Bakan Bozdağ: İsveç Ve Finlandiya’dan Hiçbir Kişi İade Edilmedi

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İsveç ve Finlandiya’dan iadesi istenen kişilerle ilgili yaptığı açıklamada, iki ülkenin şimdiye kadar Türkiye’nin bu konudaki beklentilerini karşılamadığını, bu beklentiler karşılanmadığı sürece NATO üyelik süreçlerinin “bir adım ileri gitmeyeceğini” söyledi.

İstanbul’da Cumartesi günü gazetecilerin sorularını yanıtladığı sırada, bir gazetecinin Finlandiya, İsveç ve Türkiye arasında 26 Ağustos’ta gerçekleşecek toplantı hakkında değerlendirmelerini sorması üzerine Bozdağ, şöyle konuştu:

“Şu ana kadar İsveç ve Finlandiya’dan terör suçları isnadı hakkında bulunan kişilerden Türkiye’nin iadesini talep ettiği hiçbir kişi Türkiye’ye iade edilmemiştir. Türkiye’nin haklarında terör suçlarından yargılama bulunup da iadesi istenen hiçbir kişi hakkında olumlu bir resmi dönüş Türkiye’ye olmamıştır.”

İsveç Başbakanı Magdalena Andersso’nun bir Türk vatandaşının iadesine karar verdiklerini ifade ettiğini ancak bu kişinin hakkında dolandırıcılık isnadı bulunduğunu anlatan Bozdağ, şöyle konuştu:

“Bizim beklentimiz dolandırıcılık isnadı olanlarla ilgili değil. İsveç hükümeti ve Finlandiya hükümetinin bunu çok doğru anlaması lazım. Türkiye’nin isteği, talebi terör suçlarıyla suçlanan ve Türkiye’nin iadesini talep ettiği kişilerle ilgilidir. Bunun dışındaki adli suçlarla ilgili, hakkında isnad bulunan kişilerin iadesiyle ilgili olarak Türkiye-İsveç, Türkiye-Finlandiya arasında herhangi bir sorun yok zaten.

Böyle bir sorun olmadığına göre bizim de bu konularda sorun varmış gibi göstermemiz de söz konusu değil. İsveç tarafının, bu konuda sorun varmış gibi Türkiye’nin talebi bunlarla ilgiliymiş gibi bir yaklaşım içerisine girmeleri de ahlaki değil ve doğru değil.

Bizim beklentimiz terör suçlarıyla ilgili iadelerle ilgilidir. Onun dışındaki suçlarla, suçlanan kişilerin iadesiyle ilgili bir beklentimiz kendilerinden yoktur. Türkiye’nin bu konudaki beklentileri karşılanmadığı sürece İsveç ve Finlandiya üçlü mutabakatta Türkiye’ye verdikleri sözü yerine getirmemiş sayılacaklardır. NATO üyelik süreci bu nedenle bir adım ileri gitmeyecektir.”

Haziran ayında Madrid’de gerçekleştirilen NATO liderler zirvesi öncesinde yapılan görüşmelerde İsveç ve Finlandiya’nın taahhütleri sonrası Türkiye, bu iki ülkenin NATO’ya üyelik başvurusunu destekleme kararı almıştı.

İmzalanan muhtırada, İsveç ve Finlandiya’nın, terör örgütü olarak tanınan PKK ile mücadele ve YPG/PYD’ye destek vermeme taahhüdünde bulundukları kaydedilmişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’nın verdiği sözleri tutmaması halinde, bu iki ülkenin NATO üyeliklerini TBMM’de onaylamayabileceğini uyarısını yapmıştı.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

İsveç, PKK Şüphelisi Bir Kişiyi Sınır Dışı Etmeye Hazırlanıyor

İsveç’te PKK şüphelisi bir kişinin sınır dışı edileceği duyuruldu. Öte yandan 11 Ağustos’ta İsveç’in Türkiye’nin dolandırıcılık suçundan kırmızı bültenle aradığı Okan Kale’yi iade etme kararı aldığı bildirilmişti.

ETC gazetesi, 26 yaşındaki Zinar Bozkurt’un sınır dışı edilmek üzere gözaltına alındığını yazdı.

Çevrimiçi yayın yapan Blankspot gazetesinin haberinde ise Bozkurt’un İsveç’e 8 yıl önce yaptığı sığınma başvurusunun 6 ay önce reddedildiği ve hakkında sınır dışı edilme kararı alındığı ifade edildi.

İsveç İstihbarat Teşkilatı’nın (SEPO) Bozkurt’un PKK ile bağlantılarının bulunması nedeniyle gözaltına aldığı kaydedilen haberde, bu kişinin İsveç için bir güvenlik tehdidi olarak görüldüğü aktarıldı.

İsveç, Türkiye’nin kırmızı bültenle aradığı dolandırıcıyı teslim edecek

Öte yandan 11 Ağustos’ta İsveç’in Türkiye’nin dolandırıcılık suçundan kırmızı bültenle aradığı Okan Kale’yi iade etme kararı aldığı bildirilmişti.

İsveç’te çevrim içi yayın yapan Samnytt gazetesi, Kale’nin 2010-2011 yıllarında Türkiye’de 3 bankaya yönelik kart dolandırıcılığıyla suçlanması nedeniyle İsveç’e kaçtığını belirterek Kale’nin Haziran 2012’de sığınma başvurusunun reddedildiği ve buradan İtalya’ya geçtiği kaydedilmişti.

Kale’nin İtalya’da 2 yıl geçici mülteci oturum kartı aldığı ve 2016’da İsveç’e gelerek kendisinden 23 yaş büyük İsveçli biriyle evlendiğine dikkat çekilen haberde, Kale’nin bu evlilik sayesinde İsveç’te oturma ve çalışma izni aldığına işaret edilmişti.

Ekim 2021’de Ankara’nın Interpol aracılığı ile İsveç makamlarıyla temasa geçtiği vurgulanan haberde, Kale’nin bu tarihte yakalanarak hapse atıldığı ifade edilmişti.

(Kaynak: Sputnik)

Paylaşın

İsveç: Türkiye’ye İadeler Hukuka Göre Devam Edecek

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ve İsveç Başbakanı Magdalena Andersson, İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlenen Kuzey Avrupa ülkeleri zirvesi kapsamında bir araya geldi.

Norveç, İsveç, Finlandiya, Danimarka ve İzlanda liderlerini bir araya getiren zirve kapsamında bir araya gelen Olaf Scholz ve Magdalena Andersson, düzenledikleri ortak basın toplantısında İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine başvurusunu ve Türkiye’nin tutumunu da ele aldı.

Konuşmasında Finlandiya, İsveç ve Türkiye arasında, İspanya’nın başkenti Madrid’de 28 Haziran’da düzenlenen NATO Zirvesi’ne değinen Andersson, “Madrid’deki NATO zirvesinde Türkiye’nin endişelerini gidermeye yönelik imzalanan üçlü memoradumun şartlarına uyacağız” dedi.

Söz konusu anlaşmanın şartlarından birinin de “Türkiye’ye iadeler” olduğunu hatırlatan Andersson, “İsveç’te işleme alınan iade davaları elbette İsveç hukuku uluslararası hukuka göre işlenecek” dedi.

Türkiye, her iki ülkenin NATO üyeliğine başvuru yaptığı 18 Mayıs öncesinden itibaren “terör” ile ilgili endişelerini dillendirerek İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğine karşı çıkıyordu. Söz konusu anlaşmazlık, 28 Haziran’da imzalanan bir memorandum ile giderildi. Bu bağlamda Türkiye’nin taleplerinden biri de İsveç ve Finlandiya’da bulunan toplam 33 kişinin Türkiye’ye iadesiydi.

İsveç makamları, geçtiğimiz hafta yıllar sonra ilk kez Türkiye’den bir iade talebine onay vererek Türkiye’de kredi kartı dolandırıcılığından hüküm giymiş bir kişinin Türkiye’ye iade edileceğini açıklamıştı.

Scholz: Bu konuda çok iyimserim

İsveç Başbakanı Andersson ile ortak basın toplantısında konuşan Almanya Şansölyesi Olaf Scholz de İsveç ve Finlandiya’nın “NATO üyeliklerinin önünde önemli bir engel kalmadığını ve Türkiye’nin iki ülkenin üyeliklerini yakın bir zamanda onaylayacağını düşündüğünü” söyledi.

“Artık hızlı bir şekilde yol alınacağını düşünüyorum, bu konuda çok iyimserim” diyen Scholz, iki ülkenin üyeliği konusunda meclis kararını henüz çıkarmamış ülkelere atıfta bulunarak özetle şöyle konuştu:

“Türkiye dahil, meclis onayını henüz vermemiş NATO ülkelerinin bunu yakında yerine getireceğini bekliyorum.”

Türkiye ile birlikte yedi NATO ülkesi, İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği için gerekli olan meclis onay işlemlerini henüz tamamlamadı.

Ne olmuştu ve bundan sonra ne olacak?

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından 18 Mayıs’ta resmen NATO üyeliğine başvuran Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılım protokolleri dün (5 Temmuz) Brüksel’deki NATO Karargahında imzalandı.

30 üye ülkenin temsilcileri, İspanya’nın başkenti Madrid’de 29-30 Haziran’da yapılan NATO zirvesinde Türkiye’nin itirazlarını bir kenara bırakmasıyla iki ülkenin ittifaka davet edilmesi yönünde alınan karar doğrultusunda gerekli formaliteleri tamamlamak için karargahta bir araya geldi.

Bu bağlamda, 30 NATO üyesi ülkenin temsilcileri, İsveç ve Finlandiya’nın İttifaka katılım protokollerini imzaladı.

Söz konusu katılım protokollerinin NATO üyesi ülkeler tarafından kendi ulusal yasaları ve prosedürleri uyarınca onaylanması gerekiyor.

Tüm üye ülkeler, kendi onay süreçlerini tamamladıktan sonra Washington Antlaşması’nı saklayan Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) yeni üyenin katılımını öngören protokolleri kabul ettiklerine dair bildirim yapıyor.

Bütün aşamalar tamamlanınca NATO Genel Sekreteri, bu durumda Jens Stoltenberg, yeni üyeleri İttifaka katılmaya çağırıyor.

Son olarak yeni üyeler de kendi ulusal yasal sürecini tamamlayarak katılım belgesini ABD’ye teslim ediyor ve katılım süreci tamamlanıyor.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

İsveç’ten Türkiye’ye İlk Sınır Dışı

İsveç devlet televizyonu SVT, Türkiye ile İsveç arasında imzalanan mutabakat zaptının ardından Türkiye’ye ilk sınır dışı işleminin gerçekleşeceğini duyurdu. 30’lu yaşlarda olduğu açıklanan adam, Türkiye’de 14 yıl hapis cezası almıştı.

Reuters’a yazılı bir mesaj gönderen İsveç Adalet Bakanı Morgan Johansson da “Bu rutin bir işlem. Söz konuşu kişi bir Türk vatandaşı ve Türkiye’de 2013-16 yıllarında işlenen dolandırıcılık suçlarından hüküm giymiş” dedi ve ekledi:

“Yüksek Mahkeme durumu inceledi ve iadesine herhangi bir engel olmadığına karar verdi.”

30’lu yaşlarda olduğu açıklanan adam, Türkiye’de 14 yıl hapis cezası almıştı.

Şahıs İsveç’te gözaltına alındığında ise “Hristiyanlığa geçtiğim, Kürt olduğum ve askerlik yapmayı reddettiğim için cezalandırıldım” demişti.

Türkiye, İsveç ve Finlandiya ile imzalanan mutabakat zaptından sonra, PKK’lı olduğunu öne sürdüğü kişilerin hâlâ iade edilmemiş olmasını eleştiriyordu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki kuzey ülkesinin bu konuda adım atmaması durumunda NATO üyeliklerinin TBMM tarafından onaylanmayacağını söylemişti.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, üç ülkeden temsilcilerin bu ay bir araya gelerek mutabakat zaptı sonrasında iletilen taleplerin durumunu inceleyeceğini açıklamıştı.

Paylaşın

İsveç Hükümeti, Milletvekillerinin PKK Bayrağı İle Pozunu Kınadı

İsveç Başbakanı Magdalena Andersson, ülkesinde Sol Parti milletvekilleri Daniel Riazat, Momodou Malcolm Jallow ve Lorena Delgado Varas, PKK ve YPG bayraklarıyla poz vermesini kınadı.

İsveç’in resmi haber ajansı TT’ye konuşan Andersson, “PKK sadece İsveç’te değil AB ülkelerinde de terör örgütleri listesinde. Bu bayrakla poz vermek aşırı derecede uygunsuz.” dedi.

Dışişleri Bakanı Ann Linde, ise PKK bayraklarıyla poz veren Sol Parti milletvekillerine tepki gösterdi.

Linde, Twitter hesabından Adalet ve İçişleri Bakanı Morgan Johansson’u da etkileyerek, ”Bu kesinlikle kabul edilemez, PKK, 1984 yılında Olof Palme hükümeti tarafından terörist örgüt ilan edilen ve birçok masumun canına kıyarak vicdanları yaralayan bir örgüttür. Sol parti PKK eylemini derhal bırakmalıdır.” ifadelerini kullandı.

PKK bayrağıyla poz veren İsveçli milletvekillerinden Lorena Delgado Varas ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada İsveç hükümetini Suriyeli Kürtlere karşı “ikiyüzlü” davranmakla suçladı.

Suriyeli Kürtlerin IŞİD’e karşı mücadele verdiği görüşünü dile getiren Delgado Varas, hükümeti eleştirerek, “Şimdi de diktatör Erdoğan’a yakınlaşmak için takla atıyorlar. Bütün bunlar NATO’ya katılmak için.” ifadesini kullandı.

Türkiye, Madrid zirvesi öncesi PKK ve Suriye’deki unsurlarına karşı mücadele etmemesi ve savunma sanayi alanındaki yasakları kaldırmaması halinde İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerini veto edeceği tehdidinde bulunmuştu.

Geçen haftaki zirve öncesi üç ülke, ortak bir memorandum yayınlamış ve burada İsveç ve Finlandiya PKK ile mücadele edeceği vaadinde bulunmuştu.

İsveç’in Gotland Adası’nda Sol Parti’nin dünkü yaz kampında Sol Parti milletvekilleri Daniel Riazat, Momodou Malcolm Jallow ve Lorena Delgado Varas, PKK ve YPG bayraklarıyla poz vermişti.

Paylaşın

NATO Ülkeleri, İsveç Ve Finlandiya’nın Katılım Protokollerini İmzaladı

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından 18 Mayıs’ta resmen Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyeliğine başvuran Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılım protokolleri bugün (5 Temmuz) Brüksel’deki NATO Karargahında imzalandı.

30 üye ülkenin temsilcileri, İspanya’nın başkenti Madrid’de 29-30 Haziran’da yapılan NATO zirvesinde Türkiye’nin itirazlarını bir kenara bırakmasıyla iki ülkenin ittifaka davet edilmesi yönünde alınan karar doğrultusunda gerekli formaliteleri tamamlamak için karargahta bir araya geldi.

Toplantı öncesinde açıklama yapan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Bugün Finlandiya ve İsveç için güzel bir gün ve NATO için güzel bir gün. Masanın etrafındaki 32 ülke ile daha güçlü olacağız” dedi.

Bugünün “hem iki ülke hem ortak güvenlik için tarihi bir an olduğunu” söyleyen Jens Stoltenberg, iki İskandinav ülkesinin “en yeni üyeler olmasıyla ilgili onay sürecinin bugün itibarıyla başladığını” ifade etti.

Bu bağlamda, 30 NATO üyesi ülkenin temsilcileri, İsveç ve Finlandiya’nın İttifaka katılım protokollerini imzaladı.

Şimdi ne olacak? Süreç nasıl işleyecek?

Söz konusu katılım protokollerinin NATO üyesi ülkeler tarafından kendi ulusal yasaları ve prosedürleri uyarınca onaylanması gerekiyor.

Tüm üye ülkeler, kendi onay süreçlerini tamamladıktan sonra Washington Antlaşması’nı saklayan Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) yeni üyenin katılımını öngören protokolleri kabul ettiklerine dair bildirim yapıyor.

Bütün aşamalar tamamlanınca NATO Genel Sekreteri, bu durumda Jens Stoltenberg, yeni üyeleri İttifaka katılmaya çağırıyor.

Son olarak yeni üyeler de kendi ulusal yasal sürecini tamamlayarak katılım belgesini ABD’ye teslim ediyor ve katılım süreci tamamlanıyor.

Katılım müzakereleri dün tamamlandı

İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde ve Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto’nun başkanlık ettiği heyetler, dün NATO yetkilileriyle Belçika’nın başkenti Brüksel’deki karargahta bir araya gelmişti.

Söz konusu NATO katılım müzakerelerinde, İsveç ve Finlandiya’nın, “NATO’nun siyasi, yasal ve askeri şartlarını karşılayıp karşılamadığı, NATO üyeliğinin ekonomik, askeri, yasal, siyasi ve istihbaratla ilgili yükümlülüklerini yerine getirip getiremeyeceği” konuları konuşuldu.

Görüşmenin ardından NATO’dan yapılan yazılı açıklamada, “Her iki ülke de NATO üyeliğinin siyasi, yasal ve askeri yükümlülüklerini ve taahhütlerini yerine getirme isteğini ve kabiliyetini resmen teyit etti” denildi.

İsveç Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada da görüşmelerin çok olumlu geçtiği belirtildi:

“İsveç’in NATO üyesi olarak sağlaması gereken tüm şartları yerine getirdiğini belirttik. NATO üyesi olarak İsveç, NATO’nun genel yeteneklerine ve tüm müttefiklerinin güvenliğine katkıda bulunacaktır.”

Çavuşoğlu: Uymazlarsa NATO’ya almayacağız

Öte yandan, Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine yeşil ışık yakmasının önünü açan memoranduma ilişkin dün bir açıklama yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, her iki ülkenin belgeye “uymak zorunda” olduğunu söyleyerek özetle şöyle demişti:

“…Bunu kabul etmek durumunda kaldılar. Burada terörün tüm tezahürleri, tüm uzantıları, paravanları hepsi burada ortadadır. Sonuçta bu belgeye uymak zorundadırlar. Uymadıkları zaman zaten biz bunları NATO’ya almayacağız.”

Paylaşın

İsveç Yargıtayı: Karara Bağlanmış İade Davaları Gözden Geçirilmeyecek

İsveç’te Yargıtay Başkanı Anders Eka, Türkiye’nin iadesini istediği kişiler arasında bulunan 19 kişinin daha önce yargılandığını, karara bağlanmış iade davalarını yeniden gözden geçirmeyeceklerini söyledi.

Ankara’nın “terörist” olarak gördüğü 19 kişinin iadesi daha önce İsveç mahkemesi tarafından reddedilmişti.

İsveç merkezli Dagens Nyheter gazetesine konuşan İsveç Yargıtay Başkanı Anders Eka, “Daha önce karara bağlanmış davaları oturup tekrar inceleyemeyiz. Bizim görevimiz herhangi bir engel olup olmadığını kontrol etmek.” ifadelerini kullandı.

Yüksek Mahkeme, Başsavcı tarafından yürütülen soruşturmanın ardından iade davalarını değerlendiriyor. İsveç vatandaşlığı olanların hiçbir şekilde iade edilmeyeceği İsveç Başbakanı tarafından açıklanmıştı.

Yargıtay Başkanı Eka, “Yüksek Mahkeme’de görev yaptığım süre boyunca hiçbir zaman bir İsveç vatandaşına (iadesine) ilişkin talebin yargılanmasına dahil olmadım” sözleriyle İsveç vatandaşlarının iadesinin mümkün olmadığını söyledi.

NATO Zirvesi öncesinde Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında üçlü muhtıra imzalanmış ve Ankara, bu ülkelerin NATO’ya katılımına dair vetosunu kaldıracağını bildirmişti.

Türkiye’nin bu ülkelerin İttifak’a kabul edilmesine dair koşullarından biri de İsveç ve Finlandiya’nın istenen kişileri Türkiye’ye iade etmesi yönünde.

İsveç basınına göre Ankara’nın sunduğu ilk listede 33 isim vardı bu liste daha sonra 73’e çıkarıldı.

“Erdoğan’ın listesindeki 19 kişi daha önce yargılandı ve iadesi reddedildi” başlığıyla verilen mülakatın yer aldığı haberde, İsveç mahkemelerinin bu davalardan en az 19’una baktığı ve iadeyi zaten reddettiği yer aldı.

Anders Eka, “Engel olmasa bile hükümetin (iade etmeme gibi) bir seçeneği var.” diye konuştu

Yüksek Mahkeme, 2000 yılından bu yana Türkiye’nin İsveç’ten iadesini talep ettiği 30’dan fazla davaya baktı.

Mahkeme sadece dört davada iadeye engel bir durum olmadığı sonucuna vardı.

Bunlardan biri hırsızlık, ikisi uyuşturucu kaçakçılığı ve bir diğeri de soyguna teşvik ve yasa dışı olarak özgürlükten yoksun bırakma suçlarından mahkum olmuş kişiler.

İsveç Suçluların İadesi Kanunu, 1957 tarihli Avrupa Konseyi Suçluların İadesi Sözleşmesi ile uyumluluk arz ediyor.

Sözleşmeye göre suçluların iadesi askeri veya siyasi suçlar için verilmiyor. Çifte suçluluk gerektiriyor, yani suç isnadının her iki ülkede de bulunması şartı aranıyor.

İadesi istenen kişiye isnat edilen suçun İsveç’te de cezalandırılabilir halde olması gerekiyor.

Başbakan Andersson, Erdoğan’ın ’73 terörist iade edilecek’ açıklamasını yalanlamadı

Bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta sona eren NATO Zirvesi’nde İsveç’in üyeliği için Türkiye’ye “73 teröristin iadesi konusunda söz verdiğine” ilişkin ifadelerini İsveç Başbakanı Magdalena Andersson yalanlamayı reddetti.

Andersson, İsveç ve Finlandiya’nın NATO adaylığı üzerindeki Türk vetosunun kaldırılması için Ankara’ya verildiği belirtilen ve ülke kamuoyunda tepki toplayan taahhüt konusundaki gazetecilerin ısrarlı sorularını yanıtsız bıraktı.

“Sekiz yıldır bakanlık görevlerinde bulunuyorum ve müzakere masasında konuşulanlar hakkında hiç konuşmadım” diyen Andersson, “Bu beni şu anda biraz zor bir duruma sokuyor” diye ekledi.

Basın toplantısında ülkesinin pozisyonunu tekrarlayan Andersson, “İsveç ulusal ve uluslararası hukuka saygı göstermeye devam edecek, hiçbir İsveç vatandaşı iade edilmeyecek, karar bağımsız makamlar ve mahkemeler tarafından alınacak. Terörist faaliyetlere karışmadıysanız, endişelenecek bir şeyiniz yok” demişti.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

İsveç: İade Kararları Bağımsız Yargı Tarafından Verilir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın NATO bünyesinde yapılan üçlü muhtıra çerçevesinde “İsveç’ten 73 teröristin iadesini” istediklerini söylemesinin ardından İsveç Adalet Bakanı Morgan Johansson, İsveç’te iade kararlarının bağımsız yargı tarafından verildiğini söyledi.

Bakanı Johansson yaptığı yazılı açıklamada, “İsveç’te bağımsız mahkemeler ile İsveç yasaları geçerlidir” dedi.

İsveç vatandaşlarının iade edilemeyeceğini de hatırlatan Johansson, “İsveç vatandaşı olmayan kişiler diğer ülkelerin talebi üzerine, ancak İsveç yasaları ve Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi ile uyumlu olması koşuluyla iade edilebilir” ifadesini kullandı.

Salı akşamı Türkiye ile imzalanan ve Ankara’nın İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği üzerindeki vetosunu kaldıran anlaşma, Stockholm’e göre suçluların iadesi konusunda “Avrupa Sözleşmesine saygı gösterilmesini açıkça belirtiyor”.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Zirvesi’nin bitmesinin ardından İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlediği basın toplantısında “İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvuruları bağlamında yaşananlar, Türkiye’nin terör konusundaki kırmızı çizgilerini ortaya koymuştur. Bu muhtıra Türkiye ve milletimiz açısından zorlu müzakere sürecinden sonra elde edilmiş diplomatik bir zaferdir. Muhtırada kayıtlı hususların uygulamasını titizlikle takip edecek, adımlarımızı buna göre atacağız. İsveç’in verilmiş olan sözü şudur, 73 teröristin Türkiye’ye iadesi.” demişti.

İsveç Adalet Bakanı Johansson, akşam saatlerinde yaptığı açıklamada, Erdoğan’ın açıklamasına doğrudan yorum yapmadı ancak iade konusunda son sözün hükümette değil, “iadeler üzerinde veto yetkisi olan” Yüksek Mahkeme’de olduğunu söyledi.

Muhtırada konuya ilişkin şu ifadeler yer almıştı:

“Türkiye, Finlandiya ve İsveç Washington Antlaşması’nda belirtilen ilkelere ve değerlere bağlılıklarını ifade ederler. İttifakın en temel unsurlarından biri, üye devletlerin milli güvenliğinin yanı sıra uluslararası barış ve istikrara doğrudan tehdit teşkil eden terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle mücadelede tam dayanışma ve iş birliğidir. Müstakbel NATO müttefikleri olarak Finlandiya ve İsveç, milli güvenliğine yönelik tüm tehditlere karşı Türkiye’ye tam destek verirler.

Bu çerçevede, Finlandiya ve İsveç, PYD/YPG ve Türkiye’de FETÖ olarak tanımlanan örgüte destek sağlamayacaklardır. Türkiye de milli güvenliklerine yönelik tüm tehditlere karşı Finlandiya ve İsveç’e tam destek verir. Finlandiya ve İsveç, terörizmi tüm biçim ve tezahürleriyle en kuvvetli şekilde reddeder ve kınar. Finlandiya ve İsveç, tüm terör örgütlerinin Türkiye’ye karşı gerçekleştirdikleri saldırıları açık ve net biçimde kınar, Türkiye’yle ve mağdurların aileleriyle en derin dayanışma duygularını ifade eder. Finlandiya ve İsveç, PKK’nın yasaklanmış bir terör örgütü olduğunu teyit eder.

Finlandiya ve İsveç, PKK ve diğer tüm terörist örgütlerin, bunların uzantılarının faaliyetleri ile iltisaklı kuruluşlar ve paravan örgütler içerisinde yer alan veya bu terör örgütleriyle bağlantısı bulunan şahısların faaliyetlerini engelleyeceklerini taahhüt eder. Türkiye, Finlandiya ve İsveç bu terör örgütlerinin faaliyetlerini engellemek amacıyla aralarındaki iş birliğini artırmaya karar vermişlerdir. Finlandiya ve İsveç, bu terör örgütlerinin emellerini reddeder.”

Paylaşın

Putin: Finlandiya Ve İsveç İle Aramızda Kesinlikle Gerginlik Olacaktır

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelik süreci için “Eskiden (bu ülkelerle) her şey iyiydi. Şimdi aramızda kesinlikle gerginlik olacaktır” dedi.

İki ülkenin NATO’ya katılımı konusunda yaşanan bunalım, Türkiye’nin veto tehdidini çekmesi sonrası aşıldı.

Finlandiya ve İsveç’in en erken 2022’nin sonlarında birliğe katılabileceği ifade ediliyor. Rusya üyelik başvurusu öncesi bu iki ülkenin katılımının “Ciddi askeri ve siyasi sonuçlarının” olacağı uyarısını yapmıştı.

Ancak Vladimir Putin, iki ülkenin üyeliği ile ilgili sorunları olmadığını ancak sınırlarına asker konuşlandırılması karşısında Rusya’nın tepki vereceğini söyledi.

Madrid’deki NATO zirvesinde resmileşen süreç sonrası ilk kez konuşan Putin, “İsveç ve Finlandiya ile Ukrayna ile olan türde sorunlarımız yok. NATO’ya üye olmak istiyorlarsa olsunlar” dedi.

Putin sözlerinin devamında ise Moskova’nın hangi karşı adımları atacağını sıraladı:

“Ancak bu ülkeler anlamalılar ki, daha önce onlardan bize bir tehdit yoktu. Ama şimdi, eğer askeri birlikler ve altyapı buralara konuşlandırılırsa, buna başka tehditlere cevap verdiğimiz gibi vermemiz gerekecek. Yaratılan tehdide karşı benzer tehdidi oluşturmamız gerekecek”

Savaşa süre sınırı vermedi

Ukrayna işgalinden bu yana ilk kez yurt dışı seyahatine çıkan Putin bu açıklamaları eski Sovyet ülkelerinden Türkmenistan’da yaptı.

Rus lider, Moskova ile bu iki ülke arasındaki ilişkilerin kaçınılmaz şekilde bozulacağını söyledi ve “Şimdi aramızda kesinlikle gerginlik olacaktır. Bize tehdit olursa bu kaçınılmaz” dedi.

Putin, Ukrayna’daki hedeflerinin değişmediğini, amaçlarının Donbas bölgesini “özgürleştirmek” olduğunu da savundu.

Askeri harekatın planlandığı gibi gittiğini savunan Putin, harekata tarih sınırlaması getirmenin gereksiz olduğunu söyledi.

ABD istihbaratı: Putin halen Ukrayna’nın büyük kısmını istiyor

ABD istihbarat birimleri Putin’in halen Ukrayna’nın büyük bir bölümünü ele geçirme hedefinde olduğunu değerlendiriyor.

Bu açıklamayı yapan Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines, Rus askerlerin çatışma yorgunu olması nedeniyle yavaş ilerleyebildiklerini söyledi.

Haines, Putin’in hedefi ve Rus askerlerinin durumunu karşılaştırdıklarında savaşın uzun sürebileceği sonucunun oluştuğu yorumunu yaptı.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Ankara, Helsinki Ve Stockholm’den Önce Düştü

Madrid’deki Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) zirvesinin ilk gününde Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in üyeliğine karşı veto tehdidini kaldırması ile sonuçlanan anlaşma, uluslararası basında farklı yankılar buldu.

Rusça yayın yapan günlük gazete Kommersant haberi, “İstanbul Helsinki ve Stockholm’den önce düştü” başlığıyla verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın NATO zirvesinin arifesinde haberlerin ana odağındaki kişi olduğunu yazan gazete, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılma konusunda ittifakı kendisiyle müzakere etmeye zorladığını söylüyor.

Haberde şu ifadeler yer alıyor: “Zirvenin ilk gününün beklenmedik bir şekilde sonuçlanması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı haberlerin ana odağındaki kişi haline getirdi. Bu, Türk tarafının kazandığı puanları, Ankara’nın Batı ile Doğu arasındaki savaşın ortasında, kendi kendine yeten bağımsız bir güç merkezi olarak uluslararası statüsünü yükseltmeye çalışmasını sağlıyor.”

Günlük gazete Moskovsky Komsomolets’te yayımlanan köşe yazısında gazeteci Andrei Yashlavski, “Bazıları için kriz; diğerleri için kar” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yashlavski, Erdoğan’ın “Doğu ve Batı arasındaki denge politikasının” İsveç’ten Suriye’ye sağladığı kazançlarla “Ukrayna krizini fırsata çevirdiğini” yazıyor.

Finlandiya ve İsveç’in Türkiye’nin taleplerini kabul etse de etmese de Erdoğan’ın hem kendisi hem de iç ve dış politika için kazanlarını maksimize etmek istediğini söyleyen Yashlavski, bu nedenle İsveç ve Finlandiya konunun “zora koşulduğunu” belirtiyor.

‘Tahıl koridoru hizmeti için Türkiye’ye yüzde 25 indirim’

Yashlavski’nin Türkiye’nin bölgesel güç olarak öneminin Ukrayna kriziyle arttığını söylediği yazısında öne çıkan bazı yorumlar şu şekilde:

“Ukrayna’daki ihtilafın başlangıcından bu yana, Türkiye’nin jeopolitik ağırlığı önemli ölçüde arttı, bu ülkenin Karadeniz bölgesindeki kilit rolü ve hem Moskova hem de Kiev ile ilişkileri sürdürme girişimleri ve ayrıca kendisini bir arabulucu devlet olarak sunma girişimleriyle pekişti.

“Ukrayna krizi koşullarında Türkiye’nin önemini kabul eden Batı, Türk birliklerinin Kuzey Suriye’ye girmesinden Rus S-400 füze savunma sisteminin satın alınmasına kadar birçok konuda Ankara ile geçmişte yaşanan keskin çelişkilere göz yummak zorunda kalıyor.”

Ukrayna’dan tahıl koridorunun açılması konusuna da değinen Yashlavski, “Burada kazançlar en az iki katı: Erdoğan ve destekçileri, tüm dünyanın küresel açlık felaketinden kurtarıcıları rolünü oynayacak. Ve oldukça somut, maddi faydalar sağlanacak. Ukrayna limanlarından tahıl ihracatını organize etmeye aracı olduğu için Türkiye, Kiev’den tahıl alımında yüzde 25 indirim sağlayacak” diyor.

Rus basınında NATO’nun Finlandiya ve İsveç’in üyeliğiyle, diyalog dönemini kapatıp Rusya ile askeri yüzleşme dönemine girdiği yorumları da yapıldı.

Nezavisimaya Gazeta ” Soğuk Savaş’ın bitmesinden 30 yıl sonra ilk kez NATO, 1949’daki ortaya çıkış amacına geri dönüyor: Sovyetler Birliği’nin yayılmasını önlemek” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın