G7’den Ukrayna’ya Tam Destek; Rusya’ya Yeni Yaptırımlar

Japonya, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Fransa, İngiltere, İtalya ve Kanada’dan oluşan G7’nin liderleri Japonya’nın Hiroşima kentinde yapılan zirvede, küresel siyasi meseleleri ele aldılar.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin de davet edildiği zirvenin gündem maddeleri arasında Ukrayna Savaşı, Moskova’ya yönelik yaklaşımlar, Çin’in nüfuz iddialarına Batı’nın vereceği tepki ve küresel ekonomik konular oldu.

G7 Zirvesi’nde liderler Ukrayna’ya “gerektiği sürece tam destek” vereceklerini belirtirken, ABD Başkanı Joe Biden, Ukrayna’ya ABD yapımı F-16 savaş uçağı tedarik etme onayı verdi. G7 liderleriyle görüşen Biden’ın, Ukraynalı pilotlara yönelik ortak eğitim programlarına ABD’nin de destek verdiğini söylediği açıklandı.

Rusya’nın “savaş makinesine” darbe

G7 liderleri, Rusya’ya ve Rusya’nın saldırı savaşına destek verenlere yönelik yaptırımları artırma konusunda mutabakata varırken, Moskova’ya yönelik mevcut yaptırımlardaki boşlukların kapatılmasına da karar verildi.

Zirvede, Rusya’yı “savaşı destekleyecek teknoloji, endüstriyel ekipman ve hizmetlerden” mahrum bırakmak istendiği belirtildi. G7 liderleri Rusya’nın milyar dolarlık ham elmas ticaretine de kısıtlamalar getirilmesi yönünde irade beyan etti.

Elmas ticareti, elmas üretiminde dünyada ilk sırada bulunan Rusya’nın önemli gelir kaynaklarından. Devlete ait elmas madenciliği şirketi Alrosa’nın 2021 yılında elde ettiği gelirin yaklaşık 4 milyar euro civarında olduğu biliniyor.

Çin risklerini en aza indirmek

Zirveyi takip eden uzmanlar, ABD ile Avrupa ülkelerinin küresel ticaretteki farklı çıkarları sebebiyle Çin konusunda ortak bir duruş sergilemelerinin zor olduğunu belirtiyor.

Liderler, ekonomik bir “ayrışma” olmaması, ancak tedarik zincirleri çeşitlendirilerek dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’e bağımlılık risklerinin azaltılması konusunda anlaştı.

G7 ülkeleri, hızla silahlanan Çin’in Asya-Pasifik bölgesindeki “askerileştirme faaliyetlerine” karşı uyarıda bulunurken, Pekin’den de Rusya’ya askerlerini Ukrayna’dan bir an önce çekmesi için baskı yapmasını talep etti.

Nükleer silahsızlanmaya yönelik ilk açıklama

G7, 1945 yılında ABD’nin atom bombası saldırısıyla yerle bir olan Hiroşima’da ilk kez nükleer silahsızlanmaya ilişkin kendi deklarasyonunu yayınladı. Bildiride Çin’in hızla büyüyen nükleer cephaneliğinden duyulan endişe dile getirildi.

Ayrıca Moskova’nın Ukrayna savaşında nükleer silah kullanma tehdidini ve Belarus’ta konuşlandırılacağı duyurulan nükleer silahları “tehlikeli ve kabul edilemez” olduğu ifade edildi. G7 liderleri Kuzey Kore’ye de nükleer silahlardan tamamen vazgeçmesi çağrısında bulundu.

İklim politikaları

G7 ülkeleri, küresel ısınmanın 1,5 derece ile sınırlandırılması amacıyla, yeni araç kayıtlarında elektrikli araçların payının 2035 yılına kadar yüzde 100’e çıkarılmasını hedeflediklerini belirtti.

Ayrıca gaz sektöründe devlet destekli yatırımlara belirli koşullar altında ve Rus kaynaklarına bağımlılığı sona erdirmek için “geçici bir önlem olarak” izin verilebileceği belirtildi. Ancak G7’nin iklim politikasındaki genel hedefin “en geç 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşmak” olarak kaldığı vurgulandı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

G7 Zirvesi Öncesi ABD’den Rusya’ya Yeni Yaptırım Sinyali

ABD Başkanı Joe Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan G7 deklarasyonuna bağlı olarak bir yaptırım paketi açıklayacaklarını söyledi. Sullivan zirve deklarasyonunun mevcut cezai tedbirlerin uygulanmasına odaklanacağını belirtti.

Sullivan, Rusyaya yönelik “yaptırımların uygulanması” ve “bunların baypas edilmesi için kurulan ağların işlevsiz hale getirilmesi ve boşlukların kapatılması” konularının ele alınacağını, böylece yaptırımların etkisinin gelecek aylarda artırılacağını söyledi.

Japonya’nın Hiroşima kentinde Cuma ile Pazar günleri arasında yapılacak G7 zirvesi öncesinde ABD hükümeti Rusya’ya yeni bir yaptırım paketi açıklayacağının sinyalini verdi.

ABD Başkanı Joe Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan G7 deklarasyonuna bağlı olarak bir yaptırım paketi açıklayacaklarını söyledi. Sullivan zirve deklarasyonunun mevcut cezai tedbirlerin uygulanmasına odaklanacağını belirtti.

Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü John Kirby geçen günlerde yaptığı açıklamada Rusya ile İran arasındaki silah ticaretlerine dahil olanlara yeni yaptırımlar getireceklerini söylemişti. ABD İran’ın Moskova’nın askeri destekçileri arasında olduğuna ve Rusya’ya geniş bir kapsamda SİHA sağladığına inanıyor.

G7 zirvesinde başlıca gündem maddeleri arasında Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaş geliyor. Sullivan Hiroşima’daki görüşmelerde Rusyaya yönelik “yaptırımların uygulanması” ve “bunların baypas edilmesi için kurulan ağların işlevsiz hale getirilmesi ve boşlukların kapatılması” konularının ele alınacağını, böylece yaptırımların etkisinin gelecek aylarda artırılacağını söyledi. Sullivan Rusya’ya genel bir ithalat yasağının getirilmesinin ise düşünülmediğini belirtti.

Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere ve ABD’den oluşan G7’nin zirvesine Avrupa Birliği temsilcileri de katılım gösteriyor. Japonya’nın ev sahipliğinde düzenlenen zirveye katılmak için liderler bugün Hiroşima’ya gidiyor.

Üç gün süren zirvede Rusya’ya yönelik yaptırımların yanı sıra Çin’in “ekonomik baskısına” karşı önlemler de ele alınacak. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin de G7 ülkelerinin liderlerine videokonferans yöntemiyle hitap etmesi bekleniyor.

Paylaşın

Kuzey Koreli Hackerlar Japonya’dan 721 Milyon Dolar Değerinde Kripto Para Çaldı

Kuzey Kore’ye bağlı hacker grupları 2017’den bu yana Japonya’dan 721 milyon dolar kripto para varlığı çaldı. Japonya Dış Ticaret Örgütü’ne göre, Japonya’dan çalınan 721 milyon dolar, Kuzey Kore’nin 2021’deki ihracat değerinden 8,8 kat daha fazla.

Kuzey Kore 2022 yılında 600 milyon ila 1 milyar dolar arasında kripto para çaldı. Bu rakam bir önceki yılın toplamının iki katı.

Japon Nikkei gazetesi, Kuzey Kore ile bağlantılı hacker gruplarının 2017’den beri Japonya’dan 721 milyon dolar değerinde kripto para varlığı çaldığını bildirdi.

Gazete haberini, İngiltere merkezli blok zinciri analiz sağlayıcısı Elliptic tarafından yapılan araştırmaya dayandırdı.

Zira Nikkei adına analizi gerçekleştiren Elliptic, kripto para biriminin işlem gördüğü blok zincirindeki para transferlerini izleyen ve tanımlayan teknolojiye sahip.

Habere göre söz konusu meblağ, küresel çapta yaşanan bu tür kayıpların (çevrimiçi hırsızlık olaylarının) toplamının yüzde 30’una eşit.

G-7 üyesi ülkelerin maliye bakanları ve merkez bankası başkanları, cumartesi günü gerçekleştirdikleri bir toplantının ardından yaptıkları ortak açıklamada, kripto varlıkların çalınması gibi devlet aktörlerinin yasa dışı faaliyetlerinden kaynaklanan (artan orandaki) tehditlere karşı alınacak önlemleri desteklediklerini dile getirmişti.

Gazete adına analizi gerçekleştiren Elliptic’e göre Kuzey Kore, 2017 ve 2022 yılları arasında işletmelerden toplam 2,3 milyar dolarlık kripto para çaldı.

Elliptic, Japonya’nın dışında Vietnam’ın 540 milyon dolar, ABD’nin 497 milyon dolar ve Hong Kong’un 281 milyon dolar kayıp yaşadığını kaydetti.

Araştırmada, Kuzey Kore ile bağlantılı hacker grupların, kripto varlıklarını hedef almak için siber saldırı yöntemlerini kullandığı kaydedildi.

“Pyongyang, füze programını kripto para ile finanse ediyor”

Pyongyang’ın füze programı için kullandığı yabancı para birimini elde etmek için diğer ülkelerin kripto varlıklarını hedef aldığına inanıldığına yer verilen araştırmada, bu durumun Asya’nın güvenliğini tehdit ettiği değerlendirmesinde bulunuldu.

Yine BM Güvenlik Konseyi uzmanlarından oluşan bir panel tarafından 5 Nisan’da yayınlanan bir rapora göre, Kuzey Kore 2022 yılında 600 milyon ila 1 milyar dolar arasında kripto para çaldı.

Bu rakam bir önceki yılın toplamının iki katı.

Elliptic, bu rakamın kendi hesaplamalarına göre 2022 yılı için 640 milyon dolar olduğu bilgisini paylaştı.

Analize göre, Kuzey Kore iki ana siber saldırı türü kullanıyor. Bunlar; bilgisayar korsanlığı ve fidye yazılımı.

Elliptic’in analizi çoğunlukla bilgisayar korsanlığına yoğunlaşıyor. Yani doğrudan kripto para borsalarından varlık çalınması.

Analize göre, fidye yazılımı saldırısının başarılı olup olmayacağı belirsiz. Bu nedenle Kuzey Kore’nin faaliyetlerinin doğrudan borsa saldırılarına odaklandığı öngörülüyor.

Zira başarılı bir saldırı büyük miktarda kripto varlığı getirebilir.

Japonya Dış Ticaret Örgütü’ne göre, Japonya’dan çalınan 721 milyon dolar, Kuzey Kore’nin 2021’deki ihracat değerinden 8,8 kat daha fazla.

Bilgisayar korsanlarının, kripto para piyasalarının hızla genişlediği ve birçok operatörün esnek güvenliğe sahip olduğu için vakalar artarak yaygınlaşıyor.

Konuya aşina bir kaynağa göre, Japonya’daki en az üç kripto para borsasına 2018 ve 2021 yılları arasında Kuzey Koreli bilgisayar korsanları tarafından saldırı düzenlendi.

(Kaaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

G7’de Moskova’ya Yardım Edenlere “Yüksek Bir Bedel” Ödetme Sözü

Almanya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Birleşik Krallık, İtalya, Fransa, Japonya ve Kanada’dan oluşan G7, Rusya’ya yönelik sert yaptırımların arttırılması ve uygulanması konusunda kararlı olduklarını duyurdu.

G7’i oluşturan ülkelerin liderlerinin gelecek ay Japonya’nın Hiroşima kentinde düzenlenecek zirvede bir araya gelmesi bekleniyor.

Japonya’da yapılan dışişleri bakanları toplantısında, Moskova’ya yardım edenlere “yüksek bir bedel” ödetme sözü verildi.

G7’nin uyarısı, Çin Savunma Bakanı’nın Rusya ile ilişkilerde “yeni bir dönemi” işaret ederek siyasi ve güvenlik işbirliğini derinleştirme sözü vermesinden bir gün sonra geldi.

Birçok ülkenin Rusya ile ticari bağlarını korumak istemesi ve Batı’nın eylemlerine şüpheyle yaklaşması nedeniyle Moskova’ya karşı uygulanan yaptırımların etkisiz kaldığı eleştirisi yapılıyor.

Dışişleri Bakanları yayınladıkları bildiride, üçüncü ülkelerin yaptırımları delmesini engellemek için çabalarını iki katına çıkarma sözünü verdiğini duyurdu.

Açıklamada,”Rusya’ya yönelik yaptırımların yoğunlaştırılması, koordine edilmesi ve tam olarak uygulanması konusundaki kararlılığımızı sürdürüyoruz” denildi. Ayrıca Ukrayna’nın kendini savunması için “ne kadar sürerse sürsün” destek verileceği belirtildi.

Bildiride, “Rusya’nın sivillere ve kritik sivil altyapıya yönelik saldırıları gibi savaş suçları ve diğer zulümlerin cezasız kalması söz konusu değil” ifadesine yer verildi.

Uzmanlar, yaptırımların Rusya ekonomisini felce uğrattığını ifade ederken, IMF Şubat ayında, Rusya’nın 2023 yılında resesyona girmeyeceğini öngörmüştü.

Toplantıda Rusya’nın Belarus’a nükleer silah yerleştirme tehdidi “kabul edilemez” ve “sorumsuz nükleer retorik” olarak değerlendirildi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın taktik nükleer silahlarının Belarus’ta konuşlandırılacağını söylemişti. AB’nin dış politika şefi Joserp Borrel, Moskova’nın bu hamlesini “Avrupa güvenliğine yönelik bir tehdit” olduğunu kaydetti.

G7’nin toplantısında, Tayvan’a yönelik tehditlere devam eden Çin ve nükleer denemelere devam eden Kuzey Kore eleştirildi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Uzak Doğu’da Sular Durulmuyor: Kuzey Kore Uzun Menzilli Balistik Füze Fırlattı

Son dönemde sık sık yeni füze ve silah denemeleri gerçekleştiren Kuzey Kore’nin Japon Denizi (Doğu Denizi) yönüne orta ya da uzun menzilli balistik bir füze fırlattığı açıklandı.

Denemenin, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un, ülkesinin askeri caydırıcılığını “daha pratik ve saldırgan” şekilde güçlendirme çağrısından sonra gelmesi dikkati çekti.

ABD, Kuzey Kore’nin uzun menzilli balistik füze denemesini şiddetle kınayarak, müzakere masasına oturması için diplomatik angajman çağrısı yaptı.

Japonya ve Güney Kore, Kuzey Kore’nin balistik füze denemesi yaptığını duyurdu. Japonya Savunma Bakanlığı, Kuzey Kore’nin, Japon Denizi (Doğu Denizi) yönüne orta ya da uzun menzilli balistik bir füze fırlattığını açıkladı.

Japonya Sahil Güvenliği, balistik füzenin ülkenin kuzeyindeki Hokkaido bölgesi içine düşebileceği mesajı yayımladı.

“J-Alert” erken uyarı sistemi, bölgedeki halka bina içlerine ya da yer altı sığınaklarına tahliye çağrısı yaptı, caddelerde sirenler çalındı.

Yerel saatle 07.50 sularındaki uyarının ardından tahliye çağrısının sehven yapıldığı bildirildi.

Bakanlık, Japonya’nın Pekin Büyükelçiliği vasıtasıyla, Kuzey Kore’ye protesto notası çekildiğini açıkladı.

Kabine Baş Sekreteri Matsuno Hirokazu, gazetecilere demecinde, J-Alert’in üstlendiği rol dolayısıyla, sehven de olsa yapılan uyarı ve tahliye çağrısının uygun olduğunu savundu.

Japonya Savunma Bakanı Hamada Yasukazu, balistik füzenin Hokkaido açıklarına ve Japon münhasır ekonomik bölgesi dışına yerel saatle 08.00 sularında düştüğünü duyurdu.

Japonya Başbakanı Kişida Fumio, tehditkar füze denemesine ilişkin Ulusal Güvenlik Konseyini toplayacağını ve J-Alert sistemine yönelik durum tespiti yapılacağını bildirdi.

Bölge genelinde hızlı tren seferleri kısa süreliğine durduruldu.

ABD, Güney Kore ve Japonya yetkilileri görüştü

Güney Kore Genelkurmay Başkanlığı, orta ya da uzun menzilli füzenin yerel saatle 07.23’te başkent Pyongyang yakınlarından Japon Denizi yönüne fırlatıldığını duyurdu.

Havada 1000 kilometre yol alan füzeye ilişkin, “Deneme yalnızca Kore Yarımadası değil, uluslararası toplumun barış ve istikrarına zarar veren ciddi bir provokatif eylem” şeklinde nitelendirildi.

Telefon görüşmesi yapan ABD, Japonya ve Güney Kore Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Kuzey Kore’nin tam olarak nükleersizleştirilmesine yönelik üçlü bölgesel işbirliğini güçlendireceklerini açıkladı.

Denemenin, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un, ülkesinin askeri caydırıcılığını “daha pratik ve saldırgan” şekilde güçlendirme çağrısından sonra gelmesi dikkati çekti.

ABD’den açıklama

ABD, Kuzey Kore’nin uzun menzilli balistik füze denemesini şiddetle kınayarak, müzakere masasına oturması için diplomatik angajman çağrısı yaptı.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Adrienne Watson, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, “ABD, Kuzey Kore’yi uzun menzilli balistik füze denemesi nedeniyle şiddetle kınıyor.” ifadesine yer verdi.

Başkan Joe Biden’ın ve ulusal güvenlik ekibinin, müttefikler ve ortaklarla yakın koordinasyon halinde durumu değerlendirdiğini belirten Watson, Kuzey Kore’nin füze fırlatma denemesinin BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarının “küstahça ihlali” olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşın

Kuzey Kore Lideri’nden Orduya Nükleer Saldırıya Her An Hazır Olma Talimatı

Ordunun her an yoğun bir nükleer karşı saldırı gerçekleştirmeye hazır olmasının önemini vurgulayan Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un, orduya, nükleer saldırı için “her an” hazır olma talimatı verdi.

Kim Jong-un, “Düşmanların Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne (KDHC) yönelik saldırı hamlelerini her gün daha fazla telaffuz ettiği mevcut durumda, KDHC’nin nükleer caydırıcılığını katlayarak artırmasını gerektiriyor” dedi.

Kim Jong-un, “KDHC’nin nükleer gücü yüksek savaş hazırlığıyla, düşmanın pervasız hamlelerini ve provokasyonlarını caydırarak kontrol edecek. İstenmeyen bir durumda, tereddüt etmeden önemli görevini yerine getirecek” ifadelerini kullandı.

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, orduya ABD ve Güney Kore’ye yönelik bir nükleer saldırıya her an hazır olma talimatı verdi.

Devlet haber ajansı KCNA’nın haberine göre Kim’in talimatı, ABD ve Güney Kore ordularının nükleer silahların da bulunduğu tatbikatlarını genişletmesinin ardından verildi.

Kim’in açıklamaları, Kuzey Kore’nin haftasonu gerçekleştirdiği, “caydırıcılık ve karşı nükleer saldırı” kapasitesini geliştirmeyi hedefleyen tatbikatları takiben yapıldı.

Taktik nükleer saldırı senaryosunun işlendiği tatbikatta, nükleer savaş başlığı taşıyan güdümlü bir füze 800 kilometre uzaklıktaki bir hedefi yerden 800 metre yüksekteyken vurdu.

Tatbikatı denetleyen Kim Jong-un, ordunun her an yoğun bir nükleer karşı saldırı gerçekleştirmeye hazır olmasının önemini vurguladı.

Kuzey Kore lideri yaptığı açıklamada, “Düşmanların Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne (KDHC) yönelik saldırı hamlelerini her gün daha fazla telaffuz ettiği mevcut durumda, KDHC’nin nükleer caydırıcılığını katlayarak artırmasını gerektiriyor” dedi.

Kim, “KDHC’nin nükleer gücü yüksek savaş hazırlığıyla, düşmanın pervasız hamlelerini ve provokasyonlarını caydırarak kontrol edecek. İstenmeyen bir durumda, tereddüt etmeden önemli görevini yerine getirecek” diye konuştu.

ABD ve Güney Kore’de geniş çaplı tatbikatlar

Kuzey Kore yönetimi, ABD ve Güney Kore’nin ortak askeri tatbikatlarına sert tepki göstererek bunun Kuzey Kore’yi işgal etmek için bir prova olduğunu söylemişti.

İki ülke, martın ilk haftasında hava ve deniz kuvvetlerinin dahil olduğu geniş katılımlı bir tatbikata başlamıştı. Son olarak tatbikata ABD’ye ait B-1B stratejik bombardıman uçakları da dahil olmuştu.

İki ülkenin donanma ve deniz piyade birlikleri ise bugün, iki hafta sürmesi planlanan bir çıkarma tatbikatına başlayacak. Ssangyong (İkiz Ejder) ismi verilen tatbikatın 3 Nisan’a kadar devam etmesi bekleniyor. Benzer bir tatbikat son olarak 2018’de yapılmıştı.

İki ülke geçen ay da, Kuzey Kore’den gelecek olası bir nükleer saldırının simule edildiği masabaşı bir tatbikat gerçekleştirmişti.

Öte yandan Kuzey Kore medyası, ülkede Güney Kore ve ABD’ye karşı savaşmak için 1,4 milyon kişinin orduya katılmaya gönüllü olduğunu öne sürdü. Bu rakamın iki gün önce 800 bin dolaylarında olduğuna dikkat çekildi.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Altı Büyük Merkez Bankasından Dolar Likiditesini Artırma Kararı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere, Japonya, Kanada, Avrupa, Fed ve İsviçre Merkez Bankaları, finans piyasalarına güven vermek amacıyla, ABD doları akışını artırma kararı aldı.

Haber Merkezi / Bankalar, koordine bir şekilde “likidite karşılığının artırılacağını” ortak bir açıklama ile dünya kamuoyuna duyurdu.

Devreye sokulacak sistemle bankalar, FED üzerinden borçlanabilecek. Bu sistem, 2008 finans krizi sırasında uygulanmaya başlanmıştı. Kovid 19 sürecinde de uygulamaya konulan sistemin “en azından Nisan sonuna dek” devrede olacağı belirtiliyor.

Altı büyük merkez bankası tarafından yapılan ortak açıklamada, ABD doları fonlamasını sağlamada swap hatlarının etkinliğini artırmak için halihazırda dolar işlemleri sunan merkez bankalarının 7 gün vadeli işlemlerinin sıklığını haftalıktan günlüğe çıkarma konusunda anlaştığı bildirildi.

Açıklamada, merkez bankalarının arasındaki swap hatları ağının, küresel fonlama piyasalarındaki baskıları hafifletmek için önemli bir likidite desteği işlevi gördüğü ve böylece bu tür baskıların hanehalkı ve işletmelere yönelik kredi arzının üzerindeki etkileri hafifletmeye yardımcı olduğu kaydedildi.

Büyük merkez bankalarının likiditeyi artırmaya yönelik attığı adım, İsviçre’nin en büyük bankası UBS’in kriz yaşayan Credit Suisse’i satın alacağını açıklamasının ardından geldi. Söz konusu adım, ABD ve Avrupa’da finansal sistemdeki son gelişmelere ilişkin endişelerin derinleştiği şeklinde yorumlandı.

SWAP hattı nedir?

Swap hattı, merkez bankaları arasında geçici olarak, belirli bir zaman diliminde, bir varlık ya da yükümlülüğe bağlı faiz ödemeleri ya da döviz cinsini karşılıklı olarak değiştirmek için yaptıkları anlaşmadır.

Başlangıçta merkez bankaları tarafından belirli piyasa müdahalelerini finanse etmek için kullanılan swap takas hatları; son yıllarda finansal istikrarı korumak ve piyasada oluşan panik havasının, reel ekonomiyi etkilemesini önlemek için kullanılan önemli bir araç haline gelmiştir.

Paylaşın

Kuzey Kore’den Bir Hafta İçinde Dördüncü Füze Denemesi

Kuzey Kore, bir hafta içindeki dördüncü füze denemesini gerçekleştirdi. Denemenin, ABD’nin Doğu Asya’daki müttefikleri Güney Kore ve Japonya’nın liderlerinin, Tokyo’da gerçekleştireceği zirvenin sabahında yapılması dikkati çekti.

Haber Merkezi / Kıtalararası balistik füze fırlatan Kuzey Kore’nin geçen perşembe, cumartesi ve pazartesi günü yaptığı füze denemeleri ise kısa menzilliydi. Sadece geçen yıl Kuzey Kore 90’dan fazla füze denemesi yaptı.

Kıtalararası balistik füze denemeleri, çok yüksek menzilli olması nedeniyle uluslararası arenada endişe yaratıyor. Uzmanlar Kuzey Kore’den fırlatılan bu füzelerin ABD anakarasına ulaşma ihtimali olduğunu söylüyor.

Japonya Savunma Bakanlığı, havada 1000 kilometre seyreden füzenin, 6 bin kilometre irtifaya ulaşarak, yerel saatle 08.20’de Japon münhasır ekonomik bölgesinin dışına düştüğünü teyit etti.

Güney Kore Genelkurmay Başkanlığı, denemelerin, güneybatıdaki Jangyon bölgesinden yerel saatle 07.41 ve 07.51’de yapıldığını açıkladı.

Füzenin, kuzeydeki Hokkaido’nun batı kıyısındaki Oşima-Oşima adasının 200 kilometre batısına düştüğü ve söz konusu bölgede seyir halindeki unsurlarda hasar oluşmadığı bildirildi.

Japonya Başbakanı Kişida Fumio, füze denemesi sonrası, Japonya’nın, bölgesel barış ve istikrar için müttefikleriyle daha yakından çalışmayı sürdüreceğini söyledi.

Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol, Ulusal Güvenlik Konseyini toplantısı sonrası açıklamasında, “Pyonyang yönetiminin pervasız provokasyonlarının bedelini ödeyeceğini” belirtti.

Japonya Başbakanı Fumio Kishida ile Güney kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’un bugün Tokyo’daki görüşmesinin ana gündem maddelerinden biri de Kuzey Kore’nin artana füze denemeleri olacak.

Paylaşın

Uzak Doğu’da Sular Isınıyor: Kuzey Kore’den Balistik Füze Denemesi

Güney Kore ile Kuzey Kore arasında, Güney Kore’nin savunma stratejisini güncellediği “beyaz belgede” Kuzey Kore’yi yeniden “düşman ilan etmesinin ardından Kore Yarımadası’nda gerilim yükselmeye devam ediyor.

Haber Merkezi / Son olarak Japonya ve Güney Kore, Kuzey Kore’nin Japon Denizi (Doğu Denizi) yönüne balistik füze denemesi yaptığını bildirdi.

Japon kara sularına düştüğü tahmin edilen ve havada 66 dakika kalan balistik füzenin, 900 kilometre seyrettiği ve 5 bin 700 kilometre irtifaya ulaşabildiği kaydedildi.

Japonya Başbakanı Kişida Fumio, füzenin, kuzeydeki Hokkaido’nun batısına ve Japon ulusal kara suları içerisine düştüğü öngürüsünde bulunduklarını söyledi.

Japon hükümet sözcüsü Hirokazu Matsuno ise Japonya’nın Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) içine düştüğü anlaşılan balistik füzenin “ICBM sınıfı” kıtalararası bir füze olduğunu söyledi.

Güney Kore Genelkurmay Başkanlığı da Pyongyang yakınlarındaki Sunan bölgesinden uzun menzilli balistik füze fırlatıldığını teyit etti.

Genelkurmay Başkanlığının açıklamasında, “Ordumuz, ABD ile yakın işbirliği halinde tam hazırlık durumunu korumaktadır.” ifadeleri kullanıldı.

Güney Kore, Kuzey Kore’yi yeniden düşman ilan etti

Güney Kore savunma stratejisini güncellediği “beyaz belgede” Kuzey Kore’yi yeniden “düşman ilan etti. Güney Kore 2016 yılında hazırladığı “beyaz belgede” Kuzey Kore için “düşman” ifadesine yer vermemişti.

“Beyaz belgede” Pyongyang’ın giderek artan silahlanmasıyla birlikte Güney Kore’ye yönelik askeri ve siber tahrikleriyle ilgili örnekler verildi. Belgede, “Kuzey Kore nükleer silahlardan vazgeçmeden askeri tehditler oluşturmaya devam ederken, bu rejim ve ordusu bizim düşmanımızdır.” denildi.

Beyaz belgede, Kuzey Kore’nin artan nükleer silah ve füze cephaneliğinin yanı sıra konvansiyonel askeri potansiyeline de geniş yer verildi.

Kuzey Kore ordusundaki nükleer silahlanmaya dikkat çekilen raporda, bu ülkenin sahip olduğu plütonyum miktarını 50 kilodan 70 kiloya çıkarttığı bildirildi.

Kuzey Kore’nin “önemli” miktarlarda yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyuma ulaştığı kaydedilen belgede, Pyongyang’ın son gerçekleştirdiği 6 denemeyle birlikte atom bombalarını minyatürleştirmek için “önemli düzeyde yetenek” geliştirdiği bildirildi.

Belgede Güney Kore ordusunun, Kuzey Kore’nin nükleer test olasılığı arttıkça bu ülkeye yönelik gözetimini güçlendirdiği bildirildi.

Belgede Kuzey Kore’nin 2018 yılında iki ülke arasındaki düşmanlıkların önlenmesi konusunda yapılan anlaşmayı bu yıl boyunca 15 kez ihlal ettiği kaydedilirken, son olarak Kuzey Kore dronlarının Güney Kore hava sahasını uzun bir müddet ihlal etmesi de buna örnek olarak gösterildi.

Belgede, Pyongyang’ın 2022 yılında kıtalararası balistik füzeler fırlattığı hatırlatıldı.

Kuzey Kore: Benzersiz bir yanıt veririz

Ayrıca, Kuzey Kore’yi yeniden “düşman” ilan eden Güney Kore’nin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile yıllık askeri tatbikatlara hazırlanmasına Kuzey Kore’den sert tepki gelmişti.

Kuzey Kore Dışişleri Bakanlığı, “ABD ve Güney Kore, bir taarruz hazırlığı olarak görülen askeri tatbikatlar için önceden duyurulan planları uygulamaya koyarlarsa, Kuzey Kore’nin daha önce hiç görülmemiş derecede güçlü ve kararlı karşı tepkisi ile karşılaşacaklardır” açıklamasında bulunmuştu.

ABD’nin iki ülke arasındaki gerilimi tırmandırdığını belirten Bakanlık, Washington’un Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni (BMGK) Pyongyang’a baskı yapmak için “yasadışı düşmanca bir politika araç” olarak kullandığını da vurgulamıştı.

Bakanlık ayrıca, Kuzey Kore’nin bu yıl düzenli tatbikatlar dışında “herhangi bir özel askeri eylemden kaçındığını” ancak iki ülkenin planladığı tatbikatların “gerilimi tırmandıran ciddi bir girdap” yaratacağını da ifade etmişti.

ABD’nin her sorunu “kas gücü göstererek çözme” yoluna başvurarak Kuzey Kore’yi “kışkırtmaya” devam etmesi durumunda ise, aynı seçeneğin Pyongyang için de geçerli olacağı ve normal askeri faaliyetlerin ötesinde “ek eylemlerin” yeniden gözden geçirileceği uyarısında bulunululmuştu.

Açıklama, Seul ile Washington’un Kuzey Kore’nin nükleer tehditlerine karşı “ortak masa başı tatbikatları” ve her yıl gerçekleştirilen bahar tatbikatlarının gelecek ay başlayacağını duyurmasının ardından yapıldı.

Nükleer silahlara sahip Kuzey Kore geçen yıl ABD’yi vurabilecek kıtalararası balistik füzeler (ICBM) de dahil olmak birçok denemede bulunmuştu. Bu denemeler sonrasında komşu Güney Kore ve Japonya alarma geçmişti.

Seul ile Washington’un planladığı “Caydırıcılık Stratejisi Komitesi Masa Başı Tatbikatı” olarak adlandırılan nükleer tatbikatın 22 Şubat’ta Pentagon’da yapılacağı belirtildi. Mart ayı ortasında ise iki ülke Güney Kore’de 11 günlük tatbikat gerçekleştirecek.

Güney Kore Savunma Bakanlığı yayınladığı son raporda 2018’den beri ilk defa Kuzey Kore’yi “düşman” olarak nitelendirmiş, “Nükleer programından vazgeçmeyen ve askeri tehdit oluşturmayı sürdüren Kuzey Kore rejimi ve ordusu bizim düşmanımızdır” denilmişti.

Paylaşın

Cevabı Merak Edilen Soru: Japonya’da Depremler Nasıl Az Hasarla Atlatılıyor?

Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremler, Türkiye’nin güney bölümünde yer alan 10 ilde ve Suriye’nin kuzey bölümünde büyük yıkıma neden olurken, “Japonya’da büyük depremler nasıl az hasarla atlatılıyor?” sorusu yine tartışmaya açıldı.

Türkiye yaşanan ve büyük can kayıplarına neden olan her depremden sonra çoğu kişi sık sık depremlerle sarsılan ama binaları yıkılmayan Japonya’yı örnek gösteriyor. İşte merak edilenler…

Japonya’da deprem hayatın nasıl içinde?

Dünyanın aktif yanardağlarının yüzde 10’unun yer aldığı fay hatlarının üzerinde yer alan Japonya’da yılda yaklaşık 1500 deprem meydana geliyor.

Dört büyük adadan oluşan ülkede bu depremler okyanusun kıyısında veya altında gerçekleşirse tsunami denen dev dalgalar da oluşuyor.

Japonya’nın sarsıntı şiddetine göre şindo denilen kendi deprem şiddeti ölçme sistemi var. Japonya’nın diğer ülkelerden en önemli farkı, ülkenin deprem gerçeğini kabul etmesi ve ona göre davranıp, hazırlık yapması.

Son 20 yılda Japonya’da 6 ve üzeri şiddetinde en az 28 deprem oldu.

Bunların arasında en ölümcül olanları Ocak 1995’te Kobe’de yaşanan Büyük Hanshin-Awaji Depremi ve Mart 2011’de Fukuşima’yı vuran Büyük Doğu Japonya Depremi idi.

Can kaybının nedeni ilkinde yangınlar, ikincisinde ise oluşan dev tsunami idi.

Az hasarla atlatmak mümkün mü?

Deprem geçmişi nedeniyle Japonya dünyada diğer ülkelere göre depreme en hazırlıklı ülke olarak tanınıyor.

Tokyo Metropol yönetimi, binaları depreme daha da dayanıklı hale getirerek yeni revize ettiği plana göre 2030’a dek Tokyo’yu doğrudan vurması beklenen 9 şiddetindeki çok büyük bir depremde yaşanacak can kaybını ve maddi hasarı bir önceki tahmine göre yüzde 30 indirecek önlemler alacağını açıkladı.

Önceki tahmine göre böyle bir depremde Tokyo’da 61 bin kişinin öleceği ve 194 bin binanın da zarar göreceği tahmin ediliyordu.

Metropol yönetimi, yeni ortaya çıkan risk faktörlerine göre de tedbir almayı sürdürüyor.

Örneğin şehirde gökdelenlerin sayısının artmasıyla bir deprem sırasında elektriğin kesilmesi tehlikesi karşısında her kata jeneratör ve batarya sisteminin kurulması düşünülüyor.

Plana göre toplanma merkezlerinde Wi-Fi noktaları kurulması da var. Son olarak afet zamanında yerel düzeyde liderlik yapabilecek insanların yetiştirilmesi var.

İnşaatlar ve mevzuatlarda neler var?

İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü ve İnşaat Fakültesi öğretim görevlisi Fatih Sütçü, Japonya’da Tokyo Institute of Technology ile birlikte deprem yalıtımı üzerine çalışmalarına devam ediyor.

Sütçü, Japonya’da birçok bölgede zeminin aslında bina inşa etmek için pek elverişli olmadığını anlatıyor. Ancak zemin etüd ve bunun sonucunda gerekiyorsa zemin iyileştirmesine çok önem veriliyor.

Ayrıca zayıf zeminlerde öncelikle binaların temelleri atılırken 60-70 metre derinliğe inen kazıklar çakılıyor. Böylelikle binanın neredeyse üçte biri toprak altında kalarak binanın yükleri sağlam zemin tabakalarına aktarılıyor.

Sütçü, ayrıca Japonya’da depreme dayanıklı evler ve binaların depremle beraber sallanacak şekilde inşa edildiğini anlatıyor. Bu tür binalardan Japonya’da 8,000 adet, Türkiye’de ise 100 adet olduğunu söylüyor. Bunlardan dördü, İstanbul’daki Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi gibi hastane olarak hizmet veriyor.

Deprem bilinci ve farkındalık nasıl bu kadar gelişmiş?

Japonya’da afet önleme sistemi hayata entegre olmuş durumda.

Ülkede kullanılan akıllı cep telefonlarının hemen hepsinde deprem vurmadan 5-10 saniye önce insanların kendilerini korumaya almasını sağlayan bir deprem ikaz sistemi kurulu.

Ayrıca isteyenler Safety Tips veya Yurekuru adlı erken uyarı sistemi uygulamalarını da indirebiliyor.

Japonya’da kurallara göre her evde afet öncesinde acil durum kiti bulunduruluyor. Daha okul öncesinden itibaren çocuklara doğal afet tatbikatları yaptırılıyor. Deprem sırasında herkes ne yapacağını biliyor. Örneğin, masa gibi sağlam bir eşyanın altına girmeleri ya da en azından başlarını yastıkla korumaları öneriliyor.

Deprem bitene dek hareket etmemeleri veya dışarı fırlamamaları öneriliyor. Aynı şekilde yüksek bir binada iseniz sarsıntı bitene dek binadan çıkmamanız ve camlardan uzak durmanız, asansördeyseniz her katın düğmesine basıp hemen inmeniz gerekiyor.

Depreme dışarıda yakalananların ise açık alanda durmaları gerekiyor. Deprem sonrasında ise insanlara bölgesel toplanma ve acil durum merkezlerine gitmeleri salık ediliyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın