Erkeklerde Ve Kadınlarda Diyabet

Diyabet (şeker hastalığı), özellikle tip 2, kadınlardan çok erkeklerde daha sık görülür. Bununla birlikte, dişiler genellikle daha ciddi komplikasyonlara ve daha yüksek ölüm riskine sahiptir.

Haber Merkezi / Çocuklarda daha sık görülen tip 1 ve yetişkinlerde daha sık görülen tip 2 olmak üzere iki tip diyabet vardır. Tip 1 diyabet, pankreastaki insülin üreten beta hücrelerine verilen otoimmün yanıttan kaynaklanır ve genler ve çevresel faktörlerle ilişkilidir.

Tip 2 diyabet, kilo alımı, hareketsiz yaşam tarzları ve kötü beslenme ile ilişkili artan insülin direncinden kaynaklanır. Tip 2 diyabet erkeklerde daha sık görülür, özellikle 35-54 yaşlarında, erkeklerin diyabet geliştirme olasılığının iki kat daha fazla olduğu ve çok daha düşük bir ortalama BMI’de başladığı görülür.

Testosteron ve diyabet

Androjen hormonu ‘testosteron’ erkek ergenlik döneminde hayati öneme sahiptir. Kasların ve saçların büyümesini, ses değişikliklerini ve genital gelişimi uyarır. Bu hormon aynı zamanda bir erkeğin yaşamı boyunca sperm üretimine ve libidoyu sürdürmeye yardımcı olması açısından da önemlidir.

Kadınlar ayrıca, özellikle menopozdan sonra hormon dengesinin korunmasına yardımcı olan son derece düşük hacimlerde testosteron üretirler.

Son zamanlarda yapılan araştırmalar, bu hormon ile erkeklerde tip 2 diyabet gelişimi arasında bağlantı olduğunu ve düşük testosteron düzeylerinin daha büyük bir riske yol açtığını göstermiştir. Tersine, yüksek kan testosteron düzeyleri olan kadınların daha büyük risk altında olduğu tespit edilmiştir.

Testosteron, yağların depolanmasında rol oynar. İki farklı yağ birikimi türü vardır, deri altı yağ birikimi ve visseral yağ birikimi, konumlarına göre farklılık gösterir, birincisi cildin yüzeyinde ve ikincisi organların çevresinde bulunur.

Tip 2 diyabet, artan viseral yağ birikimi riski ile doğrudan bir korelasyona sahiptir. Araştırmalar ayrıca erkeklerde düşük testosteron düzeylerinin viseral yağ birikimini artırarak tip 2 diyabetin artmasına neden olduğunu göstermiştir.

Bu özellikle endişe vericidir çünkü tüm erkeklerin 6’da 1’inde düşük testosteron bulunur, bu da zayıf kas oluşumuna, artan yağ depolamasına ve diyabet riskinde çarpıcı bir artışa yol açar.

Erkeklerde ve kadınlarda diyabet komplikasyonları

Çoğu diyabetik semptom erkek ve kadınlarda aynıdır. Bu genel semptomlar arasında sürekli susama, sürekli idrara çıkma, yorgunluk, baş dönmesi ve kilo kaybı bulunur.

Ancak özellikle erkeklerde görülen semptomlar kas kütlesi kaybı ve genital pamukçuktur. Ek olarak, kadınlar sıklıkla genital maya enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları ve polikistik over sendromu gibi semptomlar yaşarlar.

Doğru yönetilmezse, diyabet birçok ciddi sağlık komplikasyonuna yol açabilir. Bunlar ampütasyon, nöropati, retinopati, kardiyovasküler hastalık ve böbrek hastalığını içerir. Diyabetli erkeklerin %45’i ayrıca sinir, kas ve kan damarı hasarı nedeniyle erektil disfonksiyon geliştirir. Bununla birlikte, kadınların kalp hastalığı, böbrek hastalığı ve depresyon olasılığı çok daha yüksektir. Genel olarak, bu, kadınlar için erkeklere kıyasla çok daha yaşamı tehdit edici hale getirir.

Diyabetli kadınların ek bir sorunu menopozdur. Şeker hastalığının hormonlardaki bu değişiklikle birleşmesi kan şekerinde daha fazla artışa, kilo alımına ve uyku sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, önceki sağlık sorunlarını daha da kötüleştiren ciddi komplikasyonların daha da gelişmesine yol açabilir.

Genel olarak, erkeklerde erektil disfonksiyon ve kas kütlesi kaybı gibi ek komplikasyonlarla birlikte daha düşük bir VKİ’de diyabet gelişebilir. Bunun olası bir nedeni, erkeklerde daha sonraki yaşamda testosteron kaybıdır.

Bununla birlikte, diyabetli kadınlar, olası kalp hastalığı gibi daha ciddi sonuçlarla karşı karşıyadır. Bu nedenle, diyabet her cinsiyeti farklı şekilde etkiler ve yaşamı değiştiren ciddi sağlık komplikasyonlarına yol açabilir.

Paylaşın

Kilolu ve Obez Hamile Kadınlar İçin Diyet

Fazla kilolu veya obez kadınlar, hamilelik sırasında ciddi sağlık komplikasyonları geliştirme riski altındadır. Aşırı gestasyonel kilo alımı, diyabet, preeklampsi ve doğum kusurları geliştirme riskini artırabilir. 

Haber Merkezi / Bununla birlikte, uygun beslenme yönetimi yoluyla gebelikte kilo alımını güvenli bir şekilde kısıtlayarak bu komplikasyonlardan kaçınılabilir.

Fazla kilolu veya obez olmak hamileliği nasıl etkileyebilir?

Fazla kilolu (BMI: 25 – 29,9) veya obez (BMI: ≥30) olmak, özellikle hamilelik sırasında çeşitli risk faktörleriyle ilişkilendirilebilir. Başlıca sağlık sorunları arasında gestasyonel diyabet, preeklampsi, uyku apnesi ve doğum kusurları bulunur.

Gestasyonel diyabetli kadınlar ve bebekleri, hayatlarının ilerleyen dönemlerinde tip 2 diyabet geliştirme riski altındadır . Ayrıca sezaryen doğum şansını önemli ölçüde artırır. Benzer şekilde, çok yüksek tansiyona sahip olmak olarak tanımlanan preeklampsi, karaciğer ve böbrek yetmezliği gibi ciddi sağlık komplikasyonlarına neden olabilir.

Ayrıca nöbetlere (eklampsi) ve felce de yol açabilir. Preeklampsi gelişme riski, uyku sırasında solunumun kesilmesi ile karakterize olan hamilelik sırasında uyku apnesi ile artabilir. Uyku apnesi, aşırı yorgunluğa neden olmasının yanı sıra akciğer ve kalp rahatsızlıklarına da yol açabilir.

Obezite de bebeği riske atabilir. Obez kadınların düşük yapma riski normal kilolu kadınlara göre daha yüksektir. Ayrıca obezite, erken doğum, ölü doğum, uzun süreli doğum ve doğumdan sonra aşırı kan kaybı ile ilişkilidir.

Obez kadınların karşılaştığı bir diğer yaygın sorun, yüksek doğum ağırlıklı (makrozomi) bebek sahibi olmaktır. Bu tür bebekler gelecekte obez olmaya daha yatkındır. Ayrıca, obez annelerden doğan bebeklerin nöral tüp kusurları da dahil olmak üzere doğum kusurları geliştirme riski daha yüksektir.

Fazla kilolu/obez kadınlar nasıl sağlıklı bir hamilelik geçirebilir?

Yüksek gestasyonel kilo alımı, obezite ile ilişkili komplikasyonların ana nedenidir. Obez kadınların %50’den fazlası aşırı kilo alıyor, bu da mevcut gebelik kilo alımı kılavuzlarından önemli ölçüde daha yüksek.

Hamilelikle ilgili komplikasyonların yanı sıra, aşırı kilo alımı, kadınlarda obezite salgınının ana nedeni olarak kabul edilen doğum sonrası kilo tutma riskini artırabilir. ABD Tıp Enstitüsü’ne göre, sağlıklı kilolu, fazla kilolu ve obez kadınlar, gebelik ağırlık artışını sırasıyla 11.5 – 16 kg, 7 – 11.5 kg ve 5 – 9 kg ile sınırlandırmalıdır.

Hamilelik sırasında obeziteye bağlı komplikasyon riskini azaltmanın en iyi yolu, hamileliği planlamadan önce kilo vermektir. Sağlıklı bir hamileliği yönetmek için mevcut vücut ağırlığının sadece %5-7’sini kaybetmek etkili olabilir. Bununla birlikte, aşırı kilolu/obez kadınların hamilelik sırasında kilo alımını yönetmeleri için çeşitli kılavuzlar geliştirilmiştir.

281 fazla kilolu veya obez hamile kadını kapsayan yakın tarihli bir çalışma, sağlıklı beslenme ve aktif yaşam tarzını içeren uygun beslenme yönetiminin hamile kadınların hamilelik sırasında daha az kilo almasına yardımcı olabileceğini ve bunun daha uzun bir süre devam ettirilebileceğini ortaya koymuştur. .

Bu çalışmadaki kadınlar, çoğunlukla sebze, meyve, kuruyemiş, kepekli tahıllar, balık ve yağsız etten oluşan ‘DASH (Hipertansiyonu Durdurma Diyet Yaklaşımı) diyetini’ tüketmiştir. Diyet, daha yüksek miktarda kalsiyum, potasyum ve yağsız protein içerdiğinden özellikle hamile kadınlar için uygundur.

Fiziksel aktivite ile ilgili olarak, kadınlar günlük 30 dakikalık yürüyüş gibi orta düzeyde egzersiz yapmışlardır. Ayrıca metabolizmayı optimal seviyede tutmak için günde en az 7-9 saat uyumaları da teşvik edilmiştir.

Hamile kadınların günlük yemeklerinde başlıca nişastalı gıdalar, lif bakımından zengin gıdalar ve çeşitli meyve ve sebzeler bulunmalıdır. Kızartılmış yiyeceklerden ve şekerli yiyeceklerden kaçınılmalıdır. En önemlisi, bebeğe zararlı olabileceğinden diyet veya aşırı kalori kısıtlamasından her zaman kaçınılmalıdır.

Gestasyonel diyabet sonuçlarından kaçınmak için düşük glisemik indeksli gıdaları tüketmek ve rafine karbonhidrat ve doymuş yağlardan kaçınmak daha iyidir. Bu, glikoz toleransını iyileştirmeye ve insülin direncinin üstesinden gelmeye önemli ölçüde yardımcı olabilir. Ayrıca gebelikte n-3 çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin besinlerin tüketilmesinin çocukta obezite riskini azalttığı bilinmektedir.

Folik asit ve D vitamini gibi takviyeleri almak, hamilelik sırasında obezite ile ilgili komplikasyonları yönetmeye de yardımcı olabilir. Örneğin folik asit, bebekte nöral tüp defekti riskini azaltmaya yardımcı olur.

Obez kadınların günlük 5 mg folik asit almaları tavsiye edilir, buna gebeliğin 13. haftasına kadar devam edilmelidir. Obez kadınların çoğunda D vitamini yoktur. Bu nedenle hamilelik sırasında günlük 10 mikrogram D vitamini almak da önemlidir.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Paylaşın

Kadına Şiddete Cezaları Artıran Teklif Meclis’te

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), kadına ve sağlık çalışanlarına şiddet suçlarında cezai yaptırımı artıran yasa teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sundu.

Teklifle “ısrarlı takip” ilk kez müstakil suç olarak Türk Ceza Kanunu’na girerken, hakimin takdirine bağlı verilen “iyi hal indirimi”ne sınırlama getiriliyor.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre yasa teklifi ile getirilen bazı önemli düzenlemeler şöyle: İyi hal indirimine sınırlama ve pişmanlık koşulu.

Türk Ceza Yasası’nın 62. Maddesinde düzenlenen ve cezanın hafifletilmesi nedeni sayılan hakimin “takdiri indirimi” için pişmanlık koşulu getiriliyor.

Kamuoyunda “iyi hal indirimi” olarak da bilinen sözkonusu maddedede, hakime ucu açık takdir yetkisi veren, “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar” hükmünden “gibi hususlar” ifadesi çıkarılarak sınırlanıyor.

Ayrıca, failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları” yerine, “pişmanlığını gösteren davranışları”na göre takdiri indirim hakkının kullanılabileceği hükme bağlanıyor.

Kadını öldürmeye ağırlaştırılmış müebbet

Kadına karşı şiddet suçları “nitelikli hal” kapsamına alınarak, ağırlaştırma nedeni haline getiriliyor.

Buna göre, kasten öldürme suçu kadına karşı işlenmesi halinde müebbet ceza yerine “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası öngörülürken, kasten yaralamada alt sınır 4 aydan 6 ay hapse, tehditte 6 aydan 9 aya, işkence suçlarında 3 yıldan 5 yıla, eziyet etme halinde ise cezanın alt sınırı 2 yıldan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çıkarılıyor.

Şiddet mağduru kadınlara talep etmeleri halinde baro tarafından ücretiz avukat görevlendirilecek.

Israrlı takip, yasaya giriyor

Teklif ile getirilen bir başka önemli düzenleme ise en çok şikayet konusu olan fiillerin başında gelen “ısrarlı takibin” ilk kez müstakil suç olarak düzenlenip ceza yasasına girmesi.

Buna göre, “ısrarlı şekilde” fiziken takip etmek, haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak, fiillerinin, mağdurda ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da mağdurun kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olması hali, ısrarlı takip suçu olarak düzenleniyor.

Israrlı takip suçuna 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Bu suçun çocuğa, ayrılık kararı verilen veya boşanılan eşe karşı işlenmesi; mağdurun okulunu, işyerini, konutunu terk etmesine neden olması, hakkında uzaklaştırma kararı verilen fail tarafından işlenmesi halinde ise cezanın 1 yıldan 3 yıla kadar artırılması öngörülüyor.

Ayrıca, ısrarlı takip suçları, “uzlaştırma” kapsamı dışında tutuluyor.

Sağlıkçılara şiddet de katalog suç kapsamına alınıyor

Kadına karşı, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama suçu, “canavarca hisle işlenen suçlar” ile sağlık çalışanlarına görevi sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu da “tutuklama nedeni” sayılan “katalog suçlar” kapsamına alınıyor.

Kamu, özel sektör veya vakıf üniversitelerinde görev yapan sağlık çalışanları hakkında yaptıkları muayene, teşhis, tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle soruşturma açılması “izne” bağlanıyor.

Tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle soruşturma yapılabilmesi, Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulacak olan “Mesleki Sorumluluk Kurulu”nun iznine bağlı olacak.

Kamu kurumları ile devlet üniversitelerinde görev yapan sağlık çalışanlarının tıbbi işlem ve uygulamalarından kaynaklı zararların tazmini için açılan davaların, ilgilisine rücusu konusunda da kurul yetkili olacak.

Paylaşın

Ocak Ayında 26 Kadın Erkekler Tarafından Katledildi

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Ocak 2022 Raporunu yayınladı. Yayınlanan rapora göre, Ocak ayında 26 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 28 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu.

Haber Merkezi / Rapora göre, Ocak ayında öldürülen 26 kadının 13’ü evli olduğu erkek, 5’i tanıdık, 3’ü eskiden birlikte olduğu erkek, 2’si oğlu, 1’i birlikte olduğu erkek ve 1’i de akrabası tarafından öldürülmüştür. Öldürülen kadınların 1’inin faille olan yakınlığı tespit edilememiştir.

Kadınların 15’i evinde, 4’ü sokak ortasında, 2’si iş yerinde, 2’si arabada, 1’i ise restoranda öldürülmüştür. Öldürülen kadınların 2’sinin nerede öldürüldüğü tespit edilememiştir. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 58’i evlerinde öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların 13’ü ateşli silahlarla, 7’si kesici aletlerle, 3’ü boğularak, 3’ü darp edilerek öldürüldü.

Kadınların çalışma durumlarını tespit etmek ise çok zor. Önemli olan bu verinin de basın mensupları tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ay ulaşılabilen veriye göre öldürülen kadınların 7’si bir işyerinde çalışıyor, 19 kadının çalışma durumu bilinememektedir.

Ocak ayı raporunda Platform tarafından “Ocak ayında öğrendiğimiz 28 kadının şüpheli ölümleri bir an önce açığa çıkarılmalıdır. Yapılacak şey bellidir; İstanbul Sözleşmesi fesih kararı geri çekilmeli, 6284 sayılı koruma kanunu ve İstanbul Sözleşmesi tüm kurum ve kuruluşlarla beraber etkin ve bütünlüklü uygulanmalıdır. Şüpheli kadın ölümlerinin soruşturmaları dikkatli bir şekilde incelenmeli ve hızlıca sonuçlandırılmalıdır.” denildi.

Ocak ayında öldürülen 26 kadın

  • Ankara’da 25 yaşındaki Esra Hankulu 5 Ağustos 2021 tarihinde ölü bulunmasıyla ilgili davada savcı, mütalaa verdi. Mütalaada adli tıp raporuna dayanan savcı; Ümitcan Uygun’un evde bulunduğunu belirterek “Alınan raporlardan ve sanıkların beyanlarından anlaşılacağı üzere vücuttaki darbelerden sonra 1 saat içerisinde maktulün kustuğu ve şuurunun bozulduğu, bu şekilde maktül Hankulu’nun Ümitcan Uygun tarafından öldürüldüğü belirlenmiştir.” dedi.
  • Van’da 47 yaşındaki Zeynep Şengüler, evli olduğu erkek Mehmet Veysi Şengüler tarafından kıskançlık bahanesiyle tabancayla vurularak öldürüldü. Fail ifadesinde cinayet için uzun süre plan yaptığını belirtti.
  • İstanbul’da 44 yaşındaki Nermin Celep, birlikte olduğu Ramazan Su tarafından önce sokak ortasında darp edildi daha sonra takside bıçaklanarak öldürüldü. Ramazan Su’nun daha önceden “kasten yaralama”, “Taksirle yaralama”, “Cinsel saldırı” “kötü muamele” gibi suçlardan kaydı olduğu belirlendi.
  • İstanbul’da Gülbeyaz Oruçgüney oğlu Orhan Oruçgüney tarafından bıçaklanarak öldürüldü.
  • Denizli’de 69 yaşındaki Safiye Gülkaya evli olduğu Cafer Gülkaya tarafından tüfekle vuruldu. Fail tutuklandı.
  • Gaziantep’te 40 yaşındaki üç çocuk annesi Nurcan Kartal evli olduğu Nurettin Kartal tarafından 11 kez bıçaklandı. Nurcan hastanede yaşam mücadelesini kaybetti. Fail gözaltına alındı.
  • Antalya’da bir kafede çalışan 17 yaşındaki Edanur Demir tabancayla vurularak hayatını kaybetti. Fail Semih Melih D. ifadesinde “Edanur ile şakalaşıyorduk. Tabanca ile şaka yapmak istedim. O da ‘ben tabancadan korkmam’ dedi. Ben de önce ayağına daha sonra namluyu başına çevirip, tetiğe bastım. Böyle olacağını bilmiyordum” dedi.
  • İstanbul’da 28 yaşındaki Avukat Dilara Yıldız bir restoranda yemek yerken eskiden birlikte olduğu Oktay Dönmez tarafından kendisiyle barışmayı kabul etmediği bahanesiyle ateşli silahla öldürüldü. Dilara Yıldız’ın faili birçok kez şikayet ettiği ve uzaklaştırma kararı bulunduğu ortaya çıktı.
  • İstanbul’da 37 yaşındaki Safura Gülistan, evli olduğu erkeğin babası Galip Gülistan tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Cinayetine ilişkin 7 şüpheli adliyeye sevk edildi. Şüphelilerin, aldatma iddiası üzerine aile meclisi kararıyla infaz kararı aldıkları kaydedildi.
  • Mersin’de 24 yaşındaki Raziye Oskay, birlikte olmayı reddettiği Barış Can Uçuk tarafından sokak ortasında tabanca ile vuruldu. Raziye’nin yıllardır tehdit ve psikolojik şiddete maruz kaldığı, fail hakkında birçok kez şikayetçi olduğu ve uzaklaştırma kararı aldırdığı öğrenildi.
  • Gaziantep’te 26 yaşındaki Dilan Palamut, evli olduğu Ökkeş Palamut tarafından silahla vuruldu. Fail, Dilan’ın intihar ettiğini söyleyerek cinayeti gizlemeye çalışmıştı.
  • İstanbul’da hemşire olarak çalışan 33 yaşındaki Ömür Erez, eskiden birlikte olduğu Rahmi Uygun tarafından çalıştığı yerde silahla vurularak öldürüldü. Failin birçok farklı suç kaydı olduğu ortaya çıktı.
  • Balıkesir’de 40 yaşındaki Elif Turan, boşanma aşamasında olduğu Kamil Turan tarafından sokak ortasında ateşli silahla vurularak öldürüldü.
  • Mersin’de 22 yaşındaki Rim A. hamileyken evli olduğu Nasır A. tarafından öldürülüp evlerinin arkasındaki araziye gömdüğü ortaya çıktı. Fail ve olayı gizleyen yakınları gözaltına alındı.
  • Bursa’da 31 yaşındaki Gözde Korku evli olduğu Orcay Korku tarafından kıskançlık bahanesiyle ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail aynı silahla intihar etmeye çalıştı.
  • Ankara’da 30 yaşındaki Özge Nur Tekin, Erdal Kaya isimli din tüccarının yönlendirmesiyle evli olduğu erkek tarafından sırtına 100 kez oklavayla vurularak öldürüldü.
  • İzmir’de hakkında 6 ay önce kayıp başvurusu yapılan 38 yaşındaki Sinem Karaboğa’nın, evli olduğu Ferhat Karaboğa tarafından kıskançlık bahanesiyle boğularak öldürüldüğü ortaya çıktı. Cinayet 3 yıl sonra failin itirafı sonucu ortaya çıktı.
  • Adıyaman’da 25 yaşındaki iki çocuk annesi Canan Işık boşanma aşamasında olduğu Mahmut Işık tarafından sokak ortasında bıçaklanarak öldürüldü. Birkaç kez ayrılık kararı alan Canan Işık’ın aile büyüklerinin araya girmesiyle yeniden Mahmut Işık’ın yanına döndüğü öğrenildi. 3 ay önce şiddet gören Canan Işık, 2 çocuğunu da alarak Kadın Sığınma Evi’ne yerleşmiş ve Aralık ayında Mahmut Işık’tan boşanmak için dava açmıştı.
  • İstanbul’da 47 yaşındaki Hanpaşa Özbek evli olduğu İsmail Özbek tarafından plastik kelepçeyle boğularak öldürüldü. Polis ekiplerini arayıp, “Eşimi öldürdüm gelin beni alın” diyerek kendini ihbar etti.
  • Ankara’da 35 yaşındaki Funda Koyuncu, evli olduğu Recep Koyuncu tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Fail gözaltına alındı.
  • Antalya’da 57 yaşındaki Saadet Tutkanç, tanıdığı Vural Yılmaz tarafından boğularak öldürüldü ve evdeki sandığa saklandı. 17 Aralık’ta gerçekleşen olay, 5 Ocak’ta fail tarafından itiraf edilince ortaya çıktı. Fail tutuklandı.
  • Tekirdağ’da 22 yaşındaki Esra Ustaoğulları evli olduğu erkek İlker Ustaoğlu tarafından çocuklarının gözü önünde silahla öldürüldü. Fail intihar etti.
  • Adana’da Hüda Gün ve annesi Naima Gün Hüda’nın birlikte olduğu kişinin erkek kardeşi tarafından başlarından silahla vurularak öldürüldü. Evden çıkan A.A. isimli fail plakası sökülmüş motosikletine binip kayıplara karıştı.
  • Afyon’da 58 yaşındaki Hacer Evlice oğlu Ahmet Evlice tarafından bıçakla boğazı kesilerek öldürüldü.  Fail ilk ifadesinde annesini evde kanlar içinde bulduğunu iddia etmişti. Evi dağıtarak hırsızlık süsü veren, annesinin altınlarını ve parasını  alan fail çapraz sorguda suçunu itiraf etti, tutuklandı.
  • İzmir’de 48 yaşındaki Günay Özyıldız oturduğu apartmana girdiği sırada Ömer Al tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Fail tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Şüpheli kadın ölümleri

  • Konya’da 20 yaşındaki Melike Şahin, birlikte olduğu Kadir Yallagöz’ün 4. Kattaki evinden düşerek hayatını kaybetti.
  • Gaziantep’te 22 yaşındaki Adile Kılınç, 4. Kattaki evinin balkonundan düşerek hayatını kaybetti. O sırada evde bulunan birlikte olduğu Çağrı Şaşmaz tutuklandı.
  • Şanlıurfa’da 5 çocuk annesi 30 yaşındaki Nesibe Alas, evinde ensesinden vurulmuş halde bulundu.
  • Denizli’de 21 yaşındaki Ayşegül Meci, iki arkadaşıyla birlikte kaldığı apart dairede hayatını kaybetti.
  • Ankara’da 26 yaşındaki Şevval Abanoz, kullanılmayan eski bir hastanede ölü bulundu. Hastanenin 3. Katından düşme sonucu ağır yaralanan Şevval, burada uzun süre yaralı kaldığı için donarak hayatını kaybetti. 3 ay önce evlendiği öğrenilen Şevval’in ailesi evli olduğu erkeğin Şevval’e şiddet uyguladığını ifade etti.
  • İstanbul’da 30 yaşındaki Kübra Ece, binanın 4. Katından düşerek hayatını kaybetti. Evde bulunan 7 kişi gözaltına alındı.
  • Kırıkkale’de 35 yaşındaki 2 çocuk annesi Hayriye Ulusoy bir barajda ölü olarak bulundu.
Paylaşın

Afganistan’da Kadın Öğrenciler Üniversiteye Geri Döndü

Taliban yönetimindeki Afganistan’da kadın öğrencilerin üniversiteye dönmesine izin verildi. Taliban, 1996 – 2001 yılları arasında iş başında olduğu dönemde, kız çocuklarının okula gitmesini yasaklamıştı.

Taliban’ın yönetime gelmesinden bu yana kapalı olan devlet üniversiteleri, kapılarını bu hafta tekrar öğrencilere açtı. Taliban, kadın öğrencilerin üniversiteye alınması konusunda resmi bir açıklama yapmadı, ancak Reuters ajansına bilgi veren yetkililere göre, fiziksel olarak erkek öğrencilerden ayrı tutulmaları koşuluyla derslere girmelerine izin veriliyor.

Celalabad kentindeki bir görgü tanığı da, bu hafta açılan devlet üniversitelerinden Nangarhar’a kadın öğrencilerin ayrı bir kapıdan alındığını gördüğünü söyledi.

Geçen yıl 15 Ağustos’ta Başkent Kabil ve ülkenin büyük bir kısmında kontrolü tekrar ele geçiren Taliban, “artık değiştiğini” iddia etmekle birlikte, kadınlara yönelik sert ve baskıcı politikalarına devam ediyor. Birçok kadının işe gitmesine izin vermediği gibi birçok eyalette de ortaöğrenim çağındaki kız çocukların okula gitmesine izin verilmiyor.

Bazı özel üniversiteler de tekrar açıldı, ancak birçoğunda kadın öğrencilere derslere girme izin verilmedi. Uluslararası toplumun, dış dünyanın yardımına ihtiyaç duyan Afganistan’a getirdiği en önemli koşul, kız çocukların ve kadınların eğitimine izin vermesi.

Birleşmiş Milletler, kadın öğrencilerin devlet üniversitelerine alınmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu konuda resmi bir bilgiye sahip olduğu mesajını vermiş oldu.

Afganistan’daki Birleşmiş Milletler Temsilciliği, dün gece Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Üniversitelerin 2 Şubat’ta tüm kadın ve erkek öğrencilere açılmaya başlamasını memnuniyetle karşılıyoruz. Tüm gençlerin eğitimde fırsat eşitliğine sahip olması için bu çok önemli” ifadesini kullandı.

Adının açıklanmaması koşuluyla bilgi veren bir yetkili, Reuters ajansına üniversitelere, kadın öğrencileri erkeklerden ayrı tutmak için ayrı sınıflar açılması ve farklı saatlerde derse alınmaları gibi seçenekler verildiğini söyledi.

Nangarhar Üniversitesi Rektörü Khalil Ahmad Bihsudwal, Reuters ajansına üniversiteye devam eden kadın ve erkek öğrencilerini farklı sınıflarda okutacaklarını bildirdi. Birçok eyalette de bu yöntem uygulanıyor.

Afganistan’da bugün sadece daha sıcak bölgelerdeki üniversiteler açıldı. Başkent Kabil de dahil olmak üzere, daha soğuk bölgelerdeki üniversitelerin 26 Şubat’ta açılması bekleniyor.

Paylaşın

Afganistan’da Kadınlar Sistematik Olarak Toplum Dışına İtiliyor

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliğine bağlı uzmanların hazırladığı raporda, Afganistan’da iktidarı 15 Ağustos’ta ele geçiren Taliban’ın düzenli ve sistematik olarak kadınları toplum dışına ittiği uyarısı yapıldı.

Afganistan’da kadın ve kızlara yönelik şiddet ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın kurumsallaştığına dikkat çeken uzmanlar, kadınların işlerine geri dönmelerine izin verilmemesi, kamuya açık alanlarda yanlarında bir erkeğin bulunması gerekliliği, tek başlarına toplu taşıma araçlarını kullanamamaları, kıyafet kısıtlamaları gibi uygulamalara işaret etti.

Raporda söz konusu kısıtlamaların kadınların geçimlerini sağlamalarını büyük ölçüde zorlaştırdığı ve kadınları yoksulluğa ittiği belirtildi. İnsan hakları uzmanları ayrıca Taliban’ın “geçici” diyerek yürürlüğe koyduğu ve kız çocuklarının yedinci sınıftan sonra okumalarını engelleyen uygulamanın da hala sürdüğüne işaret etti.

Kolektif cezalandırma

Raporda, “Tüm bu önlemler bir arada ele alındığında bu politikalar kadın ve kızların kolektif cezalandırmaya tabi tutulmaları anlamına gelmektedir. Kadınları ekonomik, sosyal ve siyasi alandan dışlamaya yönelik sürekli ve sistematik çabalardan endişe duymaktayız” ifadelerine yer verildi.

BM uzmanları, çocuk yaşta evlilikler, zorla evlendirme, cinsel sömürü ve zorla çalıştırma amaçlı kaçırmaların da kadın ve kızların sömürülmeleri riskini artırdığına dikkat çekti.

Kadın ve kızların korunması için eski yönetim döneminde oluşturulan Kadın İşleri Bakanlığının lağvedilmesi ve Bağımsız İnsan Hakları Komisyonunun mülklerine el konması, kadın barınma merkezlerinin kapatılması gibi uygulamalara da değinilen raporda, kadın ve kızların kamusal yaşamdan adım adım silinmesi girişimine tanık olunduğu kaydedildi.

Raporda, kadın insan hakları savunucuları, sivil toplum liderleri, hakim ve savcılar, güvenlik güçlerindeki kadın yetkililer, eski hükümet mensupları ve gazetecilerin özel tehlike altında bulunduğuna, pek çoğunun ülkeyi terk etmeye zorlandığına da vurgu yapıldı.

BM uzmanları uluslararası toplumu Afgan halkının acil ihtiyaç duyduğu insani yardımı hızlandırmaya, kadın haklarına yönelik ihlaller konusunda yönetimdekilerden hesap sormaya ve kadınların temel haklarına yönelik kısıtlamaların derhal kaldırılması için baskı uygulamaya çağırdı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Afganistan’da Kadınlar, Erkek Refakatçi Olmadan Seyahat Edemeyecek

Afganistan’da kadınlar erkek akraba eşlik etmedikçe kısa mesafeler dışında yalnız seyahat edemeyecek. İyiliğe Davet ve Kötülükten Sakındırma Bakanlığı sözcüsü Sadık Akif Muhacir, “72 kilometreden fazla seyahat eden kadınlara, yakın bir aile üyesi eşlik etmiyorsa taşınmamalı” dedi.

Euronews’te yer alan habere göre; Bakanlık yayınladığı bildiride, tüm araç sahiplerine sadece hicap giyen kadınlara hizmet sunma çağrısı yaptı.

Daha önce Afganistan televizyon kanallarından kadın oyuncuların yer aldığı dizileri göstermeyi durdurmasını isteyen Bakanlık, son olarak kadın TV muhabirlerine sunum yaparken başörtüsü takmaları çağrısında bulundu. Bakanlığın direktifinde ayrıca insanlardan araçlarında müzik çalmamaları da istendi.

Taliban yönetimi, ağustos ayında evden çıkan kadına erkek vasinin eşlik etmesi şartının sadece üç gün ya da daha uzun süren seyahatler için geçerli olacağını; bu kuralın okula, iş yerine, üniversiteye ya da hastaneye giderken geçerli olmayacağını duyurmuştu.

“Kız öğrenciler orta eğitimden uzak”

Diğer yandan bu ayın başlarında, kadın haklarının uygulanması için kararname yayınlayan Taliban, bu noktada kısıtlamalara devam etti. Birçok ilde okullar açılmasına rağmen “kız öğrenciler orta öğretimden uzak tutulmaya” devam ediyor.

Ekonomik krizdeki ülkenin uluslararası yardımlardan yararlanması için kadın haklarında iyileştirme yapılması isteniyor. Taliban’ın 1996-2001’de Afganistan’daki iktidarı döneminde çalışma ve eğitimden men edilen kadınların sadece erkek refakatçi ile evden çıkmalarına izin veriliyordu.

Eylülde geçici hükümetini açıklamasının üzerinden yaklaşık 4 ay geçmesine rağmen henüz hiçbir ülke Taliban hükümetini resmen tanımadı.

Paylaşın

125 Ülkede Kadın Nüfusu Erkek Nüfusundan Daha Fazla

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yapılan 201 ülke/bölgeyi kapsayan araştırmada 125 ülkede kadın nüfusun erkeklerden daha fazla olduğu ortaya çıktı. Erkek nüfusa göre 10 milyon daha fazla kadının yaşadığı Rusya bu alanda ilk sırada yer aldı. Rusya’yı sırasıyla 3,79 milyon fazla kadın sayısıyla Brezilya, 3,46 milyonla ABD ve 3,18 milyonla Ukrayna takip etti.

Euronews’te yer alan haber şöyle; Dünya çapında 125 ülkede kadın nüfusu erkekleri geride bırakırken, Türkiye’de dengeli bir dağılım oluştu. Avrupa Birliği ülkelerinde ise kadın nüfusun erkeklerden yüzde 5 daha fazla olduğu belirlendi.

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) Birlik ülkelerinde nüfusun cinsiyet dağılıma dair topladığı verileri yayınladı. Buna göre, Avrupa Birliği ülkelerinde 2020 yılında kadın nüfusu erkekleri yüzde 5 geçti. Birlik üyesi çoğu ülkede kadın nüfusu erkeklerden fazla olurken en fazla fark yüzde 17 ile Letonya’da ölçüldü.

Kadın nüfusunun en fazla olduğu ülkeler yüzde olarak Letonya’nın ardından şöyle sıralandı: Litvanya yüzde 14, Portekiz yüzde 12 ve Estonya yüzde 11,. Malta Slovenya, Lüksemburg ve İsveç’te durum terse döndü, buralarda erkek oranı kadınları geçti.

AB üyesi ülkelerde genel ortalamada daha az olan erkek nüfus 18 yaş altında kadınları geride bıraktı. Bu yaş aralığında erkeklerin oranının kadınlara göre yüzde 5 daha fazla olduğu tespit edildi. Ancak 65 yaş ve üzerinde kadın nüfusunun yüzde 33 erkeklerden daha olduğu kaydedildi.

Rusya’da kadın sayısı 10 milyon daha fazla

Birleşmiş Milletler tarafından yapılan 201 ülke/bölgeyi kapsayan araştırmada ise 125 ülkede kadın nüfusun erkeklerden daha fazla olduğu ortaya çıktı. Erkek nüfusa göre 10 milyon daha fazla kadının yaşadığı Rusya bu alanda ilk sırada yer aldı. Rusya’yı sırasıyla 3,79 milyon fazla kadın sayısıyla Brezilya, 3,46 milyonla ABD ve 3,18 milyonla Ukrayna takip etti.

BM verilerine göre 76 ülke/bölgede ise erkek nüfusu kadınları geride bıraktı. Hindistan’da kadın nüfusa oranla 54.4 milyon daha fazla erkek bulunuyor. Bu ülkeyi 36,83 milyon fazla ile Çin takip ediyor. Ayrıca 12 ülkede daha erkek nüfusun kadınlardan 1 milyon daha fazla olduğu belirlendi.

BM’nin bu yıl yayınladığı verilere göre dünya nüfusu 90 milyon artarak 7,8 milyara yükseldi. Dünya genelinde ise erkek nüfusu kadınları geçti. Bu rakamlara göre her 100 kadına düşen erkek sayısı dünya genelinde 101,7 olarak kayda geçti.

Türkiye’de erkek nüfus daha fazla

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2020 yılı verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 49,9’unu kadınlar, yüzde 50,1’ini erkekler oluşturuyor.

TÜİK’in adrese dayalı nüfus kayıt sistemi sonuçlarından derlediği bilgilere göre 2020 yılında, kadın nüfus 41 milyon 698 bin 377, erkek nüfus ise 41 milyon 915 bin 985 oldu. Türkiye’de kadın ve erkek nüfus arasındaki bu denge 60 yaş ve üzeri grupta kadınlar lehine değişiyor.

Kadın ortalama yaşam süresinin erkeklerden uzun olması nedeniyle 60-74 yaş grubunda yüzde 52,3′ çıkan kadın oranı, 90 ve üzeri yaş grubunda yüzde 73,4’e çıkıyor.

Avrupalı kadınlar daha uzun yaşıyor

Doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye’de kadınlarda 81,3 yıl, erkeklerde 75,9 yıl oldu. Avrupa’da ise doğuşta beklenen yaşam süresi kadınlarda 84, erkelerde ise 78,5 yıl oldu.

Bir kişinin hayatı boyunca iş gücü piyasasında aktif olması beklenen yıl sayısı olarak hesaplanan çalışma hayatında kalma süresinde de büyük fark oluştu. Avrupa’da çalışma yaşam süresi 20 yıl sonra ilk kez kısmi olarak düştü. Kadınların beklenen çalışma süresi 33,2 olurken, bu oranın Türk kadınlarında 19,1 olduğu tespit edildi.

Paylaşın

Afganistan’da Kadınların Yüzde 90’ı Şiddet Mağduru

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre Afganistan’da her 10 kadından 9’u hayatında en az bir kez şiddete maruz kalıyor. Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, Afganistan’daki kadınların ve kız çocuklarının şiddete karşı korunabilmeleri için kaçıs olanakları ile destek programlarının yeniden hayata geçirilmesini ve Kadın Bakanlığı’nın da tekrar kurulmasını talep etti.

DW Türkçe’de yer alan habere göre; Afganistan’da iktidarı ele geçiren Taliban’ın cinsel şiddet gören kadınlara destek amacıyla kurulan yapıları yok ettiği öne sürüldü. Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) tarafından Pazartesi günü yayınlanan ilgili raporda, sadece mağdur kadınların ve genç kızların değil, aralarında avukat, hakim ve eski hükümet görevlilerinin olduğu, onlara yardım eden, destek olan kişilerin de tehlike altında olduğu vurgulandı.

Ülke çapında oluşturulan kadınlara destek kuruluşları ile barınma evleri ağının tamamen yok edildiğine işaret eden rapora göre, kadınların kamuya açık alanlarda, sadece bir erkeğin refakatinde bulunabilmeleri de durumlarını daha da zorlaştırıyor. Af Örgütü’nün, cinsel şiddete maruz kalan ve onlara destek olan 26 kişi ile yaptığı mülakatlara dayanan raporunda, kadınlara şiddet uyguladığı için tutuklu bulunan kişilerin Taliban tarafından serbest bırakıldığı ve şiddet mağdurlarının tutuklandığı da yer alıyor. Ayrıca daha önce barınma evlerinde kalan kadınların ve genç kızların zorla ailelerine geri gönderildiği ve bazı mağdurların, aile üyeleri tarafından şiddet kullanılarak götürüldüğü ifade ediliyor.

Şiddet gören dokuz aylık hamile kadın

Af Örgütü’nün söyleşi yaptığı, dokuz aylık hamile bir kadın, eşinin kendini dövmek için yerde ne bulduysa eline aldığını ve bunlarla vurduğunu belirterek, “bana her vurduğunda ailesi bir araya gelip seyrediyordu. Neredeyse her gün yaşanıyordu bu durum” dedi. Raporda, söz konusu kadının daha önce yaşamak için kendine güvenli bir yer aradığı ve eskiden var olan bir kadın barınma evine başvurduğunda kendine bu merkezin kapalı olduğu ve yeni vakalara bakılmadığının söylendiği yer alıyor.

Afgan kadın örgütü Afgan Kadınlar için Kadınlar’dan (WAW) Benafşa Efaf, Alman haber ajansı dpa’ya yaptığı açıklamada, Taliban’dan önceki hükümetin de kadınlarla ilgili çalışmalara zorluk çıkardığını dile getirerek, “Ancak o zaman en azından Kadın Bakanlığı’nın desteğini görüyorduk. Bunlar uzun yıllar boyunca kurduğumuz ilişkilerdi” dedi. WAW, Afganistan’da kadın evleri kuran altı kuruluştan biri.

Kadınların yüzde 90’ı şiddet mağduru

Taliban, geçen Ağustos ayında Afganistan’da iktidarı ele geçirmesinden kısa süre sonra Kadın Bakanlığı’nı feshetmişti. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre ülkede her 10 kadından 9’u hayatında en az bir kez şiddete maruz kalıyor.

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, Afganistan’daki kadınların ve kız çocuklarının şiddete karşı korunabilmeleri için kaçıs olanakları ile destek programlarının yeniden hayata geçirilmesini ve Kadın Bakanlığı’nın da tekrar kurulmasını talep etti. Callamard ayrıca, kadınlara yardım programlarının derhal ve uzun vadeli bir biçimde mali olarak desteklenmesini istedi.

Paylaşın

Erkekler, Kasım Ayında En Az 34 Kadını Öldürdü

Erkekler, kasım ayında en az 34 kadını ve yanlarında bulunan iki erkeği öldürdü, iki kadına tecavüz etti. Öldürülen kadınlardan biri trans, bir de Afganistanlıydı. Kadınların yüzde 47’sini koca, sevgili gibi en yakınındaki erkekler öldürdü. 

bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre; erkekler Kasım’da en az 34 kadını ve yanlarında bulunan iki erkeği öldürdü, iki kadına tecavüz etti.

Kasım 2021‘de en az 16 kadının ölümü (Aydın (1), Akşehir (1), Denizli (2), Sivas (1), İstanbul (4), Bartın (1), Maraş (1), Kocaeli (1), Rize (1), Sakarya (1), Van (2) basına şüpheli olarak yansıdı. Şüpheli ölümlerden biri trans kadındı.

İstanbul’da bir kadın kendisini ve çocuklarını öldürmek isteyen erkeğe karşı meşru müdafaa hakkını kullandı. Erkekler, Eskişehir, Zonguldak ve İstanbul’da üç kadını “öldürülmekle” tehdit etti.

Batman’da bir kadının ölümü basına “faili belirlenmemiş cinayet” olarak yansıdı. Iğdır’da bir kadının intihara sürüklendiği iddia edildi. Erkekler, İstanbul’da bir kadını intihara sürükledi.

Cinayet

Erkekler, Kasım’da en az 34 kadını öldürdü; geçen yıl bu sayı 31 idi. Erkeklerin öldürdüğü kadınlardan biri transtı. Bir kadın da Afganistanlıydı. Erkeklerin 21 kadını öldürme “bahanesi” basına yansımadı. Erkekler, altı kadını “barışmak istemediği”, “boşanmak istediği” için öldürdü.

Erkekler, bir kadını “nafaka istediği” için bir kadını “kira artışı” için iki kadını “kıskandığı”, üç kadını da “husumetli olduğu” için öldürdü. Kadınların yüzde 47’sini koca, sevgili gibi en yakınındaki erkekler öldürdü.

16 kadını kocası, sevgilisi, eski kocası öldürdü. Beş kadını baba, oğul gibi aile üyeleri öldürdü. Bir kadını komşusu, bir kadını ablasının sevgilisi, üç kadını akrabası bir erkek, sekiz kadını öldüren dokuz erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı.

Erkekler, kadınların yarısını ev içinde öldürdü. Erkekler, 17 kadını ev içinde, 16 kadını düğün salonu, market, park gibi ev dışı alanlarda öldürdü. Erkeklerin bir kadını nerede öldürdüğü bilgisi basına yansımadı.

Erkekler, kadınları yarısından fazlasını ateşli silahla öldürdü. Erkekler, 20 kadını ateşli silahlarla, yedi kadını kesici aletle, iki kadını boğarak, iki kadını arabayla ezerek, iki kadını darp ederek öldürdü. Erkeklerin bir kadını nasıl öldürdüğü bilgisi basına yansımadı.

Çocuk cinayeti

Kasım’da erkekler en az üç çocuğu öldürdü. Geçen yıl aynı ay da bu sayı iki idi. Bir çocuğu dedesi, bir bebeği babası, bir çocuğu tanımadığı bir erkek öldürdü.

Cinsel saldırı, tecavüz

Erkekler, Kasım’da en az iki kadına tecavüz etti. Geçen yıl aynı ay erkeklerin tecavüz ettiği kadın sayısı 13 idi. Bir kadına eski sevgilisi, bir kadına da arkadaşı cinsel saldırıda bulundu. Erkekler, iki kadına ormanlık alan, sokak gibi ev dışında tecavüz etti.

Taciz

Kasım 2021’de erkekler en az 16 kadını taciz etti. Bu sayı geçen yıl aynı ay dört idi. Kadınlardan biri Çek vatandaşıydı. Bir kadını arkadaşı, bir kadını estetik uzmanı, dört kadını bir belediye çalışanı, bir kadını taksici, bir kadını yöneticisi, sekiz kadın kendisini taciz eden sekiz erkeği tanımıyordu. Erkekler, 15 kadını söz ve fiziki olarak taciz etti. Bir kadının da fotoğraflarını çekti.

Çocuk istismarı

Erkekler, Kasım’da en az 11 kız ve oğlan çocuğunu istismar etti. Geçen yıl aynı ay bu sayı 31 idi. Çocuklardan biri engelliydi. İstismarlardan birini rehber öğretmen açığa çıkardı.

En az dört çocuğu beş etüt öğretmeni ve öğretmeni, iki çocuğu babası istismar etti. Beş çocuğu istismar eden 3 erkeğin kim olduğuna dair bilgi basına yansımadı. Erkekler, iki çocuğu ev içinde, dokuz okul, sokak gibi ev dışı alanlarda istismar etti.

Şiddet, yaralama

Erkekler, Kasım’da en az 62 kadına şiddet uyguladı. Geçen yıl aynı ay bu sayı, 61 idi. Erkeklerin şiddet uyguladığı on iki kadın “ağır” hasta olarak hastaneye kaldırıldı. Erkekler en az üç kadına “koruma kararını” ihlal ederek şiddet uyguladı. Erkekler bir kadına da dijital yollardan şiddet uyguladı. Erkekler en az altı kadına sistematik olarak işkence etti. Kadınlardan ikisi transtı.

En az 38 kadını, nişanlısı, kocası, sevgilisi şiddet uyguladı. 15 kadına şiddet uygulayan 17 erkeğin kim olduğuna dair bilgi basına yansımadı. Bir kadını arkadaşı, bir kadını akrabası, bir kadını damadı, üç kadını bar çalışanı erkekler, iki kadını komşusu iki erkek, bir kadını da kocasının akrabası şiddet uyguladı.

Erkekler, 12 kadına “ayrılmak istediği, barışmak istemediği”, sekiz kadını da “kıskandığı” için şiddet uyguladı. Erkeklerin 41 kadına şiddet uygulama “bahanesi” basına yansımadı. Erkekler, 49 kadını darp ederek, beş kadını kesici aletle, yedi kadını ateşli silahla, bir kadını da yakarak yaraladı.

Erkekler, 24 kadını araba, iş yeri, otobüs, ormanlık alan gibi ev dışı alanlarda, 27 kadını ev içinde yaraladı. Erkeklerin, 10 kadını nerede yaraladığı bilgisi basına yansımadı.

Seks işçiliğine zorlama

Erkekler Kasım’da en az 56 kadını seks işçiliğine zorladı. Geçen yıl aynı ay bu sayı, 60 idi. Seks işçiliğine zorlanan 34 kadın Türkiye vatandaşı değildi. Seks işçiliğine zorlananlar arasında çocuklar da vardı.

Paylaşın