İsrail, Lübnan’ın güneyindeki Hizbullah hedeflerine yönelik operasyon başlattığını ve örgüte karşı yeni bir cephe açtığını duyurdu. ABD Savunma Bakanı Austin kara operasyonu üzerine yaptığı açıklamada İran’ı “uzak durması” yönünde uyardı.
Haber Merkezi / İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada, “Lübnan’ın güneyinde Hizbullah’a ait terörist hedeflere ve altyapıya yönelik sınırlı, yerel ve hedef odaklı kara baskınları başlatıldı. Bu hedefler, sınır yakınındaki kasabalarda bulunmakta ve kuzey İsrail’deki topluluklar için acil tehdit oluşturmaktadır” denildi.
“İsrail Hava Kuvvetleri ve IDF topçu birlikleri, bölgedeki askeri hedeflere yönelik nokta atışlarıyla kara kuvvetlerine destek sağlamaktadır” denilen açıklamada, “Bu operasyonlar, siyasi kademenin kararı doğrultusunda onaylanmış ve uygulanmıştır” ifadeleri de yer aldı.
Operasyona “Kuzey Okları” adı verildiği belirtilerek, Lübnan’daki harekatın Gazze’deki çatışmalar ile diğer cephelerdeki mücadelelerle paralel olarak devam edeceği de vurgulandı. Operasyonun ne kadar süreceğine ilişkin ayrıntı verilmezken, ordunun aylarca bu operasyon için eğitim aldığı ve hazırlandığı ifade edildi.
Hizbullah’ın yanında güçsüz bir yapı olan Lübnan ordusu İsrail askerinin sınırı geçmesinden önce “pozisyon değiştirdi” ve bölgeden uzaklaştı.
Bölge sakinleri yoğun topçu atışları ve helikopter sesleri duyduklarını aktarırken Hizbullah’tan İsrail’in kara saldırısına “hazır oldukları” açıklaması geldi. Geçen Cuma günü Beyrut’ta öldürülen Hizbullah lideri Hasan Nasrallah halka hitaben yaptığı son televizyon konuşmasında İsrail’in kara operasyonu hazırlıklarına ilişkin, “Keşke bunu yapsalar. Onların tehdit olarak gördüğü şeyi biz fırsat sayıyoruz. Geçen 11 ayda buna hazırlandık” demişti.
Kara birliklerinin sınırı geçtiği sırada İsrail jetleri Beyrut’un güneyini bombaladı. Öncesinde IDF bölgedeki üç mahallenin boşaltılmasını istedi. Açıklamada Lübnanlılara hitaben, “Terörist Hizbullah grubuna yakın yerlerdesiniz. Binaları derhal terketmelisiniz” uyarısı yapıldı.
İsrail jetleri Lübnan’ın güneyindeki Sidon kentinde Filistinli mültecilerin barındığı Ayn el Helva Kampını bombaladı. Birleşmiş Milletlerin (BM) çatışmalar öncesine dayanan verisine göre kampta 55 bin kişi kalıyordu. Lübnan genelindeki 12 mülteci kampı 200 bin Filistinliye ev sahipliği yapıyor.
İsrail gece saatlerinde ayrıca Suriye’ye de hava saldırısı düzenledi. Suriye resmi haber ajansı SANA, başkent Şam’daki bir noktaya yönelik saldırıda üç sivilin öldüğünü bildirdi. İsrail son yıllarda Suriye’ye buna benzer yüzlerce saldırı gerçekleştirdi, hemen hiçbiri için herhangi bir açıklama yapmadı.
ABD Savunma Bakanı Austin kara operasyonu üzerine yaptığı açıklamada İran’ı “uzak durması” yönünde uyardı. Austin “İsrail’e saldırırsa bunun Tahran için ağır sonuçları olacağını” söyledi.
Daha önce İran Dışişleri Bakanlığı, Tahran yönetiminin İsrail’e karşı savaşması için Lübnan’a “herhangi bir askerî güç göndermediğini” açıklamıştı. İran şu ana dek Hizbullah’ın ağır kayıpları karşısında büyük ölçüde sessiz kaldı. Uzmanlar doğrudan çatışmalara dahil olmak istemeyen Tahran’ın seçeneklerinin sınırlı olduğu görüşünde.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İran’ın desteklediği Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürülmesinden iki gün sonra İngilizce görüntülü bir açıklama yaptı.
Netanyahu İran halkına seslendiğini söylediği açıklamada, “Ortadoğu’da İsrail’in ulaşamayacağı hiçbir yer yok. Halkımızı ve ülkemizi korumak için gitmeyeceğimiz hiçbir yer yok” dedi. İsrail Başbakanı, İran’da rejimin İran halkını her geçen gün uçurumun kenarına taşıdığını söyledi.
Netanyahu, “İran nihai olarak özgür olduğunda ve bu an pek çok kişinin düşündüğünden daha erken gelecek – her şey farklı olacak. İsrail ve İran barış içinde olacak. Bu gün geldiğinde rejimin beş kıtada inşa ettiği terör şebekesi iflas edecek. İran hiç olmadığı kadar gelişecek” diye konuştu.
Nasrallah’ın öldürülmesi hem Hizbullah hem de İran’a yönelik önemli bir darbeydi. Hasan Nasrallah İran’ın Ortadoğu’da İsrail ve ABD çıkarlarına karşı oluşturduğu Direniş Ekseni’ndeki en güçlü liderdi.
İsrail birkaç gündür Lübnan içinde bazı noktalarda özel kuvvetlerle operasyon yapmış ve bu operasyonlar kara harekatına bir hazırlık olarak değerlendirilmişti.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati ABD ve Fransa’nın önerisi kapsamında ateşkes çağrısında bulundu, İsrail’den saldırıları durdurmasını istedi. Resmi olarak İsrail Lübnan’la savaş halinde değil, IDF Hizbullah’ı hedef aldığını söylüyor.
ABD ve Fransa diplomasiye şans vermek için 21 günlük ateşkes önermiş, İsrail bu teklifi reddetmişti.
Lübnan Sağlık Bakanlığı 17 Eylül’den beri İsrail saldırıları sonucu bin kişinin öldüğünü bildirdi. BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi de 200 bin kişinin ülke içinde yerinden olduğunu, 100 bin kişinin de Suriye’ye kaçtığını açıkladı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözcüsü Stephane Dujarric, “İşgal görmek istemiyoruz” diyerek gelişmelere tepki gösterirken Birleşik Arap Emirlikleri’nden Lübnan’ın egemenliği ve toprak bütünlüğüne bağlılık açıklaması geldi.
Hizbullah’ın yeni lideri kim olacak?
Hizbullah’ın bir sonraki liderinin kim olacağı konusunda söylentiler yayılmaya devam ediyor.
Lübnan medyasına göre öne çıkan isimlerden biri Hizbullah’ın yürütme kurulunun başkanı Haşim Safiyuddin. Sihalı grubun operasyonlarını yöneten Safiyuddin, Nasrallah’ın anne tarafından kuzenlerinden biri. Oğlu aynı zamanda merhum İranlı general Kasım Süleymani’nin damadı.
Halefinin kim olacağını veya Nasrallah’ın cenazesinin ne zaman veya nerede yapılacağı henüz bilinmiyor. Nasrallah’ın öldürülmesi sonrası ilk kez görüntülü mesajla ortaya çıkan Şeyh Naim Kasım, lider boşluğunun da hızla doldurulacağı kaydetmişti.
Hizbullah’ın iki numaralı ismi olarak kabul edilen Kasım, şimdiye kadar saldırılarını asgari ölçekte sürdürdüklerini, savaşın uzun sürebileceğini dile getirdi. Lübnan Başbakan Necib Mikati de bir Birleşmiş Milletler kararına dayanarak güney Lübnan’a ordu birlikleri gönderilebileceğini söyledi.
Söz konusu BM kararı, 2007 yılında savaşın bitimini sağlayan anlaşmaya bağlı olarak güney Lübnan’ın askerden arındırılmış bölge olmasını güvence altına alıyor. Bu güvence için BM Barış Gücü ve Lübnan ordusu devreye girebiliyor.