Kısırlık (infertilite) sadece bir kadının sorunu değildir. Erkekler de kısır olabilir. Aslında, erkekler ve kadınlar eşit derecede doğurganlık sorunları yaşarlar. Kısırlık vakalarının yaklaşık üçte biri kadın kısırlığına bağlanabilirken, erkeklerin oranı vakalarının üçte birini oluşturuyor. Vakaların geri kalan üçte biri, erkek ve kadın kısırlığının bir kombinasyonundan kaynaklanıyor olabilir veya bilinen bir nedeni olmayabilir.
Kısırlık (infertilite) çiftlerin düzenli ilişkiye girmelerine rağmen 1 yıl içinde gebelik gerçekleşmemesi olarak tanımlanır. Bu süre yaşı daha genç olan çiftlerde daha uzun olabilir. Kadınlarda yaş 35’in üzerinde ise ve muayene geçmişinde kısırlıkla ilgili bulgular varsa araştırmaya vakit kaybetmeden başlanmalıdır. Her 100 çiftten 15-20’sinde görülen kısırlık yaş ilerledikçe daha sık görülür. Kısırlık, üreme sistemi ile ilgili bir sağlık sorunudur. Tek bir sebebe bağlı olabildiği gibi; birkaç faktörün kombinasyonu ile de gerçekleşebilir.
Nedenleri;
Gebe kalamama şikayeti ile başvuran çiftlerde, infertilite probleminin ortaya çıkış nedenleri fazlasıyla değişiklik gösterir. Başvuru sonrasında her iki partnere yapılacak olan detaylı muayene ile problemin asıl kaynağı saptanabilir. Yapılan muayene kısırlık probleminin hangi partnerden kaynaklandığını, uygulanacak tedavi yöntemlerini ve tedavinin başarılı olma yüzdesini belirleme açısından son derece önemlidir.
Erkeklerde kısırlık nedenleri;
Bunlar şunları içerebilir:
- Testislere bağlı anormal sperm üretimi veya işlevi, genetik bozukluklar, diyabet gibi sağlık sorunları veya klamidya, gonore, kabakulak veya HIV gibi enfeksiyonlar
- Testislerdeki genişlemiş damarlar (varikosel) sperm kalitesini de etkileyebilir
- Erken boşalma gibi cinsel sorunlara bağlı spermin verilmesi ile ilgili sorunlar; kistik fibroz gibi bazı genetik hastalıklar; testiste blokaj gibi yapısal problemler; veya üreme organlarında hasar veya yaralanma
- Pestisitler ve diğer kimyasallar ve radyasyon gibi belirli çevresel faktörlere aşırı maruz kalma
- Sigara içmek, alkol, antibiyotikler, antihipertansifler, anabolik steroidler veya diğerleri gibi belirli ilaçları alarak, ayrıca doğurganlığı etkileyebilir
- Saunalarda veya sıcak küvetlerde olduğu gibi sıcağa sık sık maruz kalmak, çekirdek vücut sıcaklığını arttırabilir ve sperm üretimini etkileyebilir
- Radyasyon veya kemoterapi de dahil olmak üzere kanser ve tedavisi ile ilgili hasar. Kanser tedavisi bazen ciddi şekilde sperm üretimini bozabilir
Kadınlarda kısırlık nedenleri;
Kadın infertilite nedenleri arasında şunlar olabilir:
- Yumurtaların yumurtalıklardan salınmasını etkileyen ovülasyon bozuklukları. Bunlar polikistik over sendromu gibi hormonal bozuklukları içerir. Hiperprolaktinemi, çok fazla prolaktin (anne sütü üretimini uyaran hormon) da ovulasyonu engelleyebilir. Çok fazla tiroid hormonu (hipertiroidizm) veya çok az (hipotiroidizm) adet döngüsünü etkileyebilir veya infertiliteye neden olabilir. Altta yatan nedenler aşırı egzersiz, yeme bozuklukları, yaralanma veya tümörleri içerebilir
- Rahim boynunun açılması ile anormallikler, rahimde polipler veya uterus şekli dahil olmak üzere uterus veya servikal anormallikler. Uterus duvarındaki rahim dışı (benign) tümörler (rahim miyomları), fallop tüplerini bloke ederek nadiren infertiliteye neden olabilir. Daha sıklıkla, fibroidler döllenmiş yumurtanın implantasyonunu engeller
- Fallop tüpü hasarı veya tıkanması, sıklıkla fallop tüpünün (salpingitis) iltihaplanması sonucu oluşur. Bu genellikle cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon, endometrioz veya adezyonların neden olduğu pelvik inflamatuar hastalıktan kaynaklanabilir
- Endometriyum dokusu uterusun dışında büyürse ortaya çıkan endometriozis, yumurtalıkların, uterusun ve fallop tüplerinin işlevini etkileyebilir
- Primer yumurtalık yetmezliği (erken menopoz), yumurtalıkların çalışmayı durdurması ve menstürasyon 40 yaşından önce sona ermektedir. Nedeni bilinmemekle birlikte, bazı faktörler bağışıklık sistemi hastalıkları dahil olmak üzere erken menopoz ile ilişkilidir, Turner sendromu veya taşıyıcılar gibi bazı genetik durumlar Frajil X sendromu, radyasyon veya kemoterapi tedavisi ve sigara kullanımı
- Pelvik adhezyonlar, pelvik enfeksiyon, apandisit veya abdominal veya pelvik cerrahi sonrası organları bağlayan skar dokusu bantları.
Kadınlarda diğer nedenler şunlardır:
- Kanser ve tedavisi: Bazı kanserler (özellikle dişi üreme kanserleri – sıklıkla kadın fertilitesini şiddetlendirir, hem radyasyon hem de kemoterapi doğurganlığı etkileyebilir
- Diğer durumlar: Çölyak hastalığı, kötü kontrol edilen diyabet ve lupus gibi bazı otoimmün hastalıklar gibi gecikmiş puberte veya menstrüasyonun olmaması (amenore) ile ilişkili tıbbi durumlar, bir kadının doğurganlığını etkileyebilir. Genetik anormallikler ayrıca gebe kalma ve gebelik olasılığını azaltabilir.
Kadında kısırlık belirtileri;
Bazı kadınlarda hiçbir belirti vermeyen kısırlık, çoğu kadın için pek çok işaretle sinyal vermektedir. Üreme çağındaki kadınlarda en basit kısırlık belirtisi adet kanamalarındaki düzensizliklerdir. Örneğin iki adet dönemi arasının 21 günden daha kısa ya da 35 günden daha uzun olması yumurtlama düzensizliklerinin ve dolayısıyla da kısırlığın belirtisi olarak algılanabilmektedir.
Bununla birlikte anormal derecede çok yoğun ve uzun süreli kanamalar ya da 2 günden kısa süren, damlalar halinde geçen adet dönemleri de yumurtlamada problem olduğuna işarettir. Yine çok adet kanamalarının çok düzensiz aralıklarla seyretmesi; bazen 20 günde, bazen 30 günde, kimi zaman da 45 günde bir adet görülmesi de kısır olabilirlik olarak düşünülebilir. Ayrıca kadının cildindeki dokusal ve yapısal değişiklikler, fazla sivilcelenme, aşırı kıllanma, saç dökülmesi, ani kilo alma ya da kilo kaybetme, sırt ve bel ağrıları, cinsel ilişki sırasında şiddetli ağrı hissetme de kısırlık belirtileri olabilmektedir.
Emzirme dönemi içinde olmamasına rağmen kadının göğüslerinden beyaz renkli süt kıvamında bir akıntı gelmesi de kısırlık belirtisi olarak algılanmaktadır. İşte tüm bu belirtiler kadında gebe kalabilirlik yetisi, üreme kapasitesi açısından bazı şeylerin yolunda gitmediğini gösterir.
Erkekte kısırlık belirtileri;
Erkeklerde kısırlık belirtileri kadınlardakinden çok daha az sayıda ve az fark edilebilir düzeydedir. Pek çok erkek uzun süre cinsel ilişkiye girdiği halde bebek sahibi olamadığında doktora başvurunca doktor muayenesi sonucunda kısır olduğunu öğrenir.
Zira erkeğin kısırlık belirtilerini anlaması daha zordur. Ancak sertleşme ve boşalmada güçlük ya da sorun yaşayan, saçlarının daha hızlı veya çok daha yavaş uzadığını fark edenler, cinsel isteklerinde belirgin azalma ya da artma olan erkekler doğal yollarla bebek sahibi olamıyorlarsa kısırlıktan şüphelenmelidirler.
Bununla birlikte normalden daha küçük testisleri olan ve testislerinde acı, ağrı veya olağandışı küçük yuvarlak bir oluşum fark edenler kısırlık sorunu ile doktora başvurmalıdırlar. Burada sayılan belirtilerin hiç birisi olmadığı halde doğal yolla gebelik elde edilemiyorsa ya sorun kadından kaynaklı kısırlıktır ya da erkeğin sperm sayısı, olgunluğu ve kalitesi gebeliğin meydana gelmesi için yeterli olmamaktadır.
Teşhisi;
Kısırlık nedeni ile doktora başvuran ailelerde, Kısırlık sebebini açıklamak adına bazı testler yapılmalıdır. Yapılan testlerden ilki erkek de sperm analizi ve kadında rahim ve tüplerinin tıkanık olup olmadığını anlamak için rahim filmi çekilmesidir. Bir başka test ise, kadında yapılan gebeliğe engel olabilecek hormonal testlerdir. Hormonal testler adet gününün üçüncü günü yapılır.
Tüp bebek (in-vitro fertilizasyon) en çok bilinen fertilite tedavisidir ancak doğal yollardan gebe kalmakta zorluk çeken çiftlere önerilecek daha farklı tedavi yöntemleri de mevcuttur.
Hangi yöntemin önerileceği kararı partnerlerin yaşı, daha önceden yaşanmış bir gebeliğin olup olmadığı, ne kadar süredir gebelik uğraşısı içinde olunduğu gibi bilgilerin eşliğinde, kadının fallop tüplerinin durumu ve yumurta kalitesi ile erkeğin sperm değerlendirmesi sonrasında verilmektedir.
Gebelik (fertilite) ilaçları; Eğer gebelik (fertilite) problemi düzenli yumurtlamanın olmamasından kaynaklanıyor ise tablet ya da enjeksiyon şeklinde verilebilecek fertilite ilaçları sayesinde yumurta gelişimi sağlanabilmektedir. İlaç formunda verilen tedavi vücudunuzdaki doğal fertilite mekanizmalarının daha etkin çalışmasını sağlarken, enjeksiyon şeklinde verilen tedavi direk olarak yumurtalıkları uyararak yumurtlamayı gerçekleştirmektedir.
İlaç tedavisi esnasında karşılaşılan olası yan etkiler sıcak basması, göğüslerde hassasiyet, bulantı hissi ve duygusal dalgalanmalar şeklinde kendini gösterebileceği gibi, enjeksiyon tedavisinde nadiren olsa da alerjik reaksiyonlar görülebilmektedir. Yumurta sayısını artırmayı amaçlayan hamilelik (fertilite) tedavisinden sonra çoğul gebelik riski artabilmekte ve nadir de olsa ‘over hipersitimülasyonu’ olarak adlandırılan yumurtalıkların normalden fazla uyarılması durumu ile karşılaşılabilmektedir. Gebelik tedavisinin yakın gözetim altında yapılması olası yan etkileri en az düzeye indirmek açısından oldukça önemlidir. Yumurtlamayı düzenleyen ve artıran bu ilaçlar diğer hamilelik tedavilerinde de sıklıkla kullanılmaktadır.
Aşılama Tedavisi (İnseminasyon); Aşılama tedavisi, doğurganlığın en yüksek olduğu yumurtlama döneminde eşinizin spermlerinin basit bir yöntemle rahim içine yerleştirilmesi ile uygulanmaktadır. Bu yöntem tüplerin sağlıklı olduğu ve nedeni açıklanamayan kısırlık problemlerinde önerilmektedir.
Sperm sayısının ya da hareketliliğinin çok düşük düzeylere inmeden azaldığı, spermin rahim ağzından geçişinin engellendiği ya da cinsel ilişkinin vajinismus, erken boşalma, sertleşme sorunu gibi nedenlerle gerçekleşemediği çiftlerde de etkin olarak kullanılmaktadır.
Eşinizin verdiği sperm örneğinden seçilen en hareketli ve yumurtayı dölleyebilme ihtimali en yüksek spermler plastik bir tüp yardımı ile rahim ağzından geçilerek rahim içerisine bırakılmaktadır.
Aşılama tedavisi ağrılı bir yöntem olmayıp genelde gebelik oluşumunu destekleyen ilaçlar ile birlikte uygulanmaktadır. Tedavinin başarı oranı yaklaşık %15 olup kadının yaşına, erkeğin sperm değerlerine ve tüplerin sağlık durumuna göre değişim göstermektedir.
Tüp bebek (IVF) tedavisi; Düzenli adet gören kadınlar her ay tek bir yumurta oluşturmaktadırlar. Tüp bebek tedavisinde ise dışarıdan verilen hormon ilaçları ile bu sayının artması hedeflenmektedir. Her tedavi protokolü farklılıklar gösterse de temel olarak yumurta gelişimini sağlayan ve erken yumurtlamayı engelleyen iki paralel hormon tedavisi uygulanmaktadır.
Transfer edilecek olan embriyo sayısının belirlenmesi gebelik şansına ve çoğul gebelik riskine direkt olarak etki edebilir. Embriyo kalitesi belirlendikten sonra, embriyo sayısı transfer öncesinde çiftlerle ayrıntılı olarak görüşülecektir. Embriyo transfer işlemi çok nadir durumlar haricinde anestezi gerektirmemektedir.
İnfertilite tedavisinde cerrahi yöntemler;
- Tüp bebek tedavisi öncesi bazı cerrahi girişimler gebelik şansını artırmaktadır.
- Endometriozis hastalığının tedavisi
- Rahim iç tabakasını düzensizleştiren miyomların veya poliplerin çıkartılması
- Rahim içi yapışıklıkların açılması
- Tıkalı ve içerisinde sıvı birikerek genişlemiş fallop tüplerinin çıkartılması
- Polikistik over rahatsızlığı olan ve yumurtlaması baskılanmış kadınlarda yapılabilecek cerrahi tedaviler
- Sperm görülmeyen erkeklerde, spermin testisten (TESE, TESA) ya da epididimisden (MESA, PESE) cerrahi olarak çıkarılması
Laparoskopi; Laparoskopi ile karın alt bölgesinde açılan 3 – 5 mm’lik deliklerden içeri sokulan aletler ile rahim, yumurtalık ve tüpleri ilgilendiren hastalık veya sorunlar doğrudan gözlemlenebilir ve gerekli görülürse cerrahi girişim yapılabilir. Laparoskopinin uygulandığı durumlar şunlardır:
- Karın içi yapışıklıklar
- Tüplerin açılması
- Hasarlı tüplerin alınması
- Miyom cerrahisi
- Çikolata kisti cerrahisi
Histeroskopi; Histerektop, ucunda kamera olan tüp şeklinde bir cihazdır. Vajina içerisine yerleştirilerek rahim boyundan rahme doğru uzanır ve hekimin rahim içi problemleri tespit etmesine olanak sağlar. Doktorunuz gerekli görürse ufak bir doku örneği alabilir. Histeroskop cihazı ile rahim içi görüntülenerek miyom, polip ve rahim içi perde gibi sorunların teşhisi ve eş zamanlı müdahale ile tedavisi yapılabilmektedir. Histeroskopi incelemesinin yapıldığı durumlar şunlardır:
Histeroktopi nasıl yapılır?
Histeroskopik gözlemde ufak bir teleskopik kamera sistemi rahim ağzından rahim içine gönderilir. Bu ameliyat için herhangi bir kesiye gerek yoktur. Histeroktopi işleminde bu teleskop vasıtası ile rahim içine steril sıvı verilerek rahim iç cidarı gözden geçirilmekte, miyom, polip, yapışıklık, septum gibi problemler tespit edilebilmekte ve gerekirse biyopsi alınabilmektedir.
Tanı amaçlı yapılan bu işlem sonrasında tespit edilen problemlerin aynı seansta cerrahi histeroskopi ile tedavisi de mümkün olmaktadır. Gerekli görüldüğü takdirde hekiminiz işlemi genel anestezi, lokal anestezi veya sedasyon (sakinleştirme) altında uygulayabilir. Büyük miyom çıkartma ameliyatları hariç ameliyat sonrasında genellikle taburculuk sağlanmaktadır.
Histeroskopi sonrası hafif vajinal kanama ve adet sancısı benzeri karın ağrısı olabilir. Ağrı için hekiminiz bir takım ilaçlar önerebilir. Kanama birkaç gün içinde azalarak dinecektir. Ağırlaşmadığı, rahatsızlık veren kokulu bir akıntıya dönüşmediği müddetçe bu kanama bir problem ifade etmez..
Miyomektomi – Miyom Ameliyatı; Miyomektomi, rahim içinde yar alan ve gebeliği önleyebilecek miyomların çıkarılmasıdır. Açık ya da kapalı ameliyat yöntemiyle gerçekleştirilir. Tüp bebek tedavisi öncesi embriyonun yerleşmesini ve gebeliği önleyecek bir dizi muayene ve tetkik yapılır. Bu tetkiklerde anne adayının miyomlara ve poliplere sahip olup olmadığı da belirlenir.Miyom tedavisinde ameliyat kararı verilirse hastalara genel anestezi uygulanır, rahimde olan miyomlar tek tek alınır. Bu operasyonlar genellikle karın bölgesinden açık yöntemle yapılsa da, laparoskopik ya da histeroskopik yöntem kullanılarak uygulanabilir.
Rahimdeki miyom sayısının artması tedaviyi daha zor hale getirebilir. Bazı durumlarda hastaların yeniden ameliyat edilmesi gerekebilir. Her miyom gebelik için büyük risklere sebep olmaz, bu nedenle doktorun görüşüne göre bir tedavi planlanmaktadır.
Hamilelik sırasında miyomlar rahmin içine ve dış duvarına yerleşebilir. Bu miyomlar büyüme veya çoğalma gösterdiklerinde rahmin iç duvarının tıkanmasına sebep olur. Bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebilecekleri gibi erken doğuma da sebep olabilir. Miyomlara müdahalede kişinin yaşadığı şikayetlere göre ameliyat kararı verilir. Her 10 kadından birinde miyom ameliyatı (miyomektomi) gerekli görülmektedir. Diğer hastalarda miyomlar düzenli takip ile kontrol altında tutulur.
Robotik Cerrahi ; Robotik cerrahi, laparoskopik (kapalı) ameliyatların da Vinci isimli robot yardımıyla 3 boyutlu görüntü altında yapılmasıdır. Robotik cerrahi denilince ameliyatın robot tarafından yapıldığı seklinde yanlış̧ bir kanı vardır. Oysa ameliyatı gerçekleştiren robot değil, robotun kollarını kontrol eden cerrahın kendisidir. Robotik cerrahi ile aşağıda belirtilen işlemler yapılabilir ve gebelik şansı artırılabilir.
- Miyom ameliyatı
- Tüp cerrahisi
- Çikolata kisti cerrahisi
Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.