Benyamin Netanyahu Hakkında Tutuklama Emri

Hollanda’nın Lahey kentinde yer alan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas yetkilisi İbrahim el Masri hakkında tutuklama emri çıkarttı.

Haber Merkezi / Gazze’deki sağlık yetkililerine göre, 7 Ekim’den beri İsrail’in Gazze’de düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 44 binden fazla Filistinli öldürüldü ve yaklaşık 104 binden fazla kişi de yaralandı. Harabeye dönüşen Gazze’nin pek çok bölgesinde gıdaya, temiz suya ve ilaca ulaşmak hala çok zor.

Güney Afrika’nın açtığı bir dava kapsamında İsrail, Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırımla suçlanıyor. Mahkeme, Başbakan Netanyahu yönetiminin, 6 Mayıs tarihinde işgal edilmeden önce bir milyondan fazla Filistinlinin sığındığı güneydeki Refah kentindeki faaliyetlerini derhal durdurmasına hükmetmişti.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas yetkilisi İbrahim el Masri hakkında tutuklama emri çıkarttı.

UCM’den yapılan açıklamada, Netanyahu ve Gallant hakkında “en az 8 Ekim 2023’ten, Başsavcılığın tutuklama emri başvurusunda bulunduğu 20 Mayıs 2024’e kadar olan dönemde işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle yakalama emri çıkarıldığı” bildirildi.

Açıklamada “iki ismin de Gazze’deki sivil halkı hayatta kalabilmeleri için elzem olan gıda, su, ilaç, tıbbi malzeme, yakıt ve elektrik gibi imkanlardan kasıtlı ve bilinçli olarak mahrum bıraktıklarına inanmak için makul nedenler bulunduğu” belirtildi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, eylül ayında yaptığı açıklamada, UCM’nin yargı yetkisine itiraz eden ve mahkemenin yakalama emri talep etmeden önce İsrail’e iddiaları soruşturma fırsatı vermediğini savunan iki dava özeti sunduğunu kaydetti.

İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oren Marmorstein, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “İsrail’deki gibi bağımsız ve saygın bir hukuk sistemine sahip başka hiçbir demokrasiye savcı tarafından bu şekilde önyargılı davranılmamıştır” dedi ve İsrail’in “hukukun üstünlüğü ve adalete olan bağlılığını” sürdürdüğünü ve vatandaşlarını militanlar karşısında korumaya devam edeceğini söyledi.

UCM, sadece yerel kolluk kuvvetlerinin soruşturma yapamadığı ya da yapmayacağı durumlarda, son yasal çare olarak dava açan bir mahkeme. İsrail, mahkemeye üye bir devlet değil. Hak savunucuları, İsrail’in geçmişte kendi kendini soruşturmada yetersiz kaldığına dikkat çekiyor.

Yakalama emirlerine rağmen, şüphelilerden hiçbiri yakın zamanda Lahey’de hakim karşısına çıkmayacak gibi görünüyor. Arama emirlerini uygulayacak kolluk gücü bulunmayan mahkeme, bunun yerine üye devletlerin işbirliğine güveniyor.

Benyamin Netanyahu yakalanabilir mi?

UCM’nin, hakkında yakalama kararı bulunan kişileri yakalayıp mahkemeye teslim edecek kendi polis gücü bulunmuyor. Ama Netanyahu’nun UCM’ye taraf bir ülkeye yapacağı bir ziyarette yakalanması teorik olarak söz konusu olabilir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Ukrayna’daki savaşla bağlantılı olarak hakkında çıkarılan yakalama emri nedeniyle yurtdışı gezilerini dost olarak gördüğü ülkelerle sınırlı tutuyor.

İsrail, hakkında soykırım davasının da devam ettiği UCM’nin Başsavcısı Kerim Han’ı antisemitizmle suçlamış ve UCM’nin yargı yetkisi bulunmadığını açıklamıştı. UCM’den yakalama emirleriyle ilgili yapılan açıklamada İsrail’in Mahkeme’nin yargı yetkisini tanımasının gerekli olmadığı kaydedildi.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 44 Bini Aştı

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 71 artarak 44 bin 056’ya yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 176 artarak 104 bin 268’e çıktı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas yetkilisi İbrahim el Masri hakkında tutuklama emri çıkarttı.

UCM’den yapılan açıklamada, Netanyahu ve Gallant hakkında “en az 8 Ekim 2023’ten, Başsavcılığın tutuklama emri başvurusunda bulunduğu 20 Mayıs 2024’e kadar olan dönemde işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle yakalama emri çıkarıldığı” bildirildi.

Açıklamada “iki ismin de Gazze’deki sivil halkı hayatta kalabilmeleri için elzem olan gıda, su, ilaç, tıbbi malzeme, yakıt ve elektrik gibi imkanlardan kasıtlı ve bilinçli olarak mahrum bıraktıklarına inanmak için makul nedenler bulunduğu” belirtildi.

UCM, 7 Ekim 2023’te İsrail topraklarına düzenlenen ve bin 200’e yakın kişinin öldüğü saldırılardan dolayı Hamas’ın askerî kanadı İzzeddin el Kassam Tugayları’nın lideri hakkında da yakalama kararı çıkarıldığını bildirdi. Muhammed Dayf (Deif) ismiyle de bilinen İbrahim el Masri’nin hayatta olup olmadığı kesin olarak bilinmiyor. İsrail Ağustos ayında Dayf’ın öldürüldüğünü bildirmiş, ancak Hamas bu açıklamayı yalanlamıştı.

Netanyahu ve Gallant hakkındaki yakalama kararlarının UCM’ye taraf olmadığı için İsrail açısından bağlayıcılığı bulunmuyor. Ancak tutuklama emrinin İsrail Başbakanı Netanyahu’yu uluslararası alanda daha fazla izole etmesi ve Gazze savaşında ateşkes müzakerelerini daha da zorlaştırması bekleniyor.

Benyamin Netanyahu yakalanabilir mi?

UCM’nin, hakkında yakalama kararı bulunan kişileri yakalayıp mahkemeye teslim edecek kendi polis gücü bulunmuyor. Ama Netanyahu’nun UCM’ye taraf bir ülkeye yapacağı bir ziyarette yakalanması teorik olarak söz konusu olabilir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Ukrayna’daki savaşla bağlantılı olarak hakkında çıkarılan yakalama emri nedeniyle yurtdışı gezilerini dost olarak gördüğü ülkelerle sınırlı tutuyor.

İsrail, hakkında soykırım davasının da devam ettiği UCM’nin Başsavcısı Kerim Han’ı antisemitizmle suçlamış ve UCM’nin yargı yetkisi bulunmadığını açıklamıştı. UCM’den yakalama emirleriyle ilgili yapılan açıklamada İsrail’in Mahkeme’nin yargı yetkisini tanımasının gerekli olmadığı kaydedildi.

Paylaşın

HRW: İsrail, Gazze’de “İnsanlığa Karşı Suç” İşliyor

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch / HRW), İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının “savaş suçu ve insanlığa karşı suç” niteliği taşıdığını açıkladı.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 47 artarak 43 bin 712’ye yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 182 artarak 103 bin 258’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan raporda yer alan tahminlere göre, olası bir ateşkes sonrası Gazze’nin ekonomik verilerini 2022 yılı değerlerine ulaştırması 350 yıl sürebilir.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch / HRW) yayınladığı bir raporda, İsrailli yetkililerin Gazze’deki Filistin halkının “savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil edecek ölçüde” zorla yerlerinden edilmesine neden olduğunu belirtti.

Rapor, yardım gruplarının ve uluslararası kuruluşların kuşatma altında bulunan bölgedeki kötü insani durumla ilgili son uyarılarından biri oldu.

Raporda, “İnsan Hakları İzleme Örgütü, zorla yerinden edilmenin yaygın olduğunu ve kanıtların bunun sistematik ve bir devlet politikasının parçası olduğunu gösterdiğini tespit etti. Bu tür eylemler aynı zamanda insanlığa karşı suç teşkil etmektedir” denildi.

İsrail ordusu ya da Dışişleri Bakanlığı’ndan bu konuda açıklama gelmedi ancak İsrailli yetkililer daha önce bu tür suçlamaları reddetmiş ve kuvvetlerinin uluslararası hukuka uygun olarak faaliyet gösterdiğini söylemişti.

Silahlı çatışma hukuku, sivillerin güvenliği ya da zorunlu askeri nedenler için gerekli olmadıkça sivil nüfusun işgal altındaki topraklardan zorla göç ettirilmesini yasaklıyor.

İsrail, geçen yıl Hamas’ın İsrail’in güneyindeki halka saldırarak İsrailli yetkililere göre yaklaşık 1200 kişiyi öldürmesi ve 250’den fazla kişiyi rehin almasının ardından Gazze Şeridi’ni işgal etmişti.

O zamandan bu yana Gazze sağlık yetkililerine göre, İsrail harekatında 43 bin 500’den fazla insan öldü ve altyapının çoğu tahrip edilerek 2,3 milyonluk nüfusun çoğu birkaç kez yer değiştirmek zorunda bırakıldı.

İsrail birlikleri, geçen ay boyunca ordunun Cebaliya, Beyt Lahiya ve Beyt Hanun kasabaları çevresinde yeniden yapılanmakta olduğunu belirttikleri Hamas güçlerini yok etmeye çalışırken on binlerce kişiyi yerleşim bölgesinin kuzeyindeki alanlardan taşıdı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Filistinlilerin yerlerinden edilmesinin “muhtemelen tampon bölgelerde ve güvenlik koridorlarında kalıcı olmasının planlandığını” ve bunun “etnik temizlik” anlamına geleceğini belirtti.

İsrail ordusu, kalıcı tampon bölgeler oluşturduğunu reddetti. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Gazze’nin kuzeyindeki evlerinden edilen Filistinlilerin savaşın sonunda geri dönmelerine izin verileceğini söyledi.

Paylaşın

Meclis’te “İsrail’le Ticaret” Gerginliği

Meclis’te CHP milletvekilleri ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat arasında sık sık “İsrail’le ticaret” tartışmaları yaşandı. Bakan Bolat, CHP milletvekillerinin, İsrail’le ticaret devam ediyor ifadelerini yalanladı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Ticaret Bakanlığı’nın 2025 Bütçesi görüşüldü.

Görüşmeler öncesinde CHP milletvekilleri “İsrail ile ticaret” haberlerinin yer aldığı gazete haberlerini gösterdi. Tepkilerini dile getirdi. Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın aktardığına göre; CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, iktidarın “İsrail’le ticaret yapılmıyor” dediğini ancak ticaretin devam ettiğini savundu. “Bir taraftan ağlıyorlar, bir taraftan ticaret yapıyorlar” diyen Ağbaba, gemilerle İsrail’e hür türlü malzenin gittiğini iddia etti.

Ağbaba, “Bu ayıbı Türkiye kaldıramaz. İsrail’in yanında mısın, Gazze’nin yanında mısın? Malesef Gazze’de hergün yeni katliamlar yapılırken buradaki malzemeler Türkiye’den gidiyor. Kudüs’teki tel örgütler, askerlerin kışlık içlikleri Türkiye’den gitmişti. Buradan Filistin’e diye mallar çıkıyor, İsrail’e gidiyor. Filistin’in ticaret yapacak hali yok, çelik gönderiliyor. Filistinliler çeliği ne yapacak? Seramiği ne yapacak?” iddialarını gündeme getirdi.

Sonrasında Ticaret Bakanı Ömer Bolat, sunumunu gerçekleştirdi.
Bolat, “Türkiye İsrail’e jet yakıtı satıyor” iddiaları konusunda, 6-7 tane İsrailli tur şirketinin “charter” şirketlerinin turist getirince havalimanından aldığı uçak benzini ihracat olarak kaydedildiği için bu olayın bu şekilde karalama kampanyası yapıldığını söyledi. Bunun üzerine CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, “Hiç yakıt satmıyor musunuz?” diye sordu.

CHP Manisa Milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu, “Hiç yakıt satılmıyor mu Sayın Bakan?” diye ekledi. Milletvekilleri ısrarla sorularına devam edince Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Arkadaşlar çok ayıp yani Bakan’ın 30 dakikası var, şurada yaptığınız çok ayıp, çok” dedi. CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin “Ayıp diyemezsiniz” diyerek itiraz etti.

Bolat, 2 Mayıs’ta alınan karar doğrultusunda İsrail’le ihracat ithalatın tamamen durdurulduğunu söyledi. “İhracat, ithalat sıfırdır” diyen Bolat, Filistin Hükümeti’nin gelerek, “Bizim Türk mallarına ihtiyacımız var. Filistin topraklarında 6 milyon insan yaşıyor” dediğini belirtti. Bunun üzerine CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “Çelik niye? Cam niye? Seramik niye?” sorularını yöneltti.

Bakan Bolat, 2 Mayıs’ta İsrail’le ticaret ambargosu konulduktan sonra “Üçüncü ülkelerden zaten gidiyor” yalanının uydurulmaya başlandığını söyledi. Bolat, “Kardeşim, bütün dünyaya, 220 ülkeye ihracat yapıyoruz biz; 262.5 milyar dolar ihracatımız var, 340 milyar dolar da ithalatımız var. 605 milyar dolar civarında toplam dış ticaretimiz var ve bu dış ticaretimiz de dünyanın her tarafına var. Ticaretimizin yüzde 40’ı AB ülkelerine. Bu anlamda Filistin’e yapılan ticaret doğrudur ve Filistin hükümeti bundan mennundur” dedi.

Konuşmasına devam eden Bolat, Filistin Hükümeti’nin talebi üzerine bir mekanizma kurduklarını ayrı bir gümrük koduyla ihracat kapısı açtıklarını söyledi.

Geçen hafta Ambarlı Limanı’nda yapılan eylemle ilgili “İsrail’e gidiyor, silah götürüyor” suçlaması yapıldığını belirten Bolat, bu ürünlerin Güney Kore ve Çin limanlarından geldiğini bildirdi. Tartışmalar devam ederken CHP’li Veli Ağbaba, “Bizim tavrımız net. Biz Deniz Gezmişlerin yolundayız, biz Ecevitlerin yolundayız” dedi.

“İkiyüzlüsünüz. Hâlâ ticaret devam ediyor”

Bakan Bolat, “Filistin için en çok mücdaleyi veren hükümete, Türkiye Cumhuriyeti’nin yaptıklarına destek olun. Yaptığınız siyasi istismar” diye konuştu. CHP’li Ağbaba, “Onu yapan sizsiniz” karşılığını verdi. Bolat, “İsrail’le en çok dost olan sizsiniz” diye devam etti. Ağbaba, “İkiyüzlüsünüz. Hâlâ ticaret devam ediyor” dedi.

Bolat, “İkiyüzlülüğü kim yapıyor çok iyi biliyor bu aziz millet” karşılığını verdi. Ağbaba, hâlâ Ceyhan Boru Hattı’ndan İsrail’e petrol gitmeye devam ettiğini iddia etti. Ağbaba, “İsrail’le ticarete devam, Gazze’ye ağlamaya devam” dedi.

Bolat, konuşması sırasında kaçakçılık faliyetleriyle ilgili de bilgi verdi. Bolat, bu yıl 7 Kasım itibariyle 18.5 milyar lira değerinde 17.2 ton uyuşturucu madde ve 19.4 milyar lira değerinde kaçak ticari eşya olmak üzere toplamda 38 milyar lira değerinde kaçak eşya ve narkotik madde ele geçirildiğini söyledi.

Görüşmeler sırasında İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, bakanın “cari açık sorun olmaktan çıkmıştır” ifadesini kullandığını söyledi. Bakan Bolat, “Bugün için” dedi. Usta, “Bu, çok iddialı. Bu ancak cehaletle açıklanır sayın bakan, kusura bakmayın… ‘Cari açık sorun olmaktan çıkmıştır’ diye bir şey sizi göreceksiniz çok mahcup edecek” dedi.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölenlerin Yüzde 70’i Kadın Ve Çocuk

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu bildirildi. Gazze’de İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 78 artarak 43 bin 469’a yükseldiği açıklandı.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) tarafından hazırlanan raporda Gazzeli sivillerin maruz kaldığı “korkunç gerçek” ayrıntılı şekilde ele alındı.

DW Türkçe‘nin aktardığı Raporda, uluslararası hukukun çok kez ihlal edildiği, bunların savaş suçu, insanlığa karşı suç ve muhtemelen “soykırım” olarak değerlendirilebileceği kaydedildi. Raporda, Hamas’a bağlı Gazze Sağlık Bakanlığının bildirdiği can kayıpları içinde sivil oranına dair öngörülere de yer verildi.

Bölgeye erişimi kısıtlı olan OHCHR, savaşın ilk altı ayında bildirilen 34 bin 500 ölümün henüz 8 bin 119’unu doğrulamayı başardı. Kurbanların yüzde 70’inin çocuk ve kadın olduğu belirlendi. Raporda, kurbanlar içinde kadın ve çocuk oranının yüksekliği “temel insan hakları prensiplerinin sistematik ihlaline işaret ediyor” denildi.

OHCHR’nin 32 sayfalık raporunda teyitli ölümlerin yüzde 80’inin sivil konutlarda yaşandığı belirtildi. En küçük kurbanın sadece bir günlük bir bebek olduğu, en yaşlının ise 97’sinde bir kadın olduğu kaydedildi. Gazze’deki Sağlık Bakanlığı savaşta ölenlerin sayısının 43 bini geçtiğini belirtiyor. OHCHR sözcüsü Ravina Shamdasani bu sayı içinde de kadın ve çocuk oranının kendi çalışmalarına benzer olduğunu düşündüklerini belirtti.

İsrail Hamas’ın yanıltıcı sayılar paylaştığını savunsa da BM bu verinin güvenilir olduğunu söylüyor. ABD makamları da şu ana dek bu sayıları yalanlayan veya bununla çelişen bir açıklama yapmadı.

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan raporda yer alan tahminlere göre, olası bir ateşkes sonrası Gazze’nin ekonomik verilerini 2022 yılı değerlerine ulaştırması 350 yıl sürebilir.

Tahminler yapılırken Gazze ekonomisinin 2007 – 2022 arasındaki ekonomik büyüme hızı baz alındı.

Tahminlerin yapıldığı rapor BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından hazırlandı. Rapor Gazze’nin yeniden inşaası için gerekli sektörler de dahil temel hizmetlerin yaşadığı yıkımı da ortaya koydu.

Buna göre;

İnşaat kapasitesi yüzde 96,
Tarım üretimi yüzde 93,
İmalat sektörü yüzde 92,
Servis sektörü yüzde 76 azaldı.

Rapora göre Gazze’de İsrail’in Hamas ile savaşı öncesi de zayıf olan ekonomik hayat neredeyse tamamen durdu. Rapor, “Askeri harekat benzeri görülmemiş bir insani, çevresel ve sosyal felakete yol açtı ve geri kalmış durumdaki Gazze’yi tam bir yıkıma sürükledi” diyor.

Yapılan tahmine göre, olası bir ateşkes sonrası Gazze’nin ekonomik verilerini 2022 yılı değerlerine ulaştırması 350 yıl sürebilir. Bu hesap yapılırken Gazze ekonomisinin 2007–2022 arasındaki ekonomik büyüme hızı baz alındı.

Raporda, İsrail’in 12 ayı aşan askeri harekatının Gazzeliler üzerinde yarattığı gelir kaybını “sarsıcı” olarak tanımlıyor. Raporda, 2024 Temmuz ayı sonuna kadar okul binalarının yüzde 88’inin hasar gördüğü, 36 hastaneden 21’inin hizmet dışı kaldığı ve 105 birincil sağlık tesisinden 45’inin faaliyet gösteremediği belirtildi.

BM’ye göre, Gazze ekonomisi, 7 Ekim öncesine kadar, 2023’ün ilk üç çeyreğinde yıllık yaklaşık %3 oranında daralıyordu. Savaşın başlaması sonrası 2023’ün tamamında %22,6 oranında daraldı ve bu düşüşün %90’ı dördüncü çeyrekte gerçekleşti.

UNCTAD raporuna göre, konut olarak kullanılan binaların yüzde 62’den fazlası hasar gördü veya yıkıldı. Su, arıtma ve hijyen sektörü altyapısının yüzde 59’undan fazlası ağır hasar gördü. BM’nin Eylül ayında uydu görüntülerine dayanan raporuna göre, Gazze’deki mevcut bina stoğunun yaklaşık dörtte biri yıkıldı veya ciddi şekilde hasar gördü. Binaların yüzde 66’lık bir kısmında da en azından bir miktar hasar var.

Shelter Cluster isimli Norveç merkezli sivil toplum kuruluşu, 2014 savaşı sonrası yeniden inşa süreci göz önüne alındığında, Gazze’nin 7 Ekim sonrası yıkımda yeniden inşaası 40 yıl sürebilir.

BM’ye göre yüzde 10’luk bir büyüme hızı yakalanması halinde dahi Gazze’nin ekonomik olarak toparlanması onlarca yıl alabilir. Ayrıca Filistin ekonomisi savaşla geçen bir yılda yüzde 35 küçüldü. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) verilerine göre Gazze İsrail saldırıları sonucu 70 yıllık birikimini kaybetti.

Savaşın etkilerine dair UNDP çalışmasının sonuçlarını paylaşan Filistin Özel Temsilci Yardımcısı Chitose Noguchi, “Filistin devleti görülmemiş seviyede geriye gitti. Gazze gelişmişlik bakımından 70 yıl önceye, 1955’ler seviyesine geri döndü” dedi.

UNDP Başkanı Achim Steiner, “Savaş sadece fiziksel yıkım getirmedi, ayrıca yoksulluk artışı ve geçim kaynaklarının kaybı çok büyük oldu” dedi. Steiner dış yardımlara rağmen Filistin ekonomisinin onlarca yıl savaş öncesine dönemeyeceğini söyledi.

Çalışma kapsamında ayrıca İsrail bombardımanı sonucu Gazze’de 42 milyon ton enkaz yığını oluştuğu da hesapladı. Açığa çıkan ağır metaller ve diğer kimyasalların yıllar sürecek kirliliğe yol açabileceği belirtiliyor.

Paylaşın

ABD’den İran’a “İsrail” Uyarısı

İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in “Düşmanlar, ister Siyonist rejim ister Amerika Birleşik Devletleri olsun, İran’a, İran ulusuna ve direniş cephesine yaptıklarına karşı kesinlikle ezici bir yanıt alacaklar” sözlerine ABD’den uyarı geldi.

Haber Merkezi / ABD’nin, İsviçreli diplomatlar üzerinden böyle bir aksiyon alınması halinde “İsrail’i tepki göstermekten alıkoyamayacağını ilettiği” bildirildi. Amerikan haber sitesi Axios, ilgili haberini Amerikalı bir diplomat ile İsrailli eski bir devlet yetkilisine dayandırdı.

85 yaşındaki İran dini lideri daha önceki açıklamalarında daha temkinli bir yaklaşım sergilemiş, yetkililerin İran’ın tepkisini değerlendireceğini ve İsrail’in saldırısının “ne abartılması ne de küçümsenmesi gerektiğini” söylemişti.

ABD ordusu Ortadoğu’da faaliyet gösteriyor ve bazı birlikleri şu anda İsrail’deki Terminal Yüksek İrtifa Alan Savunması (THAAD) bataryasında görev yapıyor.

ABD, Ortadoğu’da daha da tırmanan gerilim üzerine B-52 tipi uzun menzilli stratejik bombardıman uçaklarını Kuzey Dakota’daki Minot askeri üssünden bölgeye gönderdi. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’ndan (CENTCOM) yapılan açıklamada bambardıman uçaklarının bölgeye ulaştığı duyuruldu.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, bölgeye savaş gemileri, füze savunma sistemleri, yakıt aktarma uçakları ve B-52 bombardıman uçağı gönderilmesine onay vermişti.

Öte yandan Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 55 artarak 43 bin 314’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 186 artarak 102 bin 019’a çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Paylaşın

İsrail’den “Hamas’ın Üst Düzey Yetkililerinden Biri Daha Öldürüldü” Açıklaması

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF),  Hamas’ın siyasi bürosu üyesi ve Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki diğer gruplarla ilişkiler ve koordinasyon yöneticisi İzzeddin Kassab’ın öldürüldüğünü açıkladı.

Haber Merkezi / Açıklamada, İzzeddin Kassab’ın Gazze’nin güneyindeki Han Yunus kentinde düzenlenen hava saldırısında öldürüldüğü belirtildi. Açıklamada, Kassab’ın yardımcısı Ayman Ayesh’inde aynı saldırıda öldürüldüğü bilgisine yer verildi.

Açıklamada ayrıca, “Kassab önemli bir güç kaynağıydı ve rolü gereği Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki diğer gruplarla stratejik ve askeri ilişkilerinden sorumluydu. İsrail Devleti’ne karşı terör saldırılarının yürütülmesini yönetme yetkisine sahipti” ifadeleri kullanıldı.

İzzeddin Kassab’ın ölümünü doğrulayan Hamas, Kassab’ın Gazze’deki yerel grup yetkilisi olduğunu ancak karar alma organındaki siyasi ofiste yer almadığını söyledi.

Öte yandan Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 55 artarak 43 bin 259’a yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 186 artarak 101 bin 827’ye çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan raporda yer alan tahminlere göre, olası bir ateşkes sonrası Gazze’nin ekonomik verilerini 2022 yılı değerlerine ulaştırması 350 yıl sürebilir. Tahminler yapılırken Gazze ekonomisinin 2007 – 2022 arasındaki ekonomik büyüme hızı baz alındı.

Tahminlerin yapıldığı rapor BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından hazırlandı. Rapor Gazze’nin yeniden inşaası için gerekli sektörler de dahil temel hizmetlerin yaşadığı yıkımı da ortaya koydu.

Paylaşın

BM’den “Gazze’nin Yeniden İnşası 350 Yıl Sürebilir” Uyarısı

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan raporda yer alan tahminlere göre, olası bir ateşkes sonrası Gazze’nin ekonomik verilerini 2022 yılı değerlerine ulaştırması 350 yıl sürebilir.

Tahminler yapılırken Gazze ekonomisinin 2007 – 2022 arasındaki ekonomik büyüme hızı baz alındı.

Tahminlerin yapıldığı rapor BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından hazırlandı. Rapor Gazze’nin yeniden inşaası için gerekli sektörler de dahil temel hizmetlerin yaşadığı yıkımı da ortaya koydu.

Buna göre;

İnşaat kapasitesi yüzde 96,
Tarım üretimi yüzde 93,
İmalat sektörü yüzde 92,
Servis sektörü yüzde 76 azaldı.

Rapora göre Gazze’de İsrail’in Hamas ile savaşı öncesi de zayıf olan ekonomik hayat neredeyse tamamen durdu.

Rapor, “Askeri harekat benzeri görülmemiş bir insani, çevresel ve sosyal felakete yol açtı ve geri kalmış durumdaki Gazze’yi tam bir yıkıma sürükledi” diyor.

Yapılan tahmine göre, olası bir ateşkes sonrası Gazze’nin ekonomik verilerini 2022 yılı değerlerine ulaştırması 350 yıl sürebilir. Bu hesap yapılırken Gazze ekonomisinin 2007–2022 arasındaki ekonomik büyüme hızı baz alındı.

Raporda, İsrail’in 12 ayı aşan askeri harekatının Gazzeliler üzerinde yarattığı gelir kaybını “sarsıcı” olarak tanımlıyor.

Raporda, 2024 Temmuz ayı sonuna kadar okul binalarının yüzde 88’inin hasar gördüğü, 36 hastaneden 21’inin hizmet dışı kaldığı ve 105 birincil sağlık tesisinden 45’inin faaliyet gösteremediği belirtildi.

BM’ye göre, Gazze ekonomisi, 7 Ekim öncesine kadar, 2023’ün ilk üç çeyreğinde yıllık yaklaşık %3 oranında daralıyordu. Savaşın başlaması sonrası 2023’ün tamamında %22,6 oranında daraldı ve bu düşüşün %90’ı dördüncü çeyrekte gerçekleşti.

UNCTAD raporuna göre, konut olarak kullanılan binaların yüzde 62’den fazlası hasar gördü veya yıkıldı. Su, arıtma ve hijyen sektörü altyapısının yüzde 59’undan fazlası ağır hasar gördü.

BM’nin Eylül ayında uydu görüntülerine dayanan raporuna göre, Gazze’deki mevcut bina stoğunun yaklaşık dörtte biri yıkıldı veya ciddi şekilde hasar gördü. Binaların yüzde 66’lık bir kısmında da en azından bir miktar hasar var.

Shelter Cluster isimli Norveç merkezli sivil toplum kuruluşu, 2014 savaşı sonrası yeniden inşa süreci göz önüne alındığında, Gazze’nin 7 Ekim sonrası yıkımda yeniden inşaası 40 yıl sürebilir.

BM’ye göre yüzde 10’luk bir büyüme hızı yakalanması halinde dahi Gazze’nin ekonomik olarak toparlanması onlarca yıl alabilir.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

İsrail, Hizbullah Lideri Haşim Safiyuddin’in Öldürüldüğünü Resmen Duyurdu

İsrail ordusu sözcüsü Daniel Hagari, Hizbullah Yürütme Konseyi başkanı Haşim Safiyuddin’in öldürüldüğünü resmen duyurdu. Hizbullah’tan ise konuya ilişkin henüz açıklama yapılmadı.

Haber Merkezi / İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ise, “Hasan Nasrallah’ın halefi Haşim Safiyuddin’in ve Hizbullah liderlerinin çoğuna ulaştık, İsrail vatandaşlarının güvenliğini tehdit eden herkese ulaşacağız” dedi.

Lübnanlı bir güvenlik kaynağı daha önce, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın halefi Haşim Safiyuddin’in Beyrut’un güney banliyösünde kendisini hedef alan bir baskında öldürüldüğüne dair istihbarat bulunduğunu doğrulamıştı.

Haşim Safiyuddin’in, Hizbullah’ın stratejik kararlarının alınmasında önemli bir etkiye sahip olduğu belirtilirken, İsrail, Safiyuddin’in ölümünün Hizbullah liderliğine ağır bir darbe olarak nitelendirdi.

Haşim Safiyuddin kimdir?

1964 yılında Lübnan’ın güneyinde yer alan Deyr Kanun en-Nehr’de şii bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Hâşim Safiyüddin, Hasan Nasrallah’ın anne tarafından akrabasıdır. Hâşim Safiyüddin’in kardeşi Abdullah Safiyüddin, Hizbullah’ın İran temsilcisidir.

Hâşim Safiyüddin, 1994 yılında Hasan Nasrallah tarafından Lübnan’a çağrılana kadar Irak’ın Necef kentinde ve İran’ın Kum kentinde ilahiyat dersleri aldı ve o zamandan beri Nasrallah tarafından bir halef olarak yetiştirildi.

1995 yılında Hâşim Safiyüddin, Hizbullah’ın en yüksek konseyi olan Meclis-i Şura’ya (Danışma Meclisi) terfi etti ve ardından 2008’de İmad Muğniye suikastına kadar İmad Muğniye yönetiminde görev yaptı. Hâşim Safiyüddin ayrıca, Cihat Konseyi’nin başkanlığına atandı. Başkanlığını yaptığı Yürütme Konseyi, Hizbullah’ın siyasi, sosyal ve eğitim alanlarındaki faaliyetlerini denetliyordu.

27 Eylül 2024’te Hasan Nasrallah’ın suikastına kadar Hâşim Safiyüddin, Hizbullah’ın üç büyük liderinden biriydi. Diğer ikisi Hasan Nasrallah ve Naim Kasım’dı. Hasan Nasrallah’tan sonra ikinci sırada kabul ediliyordu. 2006 yılında Safiyüddin’in İran tarafından Hizbullah Genel Sekreterliği görevi için Hasan Nasrallah’ın olası halefi olarak terfi ettirildiği bildirildi.

Paylaşın

İsrail Saldırıları Gazze’yi 70 Yıl Geriye Götürdü

UNDP Filistin Özel Temsilci Yardımcısı Chitose Noguchi, “Filistin devleti görülmemiş seviyede geriye gitti. Gazze gelişmişlik bakımından 70 yıl önceye, 1955’ler seviyesine geri döndü” dedi.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 117 artarak 42 bin 718’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 478 artarak 100 bin 282’ye çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Filistin ekonomisi savaşla geçen bir yılda yüzde 35 küçüldü. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) verilerine göre Gazze İsrail saldırıları sonucu 70 yıllık birikimini kaybetti.

Savaşın etkilerine dair UNDP çalışmasının sonuçlarını paylaşan Filistin Özel Temsilci Yardımcısı Chitose Noguchi, “Filistin devleti görülmemiş seviyede geriye gitti. Gazze gelişmişlik bakımından 70 yıl önceye, 1955’ler seviyesine geri döndü” dedi.

UNDP Başkanı Achim Steiner, “Savaş sadece fiziksel yıkım getirmedi, ayrıca yoksulluk artışı ve geçim kaynaklarının kaybı çok büyük oldu” dedi. Steiner dış yardımlara rağmen Filistin ekonomisinin onlarca yıl savaş öncesine dönemeyeceğini söyledi.

Çalışma kapsamında ayrıca İsrail bombardımanı sonucu Gazze’de 42 milyon ton enkaz yığını oluştuğu da hesapladı. Açığa çıkan ağır metaller ve diğer kimyasalların yıllar sürecek kirliliğe yol açabileceği belirtiliyor.

BM’den dikkat çeken Gazze raporu

Ayrıca, Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Bağımsız Soruşturma Komisyonu, İsrail’in Gazze’deki sağlık tesislerine yönelik saldırılarıyla ilgili rapor yayınladı. Komisyon, İsrail’in bu saldırılar ile ‘savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar’ işlediğini kaydetti.

Raporda Filistinli silahlı gruplar da Gazze’deki rehinelere kötü muameleyle suçlanıyor. 10 Ekim’de kamuoyu ile paylaşılan raporda, İsrail’in “Gazze’ye yönelik geniş çaplı saldırısının parçası olarak Gazze’deki sağlık sistemini yok etmek için planlı bir politika uyguladığı” savunuldu.

Rapora dair yapılan yazılı basın açıklamasında, hem İsrail hem de Hamas işkence ve şiddetten sorumlu tutuldu. Hamas, rehinelere, İsrail ise Filistinli mahkumlara “işkence, cinsel ve cinsiyet temelli şiddet” ile suçlandı.

BM’nin işgal altındaki Filistin toprakları, Doğu Kudüs ve İsrail’deki hak ihlallerini araştırmakla görevlendirdiği komisyonun Başkanı Navi Pillay, “İsrail derhal Gazze’deki sağlık sistemlerine yönelik benzeri görülmemiş kontrolsüz tahribatı durdurmalı” dedi.

Pillay ayrıca, “İsrail sağlık tesislerini hedef alarak direkt olarak sağlığa erişim hakkını hedef alıyor, sivil nüfus üzerinde ciddi uzun vadeli olumsuz etkilere yol açıyor. Özellikle sağlık sisteminin çöküşü dolayısıyla direkt ya da dolaylı yoldan ıstırap çeken çocuklar bu saldırıların yükünü çekiyor” diye konuştu.

BM raporuna göre İsrail güvenlik güçleri “Sağlık personelini bilerek öldürdü, tutukladı ve işkence etti. Gazze’ye yönelik ablukayı artırırken ve bölgeden tıbbi tedavi için çıkılmasını sağlayan izinleri kısıtlarken, sağlık araçlarını hedef aldı”.

Raporda bu gibi eylemlerin “koruma altındaki sivil mülke zarar verme, yok etme ve sivilleri bilerek öldürme” gibi savaş suçlarına karşılık geldiği savunuluyor. BM raporunda, Gazze’de özellikle çocuk ve yeni doğan hastaneleri olmak üzere sağlık tesislerine yönelik saldırıların yeni doğan ünitelerinde ve çocuk yaştaki hastalarda büyük eziyete yol açtığı ifade edildi.

İsrail’in bu saldırılarla çocukların yaşama ve temel sağlık bakımına erişim haklarını ihlal ettiği ve “Bilerek nesillerce Filistinli çocuğun ve potansiyel olarak Filistin halkının yok oluşuna yol açacak yaşam şartları yarattığı” vurgulandı.

BM Uluslararası Bağımsız Soruşturma Komisyonu’nun raporunda İsrail güçlerinin 29 Ocak’ta çatışmadan kaçmaya çalışan Filistinli sivillerin olduğu bir araç ve araca yardıma gelen bir ambulansa yönelik saldırısı da yer aldı. Rapora göre iki yetişkin ve aralarında 15 ve 5 yaşlarındaki Leyan Hamada ve Hind Rajab olmak üzere beş çocuktan oluşan aile, aracıyla bölgeden kaçarken saldırıya uğradı.

Saldırının ardından iki sağlıkçının yer aldığı Filistin Kızılayına ait bir ambulans bölgeye gönderildi. Ambulansın izleyeceği rota, önden İsrail güvenlik güçleri ile koordineli olarak belirlendi.

BM raporuna göre ambulans buna rağmen ailenin vurulan aracına ulaşmasına 50 metre kala bir tank tarafından vuruldu. İsrail güvenlik güçleri daha sonra bölgeye erişimi engelledi. Saldırıda yedi kişilik ailenin tamamı ve iki sağlık çalışanı öldürüldü. BM, bunun savaş suçu teşkil ettiğini söyledi.

Raporda cinsel sağlık ve üreme alanlarında hizmet veren sağlık altyapısının bilerek hedef alınması ve sağlık hizmetine erişimin kısıtlanmasının Gazze’deki kadın ve çocukların “üreme, yaşama, sağlık, insan haysiyeti ve ayrımcılığa uğramama haklarını” ihlal ettiği ve insanlığa karşı suç ve insanlık dışı muameleye girdiği ifade edildi.

BM raporuna göre 15 Temmuz itibarıyla Gazze’deki 36 hastaneden 20’si tamamen devre dışı kalmışken, 16’sı kısmen çalışır durumdaydı. Bunlardan 11’inin aşırı yoğunluk yaşadığı ve toplam yatak kapasitesinin yalnızca 1490 olduğu tespit edildi.

BM raporuna göre İsrail’e ait askeri kamp ve hapishanelerde tutulan binlerce çocuk ve yetişkin Filistinli mahkûm, “yaygın ve sistematik istismar, fiziksel ve psikolojik şiddet, cinsel ve cinsiyet temelli şiddete” maruz bırakıldı.

Raporda bu muamelenin işkence, tecavüz ve diğer cinsel şiddet türlerini kapsayan savaş suçları ve insanlığa karşı suçlara girdiği belirtildi. İsrail makamları tarafından serbest bırakılan çocukların Gazze’ye ağır tramvatize şekilde, refakatçi olmadan geri gönderildiği ve bu kişilerin ailelerini bulup iletişime geçmekte zorlandığı kaydedildi.

BM raporunda, Filistinli tutsaklara yönelik “kurumsallaşmış kötü muamelenin” İsrail’in Filistin Topraklarını işgalinin uzun süredir bilinen bir özelliği olduğu vurgulandı ve bunun İsrail hapishane sisteminden sorumlu Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in direkt emri ile yapıldığı öne sürüldü.

Komisyon başkanı Pillay, “Filistinli tutsaklara yönelik korkunç istismar eylemleri için hesap sorulmalı ve kurbanlar tazmin edilmeli” dedi.

Raporda Hamas ve diğer Filistinli silahlı gruplar tarafından 7 Ekim 2023’te kaçırılan ve Gazze’de tutulan İsrailli ve yabancı esirlere yönelik muameleye dair bulgular da yer aldı. BM, Filistinli silahlı grupların esirlere karşı “fiziksel şiddet, taciz, cinsel şiddet, zorunlu tecrit, hijyen tesisleri, su ve gıdaya erişimi kısıtlama, tehdit ve küçük düşürme” gibi suçlar işlediğini duyurdu.

Hamas ve diğer silahlı grupların esir ailelerine psikolojik işkence etmek ve siyasi amaçlarına ulaşmak için esirleri video çekmeye zorladığı belirtildi. Hamas ve diğer Filistinli silahlı grupların Gazze’de tutulan bazı esirleri infaz ettiği ve “işkence, insanlık dışı muamele ve zorla kaçırma” gibi insanlığa karşı suçlar işlediği vurgulandı.

BM komisyonu, raporunda Filistinli gruplara Gazze’deki tüm esirlerin derhal salınması, salınana kadar da uluslararası insan hakları hukukuna uygun biçimde tutulmaları için çağrı da yaptı.

İsrail’e ise sağlık tesisi ve çalışanlarını hedef almayı derhal bırakması, Uluslararası Adalet Divanı’nın işgal altındaki Filistin Topraklarından çekilmesi yönündeki danışma görüşü ve soykırımı önlenmeye yönelik alınmasını hükmettiği ihtiyati tedbirleri uygulaması için çağrıda bulunuldu.

Paylaşın