Başak Demirtaş, İstanbul İçin Aday Olmayacağını Duyurdu

Başak Demirtaş, 31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimlerde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nden (DEM Parti) İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı için adayı olmayacağını duyurdu.

Haber Merkezi / DEM Parti de daha sonra bir açıklama yaparak Başak Demirtaş’a sürece katkılarından dolayı teşekkür etti.

Partiden yapılan açıklamada, “Yetkili kurullarımız gelinen aşamada tüm seçenekleri masaya yatırarak gelişmeleri değerlendirmiş ve Başak Hanım’la bir araya gelerek tam bir uyum ve koordinasyon halinde ortaklaşarak aday olmaması görüşüne varılmıştır” denildi.

Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) başkanlığı için aday olmayacağını duyurdu.

Yazılı açıklama yapan Demirtaş “Gelinen aşamada benim adaylık beyanımın bir başvuruya dönüşmemesi konusunda da partimizle ortak görüş birliğine varmış bulunmaktayız” dedi. Demirtaş’ın yaptığı yazılı açıklama şöyle:

“Partimizin büyük bir titizlikle sürdürdüğü yerel seçim politikasına güçlü bir destek vermek amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan adaylığı için sorumluluk almaya hazır olduğumu ifade etmiştim.

5 Şubat 2024 Pazartesi tarihinde Partimizi temsilen bir heyetle bir araya gelerek tüm gelişmeler hakkında bilgilendirildim. Karşılıklı yürüttüğümüz istişareler sonucunda Partimiz, bu irade beyanından güç aldıklarını belirterek bizleri onurlandırmıştır. Adaylık tartışmalarında bize eksiksiz desteğini sunan ve güven duyan DEM Parti Genel Merkezine ve saygıdeğer halkımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Bununla birlikte gelinen aşamada benim İstanbul Büyükşehir Belediyesi adaylık beyanımın bir başvuruya dönüşmemesi konusunda da Partimizle ortak görüş birliğine varmış bulunmaktayız. Tüm halkımız ve partililerimiz bilmeli ki bütün kararlar Partimizle tam bir uyum ve koordinasyon içerisinde alınmıştır.

Önümüzdeki günlerde Partimizin ilan edeceği adaylar hepimizin adayları olacak ve tüm gücümüzle bu kıymetli arkadaşlarımızın arkasında duracak, Partimizin başarısı için çalışacağız.

Partimizin resmi açıklamaları dışındaki hiçbir açıklamaya itibar edilmemesini, hiçbir spekülasyona prim verilmemesini özellikle rica ediyoruz. Hep birlikte başaracağız, ne olursa olsun temel demokrasi ilkelerimizden; adalet, eşitlik ve barış arayışımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Ve mutlaka kazanacağız. Dem dema me ye!”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nden (DEM Parti) yapılan yazılı açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:

“Partimiz, yerel seçim çalışmaları kapsamında kent uzlaşısının sağlanamadığı Türkiye’nin her yerinde kendi adaylarıyla halkın huzuruna çıkma kararı almış ve bunu kamuoyuyla paylaşmıştır.

Tüm seçim bölgeleri arasında doğal olarak en fazla tartışılan yer İstanbul Büyükşehir Belediyesi’dir. Bu çerçevede partimiz de İstanbul’u özel olarak ele almış ve yetkili kurullarımızda kapsamlı tartışmalar yürütülmüştür.

İstanbul için aday adayı olarak ismi geçen tüm kıymetli arkadaşlarımızın varlığı ve irade beyanı partimize, tabanımıza güç ve moral vermiştir. Bu isimler arasında kamuoyunda en çok yol arkadaşımız Sevgili Başak Demirtaş’ın ismi öne çıkmıştır. Yoldaşımız Başak Demirtaş’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi adaylığı konusunda partimize verdiği destek hiç kuşkusuz bize büyük bir güç katmıştır.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi adaylığı için yaptığı irade beyanıyla partimizin seçim politikalarını destekleyerek bizleri daha da güçlendiren Başak Hanım’la sürecin başından itibaren istişare halindeyiz.

Yetkili kurullarımız gelinen aşamada tüm seçenekleri masaya yatırarak gelişmeleri değerlendirmiş ve Başak Hanım’la bir araya gelerek tam bir uyum ve koordinasyon halinde ortaklaşarak aday olmaması görüşüne varılmıştır.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi için aday isimlerimiz ise önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacaktır.

Sevgili Başak Demirtaş’a katkılarından ötürü olanca güvenimizle teşekkür ediyor, sürecin bundan sonraki kısmında da destek sunmaya devam edeceğini biliyoruz.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi adaylığı konusunda partimizin resmi açıklamaları dışında cereyan eden hiçbir açıklamaya itibar edilmemesini ve hiçbir spekülasyona zemin sunulmamasını özellikle rica ediyoruz. Demokrasi mücadelesinden taviz vermeden, cezaevlerindeki ve sürgündeki tüm yoldaşlarımızla omuz omuza yürümeye devam edeceğiz.”

Paylaşın

DEM Ve YRP’nin Adayları İstanbul’da Seçim Dengelerini Nasıl Değiştirir?

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun’a göre DEM Parti, İstanbul’da en yüksek oyu Demirtaş ile alır. Bu durumda da hem AKP hem de CHP açısından seçim sonuçları doğrudan etkilenir.

Araştırmacı ve siyasi analist İbrahim Uslu’ya göre de Başak Demirtaş DEM Parti seçmenini birleştirecek güce sahip. Uslu, Demirtaş’ın adaylığının aynı zamanda DEM Parti tabanını Demirtaş soyadına sahip çıkmaya yönlendirecek.

Uslu’ya göre seçimlerde adaylar iki havuzdan oy alıyor. İlk havuz “iktidar havuzu”, diğeri ise “muhalif havuzu” olarak nitelendiriliyor. Başak Demirtaş’ın “muhalif havuz”dan besleneceğine dikkat çeken Uslu, YRP’nin ise “iktidar havuzu”ndan oy alacağını kaydediyor.

Uslu, “İşbirliği olursa oylar AK Parti’ye gider. 2023 seçimlerinde Erdoğan’a verdiler, partiye vermediler. Murat Kurum ile bir dertleri yok ve yine Erdoğan’a verirler, yani Murat Kurum’a oy verirler” değerlendirmesi yapıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi için yapılacak seçimde asıl yarış CHP’nin adayı mevcut Başkan Ekrem İmamoğlu ile AKP’nin adayı Murat Kurum arasında geçecek olsa da diğer partilerin de aday çıkarması seçimin sonucunda etkili olacak. Özellikle Kürt oylarının talibi DEM Parti ile muhafazakâr-dindar oyların peşindeki Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) muhtemel adaylarının İstanbul seçimini kritik hale getireceği tahmin ediliyor.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2019 yılında CHP ve İYİ Parti’nin ortak adayı olarak ve HDP’nin de kentten aday çıkarmayarak dolaylı desteği ile yerel seçimleri kazanmıştı. Ancak geçen yılki 14 Mayıs seçimlerinin ardından ittifakların dağılması sonucu İmamoğlu, 31 Mart 2024 yerel seçimlerine bu kez daha fazla adayla ve ittifaksız katılacak.

İstanbul için şu ana kadar İYİ Parti Buğra Kavuncu’yu, Zafer Partisi Azmi Karamahmutoğlu’nu, Saadet Partisi Birol Aydın’ı ve Vatan Partisi İbrahim Özkan’ı aday gösterdi. Ancak asıl merak edilen ve dengeleri değiştirme ihtimali olan DEM Parti ile Yeniden Refah’ın açıklayacaklarını ilan ettikleri adayları.

DEM Parti, CHP ile müzakerelerini sürdürse de hafta sonu yaptığı Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında İstanbul’dan aday çıkarma kararı aldı. Adaylık için adı en fazla konuşulan isim ise Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş. Yerel seçimleri kendi adaylarıyla katılma kararı alan YRP’de ise İstanbul için öne çıkan bir isim şimdilik yok, ancak parti adayını yakında açıklayacağını söylüyor.

Başak Demirtaş’ın olası adaylığı

DW Türkçe’den Kıvanç El‘e konuşan Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun, seçimlerde Başak Demirtaş’ın Selahattin Demirtaş’ı temsil edeceğine işaret ederek, “Bir nevi Selahattin Demirtaş seçime girecek. Bunun DEM Parti seçmenini motive eden bir unsur olacağını düşünüyorum. Başka bir isim seçime girseydi muhtemelen bu kadar bir motivasyon söz konusu olmazdı ama Demirtaş soyadının seçime girmesi DEM Parti seçmenleri için İstanbul’da toparlayıcı bir etki yaratabilir” diyor.

Coşkun’a göre DEM Parti, İstanbul’da en yüksek oyu Demirtaş ile alır. Bu durumda da hem AKP hem de CHP açısından seçim sonuçları doğrudan etkilenir.

Araştırmacı ve siyasi analist İbrahim Uslu’ya göre de Başak Demirtaş DEM Parti seçmenini birleştirecek güce sahip. Uslu, Demirtaş’ın adaylığının aynı zamanda DEM Parti tabanını Demirtaş soyadına sahip çıkmaya yönlendirecek.

Kürt seçmen tabanında sevilen isim olan Sırrı Süreyya Önder’in 2014 yılında aday olduğunu hatırlatan Uslu, Önder’in Kürt oylarının yarısını aldığını belirtiyor. Uslu, Başak Demirtaş adından bağımsız ilk yapılan kamuoyu araştırmalarında benzer bir durumun ortaya çıktığını ve DEM Parti tabanının en az yarı oranda kendi adayına oy vereceğinin görüldüğünü kaydediyor.

Sırrı Süreyya Önder, İstanbul’da yaklaşık 400 bin oy almıştı. DEM Parti’den önce 2023 Mayıs’ta seçimlere giren Yeşil Sol Parti’nin de içerisinde olduğu ittifakın oyu ise İstanbul’da yaklaşık 1 milyon 200 bindi. Bu oyun 1 milyonunun Kürt seçmen olduğu tahmin ediliyor.

İbrahim Uslu, “Başak Demirtaş özel bir isim. O aday olursa elbette dönüp bir daha ölçmek gerekiyor. Ne kadar fire verecek, onu tekrar ölçmek gerekiyor. Adaylığı, Ekrem İmamoğlu açısından otomatik olarak bir risk anlamına geliyor. Çünkü DEM Parti, İmamoğlu’nun havuzundan oy alan bir parti ve seçim sonuçlarını radikal biçimde etkileme potansiyeline sahip” değerlendirmesi yapıyor.

20 Şubat tarihi adayların belirlenmesi için son gün. Uzmanlar bu tarihten sonra yapılacak anket çalışmalarından daha sağlıklı sonuçlar alınacağına dikkat çekiyor.

Rawest Araştırma’nın 9-12 Ocak tarihli son anketine göre de DEM Parti seçmeni İstanbul’da aday olarak yüzde 35 oranında Başak Demirtaş, yüzde 27 oranında da Sırrı Süreyya Önder’i görmek istiyor. Ankete göre katılımcıların yüzde 70’i DEM Parti’nin aday çıkarmasını istiyor.

“Ekrem İmamoğlu kazanırsa liderliği tescillenir”

Akademisyen Vahap Coşkun, DEM Parti’nin aday çıkarması sonrası muhalefet seçmeninden “oyları bölüyorlar” şeklinde gelen eleştirilerin DEM Parti seçmenini rahatsız ettiğini de söylüyor. DEM Parti tabanının seçimlere güçlü bir aday ile girilmesini istediğini vurgulayan Coşkun, “Böyle bir istek varken DEM Parti yönetiminin bunu göz ardı etmesi herhangi bir şekilde düşünülemez. Eğer İmamoğlu bu atmosferde seçimi kazanırsa zaten kendi muhalefet kanadındaki liderliğini tescil edilmiş olacak, o nedenle İmamoğlu için de bir imtihan” yorumunu yapıyor.

Metropol Araştırma Kurucusu Özer Sencar’a göre de İmamoğlu’nun sahaya çıkması sonrasında siyasette dengeler değişebilir. Sencar, “İmamoğlu sahneye çıkmakta geç kaldı ama çıkınca dengeleri bozabilecek bir güç. İstanbul’u tüm bu şartlarda almayı başarırsa 2028’de de Cumhurbaşkanı olur” görüşünü dile getiriyor.

Yeniden Refah Partisi “iktidar havuzu”ndan oy alır

Araştırmacı Uslu’ya göre seçimlerde adaylar iki havuzdan oy alıyor. İlk havuz “iktidar havuzu”, diğeri ise “muhalif havuzu” olarak nitelendiriliyor. Başak Demirtaş’ın “muhalif havuz”dan besleneceğine dikkat çeken Uslu, YRP’nin ise “iktidar havuzu”ndan oy alacağını kaydediyor.

Uslu, “İşbirliği olursa oylar AK Parti’ye gider. 2023 seçimlerinde Erdoğan’a verdiler, partiye vermediler. Murat Kurum ile bir dertleri yok ve yine Erdoğan’a verirler, yani Murat Kurum’a oy verirler” değerlendirmesi yapıyor. Uslu, yapılan farklı ölçümlere göre YRP’nin İstanbul’da yüzde 4 ila yüzde 6 oy potansiyeli olduğunun ortaya çıktığını kaydediyor. Uslu, “Ortalamasını alsanız yüzde 5 eder. Yeniden Refah, büyüyen ve büyümeye devam eden bir parti. 2023 seçimlerini dikkate alarak iktidar havuzunun yüzde 46 olduğunu varsayarsak işbirliği olmazsa bu havuzu 41’e indirir. YRP’den İmamoğlu’na oy gitmez ama Murat Kurum’u aşağı çeker” diyor.

Metropol Araştırma Kurucusu Sencar’a göre Yeniden Refah’ın aday çıkarıp çıkarmaması hâlâ net değil. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Genel Başkan Fatih Erbakan, cumhurbaşkanı adayı olup Yüksek Seçim Kurulu’na başvuru yapmıştı. Ancak Erbakan daha sonra AKP ile yapılan müzakereler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından adaylıktan çekilmişti. YRP kurmayları ise benzer bir tablonun yaşanmayacağını, İstanbul’da adaylarını açıklayacaklarını savunuyor.

Fatih Erbakan hafta sonu yaptığı toplantıda AKP’nin “adil ve dengeli” adım atmadığı için anlaşamadıklarını ifade ederek İstanbul adayını 10 Şubat’ta kamuoyuna ilan edeceklerini söylemişti. DEM Parti de İstanbul adayını 9 Şubat’a kadar açıklayacağını duyurdu. Ancak DEM Parti içerisinde adayın kim olacağına ilişkin görüşmeler sürüyor.

Paylaşın

İstanbul Seçimi İçin Dört Senaryo: Murat Kurum’un Tek Şansı Var

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimlere sayılı günler kala, anket şirketleri sonucu en çok merak edilen İstanbul seçimlerine odaklanmış durumda. Anket firmalarına göre, çoğunlukla mevcut belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, Murat Kurum’un önünde çıkıyor.

İstanbul seçimlerine ilişkin oluşturulan senaryolarda Cumhur İttifakı adayı Murat Kurum’un tek şansı var: DEM Parti’nin adayı düşük profil bir aday değil Başak Demirtaş olursa ve YRP de aday çıkartırsa İmamoğlu yüzde 42.3’e, Kurum da yüzde 39.3’e ulaşıyor. Ancak Başak Demirtaş aday olur ve YRP aday çıkarmazsa; Kurum, İmamoğlu’nu 42.8 oy oranında yakalıyor.

Yerel seçimler yaklaşırken İstanbul Büyükşehir Belediyesi için tüm adaylar belirlenmedi. Son olarak Yeniden Refah Partisi (YRP) ve DEM Parti de İstanbul’da aday çıkaracağını duyurdu. Anket firmalarına göre ise çoğunlukla mevcut belediye başkanı Ekrem İmamoğlu önde çıkıyor.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Kamuoyu araştırmacısı Ulaş Tol, Core Araştırma’nın DEM Parti ile Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) tutumuna göre dört alternatifli İstanbul Büyükşehir seçimi anketini paylaştı.

Ankete göre İmamoğlu, DEM Parti’nin aday göstermesi durumunda da Kurum’un önünde. DEM Parti ile YRP’nin tutumuna göre dört alternatifli ankette, DEM Parti’nin düşük profil bir aday gösterdiği ya da YRP’nin aday çıkarttığı seçeneklerin hepsinde İmamoğlu önde. Yalnızca DEM’in Başak Demirtaş’ı aday gösterdiği ve YRP’nin aday çıkartmadığı seçenekte Kurum, İmamoğlu’nu yüzde 42.8’de yakalıyor.

Anket sonucuna göre, DEM Parti düşük profil bir aday gösterir ve YRP aday çıkarmazsa İmamoğlu yüzde 45.9, Kurum yüzde 42.8 oy alıyor. DEM Parti düşük profil bir aday gösterir ve YRP aday çıkarırsa ise İmamoğlu’nun oy oranı yüzde 45,4’e, Kurum’un oy oranı yüzde 39.3’e geriliyor.

DEM Parti’nin adayı düşük profil bir aday değil Başak Demirtaş olursa ve YRP de aday çıkartırsa İmamoğlu yüzde 42.3’e, Kurum da yüzde 39.3’e ulaşıyor. Ancak Başak Demirtaş aday olur ve YRP aday çıkarmazsa; Kurum, İmamoğlu’nu 42.8 oy oranında yakalıyor.

Ayrıca ankette İBB Başkanlığı seçiminin de Cumhurbaşkanlığı seçimindeki gibi iki turlu yapılması durumunda çıkabilecek sonuç da ölçüldü. Eğer İBB seçimi iki turlu olsaydı, ikinci turda İmamoğlu yüzde 54, Kurum ise yüzde 46’ya ulaşıyordu.

Ulaş Tol, çalışmayı değerlendirirken şu ifadeleri kullandı: “Seçim 2 turlu olsa İmamoğlu ikinci turda yüzde 54-yüzde 46 alırdı. Buradan eksilterek analiz edersek:

– Başak Demirtaş yüzde 7, YRP yüzde 4 civarında oy alırlar.
– DEM aday çıkarırsa İmamoğlu’nun yüzde 54’den eksilecek milliyetçi seçmen firesi daha az olur (yüzde 4’te kalır).
-DEM aday çıkarmasa da 3 puanlık kadar seçmeni İmamoğlu’na vermez.
– YRP aday çıkarmasa da 1 puanlık seçmeni Kurum’a vermez.
– Her durumda iki tarafta da en az yüzde 1’er protesto oyu olur.”

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu Mu Önde Murat Kurum Mu? Son Anket

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimleri yaklaştıkça, başkan adaylarına ilişkin anket sonuçları da gelmeye devam ediyor. Son olarak, Optimar İstanbul için yaptığı son anketi açıkladı.

Ankete göre kararsızlar dağıtıldıktan sonra Cumhur İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) başkan adayı Murat Kurum yüzde 45.5 alırken, CHP’nin İBB adayı Ekrem İmamoğlu yüzde 46 oy alıyor.

14-28 Mayıs seçimlerini bilen sayılı araştırma şirketlerinden biri olan OPTİMAR’ın sahibi Hilmi Daşdemir, İstanbul anket sonuçlarını Youtube kanalında paylaştı.

Buna göre, kararsızlar dağıtıldıktan sonra Cumhur İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) başkan adayı Murat Kurum yüzde 45.5 alırken, CHP’nin İBB adayı Ekrem İmamoğlu yüzde 46 oy alıyor.

Sonuçları değerlendiren Hilmi Daşdemir, konuşmasına şöyle devam etti: “Kararsızlar azalacaktır. Başa baş bir seçim yarışı İstanbul’u bekliyor. Yine mahkemede mi biter onu bilemeyiz ama çanlar Ekrem İmamoğlu’nun gideceği yönünde çalıyor. ‘Tik tak tik tak Ekrem İmamoğlu’nun günü zamanı sayılı’ diye bizi heyecanla bekletiyor.

İmamoğlu’nu sevdiğim birisi değil ama araştırmalarımda da duygularıma yer yok. Araştırmalarımda rakamlar benim namusum. Durduğum yer Türkiye merkezli, dünyayı da Türkiye merkezli okuyan Müslüman bir Türk araştırmacıyım. Bununla da şeref ve gurur duyuyorum.

2014’ten beri en isabetli araştırmalar yapan ekibin başı olarak kendimle ve OPTİMAR ile gurur duyuyorum. Murat Kurum arayı kapatıyor yakında yaptığımız araştırmalarda öne geçecek ama ne İstanbul ne Ankara için bu yarış çantada keklik değil. Başa baş kıyasıya bir yarış olacak.”

Paylaşın

İmamoğlu Mu Kurum Mu Önde? Araştırmacı Bekir Ağırdır Açıkladı

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimler yaklaştıkça, seçimlere ilişkin değerlendirmelerde gelmeye devam ediyor. Son olarak araştırmacı Bekir Ağırdır, İstanbul seçimleri için dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Seçimlerde ilgi ve gerilimin odağının İstanbul olacağını belirten Bekir Ağırdır, Gazete Oksijen’deki yazısında, “Son iki aydır yayınlanan araştırmalar hâlâ iktidar yandaşı ve karşıtı bloklar arası seçmen geçişinin olmadığını, iktidar blokunun ülkede yüzde 42-44, İstanbul’da yüzde 40-42 aralığında olduğunu gösteriyor. Aynı araştırmalarda İmamoğlu önde ve CHP’nin 10-12 puan üstünde görünüyordu. Şimdi iki ay önceki avantajının kaybolduğunu ve yarışın başa baş başladığını söyleyebiliriz” ifadelerine yer verdi.

Ağırdır, yazısında, “İmamoğlu yarışa önde ve neredeyse CHP oyundan 10-12 puan daha yüksekten başlıyor gibi görünüyordu. Fakat şimdi İyi Parti adayı Buğra Kavuncu, Zafer Partisi adayı Azmi Karamahmutoğlu, Saadet Partisi adayı Birol Aydın’ın partilerinin oylarından İmamoğlu’na gidecek oyları en aza indireceği muhakkak. DEM Parti’nin de oldukça yüksek profilli bir aday çıkarması bekleniyor. CHP’nin adaylık sürecindeki umutsuzluk çoğaltan tutumu ve tercihleri de dikkate alındığında CHP oyunun artmasını beklemek gerçekçi değil” ifadelerini kullandı.

Bekir Ağırdır, yazısının devamında, “Muhalefetteki bu dağılmaya ve yıkıcı karşılıklı söylemlere bakılınca İmamoğlu’nun iki ay önceki kağıt üzerindeki avantajının kaybolduğunu ve İmamoğlu-Kurum yarışının baş başa yakın bir noktadan başladığını söyleyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

Bekir Ağırdır, buna karşılık AK Parti kanadındaki durumu da şöyle değerlendirdi: Erdoğan ve iktidar blokunun oyun planı net. İktidarın, devletin, kamu bütçesinin, medyanın ve teknolojiyi kullanma maharetinin tüm gücüyle seçimlere ve özellikle de İstanbul seçimlerine yüklenecek. Bu uğurda yapabileceği her şeyi, hukuka uygun-değil, ahlaka uygun-değil bakmaksızın yapmaktan kaçınmayacak.

İktidar ülke genelindeki yüzde 52-48’lik dengeyi kendi lehine daha da açmak istiyor. Bunu başarırsa hem Can Atalay kararında görüldüğü gibi önündeki tüm kurumsal ve toplumsal barajları aşmak konusunda daha cüretkâr davranacak hem de arzuladığı büyük sağ koalisyonu-konsolidasyonu sağlamak için bugünün muhalefette görünen sağ partilerine karşı psikolojik baskı gücünü elde edecek.

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu: Murat Kurum’un Önceliği İstanbul Değil Erdoğan

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, AK Parti’nin İstanbul adayı Murat Kurum’un İBB Başkanı seçilmesi halinde İstanbul’u yönetme iradesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’da olacağını söyledi.

11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat Depremi’nin birinci yılı yaklaşırken İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu İstanbul’daki deprem hazırlıkları kapsamında uluslararası basınla biraraya geldi.

VOA Türkçe’den Hilmi Hacaloğlu’nun aktardığına göre; Türkiye’nin en büyük kentinde 1 milyon 300 bin bağımsız bölümü bulunan yaklaşık 200 bin binanın riskli ve çok riskli yapılar olduğunu söyleyen İmamoğlu bu binalarda yaklaşık 3 milyon kişinin yaşadığını belirtti.

Art Feshane’de düzenlenen toplantıda konuşan İBB Başkanı, “Üzüntü verici bir durumu paylaşmak isterim. Kapısını çaldığımız ve hızlı tarama sistemi ile birlikte evlerini test etmek istediğimizi söylediğimiz yapıların sadece yüzde 35’i kapılarını bize açtı yani yüzde 65’i bizi yapılarına sokmadı. Durumla yüzleşme konusunda tereddütleri olan, ‘binamız riskli ise ben ne yapabilirim’ kaygısıyla bunu reddeden bir toplumla karşı karşıyayız. Hani derler ya ‘bir musibet bin nasihatten evladır‘ diye. 6 Şubat depreminden hemen sonra da büyük bir taleple karşılaştık” dedi.

İmamoğlu deprem hazırlıkları kapsamında 18,8 milyar bütçeyle 52 projenin tamamlandığını, bununla beraber 66 projenin sürdüğünü, 70 projenin de hazırlık aşamasında olduğunu dile getirdi.

Toplantının soru cevap kısmında ise yaklaşan yerel seçimler öne çıktı. Son dönemde Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın isminin DEM Parti adayı olarak öne çıkması hakkında doğrudan bir değerlendirme yapmayan İBB Başkanı, DEM Parti’nin “kent uzlaşısı” kavramına benzer “şehir uzlaşması” ile İstanbul İttifakı’nın seçimi kazanacağına inandığını söyledi.

İmamoğlu asıl rakibinin AK Parti adayı Murat Kurum değil Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu ima ederek, kendisine karşı siyaset geliştirenlerin Erdoğan’a yol açacaklarını savundu.

“2019’da iki partili bir ittifakla seçime gittik biz. Bugün sadece ikiden bire düştük. Elbette ki biz şu anki süreçte kiminle yarıştığımızı biliyoruz hangi yapıyla yarıştığımızı biliyoruz. Ben de kiminle yarıştığımı biliyorum. O bakımdan bu mesele böyle yürürken kulvarlar böyle çizilmişken başka türlü yine bu kulvar mücadelesini veren adayların ya da temsil edildikleri ettikleri partilerin ya da partilerin liderlerinin de şu anda sadece Ekrem İmamoğlu üzerinden bir yerel yönetim süreci konuşmalarını ya da bu şekilde bir gündem yaratmalarını biraz ilgiyle biraz şaşkınlıkla takip ediyorum.” diyen İmamoğlu, “2019’da bir ‘şehir ittifakı’, bir ‘şehir uzlaşması’ndan bahsederek yola çıkmıştım. Bugün artık güçlü bir İstanbul ittifakı vardır ve bunun da duygusu bu şehrin korunmasıdır. İstanbul ittifakının bir seçimi daha İstanbul’da kazanacağına da yürekten inanıyorum” diye ekledi.

İBB Başkanı, Murat Kurum’la ilgili bir soruya “kendisi ile aramızda bir nezaket ve saygı ilişkisi var” cümlesiyle başladıktan sonra AK Parti İstanbul adayının Çevre ve Şehircilik Bakanı olduğu dönemde Kanal İstanbul konusunda çok kararlı sözler söylediğini dile getirdi.

İmamoğlu, “Biz İstanbul’da ortaya koyduğumuz tavırla en başta Kanal İstanbul gibi bir baş belası işi bu şehrin başından uzak tuttuk ve başlayamadılar. Bu kapsamda bugün Sayın Kurum’a ‘İstanbul’un gündeminde olmayan bir konu bizim de gündemimizde olmaz’ dedirtebiliyorsak ki sekiz on ay önce hararetle nasıl ağız dolusu cümleler kurduğunu görürseniz aslında bizim nerede durduğumuzu görürsünüz” dedi.

Murat Kurum en son 27 Ağustos 2022’de “Kanal İstanbul Projesi’ni tabi ki iptal etmedik. İmar planları yürürlükte. Gurur projemizi adım adım hayata geçiriyoruz” paylaşımında bulunmuştu.

İmamoğlu sonrasında arka arkaya verdiği örneklerle Murat Kurum’un İBB Başkanı seçilmesi halinde İstanbul’u yönetme iradesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’da olacağını iddia etti.

İBB Başkanı, “Sayın Bakan’la müsilaj meselesi ile ilgili işbirliği zemininde ortak toplantılar yaptık. Bu ortak toplantıların ilkinde muhtemelen benim konuşmamdan endişe etti ki, ‘Ya arkadaşlar müsilajla ilgili çözümü konuşacağız ne olur Kanal İstanbul gibi başka meseleleri bu sürecin içine katmayalım’ demiştir. Kanal İstanbul’un gerçekleşmesi halinde Marmara Denizi’nin öleceği nettir. Ona rağmen böyle bir talep açmıştır. İstanbul meselelerine duyarlılığının önünde Sayın Cumhurbaşkanı’nın ne istediği ne istemediği daha öncelikli meselesidir. İSKİ’de bizim yönetim kurulu üyelerimizin olurunu bakanlık verir. Bizim İSKİ’de yazdığımız yönetim kurulu taleplerinin hiçbirine onay yazısı gelmemiştir. Bir ismin atamasına bile siyasi onay alamadıkları için onay verememişlerdir” dedi.

İmamoğlu’ndan bir eleştiri de Erdoğan’a

İBB Başkanı’nın gazetecilerle paylaştığı bir başka ilginç olay ise İstanbul İtfaiyesi hakkında idi. İmamoğlu, İstanbul’un ihtiyaç duyduğu itfaiye eri kapasitesinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onay vermemesi nedeniyle mahrum kaldığını söyledi.

İmamoğlu, “Depremi konuşuyoruz. Afetle ilgili mücadelede acilen yeni yetişen güçlü bir itfaiye ordusuna ihtiyacımız var. 3 bin 500 itfaiye talebimizi sunduk. Ancak bu talebimizin 750’si bize onaylandı gönderildi. Niye biliyor musunuz? İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Ekrem İmamoğlu döneminde itfaiye eri almasın. Bir itfaiye erinin eğitimlerini tamamlayıp işe başlatılması bir yıl sürüyor. O insanın gerçekten kudretli bir personele dönüşmesi en az beş yıl. Acil ihtiyacımız olduğunu önceki dönemki Valimiz şimdiki İçişleri Bakanımızla görüşmüştük. O da biliyor” dedikten sonra Kurum’a, “Bu onayları bile veremeyen kişinin iradesinden, yetkisinden ne kadar özgün davranabileceğine kadar 16 milyon İstanbullu’nun belediye başkanı olabileceğinin cevabını topluma vermesi lazım” diyerek meydan okudu.

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Meral Akşener’e Sert Yanıt: Ne Muhatabım Ne De…

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in “Önümüze bu engeli çıkartan iktidar değil, ana muhalefet. Bizi sansürlemek isteyen; saray değil belediye! Bizi engellemeye çalışan; Beştepe değil, Saraçhane” ifadelerine yanıt verdi:

“Bizim öyle bir engelleme veya bu tarz bir girişimde bulunmayacağımızı en iyi kendilerini bilirler. Niye yaptığını bilmiyorum böyle bir açıklamayı. Bu işin sadece belediye kısmı yok, firma boyutu da var.  İstanbul’da Ekrem İmamoğlu üzerinden  konuşmak ya da taş atmak bir prim yapmaya doğru gidiyor.”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den bahsederken, ‘Eş Genel Başkan’ ifadesini kullanmasına dair de konuşan İBB Başkanı İmamoğlu, “Bu nezaketsiz tutum ve tavırlar ne muhatabım ne de cevap vereceğim niteliğe sahip. Kötü söz sahibine aittir” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Tasarım Müzesi’nin açılışının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. İmamoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kendisini hedef alan açıklamalarına ilişkin konuştu.

İmamoğlu, Ankara, İstanbul ve İzmir’de hazırladıkları seçim afişlerinin bilboardlara asılmasının engellendiğini öne süren ve İBB’yi suçlayan Akşener’e şu yanıtı verdi:

“Bizim öyle bir engelleme veya bu tarz bir girişimde bulunmayacağımızı en iyi kendileri bilirler. Bu noktada ne için yaptığını bilmiyorum bu açıklamayı, ama muhtemelen bilboard meselesi… Bu işin sadece İstanbul’u yok, muhtelif şehirleri var. Bu işler de şehirlerde firmalarda yönetiliyor. Onlarla konuşabilirler.

İstanbul’da Ekrem İmamoğlu üzerinden konuşmak veya taş atmak böyle bir prim yapacak zannedilir şekle doğru gidiliyor. Hayırlısı. Allah’tan alışığız. Bize atılan hiçbir taşın etkisi olmaz. Bize doğru gelirken havada güle dönüşür. Dikkat etsinler, bizim öyle bir endişemiz yok. İnsanlara karşı, demokrasiye karşı sorumluluk hissettik. Bu sorumluluğun dışında da hareket etmedik. Bunu en iyi sayın Akşener bilir.”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den bahsederken, ‘Eş Genel Başkan’ ifadesini kullanmasına dair de konuşan İBB Başkanı İmamoğlu, “Bu nezaketsiz tutum ve tavırlar ne muhatabım ne de cevap vereceğim niteliğe sahip. Kötü söz sahibine aittir” dedi.

“İYİ Parti nerede duracağına kendisi karar verecek”

Öte yandan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Meral Akşener’in açıklamalarını değerlendirdi. Günaydın, muhalefete muhalefet etmeyi bıraktıklarını, İYİ Partinin nerede duracağına kendisinin karar vereceğini söyledi.

Günaydın, “Bir afişin nasıl asılacağına ilişkin ilkeler, ticari ilişkiler bellidir. Ankara, İstanbul, İzmir Büyükşehir Belediyesinin bütün afiş mekanlarını kontrol etme durumu yoktur. İYİ Parti de bu gerekçeleri yerine getirir, kendisini tanıtır. Cumhurbaşkanı adayı ilan ettiğin, Fatih’e benzettiğin ve Türkiye’nin kurtuluşunun reçetesi olarak tanımladığın Sayın Ekrem İmamoğlu, Sayın Mansur Yavaş’ı bugün beğenmeyip karşısına aday çıkartmak, kendisini engellemekle itham etmek, İYİ Partinin kurumsal kimliğinden çıkan kararlardır. Biz buna da saygılıyız” değerlendirmesinde bulundu.

İYİ Parti Lideri Akşener ne demişti?

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki  grup toplantısında yaptığı açıklamada, yerel seçim için hazırladıkları afişlerin Ankara, İstanbul ve İzmir’deki bilboardlara asılmasının engellendiğini ileri sürmüştü.

Ekrem İmamoğlu’nu hedef alarak “Bizi engellemek isteyen Beştepe değil Saraçhane” ifadesini kullanmıştı.

Mansur Yavaş’ı da hedef gösteren Akşener, şunları söylemişti: “Biz, zaten şirkete telefon açan bu fevkalade cabbar arkadaşları kapalı kapılar ardında aslan kesilip, iş icraata geldiğinde ise meydana çıkmaya cesaret edemeyişleriyle tanıyoruz. Ama belli ki, bunlar karşılarında kimlerin olduğunu unutmuş.”

Paylaşın

Akşener, Partisinin İstanbul Adayını Duyurdu: Buğra Kavuncu

Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Lideri Meral Akşener, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adaylarının Buğra Kavuncu olduğunu açıkladı.

Haber Merkezi / İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Akşener’in konuşmasının satırbaşları şöyle:

“Sözlerimin başında; Dün, Gazi Meclisimizde gerçekleşen, çok önemli bir oylamaya, değinmek istiyorum. Biliyorsunuz; İsveç’in, NATO’ya katılım protokolü; İYİ Partimizin, “hayır” oyuna rağmen; Cumhur İttifakı ve CHP oylarıyla, maalesef kabul edildi.

Ve böylece; Milli güvenliğimiz için, talep ettiğimiz hususlar; henüz yerine getirilmemiş; muhataplarımız tarafından, kabul edilebilir adımlar, henüz atılmamış olduğu halde; ülkemizin elindeki, çok önemli bir koz; adeta bir muammayla, elimizden uçup, gitmiş oldu…

Ancak, öyle bir oylama yaşadık ki; Adeta, bir turnusol kağıdı niteliğindeydi… Bir tarafta; madde madde şartlar açıklayıp, bol keseden atanların; içerde efelenip, dışarda sus pus olanların; daha önce, nicesine şahit olduğumuz, tornistanlarını izledik.

Diğer taraftaysa; “İktidar ile hizalanmayacağız.” diyenlerin; “Ak Parti’yle, aynı bildiriye imza atmayız.” diyenlerin; iktidarla birlikte, aynı vahim yanlışa, şaşırtıcı bir uyum içerisinde, el kaldırışlarına şahit olduk.

TÜİK’in “hissedilen enflasyon” açıklaması

“Gerçeklerin, bir gün mutlaka, ortaya çıkmak gibi; çok güzel bir huyu vardır…” Nitekim; bunun yeni bir örneğine de, birkaç gün önce; milletimize yıllardır, utanmadan yalan söyleyen TÜİK’in; basına yansıyan, itiraf niteliğindeki, fevkalade çarpıcı bir tespitiyle, şahit olduk.  Neymiş? Vatandaş, açıklanan enflasyonun, 2 katını “hissediyormuş”… Yani; TÜİK’in, yüzde 64,7 olarak açıkladığı, 2023 yılı, tüketici enflasyonu; Yine TÜİK’in yaptığı, hesaplamalara göre; vatandaşlarımızca, yüzde 129,4 olarak “hissediliyormuş”… Güler misin, ağlar mısın?… İstatistik kurumu değil; meteoroloji enstitüsü mübarek…

Üstelik, aradaki farkın sebebi de; böyle ciddiyetsiz bir tespitten beklenenin aksine; balkanlardan gelen, yüksek enflasyon dalgası; veya, döviz kurlarındaki, yüksek nem oranı değil; Tüketim alışkanlıkları ve harcama kalıplarıymış…

Yani sorun, TÜİK’te değil; 85 milyon olarak, bizzat bizlerdeymiş… Sorun, TÜİK’in, uydurma rakamlarında değil; bizim, tüketim alışkanlıklarımızdaymış… Sorun, iktidarın, yanlış ekonomi politikalarında değil; bizim, harcama kalıplarımızdaymış…

Allah aşkına; siz bu milletle, dalga mı geçiyorsunuz?

Kardeşim; İnsanlarımız, demir mi yiyor? Çimento, tuğla mı yiyor?

Et, süt, yumurta yiyor. Ekmek yiyor, peynir yiyor, sebze yiyor. Tutup da, “Milletin tüketim alışkanlıkları yanlış.” demek; Millete, “Ekmek bulamazsan, git tuğla ye.” demekle aynı şeydir. Bir büyük ciddiyetsizliktir, bir büyük saygısızlıktır.

Tam 3 yıldır; iktidara bu soruyu soruyoruz! Tam 3 yıldır; bu garabete, bir an önce, son verilmesini istiyoruz! Tam 3 yıldır; “Emekli maaşlarını, asgari ücretle eşitleyin.” çağrısını yapıyoruz. Ama bu 3 yılın sonunda; Bırakın, iktidar tarafından bir adım atılmasını; emeklilerimiz için, her geçen gün, daha da kötüleşen bir tabloyla, karşı karşıyayız.

2002 yılında, en düşük emekli maaşı, asgari ücretin, 1.3 katıyken; bugün, yüzde 60’ına düştü…10 yıl önce, asgari ücret, 850 lirayken; en düşük emekli maaşı, 1050 liraydı. Bugün ise; asgari ücret, 17 bin liraya çıktı; ama en düşük emekli maaşı, 10 bin lirada kaldı.

Daha 10 yıl önce; asgari ücretin, yüzde 24 üzerinde maaş alan emeklilerimiz; bugün, asgari ücretlinin, neredeyse yarısı kadar maaş alıyor.

Memlekette açlık sınırı, 14 bin 431 lirayı bulmuş; Yoksulluk sınırı, 47 bin 9 lira olmuş;

İktidar ise; en düşük emekli maaşını, 10 bin lira yapmakla övünüyor… Gerçekten ibretlik…

Sayın Erdoğan; Emeklilerimizin üzerindeki ağır yükü, derhâl kaldırın. En düşük emekli maaşını, bir an önce, asgari ücret seviyesine çıkartın. En düşük emekli maaşında yapılan artışlardan, tüm emeklilerimizin, faydalanmasını sağlayın. Kök maaş işinden, derhal vazgeçin. Yüksek ücret üzerinden ve yüksek günle prim ödeyenleri, daha fazla cezalandırmayın.

İstanbul adayı Buğra Kavuncu

Meral Akşener İstanbul Büyükşehir adayını Buğra Kavuncu’yu Balıkesir’de Turhan Çömez’i ve Sincan’da da Fatih Koca’yı aday gösterdiklerini söyledi.

Bir cami imamının, hutbede; şehitlerimizle ilgili bölümü, okumaması rezaleti üzerinden; yine bir kavga çıktı. Üstelik, o kadar vahim bir kavga ki… Bir yanda imam, kendisine baskı yapıldığını söylüyor. Diğer yanda ise, imama görevini hatırlatan kaymakamla ilgili; sözde iddialar havada uçuşuyor. Kaymakamın bıyığının şekli bile; şehitlerimizin, aziz hatırasına yapılan saygısızlığın, önüne geçiyor.

Allah aşkına, böyle bir rezalet olabilir mi? Bu devletin imamına kim, neden ve nasıl baskı yapıyor? Hayırdır? Türkiye’de bölgelere göre, çok hukuklu bir düzene mi geçtik? Yerine göre, camisine göre, baskısına göre; farklı hutbeler okutmaya mı başladık? Devleti yönetenler, bunları neden açığa çıkarmıyor? Diyanet neden sessiz kalıyor?

Biliyorsunuz, 19 Ocak gecesi; Cumhuriyet tarihimizde, bir ilk yaşandı. Astronotumuz, Alper Gezeravcı; uzaya çıkan, ilk Türk oldu. Cumhuriyetimizin, 100’üncü yılında yaşanan, bu güzel gelişme; aslında her Türk’ün, mutlu olacağı bir gelişmeydi. Şanlı bayrağımızın, uluslararası uzay istasyonuna çıkması, her Türk’ün, gururlanacağı bir tabloydu. Ama maalesef; bu konuda bile, utanmazca ayrıştırıldık…

İlk başta; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, iktidardan ibaret görenlerle, onları küçümseyenler arasında; bir garip tartışma başladı. Sonrasında ise, astronotumuzun, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzü anarak; “İstikbal göklerdedir!” demesi üzerinden; bu sefer de, tersine bir meydan okuma alanı oluşturuldu. Atatürk’ümüze düşman olanlarla; kendi tapulu mülkü zannedenlerin; bol gürültülü, horoz dövüşünün ortasında; millet olarak, yine bir sevincimizde, bir gururumuzda, ortaklaşamadık.

Oysa; Bir yandan gururlanırken; Bir yandan da, tartışılması gereken şeyler yok muydu?Elbette vardı. Ama tartışmamız gereken şey; Atatürk değildi. Tartışmamız gereken şey; Astronotumuzun, siyasi tercihleri değildi. Tartışmamız gereken şey; milletimize verilen sözlerdi.

Hatırlayın; Daha 2021 yılında, Sayın Erdoğan, bir söz vermişti. Demişti ki; “İlk aşamada, 2023 yılı sonunda, yakın dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz, kendi millî ve özgün, hibrit roketimizle, aya ulaşarak, sert iniş gerçekleştireceğiz.” 2023 bitti, ama aya sert iniş yapılamadı. Asıl sorgulanması, asıl tartışılması gereken, işte buydu.

Yıl oldu 2024… Ama biz, bir başka ülkenin, ticari bir şirketi aracılıyla; bir vatandaşımızı, uzaya gönderebildik. İşte bizim asıl tartışmamız gereken; Bunu, kendi imkân ve kabiliyetlerimizle; kendi teknolojimizle; neden hâlâ yapamadığımızdı!

Bizim asıl tartışmamız gereken; Küresel rekabetin, en önemli merkezlerinden birinde olup da; uluslararası rekabet gücümüzü, neden hâlâ artıramadığımızdı. Ve her şeyden önce, bizim asıl tartışmamız gereken şey; Tüm bunları yapabilecek güçte bir ekonomiye, neden hâlâ sahip olamadığımızdı.

“Millete tepeden bakan, bu kibirli siyaseti reddediyoruz!”

Ortada, Türkiye için, bir vizyon, bir proje, bir iddia yok! Sadece, “Ben gelmezsem o gelir.” diyerek, korku salıp; kendini milletimize dayatmak var! Ortada, memleket için, bir fikir, bir amaç, bir hedef yok! Her fikri, her ideolojiyi, her hedefi, kendi çıkarına göre, eğip bükmek; sonra da kullanıp atmak var!

İşte biz, İYİ Parti olarak; Millete tepeden bakan, bu kibirli siyaseti reddediyoruz! Memlekete hiçbir faydası olmayan, bu çıkarcı siyaseti reddediyoruz! Milletimizin iradesini, ipotek altına alan, bu mecburiyet siyasetini reddediyoruz!

Bu sebeple, buradan milletimizin her bir ferdine, tek tek seslenmek istiyorum. Her bir vatandaşımıza, bir şeyi hatırlatmak istiyorum: Ey Türk Milleti’nin asil evladı! Seni anlamayana, görmeyene, bilmeyene, artık mecbur değilsin. Hayat tarzın üzerinden yargılayana, artık mecbur değilsin. Sandıktaki keklik olmaya, cepteki seçmen kalmaya, içine sinmeden, oy kullanmaya; artık mecbur değilsin.

Şeyh Sait’i övenlere, katile selam duranlara, demokrasi diye, Türksüz Türkiye pazarlayanlara, artık mecbur değilsin.  Yani artık; cumhuriyete savaş açana da teröre alan açana da mecbur değilsin.”

Paylaşın

İmamoğlu Duyurdu: İstanbul’da İlk’ler Ve En’ler Dönemi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, 5 yıldır görevde olduğu sürece imza attığı projeleri sıralayarak İstanbul’da ilkler ve enler dönemi olduğunu söyledi.

Haber Merkezi / 31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimler yaklaştıkça, belediye başkan adayları da çalışmalarına hız verdi.

İstanbul’da Cumhur İttifakı’nın adayı Murat Kurum ile yarışacak olan mevcut İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden 5 yılda yaptığı icraatları sıraladı.

Açıklamasında, İstanbul’da ilkler ve enler dönemi olduğunu ifade eden İmamoğlu’nun sıraladığı icraatları şöyle:

İstanbul, tarihinin en çok metro yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok restorasyon yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok altyapı yatırımı yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok yeşil alan yapılan dönemini yaşıyor.

İstanbul, tarihinin en çok sosyal proje yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok çevre yatırımı yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en şeffaf ve liyakatli dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en ciddi şehir planı yapılan dönemini yaşıyor.

İstanbul, tarihinin en çok kentsel dönüşüm yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok kültür sanat etkinliği yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok meydan yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok sokak hayvanlarına bakım yapılan dönemini yaşıyor.

İstanbul, tarihinin en çok deniz ulaşımı yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok halk ekmek üretilen dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok otopark yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok imar ve tapu çözümü üretilen dönemini yaşıyor.

İstanbul, tarihinin en çok özel sektörde istihdam üretilen dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok tarım desteği olan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin ilk kreş ve yurt yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinde ilk kez ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarına Halk Süt dağıtılan dönemini yaşıyor.

İstanbul, tarihinin ilk kent lokantaları açılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok burs verilen dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok cadde düzenlemesi yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok spor etkinliği yapılan dönemini yaşıyor.

İstanbul, tarihinin en çok spor yatırımı yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok kütüphane yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok dayanışma projesi üretilen dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinde ilk kez annelerin ücretsiz yolculuk yaptığı dönemini yaşıyor.

İstanbul, tarihinde en çok kadınlara ve gençlere özel projelerin geliştirildiği dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinde ilk kez çöpten enerji üretilen dönemini yaşıyor.

Paylaşın

Anket: İstanbul Ve Ankara’da Hangi Aday Önde?

İstanbul’da ‘Ekrem İmamoğlu seçilmeli’ diyenlerin oranı yüzde 46.3 olurken ‘Murat Kurum seçilmeli’ diyenlerin oranı yüzde 42.1. Ankara’da ise Mansur Yavaş, Turgut Altınok’un 2.1 puan önünde birinci sırada yer aldı.

Haber Merkezi / 31 Mart’ta yapılacak seçimler yaklaştıkça araştırma şirketleri de, seçimlere ilişkin anket araştırmalarına hız verdi. ASAL Araştırma, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi için yaptığı anketin ön sonucunu paylaştı.

19-22 Ocak tarihlerinde 2 bin kişiyle yüz yüze görüşme yapılan ankette, katılımcılara “Bu Pazar Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimi Olsa Hangi Siyasi Partiye Oyunuzu Verirsiniz?” sorusu yönetildi.

ASAL Araştırma’nın yaptığı açıklamaya göre, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, AKP’nin Ankara adayı Turgut Altınok’un 2.1 puan önünde çıktı.

“Her şeye rağmen Mansur Yavaş önde olsa da kafa kafaya bir seçime doğru gidiyoruz” diyen ASAL Araştırma, şu değerlendirmeyi yaptı: “İyi Parti- DEM Parti-Yeniden Refah Partisi ile Diğer Partilerin adaylarının açıklanmasının ardından yapacağımız çalışmalarda tablo daha da netleşmiş olacak.”

İstanbul seçimleriyle ilgili son anket ise Optimar’dan geldi. Gazeteci Abdülkadir Selvi’nin köşesine taşıdığı ankette İstanbul seçimleri için Ekrem İmamoğlu birinci sırada yer aldı.

Ankete göre ‘Ekrem İmamoğlu seçilmeli’ diyenlerin oranı yüzde 46.3 olurken ‘Murat Kurum seçilmeli’ diyenlerin oranı yüzde 42.1. Kararsız olduğunu söyleyenlerin oranı ise yüzde 5.7.

‘Kim seçilecek?’ sorusunda ise fark daha da açılıyor. Bu soruya ankete katılanların yüzde 50.5’i Ekrem İmamoğlu, 41.7’si Murat Kurum diyor.

Ankete katılanların yüzde 40.3’ü Ekrem İmamoğlu’nun geride kalan 5 senede başarılı bir belediyecilik yürüttüğü görüşünde. Yüzde 33.7’si İmamoğlu’nu başarısız bulurken yüzde 26’lik bir kesim ise bir şey değişmediğini ifade etti.

Paylaşın