Birleşmiş Milletler: Gazze’de Açlık Çeken Bebeklerin Oranı İki Katına Çıktı

Birleşmiş Milletler (BM) Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Gazze Şeridi’nde iki yaşın altındaki her üç çocuktan birinin (yüzde 31) akut yetersiz beslenme sorunu yaşadığını ve bu oranın Ocak ayındakinin iki katı olduğunu duyurdu.

UNICEF, savaş ve devam eden tedarik kısıtlamaları nedeniyle açlıktan ölen çocukların oranının çok sert bir şekilde arttığı ve daha önce görülmemiş seviyelere ulaştığı uyarısında bulundu.

UNICEF’in açıklamasında, son haftalarda abluka altındaki Gazze Şeridi’nin kuzeyinde en az 23 çocuğun yetersiz beslenme ve susuzluktan öldüğüne dair haberlere dikkat çekildi. UNICEF ayrıca, Gazze’deki Sağlık Bakanlığı verilerine göre, çatışmaların başladığı günden bu yana yaklaşık 13 bin 450 çocuk ve gencin hayatını kaybettiğini belirtti.

UNICEF Direktörü Catherine Russell gelişmeyi şoke edici olarak nitelendirdi ve yardım malzemeleri sadece birkaç kilometre uzaktayken, çocukların durumunun her geçen gün daha da kötüye gittiğini kaydetti. Russell, “Hayat kurtaran yardım sağlama çabalarımız gereksiz kısıtlamalarla engelleniyor ve bunlar çocukların hayatlarına mal oluyor” dedi.

BM kuruluşları Aralık ayından bu yana Gazze Şeridi’nde kıtlık uyarısında bulunuyor. UNICEF’e göre, çocuklar için akut bir beslenme acil durumunun tanımlanabileceği koşullar Ocak ayından itibaren hakim oldu. Çocukların hayatını kurtarmak için tek şansın acil bir insanî ateşkesin olduğunu söyleyen Russell bölgede daha fazla sınır kapısından geçişlere izin verilmesi çağrısında bulundu.

Öte yandan İsrail, Gazze’de ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması için yeni görüşmeler yapmak üzere Katar’a bir heyet göndereceğini açıklayarak, Hamas’ın uzun zamandır beklenen karşı teklifini reddetmesine rağmen ateşkes umutlarını canlı tuttu.

Müzakereciler, Müslümanlar’ın kutsal ayı Ramazan’a yetişecek bir ateşkes anlaşmasına varamadılar. Ancak ABD ve Arap arabulucular, İsrail’in Refah’a saldırısını engellemek ve kitlesel açlığı önlemek için insani yardımın girmesine izin verecek bir anlaşmaya varmaya hala kararlılar.

Paylaşın

İsrail’in “Refah Planına” Filistin Yönetimi’nden Tepki

İsrail’in Gazze Şeridi’nin Refah bölgesine kara saldırısı planına dair açıklama yapan Filistin Yönetimi, “Refah’a karşı yapılacak bir askeri operasyon, halkımızın tamamına karşı yeni bir katliamın gerçekleşmesi ve halkımızın tamamen yerinden edilmesi anlamına geliyor” dendi.

Haber Merkezi / ABD ve uluslararası topluma hitaben “Gazze’de Filistin halkının acılarını ikiye katlayan böylesine bir saldırının önlenmesi için hızla müdahale ederek sorumluluklarını üstlenmesi” çağrısı yapan Ramallah yönetimi, Filistinlilerin yerinden edilmesini reddettiğini ve bunun “kırmızı çizgi” olduğunu vurguladı.

Birleşmiş Milletler (BM), İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Gazze’nin güneyindeki Refah’a saldırı planını onaylamasına ilişkin, “Refah’a yönelik kara operasyonunun Gazze halkı ve insani yardım operasyonları için feci sonuçları olur” uyarısında bulundu.

BM Sözcüsü Stephane Dujarric, Refah’a yönelik kara operasyonunun engellenmesini umduklarını dile getirdi.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ordunun savaştan zarar gören Gazze nüfusunun çoğunun sığındığı Refah’a yönelik operasyon planını onayladı.

Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, ayrıntı veya zaman çizelgesi verilmeden “Refah’taki eylem planlarının onaylandığı” belirtildi. Açıklamada, ordunun “operasyonel taraf ve halkın tahliyesi için hazır olduğu” belirtildi.

Refah, İsrail’in Gazze’de Hamas’a karşı yürüttüğü savaş sırasında kara saldırısına maruz kalmayan son büyük nüfus merkezi oldu. Savaş sırasında İsrail’i destekleyen ABD Başkanı Joe Biden, inandırıcı sivil koruma planları olmadan İsrail’in Refah’ı işgalinin “kırmızı çizgi” olacağını söylemişti.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Viyana’ya yaptığı ziyarette Washington’un Refah operasyonuna ilişkin herhangi bir plan görmediğini söyledi ancak sivillerin “zarar görmemesini” sağlamak için “açık ve uygulanabilir bir plan” istediğini yineledi.

ABD dışında Fransa ve İngiltere gibi birçok ülkede İsrail’i Refah’a saldırmaması konusunda uyarmıştı.

İsrail, Gazze’de ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması için yeni görüşmeler yapmak üzere Katar’a bir heyet göndereceğini açıklayarak, Hamas’ın uzun zamandır beklenen karşı teklifini reddetmesine rağmen ateşkes umutlarını canlı tuttu.

Müzakereciler, Müslümanlar’ın kutsal ayı Ramazan’a yetişecek bir ateşkes anlaşmasına varamadılar. Ancak ABD ve Arap arabulucular, İsrail’in Refah’a saldırısını engellemek ve kitlesel açlığı önlemek için insani yardımın girmesine izin verecek bir anlaşmaya varmaya hala kararlılar.

Paylaşın

BM’den Ramazan’ın İlk Gününde Gazze’de Ateşkes Çağrısı

Filistin – İsrail savaşının 157. günü geride kalırken, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Ramazan ayına girilmiş olması sebebiyle Gazze’de “silahların susması” gerektiğini söyledi.

Gazze’de İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 67 artarak 31 bin 112’ye yükseldi. Yaralananların sayısı ise 72 bin 760’a çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki insanların ciddi bir gıda yetersizliği ve açlıktan ölme tehdidi altında yaşadığını vurgulayan uluslararası insani yardım örgütleri, bir süredir acil bir şekilde harekete geçilmesi çağrısında bulunuyor.

DW Türkçe’nin aktardığına göre; Antonio Guterres, “Bugün, dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların barış, uzlaşma ve dayanışma değerlerini kutladığı ve yaydığı bir dönem olan mukaddes Ramazan ayının başlangıcı. Ancak Ramazan başlamış olsa da Gazze’de ölümler, bombalamalar ve kan dökülmeye devam ediyor” dedi.

BM Genel Sekreteri Guterres “Bugün en güçlü çağrım, silahları susturarak Ramazan ruhunu onurlandırmak ve hayat kurtaran yardımların gereken hızda ve ölçekte ulaştırılmasını sağlamak için tüm engelleri ortadan kaldırmaktır” ifadelerini kullandı. Hamas’a yönelik de “Aynı zamanda Ramazan’ın merhamet ruhuyla tüm rehinelerin serbest bırakılması için çağrıda bulunuyorum” dedi.

“Daha fazla önlenebilir ölümden kaçınmak için harekete geçmeliyiz” diyen Guterres “Gazze’deki Filistinliler için hayat kurtaran yardımlar, eğer gelirse, damla damla geliyor. Uluslararası insani hukuk paramparça halde. Ve İsrail’in tehdidinde bulunduğu Refah’a saldırısı Gazze halkını daha da derin bir cehennem çemberinin içine düşürebilir” şeklinde konuştu.

Hamas’ın elindeki rehinelerin ailelerinin de insani ateşkes çağrısı yaptığını hatırlatan Guterres “İsrailli rehine aileleri çektikleri eziyet ve ıstırabı paylaştılar ve sevdiklerinin derhal serbest bırakılması için yalvardılar. Ve İsrail bombardımanlarında öldürülen yakınlarının yürek burkan tanıklıklarını paylaşan ve derhal ateşkes talep eden Filistinli aileler… Bu aile üyelerinden birinin dediği gibi, ‘Buraya taziye için gelmedik. Özür dilemek için de burada değiliz. Acil eylem için buradayız.’ Bunu istemek çok mu fazla? Bu sesleri duymalı ve kulak vermeliyiz” dedi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres konuşmasında Sudan’daki çatışmalara da dikkat çekerek Ramazan ayında Sudan’da da silahların susmasını istedi.

Paylaşın

“Kassam Tugayları’nın ‘Gölge Adam’ Lakaplı Komutanı Öldürüldü” İddiası

30 binden fazla can kaybının yaşandığı Filistin – İsrail savaşının 157. günü geride kalırken, Hamas’ın üst düzey komutanlarından “Gölge Adam” lakaplı Mervan İsa’nın öldürüldüğü iddia edildi.

Mervan İsa, 7 Ekim saldırısını planladığına inanılan Kassam Tugayları lideri Muhammed Deif ve Hamas’ın Gazze lideri Yahya Sinvar ile birlikte İsrail’in en çok arananlar listesinin üst sıralarında yer alıyor.

İsrail basını, Gazze’de düzenlenen hava saldırılarında İzzeddin El Kassam Tugayları komutanı Muhammed Deif’in yardımcısı Mervan İsa’nın hedef alındığını bildirdi. Mervan İsa’nın hayatını kaybetmiş olabileceğini aktaran Hareetz, Tel Aviv yönetiminin ölüm iddialarını doğrulamaya çalıştığını belirtti.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; İsrail ordu radyosu, cumartesi gecesi Nuseyrat Mülteci Kampı’nın bombalandığını ve Deif’in sağ kolunun da kampta olduğu hakkında istihbarat aldıklarını aktardı ancak konuya ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Mervan İsa, 7 Ekim saldırısını planladığına inanılan Kassam Tugayları lideri Muhammed Deif ve Hamas’ın Gazze lideri Yahya Sinvar ile birlikte İsrail’in en çok arananlar listesinin üst sıralarında yer alıyor.

Mervan İsa kimdir?

‘Gölge Adam’ lakaplı İsa, Muhammed Deif’in sağ kolu olarak biliniyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İsrail güçleri, genç yaşta katıldığı Hamas saflarındaki örgütsel faaliyetleri nedeniyle, ‘Birinci İntifada’ olarak bilinen dönemde İsa’yı beş yıl boyunca hapiste tuttu.

Hareketteki öne çıkan rolü nedeniyle özellikle İkinci İntifada’dan sonra İsrail’in hedefi haline geldi. İsrail, 2006 yılında Genelkurmay’ın Deif ve Kassam Tugayları’nın diğer üst düzey liderleriyle yaptığı toplantı sırasında İsa’ya suikast girişiminde bulundu. İsa, bu suikasttan kurtuldu.

Ayrıca, İsrail’in 2014 ve 2021’de Gazze’ye düzenlediği saldırılarda savaş uçakları evini iki kez yıktı. Bu saldırılardan birinde kardeşi hayatını kaybetti.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 31 Bin 112’ye Yükseldi

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 157. günü geride kalırken Gazze’de İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 67 artarak 31 bin 112’ye yükseldi. Yaralananların sayısı ise 72 bin 760’a çıktı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki insanların ciddi bir gıda yetersizliği ve açlıktan ölme tehdidi altında yaşadığını vurgulayan uluslararası insani yardım örgütleri, bir süredir acil bir şekilde harekete geçilmesi çağrısında bulunuyor.

Öte yandan 1 milyondan fazla Filistinli Gazze’nin güneyinde Refah’a sığındı, zor koşullar altında yaşam mücadelesi veriyor. Birleşmiş Milletler bölgedeki insanların açlıkla karşı karşıya olduğunu belirtirken, geçen haftadan bu yana açlık nedeniyle can kaybı haberleri de geliyor.

Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanlığı havadan yardımların Gazze’nin kuzeyine bırakıldığı açıkladı. Yardım malzemeleri içinde pirinç, un, makarna ve konserve yiyeceklerin olduğu belirtildi. Pentagon verilerine göre ABD Gazze’ye bu ay 135 bin öğün gıdayı havadan bıraktı.

Başkan Biden da Gazze’ye yardım malzemeleri ulaştırılması için bölgeye geçici bir liman inşa edilmesi talimatını vermişti. Pentagon, liman yapımının 60 günü bulabileceğini açıklamıştı.

Bu arada Gazze için tonlarca gıda yüklü gemi hala Kıbrıs’ta demirli. Büyük oranda Birleşik Arap Emirlikleri’nin kaynak sağladığı gemi Gazze için 200 ton gıda taşıyor. Gemideki gıdalar World Central Kitchen adlı yardım kuruluşu tarafından üretildi.

Kuruluş, Kıbrıs’ta 500 ton malzemenin daha gemilere yüklenmek için hazır olduğunu belirtiyor. Ancak geminin ne zaman Kıbrıs’tan ayrılacağı henüz netleşmedi.

Gemiye kargo yüklemesi Cumartesi geç saatlerde sona erdi ancak Gazze’de liman altyapısı olmadığını için geminin henüz Kıbrıs’tan ayrılmadığı belirtiliyor. Malzemelerin dağıtımı için geçici bir iskelenin olması gerektiği belirtiliyor.

Joe Biden: İsrail’e destek devam edecek

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “İsrail’e artık faydadan çok zarar verdiğini” söyledi.

Biden, MSNBC kanalına verdiği röportajda, Netanyahu’nun Gazze’deki saldırılarının ve bu saldırılarda öldürülen 30 binden fazla sivilin sorumluluğunun ağır olduğunu söyleyerek, bu kadar insanın sadece “Hamas’ın peşinden giderek öldürülemeyeceğini” ifade etti.

“Başbakan Binyamin Netanyahu konusunda sizin kırmızı çizginiz nedir? Bir kırmızı çizginiz var mı? Örneğin Refah’ın işgali bir kırmızı çizgi olabilir mi?” sorusuna ise Biden, “Bu bir kırmızı çizgidir ancak asla İsrail’e desteği sürdüreceğim, İsrail’in savunulması halen kritik önemde.” şeklinde yanıt verdi.

Bununla birlikte Gazze’deki ölü sayısının “çok fazla” olduğunun da altını çizen Biden, Netanyahu hükümetinin, “sivillerin hayatını nasıl hedef almayacağı” üzerine ciddi şekilde odaklanması gerektiğini vurguladı.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 31 Bini Aştı

Filistin – İsrail savaşının 156. günü geride kalırken Gazze’de İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 85 artarak 31 bin 45’e yükseldi. Yaralananların sayısı ise 72 bin 654’e çıktı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki insanların ciddi bir gıda yetersizliği ve açlıktan ölme tehdidi altında yaşadığını vurgulayan uluslararası insani yardım örgütleri, bir süredir acil bir şekilde harekete geçilmesi çağrısında bulunuyor.

Birleşmiş Milletler (BM), Gazze Şeridi’nde kıtlığın “neredeyse kaçınılmaz” olduğu ve çocukların açlıktan öldüğü uyarısında bulundu. Karadan ve havadan yardım sevkiyatının zor ve tehlikeli olduğu belirtiliyor.

BM, Gazze Şeridi’nde en az 576 bin kişinin -nüfusun dörtte biri- felaket boyutlarında gıda güvensizliği ile karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

Batılı ülkeler İsrail’e, yardım konvoylarının geçişini kolaylaştırarak ve ilave geçişler açarak kara yoluyla yapılan sevkiyatları genişletmesi için baskı yapıyor.

Yardım tırları Gazze’nin güneyine Mısır’ın kontrolündeki Refah ve İsrail’in kontrolündeki Kerem Şalom sınır kapılarından giriyor. Ancak İsrail’in kara harekâtının ilk aşamasında odak noktası olan Gazze’nin kuzeyine son aylarda yardım ulaştırılamadı.

Burada tahminen 300 bin Filistinli gıda ve temiz suya erişim sorunuyla karşı karşıya. İsrail yardım çabalarını engellemekle suçlanıyor ve geçen hafta bağımsız bir BM uzmanı İsrail’i “Gazze’deki Filistin halkına karşı açlık kampanyası” yürütmekle suçladı.

İsrail’in BM misyonunda hukuk danışmanı olarak görev yapan Yeela Cytrin, İsrail’in açlığı bir savaş aracı olarak kullandığı yönündeki iddiaları reddetti.

“İsrail’e destek devam edecek”

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “İsrail’e artık faydadan çok zarar verdiğini” söyledi.

Biden, MSNBC kanalına verdiği röportajda, Netanyahu’nun Gazze’deki saldırılarının ve bu saldırılarda öldürülen 30 binden fazla sivilin sorumluluğunun ağır olduğunu söyleyerek, bu kadar insanın sadece “Hamas’ın peşinden giderek öldürülemeyeceğini” ifade etti.

“Başbakan Binyamin Netanyahu konusunda sizin kırmızı çizginiz nedir? Bir kırmızı çizginiz var mı? Örneğin Refah’ın işgali bir kırmızı çizgi olabilir mi?” sorusuna ise Biden, “Bu bir kırmızı çizgidir ancak asla İsrail’e desteği sürdüreceğim, İsrail’in savunulması halen kritik önemde.” şeklinde yanıt verdi.

Bununla birlikte Gazze’deki ölü sayısının “çok fazla” olduğunun da altını çizen Biden, Netanyahu hükümetinin, “sivillerin hayatını nasıl hedef almayacağı” üzerine ciddi şekilde odaklanması gerektiğini vurguladı.

Paylaşın

ABD, İsrail’e En Az 100 Defa Silah Sevkiyatı Yaptı

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 154. günü geride kalırken, ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), Başkan Joe Biden’ın yasalardaki bir açığı kullanarak Kongre’nin onayı olmadan İsrail’e en az 100 defa silah sevkiyatı yaptığını bildirdi.

Wall Street Journal (WSJ), Kongre’ye söz konusu sevkiyatlardan sadece ikisiyle ilgili önceden bilgilendirme yapıldığını aktardı.

Silah İhracatı Kontrol Yasası kapsamında ABD’nin yakın müttefiklere yaptığı silah satışlarında, uzun çaplı araştırma ve geliştirme süreci gerektiren “büyük savunma teçhizatı” için 25 milyon dolarlık bir limit var. Bu limit, farklı bomba türleri içinse 100 milyon dolara kadar yükseliyor.

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen ABD’li yetkililer, Beyaz Saray’ın söz konusu ekipmanlarda belirlenen limitlerin altındaki sevkiyatları Kongre’nin onay sürecine sunmadan gerçekleştirdiğini savundu. Sevkiyatlarla ilgili detay paylaşılmazken, haberde Washington’ın bu yöntemle İsrail’e “binlerce silah gönderdiği” yazıldı.

Kaynaklar, bu silahlardan bazılarının ABD’nin kendi cephaneliğinden alındığını, bazılarınınsa önceden onaylanmış sevkiyat süreçlerinin hızlandırılmasıyla İsrail’e tedarik edildiğini ileri sürdü.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, iddialara ilişkin şunları söyledi: Kongre’nin üyeleri bilgilendirmek için belirlediği prosedürleri takip ettik ve yasal olarak resmi bildirim gerekmediği zamanlarda bile Kongre üyeleriyle düzenli olarak bilgi paylaştık. Sevkiyatları belirlenmiş yasal limitlerin altında kalacak şekilde böldüğümüze veya Kongre üyelerini sürece dahil etmediğimize yönelik iddialar kesinlikle yanlıştır.

Bakanlığın paylaştığı bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, Washington’dan her yıl yaklaşık 3 milyar dolarlık askeri destek alıyor. Ayrıca halihazırda ABD’den İsrail’e gönderilmesi planlanan 600 askeri ekipman ve sevkıyat çalışması yürütüldüğü bildirildi. Bunların toplam değeriyse yaklaşık 23 milyar dolar.

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nden Demokrat Maryland Senatörü Chris Van Hollen ise Dışişleri Bakanlığı’nın belirlenen limitler altındaki sevkiyatlar için Kongre’yi bilgilendirme yükümlülüğü olmadığını söylerken, “Bunu sürekli Kongre’yi atlatmak için kullanmak, yasaların ruhuna aykırı olduğu gibi Kongre’nin denetleyici rolünü de zayıflatıyor” dedi.

Beyaz Saray, WSJ ve Birleşik Krallık’ın önde gelen gazetelerinden Guardian’ın yorum talebini reddetti. ABD’nin tanınmış medya kuruluşlarından NBC’nin ocaktaki haberinde, Washington’ın Gazze’deki operasyonların yoğunluğunun düşürülmesi için Tel Aviv yönetimine silah satışını yavaşlatmayı planladığı iddia edilmişti.

Biden, Gazze’de iki devletli çözümle savaşın sonlandırılması için İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya baskı yapıyor. Tel Aviv yönetimiyse bu seçeneğe yanaşmıyor.

İsrail’den Batı Şeria’da yeni yerleşim birimlerine onay

Öte yandan İsrail gazetesi Haaretz, Tel Aviv’in dün alınan kararla Batı Şeria’da 3 bin 476 yerleşim birimine onay verdiğini aktardı. İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, yaptığı açıklamada son kararla birlikte Batı Şeria’da geçen yıl toplamda 18 bin 515 yerleşim yerinin inşası için onay çıkarıldığını söyledi.

Smotrich son onay kararının, 22 Şubat’ta üç Filistinlinin, Batı Şeria’daki İsrail yerleşim birimi Maale Adumim’de bir İsrail yurttaşını öldürmesine karşılık verildiğini belirtti. Filistin Ulusal Yönetimi ve ABD, yeni yerleşim birimlerine verilen onayı kınadı.

Yunanistan’ın tanınmış gazetelerinden Kathimerini, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Gazze’ye göndereceği insani yardımların Ramazan’dan önce bölgeye ulaştırılacağını aktardı. GKRY yönetiminden kimliğinin paylaşılmamasını isteyen bir yetkili, yardımların gönderilmesi için Birleşik Arap Emirlikleri’yle ortak çalışıldığını belirtti.

GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis, kasımda yaptığı açıklamada Gazze’ye daha fazla yardımın ulaştırılabilmesi için bir deniz koridoru oluşturulacağını duyurmuştu. GKRY yetkilileri, yardım gemilerinin Limasol limanından yaklaşık 410 kilometre uzaklıktaki Gazze’ye “ilk fırsatta” gönderileceğini bildirmişti.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 30 Bin 800’e Yükseldi

Filistin – İsrail savaşının 153. günü geride kalırken Gazze’de İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 83 artarak 30 bin 800’e yükseldi. Yaralananların sayısı ise 72 bin 298’e çıktı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki insanların ciddi bir gıda yetersizliği ve açlıktan ölme tehdidi altında yaşadığını vurgulayan uluslararası insani yardım örgütleri, bir süredir acil bir şekilde harekete geçilmesi çağrısında bulunuyor.

Bölgeye giderek çocukların durumunu yerinde gören, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Sözcüsü Jonathan Crickx, “Şu anda güvenlik eksikliği sebebiyle Gazze Şeridi’nin ortasına ve kuzeyine çok az gıda ulaşabiliyor. Bu bölgelerde hala 300 bin civarında insanın yaşadığını tahmin ediyoruz” dedi.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın bağımsız kuruluşlar tarafından denetlenemeyen verilerine göre şu ana dek Gazze’de 15 çocuk açlık ve susuzluktan hayatını kaybetti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) de, “Endişe verici düzeyde akut gıda güvensizliği”nden söz ederek, savaşın her iki tarafına, “Uygun miktarda insani yardımların,  hemen, hızlı, güvenli, sürekli ve engellenmeden ulaştırılmasına olanak sağlanması” çağrısında bulundu.

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris de Pazar günü yaptığı açıklamada, İsrail hükümetinin, şartsız ve koşulsuz bir biçimde insani yardımların artırılması için çaba göstermesi gerektiğini vurguladı.

İsrail iddiaları yalanlıyor

İsrail ise sivillere yönelik insani yardımlara sınırlama getirdiği iddialarına karşı çıkarak, söz konusu yardımlara Hamas tarafından el koyulduğunu öne sürdü. İsrail hükümeti sözcüsü Eylon Levy, X hesabından paylaştığı mesajında, “İsrail’in sivillere yönelik yardımları kısıtladığı fikri en basit anlatımla bir yalandır. Daha fazla yardım ulaştırmak için İsrail sınır kapılarında yeterince olanak mevcut” ifadelerini kullandı.

İsrail Savunma Bakanlığı’na bağlı Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Birimi (COGAT) de Birleşmiş Milletler (BM) örgütlerini, Gazze’ye giden yardımları yeterince hızlı bir biçimde dağıtmamakla suçluyor. Yardım örgütleri ise İsrail’in, Gazze’nin kuzeyinde yardımlar için bir sınır kapısı daha açmasını talep ediyor.

Bununla beraber zaten yolların çoğu da savaş neticesinde kullanılamayacak hale gelmiş durumda. Ayrıca devam eden ağır çatışmalar nedeniyle, Gazze Şeridi’nin tamamı yüksek risk altında. İsrail’in, Hamas’ın eline geçmesi halinde askeri amaçlarla kullanabileceğinden kuşkulandığı, el lambası, jeneratör ve hatta baston gibi malların Gazze Şeridi’ne girişine izin vermemesi ve bu sebepten dolayı yardımları çok hassas bir şekilde kontrolden geçirmesi de, yardımların seri bir şekilde yerlerine ulaştırılmasının önünde bir başka engel teşkil ediyor.

BM’nin bölgedeki görevlileri, yardım konvoylarının risk altında olmasının bir başka sebebinin de Hamas’a bağlı polislerin artık koruma sağlayamaması olduğunu dile getiriyor. Konvoylara saldıranların ise silahlı grupların yanı sıra çaresizlik içindeki siviller olduğu ifade ediliyor.

Bölgedeki 2,2 milyon kişinin sadece insani yardımlarla hayatta kalamayacağını belirten UNICEF Sözcüsü Jonathan Crickx, “Bir arkadaşım insanların bir kamyondan su şişelerini çaldığını ve hiç kaçmaya tenezzül etmeden, aşırı susuzluk çektikleri için orada hemen içmeye başladıklarını görmüş” diyor. Bölgedeki yerel gıda tedarik sistemi de çatışmalarda tüm mahsuller ve hayvancılık yok olduğu için tamamen çökmüş vaziyette.

Avrupa Birliği, Gazze’ye insani yardım için denizden koridor oluşturmaya çalışıyor

Ayrıca Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in sözcüsü Eric Mamer, bloğun Gazze’deki halkı desteklemek için Kıbrıs üzerinden insani yardım koridorunun oluşturulmaya çalışıldığını söyledi. Leyen bu hafta Kıbrıs’a giderek konuyla ilgil temaslarda bulunacak.

Sözcü açıklamasında, “Çabalarımız Filistinlilere yardım sağlayabilmemize odaklanmış durumda. Hepimiz bu koridorun açılışının çok yakında gerçekleşeceğini umuyoruz.” dedi.

Lefkoşa’da hükümet sözcüsü Constantinos Letymbiotis, Leyen’in Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides’in cuma günü Larnaka limanındaki tesisleri denetlemek üzere Von der Leyen’e katılacağını belirtti.

Letymbiotis, Kıbrıs’ın 386 kilometre uzaklıktaki Filistin yerleşim bölgesine düzenli olarak büyük miktarlarda yardım gönderme girişiminin hem AB içinde hem de diğer ülkeler arasında ilgi gördüğünü söyledi.

Kıbrıs, bölgeye en yakın Avrupa Birliği üyesi ülke konumunda. Rum yönetimi, Gazze’ye doğrudan yardım ulaştıracak sürekli ve tek yönlü bir deniz rotası oluşturulması için kampanya yürütüyor.

AB Komisyonu sözcüsü Balazs Ujvari, deniz koridorunun bloğun Gazze’deki Filistinlilere daha fazla yardım ulaştırma çabalarını arttırabileceğini söyledi. Ujvari, AB’nin Gazze’ye yardım ulaştırmak için şu ana kadar başta Mısır üzerinden olmak üzere yaklaşık 40 uçuş gerçekleştirdiğini kaydetti.

Paylaşın

Erdoğan’dan “Gazze” Tepkisi: Soykırım Uygulanmakta

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’la ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan, “7 Ekim’den bu yana masum insanlara karşı İsrail’in saldırılar sonucunda 32 bin Filistinli şehit oldu, 72 binden fazla kişi yaralandı. 2 milyona yakın Filistinli evini terk etmek zorunda kaldı. 2,3 milyon Filistinli günlük temel ihtiyaçlarına ulaşamıyor” dedi ve ekledi:

“İsrail, Gazze halkını sadece açlık ve susuzlukla değil, masum insanların tepelerine bomba yağdırarak da vahşice katlediyor. Tam 151 gündür son asrın en büyük barbarlıklarından birine şahit oluyoruz. Batılı güçlerin de sınırsız desteğiyle Netanyahu’nun gözü dönmüş yönetimi Filistinlilere apaçık soykırım uygulanmaktadır.”

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı Ankara’da ağırladı. Erdoğan, Abbas’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi girişinde karşıladı. Erdoğan ve Abbas, yaklaşık 1,5 saat süren ikili görüşmenin ardından ortak basın toplantısında kameraların karşısına geçti.

Toplantıda konuşan Erdoğan, Hamas’ın saldırılarının ardından İsrail’in Gazze’de giriştiği katliama ilişkin konuştu. Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“7 Ekim’den bu yana masum insanlara karşı İsrail’in saldırılar sonucunda 32 bin Filistinli şehit oldu, 72 binden fazla kişi yaralandı. 2 milyona yakın Filistinli evini terk etmek zorunda kaldı. 2,3 milyon Filistinli günlük temel ihtiyaçlarına ulaşamıyor. İsrail, Gazze halkını sadece açlık ve susuzlukla değil, masum insanların tepelerine bomba yağdırarak da vahşice katlediyor. Tam 151 gündür son asrın en büyük barbarlıklarından birine şahit oluyoruz.

Batılı güçlerin de sınırsız desteğiyle Netanyahu’nun gözü dönmüş yönetimi Filistinlilere apaçık soykırım uygulanmaktadır. Filistin halkına ülkem ve milletim adına taziyelerimi iletiyorum.

Netanyahu ve cinayet ortakları her damla kanın hesabını hukuk ve maşeri vicdan önünde mutlaka verecektir. Türkiye olarak bunun için çalışmaya tüm kapıları zorlamaya devam ediyoruz, devam edeceğiz. 26 Şubat’ta Adalet Divanı’nda meselenin çeşitli yönlerine ilişkin tutumumuzu beyan ettik. İsrail Uluslararası Adalet Divanı önünde yargılanmaktadır. Alınan ihtiyati tedbir kararına rağmen İsrail yönetimi kadın çocuk demeden kardeşlerimizi öldürmeyi sürdürmektedir.

İsrail’in bu şımarıklığının ve hukuk tanımaz tavrının en büyük sebebi Batılı güçlerin holokosttaki günahlarından dolayı İsrail’e verdikleri destektir. Elbette burada İslam dünyasının vahdet olamamasının büyük payı vardır. Türkiye’nin Filistin halkına olan güçlü desteği bellidir. Yaptığımız her görüşme, her yurt dışı ziyaretimizde işgal edilmiş topraklardaki İsrail saldırıları gündemimizin ilk sırasında yer almıştır. 900’den fazla hasta ve refakatçiyi tedavi için Türkiye’ye getirdik. Gazze’de sahra hastanesi kurulması için çalışmalarımız devam ediyor.

İsrail’in yalan ve iftira ile ajansı itibarsız hale getirmeye yönelik propagandalarına prim verilmemeli, ajansın mevcudiyetine halel getirilmemelidir. İsrail-Filistin meselesine adil çözüm bulunmadığı takdirde Ortadoğu’da barışın olamayacağı iyice anlaşılmıştır. 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen Filistin devletinin tesis edilmesi gerekir.

Sorunun taraflarına da yardımcı olacak şekilde tüm ilgili devletlerin elini taşın altına koyması gerekiyor. Her geçen gün artan işgal uygulamaların amacı sahada emrivakiler oluşturmak suretiyle iki devletli çözüm vizyonunu baltalamaktır. Topraklara çöken, çalan gaspçıların eylemleri çözümün önündeki en büyük engellerden biridir.

Artık sadece lafta kalan barış çabaları yerine teminatlara sahip adil bir barışa ihtiyaç duyulduğu apaçık ortadadır. Türkiye olarak bu bağlamda garantörlük çerçevesinde sorumluluk üstlenmeye hazır olduğumuzu açıkladık. Yaklaşmakta olan Ramazan ayı bağlamında provokasyonların önlenmesi gereğine ilişkin mesajlarımızı ilgili yerlere iletiyoruz.

Radikal İsrailli siyasetçilerin Müslümanların Harem-i Şerife girilmemesi tamamıyla hezeyandır. Filistinli kardeşlerimizin arasında birlik ve mutabakat sağlama gayretlerini yakından takip ediyoruz. İsrail zulmüne verilecek en güzel cevaplardan biri Filistinliler arası birlik ve beraberliğin sağlanmasıdır.

Filistin davasını elimizden gelen en güçlü şekilde savunmaya, Filistin halkının güven ve refahını artırmaya yönelik desteğimizin devam edeceğini vurgulamak istiyorum.”

“Filistin’in devlet olma hakkı var”

Daha sonra sözü alan Abbas, şunları söyledi: “Çok zor şartlarda halkımıza ve davamız açısından çok zor bir dönemde tekrar bir aradayız. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a son gelişmeye dair detaylı bilgileri ilettim. İsrail’in halkımıza yönelik sürdürmüş olduğu soykırım ve katliama, Batı Şeria, Gazze, Doğu Kudüs’te işlemiş olduğu suçlara ne yapılabilir konusunu ele aldık.

İsrail, insani yardımların Gazze’ye girmesine engel oluyor. İsrail işgal devleti her türlü vahşeti orada yürütmektedir. Batı Şeria, Kudüs’te Müslüman ve Hristiyanlara ait kutsallara karşı pervasızca saldırılarını devam ettirmektir. İsrail’in bu tutumundan dolayı ve Mescid-i Aksa’ya saldırıda bulunmaları görünen bir hal hale gelmiştir. Filistin’e uluslararası korumanın sağlanması için çabaların güçlendirilmesi gerekiyor.

Arzuladığımız şey Filistin’in BM’de daimi üyeliğe sahip olması, Güvenlik Konseyi’nin kararıyla böyle bir durumun ortaya çıkması arzuladığımız bir şeydir ve özellikle Batı ülkeleri Filistin’i tanımalıdırlar. Bu çabalar bağlamında Türkiye’nin rolünü önemsiyoruz. Filistin halkının Gazze’den, Batı Şeria’dan bir şekilde tehcir edilmesini kabul etmiyoruz. İsrail bunu yapmak istiyor. Oraları tamamıyla yakıp yıkmak suretiyle bu projesini hayata geçirmek istiyor.

Gazze, Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçasıdır. İşgal devletinin planlarının kabulü mümkün değildir. Gazze’nin ve Kudüs’ün Filistin devletinden ve Batı Şeria’dan bölünmesi mümkün değildir. Barış ve güvenlik sadece İsrail işgalinin son bulmasıyla mümkündür. Filistin başkenti Doğu Kudüs olan bir devlet olma hakkı vardır.

Bizler Filistin toplumunun bileşenlerini ve tüm kesimlerini bir araya getirmek için elimizden gelen çabayı harcayacağız. Siyasi program bağlamında uluslararası yükümlülüklerimizi yerine getirmek Filistinlileri bir araya getireceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı sizlere ve kardeş Türkiye halkına selamlarımı ve teşekkürlerimi belirtmek istiyorum.

Türkiye’nin Filistin halkına yönelik göndermiş olduğu, Gazze’ye göndermiş olduğu yardımlardan dolayı en içten minnettarlığımızı ifade etmek istiyoruz. Türkiye tarihi sorumluluğuyla Filistin ve Filistin halkına karşı bütün sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirmektedir. Şu andan 120 binden fazla Filistinli yaralı ve ölümüz var. Batı Şeria’da da aynı şekilde İsrail katliamlarına devam etmektedir.”

Paylaşın

Dünya Sağlık Örgütü: Gazze’de Çocuklar Açlıktan Ölüyor

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 150. günü geride kalırken DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Gazze’de çocukların açlıktan öldüğünü söyledi.

Haber Merkezi / Öte yandan Gazze’de İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 124 artarak 30 bin 534’e yükseldi. Yaralananların sayısı ise 71 bin 920’ye çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, sosyal medya hesabı üzerinden DSÖ’nün hafta sonunda Gazze’nin kuzeyindeki Avde ve Kemal Advan hastanelerine gerçekleştirdiği ziyaret hakkında bilgi paylaştı.

DSÖ’nün Ekim 2023’ten bu yana ilk kez bölgeyi ziyaret edebildiğine vurgu yapan Ghebreyesus, “korkunç bulgular” olarak nitelendirdiği gözlem ve tespitlerini şöyle sıraladı: Ciddi düzeyde yetersiz beslenme, açlıktan ölen çocuklar, ciddi yakıt, gıda ve tıbbi malzeme eksikliği, yıkılan hastane binaları.

“Binalardan birinin imha edilmiş olması nedeniyle özellikle Avde Hastanesi’ndeki durum dehşet verici” ifadelerine yer veren Ghebreyesus, Kemal Advan Hastanesi’nin de Gazze’nin kuzeyindeki tek pediatri hastanesi olduğuna işaret ederek, “Bu hastane hastalarla dolup taşıyor. Yiyecek bulunmaması sonucunda 10 çocuk öldü. Elektrik olmaması hasta bakımına ciddi tehdit oluşturuyor, özellikle de yoğun bakım ve yenidoğan bölümlerinde” bilgilerini paylaştı.

Tedros Adhanom Ghebreyesus, her iki hastaneye 9 bin 500 litre yakıt ve bazı temel tıbbi malzemeler tedarik edebildiklerini anlatırken, “Bu, acil hayat kurtarmak için gerekli ihtiyaçların çok küçük bir kısmı” dedi.

Ghebreyesus, İsrail’e “insani yardımın güvenli ve düzenli bir şekilde ulaştırılabilmesini sağlama” çağrısını yinelerken, sivillere ve özellikle çocuklar ile sağlık çalışanlarına “derhal” yardımların ulaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Ghebreyesus, paylaşımını, “Ama tüm bu hastaların ihtiyaç duydukları kilit ilaç barış. Ateşkes” sözleriyle bitirdi.

Üst düzey bir BM yardım yetkilisi Gazze Şeridi’nde en az 576 bin kişinin, bir başka deyişle bölge nüfusunun dörtte birinin facia düzeyinde gıda güvensizliği yaşadığı, kuzeydeki iki yaşın altındaki her altı çocuktan birinin akut beslenme yetersizliği çektiği uyarısı yaptı.

BM’nin çocuklara yardım kuruluşu UNICEF’in bölge direktörü de Adele Khodr da “Yetersiz beslenme Gazze şeridini kırıp, geçirirken korktuğumuz çocuk ölümlerini de görmeye başladı. Bu trajik ve korkunç ölümler tamamen insan eliyle gerçekleşiyor, tahmin edilebilir ve tamamen önlenebilir” dedi.

“Gazze’de insani yapı çökecek”

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, İsrail’in saldırısı sonucu Gazze’deki ölü sayısının 150 günde 30 bini geçerek “dehşet verici” hale geldiğini belirterek, “Nüfusun yüzde 5’i öldü, yaralandı ya da kayıp. Gazze’deki acıyı yeterince anlatmak mümkün değil. Doktorlar yaralı çocukların uzuvlarını anestezi olmadan kesiyor. Açlık ve insan yapımı kıtlık her yerde” dedi.

Philippe Lazzarini, giderek düzensiz ve tehlikeli bir yer haline gelen Gazze’de yetim kalan 17 bin çocuğa da dikkat çekerek, İsrail’in saldırılarına karşı Gazzelilerin sığınabilecekleri güvenli bir yeri kalmadığını vurguladı.

16 ülkenin UNRWA’ya 450 milyon dolar tutarındaki finansal yardımları kesme kararını da eleştiren Lazzarini, bunun, teşkilatın hayat kurtaran görevini yerine getirme kabiliyetini ciddi şekilde tehdit ettiğini ve bu soruna acil bir siyasi çözüm bulunması gerektiğini kaydetti.

Lazzarini, “İçinde bulunduğumuz felaket gidişatını düzeltmek için anlamlı bir adım atılmazsa, Gazze’deki bütün insani yapı çökecek, insani yardımların arttırılması konusunda Uluslararası Adalet Divanı ve BM Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanması imkansız hale gelecek” dedi.

Paylaşın