Erkeklerin İki Kere Düşünmesi Gereken 3 Kadın Tipi

Hayatınızı biriyle paylaşmaya hazır hissediyor olabilirsiniz, ancak hiçbir erkeğin, kendileri dışında herkesin bildiği nedenlerden dolayı, uzun süre ilişki içinde kalamayacağı üç tip kadın vardır.

Haber Merkezi / İşte erkeklerin dikkatli olması gereken bu üç kadın tipi:

Kızgın prensesler: Bu tür kadınlar, dünyanın sadece kendilerinin etrafında döndüğünü, partneri dahil herkesin onların hizmetinde olması gerektiğini düşünürler. Asla başkaları için bir şey yapmazlar, çünkü sadece kendileri vardır.

Drama kraliçeleri: Bu kadınların yanında sakin kalmak neredeyse mümkün değildir, çünkü bu kadınlar nerede olurlarsa olsunlar en ufak ayrıntıda bile patlayabilen saatli bomba gibiler. Hiç kimse bu tip kadınların yanında kendini iyi hissedemez.

Karmaşık kadınlar: Erkeklerin, her gün, güzelsin, hoşsun, zarifsin gibi iltifat etmek zorunda kaldığı ve asla tam olarak anlayamadıkları bu kadın tipleri gerçekten çok zordur.

Karmaşık kadınlar ayrıca, partnerlerinin arkadaşlarını, özellikle de kendilerinden daha güzel görünenleri çok kıskanırlar.

Unutmayın, günümüzde ilişkiler romantizmden daha fazlasını içerir: Fiziksel, duygusal, zihinsel, ruhsal ve finansal uyumluluğun bir dengesini gerektirir.

Son söz, kendinizi tanıyın, ne aradığınızı bilin ve akıllıca seçim yapın.

Paylaşın

Aylık Yüz Bakımının Yedi Faydası

Birçok erkek ve kadın, özel bir gün yaklaşana veya bir cilt rahatsızlığı (atipik sivilceler, kuru ve kaşıntılı cilt, koyu lekeler vb.) oluşana kadar yüz bakımı yaptırmayı erteler.

Haber Merkezi / Daha önce bir yüz bakımı yaptırdıysanız, bunun ne kadar iyi hissettirdiğini biliyorsunuz demektir.

İşte sizin de bildiğiniz aylık yüz bakımının yedi faydası:

Cildi iyileştirir: Ölü deri hücrelerinin temizlenmesine ve yeni deri hücrelerinin oluşmasına yardımcı olan peeling, aylık yüz bakımının önemli bir parçasıdır.

Peeling, cildin tonunu ve dokusunu iyileştirmenin yanı sıra, cildi de iyileştirir. Sık sık peeling yaptırmak, yaş almayla birlikte ortaya çıkan kırışıklıkların ve ince çizgilerin görünürlüğünü de azaltabilir.

Stres seviyesini düşürür: Sakinleştirici bir müzik eşliğinde yaptıracağınız bir yüz bakımı seansı, sizi günlük yaşamın stresinden uzaklaştırabilir.

Kan akışını artırır: Yüz bakımları genellikle yüz masajını da içerir. Bu masajlar kan akışını artırır, bu da cildin oksijen ve besin alma özelliğini iyileştirir.

Cildi nemlendirir: Nemlendirici maskeler ve serumlar, yüz bakımı uygulamalarının yaygın bir bileşenidir. Bu ürünler cildin nemlenmesini ve nem dengesinin yeniden sağlanmasını destekler. Yeterli nemi alan cilt daha sağlıklı olur ve doğal olarak parlar.

Yaşlanma belirtilerini azaltır: Yüz bakımı uygulamaları yaşlanma sürecini geciktirmeye yardımcı olabilir.

Ayrıca, ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü azaltmaya yardımcı olan retinol ve peptitler gibi yaşlanma karşıtı tedaviler, profesyonel yüz bakımı uygulamaları sırasında sıklıkla kullanılır.

Detoksifikasyon: Aylık yüz bakımı cildin detoksifikasyonuna yardımcı olur. Bu detoksifikasyon süreciyle donukluk ve akne gibi cilt rahatsızlıkları önlenebilir.

Derinlemesine temizlik: Evde yapılan cilt bakımı prosedürleri, aylık yüz bakımı uygulamalarının sunduğu temizlik seviyesine ulaşamaz.

Uzman estetisyenler, özel araçlar ve yöntemler kullanarak ciltteki gözeneklerin derinliklerindeki kalıntıları, yağı ve kirleticileri ortadan kaldırır.

Paylaşın

Her Kıyafete Uygun 10 Kısa Dalgalı Saç Modelli

Kısa saç daha az bakım ve daha az bakım da daha basit bir yaşam tarzı demektir. Saçınız için hangi rengi seçerseniz seçin, kısa dalgalı bir saç kesimi her zaman harika görünecektir. 

Haber Merkezi / Kısa dalgalı saç modellerine geçmeden önce bu saçlara ilişkin sıkça sorulan bazı sorulara açıklık getirelim:

Kısa ve dalgalı saçlar için hangi ürünler en iyisidir?

Kısa dalgalı saçların en iyi görünümünü koruması için sülfatsız bir şampuan ve nemlendirici bir saç kremi kullanın. Dalgalı saçlar için tasarlanmış bukle kremi, tex köpüğü gibi şekillendirme ürünleri dalgaları belirginleştirmeye ve belirginleştirmeye yardımcı olabilir. Derin bakım uygulamaları ayrıca saçınızın nemli ve canlı kalmasına yardımcı olur.

Kısa dalgalı saçlar katlı mı olmalı?

Kısa dalgalı saçları katlamak için kesin bir kural olmasa da, katlama saça daha kalın bir görünüm verir. Kalın saçlarınız varsa, görünümlerini iyileştirmek için hafif katmanlar tercih etmeniz daha iyi olur.

Kısa saçlarımı duştan sonra nasıl dalgalı yapabilirim?

Duştan sonra saçınızı havluyla kurulayın ve dokulandırıcı sprey sıkın. Saçınızı düzgünce tarayın ve gevşek örgüler yapın. Birkaç saat sonra örgülerinizi çözün ve bukleleri nazikçe ayırarak dalgalar oluşturun.

Dalgalı saçlara perde perçemi yakışır mı?

Evet, perde perçemleri dalgalı saçlarda iyi görünür. Bakımı ve şekillendirilmesi kolaydır.

İşte herkese ilham verecek 10 kısa dalgalı saç modeli.

1. Kısa Dalgalı Bob 

2. Hacimli Kısa Kıvırcık Dalgalar

3. Kıvırcık Perçemli Pixie 

4. Kısa Kesilmiş Ense 

5. Kısa Dağınık Saç Kesimi

6. Cesur Asimetrik Bob

7. Yandan Ayrılmış Dağınık Bob

8. Önü Perçemli Kıvırcık

9. Orta Dalgalı Bob

10. Kısa Dalgalı Sarı

Paylaşın

Evlenen Kadınların Soyadına İlişkin Teklif Geri Çekildi

9. Yargı Paketi içerisinde yer alan, evlenen kadınların kocasının soyadını almasını zorunlu kılan teklifin geri çekildiği açıklandı. Kadın hakları savunucuları yasa teklifinin TBMM’ye sunulmasına tepkili.

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda görüşülen 9’uncu Yargı Paketi’nde yer alan kadınların soyadına ilişkin düzenlemenin geri çekildiğini açıkladı.

Ali Mahir Başarır, “İki gündür CHP bir direnç gösteriyor. Kadın istediği soy ismini kullanır. Bu kadının takdirindedir. Buna müdahale etmek AK Parti iktidarının ya da grubunun haddi değildir” dedi.

Mücadele sonucunda söz konusu düzenlemenin tekliften çıkarıldığını belirten Başarır, “Ben grubuma, milletvekili arkadaşlarıma, kadın milletvekillerine, kadın örgütlerine, derneklerine, bu maddeye karşı çıkan milyonlarca Türk kadınına çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Ne olmuştu?

İstanbul 8’inci Aile Mahkemesi, “Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir” düzenlemesinin iptali için 2023 yılında AYM’ye başvurdu.

Mahkeme, başvurusunu erkeğin doğumla kazandığı soyadını ömrü boyunca kullanması mümkünken aynı hakkın kadına tanınmamasının eşitlik ilkesine bağdaşmadığı şeklinde gerekçelendirdi.

AYM de bu başvuruyu değerlendirerek hükmün iptaline karar vermiş, kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğunu ailenin “eşler arası eşitliğe” dayandığını vurgulamıştı. Kararda ayrıca kadının yargı yoluna başvurarak evlenmeden önceki soyadını kullanabildiği anımsatılmış, kadınların mahkeme kararı olmadan da evlenmeden önceki soyadını kullanabilmesinin önü açılmıştı.

Nisan 2023’te çıkan kararın 9 ay sonra uygulamaya geçmesi öngörülmüştü. Temmuz ayında TBMM’ye sunulan 9. Yargı Paketi olarak bilinen “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, AYM’nin karınların soyadına ilişkin kararını dikkate almayarak eski uygulanın devamını öngören bir kanun maddesi önerdi.

Yeni pakette kadının evlenmeden önceki soyadının ancak kocasının soyadıyla birlikte kullanması yer aldı. Maddenin gerekçesinde ise “anne babanın ayrı soyadı kullanmalarının çocuk üzerinde olumsuz etkiler oluşturabileceği ve çocuğun hangi soyadını kullanacağı tartışma konusu haline gelebileceği” ifadeleri kullanıldı.

Peki hangi ülkelerde kadınlar evlenmeden önceki soyadını kullanmaya devam edebiliyor?

ABD, Birleşik Krallık, Hollanda, Fransa, Belçika ve İtalya gibi ülkelerde kadınlar evlendikten sonra evlenmeden önceki soyadlarını kullanmaya devam edebiliyorlar. Pek çok ülkede çocuklar babanın soyadını alıyor. Fransa gibi kimi ülkelerde çocukların hangi soyadını kullanacaklarına ebeveynler birlikte karar veriyor.

Paylaşın

Evlenen Kadının Kocasının Soyadını Almasını Zorunlu Kılan Teklif TBMM’de

Eşitlik için Kadın Platformu’ndan (EŞİK) avukat Sema Yurtbilir, 9. Yargı Paketi içerisinde yer alan, evlenen kadınların kocasının soyadını almasını zorunlu kılan teklifin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ifade etti.

Yurtbilir, “Bu teklif Temmuz ayında meclise geldiğinde Adalet Komisyonu’nda hararetli tartışmalar yaşandı. Görüşmeler Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel’in maddeyi genel kurula bu şekilde getirmeyeceklerini ve Anayasa Mahkemesi kararına uygun şekilde değiştireceklerini söylemesiyle tamamlandı” diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) eşitlik ilkesine aykırı bularak iptal ettiği kadının eşinin soyadını alma zorunluğuna dair yeni yasanın görüşmeleri bugün TBMM genel kurulunda başladı.

Ancak yasa, AYM’nin iptal ettiği haliyle yeniden düzenlenmedi. Yasa 9. Yargı Paketi’nde ufak değişiklikler yapılarak eski halini aldı. Eğer yasa bu haliyle kabul edilirse kadınlar evlendikleri zaman eşlerinin soyadlarını zorunlu olarak almaya devam edecekler. Peki AYM bu kararı nasıl vermişti? AYM’nin kararı neden uygulanmıyor?

İstanbul 8’inci Aile Mahkemesi, “Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir” düzenlemesinin iptali için 2023 yılında AYM’ye başvurdu.

Mahkeme, başvurusunu erkeğin doğumla kazandığı soyadını ömrü boyunca kullanması mümkünken aynı hakkın kadına tanınmamasının eşitlik ilkesine bağdaşmadığı şeklinde gerekçelendirdi.

AYM de bu başvuruyu değerlendirerek hükmün iptaline karar vermiş, kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğunu ailenin “eşler arası eşitliğe” dayandığını vurgulamıştı. Kararda ayrıca kadının yargı yoluna başvurarak evlenmeden önceki soyadını kullanabildiği anımsatılmış, kadınların mahkeme kararı olmadan da evlenmeden önceki soyadını kullanabilmesinin önü açılmıştı.

Nisan 2023’te çıkan kararın 9 ay sonra uygulamaya geçmesi öngörülmüştü. Temmuz ayında TBMM’ye sunulan 9. Yargı Paketi olarak bilinen “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, AYM’nin karınların soyadına ilişkin kararını dikkate almayarak eski uygulanın devamını öngören bir kanun maddesi önerdi.

Yeni pakette kadının evlenmeden önceki soyadının ancak kocasının soyadıyla birlikte kullanması yer aldı. Maddenin gerekçesinde ise “anne babanın ayrı soyadı kullanmalarının çocuk üzerinde olumsuz etkiler oluşturabileceği ve çocuğun hangi soyadını kullanacağı tartışma konusu haline gelebileceği” ifadeleri kullanıldı.

Kadın hakları savunucuları ise yasa teklifinin bu şekilde TBMM’ye sunulmasına tepkili.

Türkiye CEDAW imzacısı

DW Türkçe’den Ece Çelik‘e konuşan Eşitlik için Kadın Platformu’ndan (EŞİK) avukat Sema Yurtbilir, Türkiye’nin Uluslararası Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi’nin (CEDAW) imzacısı olduğunu hatırlatıyor. Sözleşmenin devletlere eşitliği sağlama yükümlülüğü verdiğini belirten Yurtbilir, AYM’nin iptal kararından sonra yeni bir kanun maddesine ihtiyaç duyulmaksızın kadınların evlenmeden önceki soyadlarını kullanabileceklerini ancak nüfus memurluklarının bunu uygulamadıklarını söylüyor:

“Aslında AYM kararının ardından yeni bir yasa çıkmaksızın kadınlara istedikleri soyadını kullanma hakkını tanımaları gerekirdi. AYM, kararın 9 ay sonra yürürlüğe gireceğini söylemişti. Bu süre meclisin konuyla ilgili yeni bir kanun çalışması için tanınıyor. Ancak TBMM konuyla ilgili bir çalışma yapmadı. Biz de hukukçular olarak bunu zaten CEDAW’ın düzenlediğini ve yeni bir yasaya ihtiyaç olmadığını dile getirdik. EŞİK gönüllüleri olarak nüfus müdürlüklerine ve farklı kurumlara başvurular yaptık ancak hiçbir nüfus müdürlüğü ve kurum olumlu yanıt vermedi.”

Temmuz ayında AKP’nin getirdiği 9. Yargı Paketi içerisinde yer alan teklifin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ifade eden Yurtbilir, “Bu teklif Temmuz ayında meclise geldiğinde Adalet Komisyonu’nda hararetli tartışmalar yaşandı. Görüşmeler Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel’in maddeyi genel kurula bu şekilde getirmeyeceklerini ve Anayasa Mahkemesi kararına uygun şekilde değiştireceklerini söylemesiyle tamamlandı” diye konuşuyor.

Ancak bugün yasanın hiç değiştirilmeden TBMM genel kuruluna getirildiğini söyleyen Yurtbilir, “Bugün bir hukuk devletinde anayasaya aykırı bir yasama faaliyeti yapıldığını söyleyebiliriz” diyor. İktidar bloğunun sayısal olarak çoğunluğa sahip olduğu için insan hakkı sözleşmelerini, AYM’yi dinlemeksizin her maddeyi meclisten geçirebildiklerini ifade eden Yurtbilir, muhalefetin ve komisyonların hiçbir anlamı kalmadığı görüşünde.

EŞİK Platformu olarak muhalefet partilerine ve bağımsız vekillere oylamaya katılmama çağrısında bulunduklarını ve “Kendileri çalsın kendileri oynasın” başlıklı bir kampanya başlattıklarını söyleyen Yurtbilir, bu kararın iktira partisinin kadın ve aile politikalarının iz düşümü olduğunu vurguluyor. Yurtbilir, yurt dışında soyadı konusunda eşit çözümler bulmuş pek çok ülke olduğunun altını çiziyor.

Peki hangi ülkelerde kadınlar evlenmeden önceki soyadını kullanmaya devam edebiliyor? ABD, Birleşik Krallık, Hollanda, Fransa, Belçika ve İtalya gibi ülkelerde kadınlar evlendikten sonra evlenmeden önceki soyadlarını kullanmaya devam edebiliyorlar. Pek çok ülkede çocuklar babanın soyadını alıyor. Fransa gibi kimi ülkelerde çocukların hangi soyadını kullanacaklarına ebeveynler birlikte karar veriyor.

Paylaşın

Afrika’nın Yaşlanma Karşıtı Sırrı: Baobab Yağı

Afrika’nın cilt bakımında önemli bir yeri olan baobab ağacının tohumlarından elde edilen Baobab yağı, yüzyıllardır Afrika’nın en zorlu çevre koşullarına karşı, cilt için doğal bir kalkan olarak kullanılır.

Haber Merkezi / A, D, E ve F vitaminleri ile omega 3, 6 ve 9 yağ asitleri bakımından zengin olan Baobab yağı, tüm cilt tipleri için adeta çok amaçlı bir kahraman gibidir.

Tüm cilt tipleri için doğal nemlendirici: Baobab yağı her cilt tipine uygun, harika bir doğal nemlendiricidir. Hızlı emilen formülü yağlı bir kalıntı bırakmadan cilde hızla nüfuz eder.

Bu, onu kuru cilde sahip olup derinlemesine nemlendirmeye ihtiyaç duyanlar veya yağlı cilde sahip olup gözenekleri tıkamayacak hafif bir nemlendirici arayanlar için mükemmel bir seçenek haline getirir.

Kolajen üretimini artırır: Baobab yağının en önemli faydalarından biri ciltte kolajen üretimini desteklemesidir. Kolajen, cildin elastikiyetini ve sıkılığını korumak için gereklidir.

Yaşlandıkça vücudumuz daha az kolajen üretmeye başlar, bu da kırışıklıklara ve sarkık cilde neden olur. Baobab yağını düzenli olarak kullanarak bu yaşlanma belirtileriyle savaşabilir, sağlıklı ve güçlü bir cilde sahip olabilirsiniz.

İltihaplı cildi yatıştırır: İçeriğindeki yüksek A ve E vitamini, hasarlı cilt hücrelerini aktif bir şekilde onarır ve bu durumlarla ilişkili rahatsızlıklara karşı çok ihtiyaç duyulan rahatlamayı sağlar.

Bu, baobab yağını iltihaplı veya tahriş olmuş cildi yatıştırmak isteyen herkes için olmazsa olmaz bir ürün haline getiriyor.

Yara izlerini ve çatlakları azaltır: Baobab yağının güçlü yenileyici özellikleri zamanla yara izlerini ve çatlakları etkin bir şekilde azaltır. İçeriğindeki yüksek esansiyel yağ asitleri cilt elastikiyetini artırır ve hücre yenilenmesini teşvik eder.

Bu iki yönlü yaklaşım sadece yara izlerini azaltmaya yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda düzenli kullanımda çatlak izlerini de etkili bir şekilde en aza indiriyor ve yağın olağanüstü cilt gençleştirme potansiyelini ortaya koyuyor.

Çevresel hasara karşı korur: Cildinizi UV ışınlarının ve kirliliğin zararlı etkilerinden koruyarak çevresel hasara karşı güçlü bir doğal savunma oluşturan Baobab yağı, yüksek antioksidan içeriğiyle cildi etkin bir şekilde korur.

Baobab yağının düzenli kullanımı, çevresel stres faktörlerinin neden olduğu erken yaşlanma belirtilerini önlemede önemli rol oynar ve bu da onu genç bir cilt görünümünü korumada önemli bir yardımcı haline getirir.

Paylaşın

Taliban, Kadınların “Birbirlerinin Sesini Duymalarını” Yasakladı

Taliban’ın Fazilet Yayma ve Ahlaksızlığı Önleme Bakanı Muhammed Halid Hanefi, “Kadın namaz kılarken yanından başka bir kadın geçse bile, onların duyabileceği kadar yüksek sesle dua etmemelidir” dedi ve ekledi:

“Bırakın başka bir şeyi, namaz kılarken birbirlerinin seslerini duymalarına bile izin verilmezken şarkı söylemelerine nasıl izin verilebilir?”

Muhammed Halid Hanefi, kadın sesinin “avret” (İslam’a göre insan vücudunun örtülü olması gereken bölümlerini tanımlar) olarak kabul edildiğini ve diğer kadınlar tarafından bile kamusal alanda duyulmaması gerektiğini savundu.

Cumhuriyet‘in Merkezi ABD’nin Virginia eyaletinde bulunan Afgan haber kanalı Amu TV’den aktardığı habere göre, Taliban’ın Fazilet Yayma ve Ahlaksızlığı Önleme Bakanı Muhammed Halid Hanefi, kadınların diğer kadınların yanında yüksek sesle Kuran okumaktan kaçınmaları gerektiğini söyledi.

Hanefi, “Kadınların tekbir getirmelerine ya da ezan okumalarına izin verilmediğinde, kesinlikle şarkı ya da müzik söyleyemezler. Yetişkin bir kadın namaz kılarken yanından başka bir kadın geçse bile, onların duyabileceği kadar yüksek sesle dua etmemelidir. Bırakın başka bir şeyi, namaz kılarken birbirlerinin seslerini duymalarına bile izin verilmezken şarkı söylemelerine nasıl izin verilebilir?” dedi.

Hanefi, kadın sesinin “avret” (İslam’a göre insan vücudunun örtülü olması gereken bölümlerini tanımlar) olarak kabul edildiğini ve diğer kadınlar tarafından bile kamusal alanda duyulmaması gerektiğini savundu.

İnsan hakları uzmanları da dahil olmak üzere kadınlar, bu kararın namaz kılmanın ötesine geçerek birbirleriyle sohbet etmelerini kısıtlayacağından ve sosyal varlıklarını daha da azaltacağından korkuyor.

Afganistanlı aktivisti Zubaida Akbar, Taliban liderlerinin “cinsiyet ayrımcılığı” diktalarından sorumlu tutulmaları çağrısında bulunarak, “Bugün kadınların birbirlerinin yanında seslerini duyurmalarına getirilen yasak, geçtiğimiz ay kadınlara karşı 100 sayfadan fazla bir ferman kitabı yayınlayan Taliban’ın ahlak ve fazilet bakanı Muhammed Halid Hanefi’den geldi” dedi.

Bu karar, Taliban ‘ın Ağustos ayında kadınların dışarı çıkarken yüzleri de dahil olmak üzere tüm vücutlarını örtmelerini emreden yeni bir dizi yasayı uygulamaya koymasından sadece iki ay sonra geldi. Taliban’ın bu son kararının, uygulanıp uygulanmadığı ya da ne kadar yaygın olarak uygulandığı bilinmiyor.

Taliban ve Afganistan

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Kepekten Bıktınız Mı? İşte En Etkili Beş Çözüm

Kepekle mi mücadele ediyorsun? İster yeni bir ürün deniyor ister yaşam tarzınızda değişiklik yapıyor olun, kepekle mücadelenin tutarlı olmakla ilgili olduğunu unutmayın.

Haber Merkezi / Saç derinize karşı sabırlı olun ve bu çözümleri deneyin:

Doğru şampuanı seçmek: Kepek için özel olarak formüle edilmiş şampuanlar, mantar enfeksiyonlarıyla mücadele eder ve yağ dengesini düzenleyerek kepeğin azalmasına yardımcı olur.

Saç derisine düzenli bakım yapmak: Saç derisini düzenli olarak nemlendirmek ve temiz tutmak kepeği önleyebilir. Haftada bir kez saç derisi maskeleri kullanmak da faydalı olabilir.

Doğal çözümler: Elma sirkesi, çay ağacı yağı ve aloe vera gibi doğal ürünler, anti-inflamatuar ve antimikrobiyal özellikleri sayesinde kepekle mücadelede etkilidir.

Sağlıklı beslenme: Sağlıklı bir beslenme saç derisinin sağlığını destekler. Omega-3 yağ asitleri, vitaminler ve mineraller içeren yiyecekler tüketmek kepeği azaltmaya yardımcı olabilir.

Stresi yönetmek: Stres kepeği tetikleyebilir. Yoga, meditasyon ve düzenli egzersiz yaparak stres seviyenizi azaltabilirsiniz.

Unutmayın, ciddi ve kontrol edilemeyen kepek sorunları için en iyi adım bir dermatoloğa danışmaktır. Sağlıklı saçlar ve kepeksiz günler dileriz!

Paylaşın

Türkiye’de Her Ay 10 Binden Fazla Kadın Şiddet Görüyor

Türkiye’de kadına yönelik erkek şiddetinin ulaştığı çarpıcı boyut orta çıktı. Her ay ortalama 10 bin 343 kadın şiddet gördüğü gerekçesiyle Şiddeti Önleme Merkezleri’ne (ŞÖNİM) başvuru yapıyor.

Türkiye’de kadına yönelik şiddetin boyutları, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yayımlanan verilerle bir kez daha gözler önüne serildi.

BirGün’den Mustafa Bildirci’nin haberine göre, Şiddet gördüğü gerekçesiyle bakanlığa bağlı Şiddeti Önleme Merkezleri’ne (ŞÖNİM) başvuran kadın sayısı Ocak 2013-Temmuz 2024 döneminde 1,5 milyona dayandı.

Resmi verilere göre, Ocak 2013’ten Temmuz 2024’e kadar toplam 1 milyon 437 bin 688 kadın şiddet gördüğü gerekçesiyle ŞÖNİM’lere müracaat etti.

Türkiye’de 11 yılda ŞÖNİM’lere başvuran kadın sayısına yönelik verilerin aylara göre dağılımı ise “Bu kadarı da olmaz” dedirtti.

Buna göre, Ocak 2013-Temmuz 2024 döneminde ayda ortalama 10 bin 343 kadın şiddet gördüğü gerekçesiyle ŞÖNİM’lere başvuru yaptı. ŞÖNİM verilerinin yıllara göre dağılımı da paylaşıldı.

Verilere göre, 2013-2018 döneminde ŞÖNİM başvurusu yapan kadınların toplam sayısı 271 bin 58 oldu. ŞÖNİM başvuruları 2019 yılı itibarıyla dramatik artış kaydetti.

Paylaşın

Daha Genç Görünmenizi Sağlayacak 10 Cilt Bakım Sırrı

Cilt, beslenme ve egzersiz gibi kontrol edilebilen ve çevresel etkiler gibi kontrol edilemeyen bazı faktörler nedeniyle yaşlanır. Bu nedenle, cildin yaşlanma süreci kaçınılmaz bir şeydir ve herkes zamanla belirgin yüz çizgileri edinir. 

Haber Merkezi / Cildinizin gençlik ışıltısını korumak için hala yapabileceğiniz çok şey var. İşte 10 ipucu:

Günlük temizlik ve nemlendirme yapın: Güne, gece boyu yüzünüzde biriken kiri ve yağı temizlemek için hafif bir temizleyiciyle yüzünüzü temizleyerek başlayın. Ardından, cildinizin gün boyu beslenmesini ve esnekliğini korumak için bir nemlendirici kullanın. Düzenli temizlik ve nemlendirme, cildinizin doğal dengesini koruma, onarma ve yenileme yeteneğini desteklemeye yardımcı olur.

Antioksidanların gücünü açığa çıkarın: C ve E vitaminleri gibi doğal antioksidanlar içeren cilt bakım ürünleri kullanmayı tercih edin. Antioksidanlar, cildi yaşlandıran serbest radikallere karşı bir koruma kalkanı sağlar. Ayrıca, antioksidan açısından zengin yiyecekleri diyetinize dahil edebilirsiniz. Temel antioksidanlarla güçlendirilmiş cilt bakım ürünleri kullanmak, mevcut hasarı onarmaya ve genç cildi korumaya yardımcı olur.

Her zaman güneş kremi kullanın: Evden çıkmadan önce ve hatta içerideyken bile her sabah en az SPF 30 içeren güneş kremini ihmal etmeyin. Bu basit ama çok önemli cilt bakımı adımı sadece güneş yanığını önlemekle kalmayacak, aynı zamanda kırışıklık, koyu leke ve cilt kanseri riskini de azaltacaktır.

Uygun beslenmeye odaklanın: Cilt sağlığını desteklemeye yardımcı olmak için vitaminler, mineraller ve omega-3 yağ asitleri gibi temel besinler açısından zengin, dengeli bir beslenme yapın; bunun için beslenmenize somon, avokado ve taze meyve ve sebzeler gibi yiyecekleri dahil etmelisiniz. Bununla birlikte, cildinizi nemli ve temiz tutmak için gün boyu susuz kalmadığınıza emin olun.

Güzellik uykusunu ihmal etmeyin: Uyku eksikliği, cildin donukluğunun ve göz çevresindeki koyu halkaların arkasındaki en büyük suçludur. Dahası, uyku eksikliği stresi artırabilir ve cilt yaşlanmasını hızlandırabilir. Bu nedenle, genç cildinizi korumak için derin uyku şarttır. Cildinizin biraz dinlenmesini ve tazelenmiş görünmesini sağlamak için her gece 7 – 9 saat kaliteli uyku alın. Kuru cildiniz varsa, bu süreci desteklemek ve esnek ve parlak bir cilt ile uyanmak için gece nemlendiricisi kullanabilirsiniz.

Düzenli egzersiz yapın: Egzersiz yaptığınızda kan akışında artış olur, bu da cildinize daha iyi oksijen ve besin ulaştırılmasına yol açar. Bu yüzden yoğun bir antrenmandan sonra cildiniz taze ve kızarmış hissedersiniz. Dahası, düzenli egzersiz ter yoluyla toksinlerin atılmasına yardımcı olur, bu da daha temiz bir cilde katkıda bulunabilir. Tek ihtiyacınız olan 30 dakikalık orta düzeyde kardiyo egzersizi.

Etkili cilt bakım içeriklerini arayın: Retinoidler, hyaluronik asit ve peptitler gibi aktif içeriklere sahip cilt bakım ürünlerini arayın. Bunlar yaygın yaşlanma karşıtı kremler ve serumlardaki süper kahraman içeriklerdir. Retinoidlerin kolajen üretimini uyardığı ve cilt dokusunu iyileştirdiği bilinirken, hyaluronik asit cildi nemlendirir ve dolgunlaştırır. Peptitler, ince çizgileri ve kırışıklıkları azaltmaya yardımcı olan cilt elastikiyetini artırıcılardır.

Ölü deriyi eksfoliye edin: Ölü deri hücreleri tabakası cildinizin düzensiz ve donuk görünmesine neden olabilir. Bunu önlemek için, ölü deri hücrelerini temizlemek ve daha pürüzsüz bir cilt ortaya çıkarmak için cildinizi haftada 1 – 2 kez nazik bir eksfoliye edici ile eksfoliye edin. Eksfoliasyonun bir bonus noktası da cilt bakım ürünlerinin emilimini iyileştirmeye yardımcı olması ve cildinizin parlak kalmasını sağlamasıdır. Ancak, cilt tahrişine ve iltihaplanmaya neden olabilecek sert peelinglerden kaçının.

Stres yönetimi: Uzun süreli stres vücutta hormonal bozukluklara neden olabilir ve bu da sivilce ve pigmentasyon gibi cilt sorunlarına yol açabilir. Bunu yenmek için yoga, meditasyon veya derin nefes egzersizleri gibi stres azaltıcı teknikler uygulayabilirsiniz.

Kozmetik tedavileri tercih edin: Yüz bakımı, kimyasal peeling ve mikrodermabrazyon gibi profesyonel tedaviler, kuruluk, donukluk, düzensiz cilt ve düzensiz cilt dokusu ve tonu gibi cilt sorunlarını yönetmeye yardımcı olan yaygın cilt bakımı prosedürleridir. Cilt tipiniz ve endişeleriniz için hangi tedavinin en uygun olduğunu belirlemek için bir dermatoloğa veya lisanslı bir cilt bakım uzmanına danışın.

Paylaşın