Erkekler, Mayıs Ayında 32 Kadını Katletti

Erkekler Mayıs ayında en az 32 kadını öldürdü. Erkeklerin 19 kadını öldürme ‘bahanesi’ basına yansımazken, 12 kadının ayrılmak istediği veya barışmak istemediği için öldürdüğü basına yansıdı. Erkekler, bir kadını da ‘ücret’ tartışması sırasında öldürdü.

bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre; erkekler Mayıs’ta en az 32 kadını öldürdü, en az dört kadına tecavüz etti.

Mayıs’ta en az 21 kadının ölümü (Adana (1), Aydın (5), Çorum (1), Elazığ (1), Hatay (1), İstanbul (4), İzmir (1), Kayseri (1), Kırklareli  (1), Manisa (2),Manisa (1), Ordu (1), Van (1)) basına şüpheli olarak yansıdı.

Aydın’da bir kadın kendisine sistematik şiddet uygulayan ve işkence eden kocasına karşı meşru müdafaa hakkını kullandı.

Erkekler, Sakarya’da bir kadını öldürmekle veya kadınlara zarar vermekle tehdit etti.

Cinayet

Erkekler, Mayıs’ta en az 32 kadını öldürdü; geçen yıl bu sayı 18 idi. Ayrıca erkekler, kadınların yanında bulunan en az dört erkeği de öldürdü.

Mayıs’ta öldürün kadınlardan biri trans kadındı. Kadınları öldüren erkeklerden biri, güvenlik görevlisiydi.

Erkeklerin öldürdüğü kadınlardan biri Suriyeli, bir kadın da Afganistan vatandaşıydı. Erkekler en az beş kadını “koruma” veya “uzaklaştırma” kararına rağmen öldürdü. İki kadın şiddete karşı korunma istemişti, talebi karşılanmadığı için öldürüldü.

Erkeklerin 19 kadını öldürme “bahanesi” basına yansımadı. Erkekler 12 kadını ayrılmak istediği veya barışmak istemediği için öldürdü. Erkekler, bir kadını da “ücret” tartışması sırasında öldürdü.

21 kadını kocası, eski kocası veya sevgilisi öldürdü. İki kadını akrabası. Yedi kadını öldüren sekiz erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı. Bir kadını hastası, bir kadını da komşusu öldürdü.

Erkekler, 20 kadını ev içinde, 12 kadını işyeri, ormanlık alan, sokak, hastane gibi ev dışı alanlarda öldürdü.

Erkekler kadınlardan yarısından fazlasını ateşli silahlarla öldürdü.

Erkekler, 20 kadını ateşli silahlarla, iki kadını boğarak, beş kadını da kesici aletle, iki kadını işkence ederek, bir kadını darp ederek, bir kadını balkondan atarak öldürdü. Erkeklerin bir kadını nasıl öldürdüğü basına yansımadı.

Çocuğa Şiddet-Çocuk Cinayeti

Erkekler, Mayıs’ta altı çocuğu öldürdü. Geçen yıl bu sayı bir idi. Altı çocuğu da babası öldürdü. Erkeklerin öldürdüğü iki çocuk Ukraynalı, iki çocuk Afganistanlıydı.

Erkekler, 3 çocuğu bıçakla, bir çocuğu darp ederek, iki çocuğu da balkonda atarak öldürdü.

Cinsel Saldırı /Tecavüz

Basına yansıyan bilgilere göre erkekler, Mayıs’ta en az dört kadına tecavüz etti. Geçen yıl aynı ay erkeklerin tecavüz ettiği kadın sayısı dokuzdu.

Bir kadına yoga öğretmeni, iki kadına doktor tecavüz etti. Bir kadına tecavüz eden erkeğin kim olduğu bilgisi basına yansımadı.

Erkekler, bir kadına hastanede tecavüz ederken, erkeklerin üç kadına nerede tecavüz ettiği bilgisi basına yansımadı.

Taciz

Mayıs 2022’de erkekler en az 11 kadını taciz etti. Bu sayı geçen yıl aynı ay 13 idi.

Erkekler, altı kadını sözlü ve fiziki yollarla taciz etti. Erkekler beş kadını da fotoğrafını veya videosunu çekerek taciz etti.

Erkekler 11 kadını ev dışı alanlarla taciz etti. Kadınları taciz eden 10 erkeğin yakınlık derecesi basına yansımazken bir kadını da komşusu taciz etti.

Çocuk İstismarı

Erkekler, Mayıs’ta en az 22 kız ve oğlan çocuğunu istismar etti. Geçen yıl aynı ay bu sayı 16 idi.

En az dokuz çocuğu istismar eden dokuz erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı. 10 çocuğu iki öğretmen, bir çocuğu akrabası, iki çocuğu babası istismar etti.

Erkekler, dört çocuğu ev içinde, 18 çocuğu okul, sokak gibi ev dışı alanlarda istismar etti.

Şiddet / Yaralama

Erkekler, Mayıs’ta en az 64 kadına şiddet uyguladı. Geçen yıl da aynı ay bu sayı, 67 idi.

Erkeklerin şiddet uyguladığı 10 kadın “ağır” hasta olarak hastaneye kaldırıldı. Erkekler en az on iki kadına “koruma kararını” ihlal ederek şiddet uyguladı.

Erkeklerin şiddet uyguladığı kadınlardan biri Suriyeliydi.

En az 46 kadını kocası, eski sevgilisi öldürdü, bir kadını damadı, bir kadını babası, bir kadını da iş arkadaşı öldürdü. 15 kadını öldüren 16 erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı.

Erkekler sekiz kadını ayrılmak istediği için, üç kadını kıskandığı için bir kadını aidat ödemek istemediği için öldürdü. Erkekler bir kadını işe geç geldiği için öldürürken, erkeklerin 52 kadını öldürme “bahanesi” basına yansımadı.

Erkekler, 51 kadını darp ederek yaralarken, dört kadını ateşli silahlarla, altı kadını da kesici aletle yaraladı. Erkekler iki kadını yakıcı madde ile yaralarken bir kadını da doğalgazla öldürmeye çalıştı.

Erkekler, 24 kadını iş yeri, otobüs, ormanlık alan gibi ev dışı alanlarda, 30 kadını ev içinde yaraladı. Erkeklerin on kadına nerede şiddet uyguladığı basına yansımadı.

Seks İşçiliğine Zorlama

Erkekler, Mayıs’ta en az 65 kadını seks işçiliğine zorladı. Geçen yıl aynı ay bu sayı, 584 idi. Seks işçiliğine zorlanan 27 kadın Türkiye vatandaşı değildi. Seks işçiliğine zorlananlar arasında çocuklar da vardı.

Paylaşın

Kadının Rızası Dışında Gerçekleşen Her Türlü Cinsel İlişki Tecavüz Sayılacak

İspanya’da Meclis’in alt kanadı kadınların rızası dışında gerçekleşen her türlü cinsel ilişkiyi tecavüz olarak nitelendiren yasa tasarısını onayladı. “Yalnızca evet evettir” olarak bilinen hükümetin önerdiği mevzuat, cinsel istismar ve cinsel saldırı suçlarını tecavüz suçu olarak nitelendiriyor. 

Bu suçun işlendiğinin kanıtlanması için bundan böyle mağdurun şiddete maruz kaldığı veya direniş sergilediğini kanıtlaması gerekmeyecek. Eşitlik Bakanı Irene Montero Kongre’de milletvekillerine verdiği demeçte, “(Sloganlar) ‘Sadece evet evettir’ ve ‘Sana inanıyorum kız kardeş’ sonunda bir yasaya dönüştü. Şu andan itibaren İspanya tüm kadınlar için daha özgür ve daha güvenli bir ülke” açıklamasında bulundu.

İki yılı aşkın süredir üzerinde çalışılan ve 140’a karşı 201 oyla kabul edilen yasa tasarısı meclisin üst kanadına gönderildi. Burada da onaylandığı takdirde yasa yürürlüğe girecek. İspanya’da 4 yıl önce kendilerini “Wolf Pack” olarak adlandıran beş erkek, Pamplona’da boğa koşusu festivali sırasında bir kadına toplu tecavüzde bulunmuştu.

Erkeklerin tecavüz yerine cinsel istismar suçundan daha hafif hapis cezalarına çarptırılması kamuoyunda büyük tepki yaratmış, yasa tasarısının hazırlanmasına ivme kazandırmıştı.

Mahkumiyet kararlarına verilen kitlesel protestolar, küresel #MeToo hareketinin ardından uluslararası dikkatleri İspanya’ya çekmiş, kararın temyizi için 2019’da başvurulan Yüksek Mahkeme beş erkeğin tecavüz ettiğine hükmederek haklarında daha uzun süreli hapis cezaları vermişti.

Kısa süre önce de henüz reşit olmamış iki gencin 18 yaşındaki bir kadına tecavüz etmesi ve 12 ile 13 yaşlarındaki iki kız çocuğuna da cinsel tacizde bulunduğunun ortaya çıkması toplumu bir kez daha şoke etti. Yeni mevzuat, reşit olmayan saldırganların zorunlu seks ve eşitlik eğitimi almalarını zorunlu kılacak.

İspanya’da solcu azınlık hükümeti 17 Mayıs’ta da kürtaj haklarını güçlendiren ve ay hallerini şiddetli geçiren kadınların devlet tarafından karşılanan ücretli izinden faydalanmalarını sağlayan bir yasa tasarısını da meclise sunmuştu. Tasarının kabulü durumunda İspanya Avrupa’da bu yönde adım atan ilk ülke olacak.

Paylaşın

HRW: Koruma Altındaki Kadınlar Da Tehlikede

ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch – HRW), Türkiye’deki “6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” kapsamında verilen önleyici ve koruyucu tedbir kararlarının kullanımını inceleyen bir raporu kamuoyuna açıkladı. Rapor, kolluk güçleri ile mahkemelerin kararlara uyulmasının sağlanamaması sebebiyle kadınların tehlikede olduğuna dikkat çekiyor.

“Türkiye’de Kadına Yönelik ve Aile İçi Şiddetle Mücadele: Korumadaki Zaafların Ölümcül Sonuçları” adlı raporda 18 aile içi şiddet vakası incelendi. Rapora göre, kolluk kuvvetleri ve mahkemeler tarafından kadınları korumak amacıyla verilen tedbir kararlarının sayısı artsa da yetkili makamlar şiddet mağdurlarını korumak konusunda etkisiz kalıyor. Resmi verilere göre, 2021’de 272 bin 870 kişi hakkında önleyici, 10 bin 401 kişi hakkında ise koruyucu tedbir kararı alındı. Ancak, uygulamada sorunlar yaşanıyor.

Devlet koruması altındayken öldürülen kadınlar

Uygulama nedeniyle hayatını kaybeden kadınlardan birine Yemen Akoda örnek gösteriliyor. Bir fabrikada çaycı olarak çalışan üç çocuk annesi Yemen Akoda (38), 24 Haziran 2021’de eşi Eşref Akoda tarafından Aksaray’daki evinin önünde vurularak öldürülmüştü. Raporda Akoda’nın öldürülmeden önce dört ayrı önleyici tedbir kararı aldırdığı ve Eşref Akoda’nın ise bu kararların ikisini ihlal ettiği belirtiliyor. Raporda ihlallerle ilgili olarak Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyette bulunulduğu, ancak eş Akoda’ya herhangi bir yaptırım uygulanmadığı kaydediliyor.

İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 2016-2021 yılları arasında öldürülen bin 846 kadından 157’si öldürüldükleri sırada devlet koruması altındaydı. Anaokulu çalışanı 45 yaşındaki Ayşe Tuba Arslan da bu kadınlardan biriydi. Ancak Eskişehir’de eski eşi Yalçın Özalpay’ın satır ve bıçakla saldırdığı kadın, 24 Kasım 2019’da hayatını kaybetti. Arslan, Özalpay’ın hakaret, tehdit ve yaralamalarıyla ilgili olarak Eylül 2018-Ekim 2019 tarihleri arasında polise ve savcılığa 23 ayrı şikâyette bulunduğu, mahkemelerden dört ayrı önleyici tedbir kararı aldırdığı ifade ediliyor. Özalpay’ın tedbir kararlarını defalarca ihlal ettiğini sekiz kere yetkililere ihlalleri bildirmesine rağmen mahkemeler “delil yetersizliği” gerekçesiyle Özalpay’a herhangi bir yaptırım uygulamadı. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re’sen başlatılan polisin ihmali ihtimaline ilişkin soruşturmada, savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

“İhlallere yönelik yaptırımlarla ilgili çok az bilgi var”

DW Türkçe’den Burcu Karakaş’ın haberine göre, Adalet ve İçişleri bakanlıklarının koruyucu ve önleyici tedbir kararlarının sayısının arttığını göstermek için çok uğraştığı belirtilen raporda “Ancak bu, önlemlerin niteliksel etkileri, başarı ve başarısızlık oranları, koruma önlemlerinin ihlallerinin sayısı, ihlallere yönelik yaptırımlar ve her şeyden önce kadınların kendilerinin genel olarak daha gelişmiş bir koruma deneyimleyip deneyimlemedikleri hakkında çok az bilgi vermektedir” denildi.

Rapora göre, mahkemeler, tedbir kararlarını genellikle çok kısa süreler için verirken yetkililer de etkili risk değerlendirmeleri yapmak veya tedbir kararlarının etkinliğini izlemek konusunda yetersiz kalıyor. Bu durumun da aile içi şiddet mağdurlarının karşı karşıya kaldıkları şiddet riskinin sürmesine ve bazen ölümle sonuçlanmasına yol açtığı vurgulanıyor. Raporda “Bazı failler önleyici tedbir kararlarını herhangi bir yaptırıma maruz kalmaksızın ihlal etmektedir. Cezai kovuşturmaya uğrayan ve hüküm giyen faillere verilen cezalar ise genellikle çok kısa sürelidir, çok geç verilir ve etkili bir caydırıcılık sağlamaktan uzaktır” deniliyor.

Polis memurlarıyla görüşme: En büyük eksiğimiz psikolog

HRW’nin İstanbul’da görüştüğü hakim ve savcılar, koruyucu ya da önleyici tedbir kararı alınmasına ilişkin başvuruların nadiren reddedildiğini dile getiriyor. Araştırma kapsamında, aile içi şiddetle mücadele birimlerinde çalışan polis görevlileriyle de görüşüldü.

Kendileriyle birlikte çalışan bir psikoloğun bulunmasının birimlerine faydalı olacağını savunan polis memurlarından biri, “Şu anda en büyük eksiğimiz bu” ifadesini kullanıyor. Elektronik kelepçelerden sorumlu bir polis ise Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM), polis ve mahkemeler arasındaki eşgüdümün ve yazışmaların tamamlanmasının iki ayı bulduğunu belirterek “En iyisi hepimizin aynı odada çalışması olurdu” diyor.

Şiddet mağduru mülteci kadınların karşılaştığı zorluklar

Raporda, mülteci kadınların şiddet karşısında yaşadığı sorunlara da yer veriliyor. HRW’nin görüştüğü Suriyeli N.K., 2022 yılının başında şiddet ve tehdit nedeniyle dini nikahlı olduğu H.I.’dan ayrıldığını anlatıyor. Ankara’da yaşayan ve Türkçe bilmeyen 23 yaşındaki genç kadın, bir tercümanla iletişime geçtikten sonra bir polis karakoluna gittiğini, karakol görüşmesi sırasında polis memurları kendisine karara dahil edilebilecek önleyici tedbir türleri veya adli yardımdan faydalanma hakkı konusunda hiçbir bilgi vermediğini söylüyor.

Rapora göre, Ankara 1. Aile Mahkemesi 30 günlük önleyici tedbir kararı vermiş olsa da karar kendisine bildirilmediği gibi Suriyeli kadın kararın H.I.’ya tebliğ edilip edilmediğini de öğrenemedi. Genç kadın polisler tarafından mahkeme kararı hakkında 10 gün sonra bilgilendirildi. Raporda, “Polis ve mahkemeler, Türkçe bilmeyen mağdurlara tam bilgi ve yardım sağlamada onlara destek olmak için daha fazla kaynağa ihtiyaç duymaktadır” deniliyor.

“ŞÖNİM ziyaret talebimiz reddedildi”

HRW raporuna göre mağdur, aile birey, veya avukatların yetkililerden yardım talep etmek veya faillerin serbest bırakılmasına itiraz etmek için sosyal medyaya yönelmek zorunda hissetmiş olmaları, çarpıcı unsurlardan biri. HRW’nin görüştüğü polis memurları ve hâkimler, geleneksel şikâyet yöntemleri başarısız olduğunda sosyal medyanın vakalara dikkat çekmekte ve yetkililerden yanıt almakta başarılı bir araç haline geldiğini doğruluyor.

HRW Türkiye Direktörü Emma Sinclair-Webb, kamu otoritelerinin görüşünü rapora yansıtmak için çok büyük çaba sarf ettiklerini, bu nedenle polis, savcı ve hakimler ile yaptıkları görüşmelerin oldukça önemli olduğunu dile getirdi. İstanbul’daki ŞÖNİM’i de ziyaret etmek istediklerini belirten Sinclair-Webb, “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ziyaret talebimizin reddedilmesine şaşırdık. ŞÖNİM’lerin çalışma performansına ilişkin son sekiz yıldır ulaşılabilir veri neredeyse yok” dedi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye hükümetine kadına yönelik şiddete ve ev içi şiddete karşı mücadele konusunda uluslararası hukuku uygulaması, 6284 Sayılı Kanun kapsamında önleyici ve koruyucu tedbir kararları ile ihlallere yönelik yaptırım uygulanmalarının güçlendirilmesi ve kadına şiddet verileri konusunda şeffaf davranması için tavsiyelerde bulunuyor.

Paylaşın

Afganistan’da Kadın Spikerler Ekrana Burkayla Çıktı

Afganistan’da yayın yapan TOLOnews, Ariana Televizyon, Shamshad TV ve 1TV spikerleri, baskılar sonrası bugün gözleri ve alınları dışında yüzlerini tamamen örten kıyafetlerle televizyonda göründü. 

Talibanın Ahlak Bakanlığı Sözcüsü Akif Mahajar geçen hafta yaptığı açıklamada burka kararının bir tavsiye olduğunu söylemiş ve burka kullanılmaması için son günün 21 Mayıs olduğunu duyurmuştu. Bu kararname öncesinde kadınların yalnızca başlarını örtmeleri Taliban için yeterliyken kararname ile tüm vücudu ve yüzü örten burka zorunlu hale getirildi.

TOLOnews spikerlerinden Sonia Niyazi, şimdiye kadar bu karara karşı direndiklerini ve yüzlerini tamamen örtmeye karşı olduklarını söyledi. Baskılara maruz kaldıklarını belirten Niyazi, “Taliban ekrana yüzünü örtmeden çıkan bütün sunucuların görevinden alınacağını söyledi.” şeklinde konuştu.

TOLOnews’in müdürü Khpolwak Sapai ise kanalın çalışanların yüzlerini örtmeye zorlandığını söyledi. Sapai, “Bunu yapmak zorunda olduğumuzu, başka seçenek olmadığını söylediler. Dün beni aradılar ve kesin bir şekilde karara uymamız gerektiğini söylediler. Bizim tercihimiz değil bu, zorla ve baskıyla yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Baskılar kademeli olarak arttı

Taliban yönetimi ele geçirdiği ağustos ayından bu yana kadınların giyimine ilişkin birçok kez görüş bildirdi. Ancak mayıs ayı başında kamuoyunu duyurulan burka zorunluluğu, ülke çapında bu konuda ilk resmi ‘ferman’ olma niteliği taşıyor.

Burka, Taliban’ın iktidarda olduğu 1996 ile 2001 yılları arasında da kadınlar için zorunlu tutulmuştu. Taliban Ağustos 2021’de yeniden iktidara geldiğinde, dünya kamuoyuna bu kez daha ılımlı oldukları mesajını vermişti. Ancak zaman içinde kadınlara vadedilen haklardan kademeli olarak vazgeçildi.

Afganistan’da hâlihazırda kadınların yurt dışına seyahat etmesi ve ülke içinde yanlarında erkek olmadan uzun yola çıkması yasaklandı. Mart ayında lise ve dengi kız okullarının kapatılması talimatı verildi. Kadın ve erkeklerin Kabil’deki parkları aynı gün ziyaret etmesi yasaklandı.

Paylaşın

Afganistan’da ‘Kadınların Televizyona Yüzlerini Örtmeden Çıkması’ Yasaklandı

Taliban’ın yönetimi devraldığı Afganistan’da kadınlara yönelik kısıtlamalar adım adım artırıyor. Son olarak, kadın televizyon sunucuları ve ekrana çıkan diğer kadınların yüzlerini örtmeleri istendi.

BBC Peştu Servisi’ne konuşan Taliban din polisi yetkilisi, bu konudaki yasağın, medya kuruluşlarına Çarşamba günü gönderilen bir kararname ile iletildiğini söyledi.

Bundan iki hafta önce de Afganistan’daki kadınlara dışarda peçe takma kuralı getirilmiş, uymayanların cezalandırılacağı ilan edilmişti.

Kadınların yanlarında erkek bir akrabaları olmadan seyahat etmeleri yasaklanmış, ayrıca daha önce açılacağı ilan edildiği halde kız çocuklarının devam ettiği orta dereceli okullar kapatılmıştı.

Reuters haber ajansı Taliban hükümetinin “Ahlaksızlığı Önleme ve Fazileti Teşvik” bakanlığı sözcüsünü alıntılayarak yeni kararnamenin 21 Mayıs günü yürürlüğe gireceğini bildirdi.

Bakanlık sözcüsü, ajansa göre kadınların yüzünü kapatması kuralını “tavsiye” olarak niteliyor; ama kurala uymayanların neyle karşılaşacağı konusunda bir açıklama bulunmuyor.

Son kararname Twitter’da ağır eleştirilerle karşılaştı.

Bir sosyal medya kullanıcısı “Dünya, insanları Covid’den korumak için maske kullanıyor. Taliban, insanları kadın gazetecilerin yüzlerinden korumak için maske kuralı getiriyor. Taliban’a göre kadınlar bir hastalık” yazdı.

Taliban 1990’larda ilk kez iktidara geldiğinde ülkedeki bütün kadınlara ev dışında bedenlerini ve yüzlerini bütünüyle örten burka giyme kuralı getirmişti.

2001’de ABD ve müttefiklerinin askeri müdahalesi ile Taliban iktidardan uzaklaştırıldığında, özellikle başkent Kâbil’de kadınlara yönelik kısıtlamaların önemli bir kısmı kaldırılmıştı.

Fakat koyu muhafazakârlığın ve erkek egemenliğinin çok güçlü olduğu ülkede kırsal kesimlerde Taliban’ın etkisi devam etmiş ve kadınların yaşamı çok fazla değişmemişti.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Afganistan’da Kadınlara Burka Giyme Zorunluluğu Getirildi

Afganistan’da 15 Ağustos 2021’de yönetimi ele geçiren Taliban, kadınlara burka giyme zorunluluğu getirdi.  Yasaya göre burka giyerek yüzünü tamamen kapatmayı reddeden ve “ailesinin erkek üyelerinin uyarılarını dinlemeyen” kadınların “erkek gardiyanları” üç gün hapis cezası alabilecek.

BBC Türkçe’nin haberine göre; Taliban, 1990’larda ülkenin büyük kesiminde kontrolü ele geçirdiğinde de burka zorunluluğunu getirmişti.

Ancak ABD’nin müdahalesi ve ardından kurulan hükümetin etkili olabildiği yerlerde bu zorunluluk kalkmıştı.

Dünyanın geri kalanıyla ticari ve diplomatik ilişkiler geliştirmek istediğini savunan Taliban, yeni dönemde kadınlara daha fazla hak verileceğini iddia ediyordu. Geçen yıldan bu yana burka zorunluluğunu geri getirmemişti.

Afganistan’ın özellikle kırsal bölgelerinde birçok kadın, ya aile baskısı ya da sosyo-kültürel sebeplerle halihazırda burka giyiyor. Ancak özellikle şehirlerde yaşayan kadınlar büyük oranda sadece saçlarını bir başörtüsüyle kapatmayı tercih ediyor.

Kararname, Taliban’ın Ahlaksızlığı Önleme ve Fazileti Teşvik Bakanlığı tarafından duyuruldu.

Taliban yetkilileri kararı “öneri” olarak duyursa da, öneriyi yerine getirmeyi reddedenler için bir dizi kural da açıkladı:

  • İlk aşamada bu kadınların evleri ziyaret edilecek, eşleri, erkek kardeşleri veya babalarıyla konuşma yapılacak
  • İkinci aşamada kadınların “kendisinden sorumlu erkek gardiyanları” bakanlığa çağrılacak
  • Üçüncü aşamada ise bu erkek gardiyan mahkemeye çıkarılacak ve üç güne kadar hapis cezası alabilecek

Kararnamede kadınların yüzlerinin de kapatılmasının “iyi olacağı” ve bunun “burkayla yapılabileceği” belirtiliyor.

Burka, kadınların yüzünü ve vücudunu tamamen kapatan, göz kısmında ağ olan bir kadın kıyafeti.

Taliban’ın bugüne kadar günlük hayata sert kısıtlamalar getiren kurallarının ve yasaklarının çoğu kadınlarla ilgiliydi.

Afganistan, bugüne kadar cinsiyete dayalı eğitim yasağını açıkça duyuran ilk ülke oldu. Bu da, uluslararası meşruiyet kazanma çabalarına ciddi bir darbe vurmuştu.

Buna rağmen arkasından burka zorunluluğu geldi.

Kız çocuklarının ilkokuldan sonra eğitim almasının yasaklandığı ülkede, kadınlardan sorumlu bakanlık kapatıldı ve birçok farklı alanda çalışan kadınların işine son verildi.

Paylaşın

Nisan Ayında 29 Kadın Katledildi

Bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre; erkekler Nisan’da en az 29 kadını öldürdü, en az iki kadına tecavüz etti.

Nisan’da en az 15 kadının ölümü (Muğla (1), Manisa (1), Kastamonu (1), Mardin (1), Ordu (1), Isparta(1), Zonguldak (1), Maraş (1), Karaman (1), Bursa (1), İstanbul (1), Malatya (1), Aydın (1), Urfa (1), Kocaeli (1), basına şüpheli olarak yansıdı.

Hatay’da bir kadın kendisine sistematik şiddet uygulayan ve işkence eden kocasına karşı meşru müdafaa hakkını kullandı.

Erkekler, Nisan’da Kırıkkale, Mersin, İzmir ve Diyarbakır’da kadınları öldürmekle veya kadınlara zarar vermekle tehdit etti.

Urda’da Suriyeli bir kadının ölümü basına “faili belirlenmemiş cinayet” olarak yansıdı.

Cinayet

Erkekler, Nisan’da en az 29 kadını öldürdü; geçen yıl bu sayı 17 idi. Ayrıca erkekler, kadınların yanında bulunan en az beş erkeği de öldürdü.

Erkeklerin öldürdüğü kadınlardan biri Azerbaycan, bir kadın da Özbekistan vatandaşıydı. Üç erkek, üç kadını hapishaneden izinli çıkarak öldürdü.

Erkekler en az yedi kadını “koruma” veya “uzaklaştırma” kararına rağmen öldürdü.

Erkeklerin 12 kadını öldürme “bahanesi” basına yansımadı. Erkekler 12 kadını ayrılmak istediği veya barışmak istemediği için öldürdü. İki kadını velayet, iki kadını miras tartışması sırasında öldüren erkekler, bir kadını da kıskançlık “bahanesi” ile öldürdü.

22 kadını kocası, eski kocası veya sevgilisi öldürdü. Bir kadını oğlu, seks işçisi bir kadını “müşterisi”, beş kadını da damadı, torunu, eniştesi gibi akrabaları öldürdü.

Erkekler, 19 kadını ev içinde, 10 kadını işyeri, ormanlık alan, sokak, hastane gibi ev dışı alanlarda öldürdü.

Erkekler kadınlardan yarısından fazlasını ateşli silahlarla öldürdü.

Erkekler, 23 kadını ateşli silahlarla, dört kadını boğarak, iki kadını da kesici aletle öldürdü.

Çocuğa şiddet – çocuk cinayeti

Ankara’da bir, İstanbul’da da bir olmak üzere iki çocuğu babası ağır bir şekilde yaraladı. Balıkesir’de bir baba 3 yaşındaki oğlunu öldürdü.

Cinsel saldırı – tecevüz

Basına yansıyan bilgilere göre erkekler, Nisan’da en az iki kadına tecavüz etti. Geçen yıl aynı ay erkeklerin tecavüz ettiği kadın sayısı dokuzdu.

İki kadına da tecavüz eden kim olduğu bilgisi basına yansımadı. Erkekler iki kadına da ev dışındaki alanlarca tecavüz etti.

Taciz

Nisan 2022’de erkekler en az 14 kadını taciz etti. Bu sayı geçen yıl aynı ay sekiz idi.

Erkekler, 11 kadını sözlü ve fiziki yollarla taciz etti. Erkekler üç kadını da fotoğrafını veya videosunu çekerek taciz etti.

Erkekler 14 kadını ev dışı alanlarla taciz etti. Kadınları taciz eden 13 erkeğin yakınlık derecesi basına yansıması.

Çocuk istismarı

Erkekler, Nisan’da en az 18 kız ve oğlan çocuğunu istismar etti. Geçen yıl aynı ay bu sayı sekiz idi.

En az 12 çocuğu istismar eden 30 erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı. Dört çocuğu öğretmeni, bir çocuğu devlet memuru bir erkek, bir çocuğu da servis şoförü istismar etti.

Erkekler, 18 çocuğu okul, sokak gibi ev dışı alanlarda istismar etti. Erkeklerin istismar ettiği çocuklardan biri Iraklıydı.

Şiddet / yaralama

Erkekler, Nisan’da en az 52 kadına şiddet uyguladı. Geçen yıl da aynı ay bu sayı, 68 idi.

Erkeklerin şiddet uyguladığı 12 kadın “ağır” hasta olarak hastaneye kaldırıldı. Erkekler en az sekiz kadına “koruma kararını” ihlal ederek şiddet uyguladı.

Erkeklerin şiddet uyguladığı kadınlardan biri Fransalıydı.

En az 39 kadını kocası, eski kocası, sevgilisi erkekler yaraladı. Sekiz kadını yaralayan sekiz erkeğin yakınlık derecesi basına yansımazken, beş kadını da baba, abi, torun gibi ailesinden erkekler yaraladı.

Erkeklerin 36 kadına şiddet uygulama “bahanesi” basına yansımazken, erkekler 14 kadına ayrılmak istediği, barışmak istemediği için şiddet uyguladı. Erkekler, dört kadını da kıskandığı için yaraladı.

Erkekler, 41 kadını darp ederek yaralarken, beş kadını ateşli silahlarla, beş kadını da kesici aletle yaraladı. Erkekler bir kadını da yaktı.

Erkekler, 27 kadını kuaför salonu, iş yeri, otobüs, ormanlık alan gibi ev dışı alanlarda, 24 kadını ev içinde yaraladı. Erkekler bir kadına sosyal medyada şiddet uyguladı.

Seks işçiliğine zorlama

Erkekler, Nisan’da en az 38 kadını seks işçiliğine zorladı. Geçen yıl aynı ay bu sayı, 58 idi. Seks işçiliğine zorlanan 5 kadın Türkiye vatandaşı değildi. Seks işçiliğine zorlananlar arasında çocuklar da vardı.

Paylaşın

Erkekler Mart’ta 24 Kadını Katletti

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), 2022 Mart ayı Raporu’nu açıkladı. Rapora göre, Mart ayında 24 kadın erkekler tarafından katledilirken, 19 kadın ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.

Raporda 12 kadının hayatına dair karar almak istemesi bahanesiyle katledildiğine yer verildi.

Raporda, “Öldürülen 24 kadından 11’inin hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi, 12’si boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile 1 kadın ise ekonomik bahanelerle öldürüldü.

11 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor” ifadelerine yer verildi.

Rapora göre Mart ayında katledilen 24 kadının 11’i evli olduğu erkek, 3’ü birlikte olduğu erkek, 2’si akrabası, 2’si eskiden birlikte olduğu erkek, 2’si eskiden evli olduğu erkek, 1’i babası, 1’i oğlu, 1’i tanımadığı biri ve 1’i de kendini ısrarlı takip eden biri tarafından katledildiğine yer verildi.

Raporda, kadınların 15’inin evinde, 3’ünün sokak ortasında, 2’sinin su ve kenarında, 1’inin arabada, 1’inni iş yerinde, 1’inin otelde ve 1’inin ise bir AVM’nin otoparkında katledildiği belirtildi. Raporda Mart ayında katledilen kadınların yüzde 63’ünün evlerinde katledildiği ifade edildi.

Mart ayında kadınların10’unun ateşli silahlarla katledildiğine yer verilirken, 9’unun kesici aletlerle, 4’ünün boğularak katledildiği belirtildi. 1 kadının hangi silah ile öldürüldüğü tespit edilemediğine yer verildi.

Paylaşın

Türkiye, Kadına Şiddette Avrupa Ve OECD’nin Lideri

Avrupa’da erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en yüksek olduğu ülke Türkiye. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyeleri arasında da kadına şiddetin en yüksek olduğu ülke yine Türkiye.

OECD 2019 yılı verilerine göre Türkiye’de kadına şiddet oranı yüzde 38. Neredeyse 10 kadından 4’ü hayatında mutlaka erkek şiddetine maruz kalıyor. Peki, dünyada kadına şiddetin en fazla olduğu ülkeler hangisi? Avrupa’da kadına şiddet ne durumda?

Kadına erkek şiddeti tüm dünyada büyük bir sorun. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasının ardından Türkiye’de kadına karşı şiddetle mücadele tartışma konusu.

OECD verileri “hayatlarından en az bir kere eşi veya sevgilisinin fiziksel ve/veya cinsel şiddetine maruz kalan kadınların oranını” gösteriyor. Buna göre Türkiye’de kadına şiddet oranı yüzde 38. Gerek Avrupa ve OECD ülkeleri gerekse G20 üyeleri arasında kadına şiddetin en yüksek olduğu ülke Türkiye.

ABD kadına yönelik şiddette yüzde 36 ile 4. sırada

Kadına şiddet oranında Türkiye’nin ardından yüzde 37 ile Kolombiya geliyor. Ardından Kosta Rika ve ABD yüzde 36 ile sıralanıyor. Dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden ABD’de kadınların yüzde 36’sının ömürlerinden en az bir kere erkeklerin fiziksel ve/veya cinsel şiddetine maruz kalması dikkat çekici. Yine hayat standardının oldukça yüksek olduğu ülkelerden Yeni Zelanda’da kadına şiddet oranı yüzde 35.

Kadına şiddetin en düşük olduğu ülke Kanada

OECD ülkeleri arasında kadına erkek şiddetinin en düşük olduğu ülke yüzde 2 ile Kanada. Hemen üstünde yüzde 7 ile Şili ve yüzde 10 ile İsviçre geliyor.

Avrupa’da kadına şiddet ne durumda?

Türkiye zirvede yer almasına rağmen birçok Avrupa ülkesinde de kadına şiddet oranının yüksek olması dikkat çekiyor. Buna göre Letonya ve Danimarka’da kadına şiddet oranı yüzde 32. Bu oran Finlandiya’da yüzde 30 ve İngiltere’de yüzde 29.

Kadına şiddet oranı diğer ülkelerde ise şöyle: İsveç yüzde 28, Norveç yüzde 27, Hollanda yüzde 25, Belçika yüzde 24, Almanya yüzde 22, İtalya ve Yunanistan yüzde 19, Japonya yüzde 15 ve Meksika yüzde 14.

Türkiye’de kadın cinayetleri

Öte yandan, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporuna göre 2021 yılında Türkiye’de 280 kadın cinayeti yaşanırken 217 de şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

Dünyada kadına şiddetin en yüksek olduğu ülke Pakistan

OECD 2019 yılı verilerine göre dünyada kadına şiddetin en yüksek olduğu ülke yüzde 85 ile Pakistan. Bu oran Senegal’de yüzde 78, Yemen’de yüzde 67, Afganistan’da yüzde 61.

(Kaynak: Euronews)

Paylaşın

Kadına Ve Sağlık Çalışanlarına Şiddette Cezalar Katlanacak

Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda yapılan görüşmelerin ardından kabul edildi.

Adalet Komisyonu’nda kabul edilen teklifle, ‘ısrarlı takip’ ceza kanununa ilk kez giriyor. Israrlı takibe 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek. Bu suç çocuğa veya boşandığı eşe karşı işlenirse ya da mağdurun konutunu, okulunu terk etmesine yol açarsa ceza artacak.

Teklifle, sadece eşe veya boşanmış eşe değil, bütün kadınlara karşı işlenen, kasten öldürme ve kasten yaralama suçlarında da ceza artacak. Tehdidin cezası en az 9 ay hapis cezası olacak. Kadınlara yönelik eziyetin cezası 2 buçuk yıl, işkencenin cezası ise 5 yıl hapisten başlayacak. İyi hal indirimine de sınırlandırılma getirilecek.

Kadına ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddete ağır ceza

Teklifle, kadına karşı işlenen veya sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen şiddetin cezası da katlanacak. Kasten yaralama, katalog suç kapsamına alınarak tutuklu yargılama kolaylaştırılacak.

Mağdur hem kadın hem de sağlık personeli ise cezası ayrı ayrı katlanacak. Kasten yaralama suçunun, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi ya da canavarca hisle işlenmesi halleri de katalog suç olacak.

Kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşları ile vakıf üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensuplarının, sağlık mesleğinin icra ederken muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle yapılan soruşturmalar hakkında Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanacak. Soruşturma izni, Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan Mesleki Sorumluluk Kurulu tarafından verilecek.

Kurul, özel sağlık kurum ve kuruluşları ve vakıf üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensupları bakımından il sağlık müdürlüklerinde görevli başkan veya yardımcılarını da ön inceleme yapmak üzere görevlendirebilecek. Düzenlemenin önümüzdeki hafta Meclis Genel Kurulu’nun gündeminde olması bekleniyor.

Paylaşın