesine gidilir sonra ilçedeki vasıtalar ile kanyona gidilebilir.

Kapıkaya Kanyonu, Adana’ya 72 kilometre, Karaisalı İlçe Merkezi’ne 5 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Yaklaşık 200 metre yüksekliğinde olan kanyonun ortasından Niğde-Ulukışla’dan doğan Çakıt Çayı geçmektedir.

Kapıkaya Kanyonu doğa yürüyüşü, yamaç tırmanışı ve fotoğraf meraklılarının mutlaka görmeleri gereken doğal bir güzelliktir. 7 bin 250 metre yürüyüş güzergahı bulunan kanyonun 400 metresinde güvenlik amaçlı korkuluk bulunmaktadır.

Paylaşın

Adana: Kocaveliler Hanı

Kocaveliler Hanı; Adana’nın Saimbeyli İlçesi, Kocaveliler Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır.

Ana yapı,yerel taş malzeme olan kayra taşından,kireç harç kullanılarak, inşa edilmiştir. Kare planlı yapının kuzey yönündeki 5.10 m yüksekliğindeki bölümünde kaplama izleri belirgindir.

Yapı 2 katlı olmasına karşı üst kat tamamen yok olmuştur. Duvar örgüsünde temel seviyesinde tuşla malzeme kullanılmıştır. Tarihi ipekyolu güzergahındaki hanlardan biridir. Kocaveliler köyü mezarlığı içinde yer alan hanın kaplama taşları mezar taşı olarak kullanılmıştır.

Kuzeydeki duvarda orijinal olmadığını düşündüğümüz bir açıklık vardır. Yüzeydeki duvar izleri takip edildiğinde yapının batı bölümünde çeşitli bölümleri olduğu tespit edilmiştir.

Paylaşın

Adana: Kapıkaya Mescidi

Kapıkaya Mescidi; Adana’nın Saimbeyli İlçesi, Kapıkaya Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. 

Kareye yakın plandaki dört duvarı düzgün taş örgülü, kubbesi tuşla örgülü olup üzerindeki harç sıva dökülmüştür.

Batı duvarının iki yanında niş şeklinde pencere olup ,önündeki dikdörtgen planlı son cemaat mahalinin çatısı yıkılmış yan duvarları ayaktadır.

Bu bölümün güney doğusunda 9 adet taş basamak bulunmaktadır. Mescidin iç kısmında batıda mihrap,kuzey duvarında ise niş bulunmaktadır.

Paylaşın

Adana: Çevlik Gözetleme Kulesi

Çevlik Gözetleme Kulesi; Adana’nın Karaisalı İlçesi, Çevlik Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. 

Araziye hakim,kaya kütlesi üzerine,horosan harçlı moloz taş örgülü ve kaba yonu taş kaplamalı olarak inşa edilmiştir. Kalenin girişi güneybatı yönünde olup 2 yönde basık kemerlidir.

Giriş kapısının hemen batısında bir burç yer alır. Girişten 2 katlı olan ancak 2.katın zemini tamamen yıkılmış bölümü girilir.

Duvarlardaki izlerden anlaşıldığı kadarıyla zemin kattaki yapının üstü tonozludur. Kuzeybatı üst kat kotunda 3 adet açıklık vardır. Bunlardan sağdaki ve soldakiler mazgallıdır.

Kalenin 2.burcu kuzeydoğu yönündedir. Doğu yönünde kayalık topoğrafyadan faydalanılmış ve kayaların arasına güçlü duvarlar örülerek savunma sağlanmıştır.

Girişin hemen güneyinden kuzeye doğru devam eden doğal yarığın hendek işleri gördüğü söylenebilir.

Paylaşın

Adana: Alman Köprüsü

Adana, gezilecek yerleri ve tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. Alman Köprüsü; Adana’nın Karaisalı İlçesi, Hacıkırı Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Adana-Ankara istikametindedir.

I. Dünya Savaşı öncesi Almanlarca inşaa olduğu belirtilen Demiryolu Köprüsü tahmini 200 m uzunluğunda olup derin bir vadiyi birbirine bağlar. Köprü 80-90 m yüksekliğindeki iki ayak ve üç basık kemerle taşınır. Kemerlerin hemen üzerinde kemerli tahliye delikleri vardır.

Köprünün doğusunda üst örtüsü yok olmuş sadece ayakları olan araba ve yaya köprüsü bulunur. Malzeme itibariyle her iki köprünün çağdaş olduğu anlaşılmaktadır. Her iki köprünün güneyindeki kayalıkta açılan tünelle köprüler bibirine bağlanır.

Adana’nın Kısa Tarihi

Adana’nın tarihi, Hititler dönemine kadar uzanmaktadır. MÖ 18. yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun bir parçası olan Adana, daha sonra Asur, Pers ve Makedonya İmparatorluğu gibi farklı medeniyetler tarafından kontrol edildi ve MÖ 333’te Büyük İskender’in Pers İmparatorluğu’nu yenmesiyle Adana, Makedonya Krallığı’nın bir parçası oldu.

Roma ve Bizans Dönemi: MÖ 64’te Roma İmparatorluğu tarafından ele geçirilen Adana, önemli bir Roma eyaleti olan Kilikya’nın başkenti oldu. Roma döneminde Adana, önemli bir ticaret merkezi haline geldi ve zenginleşti. Ancak, 5. yüzyılda Bizans İmparatorluğu’nun doğu sınırlarını savunan şehir, Pers İmparatorluğu tarafından ele geçirildi ve 7. yüzyılda Müslümanlar tarafından fethedildi.

7. yüzyılda Arap Müslümanlar tarafından fethedilen Adana, daha sonra Abbasiler, Emeviler ve Selçuklular gibi farklı İslam devletlerinin yönetimine girdi. Selçuklular döneminde, şehir önemli bir ekonomik merkez olarak gelişti ve kültürel açıdan da zenginleşti. 12. yüzyılda ise Haçlı seferleri sırasında Adana, Haçlılar tarafından işgal edildi, ancak daha sonra tekrar Selçuklu hâkimiyetine geçti.

1517’de Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğine giren Adana, bu dönemde de önemini sürdürdü ve Osmanlılar döneminde Adana, tarım ve ticaret alanında büyük bir gelişme kaydetti. 19. yüzyılda ise şehir, modernleşme sürecine paralel olarak Avrupa etkilerini hissetmeye başladı. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ise Adana, birçok etnik ve siyasi olaya tanıklık etti.

1920’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Adana, modern Türk devletinin bir parçası oldu. Cumhuriyet döneminde Adana, ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan önemli gelişmeler kaydetti. 1920’lerde başlayan tarım reformlarıyla Adana, modern tarım tekniklerine geçti ve tarım sektörü önemli bir ekonomik faaliyet haline geldi. Şehirdeki sanayi, ticaret ve ulaşım da hızla gelişti. Adana, Türkiye’nin önemli bir sanayi merkezi haline geldi ve birçok fabrika ve işletme burada faaliyet göstermeye başladı.

Ayrıca, Adana’nın kültürel ve sosyal hayatı da Cumhuriyet dönemiyle birlikte ivme kazandı. Şehirde, modern eğitim kurumları, kültürel etkinlikler ve sanat faaliyetleri arttı. Adana, üniversite ve araştırma merkezleri açısından da gelişti ve birçok bilim insanı, yazar, şair ve sanatçı burada yetişti.

Günümüzde Adana, Türkiye’nin önemli şehirlerinden biridir. Ekonomik, ticari, kültürel ve sosyal açıdan canlı bir şehir olan Adana, aynı zamanda turistik potansiyeli de yüksek bir yerdir. Çeşitli tarihi ve kültürel mekanları, festivalleri, doğal güzellikleri ve gastronomik zenginlikleriyle ziyaretçileri çekmektedir.

Paylaşın

Adana: Kızıldağ Ramazanoğlu Camii

Adana, gezilecek yerleri ve tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. Ramazanoğlu Camii; Adana’nın Karaisalı İlçesi, Kızıldağ Yaylası sınırları içinde yer almaktadır. Şehir merkezinden yaylaya giden ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

1 m kalınlığında moloz ve kesme taş örgü duvarlı, dikdörtgen planlı caminin tüm cephelerinde içeri doğru genişleyen dikdörtgen formlu geniş pencereler, dövme demir parmaklıklarla muhafaza altına alınmıştır.

Taşıyıcı özelliği olan duvarların yanı sıra caminin tam ortasında yer alan birbirine simetrik altı adet sedir ağacından yapılmış ahşap direklerle çatı taşınmakta olup,ahşap çatkı sistemi üzeri çinko lehva kaplama olan çatı %45 eğimlidir.

Caminin dışında Arap mimarisinden esinlenerek yapılmış ahşap minare özgün özelliğini korumaktadır.Caminin ahşap kaplamalı göbeğinde iki adet taravan (tavan göbeği) yer alır.

Adana’nın Kısa Tarihi

Adana’nın tarihi, Hititler dönemine kadar uzanmaktadır. MÖ 18. yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun bir parçası olan Adana, daha sonra Asur, Pers ve Makedonya İmparatorluğu gibi farklı medeniyetler tarafından kontrol edildi ve MÖ 333’te Büyük İskender’in Pers İmparatorluğu’nu yenmesiyle Adana, Makedonya Krallığı’nın bir parçası oldu.

Roma ve Bizans Dönemi: MÖ 64’te Roma İmparatorluğu tarafından ele geçirilen Adana, önemli bir Roma eyaleti olan Kilikya’nın başkenti oldu. Roma döneminde Adana, önemli bir ticaret merkezi haline geldi ve zenginleşti. Ancak, 5. yüzyılda Bizans İmparatorluğu’nun doğu sınırlarını savunan şehir, Pers İmparatorluğu tarafından ele geçirildi ve 7. yüzyılda Müslümanlar tarafından fethedildi.

7. yüzyılda Arap Müslümanlar tarafından fethedilen Adana, daha sonra Abbasiler, Emeviler ve Selçuklular gibi farklı İslam devletlerinin yönetimine girdi. Selçuklular döneminde, şehir önemli bir ekonomik merkez olarak gelişti ve kültürel açıdan da zenginleşti. 12. yüzyılda ise Haçlı seferleri sırasında Adana, Haçlılar tarafından işgal edildi, ancak daha sonra tekrar Selçuklu hâkimiyetine geçti.

1517’de Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğine giren Adana, bu dönemde de önemini sürdürdü ve Osmanlılar döneminde Adana, tarım ve ticaret alanında büyük bir gelişme kaydetti. 19. yüzyılda ise şehir, modernleşme sürecine paralel olarak Avrupa etkilerini hissetmeye başladı. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ise Adana, birçok etnik ve siyasi olaya tanıklık etti.

1920’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Adana, modern Türk devletinin bir parçası oldu. Cumhuriyet döneminde Adana, ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan önemli gelişmeler kaydetti. 1920’lerde başlayan tarım reformlarıyla Adana, modern tarım tekniklerine geçti ve tarım sektörü önemli bir ekonomik faaliyet haline geldi. Şehirdeki sanayi, ticaret ve ulaşım da hızla gelişti. Adana, Türkiye’nin önemli bir sanayi merkezi haline geldi ve birçok fabrika ve işletme burada faaliyet göstermeye başladı.

Ayrıca, Adana’nın kültürel ve sosyal hayatı da Cumhuriyet dönemiyle birlikte ivme kazandı. Şehirde, modern eğitim kurumları, kültürel etkinlikler ve sanat faaliyetleri arttı. Adana, üniversite ve araştırma merkezleri açısından da gelişti ve birçok bilim insanı, yazar, şair ve sanatçı burada yetişti.

Günümüzde Adana, Türkiye’nin önemli şehirlerinden biridir. Ekonomik, ticari, kültürel ve sosyal açıdan canlı bir şehir olan Adana, aynı zamanda turistik potansiyeli de yüksek bir yerdir. Çeşitli tarihi ve kültürel mekanları, festivalleri, doğal güzellikleri ve gastronomik zenginlikleriyle ziyaretçileri çekmektedir.

Paylaşın

Adana: Bayrampaşa Kervansarayı

Adana, gezilecek yerleri ve tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. Bayrampaşa Kervansarayı; Adana’nın Karaisalı İlçesi, Altınova Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. 

Dikdörtgen plan şemalı taşınmaz kabayonu taş kaplamalı, moloz taş dolgulu, horosan harçlı ve köşe noktalarında kare kesitli, ara noktalarda dört adet dikdörtgen kesitli ayaklarla taşınmaktadır. Yapıya kuzey ve güney yönünde 2 adet kemerli kapıdan girilmekte, ancak kemer yanları açılmış durumdadır.

Büyük tahribat olan yapı avlusunda kuzeybatı ve güneydoğu köşelerinde han duvarlarına çıkılan taş merdivenler de tahrip olmuştur. Sadece bedeb duvarları olan yapı içerisinde iki katlı kullanıma yönelik olduğu tahmin edilen ahşap hatıl ve ahşap kiriş boşlukları gözlenmiştir.

Çakıt vadisi ile çakıt çayının kenarında yer alan Bayrampaşa Kervansarayı’nın kuzeydoğusu dik bir yamaçla, diğer yönleri ise düz bir araziyle çevrilidir. Günümüzde tarım arazilerinin ortasında kalmış olan kervansarayın içi de tarla olarak kullanılmaktadır.

Oldukça büyük olan han yapısının sadece dış duvarları ayaktadır. Duvar örgüsü horasan harçlı moloz taş olmakla beraber kabayonu taş kaplanmıştır. Köşelerde kare ,aralarda ise dikdörtgen kesitli dört adet ayakla taşınan duvarlar dikdörtgen bir yapı oluşturmaktadır.

Kuzey ve güneyden iki girişi olan yapının kemerli olduğu anlaşılan kapıları bozulmuştur. Zemin kat seviyesinde kaplama taşları büyük oranda yok olan yapının özellikle kuzey kapısının iki yanı, taşıyıcı ayakları da etkileyecek şekilde açılmıştır.

Büyük ölçüde tahribata uğramış olan yapının içinde, kuzey-batı ve güney-doğu köşelerinde, üst kotlara çıkarılan taş merdivenler bulunmaktadır. Her iki merdiven de yıpranmıştır ancak güney-doğuda bulunan merdiven çıkılamayacak ölçüde haraptır.

Duvarların iç ve dış yüzeylerinde bulunan ahşap hatıl ve kiriş boşlukları ,hanın iki katlı kullanıldığını göstermektedir. Eni 55.30m,boyu 69.50m,yüksekliği ise yaklaşık 6.00m olan yapının ,güney yönündeki ayakları üzerinde bayrak direği boşlukları bulunmaktadır. Ne kat döşemesi ne de üst örtüsünden günümüze ulaşan bir bölüm bulunmamaktadır.

Adana’nın Kısa Tarihi

Adana’nın tarihi, Hititler dönemine kadar uzanmaktadır. MÖ 18. yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun bir parçası olan Adana, daha sonra Asur, Pers ve Makedonya İmparatorluğu gibi farklı medeniyetler tarafından kontrol edildi ve MÖ 333’te Büyük İskender’in Pers İmparatorluğu’nu yenmesiyle Adana, Makedonya Krallığı’nın bir parçası oldu.

Roma ve Bizans Dönemi: MÖ 64’te Roma İmparatorluğu tarafından ele geçirilen Adana, önemli bir Roma eyaleti olan Kilikya’nın başkenti oldu. Roma döneminde Adana, önemli bir ticaret merkezi haline geldi ve zenginleşti. Ancak, 5. yüzyılda Bizans İmparatorluğu’nun doğu sınırlarını savunan şehir, Pers İmparatorluğu tarafından ele geçirildi ve 7. yüzyılda Müslümanlar tarafından fethedildi.

7. yüzyılda Arap Müslümanlar tarafından fethedilen Adana, daha sonra Abbasiler, Emeviler ve Selçuklular gibi farklı İslam devletlerinin yönetimine girdi. Selçuklular döneminde, şehir önemli bir ekonomik merkez olarak gelişti ve kültürel açıdan da zenginleşti. 12. yüzyılda ise Haçlı seferleri sırasında Adana, Haçlılar tarafından işgal edildi, ancak daha sonra tekrar Selçuklu hâkimiyetine geçti.

1517’de Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğine giren Adana, bu dönemde de önemini sürdürdü ve Osmanlılar döneminde Adana, tarım ve ticaret alanında büyük bir gelişme kaydetti. 19. yüzyılda ise şehir, modernleşme sürecine paralel olarak Avrupa etkilerini hissetmeye başladı. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ise Adana, birçok etnik ve siyasi olaya tanıklık etti.

1920’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Adana, modern Türk devletinin bir parçası oldu. Cumhuriyet döneminde Adana, ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan önemli gelişmeler kaydetti. 1920’lerde başlayan tarım reformlarıyla Adana, modern tarım tekniklerine geçti ve tarım sektörü önemli bir ekonomik faaliyet haline geldi. Şehirdeki sanayi, ticaret ve ulaşım da hızla gelişti. Adana, Türkiye’nin önemli bir sanayi merkezi haline geldi ve birçok fabrika ve işletme burada faaliyet göstermeye başladı.

Ayrıca, Adana’nın kültürel ve sosyal hayatı da Cumhuriyet dönemiyle birlikte ivme kazandı. Şehirde, modern eğitim kurumları, kültürel etkinlikler ve sanat faaliyetleri arttı. Adana, üniversite ve araştırma merkezleri açısından da gelişti ve birçok bilim insanı, yazar, şair ve sanatçı burada yetişti.

Günümüzde Adana, Türkiye’nin önemli şehirlerinden biridir. Ekonomik, ticari, kültürel ve sosyal açıdan canlı bir şehir olan Adana, aynı zamanda turistik potansiyeli de yüksek bir yerdir. Çeşitli tarihi ve kültürel mekanları, festivalleri, doğal güzellikleri ve gastronomik zenginlikleriyle ziyaretçileri çekmektedir.

Paylaşın