Biden’dan Netanyahu’ya “Barış İçin Yeterli Çaba Göstermiyor” Eleştirisi

Beyaz Saray’da basın mensuplarıyla bir araya gelen ABD Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Gazze’de ateşkesin sağlanması için yeterli çaba sarf etmediğini söyledi. 

Haber Merkezi / Biden, Gazze’de Hamas’ın elindeki rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik nihai bir teklif sunmaya çok yakın olduklarını belirtti. Biden, nihai anlaşma teklifi sunup sunmayacaklarına ilişkin soruları yanıtlarken buna çok yakın olduklarını belirtti; bu anlaşmanın önceki tekliflerle kıyaslandığında başarı şansının ne olduğu yönündeki soruyu da “Umut hiçbir zaman tükenmez” sözleriyle yanıtladı.

Washington Post gazetesi, 2 Eylül’de yayımlanan haberinde ABD’nin İsrail ve Hamas’la nihai bir “ya kabul et ya da terk et” anlaşması yapmaya hazırlandığını iddia etmişti.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 48 artarak 40 bin 786’ya yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 70 artarak 94 bin 224’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

İngiltere Dışişleri Bakanlığı İsrail’e yönelik silah ihracatına kısıtlama getirileceğini duyurdu. Satış lisansı askıya alınan ihraç kalemleri arasında askeri ekipman parçaları ve yer hedeflemede kullanılan helikopterler ile İnsansız Hava Araçları (İHA) da var.

Öte yandan İsrail haftaya genel grevle başladı. Gazze’de tutulan rehinelerin geri alınamamasını protesto etmek için İsrail’de yapılan genel grev çağrısı, Pazartesi günü ülkenin ana uluslararası havaalanı Ben Gurion dahil ülke çapında kapanmalara ve aksaklıklara yol açtı. Ancak bu çağrının bazı bölgelerde görmezden gelinmesi, ülkedeki derin siyasi bölünmeleri yansıttı.

Gazze’de altı rehinenin ölü bulunmasının ardından 10 binlerce İsrailli Pazar günü geç saatlere kadar sokaklardaydı. Aileler ve halkın büyük bir kısmı Başbakan Benyamin Netanyahu’yu suçladı ve yaklaşık 11 aydır devam eden savaşı sona erdirmek için Hamas’la bir anlaşma yapılarak, rehinelerin sağ olarak iade edilebilmesinin sağlanabileceğini söyledi.

Bazılarıysa Netanyahu’nun 7 Ekim’de İsrail’e saldırarak savaşı tetikleyen Hamas’a yönelik askeri baskıyı aralıksız sürdürme stratejisini destekliyor ve stratejinin, militanları İsrail’in taleplerine boyun eğmeye zorlayacağını, kurtarma operasyonlarınınn daha başarılı olacağını ve nihayetinde örgütü yok edeceğini düşünüyor.

İsrail’in en büyük sendikası Histadrut, savaşın başlangıcından bu yana ilk kez bu hafta başı için genel grev çağrısında bulundu. Grevin amacı bankacılık, sağlık hizmetleri ve ülkenin ana havalimanı Ben Gurion’un işletimi dahil ekonominin önemli sektörlerini kapatmak veya aksatmak oldu.

Ben-Gurion Uluslararası Havalimanı’ndaki havayolları sabah 08.00-10.00 arasında kalkış uçuşlarını durdurdu. Bu uçaklar ya erken kalktı ya da biraz gecikti. Sınırlı kesintiye rağmen yolcuların check-in kontuarlarında sıraya girdiği görüldü. İsrail Havaalanları İdaresi’ne göre bu süre zarfında havaalanına gelen uçuşlar her zamanki gibi aksamadan devam etti.

Grev nedeniyle bankalar, bazı büyük alışveriş merkezleri ve devlet daireleri kapalı ve toplu taşıma sınırlı sağlanıyor. Tel Aviv dahil İsrail’in yoğun nüfuslu merkezi bölgesindeki belediyeler greve katılıyor, bu da okul saatlerinin kısalmasına ve kamuya açık kreşlerle anaokullarının kapanmasın yol açtı.

Ancak Kudüs dahil birçok belediye, greve katılmıyor. İsrail medyası, devletin grevin siyasi amaçlı olduğunu öne sürerek iptal edilmesi için mahkemeye başvurduğunu bildirdi.

Pazar günkü gösteriler savaşın başlangıcından bu yana en büyük gösteri olarak nitelendi. Gösterileri düzenleyenler 500 bin kadar kişinin ülke çapındaki etkinliklere ve Tel Aviv’de düzenlenen ana mitinge katıldığını açıkladı.

Netanyahu’nun Gazze’de tutulan ve üçte birinin öldüğü düşünülen yaklaşık 100 rehineyi iade etmesi için bir anlaşmaya varmasını talep eden protestocular, bunu savaş süresince yıpranan Hamas’ı olduğu gibi bırakıp bölgeden çekilmek anlamına gelse bile istediklerini dile getiriyorlar. Birçok İsrailli bu görüşü desteklerken diğerleri, rehinelerin özgürlüğünden çok militan grubun yok edilmesine öncelik veriyor.

Gazze’de 86 bin çocuk felci aşısı yapıldı

Ayrıca Birleşmiş Milletler Filistin Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), Gazze Şeridi’nden başlatılan aşı kampanyasında ilerleme sağlandığını ancak ailelerin aşı merkezlerine ulaşmakta zorlandığını kaydetti. UNRWA, devam eden askeri saldırılar nedeniyle aşıların dağıtımında da sıkıntılar yaşandığını belirtti. Kuruluşun verdiği bilgilere göre sadece belirli bölgelerde yerel saatle 06.00 ile 14.00 arasında insani ara uygulanıyor.

UNRWA Sözcüsü Louise Wateridge, çatışmaların tamamen durmadığını, gece ve öğleden önce askeri saldırıların sürdüğünü kaydetti. Bazı aileler için aşı merkezlerine gitmenin tehlikeli olduğunu ifade eden Wateridge, mobil aşı ekipleri için de bu ailelere ulaşmanın zor olduğunu söyledi. Pazar günü 86 bin çocuğun çocuk felcine karşı aşılandığını ifade eden Wateridge, Salı gününe kadar Gazze Şeridi’nin orta bölgesinde bulunan 10 yaş altı yaklaşık 156 bin çocuğa erişim sağlanmasının hedeflendiğini belirtti. Wateridge, çocukların dört hafta sonra ikinci doz aşıya ihtiyacı olduğunu da hatırlattı.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Gazze Şeridi’nde olası çocuk felci salgının engellenmesi için bölgedeki çocukların yüzde 90’ından fazlasının aşılanması gerektiğini vurguluyor. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, 23 Ağustos’ta Gazze’nin Deyr el-Balah kentinde 10 aylık bir bebeğin çocuk felci nedeniyle kısmi felç geçirdiğinin doğrulandığını duyurmuş, hastalığın yayılmasından büyük endişe duyduklarını açıklamıştı.

DSÖ daha önce de Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus ile orta kesimindeki Deyr el-Belah kentlerinde tür iki çocuk felci virüsü tespit edildiği bilgisini paylaşmıştı. BM’ye göre İsrail – Hamas savaşı nedeniyle Gazze’de rutin aşılamanın yapılamaması, 25 yıl sonra hastalığın yeniden yayılmasında etkili oldu.

Paylaşın

ABD’de Demokratların Olası Adayı Kamala Harris: Niyetim Kazanmak

ABD’de başkan adaylığı yarışından çekilen Joe Biden’ın desteğini açıkladığı Kamala Harris, “Başkanın desteğini almaktan onur duyuyorum ve niyetim bu adaylığı hak etmek ve kazanmak” dedi.

Haber Merkezi / Kamala Harris yaptığı açıklamada, “Başkan Biden bu özverili ve vatansever davranışıyla hizmet hayatı boyunca yaptığı şeyi yapıyor: Amerikan halkını ve ülkemizi her şeyin üstünde tutmak” ifadelerini kullandı. Kamala Harris, “Donald Trump’ı ve onun aşırılıkçı Proje 2025 gündemini yenmek için Demokrat Parti’yi ve ulusumuzu birleştirmek için elimden gelen her şeyi yapacağım” ifadelerini kullandı.

Kamala Harris, Joe Biden’ın Demokrat Parti’nin başkan adayı olarak kendisini desteklemesiyle, büyük bir partinin başkan adayı ilk siyah kadın ve ilk Güney Asya kökenli kişi olma olasılığıyla gündemde. Harris üç yıldan fazla bir süredir ülkenin ikinci ismi olarak görev yapıyordu. Ancak Harris, Biden’ın Pazar günü 2024 başkanlık yarışından çekilmesinin ardından en önemli aday haline geldi.

Başkan yardımcısı olarak önemli görevler üstlenen Harris aynı zamanda politik kazanımlar edinmek ve seçmenlerle bağ kurmak için mücadele etti. Harris, 2020’de başkan yardımcılığını kazanan ilk kadın olmanın yanısıra bu görevi üstlenen ilk siyah kadın ve ilk Asya kökenli kadın olarak tarihe geçti.

Kamala Harris’in adaylığına, çok sayıda üst düzey Demokrat Parti üyesi vali, kongre üyesi ve siyasetçiden destek geldi.

Eski Başkan Bill Clinton ve eski Dışişleri Bakanı ve First Lady Hillary Clinton yaptıkları ortak açıklamada, “Başkan Biden’a Başkan Yardımcısı Harris’e destek verme konusunda katılmaktan onur duyuyoruz ve onu desteklemek için elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi.

Clinton çifti sözlerini “Şimdi onu seçmek için her şeyimizle mücadele etmenin zamanıdır. Amerika’nın geleceği buna bağlıdır” diye sürdürdü.

Demokrat Parti’nin popüler siyasetçilerinden olan Kaliforniya Valisi Gavin Newsom da sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Sert. Korkusuz. İnatçı. Demokrasimiz ve geleceğimizin tehlikede olduğu günlerde, Donald Trump’ın karanlık vizyonuna karşı davayı savunabilecek ve ülkemizi daha sağlıklı bir yöne yöneltebilecek, ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris’ten daha iyi bir aday yok” ifadelerini kullandı.

Biden yönetiminde yer alan Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg ise “Şimdi Kamala Harris, meşaleyi devralmak, Donald Trump’ı yenmek ve Joe Biden’ın halefi olmak için doğru kişidir. Onun olağanüstü liderliğini yakından gördüm, kendisiyle 2020 seçim kampanya sürecinde ve bunun ardından tarihi bir verimliliğe sahip Biden-Harris yönetiminde birlikte çalıştım. Amerika’yı müstakbel başkanımız olarak geleceğe taşımasını sağlayacak bu seçimi kazanması için kendisine elimden gelen tüm desteği vereceğim” diye konuştu.

Partinin sol kanadını temsil eden Kongre Üyesi Alexandria Ocasio-Cortez de yaptığı X paylaşımında, “Kamala Harris, ABD’nin bir sonraki başkanı olacak. Kasım’da sandıktan zaferle çıkması için kendisine tam destek vereceğime söz veriyorum. Şimdi Donald Trump ve Amerikan demokrasisine yönelik tehdidi mağlup etmek için partimiz ve ülkemizi hızlıca bir araya getirmek her zamankinden daha fazla hayati önem taşıyor. Haydi işe koyulalım” dedi.

ABD’nin 50 eyaletinin Demokrat Parti teşkilat başkanı da Harris’e destek verdiklerini duyurdu. Pennsylvania Valisi Josh Shapiro ve North Carolina Valisi Roy Cooper’dan da 59 yaşındaki Harris’e destek geldi. Eski Dışişleri Bakanı John Kerry de Harris’e destek vereceğini ilan ederek “İyi bir vicdana sahip vatandaşların hiçbiri kenarda kalmamalıdır” sözleriyle herkesi kendisine destek vermeye çağırdı.

Eski ABD Başkanı Barack Obama ve eşi Michelle Obama ise Biden’ın kararını memnuniyetle karşıladıkları bir mesaj yayınlarken söz konusu mesajda Kamala Harris’in adını anmadı.

Harris kampanyasına yapılan bağışlar, Biden’ın açıklamasını takip eden saatler içerisinde milyonları buldu. Seçim bağışlarının toplanmasından sorumlu olan Actblue’nun açıklamasına göre Harris’e Pazar akşamına kadar toplamı 46,7 milyon doları bulan çok sayıda bağış yapıldı.

Öte yandan Harris’in ekibinin, Biden kararını açıkladıktan sonra yüzlerce telefon görüşmesi yaptıkları bildirildi. Söz konusu görüşmelerde, mümkün olduğunca fazla delegenin desteğinin arandığı belirtildi.

Ayrıca Biden’ın kampanyasını son aylarda yürüten ekip, hâlihazırda Harris’i desteklemeye başladı. Biden’ın seçim ekibi, adını “Harris for President” olarak değiştirmiş durumda. Ayrıca Biden, destekçilerine bir e-posta göndererek Harris kampanyasına bağış yapma çağrısında bulundu.

Süreç nasıl işleyecek?

Kamala Harris seçim yarışına Biden’la beraber girmiş olsa da otomatik olarak pusulada onun yerini alamıyor. Onun da yarışa girmesi halinde her olası aday gibi delegelerin desteğini alması şart. Bu süreçte kendisine bir başkan yardımcısı adayı belirlemesi ve yarışa onunla birlikte girmesi gerekiyor.

Demokrat Parti Ulusal Komitesi başkan ve başkan yardımcısı adaylarını resmi olarak aday göstermek amacıyla Ağustos ayının ilk haftasında yoklama yapma sinyali vermişti. Eğer bu plan iptal edilirse adaylar 19 Ağustos’ta başlayacak kurultayda seçilecek.

Kamala Harris kurultayda destek görürse, ABD’nin 248 yıllık tarihinde ilk Siyah kadın ve Güney Asyalı ana parti başkan adayı olacak. Çok sayıda parti yetkilisi, önümüzdeki Ocak ayında başlayacak yeni başkanlık dönemi yarışında Trump’a karşı partinin standart taşıyıcısı olarak Biden’ın yerine Harris’i desteklediklerini söyledi.

Ancak bazıları da Demokrat Parti’nin gelecek ay Chicago’da yapılacak ulusal kurultayı, diğer başkan adaylarına da açmasını istediklerini söylüyor. Başkanlık adaylığı için en son 1968 yılında açık bir kurultay düzenlenmiş ve Başkan Lyndon Johnson, ABD’nin Vietnam’daki ,savaşı yönetmesine yönelik yaygın muhalefet karşısında yeniden aday olma planlarından vazgeçmişti.

Joe Biden farklı bir muhalefetle karşılaştı. 20’den fazla Demokrat Kongre üyesi, CNN’deki tartışma programının ardından çekilmesi çağrısında bulundu. Son zamanlarda Biden ile birlikte olan bazı kişiler, zihinsel keskinliğinin azaldığına inandıklarını ve zayıf göründüğünü söylerken, en sadık yardımcıları tam aksi konusunda ısrarlıydı. Biden’ın başkan olarak tek dönemi 20 Ocak 2025’te, Ocak 2029’a kadar sürecek bir dönem için yeni bir başkanın yemin etmesiyle sona erecek.

Kamala Harris’in ABD hikayesi

Kamala Harris, 1964 yılında Kaliforniya eyaletinin Oakland kentinde, yüksek eğitimli göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Harris’in annesi Hindistan doğumlu göğüs kanseri araştırmacısı Shyamala Gopalan, babası ise Jamaikalı ekonomi profesörü Donald J. Harris’ti. Göçmen olan Harris’in her iki ebeveyni aynı zamanda 1960’larda sivil haklar için mücadele eden iki aktivist kişilik.

Yedi yaşındayken anne ve babası ayrılan Kamala ile kız kardeşi Maya annesinin yanında büyüdü. Kamala’nın “The Truths We Hold” başlıklı otobiyografisinde bu deneyimin kariyerini de etkilediğine vurgu yapıyor ve annesi Gopalan’ın kendisine ve kız kardeşi Maya’ya şöyle dediğini anlatıyor: “Öylece oturup bir şeylerden şikayet etmeyin. Bir şeyler yapın!”

Bu, hayatı boyunca Kamala Harris’in harfiyen uyduğu bir nasihat oldu.

Annesinin Kanada’da bir iş bulması üzerine Harris’in yolu Oakland’tan Montreal’e de uzanır ve liseye bu ülkede başlar. Daha sonra tekrar ABD’ye dönen Harris, Washington’daki Howard Üniversitesi’nde siyaset bilimleri ve ekonomi okur ardından da San Franciso’da hukuk eğitimi alır. 1990 yılında hukuk fakültesini bitirmesinin ardından savcı olarak çalışmaya başlayan Harris, keskin zekâsı ve mücadeleci ruhu ile kısa sürede mesleki çevresinde üne kavuşur. Harris, otobiyografisinde geçmişte yaşadığı ayrımcılık tecrübelerini nasıl “her konuda en iyi olma azmine” dönüştürdüğünü anlatıyor.

Harris, 2003 yılında San Francisco’nun ilk kadın eyalet savcısı olur; 2010 yılında ise altı rakibini alt ederek 32. Kaliforniya Eyalet Başsavcısı seçilir. ABD’de “Attorney General” olarak adlandırılan bu pozisyon, başsavcı ile adalet bakanı görevlerini birleştiren bir görev. 3 Ocak 2011’de görevine başlayan Harris, sadece bu göreve gelen ilk kadın değil aynı zamanda Hint ve Afrika kökenli ilk kişi de olur.

Ancak Harris savunduğu görüşlerden ötürü hep tartışmalı bir isim olur. Bir yandan ölüm cezasına karşı çıkarken diğer yandan çocukları sürekli olarak okulda kaçan ailelerin bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını öngören yasal düzenlemeye verdiği destekle partisindeki sol görüşlüleri karşısına alır.

Harris, 2015 yılında ise Senato’ya adaylığını koyar. Demokratların çoğunun desteğini alan Harris’in destekçileri arasında dönemin ABD Başkanı Barack Obama ile Başkan Yardımcısı Joe Biden da yer alır. Harris, tarihteki ikinci siyah olarak 2017 yılında Senato’ya seçilir.

Harris, 2014 yılından bu yana Yahudi kökenli bir avukat olan Douglas Emhoff ile evli. Emhoff’un daha önceki evliliğinden iki çocuğu bulunurken Harris’in çocuğu yok.

Adı daha önce de Demokrat Parti’nin başkan adayı olarak geçen Harris, 2019 yılında adaylığını koyduğunda karşısında Joe Biden, Bernie Sanders ve Elizabeth Warren vardı. Harris başlarda favori olarak gösteriliyordu. Ancak yıl içerisinde desteğini yitirdi ve Aralık 2019’da anket sonuçlarında desteğin az olması nedeniyle adaylıktan çekildiğini duyurdu. Sonrasında ise seçim öncesi kampanyalarda Biden ile görüş ayrılıkları gündeme gelmiş olsa da başkan yardımcılığına aday gösterildi.

Biden ve Harris birlikte zorlu ve hırçın bir kampanya yürüterek Donald Trump ve Başkan Yardımcısı Mike Pence’i mağlup etti. İkili, Trump taraftarlarının Kongre baskınından sadece iki hafta sonra 20 Ocak 2021’de yemin etti.

Harris, ABD başkan yardımcısı olarak görev yapan ilk kadın, ilk Siyah ve ilk Hint kökenli kişi oldu.

Harris, Beyaz Saray’da geçirdiği süre boyunca profilini yükseltmeye çalıştı. Biden 2021’de Harris’e Latin Amerika’dan göçmen gelmesinin temel nedenleriyle mücadele görevi verdi. Biden, o dönemde Harris için “Bunu yapmak için daha nitelikli birini düşünemiyorum” dedi. Ancak Harris’in çabalarına ve Latin Amerikalı liderlerle yaptığı görüşmelere rağmen belgesiz sınır geçişlerinin sayısı artmaya devam etti ve geçen yıl rekor seviyelere ulaştı.

Kamala Harris, daha sonra siyasi rakiplerine karşı farklı bir mücadele alanı buldu. ABD Yüksek Mahkemesi, 2022’de ülkenin büyük bir bölümünde kürtaj hakkını fiilen geri alınca Harris, bu hakkın korunması lehine güçlü bir ses haline geldi. Bu yılın başlarında ABD genelinde bir “Üreme Özgürlükleri için Mücadele” girişimi başlattı. Televizyondaki Trump-Biden tartışmasından birkaç gün önce de Harris, Trump’ın yeniden seçilmesi halinde üreme haklarıyla ilgili “her şeyin tehlikede olduğu” uyarısında bulundu.

Demokrat Parti’nin geleceği Harris mi?

Biden’ın kötü münazara performansının ardından Harris, başkan adaylığı için adı geçerken bile Başkan’ın en sesli savunucuları arasında yer aldı. Harris, birçok kişi tarafından 2024 seçimlerinde Demokratlar tarafından desteklenecek doğal bir seçim olarak görülüyor.

Beyaz Saray Basın Sekreteri Karine Jean-Pierre, Biden-Trump münazarasından kısa bir süre sonra yaptığı açıklamada Biden’ın 2020’de onu seçmesinin nedenlerinden birinin “gerçekten de partinin geleceği olması” olduğunu söylemişti.

Paylaşın

Biden, Trump’a Karşı Başkanlık Yarışından Çekildi

ABD’nin mevcut başkanı Joe Biden, seçmenlerin haftalardır süren baskısının ardından Donald Trump’a karşı başkanlık seçimi yarışından çekilme kararı aldığını duyurdu.

Haber Merkezi / Joe Biden, sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı açıklamada, “Yeniden seçilmek niyetinde olsam da, görevimden çekilmemin ve yalnızca dönem başkanlığı görevimi yerine getirmeye odaklanmamın, partimin ve ülkenin yararına olacağına inanıyorum” dedi. Biden, başkanlık kararından çekilme kararı hakkında, önümüzdeki hafta ulusa sesleneceğini kaydetti.

81 yaşındaki Joe Biden, adaylıktan çekilmesinin hemen ardından, Demokrat Parti’nin yeni adayı olarak başkan yardımcısı Kamala Harris’e “tam destek” verdiğini duyurdu.

Biden, geçtiğimiz salı günü verdiği bir röportajda, ilk kez başkanlık yarışından çekilebileceğini söylemişti. Yarıştan çekilmesini sağlık durumuna bağlayan Biden, hangi şartlarda çekilebileceği sorusuna “Ortaya çıkan bir sağlık sorunum olursa, evet” diyerek cevap vermişti.

Biden’ın adaylığı konusundaki tartışmalar, Cumhuriyetçi aday Donald Trump ile çıktığı ilk canlı yayında “etkisiz” olarak değerlendirilen performansı sonrasında artmaya başlamıştı.

5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde ABD’de her eyalette Demokrat Parti’nin önseçim süreci tamamlanmıştı. Önseçimlerde 3 bin 894 delege 19 Ağustos’ta başlayacak Demokrat Parti Ulusal Kurultayı’nda Joe Biden’a destek verme taahhüdünde bulunmuştu. Şimdi bu delegeler 19 Ağustos’ta Chicago’da başlayacak Demokrat Parti Ulusal Kurultayı’nda teorik olarak istedikleri adaya destek verebilirler.

Biden’ın Yardımcısı Kamala Harris’in, Biden’ın çekilmesi halinde onun yerine yarışa girmesine yönelik senaryonun parti içinde giderek daha fazla destek bulduğu öne sürülmüştü.

Kamala Harris seçim yarışına Biden’la beraber girmiş olsa da otomatik olarak pusulada onun yerini alamıyor. Onun da yarışa girmesi halinde her olası aday gibi delegelerin desteğini alması şart. Bu süreçte kendisine bir başkan yardımcısı adayı belirlemesi ve yarışa onunla birlikte girmesi gerekiyor.

Demokrat Parti’yi çekişmeli ve açık bir kurultay bekliyor olabilir. Demokrat Parti Ulusal Komitesi seçimlere az zaman kala parti içindeki görüş ayrılıklarını en aza indirmek amacıyla bir aday üzerinde uzlaşabilir ancak başka adaylar da yarışa dahil olmak isteyebilir.

Demokrat Parti Ulusal Komitesi başkan ve başkan yardımcısı adaylarını resmi olarak aday göstermek amacıyla Ağustos ayının ilk haftasında yoklama yapma sinyali vermişti. Eğer bu plan iptal edilirse adaylar 19 Ağustos’ta başlayacak kurultayda seçilecek.

Kimler olası aday olarak öne çıkıyor?

Başkan Yardımcısı Kamala Harris: Demokrat Parti’de pek çok isim Kamala Harris’i aday olarak kabul edeceklerinin sinyalini verdi. Joe Biden 11 Temmuz’da NATO Zirvesi sırasında düzenlediği basın toplantısında “En başından bu yana başkan olabilecek niteliklere sahip olduğunu düşünmeseydim başkan yardımcısı olarak seçmezdim” demişti

Kamala Harris yaygın olarak Biden’ın yerine geçebilecek en iyi aday olarak görülse de son anketler Harris’in anket verilerinin, Biden’ın Donald Trump’a karşı anket verilerine kıyasla çok az fark olduğunu gösteriyor.

Dört ankette Kamala Harris’in Biden’dan biraz daha iyi, dört ankette Biden’a kıyasla daha kötü ve üçünde ise hiçbir fark olmadığı görülüyor. Beyaz Saray’da başkan yardımcısı olarak dört yıl tecrübesi bulunan Kamala Harris’in kararsızlar ve bağımsız seçmenlerin desteğini alabileceği yorumu yapılıyor.

California Valisi Gavin Newsom: Gavin Newsom, Joe Biden’ın adaylıktan çekilmesine ilişkin tartışma sürecinde Biden’a güçlü destek verdi. Newsom, Biden’ın Trump karşısındaki canlı yayın performansının ardından yaşanan hararetli tartışmada “Baş performansçı değil, başkomutan arıyorum” demişti.

Michigan Valisi Gretchen Whitmer: Biden’a desteğini açıklayan Gretchen Whitmer önemli bir çekişmeli eyalette valilik seçimini yeniden kazanmıştı. Whitmer işçi sendikalarına verdiği destek sebebiyle ABD genelinde Demokratlar arasında popüler.

Illinois Valisi J.B. Pritzker: J.B. Pritzker, bu yıl Ağustos ayında Chicago’daki Demokrat Parti Ulusal Kurultay’ına evsahipliği yapıyor. Pritzker, son dakikada başlatılacak bir seçim kampanyasını kendisi finanse edebilir.

Eski First Lady Michelle Obama: Michelle Obama çok sayıda seçmen arasında popüler olsa da aday olma fikrini şimdiye kadar hep reddetmişti. Geçen ay yapılan Reuters/Ipsos anketine göre Michelle Obama Donald Trump’ın 10 puan önündeydi.

Uzmanlara göre seçim kampanyaları sürecinde para toplama kabiliyeti bakımından kimin yoğun bir çaba içinde olduğu ve kurultayda çoğunluğun desteğini alabilecek türden bir koalisyon oluşturma fırsatına sahip olduğu önem taşıyor.

“Demokrasi için kurşun yedim”

Donald Trump, kendisine yönelik suikast girişiminden sonra ilk seçim mitingini gerçekleştirdi. Michigan’daki mitingde konuşan Trump, otoriter, sağcı bir ajandaya sahip “Project 2025” girişimiyle bağlantılı olduğu yönündeki iddiaları redderek, “Hiçbir şekilde aşırıcı olmadığını” söyledi.

12 bin kişilik bir kalabalığa hitap eden Trump, “Ben demokrasi için kurşun yedim” ifadelerini kullandı. Trump, Demokrat parti içinde Başkan adayına yönelik tartışmaları da alaya alarak, “Adaylarının kim olduğu konusunda hiçbir fikirleri yok… Bu adam gidiyor ve oyları alıyor, şimdi de bunu onun elinden almak istiyorlar. İşte demokrasi” diye konuştu.

Paylaşın

Hamas’tan Biden’ın Açıkladığı İsrail’in Ateşkes Önerisine Olumlu Yanıt

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail’in yeni ateşkes teklifini açıklamasının ardından Hamas, İsrail’in ateşkes anlaşmasına yönelik yol haritasının “olumlu değerlendirdiğini” belirten bir bildiri yayınladı.

Haber Merkezi / ABD Başkanı Joe Biden, İsrailli rehinelerin serbest bırakılması karşılığında Gazze’de ateşkes için İsrail’in üç aşamalı önerisini açıklamış ve “bu savaşın sona ermesinin zamanı geldi” demişti.

Anlaşmanın ilk aşaması, İsrail güçlerinin Gazze’nin “nüfuslu bölgelerinden” çekileceği altı haftalık bir ateşkesi içeriyor. Bu aşamada Hamas’ın elinde bulunan yaşlı ve kadın rehineler, Filistinli mahkumlar karşılığında serbest bırakılacak. Yine bu aşamada Filistinli siviller geri dönecek ve bölgeye günde 600 kamyon insani yardım yapılacak.

Anlaşmanın ikinci aşamasında, Hamas ve İsrail, kalıcı barış şartlarını müzakere edecek, bu aşama müzakereler devam ettiği sürece sürecek. Anlaşmanın üçüncü aşamasında ise Gazze’nin yeniden imar planı ele alınacak.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, ABD Başkanı Joe Biden’ın açıkladığı Gazze Şeridi’nde ateşkes taslağıyla ilgili, “Kalıcı barış sağlanması için anlaşmaya yol açmasını umuyorum.” açıklamasında bulunduğu bildirildi.

AB Konseyi Başkanı Charles Michel, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “(Öneri) Bu, başta çatışmaların kalıcı durdurulması ve İsrail güçlerinin geri çekilmesinin yanı sıra Gazze’nin yeniden inşası olmak üzere uzun vadeli çözüme yönelik görüşmelere alan açması açısından çok önemli” ifadesine yer verdi.

Gazze’de ateşkes, esirlerin serbest bırakılması ve Gazze’nin yeniden inşasını içeren öneriyi memnuniyetle karşıladığını belirten Michel, Katar, Mısır ve ABD’ye çabaları için teşekkür etti. Michel, “Acı sona ermelidir. Tüm tarafları barış için bu fırsatı değerlendirmeye çağırıyorum” ifadelerini kullandı.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, X’ten yaptığı paylaşımda, Biden’ın duyurduğu ateşkes önerisine tüm kalbiyle katıldığını ifade ederek, bunun Gazze’deki savaşın ve sivillerin çektiği acıların sona erdirilmesi için önemli bir fırsat olduğunu kaydetti. Von der Leyen, ateşkes taslağına ilişkin dengeli ve gerçekçi olduğu yorumunu yaparak, “Şimdi önerinin tüm tarafların desteğine ihtiyacı var” mesajını paylaştı.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de sosyal medya paylaşımında öneriye desteğine dikkati çekerek, savaşın artık sona ermesinin gerektiğini vurguladı.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 60 artarak 36 bin 284’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 280 artarak 82 bin 57’ye yükseldi.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Paylaşın

Biden’dan Hamas’a İsrail’in Planını Kabul Et Çağrısı

Gazze Şeridi’ndeki savaşa kalıcı bir son vermek için ateşkese odaklandıklarını kaydeden ABD Başkanı Joe Biden, Hamas’a İsrail’in yeni teklifini kabul etmesi çağrısında bulundu.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 60 artarak 36 bin 284’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 280 artarak 82 bin 57’ye yükseldi.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

ABD Başkanı Joe Biden Cuma günü Hamas militanlarına, İsrail’in Gazze’de ateşkes karşılığında rehinelerin serbest bırakılması konusundaki yeni teklifini kabul etmeleri çağrısında bulundu ve bunun, kanlı çatışmayı sona erdirmeye başlamanın en iyi yolu olduğunu söyledi.

Biden, “Ateşkesle birlikte yardımlar ihtiyacı olan herkese güvenli ve etkin bir şekilde dağıtılabilir” dedi. Biden’a göre önerinin ilk aşaması tam ateşkes içerecek ve altı hafta sürecek. İlk aşamada ayrıca İsrail kuvvetleri, Gazze’de nüfusun yoğun olduğu bölgelerden çekilecek. Altı hafta içinde İsrail ve Hamas, çatışmalara kalıcı olarak son verecek olan ikinci aşamaya geçmek için müzakerelerde bulunacak.

Bu süre zarfında aralarında yaşlılar ve kadınların da bulunduğu rehineler yüzlerce Filistinli mahkumla takas edilecek. Biden, Filistinli sivillerin kuzey Gazze dahil Gazze’ye geri döneceğini ve her gün 600 TIR’ın Gazze’ye insani yardım getireceğini söyledi.

İsrail’in önerisinin Katar ve Hamas’a iletildiğini söyleyen Biden, müzakerelerin altı haftayı aşması durumunda ateşkesin, görüşmeler devam ettiği sürece yürürlükte olacağını belirtti.

Joe Biden, İsrail önerisinin ikinci aşamasının, sağ olan tüm rehinelerin serbest bırakılması ve İsrail kuvvetlerinin geri çekilmesini kapsayacağını, üçüncü aşamadaysa Gazze için kapsamlı bir yeniden yapılanma ve inşa sürecinin başlayacağını söyledi. Biden, Hamas’ın yeni bir 7 Ekim baskını düzenleme becerisine sahip olmadığını da belirtti.

İsrail’de “süresiz” savaş için baskı yapanlara fikirlerini değiştirmeleri çağrısında bulunan Biden, “İsrail’de bu planı kabul etmeyecek olanlar olduğunu biliyorum. Ve savaşın süresiz olarak devam etmesi çağrısında bulunacaklar. Hatta bazıları hükümet koalisyonunda yer alıyor. Bunu açıkça belirttiler. Gazze’yi işgal etmek istiyorlar. Yıllarca savaşmaya devam etmek istiyorlar ve rehineler onlar için bir öncelik değil. Ben de İsrail’deki liderleri her türlü baskıya rağmen bu anlaşmanın arkasında durmaya çağırdım” dedi.

“İsrail’e yaşamı boyunca bağlılık duymuş biri olarak, savaş zamanında İsrail’e giden tek Amerikan başkanı olarak, İran tarafından saldırıya uğradığında İsrail’i doğrudan savunmak üzere ABD kuvvetlerini gönderen biri olarak, sizden bir adım geri atmanızı ve bu fırsat kaçırılırsa ne olacağını düşünmenizi istiyorum” diyen Biden, “Bu fırsatı kaçıramayız” şeklinde konuştu.

İsrail için küresel arenadan daha fazla tecrit edilme riski bulunduğunu söyleyen Biden, böylesine kapsamlı bir yaklaşımın daha güvenli bir İsrail sağlayacağını, Suudi Arabistan dahil İsrail’in bölgeyle daha fazla bütünleşmesine yardımcı olacağını belirtti.

Filistin halkının kendi kaderini tayin edeceği daha iyi bir geleceği olacağını söyleyen Biden, Amerika’nın, İsrail’in kendini savunması için her türlü gereksinime sahip olacağından emin olacağını kaydetti.

Mısır ve Katar’ın, Hamas’ın İsrail’e karşı askeri operasyonlara yeniden başlamamasını garanti etmek için çalıştığını söyleyen Biden, Filistinliler’in cehennemi yaşadığını, çok fazla sayıda sivilin hayatını kaybettiğini, Hamas’ın da bu anlaşmaya yeşil ışık yakması gerektiğini belirtti, “Bu savaş bitmeli” dedi.

Bazı İsrail medya kuruluşları Biden’ın konuşmasını “etkileyici” olarak nitelendirdi ve doğrudan İsrail halkına hitap etme girişimi olarak yorumladı. Televizyon yayıncısı Kanal 12, Biden’ın konuşmasını canlı yayınlamak için akşam haber programını yarıda kesti. Sunucu Danny Kushmaro, İsrail sansürünün daha önce teklifin ayrıntılarının yayınlanmasını yasakladığını söyledi.

Bu yılın başlarında gündeme getirilen bir rehine anlaşması önerisinde Gazze’deki hasta, yaşlı ve yaralı rehinelerin serbest bırakılması karşılığında bölgeye daha fazla insani yardım ulaştırılabilmesi için altı haftalık ateşkesin uzatılması öngörülüyordu.

Önerilen anlaşma, İsrail’in müzakerelerin bir parçası olarak savaşa kalıcı bir son vermeyi kabul etmemesi ve Gazze’nin güneyindeki Refah kentine yönelik saldırılarını arttırması üzerine bu ayın başlarında gündemden düşmüştü.

Hamas Perşembe günü yaptığı açıklamada, saldırılar devam ederken müzakerelerde yer almayacağını, ancak İsrail’in savaşı durdurması halinde rehine ve esir değişimi dahil “tam bir anlaşmaya” hazır olduğunu söylemişti.

Gazze savaşında İsrail ile İslamcı hareket arasında ateşkes sağlanması için Mısır, Katar ve diğerlerinin arabuluculuğunda yürütülen görüşmeler defalarca duraksamış ve her iki taraf da ilerleme kaydedilmemesinden birbirini sorumlu tutmuştu.

Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan ABD’li bir yetkili, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın Cuma günü Gazze’de Hamas tarafından rehin tutulan vatandaşları bulunan 17 ülkenin diplomatlarıyla biraraya geleceğini söyledi.

Üst düzey bir İsrailli güvenlik yetkilisi Cuma günü yaptığı açıklamada, İsrail’in hayatta kalan rehinelerin iadesini de içeren bir anlaşmanın parçası olmayan herhangi bir çatışmayı durdurmayı kabul etmeyeceğini kaydetti.

Pazar günü Refah’ta 45 Filistinli’nin ölümüne yol açan İsrail hava saldırısının Biden’ın açıklamasını gölgede bırakır nitelikte olduğu dile getiriliyor. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby Salı günü yaptığı açıklamada İsrail’in Refah’taki son kara operasyonlarının ABD’nin daha fazla askeri yardımı geri çekmesine neden olmayacağını söyledi.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

ABD Başkanı Joe Biden: Gazze’de Soykırım Yok

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı’nın Gazze’deki savaşla bağlantılı olarak İsrailli yetkililer için tutuklama emri talebinde bulunmasına tepki gösteren ABD Başkanı Joe Biden, Gazze’de soykırımın olmadığını söyledi.

Haber Merkezi / ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da hem İsrail hem de Hamas yetkilileri için tutuklama emri talebinde bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Kerim Han’ın, İsrail ve Hamas’ı eşdeğer tutmasını reddettiklerinin altını çizdi.

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu hakkında yakalama kararı çıkarmaya hazırlanan Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) tepki gösterdi.

Biden, UCM Başsavcısı Karim Khan’ın açıklamalarının aksine İsrail liderinin Gazze’de soykırıma karıştığını düşünmediğini söyledi. Biden, “UCM tarafından İsrail’e yönelik suçlamaların aksine olup biten bir soykırım değil. Bunu reddediyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı, bu açıklamayı Beyaz Saray’da düzenlenen “Yahudi Amerikan Mirası Ayı” etkinliği sırasında yaptı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da hem İsrail hem de Hamas yetkilileri için tutuklama emri talebinde bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Kerim Han’ın, İsrail ve Hamas’ı eşdeğer tutmasını reddettiklerinin altını çizdi.

Blinken yaptığı yazılı açıklamada kararı “utanç verici” olarak niteledi; “Hamas, Holokost’tan bu yana Yahudiler’e yönelik en kötü katliamı gerçekleştiren gaddar bir terör örgütü ve hala Amerikalılar dahil onlarca masum insanı rehin tutuyor” ifadelerini kullandı.

Blinken, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yetkisinin sınırlı olduğunu ve Başsavcı’nın İsrail’in hukuk sistemine fırsat tanımak yerine tutuklama emri talep ederek, bu yetki sınırının temelinde yatan “tamamlayıcılık ilkelerinin” uygulanmadığını belirtti.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı’nın başka durumlarda ülkelerin soruşturma süreçlerini beklediğini ve soruşturma için ilgili ülkelere zaman tanımak amacıyla devletlerle birlikte çalıştığını belirten Blinken, başsavcının aynı fırsatı İsrail’e vermediğini söyledi.

Blinken, “Mahkemenin üyesi olmamasına ragmen İsrail Başsavcı ile işbirliği yapmaya hazırdı. Başsavcı’nın bizzat soruşturmayı görüşmek ve İsrail hükümetini dinlemek üzere önümüzdeki haftadan itibaren İsrail’i ziyaret etmesi bekleniyordu. Başsavcı’nın personeli ziyareti koordine etmek üzere bugün İsrail’e inecekti. Başsavcı televizyona çıkıp suçlamaları açıkladığı saatlerde İsrail başsavcının personelinin uçağa binmediği konusunda bilgilendirildi” dedi.

ABD Dışişleri Bakanı, bu ve diğer koşulların soruşturmanın meşruiyeti ve güvenilirliği konusunda soru işaretine yol açtığını belirtti. Blinken bu kararın rehinelerin kurtarılmasını, ateşkese varılmasını ve bölgeye insani yardımın artırılmasını sağlayacak anlaşmaya yönelik devam eden çabaları tehlikeye atabileceğini kaydetti.

Pazartesi günü UCM Başsavcısı Khan, İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Galant’ın yanı sıra Hamas’ın Gazze sorumlusu Yahya Sinvar ve siyasi lideri İsmail Haniye için de tutuklama emri çıkarılmasını talep etti. Hamas, Avrupa Birliği ve ABD’nin terör örgütleri listesinde yer alıyor.

Savcılık, İsrail yönetimine “bir savaş yöntemi olarak sivilleri aç bırakmak” ve “sivillere yönelik kasıtlı saldırılar düzenlemek” suçlamalarını yöneltti.

İsrail, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin üyesi değil. Tutuklama kararı çıksa bile Netanyahu ve Gallant hemen yargılanma riskiyle karşı karşıya değil. Ancak Han’ın açıklaması İsrail’in yalnızlığını derinleştirebilir ve tutuklanma tehdidi İsrailli liderlerin yurtdışına seyahat etmesini zorlaştırabilir.

İsrail’ın yakalamaya çalıştığı Sinvar ve Deif’in Gazze’de saklandıkları düşünülüyor. Ancak Hamas’ın en üst düzey siyasi lideri İsmail Haniye Katar’da bulunuyor ve sık sık bölgeye seyahat ediyor.

Mahkeme geçen yıl, Ukrayna Savaşı ile ilgili olarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında da tutuklama talep etmişti. UCM bu kararına gerekçe olarak, Rus işgali altındaki Ukrayna topraklarından çocukların Rusya Federasyonu’na kaçırılmalarına vurgu yapmış ve Putin’in işlenen bu savaş suçunda şahsi sorumluluk taşıdığı öne sürülmüştü.

Öte yandan Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 70 artarak 35 bin 456’ya yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 110 artarak 79 bin 476’ya yükseldi.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Paylaşın

Beyaz Saray: Erdoğan – Biden Görüşmesi Ertelendi

Beyaz Saray, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 9 Mayıs’ta yapmayı planladıkları görüşmenin, Erdoğan’ın programındaki değişiklikler nedeniyle ertelendiği bildirildi.

Reuters haber ajansı adını vermek istemeyen bir Türk yetkiliye dayandırdığı haberinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beyaz Saray ziyaretinin ertelendiğini duyurdu. Aynı yetkili, yakında yeni bir tarih belirleneceğini belirtti.

Beyaz Saray’dan bir sözcü de VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı karşılıklı olarak uygun bir zamanda Beyaz Saray’da ağırlamayı sabırsızlıkla bekliyoruz. Ancak programlarımızı uyumlu hale getiremedik ve şu anda duyuracağımız bir ziyaret yok” dedi.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden ile AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 9 Mayıs’ta görüşecekti.

ABD Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, İstanbul’da bir otelde bir araya geldiği Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) heyetine yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Beyaz Saray’da ABD Başkanı Joe Biden ile yapacağı görüşmenin hazırlıklarının sürdüğü bilgisini teyit etmişti.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika’yı ziyareti konusunda takvime alınmış bir programın olmadığını söylemişti.

ABD Başkanı Joe Biden’la New York eyaletinin Syracuse kentine giderken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kirby’ye bir gazeteci, “İki hafta içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beyaz Saray’ı ziyaret etmesi bekleniyor. Erdoğan geçtiğimiz Cumartesi günü Hamas liderini ağırladı. Bu görüşmelerde bir konu başlığı olacak mı? Ya da ziyarete gölge düşürür mü?” şeklinde bir soru yöneltmişti.

John Kirby soruya yanıtında, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretine ilişkin programlanmış bir şey yok. O nedenle bu konuda bir yorumum yok” ifadesini kullanmıştı.

“Toplantıları konusunda konuşma işini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bırakacağını” kaydeden Kirby, “Hamas’a, kim olduklarına ve neyi temsil ettiklerine ilişkin tutumumuz konusunda çok net olduk.” diyerek başka bir yorum yapmayacağını belirtmişti.

Öte yandan OdaTV’nin yayınladığı bir haberde “Erdoğan’ın Washington ziyaretini iptal ettiği ve iptal etmesinin nedeninin ABD Temsilciler Meclisi’nin İsrail’e yardımı da içeren tasarıyı onaylaması olduğu” iddia edilmişti. OdaTV, haberin kaynağını ise belirtmemişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Biden’la uluslararası zirvelerde görüşmeler gerçekleştirmişti. İki lider, son olarak geçen temmuz ayında Litvanya’da NATO zirvesinde bir araya gelmişlerdi.

Paylaşın

“Erdoğan Ve Biden 9 Mayıs’ta Görüşecek” İddiası

ABD merkezli medya kuruluşu Bloomberg International, ABD Başkanı Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 9 Mayıs’ta Beyaz Saray’da görüşeceğini öne sürdü.

Haber Merkezi / ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü Joh Kirby, “Erdoğan’ın ziyaretine ilişkin programlanmış bir şey yok” demişti.

Bloomberg International’ın konuya yakın kaynaklarına göre, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden ile AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 9 Mayıs’ta görüşecek.

ABD Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, İstanbul’da bir otelde bir araya geldiği Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) heyetine yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Beyaz Saray’da ABD Başkanı Joe Biden ile yapacağı görüşmenin hazırlıklarının sürdüğü bilgisini teyit etti.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika’yı ziyareti konusunda takvime alınmış bir programın olmadığını söyledi.

ABD Başkanı Joe Biden’la New York eyaletinin Syracuse kentine giderken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kirby’ye bir gazeteci, “İki hafta içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beyaz Saray’ı ziyaret etmesi bekleniyor. Erdoğan geçtiğimiz Cumartesi günü Hamas liderini ağırladı. Bu görüşmelerde bir konu başlığı olacak mı? Ya da ziyarete gölge düşürür mü?” şeklinde bir soru yöneltti.

John Kirby soruya yanıtında, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretine ilişkin programlanmış bir şey yok. O nedenle bu konuda bir yorumum yok” ifadesini kullandı.

“Toplantıları konusunda konuşma işini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bırakacağını” kaydeden Kirby, “Hamas’a, kim olduklarına ve neyi temsil ettiklerine ilişkin tutumumuz konusunda çok net olduk.” diyerek başka bir yorum yapmayacağını belirtti.

Öte yandan OdaTV’nin yayınladığı bir haberde “Erdoğan’ın Washington ziyaretini iptal ettiği ve iptal etmesinin nedeninin ABD Temsilciler Meclisi’nin İsrail’e yardımı da içeren tasarıyı onaylaması olduğu” iddia edildi. OdaTV, haberin kaynağını ise belirtmedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Biden’la uluslararası zirvelerde görüşmeler gerçekleştirmişti. İki lider, son olarak geçen temmuz ayında Litvanya’da NATO zirvesinde bir araya gelmişlerdi.

Paylaşın

Biden’dan Putin’e Sert Sözler: Çılgın Bir O…Ç…

ABD Başkanı Joe Biden, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i “çılgın bir o…ç…” olarak nitelendirdi. Biden’ın Putin’le ilgili sözlerine tepki gösteren Kremlin, “Biden’ın bir Hollywood kovboyu gibi görünmek istediğini ama beceremediği” yorumunda bulundu.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, seçim kampanyası için düzenlediği bağış toplama etkinliğinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i “çılgın bir o…ç…” olarak nitelendirdi ve eski ABD Başkanı Donald Trump’ın kendisini geçen hafta Kuzey Kutbu’ndaki bir hapishanede ölen Rus muhalefet lideriyle kıyaslayan yorumlarını hedef aldı.

VOA Türkçe’nin aktardığına göre; Biden konuşmasında iklim değişikliğinden bahsederken, “Putin gibi çılgın o…ç…ve benzerleri var. Bu nedenle her zaman nükleer çatışma konusunda endişelenmek zorundayız, ancak insanlık için varoluşsal tehdit iklimdir” dedi.

2024 seçim kampanyasına para toplamak için üç günlük California turuna çıkan ve dün akşam San Francisco’da bağışçılara hitap eden Biden, muhtemel Cumhuriyetçi rakibi tarafından yapılan son yorumlar karşısında hayrete düştüğünü de söyledi.

Trump, Rus muhalefet lideri Aleksey Navalni’nin hapishanedeki şüpheli ölümünü, ABD’deki kendi hukuki sorunlarıyla karşılaştırdı. New York’lu bir yargıcın, şirketlerinin mali tablolarında serveti hakkında yıllarca yalan söylediğini tespit etmesinin ardından Trump 350 milyon dolar para cezasına çarptırılmıştı. Trump bu kararı “bir tür komünizm ya da faşizm” olarak nitelemişti.

Trump’ın kendini Navalni ile kıyaslamasını, “Bu saçmalıklar nereden çıktı bilmiyorum” diye cevaplayan Başkan Biden, “Ülkemiz komünist bir ülke haline geldiği için kendisinin de Navalni gibi zulme uğradığını söylüyor. Bu beni hayrete düşürüyor” dedi.

Trump’ın “Make America Great Again” (MAGA; Amerikayı Tekrar Büyük Yap) sloganına atıfta bulunan Biden, “Uzun zamandır buralardayım ve bu MAGA Cumhuriyetçi kalabalığı gibi, insanlar için neyin önemli olduğu konusunda çok az ahlaki öngörüye sahip bir kalabalık görmedim” diye ekledi.

Beverly Hills’te düzenlenen kampanya bağış toplama etkinliğinde Biden, orta sınıf Amerikalılar’a yardım etme çabalarının altını çizmiş ve Kasım ayında Trump’ın kazanmasının, ülke çapında bir kürtaj yasağına, Cumhuriyetçiler’in Başkan Barack Obama döneminde başlatılan sağlık sigortası programını geri almak için uğraşacağına ve zenginlere orantısız bir şekilde yardım edecek daha fazla politikaya yol açabileceği konusunda uyarmıştı.

“Hollywood kovboyu”

Kremlin’den ise bugün Başkan Biden’ın Putin’le ilgili sözlerine tepki geldi. Joe Biden’ın, Vladimir Putin hakkındaki sözlerinin ABD’yi ve bu tür kelimeleri kullananları küçük düşürdüğünü savunan Kremlin, “Biden’ın bir Hollywood kovboyu gibi görünmek istediğini ama beceremediği” yorumunda bulundu.

Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, “ABD Başkanı’nın başka bir devletin başkanına karşı böyle bir dil kullanmasının Başkanımız Putin’i etkilemesi mümkün değildir. Ancak bu tür kelimeleri kullananları küçük düşürüyor” dedi.

Söz konusu ifadeyi Biden’ın bir “Hollywood kovboyu” gibi görünme çabasına bağlayan Peskov, “Ama dürüst olmak gerekirse bunun mümkün olduğunu sanmıyorum” dedi ve şöyle devam etti: Sayın Putin size hitap ederken hiç kaba bir kelime kullandı mı? Böyle bir şey hiç olmadı. Bu nedenle, bu tür kelimelerin Amerika’nın kendisini küçük düşürdüğünü düşünüyorum.

Paylaşın

“Biden, Netanyahu’ya “G.tün Teki” Dedi” İddiası

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’dan “g.tün teki” olarak bahsettiği ileri sürülürdü. Söz konusu iddialar yalanlandı:

“Başkan, Netanyahu ile hangi noktalarda aynı fikirde olmadığı konusunda netti ancak bu, kamuoyunda ve özelde onlarca yıldır devam eden saygılı bir ilişki.”

ABD Başkanı Biden’ın İsrail’e karşı söylemlerini artırmasına rağmen ‘önemli bir politika değişikliğine gitmeyi planlamadığını’ aktardı:

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; ABD Başkanı Joe Biden’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Gazze’de aldığı kararlar nedeniyle ‘hayal kırıklığına uğradığı’ ve çevresi ile yaptığı görüşmelerde Netanyahu’dan ‘g.tün teki’ olarak bahsettiği ileri sürüldü.

Biden’ın, Tel Aviv yönetimine Gazze’de ateşkesi kabul etmesi için baskı uyguladığını söyleyen kaynaklara göre ABD Başkanı, ‘Netanyahu ile başa çıkmanın imkansız olduğunu’ da dile getirdi. NBC’ye konuşan kaynaklar, Biden’ın yakın zamanda en az üç kez Netanyahu’yu ‘g.tün teki’ olarak nitelendirdiğini söyledi.

Netanyahu’nun kalıcı ateşkese yanaşma konusundaki isteksizliğinin ‘hayal kırıklığı yarattığını’ belirten kaynaklar, iki lider arasındaki dinamiğin ‘bir dönüm noktasının eşiğinde’ olabileceğini de dile getirdi. ABD Başkanı’na yakın isimler, Biden’ın Netanyahu’ya kamuoyu önünde fazla sert davranmasının ‘ters etki yaratacağına inandığını’ da bildirdi.

İsmi açıklanmayan yetkililer, Biden’ın İsrail’e karşı söylemlerini artırmasına rağmen ‘önemli bir politika değişikliğine gitmeyi planlamadığını’ aktardı.

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi ise söz konusu iddiaları reddetti. NBC’ye açıklama yapan konsey sözcüsü, “Başkan, Netanyahu ile hangi noktalarda aynı fikirde olmadığı konusunda netti ancak bu, kamuoyunda ve özelde onlarca yıldır devam eden saygılı bir ilişki” dedi.

Paylaşın