Subay eğitimi mezuniyet töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç’in NATO’ya üyelik süreciyle ilgili, “Madrid’de ülkemize verilen sözlere riayet edilmesini bekliyoruz. Teröre kucak açan ülkelere destek vermeyiz” dedi.
Haber Merkezi / Erdoğan,”Terör örgütleriyle arasına mesafe koymayan devlet NATO’ya nasıl katkıda bulunabilir?” diye sordu. Erdoğan, Türkiye’nin NATO ittifakına katkılarını çok az müttefikin yaptığını belirterek “Ülkemiz aleyhine yürütülen kampanyaları kınıyoruz” dedi.
Erdoğan, “Salı günü yapılacak (NATO) liderler zirvesinde tüm bu hususları tekrar ittifak ortaklarımızın dikkatine getireceğiz. Ülkemiz için en hayırlı karar neyse onu hayata geçireceğiz. Terörle mücadelede gerektiğini yapmayanlara tepkimizi göstermekten çekinmedik” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da 10. Dönem Müşterek Komuta ve Kurmay Eğitimi, 5. Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi ve 12. Dönem Karargah Subaylığı Eğitimi Mezuniyet Töreni’nde açıklamalarda bulundu.
Eğitimlerini tamamlayan subayları tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün toplam 249 subayımız mezuniyet sevinci yaşıyor. Mezunlarımız arasında 19 dost ve kardeş ülkeden 91 misafir öğrencimiz bulunuyor. Misafirlerimize kendi ülkelerinde başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.
Subaylara, ülke ve millet adına üstlenecekleri sorumluluklarda başarı dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerden ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ diye ifade ettiğimiz temel prensiplerimize sahip çıkmanızı istiyorum. Sizleri her açıdan en donanımlı şekilde yetiştiren ailelerinize, hocalarınıza, komutanlarınıza ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Mezun olan subayların vatan, millet, inanç ve bağımsızlık uğrunda gerektiğinde gözünü kırpmadan şehadete yürüyeceğinden şüphe etmediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin cumhurbaşkanı, devletin başı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkomutanı olarak subaylara sonuna kadar güvendiğini söyledi.
Bu sene yedinci kuruluş yılını kutlayacak Millî Savunma Üniversitesinin eğitim müfredatıyla ihtiyaç duyulan vazife şuurunu subaylara kazandırdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Üniversitemizi bitiren subay ve astsubaylarımız kahraman ordumuzun çeşitli birimlerinde başarılarıyla göz dolduruyor. 15 Temmuz ihaneti sonrasında yeniden yapılandırdığımız kurumların hemen hepsinde benzer gurur tablolarına şahit oluyoruz. Eskiden kendi görev alanı dışında farklı hadiselerle anılan kurumlarımız, bugün artık vatanımıza yaptıkları müstesna katkılarla gündeme geliyor.
Emniyet teşkilatımız asayiş hizmetleri ve terörle mücadelede, istihbarat birimlerimiz devletimizin iç ve dış güvenliğini teminde, askerî unsurlarımız vatanımızın her türlü tehdide karşı savunulmasında, diğer kurum ve kuruluşlarımız kendi görev sahaları içinde mesuliyetlerini en güzel şekilde yerine getiriyor. Ödediğimiz nice ağır bedeller sonrasında ulaştığımız bu aşamayı ülkemizin geleceği adına çok kıymetli buluyoruz. Geldiğimiz nokta önemli olmakla birlikte elbette yeterli değildir.
Güncel şartlara ve yeni meydan okumalara göre kurumlarımızın sürekli bir tekâmül içinde olması gerekiyor. Türkiye’nin mevcut ihtiyaçlarına odaklanırsak hata yaparız. Başarıyı sadece geçmişle kıyasta ararsak yerinde saymaktan kurtulamayız. Eski hantal yapıyı terk ederken yeni yapının durağanlaşmasına izin veremeyiz. Değişim ve yenilenme ihtiyacının uzun soluklu bir süreç olduğunun bilinciyle hareket etmeliyiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitenin faaliyete geçmesiyle vücut bulan sivil-asker iş birliğinin daha fazla derinleştirilmesinde fayda gördüklerini söyledi.
Üniversitenin küresel akademik camiada hak ettiği yere gelmesini temenni ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, buranın sadece kahraman orduların kurmay kadrosunun yetiştirildiği bir ocak olmadığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, buranın aynı zamanda Türkiye’nin askerî stratejik vizyonunun şekillendirildiği bir fikir üretim merkezi olması gerektiğini vurgulayarak 2016’da başlayan dönüşümün daha uzun vadeli bir perspektifle hızlandırılmasında ve olgunlaştırılmasında yarar olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MSÜ’nün kuruluşundan bu yana geçen kısa sürede katettiği mesafeyi takdirle karşıladıklarını belirterek üniversitenin bugünlere gelmesinde önemli rol oynayan Rektör Prof. Dr. Erhan Afyoncu ve ekibini kutladı.
Gelecek dönemde üniversitenin küresel marka değerini daha da artıracağına inandıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah biz de şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonraki çabalarında da üniversite yönetiminin yanında olmayı sürdüreceğiz. Türkiye’nin zaten çok güçlü ve üst düzey olan askerî eğitim standardını yeni açılımlarla yeni kazanımlarla yükseltmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyadaki devletlerin çoğunun geçmişinin birkaç yüzyıl ile sınırlıyken Türk milletinin ise 2 bin 232 yıl önce düzenli ordu kurduğunu hatırlattı.
Ordu-millet kavramının sahibi olan, bu unvanı hak eden tek millet olunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Türk Silahlı Kuvvetlerimiz 2 bin 232 yılı aşan şanlı tarihiyle maziden atiye kurduğumuz köprünün sembollerinden biridir. Burası Mete Han’ın, Sultan Alparslan’ın, Fatih Sultan Mehmet Han’ın, Gazi Mustafa Kemal’in aklının, cesaretinin, dehasının yaşadığı ve yaşatıldığı güzide bir ocaktır. Bu kahramanlar ocağı milletimizin göz bebeği, dost, kardeş, soydaş ülkeler için de bir umut meşalesidir. Tarih boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri sadece yurt savunmasında değil dünyada barış ve istikrarın korunmasında da önemli roller üstlenmiştir. Ordumuz nerede olursa olsun deruhte ettiği her vazifeyi zorluklarına rağmen büyük bir titizlikle yerine getirmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri hem dünyanın en güçlü hem de en güvenilir orduları arasında yer alıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler’den (BM) NATO bünyesinde yürüttükleri misyonlara kadar nerede görev aldılarsa hepsinin de üstesinden alınlarının akıyla geldiklerini vurgulayarak “Ne milletimize ne ordumuza ne de çatısı altında hizmet verdiğimiz uluslararası örgütlerin itibarına asla halel getirmedik. Kimsenin malına, mülküne zarar vermedik. Hiç kimsenin namusuna el uzatmadık. Hiçbir masumun canına kıymadık. Kimseye haksızlık, hukuksuzluk yapmadık. Bize sığınan hiçbir mazlumu katillerine teslim etmedik.
Güvenliğin sağlanması, huzurun tesisi, barış ve istikrar ortamının yeniden inşası noktasında hep samimiyetle çaba harcadık. Güney Kore’den Afganistan’a pek çok yerde bu uğurda nice evladımızı şehit verdik. Türkiye’nin son 71 yılda NATO İttifakı’na yaptığı katkıları çok az müttefik yapmıştır. Bu gerçekler apaçık ortadayken bir süredir ülkemiz aleyhine yürütülen kampanyaları esefle karşılıyoruz. Yerleşik teamülleri bozma pahasına atılmak istenen adımları gördükçe ittifakın geleceği adına endişe duyuyoruz” ifadelerini kullandı.
“Terör örgütleriyle arasına mesafe koymayan bir devlet NATO’ya nasıl katkı yapabilir?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, ittifakın genişlemesine müzahir tavrını herkesin çok iyi bildiğinin altını çizerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“İttifakın açık kapı politikasını destekledik, destekliyoruz. Başta terörizmle kararlı mücadele olmak üzere, ittifakın temel değerlerine sadakat gösterecek herkesi bağrımıza basmaya hazırız. Finlandiya’nın üyeliğine onay vererek ilkesel duruşumuzu ortaya koyduk ama teröristleri himaye edenlere ve terörle mücadelede gerekli tedbirleri almayanlara da tepkimizi göstermekten çekinmedik. ‘NATO çatısı altında dayanışma sergileyelim’ diyenlerin Türkiye’de darbeye kalkışmış, 40 yılda binlerce insanımızı katletmiş canilere kucak açmasının hiçbir makul gerekçesi olamaz.
Terörle demokrasi, terörle güvenlik, terörle insanlık yan yana duramaz. İttifakın özü karşılıklı güven ve dayanışma ikliminin tesisidir. Bu olmadan diğer konuları konuşmanın bir anlamı yoktur. Bize tavsiyede bulunanlar öncelikle şu sorulara açık yüreklilikle cevap vermelidir. Türkiye, sokaklarında teröristlerin cirit attığı bir ülkeye nasıl güvenebilir? Terör örgütleriyle arasına mesafe koymayan bir devlet NATO’ya nasıl katkı yapabilir? Terörizmle mücadele etmeyenler ittifakın hasımlarıyla nasıl mücadele edebilir?
Biz, her işimizde olduğu gibi burada da dürüst davranıyor, gizli bir gündemle değil, şeffaf bir şekilde hareket ediyoruz. Madrid’de ülkemize verilen sözlere riayet edilmesini bekliyoruz. Bağcıyla hiçbir işimizin olmadığını, tek amacımızın üzüm yemek olduğunu burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Salı günü Vilnius’ta yapılacak Liderler Zirvesi’nde tüm bu hususları tekrar ittifak ortaklarımızın dikkatine getireceğiz. Ülkemiz, milletimiz ve güvenliğimiz için en hayırlı karar neyse inşallah onu hayata geçireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene Cumhuriyetin 100’üncü kuruluş yıl dönümünün idrak edildiğini anımsatarak şunları kaydetti:
“29 Ekim 2023 tarihinde Cumhuriyet’imizin şanına yakışır bir kutlama yapacağız. Tarihimizin en önemli dönüm noktalarından olan bu yıl dönümünü sosyal, beşeri, iktisadi ve siyasi olarak tüm yönleriyle ele alacağız. Kapsamlı bir değerlendirme neticesinde güçlü ve zayıf yanlarımızla gelecekte atacağımız adımları belirleyeceğiz. Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılını her bakımdan ülkemiz, milletimiz ve kurumlarımız için yeni bir dönemin mukaddimesine dönüştürmek istiyoruz. 28 Mayıs gecesi itibarıyla inşasına başladığımız Türkiye Yüzyılı vizyonu işte bu yeni dönemin yol haritasını ifade ediyor.”
Son 21 yılda her alanda yaptıkları yatırımlarla bu vizyonun temelini zaten çok güçlü bir şekilde oluşturduklarını, ekonomide Türkiye’yi her yıl ortalama yüzde 5,4 oranında büyüttüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millî gelirimizi 236 milyar dolardan 1 trilyon dolar sınırına getirdik. Ulaşım altyapımızı tüm kategorilerde 5’e, 10’a, 15’e katladık. Turizmde, sağlıkta, teknolojide, adalette ve diğer tüm alanlarda Türkiye’nin çehresini değiştiren hamlelere imza attık. En stratejik sektör olan savunma sanayisinde yüzde 20’den başladık, yüzde 80’i bulan dışa bağımlılığımızı hamdolsun şu anda yüzde 20’lere düşürdük” bilgisini verdi.
“Tam bağımsız Türkiye hedefimize…”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, 21 yıl önce sadece 248 milyon dolar savunma sanayisi ihracatı yapan bir ülkeden 4 milyar 400 milyon dolar ihracat gerçekleştiren bir ülke konumuna geldiğini belirterek şöyle devam etti:
“Seçim dönemimizde kampanyamıza devam ederken millî muharip uçağımız Kaan’dan Hürjet’e, insansız savaş uçağımız Kızılelma’dan ANKA-3 ve ATAK-2’ye, dünyanın ilk SİHA gemisi TCG Anadolu’dan İMECE uydumuza, yeni Altay tankından Fırtına Obüsü’ne birçok kritik projemizin ya teslimatını ya devreye alınmasını ya da testlerini başarıyla tamamladık. Her alanda olduğu gibi savunma sanayiinde de tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşana kadar bu çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz.
Tarihi şanlı zaferlerle dolu, mazlumların umudu olan ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne mutlaka çıkaracağız. Bunu da 85 milyon olarak hep beraber başaracağız, oyuna gelmeyeceğiz, kardeşliğimize leke sürdürmeyeceğiz, kışkırtmalara prim vermeyeceğiz, umutsuzluk girdabına sürüklenmeyeceğiz. Yapamazsınız diyen felaket tellallarına kulak asmayacağız. Türkiye’nin potansiyeline ve Türk milletine daima güveneceğiz. Başarmaktan başka seçeneğimizin olmadığını, bunun yolunun da önce kendimize inanmaktan geçtiğini aklımızdan çıkarmayacağız.
Geçmiş tecrübelerimizden, bu ışıkta hatalarımızdan ders çıkartarak inşallah daha aydınlık ve müreffeh bir geleceği hep birlikte kuracağız. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun diyorum. Ordumuzun stratejik bilgisine ve birikimine güç verecek, katkı yapacak siz geleceğin komutanlarını gönülden tebrik ediyorum. Misafir mezunlarımızdan ülkelerine döndüklerinde tüm dost ve kardeş halklara selamlarımızı iletmelerini istiyorum.”
Törende, dönem birincilerine diplomaları Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından, dönem ikinci ve üçüncülerinin diplomaları ise Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler tarafından verildi. Programda daha sonra dönem birincileri, mezuniyet plaketini yaş kütüğüne çaktı.