Kale (Kuyumcular) Camii; Samsun’un İlkadım İlçesi, Kale Mahallesi, Cephane Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.
“Kale Camii”, “İç Kale Camii” “Kale İçi Camii”, “Kuyumcular Camii” ve “Kale Kapısı Mescidi” gibi isimlerle anılan cami, günümüzde orijinalliğini büyük ölçüde yitirmiştir.
Cami; batı duvarına gömülü olarak kapı üstünde bulunan, 0.58 x 0.43 m. ölçülerindeki taş üzerine, Selçuklu sülüsüyle kabartılarak yazılmış, Arapça kitabesine göre Mahmud oğlu Evhad el-Mevlevi tarafından, Sultan Ebu Said Han’ın zamanında, Timurtaş’ın yardımıyla H. 723 / M. 1323 yılında yaptırılmıştır. Kitabenin metni şöyledir:
“ ‘Amere haze’l –mescidü’l -mübarek fi eyyami’d-devleti Es-Sultani’l-a’zam Ebu Said Hân haleda’llahu Sultânehû ve fî zemâni Nur Timûrtaş ‘azze nasrahû Ed’afü’l -‘abid Evhad bin Mahmûd el-Mevlevî senete selâse ve işrîne ve seb’amie.”
Kitabede bani olarak adı geçen Mahmud oğlu Evhad el-Mevlevi, Samsun’un tanınmış mevlevilerindendir. Ebu Said Han, İlhanlı Devleti hükümdarı Sultânu’l-A’zam Alâeddin Ebu Sa’id Bahadır Han’dır. Noyan Timurtaş, son devir İlhanlı devlet adamlarının en nüfuzlularından olup İlhanlıların Anadolu Valisidir.
Samsun’da günümüze ulaşabilmiş, tarihi belli en eski belge durumundaki kitabeden anlaşılacağı üzere cami, Anadolu’nun İlhanlı hâkimiyetinde olduğu yıllarda yaptırılmıştır. 1869’daki büyük yangında ve akabinde Kale Mahallesi’nde “mütareke” yıllarındaki (1918) yangında, kale içindeki birçok tarihi eserle birlikte yapının zarar görmüş olabileceği akla gelmektedir.
Cami 1968-70 yıllarında halk tarafından esaslı bir şekilde tamir edilmiş, yanına ve üstüne ilaveler yapılmış, bugünkü şeklini büyük ölçüde bu yıllarda almıştır. 2003 yılında yapının cephesi, betebeyle kaplanmış ve giriş cephesindeki abdest muslukları çevresinde yeni bir düzenleme yapılmıştır.
Düz bir alanda kurulan yapının batısı sokağa açılırken, diğer cepheleri kuyumcu dükkânlarıyla sarılmıştır. Kapının bulunduğu doğu cephesinin alt kesimi mermer, üstü betebe kaplandığından cami, modern bir görünüm almıştır. Bugün orijinal olarak kabul edilebilecek bölüm, kapının açıldığı kuzey-güney doğrultusunda dikine uzanan dikdörtgen kesimdir.
Güneyde sivri beşik tonoz, kuzeyde pandantiflerle geçilen kubbeyle örtülü mekânın batısı, sonradan yapılan betonarme kesime geçilecek şekilde, kemerli olarak açık bırakılmıştır. Yapının kuzeydoğu köşesinde yükselen minare, orijinalliğini yitirmiş olup bu günkü görümünü 1968–70 yılındaki tamirden almış olmalıdır.