İstanbul’da Her An Deprem Olma İhtimali Yüzde 47

Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Mudanya açıklarında gerçekleşen depremin Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın güney kolunda gerçekleştiğini söylüyor. Büyük Marmara depremi ise aynı fay hattının kuzey kolunda bekleniyor.

Bu depreme ilişkin öngörülerin halen geçerli olduğunu vurgulayan Görür’e göre İstanbul’da her an deprem olma ihtimali yüzde 47’ye çıkmış durumda. Görür, “Bu inanılmaz bir oran. Neredeyse yazı tura atacaksın” diyor.

İBB’nin tespitlerine göre İstanbul’da bulunan 1 milyon 200 bin binadan 800 bini 2000 yılı öncesi yönetmeliklere göre yapılmış durumda. Bu binalardan yaklaşık 200 bininin depremde ağır hasar alması ya da yıkılması bekleniyor.

Prof. Dr. Naci Görür’e göre depreme ilişkin İstanbul’da planlı programlı, gönül birliği edilmiş, iş birliği edilmiş, hızlı, seferberlik havasında bir depreme hazırlık yok.

Bursa Mudanya merkezli depremleri ardından İstanbul’un büyük Marmara depremine ne kadar hazır sorusu yeniden gündemde. İstanbul’da çözüm bekleyen en temel sorunlardan biri depreme karşı dayanıklı olmayan riskli yapılar. Marmara Denizi’nde 7 ila 7,5 büyüklüğünde bir deprem beklenirken kentteki yüksek riskli konut sayısı yaklaşık 1,3 milyonu buluyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Murat Yün, olası depremde ağır hasar alması ya da yıkılması beklenen yapılarda 3 milyon nüfusun yaşadığına dikkat çekiyor.

4 Aralık Pazartesi günü Marmara Denizi, Gemlik Körfezi’nde Bursa Mudanya açıklarında 5,1, ardından 4,5 ve 3,5 büyüklüğünde depremlermeydana geldi. Depremler Bursa, İstanbul, İzmir ve Tekirdağ başta olmak üzere pek çok ilde hissedildi.

DW Türkçe’den Pelin Ünker’e konuşan yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Mudanya açıklarında gerçekleşen depremin Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın güney kolunda gerçekleştiğini söylüyor. Büyük Marmara depremi ise aynı fay hattının kuzey kolunda bekleniyor. Bu depreme ilişkin öngörülerin halen geçerli olduğunu vurgulayan Görür’e göre İstanbul’da her an deprem olma ihtimali yüzde 47’ye çıkmış durumda. Görür, “Bu inanılmaz bir oran. Neredeyse yazı tura atacaksın” diyor.

Kuzey Anadolu Fay Hattı 17 Ağustos 1999’daki Gölcük depreminde kırılmıştı. Aynı fay hattının devamı batıda İstanbul’dan geçiyor. İstanbul, o tarihten bu yana 7 ila 7,5 büyüklüğündeki bir deprem riski altında. Naci Görür, Marmara Bölgesi’nin Kumburgaz ve Adalar fayının deprem üreteceğini belirterek Adalar fayı kırılırsa en fazla 7, Kumburgaz fayı kırılırsa minimum 7,2, her iki fay aynı anda kırılırsa 7,5 büyüklüğünde deprem öngörüyor.

İstanbul’da her gün yüzde 47’lik deprem beklentisiyle yaşam devam ederken hükümet, riskli yapı sorununa çözüm getireceği iddiasıyla kentsel dönüşüm düzenlemelerini içeren “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun”u yürürlüğe koydu. Düzenleme, afet riskini öncelemediği, bütüncül bir planlama anlayışından uzak olduğu, koruma kapsamındaki alanları yapılaşmaya açacağı ve özel mülkiyetlerin el değiştirmesine neden olacağı dolayısıyla eleştiriliyor.

Peki İstanbul’da deprem riskine ilişkin yerelde yürütülen çalışmalar ne durumda?

21 kentsel dönüşüm projesi var

Murat Yün, İBB olarak “Depreme Dayanıklı İstanbul” başlığı altında yaklaşık 50 tane projede 18,8 milyar liralık yatırım yaptıklarını belirterek “Bu alandaki projeleri tamamladık. Devam eden 66, hâlâ fizibilite çalışmaları süren de yaklaşık 70 tane projemiz var. Onlara da yaklaşık olarak 33 milyar lira civarında bütçe ayırdık” diyor. Yün, bu çalışmalarda üst yapıların, yolların ve viyadüklerin güçlendirilmesinden konut alanlarının üretimi ve toplanma alanlarının alt yapısının hazırlanmasına kadar her türlü yatırımın bulunduğunu belirtiyor.

Deprem Daire Başkanlığı olarak yaklaşık 165 hektar büyüklüğünde alanda 21 tane kentsel dönüşüm projelerinin bulunduğu, bunların bir kısmının imalat ya da proje aşamasında, bir kısmının da uzlaşma aşamasında olduğu bilgisini veren Yün, yakın zamanda bin 250 konutu içeren bir kentsel dönüşüm projesinin temellerini atacaklarını söylüyor.

İBB’nin yaklaşık 157 kilometrekarelik mikro bölgeleme çalışması ise aralık sonu itibariyle tamamlanmış olacak. İBB’nin tespitlerine göre İstanbul’da bulunan 1 milyon 200 bin binadan 800 bini 2000 yılı öncesi yönetmeliklere göre yapılmış durumda. Bu binalardan yaklaşık 200 bininin depremde ağır hasar alması ya da yıkılması bekleniyor.

Murat Yün, bu binalarda 1 milyon 300 bin hane olduğunu ve yaklaşık üç milyon nüfusun yaşadığını söylüyor. Olası deprem senaryosunda öncelikle bu üç milyon nüfusun yaşamını idame ettirecek alanların hazırlanması gerektiğini düşünen Yün, özellikle sahil hatlarındaki eski yapılarda ciddi bir risk faktörü olduğuna işaret ediyor.

İstanbul’un devasa yapı stoku ve inşaat maliyetlerindeki altı kata varan artışlar düşünüldüğünde finansman sorununun merkezi yönetimle iş birliği içerisinde çözülmesi gerektiğini vurgulayan Yün, kentsel dönüşüm düzenlemelerini içeren yasal değişiklik öncesi, temmuz, ağustos ve eylül aylarında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile yaptıkları toplantılarda iş birliği taleplerini dile getirdiklerini anlatıyor.

Ancak çıkarılan yasayla iş birliği odaklı bir çerçeve yerine Kentsel Dönüşüm Başkanlığı adı altında daha tekele dönüşen bir yapının oluşturulduğunu vurgulayan Yün, yerinden yönetimin yine ikinci plana atıldığını söylüyor.

Murat Yün, merkezi yapıların uygulamada sürecin uzamasına neden olduğunu bu nedenle İBB olarak yerinden yönetimi savunduklarını belirterek ekliyor: Biz görüşmelerde İBB’nin de olduğu, Bakanlığın da olduğu, ilçe belediyesinin de olduğu, hatta özel sektörün de olduğu İstanbul temelli bir kurul önermiştik. Çünkü bugün bizim İBB’den aldığımız herhangi bir kararı Bakanlığa onaylatmamız en iyi ihtimalle 4-5 ayı buluyor ki hiçbir sorunu olmayan bir karardan bahsediyorum.

35 bin bina tarandı

İBB, hızlı tarama tespiti için ise şubat ayındaki Kahramanmaraş merkezli depremlerinden bu yana 121 bin binadan başvuru aldı. Bu binaların yaklaşık 35 binini taradıklarını, bu yöndeki çalışmaların devam ettiğini aktaran Yün, “Bu binaları öncelik sıralamasına göre aldığımızda bunun yapılması bile bir iş birliği gerektiriyor” diyor.

Taranan yapılar içerisinde bin 556 tane yapının taşıyıcı sistemi dahi bulunmadığını ve hızlıca müdahale edilmesi gerektiğini tespit ettiklerini aktaran Yün, bunlar içerisinde 318 yapıda çalışmaların devam ettiğini söylüyor. Kalan bin 238 bina için vatandaşlarla iletişime geçtiklerini belirten Yün, bunların da kısa zamanda tahliyelerini gerçekleştirmek istediklerini söylüyor.

Riskli yapıda oturmanın temelinde ekonomik sebeplerin yattığına işaret eden Yün, İBB Meclisi’nden alınan kararla Bakanlık tarafından verilen 3 bin 500 lira kira yardımı üzerine 4 bin 500 lira hibe verdiklerini belirterek ekliyor: Bizim vatandaşa kentsel dönüşüm veya riskli binaların tahliye edilmesine ilişkin finansman modelleri sunmamız lazım. Kira yardımı da bunlardan birisi.

Vatandaşın depreme karşı duyarlılığını artırmak ve kentsel dönüşüm süreçleriyle ilgili bilgi vermek için mobil ve sabit ofisleri aracılığıyla bugüne dek 40 bin kişiyle görüşme yaptıklarını söyleyen Yün, projelerin gerçekleşmesinde finansmanın yanı sıra uzlaşmanın da önemli olduğunu belirtiyor.

Yün, “Buradan vatandaşı da bu duyarlılığa davet etmek istiyorum. Her ne kadar yaşadığımız alanların metrekaresi olsa da gerisinde afet olan bir şey ve bizim bu konuda hızlanmamız lazım” diyor. Yün’e göre deprem toplanma alanları ve acil kaçış yollarının da şubat depremlerinden sonra yaşananlar gözetilerek yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.

Toplanma alanlarına Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) karar verdiğini, İBB olarak haritalandırma çalışması yaparak teknik destek sağladıklarını belirten Yün, İstanbul’da 5 bin 166 tane toplanma alanı olduğunu, büyük parkların tamamının toplanma alanı olarak belirlendiğini ancak daha küçük ölçekte düşünülerek yapılaşmanın yoğun olduğu yerlerde bu alanların yeniden değerlendirilmesine ihtiyaç olduğunu vurguluyor.

İBB Ulaştırma Dairesi’nin acil kaçış yollarıyla ilgili ise bir çalışma yürüttüğünü söyleyen Yün, “Bizim bu alanların açılmasından yana tavrımız sürüyor. Bu alanlarda gerekli plan değişikliği yapılacaksa plan değişikliği, kamulaştırma yapılacaksa kamulaştırma kararını alarak ilerleyeceğiz. Çünkü yolların kapanması demek deprem sonrasında müdahalenin de gecikmesi demek” diye konuşuyor.

“Seferberlik havasında bir depreme hazırlık yok”

Prof. Dr. Naci Görür’e göre depreme ilişkin İstanbul’da planlı programlı, gönül birliği edilmiş, iş birliği edilmiş, hızlı, seferberlik havasında bir depreme hazırlık yok. İstanbul’un depreme hazır hale getirilebileceğini ancak buna ilişkin siyasi iradenin olmadığını düşünen Görür, “Devlet istese belediye ile birleşir, kol kola el ele verir, vatandaşı da kucaklar, adil bir şekilde bu işi yapar” diyor.

Hükümetle belediye bir araya gelmiyorsa, birbirini desteklemiyorsa o kentin depreme hazırlanmasının mümkün olmadığını ifade eden Görür, “Bu nedenle bir an önce belediye ve hükümetin kol kola girip halkı da arasına alıp halkı teşvik edecek, cesaretlendirecek şeyleri yapıp adil, hızlı bir şekilde İstanbul’u depreme hazırlaması gerek” diye ekliyor.

“İBB güzel şeyler yapıyor, hükümet de yapıyor. Ama yapılanlar yapılması gerekenlerden çok az. İstanbul yeterince depreme hazır değil” diyen Görür, hükümetin İstanbul’u depreme hazırlamaya yönelik üzerinde durduğu tek konunun yapı stoku olduğu görüşünde.

Kente bütüncül olarak bakmak gerektiğini vurgulayan Görür, “Senin yolun yok, köprün yok, havaalanın yok, kanalizasyonun yok, hastanen yok, okulun yok evin sağlam. Mümkün mü?” diye soruyor.

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’la vatandaşın kentsel dönüşümden daha da uzaklaştığını söyleyen Görür, ekliyor: Haklılar da. Bir ülkeyi ya da bir kenti depreme hazırlamada yapı stoku yapılması gereken altı temel işten biridir Nedir bu temel bileşenler? Yönetim, halk eğitimi, altyapı, yapı stoku, ekosistem-çevre ve ekonomi. Bunların her birini deprem dirençli yaparsan o kent deprem dirençli olur. Bunlar hiç öbürlerini düşünmeden yapı stokuna yapışıyorlar. Niye? Çünkü müteahhitlik işi. Para var, rant var.

Paylaşın

Kulis: AK Parti, İstanbul, Ankara Ve İzmir İçin Kazanacak Aday Arıyor

31 Mart 2024’te yapılması planlanan seçimler yaklaştıkça partilerde çalışmalarına hız verdi. AK Parti’de İstanbul için eski Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum’un adı kulislerde en çok dillendirilen isimler arasında yer alıyor.

Parti kulislerinde, Ankara’da, Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’un aday gösterilmesinin yüksek ihtimal olduğu dile getirilirken, İzmir için ise, “İzmir’i almak istiyorsak bize 7 kuşak İzmirli bir aday lazım. Adayın muhalif seçmene hitap etmesi gerekir” değerlendirmeleri yapılıyor.

Türkiye’nin gündemini meşgul etmeye başlayan yerel seçimler için partiler çalışmalarını hızlandırırken, kulislerde AK Parti’nin muhtemel adayları konuşulmaya devam ediyor.

Türkiye gazetesinde yer alan habere göre; AK Parti’de Ekrem İmamoğlu’na karşı Karadenizli aday arayışı sürerken, hem Kürt seçmenin hem muhalif seçmenin oyunu alabilecek profiller üzerinde de duruluyor. Karadenizli ve Kürt olmamasına rağmen bakanlığı döneminde gösterdiği performanstan dolayı eski Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum’un adı kulislerde en çok dillendirilen isimler arasında yer alıyor.

Bazı parti kurmayları İstanbul’da hem Kürt seçmene hem muhalif seçmene hitap edebilecek, ılımlı siyaset yürütebilecek bir ismin aday gösterilmesi gerektiğini savunuyor. Kulislerde bu özellikleri taşıyan isimlerden birinin de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca olduğu konuşuluyor. Ayrıca, Karadenizli olması ve bakanlık döneminde yaptığı büyük yatırımlarla kendini gösteren eski Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da İstanbul için konuşulan isimler arasında bulunuyor.

Yine mevcut ilçe belediye başkanlarından birisinin de büyükşehir için aday gösterilebileceği belirtiliyor. Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ve Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan’ın aday gösterilebileceği kaydediliyor.

Ankara ve İzmir

Ankara’da ise mevcut Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın karşısına milliyetçi bir profile sahip adayla çıkıldığı takdirde başkentin geri alınabileceği görüşü hâkim. Kulislerde bu profildeki Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’un aday gösterilmesinin yüksek ihtimal olduğu dile getiriliyor. Öte yandan aday adaylığı için Tarım ve Orman Bakan Yardımcılığı görevinden istifa eden eski Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin de aday olabileceği belirtiliyor.

İzmir’de de AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, Gençlik Kolları Başkanı Eyyüp Kadir İnan ve İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı’nın ismi öne çıkıyor. Parti kurmayları “İzmir’i almak istiyorsak bize 7 kuşak İzmirli bir aday lazım. Adayın muhalif seçmene hitap etmesi gerekir” değerlendirmesini yapıyor.

Paylaşın

İYİ Parti’de İstifa Furyası: Meclis’teki Sandalye Sayısı 39’a Düştü

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlere kendi adaylarıyla gireceğini açıklayan İYİ Parti’de İstanbul Milletvekili Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu, partisinden istifa ettiğini duyurdu.

Haber Merkezi / Seçimlerin ardından İYİ Parti’de başlayan istifa dalgası CHP’nin işbirliği önerisinin reddedilmesiyle devam ediyor.

Son olarak, İYİ Parti İstanbul Milletvekili ve Kurucular Kurulu üyesi Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu partisinden istifa etti. Yanıkömeroğlu, istifaya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Kurucular Kurulu üyesi olduğum İYİ Parti üyeliğinden istifa etmiş bulunmaktayım. Kuruluş amaç ve ilkelerimizden bir süredir uzaklaşmış olmanın üzüntüsü içerisindeyim. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemin çıkarlarına öncelik vererek çalışmalarıma devam edeceğim.”

Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu kimdir?

11 Mayıs 1966 yılında Ankara’da dünyaya gelen Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu, Çankaya İlkokulu ve Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesini bitirdi.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. Aynı üniversitenin İnşaat Mühendisliği Yapım Stratejisi Bölümünde yüksek lisans öğrenimini tamamladı.

Altyapı, üstyapı, raylı sistemler konusunda birçok projede üst düzey yöneticilik yaptı. Sektörün önde gelen firmalarında proje mühendisliği, teklif ve planlama müdürlüğü ve genel müdür yardımcılığı gibi pozisyonlarda görev aldı. Bir müşavirlik firmasının kurucuları arasında bulundu.

İYİ Parti Kurucular Kurulu Üyeleri arasında yer aldı. 2018 yılında gerçekleştirilen 1. Olağanüstü Kongre’de İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi seçildi. 2018 yılında Kadın Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildi.

Kadınların siyasete katılımı, toplumsal cinsiyet eşitliği, işitme engellilerin sosyal hayata katılımı alanlarında aktif olarak çalışmalarını sürdürmektedir. İleri düzeyde İngilizce ve Fransızca bilen Yanıkömeroğlu, 2 çocuk annesidir.

İYİ Parti’de istifalar

Daha öncede, Ankara milletvekili Adnan Beker, Mesut Yılmaz, Sağlık Politikaları Başkan Yardımcısı Aylin Anıl Arslan, parti kurucularından Taylan Yıldız, eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Bahadır Erdem, İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, parti kurucularından Aydın Adnan Sezgin, eski Ankara İl Başkanı Faruk Köylüoğlu, İYİ Parti 27. Dönem Antalya Milletvekili Hasan Subaşı da istifa eden isimlerdendi.

Dün de Kocaeli’nin Körfez Belediye Meclisi’nin İYİ Partili meclis üyeleri Fevzi Canbaz, Ender Oğuz ve Arif Ersoy ve eski Antalya İl Başkanı Ahmet Aydın, partilerinden istifa ettiklerini duyurmuşlardı.

Paylaşın

İmamoğlu’ndan ‘Yerel Seçim’ Açıklaması: Daha Fazla Odaklanacağız

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimlere ilişkin değerlendirmede bulunan İBB Başkanı İmamoğlu, “Biz, seçim kazanmak için değil, vatandaşlarımızın gönlünü ve şehrin geleceğini kazanmak için iş üreten bir ekibiz” dedi ve ekledi:

“Yöneticiler, yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla, şehrin geleceğini çok derinden etkilerler. O nedenle bu sorumluluğun idraki içinde davranmak zorundadırlar. Biz, bu anlayışla, İstanbul’un geleceğinin planlanması konusunda güçlü adımlar atıyoruz. Anlayışımızın temelinde demokrasi ve katılımcılığın olduğunun da altını çiziyorum.”

İmamoğlu, konuşmasının devamında, “Bunu da 5 yıl içerisinde yaptığımız projeler ile kanıtladık. İnsanı odağına alan, 20 milyona yakın insanın eşit hizmet aldığı bir megakentte, onların ve çocuklarının gelecekteki yaşamlarını da garanti altına alabilecek bir yönetim anlayışına sahibiz. Ve bunun için çalışmaya devam edeceğiz. 2024 yılının tüm dünyaya ve sizlere huzur ve refah getirmesi dileğiyle, katılımınız için içten teşekkürlerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da görev yapan toplam 54 başkonsolos ve vekiliyle Beyoğlu’ndaki Haliç Kongre Merkezi’nde bir araya geldi. Gazete Pencere’nin aktardığına göre; Geleneksel olarak düzenlenen ‘Başkonsoloslar Çalışma Toplantısı’nda konuşan İmamoğlu, dünyanın bir “çoklu krizler” dönemi yaşadığına dikkat çekti.

Bu anlamda uluslararası dayanışmanın hiç olmadığı kadar önemli olduğunun altını çizen İmamoğlu, “Daha pandeminin etkilerini atlatamamışken, önce Ukrayna’da sonra Gazze’de patlak veren savaşlar hem binlerce insanın hayatına mal oluyor hem de dünyamızı eşi görülmemiş risk ve istikrarsızlıklara maruz bırakıyor. Ukrayna, Gazze ve İsrail’de sivil insanların hayatlarını kaybediyor olmaları bizi derinden üzüyor.

İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü orantısız şiddetten en çok kadın ve çocuklar zarar görüyor. Bu durum kabul edilemez! Ukrayna ve Filistin’e insani yardım ulaştırmak konusunda elimizden gelen gayreti göstermeye devam ediyoruz. Barışın bölgemizde tesis edilmesi için sesimizi yükseltmeyi sürdüreceğiz. Bunun için üzerimize düşen her türlü sorumluluğu üstlenmeye hazırız” şeklinde konuştu.

“Tüm bunlara ilaveten iklim krizinin etkilerini de artık günlük hayatımızda seller, kuraklıklar, orman yangınları ve biyoçeşitliliğin yok olmasıyla doğrudan hissediyoruz” diyen İmamoğlu, İstanbul’un iklim krizinin etkileriyle nasıl mücadele ettiğini anlatmak üzere, yarın Dubai’de devam eden COP28 buluşmasına katılacağını aktardı.

Konuşmasında Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine de değinen İmamoğlu, “Uluslararası ilişkilerdeki bizim için endişe kaynağı olan bir diğer gelişmeyi de sizlerle paylaşmak isterim. Avrupa Birliği’nin genişleme politikaları tartışılırken, Türkiye’nin adının geçmemesini, 60 yıldır süregelen diyaloğa ve 20 yılı aşkındır devam eden üyelik sürecinin yok sayılmasını üzülerek takip etmekteyiz.

Türkiye’nin demokratik potansiyeli, İstanbul’un yönetim anlayışında yaşatılıyor. Demokrasiye inanan milyonlarca genç insan ve her türlü zorluğa rağmen ayakta kalan sivil toplumu ile Türkiye’de demokrasi aktif olarak pratik edilmektedir” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin 2023 yılına deprem felaketi ile başladığını hatırlatan İmamoğlu, “2023 senesi, bizim için hüzünlü ve bir o kadar da derslerle dolu bir yıl oldu. Genel seçimlerdeki yenilgimiz, üyesi olduğum Cumhuriyet Halk Partisi’nin içinde değişim yolculuğunu başlatmıştır. Özetle; Cumhuriyetin 100’üncü senesini kutladığımız 2023, bizim için zorluklarından öğrenip, kendimizi sorguladığımız ve yeniden tanımladığımız öğretici bir yıl oldu. 2024’ün ilk günlerinden itibaren, Mart ayındaki yerel seçimlere giderek daha fazla odaklanacağız” dedi.

“Bu vesileyle, iki senesi pandemi ile geçen 5 yıllık görev süremiz içerisinde, değişim İstanbul’dan nasıl başladı, size kısaca bundan bahsetmek isterim” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“16 milyon İstanbulluya, yaklaşık 90 bin kişilik kadromuz ile gece-gündüz hizmet veriyoruz. 2019 Haziran ayından bu yana enflasyonun yarattığı fiyat artışından kaynaklanan ilave maliyetler var. Girdi maliyetlerimizde, işçilik maliyetlerimizde, yapım maliyetlerimizde nereden baksanız 4-5 kat artış oldu.

“İstanbul’un her yerinde ciddi ve büyük yatırımlar yapmaya devam ediyoruz”

Ancak bu anormal seviyedeki kur ve fiyat artışlarına rağmen, akılcı finansal yönetim sergileyerek, İstanbul’un her yerinde ciddi ve büyük yatırımlar yapmaya devam ediyoruz. İBB tarihinde ilk defa 29 alanda proje geliştirdik. Bunlardan biri çiftçiler için geliştirdiğimiz destek projeleri oldu.

Bu verdiğimiz destekler sayesinde, 4 yıl içinde İstanbul ve çevresindeki çiftçi sayımızı 10 kat arttırdık. İstanbul’a kazandırdıklarımızın en başında, ‘Yeşil İstanbul’ iddiamız ile başlattığımız sayısız proje var. İstanbul’u devir aldığımızda, şehrin yeşil alanları ve ormanları imara açılmıştı. 2000-2018 yılları arasında orman alanları yüzde 10’a yakın azalmıştı. Aynı zamanda bu dönemde, İstanbul’da inşaat sahaları yaklaşık 7 katına çıkmıştı. Biz, bu 5 yılda tek bir parseli dahi imar artışı için Meclis gündemine taşımayan, taşındığında da ona dava açan bir yönetim olduk.

2019’dan beri, 10 milyon metrekareyi aşan yeni kent ormanı ve şehir parkları açtık. Bunlar arasında 15 Yaşam Vadisi de bulunuyor. Ayrıca, 4 milyon metrekarenin üzerinde yeşil alan oluşturduk. Bizim için en anlamlı projelerden birisi, geçtiğimiz ay, Sarıyer’de Büyükdere’de 27 senedir terk edilmiş bir alanı, 250 bin metre büyüklüğündeki Atatürk Fidanlığı’nı İstanbullulara geri kazandırmak oldu.

Bunlara ilaveten, son dönemde, iki çok önemli sürdürülebilir eylem planına imza attık. Bunlardan birisi EBRD’nin (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) ‘Yeşil Şehirler Eylem Planı.’ EBRD’nin çalıştığı 47 şehrinden biri ve ölçek olarak en büyük şehir olduk. Diğeri ise, kendi bünyemizde geliştirdiğimiz ‘İstanbul Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı.’ Kısacası biz halkımıza İstanbul’un muhafızlığını yapmaya söz verdik.

“Odak noktamız İstanbul’u ray temelli bir şehir altyapısına kavuşturmak”

İstanbul’un metro projelerine ağırlık vermemizin en büyük nedenlerden biri de çevrenin korunması üzerindeki olumlu etkileri. İstanbul’un kamusal otobüs işletmesi İETT, günde 4 milyon otobüs ve metrobüs yolculuğunu yönetiyor. Aynı zamanda toplu taşıma kullanıcılarının yüzde 77’si İETT’nin hizmetlerini kullanıyor. 2050’ye kadar İstanbul’u karbon nötr ve iklim değişikliğine dayanıklı bir şehir haline getirmek için, sürdürülebilir şehir içi hareketliliği sağlamamız şart. Bu nedenle, odak noktamız İstanbul’u ray temelli bir şehir altyapısına kavuşturmak.

Son beş yılda raylı ağ sistemimizde 65 kilometreden fazla artışla yıllık ortalama 13 kilometrelik bir büyüme kaydettik. Bu tamamen belediyemizin finanse ettiği bir büyümedir. En iddialı projelerimizden biri ise, yeni nesil, ekspres metro olarak tasarladığımız HIZRAY. Tam 74,5 kilometre uzunluğunda olacak ve tümü yeraltı olmak üzere, 13 istasyondan oluşacak.

Yüksek hıza sahip olan HIZRAY, Beylikdüzü’nden Sabiha Gökçen Havalimanı’na 55 dakika gibi bir sürede ulaşım sağlayarak, günde ortalama 1,5 milyon, yılda yaklaşık 550 milyon yolcu taşıyacak. HIZRAY, Avrupa ve Anadolu yakasındaki mevcut ve yapımı devam eden metro hatlarını doğu-batı ekseninde birbirine bağlayarak, mevcut metro hatları arası yolcu transferini en kısa ve kolay şekilde sağlayacak.

eki bu projeleri nasıl finanse ediyoruz? Bu konuda önemli kazanımlar elde ettik ve etmeye devam ediyoruz. Son olarak, çevreye duyarlı projelerimizi gerçekleştirmek için, geçen hafta 5 yıl vadeli toplam 715 milyon ABD Doları tutarındaki Türkiye’nin ilk yerel yönetim yeşil tahvilini Londra Borsası’nda ihraç ettik. Gün sonuna kadar İBB’nin tahviline 2,6 milyar dolar talep geldi. Londra piyasalarında 2023 yılının talep rekorunu kırdık.

İstanbul’un uluslararası bir marka olduğunu şehir diplomasisi platformlarında da deneyimliyoruz. Kurucusu ve daimi sekreteri olduğumuz ‘B40 Balkan Şehirleri Ağı’, ilk başladığından bu yana bünyesine 55 Balkan şehrini katmayı başarmıştır. İstanbul’dan sonra Dönem Başkanlığı’nı yürüten Atina, Ocak ayında görevini Tiran’a devredecek.

2023 Ekim ayında ise dünyada ilk kez gerçekleştirilen Megaşehirler Zirvesine İstanbul ev sahipliği yapmıştır. 9 megaşehrin katıldığı bu ilk toplantıda şehir hizmetlerinin finansmanı konusunda iyi uygulamalarımızı paylaştık. Bir sonraki toplantının Sao Paolo’da gerçekleşmesi öngörülüyor. Her iki şehir diplomasi platformunun liderliğini yapmak, uluslararası dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu tekrar hatırlatmıştır.

3 kadim imparatorluğa başkentlik yapmış, farklı medeniyetleri ve kültürleri bünyesinde mozaik haline getirebilmiş eşsiz bir şehirde, birlikte yaşıyoruz. Aslında bu tarihi mirasın önemli bir sonucu olarak şehrimiz, uluslararası etkileşimlerin tam da merkezinde yer alıyor. İstanbul’un bu uluslararası yönünün öne çıkarılması gerektiğine inanan bir Belediye Başkanı olarak ben, açıkçası sizleri bu şehrin ayrılmaz bir parçası olarak görüyorum.

Bu nedenle sizlerin ve temsil ettiğiniz ülkelerin İstanbul’da yaşam alanı bulmasını ve İstanbulluların hayatlarına dokunmalarını oldukça önemsiyorum. Biz bu kapsamda, milli günlerinizde ve diplomatik faaliyetlerinizde kullanmak üzere bünyemizde bulunan Yerebatan Sarnıcı, Artİstanbul Feshane, Metrohan ve Pembe Köşk gibi tüm tarihi mekanlarımızı, köşklerimizi sizlerle paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz.

“5 yıl içerisinde yaptığımız projeler ile kanıtladık”

Biz, seçim kazanmak için değil, vatandaşlarımızın gönlünü ve şehrin geleceğini kazanmak için iş üreten bir ekibiz. Yöneticiler, yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla, şehrin geleceğini çok derinden etkilerler. O nedenle bu sorumluluğun idraki içinde davranmak zorundadırlar. Biz, bu anlayışla, İstanbul’un geleceğinin planlanması konusunda güçlü adımlar atıyoruz. Anlayışımızın temelinde demokrasi ve katılımcılığın olduğunun da altını çiziyorum.

Bunu da 5 yıl içerisinde yaptığımız projeler ile kanıtladık. İnsanı odağına alan, 20 milyona yakın insanın eşit hizmet aldığı bir megakentte, onların ve çocuklarının gelecekteki yaşamlarını da garanti altına alabilecek bir yönetim anlayışına sahibiz. Ve bunun için çalışmaya devam edeceğiz. 2024 yılının tüm dünyaya ve sizlere huzur ve refah getirmesi dileğiyle, katılımınız için içten teşekkürlerimi sunuyorum.”

Paylaşın

Kaftancıoğlu’ndan İktidara Mesaj: Bırakmadım Yasaklıyım Şimdilik

Doktorluğa geri dönmesiyle ilgili olarak sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancoğlu, “Saraydakiler sevinmesin. Bırakmadım yasaklıyım şimdilik” dedi.

Canan Kaftancıoğlu, görevini 8 Ekim 2023 günü yapılan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı Kongresi’ni kazanan Özgür Çelik’e devretmişti. Kaftancıoğlu, siyasetten ayrıldıktan sonra zamanının çoğunu kurucu ortağı olduğu tıp merkezinde geçirmeye başladı.

İstanbul’da Bağcılar ilçesi Yüzyıl Semti’nde bulunan tıp merkezinde yöneticilik yapan Canan Kaftancıoğlu, mesleğe geri dönüşüyle ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Kaftancıoğlu, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“İyi haftalar… Saraydaki/ler sevinmesin çok. Bırakmadım yasaklıyım şimdilik:) Yasaklarına rağmen de toplumcu, dönüştürücü siyaset nasıl yapılıyormuş görelim, bakalım zaman içinde… Bu arada sosyal medyayı takip etmediğim için geriden geliyorum, laf etmeyin gençler:)”

Canan Kaftancıoğlu kimdir?

Dr. Canan Kaftancıoğlu, 3 Şubat 1972 tarihinde Ordu’nun Mesudiye İlçesi’ne bağlı Çiftlik Sarıca Köyü’nde dünyaya geldi. Ordu’da sırasıyla Atatürk İlkokulu, Hamdullah Suphi Tanrıöver Ortaokulu ve Ordu Lisesi’ni birincilikle tamamlayan Kaftancıoğlu, 1989 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’ni kazanarak Ordu’dan ayrıldı.

1995 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olan Kaftancıoğlu, 1995-1997 yılları arasında ilk görev yeri olarak Sivas Suşehri Devlet Hastanesi acil biriminde hekim olarak çalıştı. 1997 yılında İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda ihtisasına başlayan Kaftancıoğlu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nda vaka taraması yaparak “İşkence Olgularının Adli Tıbbi Değerlendirilmesi” isimli teziyle ihtisasını tamamladı.

Dr. Canan Kaftancıoğlu, öğrencilik yıllarından itibaren çeşitli dernek ve demokratik kitle örgütlerinde görev aldı. Yakın tarihimizde katledilmiş ve failleri meçhul bırakılmış aydın, yazar ve siyasetçilerin yakınlarını bir çatı altında buluşturan Toplumsal Bellek Platformu’nun kurulmasına öncülük etti. Kaftancıoğlu’nun Yalın Ses yayınlarından çıkan ve faili meçhul cinayetlere dikkat çeken “Benim Babam Bir Kahramandı” isimli bir derleme kitabı bulunmaktadır.

Ayrıca İletişim Yayınları’ndan çıkan ve Müge Tuzcuoğlu derlemesi olan “Roboski İstenmeyen Çocuklar” ve Um:Ag Yayınları’ndan çıkan Eren Aysan derlemesi “Bir Eflatun Ölüm” isimli kitaplara yazılarıyla katkıda bulunmuştur. Bilimsel ve sosyal alanlarda yayınlanmış yüzü aşkın makalesi bulunan Kaftancıoğlu, kayınpederi Ümit Kaftancıoğlu anısına her yıl düzenlenen Öykü Ödülleri’nin de tertip komitesi üyesidir.

Dr. Canan Kaftancıoğlu, 2011 yılında Oğuz Kaan Salıcı’nın il başkanlığında CHP İstanbul Basın, Kültür ve İletişimden Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. 14 Mayıs 2012 yılında gerçekleştirilen 34. Olağan İstanbul Kongresi’nde ise Oğuz Kaan Salıcı başkanlığında il yönetim kurulu üyeliğine seçilen Kaftancıoğlu, 2012-2014 yılları arasında İl Başkan Vekili ve Basından Sorumlu İl Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. Dr. Canan Kaftancıoğlu, Gezi Direnişi’nin ardından kurulan Birleşik Haziran Hareketi’nin geçici yürütme kurulu üyeliği görevinde de bulundu.

2016 yılında gerçekleştirilen 35. Olağan Kurultay’da ise Parti Meclisi üyeliğine seçilen Kaftancıoğlu, Parti Meclisi üyeliği devam ederken 13 Ocak 2018 tarihinde gerçekleştirilen 36. İstanbul İl Kongresi’nde CHP İstanbul İl Başkanı seçildi. CHP’nin İstanbul’daki ilk kadın il başkanı olan Kaftancıoğlu, İstanbul’un 25 yıl aradan sonra yeniden halkın olduğu 31 Mart ve 23 Haziran 2019 seçimlerinde de İstanbul İl Başkanı olarak görev yaptı. Kaftancıoğlu son olarak 9 Şubat 2020’de gerçekleştirilen 37. Olağan İstanbul İl Kongresi’nde ise ikinci kez İl Başkanı olarak seçilmiş olup halen görevine devam etmektedir.

Motosiklet kullanmaktan, ailesiyle vakit geçirmekten ve seyahat etmekten hoşlanan Kaftancıoğlu, halen kurucu ortağı olduğu özel bir sağlık kuruluşunda genel koordinatör olarak çalışmaktadır. Dr. Ali Naki Kaftancıoğlu ile evli olup Çağım Işık isminde bir kızı, Rocky isminde sahiplenilmiş dört ayaklı bir oğlu bulunmaktadır.

Paylaşın

“AK Parti’nin İstanbul Anketinden Ekrem İmamoğlu Çıktı” İddiası

Yerel seçimler yaklaştıkça, siyasi partiler de seçim çalışmalarına hız verdi. Bu kapsamda Cumhur İttifakı’nın İstanbul için yaptırdığı anketten mevcut başkan Ekrem İmamoğlu’nun adının ilk sırada çıktığı iddia edildi.

31 Mart 2024 Pazar günü yapılması planlanan yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) İstanbul adayının Ekrem İmamoğlu olması neredeyse kesinleşirken AK Parti ve MHP’nin ana omurgasını oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın adayı henüz belli değil.

AK Partinin İstanbul için yaptırdığı anket sonuçlarına ulaşan Odatv’nin haberine göre, “İstanbul Başkanı Kim Olsun” sorusuna katılanların yüzde 34,8’i Ekrem İmamoğlu dedi. Yüzde 30’u “Fikrim yok” derken yüzde 11.7 de “Adaya göre” ifadesini tercih etti.

Ankette aday yoklaması yapan AK Parti’de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ve İBB Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Tevfik Göksu’nun adı öne çıktı.

İstanbul geneli aday potansiyeli ölçümlerinde yüzde 40 “oy veririm” çıkan Bakan Koca’nın önde olduğu anlaşıldı. Ankette Koca’yı yüzde 29 “oy veririm” ile Murat Kurum takip ederken, yüzde 20 de Tevfik Göksu aldı.

Gençler arasında aday potansiyelinde öne çıkan isim Murat Kurum gözükürken, Kurum’u Fahrettin Koca takip etti. Ancak Murat Kurum adına “tanımıyorum” cevabını verenlerin oranı yüzde 27 iken bu oranın Fahrettin Koca’da yüzde 13 olduğu görüldü.

Paylaşın

İTO Duyurdu: İstanbul’un Enflasyonu Yüzde 73,89

İstanbul’da yıllık bazda perakende fiyatlar yüzde 73,89, toptan fiyatlar ise yüzde 65,01 artış gösterdi. Perakende fiyatlar kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 3,79, toptan fiyatlar ise yüzde 2,94 arttı.

Haber Merkezi / Kasım ayında perakende fiyatlarda bir önceki aya göre en yüksek artış yüzde 5,53’le kültür eğitim ve eğlence harcamalarında görüldü.

Konut Harcamalarında yüzde 4,95, gıda harcamalarında yüzde 4,84, giyim harcamaları grubunda yüzde 2,48, sağlık ve kişisel bakım harcamalarında yüzde 1,30, ev eşyasında yüzde 0,32 artış meydana geldi. Ulaştırma ve haberleşme yüzde 0,52 ile fiyatların tek düşüş gösterdiği grup oldu.

İstanbul Ticaret Odası (İTO), 2023 Kasım Ücretliler Geçinme İndeksi ve Toptan Eşya Fiyatları İndeksi verilerini açıkladı.

Buna göre; Kasım ayında İstanbul’da; perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi bir önceki aya göre yüzde 3,79, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise yüzde 2,94 oranında arttı.

2022 Kasım ayına göre 2023 Kasım ayında yaşanan fiyat değişimlerini gösteren bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksinde yüzde 73,89, Toptan Eşya Fiyatları İndeksinde ise yüzde 65,01 oldu.

Kasım 2023’te Perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; Kültür Eğitim ve Eğlence Harcamalarında yüzde 5,53, Konut Harcamalarında yüzde 4,95, Gıda Harcamalarında yüzde 4,84, Giyim Harcamaları grubunda yüzde 2,48, Sağlık ve Kişisel Bakım Harcamalarında yüzde 1,30, Ev Eşyası Harcamalarında yüzde 0,32 ve Diğer Harcamalar grubunda yüzde 0,15 artış, Ulaştırma ve Haberleşme Harcamalarında yüzde -0,52 azalış izlendi.

Kasım 2023’de Toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; İnşaat Malzemeleri grubunda yüzde 14,39, Mensucat Grubunda yüzde 5,03, Kimyevi Maddeler Grubunda yüzde 2,87, Madenler Grubunda yüzde 2,59, Yakacak ve Enerji Maddeleri Grubunda yüzde 1,88 artış izlenirken İşlenmemiş Maddeler Grubunda yüzde -0,87 azalış izlendi.

İTO’nun Ekim verileri

Ekim ayında perakende fiyatlarda bir önceki aya göre giyim harcamaları grubunda yüzde 15,33, sağlık ve kişisel bakım harcamalarında yüzde 4,58, gıda harcamalarında yüzde 4,28, ev eşyası harcamalarında yüzde 4,05, konut harcamalarında yüzde 1,82, diğer harcamalarda yüzde 0,08 artış gerçekleşmişti.

Kültür eğitim ve eğlence harcamalarında yüzde 1,38 ve ulaştırma ve haberleşme harcamalarında yüzde 2,33 düşüş meydana gelmişti.

Ekimde toptan fiyatlarda bir önceki aya göre gıda maddeleri grubunda yüzde 5,22, mensucat grubunda yüzde 4,57, inşaat malzemelerinde yüzde 2,50, kimyevi maddelerde yüzde 2,38, madenler grubunda yüzde 1,95, işlenmemiş maddelerde yüzde 1,73, yakacak ve enerji maddelerinde yüzde 1,33 artış gerçekleşmişti.

Paylaşın

İmamoğlu’na Siyasi Yasak İstenene Dava 25 Nisan’a Ertelendi

İçişleri Bakanlığı’nın suç duyurusu üzerine aralarında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da bulunduğu 7 sanık hakkında ”ihaleye fesat karıştırma” suçlamasıyla açılan dava 25 Nisan 2024 tarihine ertelendi.

Haber Merkezi / Mahkeme, savcının 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istenen Ekrem İmamoğlu’nu zorla getirme talebini de reddetti.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında “ihaleye fesat karıştırma” iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

İçişleri Bakanlığı’nın suç duyurusu üzerine açılan davada, İmamoğlu dahil 7 kişi hakkında 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Ekrem İmamoğlu hakkında zorla getirme kararı talep eden Savcılık davada, İmamoğlu için siyasi yasak anlamına gelen ”belli haklardan yoksun bırakılma” cezası da talep ediyor.

İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, “Bilirkişiye tevdi hususunda takdir mahkemenindir. Müvekkilimizin zorla getirilmesi talebine katılamıyoruz. İstanbul’da çok yoğun bir yağış vardı. Birçok randevusu aksadı. Kalan işleri vardı. Bu nedenle hazır edemedik. Sabah mazeret dilekçesi sunmuştuk. Reddini talep ederiz” şeklinde savunma yaptı.

Büyükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ikinci duruşması 25 Nisan 2024’e yani yerel seçim sonrasına ertelendi.

Ne olmuştu?

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, İçişleri Bakanlığı ihbar eden, Ekrem İmamoğlu, Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam ise şüpheli olarak yer almıştı.

İddianamede, 29 Aralık 2015 tarihinde ‘Beylikdüzü Belediyesi Kültür Merkezlerinde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi’ ihalesi sırasında İmamoğlu’nun Başkan olduğu, diğer sanıkların ise belediyede müdür ve personel olarak görev yaptıkları belirtilmişti.

İddianamede, kamu kurumu statüsüne haiz Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’nın 250 bin 86 lira fazladan para ödemesine ve neticede 250 bin 86 lira tutarında kamu zararına neden oldukları iddia edilmişti.

Savcılık, İmamoğlu ve 6 isim hakkında “ihaleye fesat karıştırma” suçundan ayrı ayrı 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemişti. İddianamede Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlıklı siyasi yasak olarak bilinen 53. maddesinin uygulanması da talep edilmişti.

Paylaşın

Erdoğan’ın ‘Yeniden İstanbul’ Sözlerine İmamoğlu’ndan Yanıt: O Başlık 2019’da Atıldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup toplantısına yaptığı konuşmada söylediği “Unutmayın bugün bir başlık atıyorum, yeniden İstanbul” sözlerine İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “5 yıl geriden geliyor. O yeniden İstanbul başlığı 2019’da atıldı” şeklinde yanıt verdi.

Bakan Mehmet Özhaseki’nin, “İmamoğlu işine baksın, kentsel dönüşümü nasıl yürüteceğimi onlara mı soracağım” sözlerine de yanıt veren Ekrem İmamoğlu, “Vallahi biz işimize bakıyoruz. Halkımızdan aldığımız bilgileri ve elde ettiğimiz değerleri, size taşırız ve yüzünüze bu ifadeleri çatır çatır söyleriz. O bakımdan biz işimize bakıyoruz ama siz işinize bakamıyorsunuz. Onun altını çizeyim” dedi.

Beyloğlu’nda Zafer Toprak Kütüphanesi Cumhuriyet Tarihi Araştırma Merkezi tanıtım toplantısına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, toplantının ardından basın mensuplarının gündeme dair sorularını yanıtladı.

Birgün’ün aktardığına göre; Ekrem İmamoğlu, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugünkü grup toplantısında yaptığı “Unutmayın bugün bir başlık atıyorum, yeniden İstanbul” açıklamasının sorulması üzerine “5 yıl geriden geliyor. O yeniden İstanbul, İstanbul’un yenilenmesi, güçlenmesi, iyileşmesi, güzelleşmesi başlığı 2019’un 31 Mart’ında atıldı. O yolculuk devam ediyor, bizi izlemeye devam etsinler” yanıtını verdi.

Erdoğan, partisinin bugünkü grup toplantısında 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlere ilişkin konuşmuştu. Erdoğan, muhalefeti de hedef alarak, “Yeniden İstanbul” mesajı vermişti. Erdoğan, açıklamasında şöyle konuşmuştu: “Bizdeki muhalefetten ne köy olur ne kasaba. Bunların ufku ancak buna yetiyor. Biz bunlara bakarak rehavete kapılmayacağız. 31 Mart seçimleriyle ilgili hazırlıklarımızı, yürüteceğiz.

Rakiplerimizin karşımızdakiler değil, onları kontrol edenler olduğunu unutmayacağız. Gençler, bugün bir başlık atıyorum: Yeniden İstanbul. Programımız işliyor. Cumhur İttifakı olarak en güçlü şekilde yolumuza devam edeceğiz. MHP ile görüşmelerimiz karşılıklı anlayış temelinde ilerliyor. Cumhur İttifakı’nın 31 Mart seçimlerinden de alnının akıyla çıkacağına inanıyorum.”

‘İhaleye fesat karıştırma’ iddiasıyla açılan dava hakkında sorulan soruya da cevap veren İmamoğlu, “O süreçleri hukukçularımız takip ediyorlar. Bugüne kadar çokça dava girişimi, araştırma, soruşturma girişimi yani İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 10 binlerce çalışanına terörist yakıştırmaları neler görmedik ki yani. Hala böyle işler devam ediyor.

Bu bahsettiğiniz dosyalar bile birkaç kez karıştırılıp karıştırılıp soruşturmaya gerek olmadığı diye raporların çıktığı bir şeyde tekrar tekrar şu anda görevde olmayan bir bakanın döneminde zorla ilçeye yönlendirilip açılmak için ellerinden gelen gayretle bir davaya dönüştürme çabasının sonucu. Umuyorum hak yerini bulacaktır. Adalete güveniyoruz” diye konuştu.

İmamoğlu ayrıca, bugün İstanbul Sanayici ve İş İnsanı Dernekleri Federasyonu (İSİFED) tarafından düzenlenen Ekonomi Zirvesi’ne de katıldı. Burada konuşan İmamoğlu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin, kendisi hakkında sarf ettiği, “İmamoğlu işine baksın, kentsel dönüşümü nasıl yürüteceğimi onlara mı soracağım” sözlerine de yanıt verdi.

İmamoğlu, “Vallahi biz işimize bakıyoruz. Halkımızdan aldığımız bilgileri ve elde ettiğimiz değerleri, size taşırız ve yüzünüze bu ifadeleri çatır çatır söyleriz. O bakımdan biz işimize bakıyoruz ama siz işinize bakamıyorsunuz. Onun altını çizeyim” dedi.

İmamoğlu’nun açıklamaları şöyle: “Sonrasında da bizimle yapılan 3-4 müzakerenin ardından sadece bir yasa çıktı. Şimdi bu tür işler şöyle olur. Yasa, Meclis’e yollanmadan önce masa kurduğunuz insanların önerilerini ve eleştirilerini açarsınız. Yani fikir, o zaman anlamlı olabilir. Siz orada fikrinizi savunursunuz ya da eleştirinizi ortaya koyarsınız ama siz, birkaç kez topla, yasayı yap, Meclis’e yolla… Bu aslında kademe kademe o bütün katmanları yok saymak anlamına gelir.

Ülke üretimi böyle olmaz. Ülke, böyle yönetilmez. Bu bağlamda eleştirilerimizi getirdik ve bir ‘Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’ kuruldu, TOKİ gibi. Sayın bakan da dün, ‘İmamoğlu işine baksın’ demiş. Ben zaten işime baktığım için sizinle sürekli bu anlamda müzakere içerisinde ya da tartışma içerisinde oluyorum ama siz, işinize bu yönüyle bu anlamda bakmadığınız için ne yazık ki doğru adımlar atamıyorsunuz ve yanlış adımlar atıyorsunuz.

Bakın; bugüne kadar depremle ilgili yoğun bir çaba var mıdır İstanbul’da? Vardır. Peki, ne olmuştur? İstanbul’da yapılan kentsel dönüşüm gayreti; büyükşehir belediyesi, ilçe belediyesi, hükümet ayrı gayrı herkes kendi kulvarında… Yanlış yöntemler, bir kısım alanların imara açılması, lüks konutların yapılması, rezerv alanların, askeri alanların…

“Ne faydası var İstanbul’a?”

Bakın; 2016’da askeri alanlar, milyonlarca metrekarelik askeri alanlar için ‘Şehir dışına taşınacak ve buralar sosyal amaçlı, kentin doğasına, dokusuna uyumlu sosyal amaçlı kullanılacak’ diye tarif yapıldı. Şimdi ne oluyor? Konuta açılıyor. Peki, sosyal konut mu yapılıyor ya da kentsel dönüşüm için mi yapılıyor? Oranı söylüyorum size. Yüzde 90’a yakını lüks konut olarak imal ediliyor. Ne faydası var İstanbul’a?

Puanı düşük olan arkadaşlar ancak bu şekilde, işte ‘İmamoğlu işine baksın’… Vallahi biz işimize bakıyoruz ama işimize kulağından tutarak bakmıyoruz, göbeğine dalarak bakıyoruz. Yanlış yaparsanız bu ülkenin bakanısınız diye size konuşmayacak değiliz. 16 milyon insan adına en üst perdeden konuşuruz ve iyi biliyoruz ki, Cumhuriyet tarihi yüzüncü yılına gelmiştir.

Cumhuriyetin temel ilkesi nedir, biliyor musunuz? İyi yönetici, haddini bilen yöneticidir; halkına hizmet eden ve haddini bilen yöneticidir. Biz, haddimizi biliyoruz. Halkımızdan aldığımız bilgileri ve elde ettiğimiz değerleri, size taşırız ve yüzünüze bu ifadeleri çatır çatır söyleriz. O bakımdan biz işimize bakıyoruz ama siz işinize bakamıyorsunuz. Onun altını çizeyim.”

Paylaşın

Yerel Seçimler: AK Parti’de İstanbul Gerilimi

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimler yaklaştıkça, partilerinden seçimlere yönelik çalışmaları hız kazandı. AK Parti’de gözler belediye başkan adaylarının belirlenmesindeki önemli kriterlerden biri olan temayül yoklamasına çevrildi.

Yaklaşık 150 bin partilinin online oy kullanacağı seçim bugün yapılıyor. Temayül yoklaması tüm il ve ilçeler için yapılacak ama en çok merak edilen İstanbul adayları olacak. Partililer ne diyecek bilinmez ama birçok adayın konuşulduğu kentte son günlerde konuşulan isimler ikiye indi.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; Yarışın İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile eski Çevre ve İklim Değişikliği Bakanı, İstanbul Milletvekili Murat Kurum arasında olduğu belirtiliyor. Yerlikaya’nın aday yapılması gerektiğini söyleyenler, “İstanbul’u mutlaka almalıyız, diyorsak hata yapma lüksümüz yok. Ali Yerlikaya İstanbul’u iyi biliyor. Bize oy vermeyen seçmen açısından da kamuoyu algısı çok iyi, karşılığı var. İcraat, hizmet odaklı kampanya açısından da avantajlı bir isim” diyor.

Eski Bakan Murat Kurum’un aday olması gerektiğini savunanlar ise Kurum’un genç ve icradan gelmiş bir siyasetçi olmasının avantajlarına dikkat çekiyor. Hatta Kurum’un İstanbul’da yaptığı çalışmalara dikkat çekenler, “Bakana git, çalış denilmiş, bir hazırlık yapıldığı ortada” diyor. Siyaset her zaman sürprizlere açık ancak bu iki ismin dışında birinin adaylığı şu anda ‘sürpriz’ olarak görülüyor.

AK Parti’de aday belirleme sürecinde temayül yoklamasının yanı sıra anketler de etkili olacak. Adayın önümüzdeki iki hafta içinde netleşmesi bekleniyor.

İstanbul adaylığı için AK Parti’ye 6 başvuru

Öte yandan AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, yerel seçimlere yönelik AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen temayül yoklamasına başkanlık etti. Şahin, “İstanbul’umuzun 39 ilçesinde 255 ilçe belediye başkan aday adayımız ve büyükşehrimiz için de 6 aday adayımız müracaatlarını gerçekleştirdiler. Genel merkez olarak illerimiz, ilçelerimiz ve bütün yönetim kademelerimizde 31 Mart seçimlerinde en güzel, en parlak başarıyı elde etmek için çok titiz ve hassas bir çalışmayı yürütüyoruz” dedi.

Bugün Türkiye’nin 81 ilinde düzenlenen temayül yoklamasını yapma amaçlarının, teşkilat mensuplarının görüşlerini, düşüncelerini, eğilimlerini tespit ederek adayların belirlenmesi sürecinde bu görüş ve önerilerden istifade etmek olduğunu söyleyen Şahin, son birkaç seçimdir temayül yoklamalarının elektronik ortamda gerçekleştirildiğine işaret etti.

Şahin, “Bugün İstanbul’umuzda yaklaşık 9 bin teşkilat üyemiz burada oylarını kullanacaklar ve 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilecek olan mahalli idareler seçiminde yarışa girecek olan 39 ilçe ve bir büyükşehir belediye başkan adayımızın tespitinde bizlere yol gösterecekler. İstanbul’umuzun 39 ilçesinde 255 ilçe belediye başkan aday adayımız ve büyükşehrimiz için de 6 aday adayımız müracaatlarını gerçekleştirdiler. Genel Merkez olarak illerimiz, ilçelerimiz ve bütün yönetim kademelerimizde 31 Mart seçimlerinde en güzel, en parlak başarıyı elde etmek için çok titiz ve hassas bir çalışmayı yürütüyoruz” dedi.

Geçen mayıs ayında yapılan parlamento seçimlerinde aday adaylığına başvuranların AFAD’a bağış yaptıklarını hatırlatan Şahin, “Yerel seçimlere müracaat sürecinde de partimize aidat yerine Filistinli kardeşlerimize ulaştırılmak üzere, onların ihtiyaçlarını gidermek üzere ve onlarla dayanışma duygumuzu ifade etmek üzere aday adaylarımızdan AFAD’a bağış aldık ve halen devam etmekte olan belediye meclis üyesi aday adaylarımızdan da bu bağışı almaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Paylaşın