Ekrem İmamoğlu’ndan Sızdırılan Videoya İlişkin İlk Açıklama: Araştıracağız

CHP’li bazı kurmaylarla çevrimiçi yaptığı toplantı kaydının sızdırılması hakkında açıklama yapan İBB Başkanı İmamoğlu, “Partinin mevzuları partililerle konuşulur. Partinin yöneticileriyle parti meclisi üyeleriyle konuşulur. Eski yeni milletvekilleriyle konuşulur ilçe başkanlarıyla konuşulur. Bundan daha doğal bir şey yoktur” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu ve benzeri 200e yakın toplantımız olmuştur diyebilirim seçimden bu yana. Bugün bile buna benzer toplantımız var. Gizli bir bilgi yok. Sızdırılmasını araştıracağız bunu seven kimler var parti içinden mi dışından mı? Kalbimizde ne varsa aile meselesi gibi konuşmaya devam edeceğiz, oradan sağlıklı karar çıkması için de yapılan her işlemi takip edeceğiz.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri’nin (İETT) ‘125 Yeni Otobüs Temini Sözleşme Töreni’nde konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendisi ile CHP’li bazı kurmayların çevrimiçi yaptıkları toplantı kaydının sızdırılması hakkında açıklama yaptı.

İmamoğlu şöyle konuştu: “Partinin mevzuları partililerle konuşulur. Partinin yöneticileriyle parti meclisi üyeleriyle konuşulur. Eski yeni milletvekilleriyle konuşulur ilçe başkanlarıyla konuşulur. Bundan daha doğal bir şey yoktur. Bu ve benzeri 200e yakın toplantımız olmuştur diyebilirim seçimden bu yana.

Bugün bile buna benzer toplantımız var. Gizli bir bilgi yok. Sızdırılmasını araştıracağız bunu seven kimler var parti içinden mi dışından mı? Kalbimizde ne varsa aile meselesi gibi konuşmaya devam edeceğiz, oradan sağlıklı karar çıkması için de yapılan her işlemi takip edeceğiz”

Ne olmuştu?

CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu öncülüğünde yapıldığı anlaşılan ve partiyi olağanüstü kurultaya götürme konusunun görüşüldüğü online toplantının görüntüleri internete sızdırıldı.

Engin Altay, Gökhan Günaydın, Tekin Bingöl, Onursal Adıgüzel ve Bülent Teczan gibi üst düzey CHP’li isimlerin katıldığı kapalı devre toplantıda Parti Meclisi’ni toplantıya çağırmak için imza toplama ve olağanüstü kurultayın yapılmasıyla ilgili konular konuşuluyor.

Toplantının başında görüşmenin ana çerçevesini anlatan İmamoğlu, “Parti Meclisi süreciyle ilgili bir zemin oluşturmaya dönük bir kararlılık göstermiştik…İkincisi yine bu özellik ile alternatif bir olağanüstü kurultay süreci olabilir mi olgunlaşabilir mi buna dair bir zemin var mı? Elimizdeki veriler üzerinden bir heyet konuşulmuştu. O konuda da katkısı olacak olan burada olan ve olmayan arkadaşların da katkılarıyla birlikte bir çalışma, bir öngörü zemini oluşacaktı. Bu konuda da bir çalışma sürdürüldü diye biliyorum” ifadelerini kullandı.

Online toplantıya katılan CHP’liler Parti Meclisi’nin toplanması için kaç imza gerektiği ve kimlerin imza verdiğini veya vereceğini tartışıyor. Konuşmalardan Parti Meclisi’nde görevden alınan il ve ilçe başlanlarının itirazlarının görüşülmesinin hedeflendiği anlaşılıyor. Genel Başkan katılmadığı takdirde söz konusu Parti Meclisi toplantısının yapılamama ihtimalini de değerlendiren CHP’liler, buna karşı alınabilecek tedbirleri de tartışıyor.

Gerekli imzalar toplandıktan sonra Parti Meclisi’nin toplanması için dilekçeyi genel merkeze kimin sunacağının da tartışıldığı görüşmede söz alan Bülent Tezcan, “Bu dilekçenin verilmesini çok özel bir törene dönüştürmemek lazım. İlerde olur da başka bir dilekçe verilecek olursa olağanüstü kurultay istemeyle ilgili falan, onun özel bir durumu vardır ama bunun basına geçilmesi yeterlidir” ifadelerini kullanıyor.

14 dakikalık videonun sonunda gerekli imzalara pazartesi gününe kadar ulaşılacağı, bunun ardından dilekçenin gecikmeden genel merkeze sunulması gerektiği konuşuluyor.

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu Ve Ekibinin “Değişim” Toplantısı İnternete Sızdı

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bazı üst düzey Cumhuriyet Halk Partili (CHP) yöneticilerle yaptığı online toplantının internete sızdı. Engin Altay, Gökhan Günaydın, Tekin Bingöl, Onursal Adıgüzel ve Bülent Teczan gibi üst düzey isimlerin katıldığı kapalı devre toplantıda Parti Meclisi’ni toplantıya çağırmak için imza toplama ve olağanüstü kurultayın yapılmasıyla ilgili konular konuşuluyor.

Toplantının başında görüşmenin ana çerçevesini anlatan İmamoğlu, “Parti Meclisi süreciyle ilgili bir zemin oluşturmaya dönük bir kararlılık göstermiştik…İkincisi yine bu özellik ile alternatif bir olağanüstü kurultay süreci olabilir mi olgunlaşabilir mi buna dair bir zemin var mı? Elimizdeki veriler üzerinden bir heyet konuşulmuştu. O konuda da katkısı olacak olan burada olan ve olmayan arkadaşların da katkılarıyla birlikte bir çalışma, bir öngörü zemini oluşacaktı. Bu konuda da bir çalışma sürdürüldü diye biliyorum” diye konuşuyor.

Online toplantıya katılan CHP’liler Parti Meclisi’nin toplanması için kaç imza gerektiği ve kimlerin imza verdiğini veya vereceğini tartışıyor. Konuşmalardan Parti Meclisi’nde görevden alınan il ve ilçe başlanlarının itirazlarının görüşülmesinin hedeflendiği anlaşılıyor. Genel Başkan katılmadığı takdirde söz konusu Parti Meclisi toplantısının yapılamama ihtimalini de değerlendiren CHP’liler, buna karşı alınabilecek tedbirleri de tartışıyor.

Gerekli imzalar toplandıktan sonra Parti Meclisi’nin toplanması için dilekçeyi genel merkeze kimin sunacağının da tartışıldığı görüşmede söz alan Bülent Tezcan, “Bu dilekçenin verilmesini çok özel bir törene dönüştürmemek lazım. İlerde olur da başka bir dilekçe verilecek olursa olağanüstü kurultay istemeyle ilgili falan, onun özel bir durumu vardır ama bunun basına geçilmesi yeterlidir” ifadelerini kullanıyor.

14 dakikalık videonun sonunda gerekli imzalara pazartesi gününe kadar ulaşılacağı, bunun ardından dilekçenin gecikmeden genel merkeze sunulması gerektiği konuşuluyor.

Söz konusu videoda konuşulanlar ise şöyle:

Ekrem İmamoğlu: Birkaç hususta ilk planlamamızı yapmıştık aslında. Hem bu parti meclisi süreci ile ilgili bir zemin oluşturmaya dönük bir kararlılık göstermiştik. Bunun da özellikle örgütün görevden alma sürecine dair bir hazırlık olacaktı. Bu konuda en son Gökhan Bey bir süreç başlattı. İkincisi, yine bu özellikle alternatif bir olağanüstü bir kurultay süreci olabilir mi, olgunlaşabilir mi, buna dair bir zemin var mı, elimizdeki veriler üzerinden bir heyet konuşulmuştu. O konuda da katkısı olacak olan, burada olan ve olmayan arkadaşların da katkılarıyla birlikte bir çalışma bir öngörü zemini oluşacaktı. O konuda da bir çalışma sürdürüldü diye biliyorum. Bir de malum aslında Selin Hanım zaten Amerika’dan gelir gelmez içine eklenecek olan bir çalışma yapılacaktı. Biz de onu yürütüyoruz aslında ve bugün de öyle bir toplantının içinde şu anda Selin Hanım. Böyle bir aşamaları var…

İsterseniz bu PM’den başlayalım, sonra olağanüstü kurultay zemini ya da ihtimali, alternatifi nasıl bir bakış diye devam edelim. Selin Hanım katıldığında biraz içerik detayına girebiliriz. Ardından da önümüzdeki günlere dair, hem mahalle seçimleri nasıl bir akışla gidiyor… Sonrasındaki genel kurullara, kongrelere dair var mı ön tespiti olan… Biraz da ona bakmak lazım. Nasıl bir zemin yürüyor diye tartışalım. Bu şekilde sonlandıralım. yani uygun görürseniz de böyle yaklaşık bir saat gibi bir süre koyarsak toplantımıza, makul bir zeminde toparlarız diye düşünüyorum. Önce Gökhan bey, PM işi galiba sizin tarafta yürüyordu? Değil mi yanlış mı biliyorum?

Gökhan Günaydın: Şöyle söyleyeyim, bir bilgi sunayım ben o konuda. Bülent Bey de burada… Kendisi sağolsun bir metin hazırladı ve metin hazırladıktan sonra da çeşitli imzaları… onun da aldığı imzalar var benim de aldığım imzalar var. Şu andan itibaren durum şudur, 7 kişi imzaladı.

Sayıyorum izninizle, Bülent Tezcan , Gökhan Zeybek, Tekin Bingöl, Hasan Baltacı, Umut Akdoğan, Hakan Uyanık ve Erbil Aydınlık. Biraz evvel ben metni bir zarf içerisinde Selin Hanım’a gönderdim. Selin Hanım da imzalamış olacak…

Böylece 8 imza olacak. Bu akşam 20’de bizim İstanbul içine yönelik bir toplantımız var. Orada Onursal Adıgüzel, Sevgi Kılıç, Pınar Uzun ve Turan Aydoğan da imzalamış olacaklar. Geriye Muharrem Bey, Hakkı Süha Okay Bey ve Yaşar Selman Hanım kalacak. Ben yarın sabah bir arabayla erkenden uygun görürse Çanakkale’ye Muharrem Bey’e göndereceğim imzayı… Oradan galiba Burhaniye’deymiş şey.. Bizim Yaşar Hanım. Yaşar Hanım imzalayacak. Oradan da Bodrum’a geçecek ve Hakkı Abi imzalayacak. Böylece imza sayısı pazartesi akşam itibarıyla on beşe ulaşacak.

Engin Altay: Bir şey söyleyeyim mi… Bence tüzüğün öngördüğünden bir fazla bile olmasın. 15 şey yapar… İşte ‘hepsi 15’ algısı oluşur.

G. Günaydın: Ya şöyle bunu tartıştık. Bunu tartıştık şöyle, bizim Hakkı Abi’nin önerisidir bu. Ben imza atanların hiçbirisinin geri çekeceğini düşünmüyorum ancak, dedi ki ‘insanlık halidir lastik patlar, şoför atlar’…

E. İmamoğlu: Şu katılımcı kim acaba?

G. Günaydın: 2-3 fazla yazmak iyi olur dedi. Zaten bir hafta içerisinde toplayacakları için sayımızın ne olduğunu görecekler yani… Ben 15-16’nın bu düşünce temelinde Engin (Altay) Başkanım..

E. Altay: Hayır Bodrum’a kadar araba göndermeye gerek yok onu diyorum aynı zamanda. Dinliyorum.

G. Günaydın: Ya ben hatta ilave bir şey daha söyleyeceğim. Özgür (Özel) Başkanım da burada… Eğer uygun görürseniz Veli Ağbaba ya da Murat Emir’den birinin de imzasını alalım buraya.

Muharrem Erkek: Evet. İyi olur.

G. Günaydın: Böylece 16 sayısı ile veririz. şöyle bir düşünce var. Bülent bey kendisi de ifade eder: eğer genel başkan toplantıya katılmaz ve başkanlık etmez ise. PM bu çerçevede toplanamayabilir iddiası var. Geçmişte de böyle şeyler olmuştu. Biz bu takdirde bu 16 sayısını ise 32-33 yapıp PM listesini tekrarlayabiliriz diye düşünüyorum. Bu alanda benim söyleyeceklerim bundan ibaret.

Tekin Bingöl: Söz alabilir miyim? (el kaldırarak)

E. İmamoğlu: Tabii Tekin Bey. Buyrun başlayın.

Tekin Bingöl: Ben de bir iki ekleme yapayım. Bu ikazlarla ilgili şu ana kadar benim tespit edebildiğim, ettiğim sayı şu: Muş, Ağrı, Hakkari ve Mardin posta yoluyla, iadeli taahhütlü posta yoluyla cuma günü Genel Merkez’e gönderdiler ama henüz Genel Merkez’e ulaşmış bir şey yok diye biliyorum. Çünkü postada öyle bir iki gün hafta sonu da araya girdi. Van İl Başkanı Seracettin (Burhanoğlu), Muş İl Başkanı’na ‘imza atmayı düşünmüyorum’ demiş ama dün tekrar görüşüldü. Pazartesi o da itiraz dilekçesini gönderecek…

Hatta şunu söyledim: ‘Eğer göndermedi.. şey yapacaksa kargo yoluyla göndersin. Kargo daha erken sürede Genel Merkez’e ulaşır Yurtiçi Kargo falan..’ diye ilçelerin durumunu… Görevden alınan ilçelerin durumunu… İstifalarının olup olmadığını bilmiyorum.

G. Günaydın: Onları da ben söyleyeyim izninizle… Beykoz gönderdi. Şeyin… Hatay’ın Samandağ dahil görevden almışlardı fakat Refik’in şiddetli itirazları karşısında Samandağ’ı görevden almadılar. Geriye kalan tüm Hatay ilçeleri itirazlarını Genel Merkez’e iletti. bende de var zaten bunlar.

T. Bingöl: Evet şimdi tabii o zaman yani muhtemeldir ki Van’ın da itirazıyla birlikte, bu çarşamba günü tamamlanacaktır. Genel Merkez’de (İmamoğlu’nun bu bilgiyi not aldığı görülüyor.) Biz bu bilgiyi alır almaz o direkt şeyi süratle Genel Merkez’e sunarız. Burada tabii bir de az Gökhan Bey’in söylediği bir konu var: “Genel Başkan katılmaz ise…” Bu yaşandı. Hatırlarsanız 2010’da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın… Gökhan Bey ile biz o zaman MYK’daydık. Bir iddia… Kesinlikle ‘katılmazsa bile, vekaleten o toplantı yapılır’ deniyordu ama Genel Başkan gelmeyince o toplantı gerçekleştirilemedi ve toplantı yapılmadan dağıldı.

Şimdi bu da bir önümüzde durmalı. Eğer bu girişimi yapacaksak. dediğiniz gibi ona yönelik bir tedbir de alınmalı. Yoksa yani boşa bir atış bizi zor durumda sokar diye düşünüyorum.

G. Günaydın: İzin verir misiniz burada çok küçücük bir şey söyleyeyim. Evet, Genel Başkan bunu 2010’da yaptığı için, 2023’te bunu hatırlayacaktır ya da 2010’da ona bunu söyleyenler 2023’te de bunu söyleyeceklerdir. Ancak, PM’nin 16 üyesinin çağrısına gelmeyen genel başkan’ın hemen ertesi gün ya da birkaç gün içerisinde 33 üyenin de çağrısıyla yapılan bir PM toplantısına gelmemesi onu siyaseten hani belli bir noktaya koyar. Önce bunu ifade etmek isterim. İkincisi de bir önceki konuşmada eklemeyi ihmal ettiğim önemli bir konu var.  Engin Bey (Özkoç) ile ben görüştüm. Cuma günüydü, galiba öyleydi… Bu bilgiyi, aldığım bilgiyi kullanacağımı kendisine de söylediğim için burada aktarıyorum.

E. Altay: Engin Özkoç…

E. İmamoğlu: Özkoç, Özkoç…

G. Günaydın: Efendim? Evet Özkoç… Pazartesi günü saat 14’te MYK toplantısı var oraya muhtemelen Diyarbakır, Urfa ve Rize Ardeşen’i de getireceklermiş… Dolayısıyla biz çarşamba günü bu dilekçeyi verebiliriz. Bülent Bey’in bir orada tecrübesiyle yazdığı (gülerek) torba madde var. İsterseniz siz kendiniz açıklayın. Ben bir şey söylemiş olmayayım Bülent Bey.

B. Tezcan: (Gülerek) Estağfurullah estağfurullah… Devam edin bir mahsuru yok.

G. Günaydın: Orada Bülent Bey hem itiraz edilenleri yazdı ismen hem de arkaya koyduğu bir maddeyle ‘daha sonra itiraz edileceklerin de durumunun görüşülmesi’ diye bir torba madde koydu. Dolayısıyla toplantı günü itibarıyla kimin itirazı ulaşmış olursa hepsi görüşülecek. Bir de şu ifade ediliyor. Bunu Hakkı abi söyledi. Onu da söyleyebilirm. ‘Bazısı 32-33’te kalabilir ama bazısı 40’ı bulabilir’ diyor. Şeyin… Hani… Görevden alınan il-ilçenin durumuna göre bu da kritik bir bilgi bana göre. Sizlerle paylaşmış olayım.

E. İmamoğlu: O zaman PM süreci aslında şu anda ayarında dengede gidiyor. Muhtemelen Tekin Başkan’ın ifade ettiği ‘mektup’ sürecine dayalı olarak çarşamba günü bir aksiyona dönüşecek ya da maksimum perşembe diyelim buna.

G. Günaydın: Bir de bunu izin verirseniz… Çarşamba-Perşembe kimin teslim edeceğini de konuşmuş olalım eğer uygun görürseniz. Bu kritik bir durum doğal olarak.

E. İmamoğlu: İmza sahiplerinden biri olacaktır herhalde…

G. Günaydın: Kuşkusuz öyle olmalı…

E. İmamoğlu: Ankara’da olan kim var arkadaşlarımızdan ya da nasıl yapabiliriz.

T. Bingöl: Başkanım bunu şöyle yapalım mı… Biz bu dilekçeye imza atan arkadaşlar kendi aramızda değerlendiririz.

E. İmamoğlu: Tamam.

T. Bingöl: Çarşamba günü müsait olan bir ya da iki arkadaş götürür verir.

E. İmamoğlu: Ne güzel olur.

B. Tezcan: Evet evet.

E. İmamoğlu: Yani bence tereddüt içermeyen bir durum zaten…

B. Tezcan: Bir de bir de… Evet evet… Tekin Başkan’ın önerisi uygun. Bir de benim düşüncem şu: Yani bu dilekçenin verilmesini çok özel bir törene dönüştürmemek lazım. Önemli olan kayda girip kayıt numarasını almak. Bundan sonra ilerde olur da başka bir dilekçe verecek olursa olağanüstü kurultay istemeyle ilgili…. Onların özel önemi vardır ama bunun basına geçilmesi yeterlidir. Basına verildikten sonra… Yani bence biraz o çerçevede bakalım diye düşünüyorum.

G. Günaydın: Yani “Verildikten sonra basına geçilmelidir” diyorsun ve “Bizim tarafımızdan geçilmelidir” diyorsun.

B. Tezcan: E tabii geçilmeli yani ben öyle düşünüyorum. Bilmiyorum arkadaşlar ne der ama…

G. Günaydın: Ben de aynı fikirdeyim hatta…

B. Tezcan: İletişimini yapmadığımız hiçbir işin kıymeti yok.

T. Bingöl: Ya zaten o dilekçe Genel Merkez’e verildiği andan itibaren o deşifre olur. Yani onun gizlisi saklısı kalmayacaktır. Onu zaten basın dilekçeye imza atanlar üzerinden değerlendirme alacaklardır. Yani önemli bir an önce o dilekçelerin Genel Merkez’e gelmesi… Genel Merkez’e geldikten sonra da biz zaten elimizde bugün Gökhan Bey’in verdiği bilgiye göre en geç pazartesi günü bu sayı tamamlanmış olacak. Elimizde hazır olacak. Zamanlamayı ayarlayıp verilir.

E. Altay: Tekin Bey senin zaten basına vermiş olduğun… ‘Bir an önce  görüşülmeli’ diye… Değil mi öyle hatırlıyorum.

T. Bingöl: Evet evet. Ben bunun yanlış olduğunu özellikle şeyden önce bu tür…

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu, Hakkında Hapis Ve Siyasi Yasak Talebi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında ‘Kamu görevlisine alenen hakaret’ suçundan 1 yıldan 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılması ve siyasi yasak talep edildi.

Tuzla’da ‘İleri Biyolojik Arıtma Tesisi 3. Etap Açılışı Programı’nda yaptığı konuşmada, Tuzla Belediye Başkanı Sadi Yazıcı’ya hakaret ettiği iddiasıyla İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na “Kamu görevlisine alenen hakaret” suçundan dava açıldı. İddianamede, İmamoğlu’nun 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Sadi Yazıcı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından 25 Ekim 2022 tarihinde gerçekleştirilen, ‘Tuzla İleri Biyolojik Arıtma Tesisi 3. Etap Açılışı Programı’nda yaptığı konuşmadan sonra aracına doğru hareket ettiği sırada, alanda bulunan bazı kişilerin, Tuzla Belediye Başkanı’nı yuhaladıklarını, yasal protesto ve eleştiri sınırını aşmak suretiyle onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut fiil ve eylemlerde bulunduklarını,

bu sırada kürsüde konuşma yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, yaşanan bu duruma, kendisinden beklenilen devlet adamına yakışır şekilde suhuletin sağlanmasına yardımcı olmasının, aksine olayları tırmandırıcı ifadeler kullandığını, halkın saldırgan tavırlarını körüklediğini ve “O arkadaş burayı germeye gelmiş. Nezaketsiz provokasyona devam ediyor, kötü söz sahibine aittir” dediği anlatıldı.

DHA’nın aktardığına göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu konuşmasının devamında da, “Zaten arkadaş gergindi, saniyede bir öksürüyordu. Belli ki kendini kurmuş, gergin insan vücudu onu yapar, öksürür, daralır bunalır. Twitter belediyeciliği yapıyor. Bugün buraya kötü bir ruh haliyle gelmiştir. Tuzağa düşmeyeceksiniz. Belli ki bir şey olmak istiyor, bir sıkıntısı var çözüm arıyor.

Dönüyorlar, 1994’ten 2019’a kadar yaptıklarını anlatıyorlar, lan 3,5 sene. 3 ayını siz çaldınız lan. 1,5 senesi pandemi, bir seneye yaklaşıyor. Cebimizdeki paraları da çaldınız, Tuzla Belediye Başkanı’dır, yanlış yapmıştır. Sadece amacına uygun kurnazca bir uygulama yapmıştır. Karşımızda kurnaz bir güç var. Kurnazlıklara asla müsaade etmeyin” dediği ve ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama’, ‘Suç İşlemeye Tahrik’, ‘İftira’ ve ,’Hakaret’ suçlarını işlediği gerekçesiyle şikayetçi olundu.

“Siyasi saiklerle yapıldı”

Şikayet üzerine Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Hazırlanan iddianamede, şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun beyanına da yer verildi.

Ekrem İmamoğlu beyanında, Sadi Yazıcı’nın yuhalandığı esnada 3 kez ayağa kalkıp izleyicilere dönerek onları sakinleştirmek ve susturmak için el işaretinde bulunduğunu, söz konusu şikayetin ciddiyetten uzak ve siyasi saiklerle yapıldığını, ortada detaylı savunma yapılacak bir durum olmadığını, lekelenmeme hakkının bir gereği olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesini belirterek üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini ifade etti.

İddianamede, şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun, ‘Kamu görevlisine alenen hakaret’ suçundan 1 yıldan 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılması ve siyasi yasak istendi. İddianamede, “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama”, “Suç İşlemeye Tahrik” ve “İftira” suçlarından ise kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu Manifestosunu Açıklayacak: Nasıl Bir Değişim?

14 ve 28 Mayıs seçimlerinde beklenen sonucu elde edemeyen CHP’de ‘değişim’ tartışmaları devam ederken, İmamoğlu, “Nasıl bir değişim?” sorusuna yanıt vereceği açıklamasında görüşlerini ortaya koyacak.

Ayrıca CHP’liler ve toplumun görüşlerinin alınması için bir süreç başlatılacak. Açıklamayla ‘birlikte ve ortak akıl ile değişim’ teması öne çıkarılacak.

Partililerin ve yurttaşların görüşlerinin toplanması, açıklanan manifestonun yayınlanması için de bir internet sitesi hazırlandı. Sitenin ‘değişime davet’ vurgusuyla yayınlanacağı belirtildi.

Diken’den Altan Sancar’ın haberine göre 28 Mayıs’ın hemen ardından değişim tartışmasını başlatan Ekrem İmamoğlu ve ekibi, bir süredir üzerinde çalışılan ‘değişim manifestosu’nu kamuoyuna açıklayacak.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Nasıl bir değişim?” sorusuna yanıt vereceği açıklamasında görüşlerini ortaya koyacak. Ayrıca CHP’liler ve toplumun görüşlerinin alınması için bir süreç başlatılacak. Açıklamayla ‘birlikte ve ortak akıl ile değişim’ teması öne çıkarılacak.

Partililerin ve yurttaşların görüşlerinin toplanması, açıklanan manifestonun yayınlanması için de bir internet sitesi hazırlandı. Sitenin ‘değişime davet’ vurgusuyla yayınlanacağı belirtildi.

Kılıçdaroğlu’nun kurmaylarından Erdoğan Toprak, “Değişimde yüzde 50+1’e nasıl ulaşılacağının somut bir yol haritasını ortaya koyduğunuz zaman ben buna saygı duyarım” demişti.

Veli Ağbaba da değişim diyecek

Öte yandan ‘değişim’ diyenlere yeni bir ismin daha katılması bekleniyor. CHP’nin eski genel başkan yardımcısı, parti meclisi üyesi ve Malatya milletvekili Veli Ağbaba’nın da ‘değişim’ isteyeceği öğrenildi.

CHP Grup Başkanı Özgür Özel, Burhanettin Bulut gibi daha önce ‘değişim’ diyen isimlere yakınlığıyla bilinen Ağbaba’yla birlikte son dönemde CHP’de yönetim katında görev alan bazı isimlerin de bu çıkışa destek vermesi bekleniyor.

Parti kulislerinde Özel ile İmamoğlu’nun yakınlaşmaya başladığı ve süreç içinde fikir birliği sağlanması halinde ortak hareket edebilecekleri de konuşuluyor.

Paylaşın

“Ekrem İmamoğlu Bayramdan Sonra Harekete Geçecek” İddiası

14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından “değişim tartışmalarının başladığı Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Kurban Bayramı’ndan sonra harekete geçeceği iddia edildi.

CHP’de parti içerisindeki tartışmalar her geçen gün dozunu artırarak sürerken, Sözcü yazarı İsmail Saymaz, dün Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun göreve gelmesinin dördüncü yıl dönümü sunumundan gözlemlerini aktardı.

“Gözlerim salonda CHP’lileri aradı. İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu yoktu. Gerçi Kaftancıoğlu’nun geçerli bir mazereti vardı. Ancak İstanbul milletvekillerinden yalnızca Özgür Karabat ve Feti Açıkel katıldı. MYK üyeleri gelmedi. Belediye başkanlarının yarısı yoktu. İmamoğlu, CHP’lilerin sınırlı katılım gösterdiği bir etkinlik yaptı” diyen Saymaz şöyle yazdı:

Geçen cuma günü Kılıçdaroğlu’na bir mesaj göndererek en geç salı günü grup toplantısında “Olağan kurultayda aday olmayacağım” demesini istediği yönünde iddiaları hatırlattı.

Ancak Kılıçdaroğlu’nun, beklediği mesajı vermediğini kaydederek, şu soruyu sordum:

“Bu durumda yol haritanız ne olacak?”

İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’na “Çekil” demediğini, kendisine süre vermediğini söyledi. Ancak hafta içerisinde açıklama beklediğini doğruladı.

Ve ekledi:

“Elbette ki bu haftayı önemsediğimi kendileri biliyor. Salı grup toplantısıyla birlikte sürece dair bir tarif ya da değişimle ilgili konuştuğumuz kavramlara dair bir gelişme beklendiği doğrudur. Bu şahsi bir mesele de değildir. Bir beklentidir, toplumsal bir beklentidir. Benim beklentilerimi karşılamamıştır.”

“Değişime liderliğe talibim”

İmamoğlu, CHP Genel Başkanlığına aday olmak gibi kavramın konuşulmadığını söyledi. “Ben hiçbir zaman kendime bir makam biçmedim” dedi.

“Ben değişim sürecine talip olduğumu ve buna liderlik etmeye hazır olduğumu ifade ettim doğrudur. Ama bu bir süreç tarifidir. Makam tarifi değildir” dedi.

“Kurultayda aday olacak mısınız?” diye sordum.

Dedi ki:

“Benim sunduğum yöntemin içerisinde adaylık ilanı yok. Bir değişim talebi var.”

“Seyirci kalmayacağım”

İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun istifası gerektiğini hiç söylemedi. Ancak “Benim idealim ve hayalim, genel başkanımızın hem partiyle ilgili değişimi, hem de kurultayda gerekiyorsa makam değişimini sancısız şekilde yürütebileceğini ispat etmesidir” dedi.

İmamoğlu “Siz kaç seçim kaybederseniz bırakırsınız?” sorusuna karşılık “Kaybetme deneyimim olmadığı için sorunuza cevap veremeyeceğim” dedi.

İmamoğlu, bu sözleriyle Kılıçdaroğlu’nun kurultayda aday olmaması gerektiğini ima etmiş oldu.

Evet, değişim….

Ama nasıl?

İmamoğlu, “Nasıl kazanılacağını biliyorum” dedi.

Yol haritasına çalıştıklarını ve bu düşüncenin CHP’ye egemen olmasını istediğini belirtti.

Dedi ki:

“Seyirci kalmak mümkün değil. Elbette harekete geçeceğiz.”

“Bayramdan sonra”

Ne zaman?

İmamoğlu ve yakın çalışma ekibi, Kurban Bayramı sonrasına hazırlanıyor. Değişim manifestosu hazırlandıktan sonra İmamoğlu, CHP’li siyasetçilerle, il başkanlarıyla ve partililerle biraraya gelecek.

Manifestosunu topluma açacak.

Sonra siyasi kadrosunu ilan edecek.

Bu kadro ilçe ve il kongrelerinde gerekirse liste çıkaracak.

İmamoğlu, dün “Adayım” demedi.

Ancak akıbeti o da görüyor.

Kılıçdaroğlu’nun geri çekilmeyeceği artık anlaşıldığına göre şartlar İmamoğlu’na aday olmaktan başka bir imkan bırakmıyor.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Erdoğan’a “Fetret Dönemi” Yanıtı: Sizi Bunalıma Soktuk

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “fetret dönemi” eleştirine yanıt veren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Hala sindiremiyorlar ve birtakım ifadelerde bulunuyorlar. Efendim neymiş? Bizim bu dönemi, ‘fetret dönemi’ diye tanımlama cihetinde bulunuyor” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Hem de ne yazık ki yeni seçilmiş Sayın Cumhurbaşkanı, bunu bir cami açılışının önünde söylüyor. Yani bir caminin önünde söylenecek, herhalde en son söz, yalan konuşmaktır. O bakımdan, bu sözün orada söylenmesini kınıyorum. Çünkü, sizin fetret döneminizi yıkıp, israf döneminizi ortadan kaldıran bizler, anlıyorum ki sizi büyük bir bunalıma soktuk. O bunalım hala devam ediyor.”

İmamoğlu, konuşmasının devamında, “O bunalımdan kurtulamadınız. İşte bugün, burada ortaya çıkan Taş Mektep, tam da bunun karşılığıdır. Yani geçmişten beri metruk halde bırakıp, dönüp bile bakmadığınız bu ve buna benzer İstanbul’un her köşesindeki ecdadın bize bıraktığı eserleri hak ettiği değere kavuşturmak; evet size göre ‘fetret dönemi’ olabilir, ama bize göre, tam aksine şehre hak ettiği değeri vererek, sizin hizmetinizde olan bir avuç insana hizmet etmek değil, insanlarımıza ve 16 milyon insanımıza hizmet etmenin karşılığı bir görüntüdür” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Büyükada’da Taş Mektep’in açılışında konuştu. Yenilenen Taş Mektep’in kaderine terk edilmiş halini görünce çok şaşırdığını aktaran İmamoğlu, “Adalar, başından beri bizim için unutulmaz bir hazine. Ve bu hazinenin hak ettiği değere kavuşması için, yapacağımız oldukça fazla şey var. Çünkü Adalar, sadece bir yaşam alanı değil, bir kültür hazinesi, bir tarih hazinesi. Muhteşem bir miras ve tek şartı var. Mirası, mirasyedilere değil de mirası koruyan ve geliştirenlere teslim edildiğinde, bize çok özel fırsatlar yaratan bir bölge” dedi.

Adalar’ın temsil ettiği değerleri korumanın sorumlulukları olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “İstanbul’un tarihini çocuklarımıza, torunlarımıza, gelecek nesillere aktarmak da bizim sorumluluk alanlarımızın belki de ilk sıralarında bulunuyor. Bu bilinçle, Ada’nın unutulmuş, biraz da kenara itilmiş bir yapısını hak ettiği değere kavuşturmak heyecan verici. Yani Taş Mektep’i, Adalar’ın yeni kültür merkezi, bir yaşam alanı, bir buluşma yeri, güzel anıların biriktirildiği, dünyanın çok güzel sanatçılarının belki bir kısım söyleşilerinin, buluşmalarının, sergilerin olduğu bir yere dönüşmesi gerçekten heyecan verici” diye konuştu.

Taş Mektep’in tarihçesi ile kısa bilgilendirmelerde bulunan İmamoğlu, “Uzun yıllar çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Taş Mektep, metruk bir hale dönüşmüş. Ki o halini gelip gördüğümde, gerçekten çok üzüntü duydum. Bu yadigarı, bu güzel eseri gelecek nesillere aktarmak için, İstanbul Büyükşehir Belediyemizin çok özel markası haline gelen İBB Miras’taki ekip arkadaşlarımla birlikte, yoğun bir çaba sarf ettiğimizi söylemek isterim. Taş Mektep’i aslına sadık kalarak daha güzel, daha dayanıklı hale getirmek için çalışmalarını yaptılar.

Ahşabından demir elemanlarına, yapısal çatlaklarından peyzajına, inanın her bir köşesine, her bir kirişine, ağacına özen gösterdiklerini gördüm. Hatta biraz önce erik ağacına bakınca, normalde bu hale gelmiş erik ağacı pek peyzajda tutulmaz. Ama ona bile özen göstermişler. ‘Belki de buradan mezun olanların erik yemişliği var’ diyeceğim ama o kadar eski gözükmüyor. Bu kadar özenli davrandılar doğaya.

Taş Mektep, bugünden itibaren; içinde sergi salonu, sanat alanları, kütüphanesi, kafesi, İstanbul Kitapçısı ve açık hava amfisiyle yeni nesil bir kültür merkezi haline dönüşecek. Burada bulunan kütüphanemiz, yüzlerce kitabı vatandaşlarımızla buluşturacak. Kütüphane kataloğuna çok yakında, özellikle Ada mirasını anlatan ve Ada’yla ilgili bilgi almak isteyenler için de güzel bir koleksiyon eklenecek. Alanda oluşturduğumuz Beltur Kafe, Taş Mektep ziyaretçilerine çok özenli lezzetler sunacak. Sergi salonumuz, buraya kültür faaliyetleri adına çok özel buluşmaları sağlayacak” bilgilerini paylaştı.

“İstanbul için olağanüstü bir hazine” olarak nitelediği Adalar’a gereken özeni göstermek için büyük bir çaba içerisinde olduklarının altını çizen İmamoğlu, ilçe özelinde yaptıkları çalışmalarla ilgili bir özet yaptı. İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde tanık olduğu bir olayı da katılımcılarla paylaştı:

“Görev süremizi 2024’te tamamlıyor olacağız. 25 yıl boyunca, sadece ve sadece tek sebeple, Adalar Belediyesi başka bir partiden belediye diye, bu şehre ve bu güzel, biblo gibi şehrin vitrini gibi duran Adalar’a hizmet edilmemesi ve o 25 yılda yapılan hizmetlerin belki de birkaç katını, sadece 5 yılda yapabilmenin gururunu ve onurunu yaşıyor olacağız. Adaletle, eşitlikle, ayrım etmeden, hizmet etmenin ne olduğunu bilmeyenlerden, 4 yıl boyunca yaptıklarımızı da anlamalarını açıkçası beklemiyorum. Vatandaşa hizmet etmek, anlamayacakları taraf.

Vatandaşlara hizmet etmek yerine, bir avuç insana hizmet etmekle ilgili ayrımcılığı, 25 yıl boyunca bir israf düzeni ve o süreç içerisinde partizanlık şekliyle ayrımcılık yapmayı, ben Adalar’la ilgili bir anımda yaşadım. İlçe Belediye Başkanıydım. Buranın o dönemki Belediye Başkanı, buranın çöp taşımasıyla ilgili tekne sorununu, o dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı’na aktardığı toplantıda ben de vardım. Ne yazık ki, 5 yıl boyunca tek randevu alabildim. O büyükşehir belediye başkanı toplantısına üç Cumhuriyet Halk Partili ilçe belediye başkanı olarak katıldık. Dün gibi hatırlıyorum.

Birisi bendim, birisi Adalar Belediye Başkanı, bir diğeri de başka bir iIçemizin belediye başkanı. Konuları konuşurken, o dönemki Adalar Belediye Başkanı’nın, çöpün taşınmasıyla ilgili, bugüne kadar verilen teknenin niçin verilmediği konusunda ısrarlı sorular sormuştu. Kısa dönem belediye başkanlığı yapmış şahıs yanıtına Adalar Belediye Başkanı çok büyük tepki göstermişti. Kalkıp adamı tutmak zorunda kalmıştım. Verdiği cevap şuydu: ‘Siz de siyaset yapıyorsunuz, ben de siyaset yapıyorum. Niçin vereyim ki, niçin yardımcı olayım ki’ demişti. Ve o kişi, bu şehre 1,5 sene belediye başkanlığı yaptı. Bakın bu kulaklar duydu ve yaşadı.”

“Bu sözün orada söylenmesini kınıyorum”

“Bugün gerçekten hala bakıyorum; dört yıl olmuş, millet oy vermiş, sizi tıpış tıpış evine yollamış” diyen İmamoğlu, “Hala sindiremiyorlar ve birtakım ifadelerde bulunuyorlar. Efendim neymiş? Bizim bu dönemi, ‘fetret dönemi’ diye tanımlama cihetinde bulunuyor. Hem de ne yazık ki yeni seçilmiş Sayın Cumhurbaşkanı, bunu bir cami açılışının önünde söylüyor. Yani bir caminin önünde söylenecek, herhalde en son söz, yalan konuşmaktır. O bakımdan, bu sözün orada söylenmesini kınıyorum.

Çünkü, sizin fetret döneminizi yıkıp, israf döneminizi ortadan kaldıran bizler, anlıyorum ki sizi büyük bir bunalıma soktuk. O bunalım hala devam ediyor. O bunalımdan kurtulamadınız. İşte bugün, burada ortaya çıkan Taş Mektep, tam da bunun karşılığıdır. Yani geçmişten beri metruk halde bırakıp, dönüp bile bakmadığınız bu ve buna benzer İstanbul’un her köşesindeki ecdadın bize bıraktığı eserleri hak ettiği değere kavuşturmak; evet size göre ‘fetret dönemi’ olabilir, ama bize göre, tam aksine şehre hak ettiği değeri vererek, sizin hizmetinizde olan bir avuç insana hizmet etmek değil, insanlarımıza ve 16 milyon insanımıza hizmet etmenin karşılığı bir görüntüdür” ifadelerini kullandı.

“Herkes hafızasında, 2019’da elde ettiğimiz başarıyı, canlı ve taze tutsun”

Konuşmasındaki ikinci örneği de Adalar’dan veren İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Burada, Adalar İskelesi’nin üstünde bulunan, aile yakınlarının derneğine, vakfına emanet edilmiş binayı, kamu olarak almak hakkımız olmasına rağmen verilmemesini ve oranın bir aile yakınınızın, çocuğunuzun kullandığı bir vakfa teslim etmeyi, kendine devlet yönetimi aklı ve anlayış olarak gören insanlar, işte bizim bu yönetim anlayışını ‘fetret dönemi’ olarak tanımlıyor olabilirler. Ama bu tür ortamlardan kurtulmak, bu mücadele, bir an için kolay bir şekilde geri döndürülemeyebilir. Ama bunun yolu yöntemi vardır. Bu yapılır. Başarılır da.

Herkes hafızasında, 2019’da elde ettiğimiz başarıyı, canlı ve taze tutsun. O, hiç aklınızdan çıkmasın. Onu canlı tutacağız ve önümüzdeki süreçlerde, memleketimizin bu değişimine ve dönüşümüne, hep birlikte imza atacağız. Bugün babalar günü. Burada bulunan bütün babalara, güzel bir ömür ve yaşam diliyorum. Evlatlarının, güzel çocuklarının onlara layık birer evlat olmasını diliyorum. Her zaman bütün anne babaların çocuklarıyla ilgili hayal kurdukları ne var ise, ki anneler babalar çocukları için hep güzel hayaller kurarlar, onların gerçekleşmesini diliyorum. Bu güzel yapının, babalar günü hediyesi olarak hem Adalara hem İstanbul’umuza hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’yla Görüşen İmamoğlu: Değişim Yönündeki Parametreleri Paylaştım

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Düşüncelerimi, değişim yönündeki parametreleri, neler olması noktasındaki aşamaları yine kendisiyle paylaştım” dedi ve ekledi:

“Çok makul, çok güzel, çok değerli hatta pozitif anlamda uzlaşı sonucuyla toparlanan bir buluşmayı yaptık kendileriyle. Tabii ki bunun bir zaman dilimi vardır. Benim bu sohbetten değişim ve dönüşüm adına aktarabileceğim şimdilik bu kadar.”

İmamoğlu, bu sürecin kıymetli olduğunu belirterek, “Ele alınması gereken ve kamuoyuna hissettirilmesi gereken tarafları oldukça fazladır. Şu anda yapılan hamlelerin, toplum için yeterli gelmediğini biliyoruz. Bu yeterli gelmeyen ama yeterli olması için yapılması gerekenlerle ilgili tüm fikirlerimi, süreçleri kendisiyle paylaştım” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB’nin Londra’dan İstanbul’a getirdiği Fatih Sultan Mehmet’in madalyonunun, Panorama 1453 Tarih Müzesi’nde sergilenmeye başlamasına dair törende konuştu.

İmamoğlu, Kılıçdaroğlu ile görüşmesine ilişkin, “Şu anda yapılan hamlelerin, toplum için yeterli gelmediğini biliyoruz. Bu yeterli gelmeyen ama yeterli olması için yapılması gerekenlerle ilgili tüm fikirlerimi, süreçleri kendisiyle paylaştım” dedi.

İmamoğlu, bu konudaki sorular üzerine şu açıklamayı yaptı: “Elbette seçimi kaybettik. İki kere iki dört. Dolayısıyla Millet İttifakı olarak başta Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere hepimizin bunun içinde en önde tabii orada 6 parti var, onun lideri var, yöneticileri var ama aynı zamanda biz varız. Etkin belediye başkanları var.

Her birimiz şapkamızı önümüze koyacağız, oturacağız, düşüneceğiz. Ortak akılla, doğru kararlar alacağız. Bu doğru kararlar almanın içerisinde en önemli aktör, en önemli kurum Cumhuriyet Halk Partisidir.

Cumhuriyet Halk Partisi, ittifaka liderlik ettiği gibi bugün de değişime ve dönüşüme liderlik etmek, öncü hareketleri, hamleleri yapmak zorundadır. Bunun da adresi Cumhuriyet Halk Partisi olduğuna göre o adresin ana noktası da elbette benim çok kıymetli Genel Başkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur.”

“Değişim yönündeki parametreleri paylaştım”

İmamoğlu, bu bakımdan seçimin ilk gününden itibaren Kılıçdaroğlu ile telefonla yazışarak ve baş başa konuşarak defalarca sohbetleri ve paylaşımlarının olduğunu söyledi:

“Çarşamba günü yaptığımız buluşma da elbette ki yine benim kendilerine birtakım hatırlatmalarım, önerilerim ve yazılarım doğrultusundaki talebimden ötürü bir araya geldik. Düşüncelerimi, değişim yönündeki parametreleri, neler olması noktasındaki aşamaları yine kendisiyle paylaştım. Çok makul, çok güzel, çok değerli hatta pozitif anlamda uzlaşı sonucuyla toparlanan bir buluşmayı yaptık kendileriyle. Tabii ki bunun bir zaman dilimi vardır. Benim bu sohbetten değişim ve dönüşüm adına aktarabileceğim şimdilik bu kadar.”

İmamoğlu, bu sürecin kıymetli olduğunu belirterek, “Ele alınması gereken ve kamuoyuna hissettirilmesi gereken tarafları oldukça fazladır. Şu anda yapılan hamlelerin, toplum için yeterli gelmediğini biliyoruz. Bu yeterli gelmeyen ama yeterli olması için yapılması gerekenlerle ilgili tüm fikirlerimi, süreçleri kendisiyle paylaştım” dedi.

Parti içindeki meseleleri ve süreçleri bu seviyenin daha ötesinde paylaşmayı doğru bulmadığını belirten İmamoğlu, bu bahsedilen sorunların içerisinde kamuoyunun bilmesi gereken kısımların da olduğunu anlattı:

“O kısımlarla ilgili ve nasıl olması gerektiği konusunda Genel Başkanımızın, umuyorum ki bayram öncesi yapabileceği bazı aktarımlar sonrasında belki farklı bir ortam, farklı bir buluşma ya da bireysel olarak benim de kamuoyunu bilgilendireceğim tarafları olabilecektir. Şimdilik Sayın Genel Başkanımla çok saygın, çok özenli ve çok değerli buluşmalarımızı sonuçlandırdık.

Bu aşamadan sonra umuyorum ülkemizin önünü açacak, muhalefetin yeniden güçlenmesini sağlayacak, Cumhuriyet Halk Partisinin daha güçlü bir şekilde süreci tasarlayacağı, hem yerel yönetime, yerel yönetim seçimlerine, yerel seçimlere dönük en güçlü şekilde sadece İstanbul değil, Türkiye’nin her sathında en güçlü ve en iddialı şekilde girmesini sağlayacak.”

Paylaşın

“Kemal Kılıçdaroğlu İle Ekrem İmamoğlu Anlaştı” İddiası

14 ve 28 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından ‘değişim’ seslerinin yükseldiği Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile İBB Başkanı İmamoğlu’nun üçüncü görüşmede uzlaşmaya vardığı öne sürüldü.

Bu kapsamda İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bir yol haritası hazırlamaya başladığı iddia edildi.

Kemal Kılıçdaroğlu ile Ekrem İmamoğlu görüşmesini kaleme alan gazeteci Fikret Bila, “Bu görüşmede bir uzlaşmaya ve sürecin birlikte yürütülmesi kararına varıldığını, İmamoğlu’nun bu konuda bir ‘yol haritası’ belirlemek üzere bir çalışma yapacağını ve çalışma tamamlandıktan sonra yeniden Kılıçdaroğlu’yla bir araya geleceğini söyleyebiliriz” diye yazdı.

halktv.com.tr yazarı Fikret Bila yazısında şunları söyledi:

“Çankaya Belediyesi’ne ait Ahlatlıbel tesislerinde yapılan görüşmede Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’na yaptığı önerinin çerçevesini özetle şöyle çizebiliriz:

‘Belediye başkanlığından ayrılmanız, yerel seçim öncesinde İstanbul’u AK Parti’ye bırakmanız yanlış olur. Seçmenden de tepki görürüz. Siz yerel seçimlerde İstanbul için yeniden aday olun. İstanbul’u kazanmamız yerel seçimler için çok önemli. Ben demokratik bir kurultay zemini hazırlayacağım.’

İmamoğlu’nun da, Kılıçdaroğlu’nun önerisi doğrultusunda bir yol haritası belirlemek üzere çalışma yapacağı ve çalışma tamamlandıktan sonra kendisine sunacağı yanıtını verdiğini söyleyebiliriz.

İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’yla görüşmek üzere Ankara’ya gelmeden önce İstanbul ilçe belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıdaki yaklaşımı da önem taşıyor. İmamoğlu’nun, bu toplantıda, ‘Ben Genel Başkanımız aleyhine bir hareket içinde bulunmam. Kılıçdaroğlu’na karşı imza toplamak gibi bir girişimde de bulunmam’ şeklinde özetlenebilecek değerlendirmesinin Genel Merkez’de memnuniyetle karşılandığını da kayda geçirelim.”

Paylaşın

İBB Başkanı İmamoğlu’nun Yargılandığı Dava Ertelendi

“İhaleye fesat karıştırma” suçlamasıyla yargılan İBB Başkanı İmamoğlu ve 6 sanık hakkındaki dava 30 Kasım’a ertelendi. Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya İçişleri Bakanlığı davaya müdahil oldu.

Bu davanın haricinde İmamoğlu’nun “YSK üyelerine hakaret ettiği” iddiasıyla yargılandığı davadan da hakkında siyasi yasak getirilmesi riski bulunuyor.

İmamoğlu’na Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla 28 Aralık 2022’de İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı verilmişti.

İmamoğlu’nun avukatları bu karara itiraz etmişti. Dosya, istinaf mahkemesine gönderilmişti. Cezanın onanması durumunda İmamoğlu, siyasi yasaklı olacak.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında “ihaleye fesat karıştırma” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Saat 14.30’ta başlayan duruşmaya İmamoğlu katılmazken, diğer sanıklar Hilal Çuhadar, Fidan Gül, Cem Ülken, Hasan Çetin, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel hazır bulundu. Duruşmaya İçişleri Bakanının avukatı Gülnur Kara Kucur da katıldı.

Duruşma kimlik tespiti ile başladı. Kimlik tespitinin ardından sanıklar, iddianamede yer alan iddialara karşı savunma yaptı.

İlk sözü alan ihale komisyonu ve kontrol heyeti üyesi sanık Hilal Çuhadar, 30 yıllık memuriyet hayatının son 10 yılını Beylikdüzü belediyesinde geçirdiğini söyledi.

Kanuna aykırı hiçbir işlemde bulunmadığını belirten Çuhadar, “Görevimi her zaman layıkıyla yapmaya çalışan bir memur olmuşumdur. Kanuna aykırı hiçbir işlemde bulunmadım. Vicdanen rahatım. İhale kararındaki imza bana aittir. Aleyhime olan suçlamaları kabul etmiyorum. Avukatımla verdiğim savunmaları tekrar ediyorum. Beraatimi talep ediyorum” dedi.

“İhale alıcısının ihaleye katılma yeterliliği vardır”

İhale komisyonu başkanı sanık Türkan Demirel Dişisağlam da, imzanın kendisine ait olduğunu ifade etti ve şunları söyledi: “İhale dosya açma tutanağının iş deneyimi belgesi olduğunu göreceksiniz. Bu belge bu davanın şu anda yersiz yere olduğunu gösterecektir.

Zarflar açıldığında çok sayıda iş bitirme belgeleri çoklu bir evrak sunulmuştu orada zarf açma tutanağına da var şeklinde geçti.

İhale alıcısının ihaleye katılma ve alma yeterliliği vardır. TÜRSAB A belgesi sözleşme imzalandıktan sonra olan döneme ait belgedir, ihale için yeterlilik belgesi değildir. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum”

“Ekrem Başkan talimat vermedi”

Ardından konuşan ihale yetkilisi olan sanık Fidan Gül ise; “komisyonun kararında tüm evrakların tam olduğuna dair belge geldiğinde kendisinin de imza attığını, ihalenin usulüne uygun şekilde gerçekleştirildiğini” belirtti.

Gül, şöyle devam etti: “TÜRSAB A belgesi yeterlilik kriteri olarak istenen belge değildir. Zaten yeterlilik belgesi kriteri olarak bu kriteri koyduğunuz takdirde açık ihalelere katılacak firmaları kısıtlayacağı için yani rekabeti engelleyeceğinden istenmesi doğru değildir. Biz de istemedik zaten. Ekrem başkan ne bana ne başkasına talimat vermemiştir. Asgari ücrette beklenmedik artış söz konusuydu, bu nedenle ek sözleşme tanzim ettik.”

19 yıldır Beylikdüzü belediyesinde çalıştığını belirten ihale komisyonu ve kontrol heyeti üyesi Cem Ülken, suçlamaları kabul etmediğini belirtti ve “Bu zamana kadar görevimi layıkıyla yaptığıma inanıyorum. Yazılı savunmamda iddianamede belirtilen hususlara dair açıklama yaptık ekleyeceğim bir şey yoktur. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum” dedi.

İhale komisyonu üyesi Mehmet Hepgül de, “Hem görevim icabı hem girmiş olduğum ihalelerde kanun ve yönetmeliğe uygun hareket ediyoruz üzerime atılı suçları kabul etmiyorum” diyerek beraatini istedi.

Sanıkların ardından söz alan İmamoğlu’nun avukatı ise; “Müvekkilimi ani program değişikliği nedeniyle hazır edemedik başka bir diyeceğim yoktur” dedi.

Duruşma 30 Kasım’a ertelendi

Avukatların savunmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, İmamoğlu’nun avukatıyla birlikte bir sonraki duruşmada hazır edilmesine hükmetti.

Daha sonra söz alana İçişleri Bakanlığının avukatı da duruşmaya katılma talebinde bulundu. İmamoğlu’nun avukatları “Bakanlığın davada zarar gören taraf olmadığını” belirterek talebe itiraz ettiler.

Ara kararını veren Mahkeme, Beylikdüzü Belediyesine de “kamu zararı olup olmadığının tespiti” için müzekkere yazılmasına karar verdi ve duruşmayı 30 Kasım 2023 tarihine erteledi.

Duruşmanın ardından adliye önünde basın açıklaması yapan CHP Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın, davanın hiç açılamaması gerektiğini belirtti ve “Olmaması gereken bir iddianame ve yapılmaması gereken bir yargılamanın ilk duruşmasından çıktık” dedi.

Davaya dair bilgi veren Günaydın, şöyle konuştu: “Ekrem İmamoğlu’nun 2015 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’nın ilk yıllarında ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla bir soruşturma yürütülmüştü. Danıştay soruşturma iznini iptal etmişti çünkü iddiaların tümü geçerli değildi.

“Buna karşılık 2020 yılından itibaren Süleyman Soylu yönetimindeki İçişleri Bakanlığı’ndan İBB’ye gönderilen mülkiye müfettişleri bu davayı yeni bir forma dönüştürdüler. Hazırladıkları müzekkereyi savcılığa yollayarak incelemesini sağladılar. Bir iddianame düzenlediler ve bugün ilk duruşmasını yaptık. İmamoğlu ile beraber Beylikdüzü Belediyesi çalışanı arkadaşlarımızda yargılandılar”

“Arkadaşlarımız, iddialara yanıt verdiler ve ‘herhangi bir kamu zararı da söz konusu değildir’ dediler. Ancak buna rağmen olmaması gereken bir yargılama yapıldı.”

Ne olmuştu?

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, İçişleri Bakanlığı ihbar eden, Ekrem İmamoğlu, Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam ise şüpheli olarak yer almıştı.

İddianamede, 29 Aralık 2015 tarihinde ‘Beylikdüzü Belediyesi Kültür Merkezlerinde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi’ ihalesi sırasında, İmamoğlu’nun Başkan olduğu, diğer sanıkların ise belediyede müdür ve personel olarak görev yaptıkları belirtilmişti.

İddianamede, kamu kurumu statüsüne haiz Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’nın 250 bin 86 lira fazladan para ödemesine ve neticede 250 bin 86 lira tutarında kamu zararına neden oldukları iddia edilmişti.

Savcılık, İmamoğlu ve 6 isim hakkında “ihaleye fesat karıştırma” suçundan ayrı ayrı 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemişti. İddianamede Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlıklı siyasi yasak olarak bilinen 53. maddesinin uygulanması da talep edilmişti.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu Hakkında Yeni Dava: 7 Yıla Kadar Hapis İstemi

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde şartları oluşmayan bir firmaya ihale verilmesiyle ilgili ‘ihaleye fesat karıştırma’ suçundan, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

İmamoğlu’na açılan yeni davanın ardından İBB Başkan Danışmanı Murat Ongun, “Bu dava da, Danıştay kararına rağmen açılmış, siyaseti dizayn etme davasıdır. Yıllar sürecek bu davalarla, siyaset dizaynına milletimiz izin vermeyecektir” diyerek tepki gösterdi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, perşembe günü hakim karşısına çıkacak.

İmamoğlu hakkında, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde şartları oluşmayan bir firmaya ihale verilmesiyle ilgili ‘ihaleye fesat karıştırma’ suçundan, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Süreç, İçişleri Bakanlığı’nın İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemine ilişkin yaptığı bir inceleme ile başladı. İnceleme konusu 29 Aralık 2015’te gerçekleştirilen bir ihaleydi.

NTV’den Tuğba Öztürk’ün haberine göre, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği, hazırladığı raporu Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Büyükçekmece savcılığınca hazırlanan iddianamede, kamunun 250 bin lira zarara uğratıldığı iddia edildi.

Savcılık savunmaların alınmasının ardından soruşturmasını tamamladı. İmamoğlu dahil 7 isim hakkında ‘ihaleye fesat karıştırma’ suçlamasıyla 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi. Avukatı, İmamoğlu’nun ihale sürecinin hiçbir aşamasına dahil olmadığı, talimatı veya yönlendirmesi olmadığı ve imzası bulunmadığını savundu. Davanın ilk duruşması 15 Haziran’da görülecek.

Öte yandan, İmamoğlu’na açılan yeni davanın ardından İBB Başkan Danışmanı Murat Ongun, “Bu dava da, Danıştay kararına rağmen açılmış, siyaseti dizayn etme davasıdır. Yıllar sürecek bu davalarla, siyaset dizaynına milletimiz izin vermeyecektir” diyerek tepki gösterdi.

İmamoğlu’nun, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada karar açıklanmış, mahkeme hakimi sanığın ‘hakaret’ suçunu ‘kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı (YSK üyeleri)’ işlediğini belirterek, bu nedenle İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilmesine karar vermişti.
Cezada indirim uygulamasına yer olmadığına da hükmetmişti.

İmamoğlu’nun, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada karar açıklanmış, mahkeme hakimi sanığın ‘hakaret’ suçunu ‘kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı (YSK üyeleri)’ işlediğini belirterek, bu nedenle İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilmesine karar vermişti. Cezada indirim uygulamasına yer olmadığına da hükmetmişti.

Paylaşın