Erdoğan’dan CHP Ve DEM Parti’ye Gözdağı: Yargı Takip Ediyor

Karabük’te halka seslenen Erdoğan, CHP ve DEM partiyi “kirli ittifak” olmakla suçlayarak, “Pek çok yerde belediye bürokrasisi pazarlığı yapıyorlar. DEM’in hiçbir söz hakkı olmayan tabanının iradesini, tek parti faşizminin günümüzdeki temsilcisi CHP ile pazarlık masasına sürdüler” dedi ve ekledi:

“Bedeli hala bilinmeyen bu kirli pazarlıkların gerisinden hangi pis kokular, hangi menfaat paylaşımları, hangi hain taktikler çıkacak inşallah hep birlikte göreceğiz. Şu anda yargı bunları takip ediyor. Şimdiden bazı emareler ortaya çıkmaya başladı.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler kapsamında partisinin Karabük mitinginde konuştu. Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle oldu:

“Emeklilerimizin yaşadığı sıkıntıları çözmek boynumuzun borcu. Bazıları meydanlarda söz verip göreve gelince unutmasını iyi bilirler. Biz ise yapmakla mesulüz. Tüm hazırlıklarımızı yapıp öyle konuşacağız. Aksi takdirde ötekilerden farkımız kalmaz. Ülkemizin son yıllarda geçirdiği badireleri biliyorsunuz. Üstüne bir de asrın felaketi depremler oldu. Ekonomimize faturası 104 milyar dolar. İstanbul başta olmak üzere risk altındaki şehirlerimizin süratle depreme hazırlanması gerekiyor.

1 trilyondan fazla kaynak aktardık. Enflasyon yılın ikinci yarısından itibaren düşmeye başlayınca bunların hepsi için daha geniş bir hareket alanına sahip olacağız. Refah kayıplarını fazlasıyla telafi edeceğiz. Ülkemizde seçim dönemleri, her kademedeki yöneticilerin belirlendiği demokrasi şölenleri olmaktan öte anlamlara sahiptir. Kimin kimin yanında durduğunu gösteren bir sınamadır.

“Tek parti faşizminin…”

Bu ucube ittifaktan geriye masanın gizli ortağı DEM’le bir türlü adını koyamadıkları tuhaf bir ilişki kaldı. Pek çok yerde belediye bürokrasisi pazarlığı yapıyorlar. DEM’in hiçbir söz hakkı olmayan tabanının iradesini, tek parti faşizminin günümüzdeki temsilcisi CHP ile pazarlık masasına sürdüler.

Bedeli hala bilinmeyen bu kirli pazarlıkların gerisinden hangi pis kokular, hangi menfaat paylaşımları, hangi hain taktikler çıkacak inşallah hep birlikte göreceğiz. Şu anda yargı bunları takip ediyor. Şimdiden bazı emareler ortaya çıkmaya başladı. Ülkenin gündemi deprem bunların umurunda değil. Hatta depremzedelere hakaret ederek gerçek karakterlerini sergiliyorlar.

Ülkenin gündemi sınırlarımızın terörden arındırılması ama bunların umurunda değil. Artık ortaklarına yaranmak için utanmasalar terör örgütüne militan yazılıp ideolojik eğitime girecekler. Ülkenin gündemi çalışanların refah kaybının telafisi ama bunların umurunda değil. Şimdi bir de oraya deste deste valiz valiz para görüntüleri ortaya çıktı. Demokrasinin güzel tarafı medya, sosyal medya, uluslararası medya ne derse desin son sözü sandığın söylemesi, son noktayı milli iradenin koymasıdır.”

Paylaşın

Bahçeli “Geliyor Gelmekte Olan” Sloganını Hedef Aldı

Karabük’te halka seslenen MHP Lideri Bahçeli, “Geliyor gelmekte olan” masalını anlatan, “sana söz” aldatmasıyla avunan münafık muhterislere sesleniyorum, nereye geliyorsunuz? Nasıl geliyorsunuz? Kiminle gelmeyi düşlüyorsunuz? Biz bir yere gitmiyoruz, gitmeyi aklımızdan geçirmiyoruz, hatta geleceğiniz varsa göreceğiniz de var diyoruz”

Bahçeli, konuşmasının devamında, “Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun tek söylediği nevzuhur güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri dönmektir. Başka bildiği bir şey yoktur. Halbuki eski çamlar çoktan bardak olmuştur. Türk milleti geçmişten ders çıkarmakla birlikte geleceğe iyimser ve ümitvar bakmaktadır. Parlamenter Sistem demek, siyasi anlaşmazlık ve kriz demektir. Parlamenter Sistem demek, istikrarsızlığın ve irade gasplarının etkinliği demektir” ifadelerini kullandı ve ekledi:

“Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkemizin ve milletimizin hayrına ağzından tek bir söz çıkmamıştır. Parlamenter Sisteme geri dönmeyi tasarlamak, aynı şekilde birbirini takip eden seçim-halkoylaması-seçim sacayağında Türkiye’nin en az 10 yılını çalmayı, tarihin gerisine düşürmeyi planlamak demektir.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Karabük’te düzenlenen mitinge katıldı. Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

İktidarı ve siyasi ikbali gecenin zifiri karanlığında, zilletin çıkmaz sokaklarında arayan Türkiye muhaliflerinin kalın maskesi 14 Mayıs’ta yırtılıp atılacaktır. Nitekim zillete düşenlerin hükmü şafak sökene kadardır. Karar anı gelip çattığında, Türk milleti mührü eline aldığında PKK ve FETÖ takviyeli zillet ittifakına beden olan partileri ne gören, ne duyan, ne de bulan olacaktır. 14 Mayıs’tan sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci dönemine geçmiş olacağız. Yine 14 Mayıs’ta bir yanda 13’üncü Cumhurbaşkanı’nı seçeceğiz, diğer yanda 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ni yapacağız.

Terörü bitirmiş, işsizliği yenmiş, enflasyonu düşürmüş, her insanımızı şefkatle kucaklamış, üretim, yatırım, ihracat seferberliğiyle yükseldikçe yükselmiş bir Türkiye gerçeğine hep birlikte ulaşacağız. Çok çalışacağız, hiçbir bahaneye sığınmadan geceyi gündüze katacağız. Türkiye’yi büyüteceğiz, ekmeği büyüteceğiz, umutları büyüteceğiz, hedefleri büyüteceğiz, huzuru büyüteceğiz, milli birlik ve dayanışma hisarımızı daha da güçlendireceğiz.

Tıpkı Ergenekon’da demir dağları eriten ateş gibi, karşımıza çıkartılan engelleri inancımızla aşıyoruz. “Geliyor gelmekte olan” masalını anlatan, “sana söz” aldatmasıyla avunan münafık muhterislere sesleniyorum, nereye geliyorsunuz? Nasıl geliyorsunuz? Kiminle gelmeyi düşlüyorsunuz? Biz bir yere gitmiyoruz, gitmeyi aklımızdan geçirmiyoruz, hatta geleceğiniz varsa göreceğiniz de var diyoruz. Buğdayımız var demesinler ambara girmeyince, geliyorum demesinler Karabük’ü görmeyince.

Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun tek söylediği nevzuhur güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri dönmektir. Başka bildiği bir şey yoktur. Halbuki eski çamlar çoktan bardak olmuştur. Türk milleti geçmişten ders çıkarmakla birlikte geleceğe iyimser ve ümitvar bakmaktadır. Parlamenter Sistem demek, siyasi anlaşmazlık ve kriz demektir.

Parlamenter Sistem demek, istikrarsızlığın ve irade gasplarının etkinliği demektir. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkemizin ve milletimizin hayrına ağzından tek bir söz çıkmamıştır. Parlamenter Sisteme geri dönmeyi tasarlamak, aynı şekilde birbirini takip eden seçim-halkoylaması-seçim sacayağında Türkiye’nin en az 10 yılını çalmayı, tarihin gerisine düşürmeyi planlamak demektir.”

Paylaşın

Karabük: Hadrianapolis Antik Kenti

Hadrianapolis Antik Kenti; Karabük’ün Eskipazar İlçe Merkezinin 3 km batısında Viranşehir Mevkii çevresinde dağınık şekilde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Kuzeybatı Anadolu’nun klasik antik çağlardaki sosyo-ekonomik yapısı, kültür tarihi ve arkeolojisi üzerine bugüne değin çok durulmamıştır. Bu yüzden Hadrianapolis Kenti kalıntıları da fazla tanınmamaktadır. Gerçek anlamda kentte birden fazla merkez vardır. Bunlardan birinde Roma kalıntıları yoğunlaşmaktadır. Bu alan bir kaya yüzüne işlenmiş aedicula’sı bulunan bir kutsal alandır. Bunun dışında kentin Roma Dönemi mimari kalıntıları sınırlıdır. Erken Bizans Dönemi kalıntıları ise yoğundur.

Kent içinde üç adet Erken Bizans kilise kalıntısı vardır. Bunlardan ikisi kaçak kazılar sonucu açılmıştır. Bunun dışında bir sarnıç kalıntısı hala tonozları ile ayaktadır. Kentin Roma ve Bizans dönemi mimari dokusuna ait bloklar devşirme olarak ilçenin çeşitli yerlerinde kullanılmıştır. Proje kapsamında bu devşirme malzemenin tümünün yerlerinin saptanması, harita üzerinde işaretlenmesi, belgelenmesi ve korumaya alınması gerekmektedir.

Antik yerleşim özellikle üç adet kilise kalıntısının bulunduğu alanda yoğunlaşmaktadır. Bu kiliselerin tamamı İS 6’ncı yüzyıla aittirler. En erken kilise olarak hemen Eskipazar’ın 2 kilometre batısında kent çıkışında, bir mevki üzerinde inşa edilmiştir.

2003 tarihinden itibaren yapılan çalışmalarda 15 x 23.5 metre ebatlarındaki kilisede dört önemli mozaik bulunmuştur. Kadın, erkek, hayvan ve meyve figürlerinin yer aldığı mozaiklerin önemli bir özelliği üzerlerinde Hıristiyan inancına göre cennetteki dört nehir “Phison”, “Geon”, “Euphrates” (Fırat) ve “Tigris” (Dicle)’in personifikasyonun ve adlarının yer almasıdır. Bu tür bir kompozisyona Anadolu’da henüz rastlanılmamıştır.

Kilise tabanındaki mozaikli alan içinde yine bir de adak yazıtı bulunmaktadır. Bu yazıtta “Sadık saray muhafızı Himerios ile pek onurlu ve değerli Valentina’nın adağıdır” ibaresi geçmektedir. Himerios adı üstüne yapılan çalışma sonucunda bu ismin bir “Skholarios”, yani bir İmparatorluk muhafızı olduğunu ve bu ismin filolojik ve prosografik olarak yalnızca İ S 6’ncı yüzyılda görüldüğü fark edilmiştir. Ayrıca Himerios ile Valentina evli olduğu düşünülmektedir. Yalnız bu mozaik yazıtında bir verbum yoktur, bu da yazıtın devamının bir yerlerde olabileceğini düşündürmektedir.

Mozaikler 2003 yılında, hava koşullarından etkilenmemeleri için geçici olarak özel bir örtüyle kapatılmıştır. Kilisede yapılan ayrıntılı incelemelerde fark edilen diğer bir husus, atrium duvarının en alt taş sırasındaki taşlardan ikisinin dış yüzünde en az 10 satırlık Yunanca yazıtın varlığıdır. Bu yazıt “damnatia memorae” şeklinde kazınmış olsa da yazılar halen seçilebilmektedir. Ayrıca kilise giriş kapısında tabana gömülü tabula ansata şeklinde bir yazıtta ‘Burada anısı azizler arasında yer alan Iordannes yatıyor’ ibaresi bulunan mermer bir yazıt mevcuttur.

Paylaşın

Karabük: Kimistene Antik Kenti

Kimistene Antik Kenti; Karabük’ün Eskipazar İlçesi, Deresemail Köyü, Değirmenbaşı Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe Merkezi’nden Deresemail Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçları ile ulaşım sağlanmaktadır.

İmparator Caracalla (211-217) ve Diacletianus (284-305) ait heykel kaideleri, Zeus Kiminsteros, Demeter, Artenis Kratione Hermes kütleleri ile ilgili tapınak ve yazıtları, mezar yazıtları bulunan Kimistene, Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir yerleşim yeri idi. Yazıtlar arasında Kimisteneliler’in Romanya’da maden işçisi olarak çalıştıklarına ait yazıtlar bulunmuştur.

Kimistene yerlileri Amasra ve Bartın kıyılarına Dalmaçya kıyılarından gelerek yerleşmişlerdir. Deresemail, Hanköy, Bayındır antik yerleşim alanlarıdır. Latince ve Eski Yunanca yazılmış kitabeler, taşlar üzerine yazılmış çeşitli tasvir ve heykeller bulunmuştur.

Asar Tepe isimli dağ silsilesinin üzerinde yer alan Kimistene Antik Kenti dört yükselti üzerindedir. Bu yükseltilerden ortadakine Akropolis, diğerlerine de Birinci Nekropolis Tepeliği, İkinci Nekropolis Tepeliği ve Sarnıç isimleri verilmiştir. Akropolis zirvesinin kuzeyindeki suni bir düzlüğe Roma döneminde bir tapınak inşa edilmiştir.

Bu tapınak şu anda sadece temel seviyesinde korunmuş olup, bulunduğu platform dikdörtgene yakın bir formda düzeltilmiş ve bu düzlüğün kenarları büyük boyutlu taşlarla setlenmiştir.  Kimistene, kutsal nitelikli bir yerleşim olup dağlık bir alanda kurulmuş olması bir tesadüf değildir. Bu tür dağlık mahalli kutsal alanlara bu bölgede başka yerlerde de rastlanmıştır.

 

Paylaşın

Karabük: Baklabostan Şelalesi

Baklabostan Şelalesi; Karabük’ün Merkez İlçesi, Başköy Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. İl Merkezi’nden Başköy Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Az bilinen ve hala bakir sayılabilecek bir doğa harikası şelaledir. Yüksekliği ortalama 8-10 metredir.
Bu görülmeye değer doğa harikası şelaleyi görmek isteyenler; Köknar, Kızılağaç, Çam ve Kayın gibi iki yandan yolu kucaklayan dev ağaçlarında tadını çıkarabilir.

Şelale, muhteşem görüntüsünün yanı sıra, özellikle yaz aylarında serinlemek isteyenler için ideal bir ortam sunmaktadır.

Mükemmel doğa manzaralarıyla karşılaşacağınız şelaleye gitmeden önce tüm ihtiyaçlarınızı karşılamanızı öneririz. Şelalelerin bulunduğu bölgede ihtiyaçlarınızı karşılayacağınız işletme bulunmamaktadır.

Şelalenin yer aldığı vadiye yaya olarak inmeniz ve yürümeniz gerekmekte. Zaman zaman dere içerisinden geçmek zorunluluğu olacağından kıyafet ve ayakkabı konusuna dikkat etmeniz gerekmektedir.

Paylaşın

Karabük: Eski Hamam

Eski Hamam; Karabük’ün Safranbolu İlçesi, Çeşme Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanmaktadır.

Hamamın Candaroğlu Süleyman Paşa tarafından 1322 yılından sonra yapıldığı sanılmaktadır. Eski Hamam, Osmanlı hamam mimarisinde Çifte Hamam plan düzenindedir. Kadınlar ve erkekler bölümleri simetrik olarak yapılmıştır.

Kesme taş ve moloz taştan yapılan hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Soyunmalık ve ılıklığın üzeri tromplu kubbelerle örtülüdür. Sıcaklık bölümü haçvari plandadır. Bölümlerin üzerleri tromplu kubbelerle örtülmüştür.

Yalnızca sıcaklık haçvari planda olduğundan ortasında kubbe, bunun dışında kalan haçın kolları da beşik tonozlarla örtülüdür. Köşelerde kalan bölümlerde küçük kubbeler bulunmaktadır. Günümüze iyi bir durumda gelmiştir.

Paylaşın

Karabük: Yazıköy Hamamı

Yazıköy Hamamı; Karabük’ün Safranbolu İlçesi, Yazıköy Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe Merkezi’nden Yazıköy Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçları ile ulaşım sağlanmaktadır.

Tarihi Yazıköy Hamamı, kitabesi ve vakfiyesi yıkılmış olduğundan dolayı yapım tarihi net olarak belli olmamakla birlikte, yapı üslubu göz önünde bulundurulduğunda 18. yüzyılın ortalarında yapıldığı tahmin edilmektedir.

Geleneksel hamam planı şemasının kullanıldığı Tarihi Yazıköy Hamamı’nda soyunma bölümü, ılıklık ve sıcaklık bölümleri bulunmaktadır. Moloz taş ve kesme taşın ağırlık olarak kullanıldığı Tarihi Yazıköy Hamamı’nda her bir bölüm dikdörtgen plan şemasına sahiptir.

Üzerleri basık birer kubbe ile örtülü olan bu bölümler, oldukça kullanışlı olup, geçmiş zamandan günümüze kadar sağlam bir şekilde gelmeyi başarmıştır. Günümüzde hala kullanılan bu hamam, yerli ve yabancı tüm turistlerin ilgi odağı olmaktadır.

(Görselle: doguvebatisanati.blogspot.com)

Paylaşın

Karabük: Bulak Hamamı

Bulak Hamamı; Karabük’ün Merkez İlçesi, Bulak Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. İl Merkezi’nden Bulak Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Haftada 5 günü sabahları bayanlar için, geri kalan zamanlarda erkekler için hizmet veren Bulak Ayan hamamı, geleneksel Türk hamamları hizmetlerinin yanı sıra, akşamları sıra gecesi konsepti de bulunduğundan dolayı oldukça ilgi görmektedir.

Bölgenin en çok ilgi gören hamamları arasında yer alan bu hamam, çevresinde yer alan tarihi dokuları da hamamın ilgi çekmesi için kullanılmıştır. Tam olarak yapım tarihi bilinmemesine rağmen 18. Yüzyılda yapıldığı tahmin edilen bu hamam nesillerden bu yana aynı aile tarafından işletildiğinden dolayı işletme kalitesi açısından da beğenilmektedir.

Hamam içerisinde yer alan gösterişli aksesuarları ile de oldukça beğenilen ve rağbet gören Bulak Ayan hamamı, hamam içerisinde kullanılan suyu ön tarafta bulunan su kuyusundan sağlamakta, arka tarafta ise moloz ve kesme taş kullanılarak yapılan hamam kısmı, soyunma bölümü, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinin üzerinde basık bir kubbe yer almaktadır.

Paylaşın

Karabük: Taş Minare Camii

Taş Minare Camii; Karabük’ün Safranbolu İlçesi, Hüseyinçelebi Mahallesi, Taşminare Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanmaktadır.

Taş Minare Caminin kuzey tarafında bulunan Taş Minare Çeşmesinin kitabesine dayanılarak, caminin Zaim Osman Ağa tarafından 1763 tarihinde yaptırıldığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan Taş Minare Caminin Candaroğulları döneminde kiliseden çevrildiği de rivayet edilmektedir.

Taş Minare Caminin tavanında bulunan H. 1218/ M.1803 tarihinin, onarım ve tamirini yapan ustalar tarafından yazıldığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan 1976 yılında yapılan onarım sırasında, caminin kuzeyine ortada giriş ve yanlarda iki odadan oluşan bir bölüm ilave edilmiştir.

Taş minare cami kuzey-güney doğrultusunda, 14,50 x 19,90 m boyutlarında dikdörtgen bir plana sahiptir. Caminin kuzeydoğu köşesinde; sekizgen kaideli, yivli gövdeli ve tek şerefeli taş malzemeyle inşa edilmiş bir minare bulunmaktadır.

Taş minare caminin beden (taşıyıcı) duvarlarının köşelerde kesme taş, diğer kısımlarda ise kaba yonu taş malzemeyle inşa edildiği ve hem içeriden hem de dışarıdan sıvandığı görülmektedir. Ayrıca caminin kiremit kaplı kırma çatıyla örtülü olduğu görülmektedir.

Taş minare cami ahşap tekne tavanlı camilerdendir. Caminin kuzeyinde ahşap mahfil yer almaktadır. Caminin tavan göbeği yirmi dört kollu dairesel yıldız motifi şeklidedir. Ayrıca tavanın tekne bölümünün güney kenarının orta kısmında çıta ve çivilerle ev biçiminde tasvir edilmiş bir motifin bulunduğu görülmektedir.

Diğer taraftan tavanın orta bölümü sahte bindirme tekniği kullanılarak çıtalarla diyagonal olarak yerleştirilmiş karelerden oluşmaktadır. Taş minare caminin minaresi kuzeydoğu köşesinde yer almaktadır. Minarenin şerefe ve petek kısmı birleştirilerek yekpare olarak düzenlenmiştir.

Söz konusu caminin minaresi tek şerefeli yivli yuvarlak gövdeli ve taş malzemeden inşa edilmiştir. Ayrıca minaresinin kaidesi de taştan yapılmıştır. Diğer taraftan yivli minare tezyinat (motif) açısından dikkat çekici özelliğe sahiptir. Ancak farklı zamanlardaki onarımlarla maalesef özelliğini yitirmiştir.

Paylaşın

Karabük: Lütfiye Camii

Lütfiye Camii; Karabük’ün Safranbolu İlçesi, Akçasu Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Akçasu Deresi üzerine bir kemere oturtularak yapılmış olan camiye, şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Caminin giriş kapısı üzerindeki kitabeye göre H.1269/M.1878-1879 yılında Müslih Beyzade Hacı Hüseyin Hüsnü tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Lütfiye Caminin mimarı Ulu Caminin de mimarı Anton Kalfadır.

Lütfiye cami Akçasu deresinin iki yanındaki kaya üzerine yuvarlak kemerlere oturtularak inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlı olarak moloz taşlardan inşa edilmiş olan Lütfiye caminin dış görünümü sade şekildedir. Lütfiye cami, ahşap örtüsü ve ahşap minaresi ile çevresinde bulunan diğer yapılarla bütünlük sağlamaktadır.

Ayrıca Lütfiye caminin giriş kapısının üzerinde kalker taş üzerine rika (arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı) biçiminde yazılmış bir kitabe bulunmaktadır. Lütfiye cami kuzey-güney doğrultusunda 13,70 x 7,30 m boyutlarında, düz ahşap tavanlı ve kiremit kaplı kırma çatıyla örtülüdür. Caminin kuzey kısmında ahşap mahfil (camilerde parmaklıkla ayrılmış yüksek yer) ve tavanın ortasında ise onikigen bir göbek bulunmaktadır.

Caminin beden (taşıyıcı) duvarları köşelerde düzgün kesme taş malzemeyle diğer kısımlarda ise kaba yonu taş malzemeyle inşa edilerek içeriden ve dışarıdan sıvanmıştır. Diğer taraftan caminin girişin kısmının solunda beden duvarları üzerinde ve mahfilden çıkılan çokgen gövdeli bir ahşap minare bulunmaktadır. Ayrıca Lütfiye caminin şerefe bölümü gövdeden hafif çıkıntılıdır.

Dıştan dışa 13,70 x 7,30 m boyutlarında olan Lütfiye caminin doğu cephesi duvarında altlı üstlü düzenlenmiş ikişerden dört adet pencere bulunmaktadır. Doğu ve Batı cephelerinin pencere düzenlemeleri ve sayısı aynıdır. Ayrıca caminin doğu cephesinin kuzey kenarında mahfile girişi sağlayan ikinci giriş kapısı bulunmakta ancak bu kapının günümüzde kullanılmadığı görülmektedir.

Diğer taraftan caminin güney cephesinde, altta dikdörtgen açıklıklı iki adet ve bunların üstünde üst kısmı üçgen
şeklinde üç adet pencere olmak üzere, toplam beş adet pencere bulunmaktadır. Lütfiye caminin kuzey cephesinde ise giriş kısmı ile birlikte merdivenlerin başlangıç kısmının yukarısında dikdörtgen açıklıklı bir adet pencerenin bulunduğu görülmektedir.

Ayrıca caminin inşa kitabesi de bu pencerenin altında yer almaktadır. Diğer taraftan kuzey cephenin batı kenarında bulunan giriş kısmı cephenin içine doğru kaydırılmış ve çift kanatlı ahşap bir kapı ile harime giriş sağlanmaktadır. İç Mekan Lütfiye cami, içten 13 x 5,9 m boyutlarında dikdörtgen planlı ve üstü ahşap çatılı bir camidir. Caminin kuzey kısmında iki katlı kadınlar mahfili bulunmaktadır.

Lütfiye caminin minaresi kuzey cephesinin batı tarafında bulunmaktadır. Caminin minaresinin tamamen ahşap malzemeyle inşa edildiği, kaidesinin olmadığı ve petek kısımlarının birleştirilerek yekpare olarak düzenlendiği görülmektedir. Ayrıca bu ahşap minarenin soğan formunda bir külahla sonlandığı ve dışının tamamen sacla kaplandığı görülmektedir

Paylaşın