Kyoto’nun Manevi Kalbini Keşfetmek

Japonya’nın kadim başkenti Kyoto, maneviyatla dünyeviliğin iç içe geçtiği bir şehirdir. 2 binden fazla manevi yapıya ev sahipliği yapan Kyoto, Japonya’nın zengin tarihi ve dini mirasına uzanan eşsiz bir yolculuk sunuyor.

Haber Merkezi / İşte Kyoto’nun manevi derinliğinin kanıtı niteliğindeki beş kutsal yapı:

Altın Köşk: Kinkaku-ji veya Altın Köşk, bir Zen Budist tapınağı ve Kyoto’nun simgesel yapılarından biridir. Önündeki havuza yansıyan parlak altın yaprağı, cennet ile yeryüzü arasındaki uyumu simgeliyor.

1397 yılında emeklilik villası olarak inşa edilen yapı, daha sonra sahibinin oğlunun çabalarıyla tapınağa dönüştürülmüş. Etrafındaki tefekküre dalmak için tasarlanmış bahçeler, nefes kesen güzelliğini tamamlıyor.

Ryoan-ji: Ryoan-ji Tapınağı, Japonya’da bu tür bahçelerin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilen Karesansui kaya bahçesiyle ünlüdür.

Beyaz çakılların arasına yerleştirilmiş 15 kayanın sadeliği, Zen meditasyonunu ve yorumlamayı teşvik ediyor. Kökeni ve amaçlanan anlamı bir gizem olarak kalmaya devam eden eser, ziyaretçileri Zen Budizm’in özünü düşünmeye davet ediyor.

Tenryu-ji: Güzel manzaralı Arashiyama bölgesinde bulunan Tenryu-ji Tapınağı, Kyoto’nun beş büyük Zen tapınağı arasında yer alır. Kyoto’ya gelen her ziyaretçinin mutlaka yürümesi gereken, bitişiğindeki bambu korusu patikalarıyla kusursuz bir şekilde bütünleşen muhteşem bir peyzaj bahçesine sahiptir.

UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan bu alan, Arashiyama Dağı’nın panoramik manzaralarını sunmakta olup, Japon bahçe tasarımının önemli bir kültürel sembolü olarak hizmet vermektedir.

Fushimi Inari: Fushimi Inari Taisha, Inari Dağı’na doğru sonsuz bir yol oluşturan binlerce kırmızı Torii kapısıyla ünlüdür.

Şinto inancında pirinç ve refah tanrısı olan İnari’ye adanmış bu kapılardan ziyaretçiler, zenginlik veya iş girişimlerinde başarı için kutsama arayışıyla içeri giriyorlar. Yürüyüş, Kyoto’ya bakan çeşitli bakış açıları sunuyor ve yol boyunca dağılmış küçük tapınaklara ulaşıyor.

Ginkaku-ji: Gümüş Köşk olarak da bilinen Ginkaku-ji, Kinkaku-ji’nin zarafetini yansıtır ancak hiçbir zaman gümüşle kaplanmamıştır. Deniz bulutlarını simgeleyen yosun bahçeleri ve kum desenleriyle dikkat çekiyor.

Başlangıçta bir emeklilik villası olan yapı, Higashiyama döneminde kültürel bir merkeze dönüştürülmüştür. Tarihi ve estetik önemini korurken, kültürel gelişimdeki rolünü yansıtarak çay seremonisi ve İkebana’yı teşvik ediyor.

Paylaşın

Japonya’nın Kökenine Büyüleyici Bir Bakış: Kojiki

MS 712 yılında derlenen ve Japonya’nın mitlerine, efsanelerine ve erken tarihine bir pencere sunan Kojiki, İmparatoriçe Genmei’nin emriyle Ō no Yasumaro tarafından yazıldı.

Haber Merkezi / Kojiki, Japon kültürünün ve dininin temellerini şekillendiren anlatıların bir hazinesidir. Japon adalarının ilahi yaratılışından imparatorların efsanevi hikayelerine kadar, Kojiki Japonya’nın manevi ve politik kökenlerine büyüleyici bir bakış sağlar.

Kojiki gibi eski bir metin söz konusu olduğunda, neyin gerçek neyin kurgu olduğunu bilmek zor olabilir. Metnin önsözüne göre, Kojiki, İmparatoriçe Genmei’nin sarayın gücünü pekiştirmeye ve birleşik bir ulusal kimlik oluşturmaya çalıştığı bir dönemde sipariş edilmiştir. Eğer doğruysa, bu Kojiki’yi Japonya’daki en eski mevcut edebi eser yapar.

Kojiki’nin MS 711 ile 712 yılları arasında, hem Çin hem de Japon geleneklerinde bilgin olan Ō no Yasumaro tarafından yazıldığı varsayılmaktadır. Bu, metnin neden Çince karakterler ve fonetik antik Japoncanın benzersiz bir karışımıyla yazıldığını açıklamaya yardımcı olacaktır.

Bu dil karışımı, erken Japonya’yı şekillendiren kültürel etkileri vurgular; Çince karakterler anlamları için kullanılırken, Japon fonetiği yerel kelimelerin seslerini yakalamak için kullanılır.

Kojiki, Japon adalarının ve imparatorluk ailesinin ilahi kökenlerini, iktidardaki Yamato klanının otoritesini ve meşruiyetini güçlendirme çabasıyla yazılmıştır.

Bir çok kültürde olduğu gibi Kojiki, mitolojiyi tarihsel anlatı ile iç içe geçirerek güçlü bir ulusal kimlik yaratmak suretiyle imparatorların ilahi hükmetme hakkını sağlamlaştırmak için tasarlanmış bir araçtı.

Nispeten basit bir yapıya sahip olan Kojiki, bir önsöz ve üç kitaptan oluşur. Her kitabın kendine özgü bir odak noktası vardır ve yaratılış mitlerinden ve efsanevi hikayelerden imparatorların ve soyluların soyağacı gibi biraz daha kuru konulara kadar her şeyi kapsar.

Kojiki, bir bütün olarak ele alındığında, okuyucuya, dünyanın ve tanrıların doğuşundan Japon imparatorluk soyunun kuruluşuna kadar bir yolculuk yapmasına olanak tanır.

Ō no Yasumaro tarafından yazılan önsöz, İmparatoriçe’ye bir hitap biçimini alır. Önsöz, eserin özeti işlevi gören bir şiirle başlar.

Yasumaro daha sonra kaynaklarını açıklayarak, İmparator Tenmu’nun başlangıçta Hieda no Are’ye dahil edilen soyağaçlarını ezberlemesini nasıl emrettiğini ve bunları Kojiki’yi oluşturmak için nasıl kullandığını belirtir. Önsöz, kullandığı Çince karakterlerin kısa bir açıklaması ve eserin üç cilde nasıl bölündüğüyle sona erer.

Cilt 1, Kamitsumaki: Yaratılış Mitleri ve Tanrılar

Kojiki’nin birinci cildi mitoloji meraklıları için en ilgi çekici olanıdır. Tanrıların ve kozmosun kökenlerini ve Dünya’nın yaratılışını ele alır. İlkel tanrılarla başlar ve tanrıların ilk neslini anlatır.

Bu yaratılış mitlerinin merkezinde, Japon adalarını yaratmaktan sorumlu tanrılar olan Izanagi ve Izanami’nin hikayesi yer alır. Hikayeler, Cennetin Yüzen Köprüsü’nde durup mücevherli bir mızrakla denizi karıştırmalarıyla başlar. Okyanusa geri düşen damlalardan, Japonya adaları doğmuştur.

Ayrıca güneş tanrıçası Amaterasu, ay tanrısı Tsukuyomi ve fırtına tanrısı Susanoo dahil olmak üzere çeşitli tanrılar yarattıkları da söylenir. Birinci cilt, Japonya’nın yaratılışı ve ilahi soyunun mitolojik temelini belirlerken aynı zamanda Şinto’nun bazı arınma ritüellerinin kökenlerini de ortaya koyar.

2. Cilt, Nakatsumaki: Güneş Tanrıçası Amaterasu

2. Cilt, imparatorluk hattının kuruluşunun ilahi kökeniyle daha çok ilgilidir. Göklerden inen Amaterasu’nun torunu Ninigi’nin hikayesine odaklanır. Bu cilt ayrıca, tanrıların ve efsanevi imparatorlarla olan ailevi ilişkilerinin derinlemesine soyağaçlarını da içerir. Bu, Japonya’nın ilahi kökenlerini tarihi figürlerle ilişkilendirmeye yarar.

Basitçe söylemek gerekirse, 2. cilt, efsanevi çağı erken efsanevi imparatorlarla birleştirerek ilahi hükmetme hakkını vurgulamakla ilgilidir.

3. Cilt, Shimotsumakie: İmparator Jimmu ve Soykütükleri

Üçüncü cilt, erken dönem imparatorlarının soyağaçlarını ortaya koyma işini sürdürüyor ve tarihi olayları genişletiyor. İlk insan imparatoru olan İmparator Jimmu ve sonraki yöneticiler de dahil olmak üzere erken dönem imparatorlarının hayatlarını ve eylemlerini ele alıyor.

Bu cilt, politik ve sosyal gelişmeleri, savaşları ve ittifakları ayrıntılı olarak açıklayan bir mit ve tarih karışımı sunuyor. Bu cilt, mitolojik geçmişi o zamanki çağdaş imparatorluk soyuna bağlayan ve yönetici aileyi meşrulaştırma işini tamamlayan tarihi bir kayıt görevi görmesi için tasarlanmıştır.

Tarihi, Kültürel ve Dini Önemi

Kojiki, Japonya’nın Şinto inançları ve ritüelleri için bir temel taşı görevi görür ve Japonya’nın en eski kroniği olarak, Japon maneviyatının temelini oluşturan mitlerin ve efsanelerin kapsamlı bir kaydını sunar.

Erken Japon Kültürü ve Değerlerinin Yansıması

Kojiki’deki bilgiler erken Japonya’nın değerleri ve toplumsal normlarına dair önemli bir bakış açısı sağlar. Sadakat, cesaret ve ilahi lütfun önemi gibi temalar metin boyunca yaygındır. Örneğin, İmparator Jimmu’nun yönetimini kurmak için yaptığı yolculuğun hikayesi, Japon kültüründe çok değer verilen azim ve ilahi rehberlik erdemlerini yansıtır.

Kojiki, Japon sanatı, edebiyatı ve folkloru üzerinde de kalıcı bir etki bırakmıştır. Hikayeleri, klasik resimlerden modern manga ve animelere kadar sayısız sanat eserine ilham kaynağı olmuştur. Japonya’nın en eski şiir antolojisi olan Manyoshu gibi edebi eserler de Kojiki’deki temalardan ve karakterlerden yararlanır.

Nesiller boyunca aktarılan halk hikayeleri genellikle Kojiki’de kaydedilen mitleri yansıtır ve Kojiki’nin hikayelerinin Japonya’nın kültürel mirasının önemli bir parçası olarak kalmasını sağlar.

Emperyal Sistemin Meşrulaştırılmasındaki Rolü

Japonya, dünyanın en eski sürekli monarşisine sahiptir. Monarşinin kökenleri MÖ 660’a dayanan İmparator Jimmu’ya kadar uzanır. Kojiki, bu imparatorluk sistemini meşrulaştırmada önemli bir rol oynamıştır. İmparator Jimmu’yu Amaterasu’nun doğrudan soyundan gelen biri olarak tasvir eden, bu, İngiltere kralını İncil’e koymak gibidir.

Sonraki Kronikler Üzerindeki Etkisi

Kojiki, MS 720’de tamamlanan Nihon Shoki (Japonya Kronikleri) gibi sonraki tarihsel kronikler için bir emsal oluşturdu. Nihon Shoki, Kojiki’de kaydedilen mitleri ve tarihleri ​​daha da ayrıntılı hale getirerek Japonya’nın erken tarihinin daha ayrıntılı ve kronolojik anlatımını sağladı.

Her iki metin de Japonya’nın tarihsel ve kültürel kimliğini şekillendirmede etkili oldu ve imparatorluk ailesinin ilahi ve tarihsel meşruiyetini güçlendirdi.

Kojiki yalnızca tarihi bir belge değildir. Amaterasu gibi tanrıların yaratılış mitleri ve efsanelerinden imparatorların ilahi soyuna kadar her şeyi belgeleyen, antik Japon tarihinin bir kroniğidir. Dahası, erken Japon değerlerini yansıtan Şinto inançlarının temeli olarak hizmet eder ve sanatı, edebiyatı ve ulusal kimliği derinden etkilemiştir.

Tarihsel olarak, Yamato hükümdarlarının ve Japonya monarşisinin ilahi hakkını meşrulaştırmıştır. Kojiki, Japonya’nın geçmişine bir bağdır ve modern Japon toplumunun sayısız yönünü etkilemeye devam etmektedir.

Paylaşın

ABD Ve G-7’den İran’a Rusya Uyarısı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve G-7 grubundaki müttefikleri, İran’ı Rusya’ya balistik füzeler ve ilgili teknolojileri sağlamaması konusunda uyardı. ABD ve Avrupa, halihazırda İran’a karşı kapsamlı yaptırımlar uyguluyor.

İran’a yönelik uygulanan yaptırımlar, binlerce kişi ve finansal hizmetler, enerji, teknoloji ve diğer sektörleri hedef alıyor.

Euronews Türkçe’nin aktardığına göre; Joe Biden yönetimi, Ukrayna ile savaş halindeki Rusya’nın azalan silah stoklarını yenilemek için çaba harcadığını ve bu çerçevede İran’dan yakın menzilli balistik füzeler talep ettiğini iddia ediyor.

Washington, henüz füzelerin İran’dan Rusya’ya geçtiğini teyit etmedi. Ancak ABD’li yetkililer İran makamlarının bir anlaşmanın yakın olduğu yönündeki açıklamalarından endişe duyduklarını dile getiriyor.

Biden yönetiminden üst düzey bir yetkiliye göre, G-7 ülkelerinin üzerinde düşündüğü yaptırım eylemlerinden biri, İran’ın ulusal havayolu şirketi Iran Air’in Avrupa’ya uçuşlarını yasaklamak.

Aralarında ABD, Kanada, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Japonya’nın bulunduğu G-7 grubu ülkelerinin liderleri, yaptıkları ortak açıklamada, “İran’ın Rusya’ya balistik füze veya ilgili teknolojileri teslim etmeye başlaması durumunda, önemli yeni yaptırımlar da dahil olmak üzere hızlı ve koordineli bir şekilde karşılık vereceğiz.” dedi.

İran’ın BM Misyonu ise geçen ay yaptığı açıklamada balistik füze satışını engelleyecek herhangi bir yasal kısıtlama bulunmadığını ancak “Rusya-Ukrayna çatışması sırasında savaşı körüklememek için silah ticaretinden kaçınmanın ahlaki bir yükümlülük olduğunu” belirtmişti.

ABD ve Avrupa halihazırda İran’a karşı bireyleri hedef alan ve Tahran’ın ticaret, finansal hizmetler, enerji, teknoloji ve diğer sektörlere erişimini sınırlayan kapsamlı yaptırımlar uyguluyor. İran’a yönelik yaptırımlar, ABD’nin şu ana kadar herhangi bir ülkeye uyguladığı en geniş ve kapsamlı yaptırımlar olup binlerce kişi ve kuruluşu hedef alıyor.

Biden yönetimi, ocak ayında yaptığı açıklamada, ABD istihbarat yetkililerinin Rusya-İran anlaşmasının tamamlanmadığını tespit ettiklerini ancak Rusya’nın İran’dan füze almak için yürüttüğü müzakerelerin aktif bir şekilde ilerlediğinden endişe duyduklarını kaydetmişti.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bugün Viyana’da düzenlenen bir basın toplantısında “İran’a bunu yapmaması için çok net mesajlar gönderdik, bu konu birçok ülke arasında önemli bir tartışma konusu” diye konuştu.

Biden yönetimi Kremlin’in Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşta ihtiyaç duyduğu silahlar için İran ve Kuzey Kore’ye bağımlı hale geldiğini öne sürüyor. Bu iddialarını istihbarat raporları ile kanıtlamaya çalışıyor.

Rusya, Kuzey Kore’den balistik füzeler satın aldı ve Ukrayna’ya karşı kullandı. Ukraynalı yetkililer ise, Rus güçleri tarafından konuşlandırılan Kuzey Kore füzelerinin sık sık hedefi ıskaladığını öne sürüyor.

İran önce Rusya’ya insansız hava aracı tedarik ettiğini reddetti. Daha sonra Rusya’nın Ukrayna işgali başlamadan kısa bir süre önce az sayıda sattığını kabul etti.

Paylaşın

Dünyanın Üçüncü Büyük Ekonomisi Artık ‘Almanya’

Geçen yılın sonunda beklenmedik bir şekilde resesyona giren Japonya, dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olma unvanını Almanya’ya kaptırdı. Hindistan’ın 2026 yılında hem Japonya’yı hem de Almanya’yı geçmesi bekleniyor.

Euronews Türkçe’de yer alan habere göre; Japonya’nın 2023 yılı gayrisafi yurtiçi hasılası dolar bazında yüzde 1,9 büyümesine rağmen 4,2 trilyon dolar olurken, Almanya’nın 4,5 trilyon dolar oldu.

Ekonomistlere göre pozisyonlardaki değişim, 2023 yılında yüzde 0,3 daralan Alman ekonomisinin Japonya’dan daha iyi performans göstermesinden ziyade, Japon para birimi yenin dolar karşısındaki keskin düşüşünü yansıtıyor.

Japon para birimi ABD para birimi karşısında 2022 ve 2023 yıllarında neredeyse beşte bir oranında, geçen yıl ise yaklaşık yüzde yedi oranında değer kaybetti.

Bunun nedeni kısmen, yükselen enflasyonla mücadele etmek için borçlanma maliyetlerini artıran diğer büyük merkez bankalarının aksine, Japonya Merkez Bankası’nın fiyatları artırmak amacıyla negatif faiz oranlarını sürdürmesiydi.

Almanya’nın büyük ölçüde ihracata bağımlı üreticileri, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından yükselen enerji fiyatlarından özellikle olumsuz etkilendi.

Avrupa’nın en büyük ekonomisi, Avrupa Merkez Bankası’nın Euro Bölgesi’nde faiz oranlarını yükseltmesinin yanı sıra bütçe konusundaki belirsizlik ve kalifiye işgücündeki kronik sıkıntılar nedeniyle de sekteye uğradı.

Her ne kadar zayıf yen ihracatı daha ucuz hale getirse de Toyota gibi büyük firmaların Çin gibi kilit pazarlardaki zayıflığı dengelemesine yardımcı oldu.

Perşembe günü açıklanan veriler Japonya ekonomisinin 2023’ün son üç ayında bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,1 oranında küçüldüğünü ve yüzde 0,2’lik büyüme beklentisinin altında kaldığını gösterdi.

Üçüncü çeyrek büyümesi de aşağı yönlü revize edilerek negatif yüzde 0,8 olarak açıklandı ve bu da Japonya’nın 2023’ün ikinci yarısında teknik resesyonda olduğu anlamına geliyor.

Paylaşın

A Milli Kadın Voleybol Takımı, Olimpiyat Elemeleri’nde 5’te 5 Yaptı

A Milli Kadın Voleybol Takımı, Japonya’da düzenlenen Paris 2024 Olimpiyat Elemeleri B Grubu beşinci maçında Brezilya’yı 3-0 yendi. A Milli Kadın Voleybol Takımı, altıncı maçında Japonya ile karşılaşacak.

Haber Merkezi / A Milli Kadın Voleybol Takımı, Japonya’da düzenlenen Paris 2024 Olimpiyat Elemeleri B Grubu beşinci maçında Brezilya’yı devirip 5’te 5 yaparak yoluna tam gaz devam ediyor.

Rakibini 3-0 mağlup ederek üst üste 20. kez sahadan galibiyetle ayrılan A Milli Kadın Voleybol Takımı, altıncı maçında Japonya ile karşılaşacak.

Salon: Yoyogi National
Hakemler: Stefano Cesare (İtalya), Perez Perez Lourdes (Küba)
Brezilya: Gabi, Diana, Rosamaria, Bergmann, Thaisa, Roberta, Nyeme (L) (Kisy, Pri Daroit, Naiane, Araujo (L), Tainara, Ana Carol)
Türkiye: Ebrar, Zehra, Vargas, Hande, Eda, Cansu, Gizem (L) (Ayça, Elif)
Setler: 21-25, 27-29, 19-25
Süre: 1 saat 27 dakika

1- Türkiye: 15 puan (5 maç)
3- Japonya: 12 puan (4 maç)
2- Brezilya: 11 puan (5 maç)
5- Belçika: 6 puan (4 maç)
4- Porto Riko: 5 puan (5 maç)
7- Arjantin: 4 puan (5 maç)
6- Bulgaristan: 4 puan (5 maç)
8- Peru: 0 puan (5 maç)

Filenin Sultanları, grubunu ilk 2 sırada tamamladığı takdirde Fransa’da yapılacak olan olimpiyat oyunlarına katılma hakkı kazanacak. Olimpiyat elemelerinde gruplarında ilk 2 sıraya giremeyen ülkelerin olimpiyat umutları bitmeyecek.

Paris’te yapılacak olimpiyat şampiyonasına katılamayan ülkeler, elemelerin bitiminde 2024 Milletler Ligi’nde mücadele edecek. Milletler Ligi’nde oluşacak 2024 yılı sıralamasına göre ülkeler, olimpiyat için kota hakkı kazanacak.

Paylaşın

Stefan Kuntz Çileden Çıktı

A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Stefan Kuntz, Japonya maçının ardından düzenlenen basın toplantısında, “Benim sorumluluk alanım kesinlikle oyuncular, ben oyuncularımdan bazı şeyleri bekleyebilirim. Fakat oyuncularımın da A Millî forma için yüzde yüzlerini verecek seviyeye kendilerini getirmeleri gerekiyor” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Ben millî oyuncuydum böylelikle Almanya’da oynadım, ben eğer bir Alman hoca olarak Türk Millî Takımı’nın başında kenarda bekliyorsam bu maçları kesinlikle kazanmak istediğim için oradayım. Tüm teknik ekibimle beraber çok fazla efor sarf ediyoruz, analizler yapıyoruz. Çünkü tek hedefimiz, Türk Millî Takımı’nı geliştirmek. Bunun için de gururluyuz. Gerçekten en çok canımı acıtan konu, eğer oyuncular kendileri için yüzde yüzünü vermeye razı değillerse en çok canımı o acıtıyor. Sahanın ortasında cevap verilir, röportajlarda değil.”

A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Stefan Kuntz, Japonya maçının ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Kuntz, “Bugünkü maç kesinlikle çok önemli bulgulara sahipti. Sırtı dönük rakip topla buluştuğunda çok çabuk kaybedebileceğimizi söylemiştik, çünkü geçiş oyununda çok iyi bir takım. Buna rağmen o hataları yaptık ve böylelikle o golleri yemiş olduk. Artı bireysel hatalar da oldu. Şunu görmüş olduk, fiziki yönden bazı oyuncuların Japonya Mili Takımı ile yarışamadığını. Kesinlikle bu maçı oynadığımız için çok mutluyum” dedi ve ekledi:

“Devreden sonra çok iyi çıktık, bu maçı kazanabileceğimizi, çevirebileceğimizi takım gösterdi. Takımımız 3-2’den sonra gol bulacağımız pozisyonlar yakaladı. Hayal kırıklığı yaşıyorum aynı zamanda bir yönden mutluyum, bu maçta gördüğümüz tüm konuların bizi Hırvatistan karşılaşmasına çok daha iyi hazırlayacağını düşünüyorum. Japonya çok iyi oynadı, yüksek hızlı oyunculara sahipler. Çok disiplinli oyun oynadılar.”

“Bertuğ bu iki maçta beklediğimizden fazla süre aldı. Bu kamp sürecinin kazananı diyebilirim.” diyen Kuntz, şöyle konuştu: “Eğer hoca ile ilgili olumlu bir şeyler söylemek istiyorlarsa, genç oyuncuları ne zaman ve hangi maçlarda oynatacağını bildiği olabilir. Arda’da da benzer bir durum yaşamıştık, doğru zamanda oynattık ve karşılığını çok güzel almıştık. Aynı zamanda üzgünüm, ilk devrenin gidişatı biraz daha farklı olsaydı kesinlikle Kazımcan’a da forma şansı verecektik. İlk devre sonunda yaptığımız değişiklikler çok gerekliydi, bu nedenle forma şansı veremedim.

Fiziki yönden biz ne yazık ki millî takım tarafında oyunculara çok destek olamıyoruz. Onlar bunu kulüplerinde geliştiriyorlar. Onlarla analizler yapıyoruz, tavsiyelerde bulunuyoruz. Bazı oyuncular gördüm buna çok önem vermiyorlar belli ki ama bazı oyuncuları da gördüm hem üzerinde çalışıyorlar hem de buna çok önem veriyorlar.”

Bazı oyuncuların fizik kalite olarak geride olduğunun altını çizen Kuntz, “Fizik kalitesi düşük oyuncular bulunduğunu ve fazla çalışmadıklarını söylediniz. Bunun çözümü olarak aday kadroda değişiklikler görebilir miyiz?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Tabii ki oyuncularım bugünkü maçtan Hırvatistan karşılaşmasına kadar birçok müsabaka oynayacak. Bazıları yeterince takımlarında süre alamadılar. Bu nedenle rekabet içindeki tempoyu yakalayamadılar. Eğer ki biz bir şeyleri milli takım olarak elde etmek istiyorsak herkes oyuncular dahil, kendini ve oyunu geliştirmek için elinden geleni yapmalı. Ermenistan maçında bazı oyuncular 12 kilometre üstü koştu ama bu artık standartlara ulaşıyor. Tabii ki bugün hava sıcaktı, bazı oyuncuların beklediğimiz taktiksel koşuları yapmadığını gördük.

Dışarıdan taraftarın söylediklerini de öğrendiğim Türkçeyle anlıyorum. Geçen sene haziran kampından bu yana, orada 4 maçı kazandığımızdan bu yana kimse hocayı korumuyor, hep sorgulanan, soru işareti olan hoca. Ama kesinlikle konunun bu konu olmadığını söyleyebilirim. Şimdiye kadar 20 maç yaptık 5’ini kaybettik ama hepsi sıralamada üzerimizde olan takımlardı. Gereken başka konular üzerinde çalışmamız.”

Toplantının son bölümünde sinirli olan Kuntz, sözlerini şöyle tamamladı: “Benim sorumluluk alanım kesinlikle oyuncular, ben oyuncularımdan bazı şeyleri bekleyebilirim. Fakat oyuncularımın da A Millî forma için yüzde yüzlerini verecek seviyeye kendilerini getirmeleri gerekiyor. Ben millî oyuncuydum böylelikle Almanya’da oynadım, ben eğer bir Alman hoca olarak Türk Millî Takımı’nın başında kenarda bekliyorsam bu maçları kesinlikle kazanmak istediğim için oradayım.

Tüm teknik ekibimle beraber çok fazla efor sarf ediyoruz, analizler yapıyoruz. Çünkü tek hedefimiz, Türk Millî Takımı’nı geliştirmek. Bunun için de gururluyuz. Gerçekten en çok canımı acıtan konu, eğer oyuncular kendileri için yüzde yüzünü vermeye razı değillerse en çok canımı o acıtıyor. Sahanın ortasında cevap verilir, röportajlarda değil.”

Paylaşın

Türkiye, Hazırlık Maçında Japonya’ya Kaybetti

A Milli Futbol Takımı ile Japonya, Belçika’nın Genk şehrinde yer alan Cegeka Arena’da karşı karşıya geldi. Hakem Allard Lindhout yönettiği karşılaşmadan Japonya 4-2 galip ayrıldı.

Haber Merkezi / Japonya’ya galibiyeti getiren golleri ise 15. dakikada Atsuki Ito, 28. ile 36. dakikalarda Keito Nakamura ve 78. dakikada penaltıdan Junya Ito atarken, A Milli Futbol Takımı’nın gollerini 44. dakikada Ozan Kabak ve 61. dakikada Bertuğ Yıldırım kaydetti.

EURO 2024 Elemeleri’nde D Grubu’nda mücadele eden Türkiye, bir sonraki maçında 12 Ekim’de deplasmanda Hırvatistan ile karşı karşıya gelecek.

Mücadelenin 15. dakikasında Japonya, Atsuki Ito’nun kaydettiği golle 1-0 öne geçti. 28. ve 32. dakikalarda Keito Nakamura’nun bulduğu gollerle Japonlar, 3-0’lık üstünlüğü yakaladı. 44. dakikada Ozan Kabak’ın golüyle Milliler farkı 2’ye indirdi.

İlk yarı 3-1 Japonya üstünlüğü ile noktalandı. A Milli Takım, 62. dakikada Bertuğ Yıldırım’ın attığı golle skoru 3-2’ye getirdi. 78. dakikada Japonya Junya Ito’nun penaltıdan bulduğu golle 4-2 öne geçti ve karşılaşma bu skorla sona erdi.

EURO 2024 Elemeleri D Grubu 5’inci maçında Ermenistan ile 1-1 berabere kalan millilerde, teknik direktör Stefan Kuntz bu maçta görev yapan birçok oyuncuya Japonya karşısında görev vermedi.

Öte yandan karşılaşmayı Cegeka Arena’da takip eden bazı taraftarlar, teknik direktör Stefan Kuntz’u istifaya davet etti. Japonya’nın ilk yarıda bulduğu gollerin ardından Stefan Kuntz tepkilerden nasibini aldı. Stadyumda yer alan bir kısım taraftar, Alman teknik adamı istifaya davet etti. Taraftarlar bir süre ‘Kuntz istifa’ şeklinde tempo tuttu.

Goller

15. dakikada Ito Atsuki, Doan ile yaptığı verkaçla ceza yayı önünde topla buluştu. Ito Atsuki’nin sol ayağıyla sert şutunda top fileleri havalandırdı (1-0). 28. dakikada Kubo’nun ceza sahası dışından şutunda, kaleci Uğurcan’dan seken topu, ceza sahasında önünde bulan Keito Nakamura ağlara yolladı (2-0).

36. dakikada sağ kanattan kaptığı topla ceza sahasına giren Maikuma, uygun pozisyondaki Keito Nakamura’ya yerden pasını attı. Nakamura’nın düzgün vuruşunda meşin yuvarlak ağlara gitti (3-0).

44. dakikada sol kanattan Orkun’un kullandığı serbest vuruşta arka direğe doğru gelen topu Mert Müldür kafa ile çevirdi, kaleci Nakamura’dan seken topu Ozan Kabak kafa ile ağlara yolladı (3-1).

61. dakikada sol kanatta topla buluşan Yusuf Sarı, ceza sahasındaki Cengiz’e pasını yolladı. Cengiz’in sol çaprazdan altıpas içine gönderdiği sert top savunmaya çarpıp yükseklik kazandı. Topu önünde bulan Bertuğ’un yakın mesafeden düzgün vuruşunda meşin yuvarlak ağlara gitti (3-2).

76. dakikada İsmail Yüksek’in ceza sahasında Ito Junya’ya yaptığı müdahale sonrasında hakem penaltı noktasını gösterdi. Penaltı atışını kullanan Ito Junya, topu ağlara gönderdi (4-2).

Stat: Cegeka Arena

Hakemler: Allard Lindhout, Rens Bluemink, Roy De Nas (Hollanda)

Japonya: Kosuke Nakamura (Dk. 45+3 Schmidt), Taniguchi, Ito Hiroki, Machida (Dk. 79 Tomiyasu), Maikuma (Dk. 46 Hashioka), Doan (Dk. 46 Ito Junya), Furuhashi, Keito Nakamura (Dk. 46 Maeda), Ito Atsuki (Dk. 64 Endo), Tanaka, Kubo

Türkiye: Uğurcan Çakır (Dk. 46 Altay Bayındır), Onur Bulut, Ozan Kabak, Çağlar Söyüncü (Dk. 46 Merih Demiral), Mert Müldür, Orkun Kökçü (Dk. 46 İsmail Yüksek), Salih Özcan (Dk. 46 Hakan Çalhanoğlu), Salih Uçan (Dk. 46 Cengiz Ünder), Yusuf Sarı, İrfan Can Kahveci (Dk. 83 Barış Alper Yılmaz), Bertuğ Yıldırım

Goller: Dk. 15 Ito Atsuki, Dk. 28 ve 36 Keito Nakamura, Dk. 76 Ito Junya (Penaltıdan) (Japonya), Dk. 44 Ozan Kabak, Dk. 61 Bertuğ Yıldırım (Türkiye)

Paylaşın

Kuzey Kore İki Balistik Füze Daha Fırlattı

ABD’ye ait askeri denizaltının Güney Kore’ye demirlemesinden saatler sonra Kuzey Kore, iki balistik füze fırlattı. Japonya, ilk füzenin 50 km irtifaya ulaştığını ve 550 km menzil kat ettiğini, ikincisinin ise 50 km kadar yükseğe çıkarak 600 km uçtuğunu duyurdu.

Son fırlatma, Kuzey Kore’nin en son Hwasong-18 kıtalararası balistik füze denemesinden yaklaşık bir hafta sonra gerçekleşti. Pyongyang yönetimi önceki denemeyle ilgili “ABD ve diğer düşmanlara karşı bir uyarı” şeklinde açıklama yapmıştı.

ABD’ye ait bir balistik füze denizaltısının Güney Kore’ye ait limana ulaşmasından birkaç saat sonra Kuzey Kore iki balistik füze denemesinde bulundu. Kuzey Kore’nin füze fırlattığına dair bilgi Japonya ve Güney Kore orduları tarafından duyuruldu.

Ohio sınıfı nükleer silahlı bir balistik füze denizaltısı olan USS Kentucky, ülkenin güneydoğusundaki Busan limanına yanaştı.

Denizaltının gelişi ABD ile Güney Kore’nin, Kuzey Kore’ye karşı askeri işbirliğini geliştirdiğibir döneme rastlıyor. İki ülkenin işbirliği kapsamında 40 yıl sonra ilk kez bir ABD denizaltısı Güney Kore sularına demirlemiş oldu. Washington ve Seul, Kuzey Kore ile bir nükleer savaş durumunda karşı ülkeye nasıl karşılık verileceğine dair koordinasyonlara başlamıştı.

Denizaltına çıkan Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, denizaltının gelişinin ittifakın ABD’nin stratejik varlıklarını konuşlandırma ve nükleer koruma sağlaması yönündeki kapasitesini vurguladığını söyledi.

Yoon yaptığı konuşmada, “Kuzey Kore’nin nükleer bir provokasyon düşünmesini imkansız hale getireceğiz. Eğer böyle bir şey yaparsa bunun rejiminin sonu olacağı konusunda açıkça uyardık” dedi.

Japonya Savunma Bakanlığı, Kuzey Kore tarafından ateşlenen her iki füzenin de Japonya’nın münhasır ekonomik bölgesinin dışına düştüğünü açıkladı.

Güney Kore Genelkurmay Başkanlığı, Pyongyang yönetimine bu tür fırlatmaları durdurma çağrısında bulundu. Güney Kore ordusundan yapılan açıklamada, “Kuzey Kore’nin art arda balistik füze fırlatmasını, Kore Yarımadası’nın ve uluslararası toplumun barış ve istikrarına zarar veren ve BM Güvenlik Konseyi kararlarının açık bir ihlali olan ciddi provokatif eylemler olarak şiddetle kınıyoruz” denildi.

ABD ordusu füze fırlatmalarından haberdar olduğunu ve müttefikleri ve ortaklarıyla yakın istişare halinde olduğunu bildirdi.

ABD Hint-Pasifik Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada fırlatılan füzelerin ABD ya da müttefikleri için acil bir tehdit oluşturmadığı ancak bu olayların Kuzey Kore’nin yasadışı silah programının istikrarı bozucu etkisinin altını çizdiği belirtildi.

Japonya Savunma Bakanı Yasukazu Hamada gazetecilere yaptığı açıklamada, ilk füzenin 50 km irtifaya ulaştığını ve 550 km menzil kat ettiğini, ikincisinin ise 50 km kadar yükseğe çıkarak 600 km uçtuğunu söyledi. Hamada, Japonya’nın Kuzey Kore’yi diplomatik kanallar aracılığıyla protesto ettiğini söyledi.

Son fırlatma, Kuzey Kore’nin en son Hwasong-18 kıtalararası balistik füze denemesinden yaklaşık bir hafta sonra gerçekleşti. Pyongyang yönetimi önceki denemeyle ilgili “ABD ve diğer düşmanlara karşı bir uyarı” şeklinde açıklama yapmıştı.

Kuzey Kore’ye kaçan ABD askeri

Diğer yandan disiplin cezasıyla karşı karşıya olan Güney Kore’deki bir ABD askerinin yasadışı şekilde Kuzey Kore geçmesiyle ayrı bir kriz yaşanıyor. ABD Ordusu askerin kimliğini 2021 yılında birliğe er Travis T. King olarak açıkladı.

ABD Savunma Bakan Lloyd Austin, askerin salı günü iki Kore arasındaki sınırda bulunan Ortak Güvenlik Bölgesi’nde oryantasyon turundayken “kasıtlı olarak ve yetkisiz bir şekilde” Kuzey Kore’ye geçtiğini söyledi. Askerin akıbetini belirlemeye çalışan ABD’li yetkililer King’in Kuzey Kore’nin gözetimi altında olduğuna inandıklarını belirtti.

Seul’deki Ewha Üniversitesi profesörlerinden Leif-Eric Easley, “Kuzey Kore’nin son balistik füze ateşlemesinin muhtemelen bir Amerikan askerinin sınırı geçmesiyle ilgisi yok, ancak böyle bir olay da sorunların çözümüne yardımcı olmuyor” dedi.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

G7’den Ukrayna’ya Güvenlik Garantisi; Rusya Ve İran’dan Tepki

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Almanya, Japonya, Fransa, Kanada, İtalya ve İngiltere’den oluşan G7, Ukrayna’ya uzun vadeli güvenlik garantileri öngören bir ortak deklarasyon yayınladı.

Haber Merkezi / Deklarasyona Rusya ve İran’dan tepki geldi. Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov deklarasyonla ilgili olarak atılan adımı “aşırı derecede büyük bir hata ve potansiyel olarak oldukça tehlikeli” olarak değerlendirdiklerini duyururken, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney Batı ülkelerini Ukraynalıların hayatlarını tehlikeye atmakla suçladı.

G7 deklarasyonunda, “Her birimiz, Ukrayna ile uzun vadeli güvenlik taahhütleri üzerinde çalışacağız” denilerek Ukrayna’nın NATO müttefikleriyle ihtiyaçları konusunda ikili görüşmeler yürütmesinin önü açıldı.

Bunlar arasında kara, hava ve deniz alanlarında güvenlik yardımı ve modern askeri teçhizat sağlanması, hava savunması, topçu ve uzun menzilli silahlar, zırhlı araçlar ve hava muharebesi gibi diğer temel yeteneklerin arttırılması yer aldı.

Ayrıca Ukrayna’nın endüstriyel altyapısının kalkınmasına destek, Ukrayna güçlerinin eğitimi ve eğitim tatbikatları, istihbarat paylaşımı ve işbirliği, siber savunma, güvenlik, güçlenme girişimleri, hibrid tehditlerle mücadele, yeniden yapılandırma ve ayağa kaldırma çalışmalarıyla Ukrayna’nın ekonomik istikrarını ve dayanıklılığını arttırma, Ukrayna ekonomisinin refahını ve enerji güvenliğini sağlayacak koşulları oluşturma yer alıyor.

Rusya’nın açtığı savaştan kaynaklanan ihtiyaçları karşılayacak teknik ve mali desteğin sağlanması, Kiev’in Avrupa-Atlantik hedeflerine ulaşması için gerekli yönetim reformlarının etkili şekilde uygulanmasını sağlamak için destek sözü de verildi.

Metinde, “Gelecekte Rusya tarafından düzenlenecek bir silahlı saldırıda derhal Ukrayna ile görüşülerek uygun adımlar belirlenecek” denildi. Ayrıca deklarasyonda Rusya’ya ekonomik ve diğer yaptırımların uygulanması ve Ukrayna ile BM Sözleşmesi’nin 51’inci maddesi çerçevesinde kendini savunma hakkını kullanırken doğacak ihtiyaçları için görüşmeler yapılması yer aldı.

Bu kapsamda, “Ukrayna ile topraklarını bir kez daha savunma zorunda kalması durumunda güvenlik garantileri ve düzenlemeleri paketi üzerinde çalışacağız” denildi. Bunlara ek olarak Rusya’dan yaptırımlar ve ihracat kısıtlamalarıyla hesap sorulmaya devam edeceği belirtildi, savaş suçlularının ve Ukrayna’ya karşı işlenen hassas sivil altyapıya saldırı gibi uluslararası suçların hesabının sorulmaya devam edeceği kaydedildi.

“Savaş suçları cezasız kalamaz” denilen deklarasyonda “Sorumluların uluslararası hukuka uygun şekilde cezalandırılmasına olan bağlılığımızı yineliyoruz. Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi mekanizmaların çalışmalarına desteği sürdüreceğiz” ifadeleri kullanıldı.

Öte yandan Rusya’nın Ukrayna’da neden olduğu zararı karşılayıncaya kadar mal varlıkları üstündeki kısıtlamaların süreceği belirtildi. Rus saldırganlığının neden olduğu zarar, kayıp veya yaralanmaların tazminine yönelik uluslararası bir mekanizmanın kurulması gereğine vurgu yapılan açıklamada uygun mekanizmaların geliştirilmesi için çalışılacağı belirtildi.

Ukrayna’dan beklentiler

Deklarasyonda Ukrayna’dan beklentiler de yer aldı.

Bunlar, “Ortakların güvenliğine pozitif katkı sağlamak ve ortakların desteğiyle şeffaflıkla hesapverirlik ölçütlerini güçlendirmek, ordunun demokratik sivil kontrolunu güçlendirmek ve Ukrayna’nın savunma kurumları ve sanayisinde verimliliği ve şeffaflığı arttıracak savunma reformları ve modernizasyonda ilerleme sağlamak” olarak sıralandı.

Metinde “Bu çaba, Ukrayna gelecekte Avrupa-Atlantik topluluğuna üyelik yolunda ilerlemeye devam ederken ileriye götürülecektir” denildi.

“Rusya’nın güvenliği ihlal ediliyor”

Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov deklarasyonla ilgili olarak atılan adımı “aşırı derecede büyük bir hata ve potansiyel olarak oldukça tehlikeli” olarak değerlendirdiklerini duyurdu. Peskov, “Ukrayna’ya güvenlik garantileri vererek Rusya’nın güvenliğini ihlal etmiş oluyorlar” dedi. Batı’nın “bilgelik göstereceğine” dair umutlarını koruduklarını belirten Peskov, bunun olmaması halinde Avrupa ülkelerinin “çok uzun yıllar boyunca daha da tehlikeli” hale geleceğini söyledi.

“Silah şirketleri ceplerini dolduruyor”

G7 ülkelerine bir tepki de İran’dan geldi. İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney Batı ülkelerini Ukraynalıların hayatlarını tehlikeye atmakla suçladı. Batılı ülkelerin “Ukrayna halkını cepheye sürerek Amerikan silah şirketlerinin ceplerini doldurduğunu” belirten Hamaney, Batı ülkelerinin “yağmacı” ve “sömürgeci” güdülerinin Ukraynalıları savaşmaya ve Batı silah üretim ve satış şirketlerinin çıkarlarına hizmet için ölmeye ittiğini ileri sürdü.

“Güvenlik zaferiyle dönüyoruz”

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ise deklarasyonu ülkesi açısından “anlamlı bir güvenlik zaferi” olarak niteledi. Zelenskiy, “Ukrayna delegasyonu evine Ukrayna için, ülkemiz için, halkımız için, çocuklarımız için anlamlı bir güvenlik zaferi götürüyor” ifadelerini kullandı.

“Varlığımızı sürdüreceğiz”

ABD Başkanı Joe Biden da G7 deklarasyonuyla ilgili olarak, “Bunun, Ukrayna’ya olan bağlılığımızı ifade eden güçlü bir açıklama olduğunu düşünüyorum. (Ukrayna) bugün özgürlüğünü savunurken geleceğini de yeniden kuruyor. Ne kadar sürerse sürsün yanında olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Batılı ülkeler şimdiye kadar Ukrayna kara kuvvetlerini modern silahlarla teçhizatlandırmış ancak Rusya ile savaş halindeki ülkeye savaş jeti ya da savaş gemisi tedariğinde bulunmamıştı.

Paylaşın

Çin, Tüm Dünyadan Daha Fazla Çelik Üretiyor

Gelişmişliğin bir göstergesi olan, ekonomik ve endüstriyel açıdan önemli kabul edilen çelik, dünya genelinde, köprü, bina ve diğer altyapı inşasında kullanılan önemli bir bileşendir.

Haber Merkezi / Çelik, aynı zamanda araç imalatı, gemi yapımı, makine imalatı, gübre imalatı gibi çeşitli sektörlerde de kullanılmaktadır.

Dünyanın en büyük çelik üreticisinin hangi ülke olduğunu biliyor musunuz? 

İlginç bir şekilde, dünyanın en büyük çelik üreticisi olan ülke, tek başına o kadar çok çelik üretiyor ki, tüm dünya bu kadarını üretemiyor.

World of Statistics, sosyal medya platformu Twitter’da maksimum çelik üretilen ülkelerin bir listesini yayınladı.

Bu liste Çin, Hindistan, Japonya, Amerika, Rusya, Güney Kore, Almanya, Türkiye, Brezilya ve İran gibi ülkeleri içeriyor.

Yayınlanan listeye göre Çin, çelik üretiminde ilk sırada yer alıyor. Çin, dünyadaki toplam çelik üretiminin yüzde 53,9’unu oluşturuyor.

Hindistan, listede ikinci sırada yer alıyor. Hindistan, çelik üretiminin yüzde 6,6’sı oluşturuyor.

ABD dördüncü sırada

Japonya yüzde 4,8 çelik üretimiyle üçüncü sırada yer alırken Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yüzde 4.3 çelik üretimiyle listede dördüncü sırada kendisine yer buluyor.

Rusya, dünyanın toplam çelik üretiminin yüzde 3,8’inin yapıldığı beşinci sırada yer alıyor.

Çelik nedir ve özellikleri?

Çeliğin en önemli özellikleri; şekillendirilebilirlik ve dayanıklılık, iyi bir akma ve çekme dayanımına sahip olması ve iyi bir ısıl iletkenliğinin olmasıdır.

Bu önemli özellikler kadar, paslanmaz çeliğin yüksek korozyon dayanımı, en önemli karakteristik özelliğidir.

Çelik Nasıl Yapılır?

En basit haliyle çelik, karbon ve demirin çok yüksek sıcaklıklarda (2600 ° F’nin üzerinde) karıştırılmasıyla yapılır. Birincil çelik üretimi , “pik demir” adı verilen bir üründen çelik oluşturur.

Pik demir, çelik için doğru olandan daha fazla karbon içeren cevherden elde edilen eritilmiş demirdir.

Çelik nasıl bir metaldir?

Çelik, demir elementi ile genellikle yüzde 0,02 ila yüzde 2,1 oranlarında değişen karbon miktarının bileşiminden meydana gelen bir alaşımdır. Çelik alaşımındaki karbon miktarları çeliğin sınıflandırılmasında etkin rol oynar.

Paylaşın