Türkiye, Yabancı Yatırımcı Pastasından Yalnızca Yüzde 0,03 Oranında Pay Aldı

2023 yılında dünya genelinde toplam 41,1 trilyon dolar tutarında doğrudan yabancı yatırım gerçekleşirken, Türkiye’ye yapılan yabancı yatırım oranı ise 10,7 milyar dolar seviyesinde kaldı.

Başka bir ifadeyle, Türkiye, 41,1 trilyon dolar tutarındaki doğrudan yatırım pastasından yalnızca yüzde 0,03 oranında pay alabildi.

Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, 2023 yılında dünyada toplam 41,1 trilyon dolar tutarında doğrudan yabancı yatırım (FDI) gerçekleşti. En fazla doğrudan yatırım çeken ülke 5,4 trilyon dolarla Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olurken, 3,7 trilyon dolarla Hollanda ve 3,65 trilyon dolarla Çin onu takip etti.

Ancak Türkiye, bu büyük yatırım pastasından yalnızca 10,7 milyar dolarlık bir pay alabildi. Ekonomist Mahfi Eğilmez, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda bu duruma dikkat çekerek, Türkiye’nin küresel doğrudan yatırımlardan aldığı düşük payın neden sorgulanması gerektiğini vurguladı.

“Niye acaba?”

Eğilmez’in paylaşımı şu şekilde: “2023’de dünyada toplam 41,1 trilyon dolar doğrudan yatırım yapılmış. En çok doğrudan yabancı sermaye çeken ülkeler aşağıda yer alıyor. ABD yaklaşık 5,4 trilyon dolarla ilk sırada. Türkiye 41 trilyon dolarlık pastadan yalnızca 10,7 milyar dolarlık pay alabilmiş. Niye acaba?”

Paylaşın

IMF, Türkiye İçin Büyüme Tahminini Aşağı Çekti

IMF, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3, gelecek yılda yüzde 2,7 büyümesinin beklendiğini açıkladı. IMF, bir önceki tahmininde Türkiye’nin 2024 büyüme tahminini yüzde 3,6 olarak açıklamıştı.

Uluslararası Para Fonu (IMF), “Global Ekonomik Görünüm Raporu” yayımladı. Ekonomim’in aktardığına göre; IMF, dünyada küresel büyüme tahminini 2024 yılında yüzde 3,2 seviyesinde korurken, 2025 için büyüme tahminini yüzde 3,3’ten yüzde 3,2’ye düşürdü.

Küresel enflasyonun 2024’te yüzde 5,8, 2025’te ise yüzde 4,3 olmasını bekleyen IMF, beş yıl sonrası için küresel büyüme tahminini 3,1 olarak açıkladı. Halen bu oran pandemi öncesi döneme göre düşük kalıyor.

IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerinde aşağı yönlü revize edildi.

IMF, Türkiye’nin 2024 yılı büyüme tahminini yüzde 3,6’dan yüzde 3’e indirirken, 2025 yılı büyüme tahminini de yüzde 3,2’den yüzde 2,7’ye çekti. IMF, Türkiye’nin 2029 yılında yüzde 3,9 oranında büyümesini bekliyor.

Raporda Türkiye, Avrupa’da gelişmekte olan ülkeler arasında yer alırken, bu grubun büyüme tahmini 2024 yılı için yüzde 3,2, 2025 yüzde 2,2 ve 2029 için de 2,5 oldu.

IMF, 2024 yılı için TÜFE için beklentisini yüzde 59,5’ten yüzde 60,9’a çıkarırken, 2025 yılı beklentisini de yüzde 38,4’ten yüzde 33’e indirdi.

IMF, 2024 sonunda tüketici fiyatlarının yüzde 43’e geldikten sonra, 2025’i yüzde 24 seviyesinde tamamlayacağını öngörürken, işsizlik oranının bu yıl yüzde 9,6’dan yüzde 9,3’e inmesini, gelecek yıl ise yüzde 9,6’dan yükselmesini ancak yüzde 9,9 ile tek hanede kalmasını bekliyor.

Cari işlemler/GSYH beklentisi bu yıl için yüzde -2,8’den yüzde -2,2’ye, gelecek yıl için yüzde -2,2’den yüzde -2,1’e revize edildi. Uzun dönemde cari işlemler/GSYH verisinin yüzde -1,9 olacağı öngörülüyor.

Paylaşın

IMF’den Merkez Bankası’nın Ekonomi Politikalarına Tam Destek

Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası Şefi James Walsh, bu yılsonu için enflasyon tahminlerinin Merkez Bankası’nın (TCMB) biraz üzerinde olduğunu belirterek, “Merkez Bankası’yla enflasyonun düşeceği konusunda hemfikiriz” dedi.

James Walsh, Merkez Bankası’nın (TCMB) enflasyonu düşürmek ve finans sektörünü serbestleştirmeye devam etmek için çalıştığını, ancak sürecin karmaşık olduğunu, atılan adımların etkisini görmenin biraz zaman aldığını ifade etti.

Bahar Toplantıları’nda Türkiye’ye ilgi duyan birçok yatırımcıyla konuştuklarını belirten James Walsh, “Duyduğum mesaj şuydu: Reformlar iyi ve doğru yönde gidiyor” ifadesini kullandı.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası Şefi James Walsh, Ekonomim’den Elif Karaca‘nın sorularını yanıtladı.

James Walsh TCMB’nin para politikasını sıkılaştırma ve finansal sistemi reforme etme konusunda uzun bir yol kat ettiğini; faiz oranlarını bu kadar yükselterek, para politikasını ve finans sektörünün verimliliğini engelleyen birçok mali düzenlemeyi de basitleştirdiği için büyük övgüyü hak ettiğini söyledi.

Walsh, bir yıl önce bana “Türkiye’de faizler bir yılda yüzde 50 olur mu? diye sorsaydınız muhtemelen bunun pek mümkün olmadığını söylerdim” dedi.

Bu yılsonu için enflasyon tahminlerinin TCMB’nin biraz üzerinde olduğunu ancak önemli olanın Türkiye’de enflasyonun bu yılın ikinci yarısında düşeceği konusunda hemfikir olmaları olduğunu belirten Walsh, “TCMB ile enflasyonun düşeceği konusunda hemfikiriz” şeklinde konuştu.

TCMB’nin enflasyonu düşürmek ve finans sektörünü serbestleştirmeye devam etmek için çalıştığını, ancak sürecin karmaşık olduğunu belirten Walsh atılan adımların etkisini görmenin biraz zaman aldığını belirtti.

Bahar Toplantıları’nda Türkiye’ye ilgi duyan birçok yatırımcıyla konuştuklarını belirten Walsh “Duyduğum mesaj şuydu: Reformlar iyi ve doğru yönde gidiyor” ifadesini kullandı.

Walsh, Gita Gopinathın paylaşımındaki görüşmede kendisinin de bulunduğunu belirterek, “Ben de o toplantıdaydım. Orada bir program konuşmadık, IMF’den herhangi bir kredi düzenlemesine ilgi olduğunu gösteren hiç bir işaret almadık. Politikalar hakkında fikir alışverişinde bulunuldu, hepsi bu” dedi.

Paylaşın

Türkiye, Kişi Başına Düşen Milli Gelirde Dünyada 72. Sırada

IMF’nin yayınladığı rapora göre 2023 yılında Türkiye’de kişi başına düşen Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 12 bin 849 dolar oldu. Türkiye, bu gelir ile dünyada 72. sırada yer aldı.

Türkiye, 2023 yılında kişi başına düşen GSYH 12 bin 489 dolar ile dünyada 66. sıradaydı. Başka bir ifadeyle Türkiye son 10 senede 6 sıra geriledi.

Uluslararası Para Fonu, (IMF) her sene iki defa yayımladığı Dünya Ekonomik Görünümü raporunu açıkladı. Euronews Türkçe’nin aktardığına göre, Türkiye, son 10 senede kişi başına düşen milli gelir sıralamasında geriledi.

Türkiye’de kişi başına milli gelir 10 sene önce dünya ortalamasından 1500 dolar fazla iken 500 dolar geriye düştü. Dünyanın en büyük ekonomi sıralamasında da Türkiye irtifa kaybetti ancak hala en büyük 20 ekonomi arasında olmayı sürdürüyor.

Türkiye’nin dünya ekonomisindeki yerine bir kaç göstergeden bakmak mümkün. Bunlardan ilki kişi başına düşen milli gelir. IMF’nin Nisan 2024’te yayınladığı rapora göre 2023 yılında Türkiye’de kişi başına düşen Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 12 bin 849 Amerikan doları oldu. Türkiye bu gelir ile dünyada 72. sırada yer aldı.

2013 yılında ise Türkiye’de kişi başına düşen GSYH 12 bin 489 dolar idi. Türkiye kişi başına milli gelir sıralamasında 2013 yılında 66. sırada idi. Bu durumda Türkiye son 10 senede 6 sıra geriledi.

Türkiye’nin verilerini dünya ortalaması ile karşılaştırmak da mümkün. Buna göre kişi başına milli gelir 2013’te dünya ortalamasının bin 554 dolar üzerinde iken 2023’te 510 dolar altına düştü.

Dünya ortalaması ile Türkiye’de kişi başına milli gelir daha geniş bir zaman diliminde karşılaştırıldığında şu sonuç ortaya çıkıyor: 2000’li yılların başında Türkiye dünya ortalamasının gerisinde. Ancak 2007 yılından itibaren Türkiye üstte çıkarken 2017 yılına kadar büyük ölçüde daha yüksek gelire sahip.

2017’den sonra ise durumun rengi değişiyor ve Türkiye hep dünya ortalamasının altında yer alıyor. Zaten Türkiye’nin son yıllarda gerilediği gösteren diğer veri ise Türkiye’nin dünya ekonomisinden aldığı pay. 2013 yılında dünya ekonomisinin yüzde 1,24’ünü Türkiye oluştururken bu oran 2023’te yüzde 1,06’ya düştü.

Ekonomistler yöntem ve anlamını zaman zaman eleştirse de satın alma gücüne göre milli gelir de en çok başvurulan kıyaslamalardan birisi.

Buna göre 2023 yılında satın alma gücüne göre kişi başına düşen milli gelir Türkiye’de 42 bin 64 dolar oldu. Sırası ise 52. 2013 yılında ise bu değer 22 bin 221 dolar idi. Türkiye’nin sıralaması ise 61 idi.

Satın alma gücüne göre kişi başına milli gelir sıralamasında Türkiye son 10 yılda ilerleme gösterirken kişi başına milli gelir sıralamasında geriye gitti.

Türkiye ilk 20 ekonomide

GSYH cinsinden ülkelerin ekonomi büyüklüklerine bakıldığında ise Türkiye 2023 yılında dünyanın en büyük 18. Ekonomisi oldu. IMF’ye göre Türkiye’nimn GSYH’si 1,11 trilyon dolar oldu. 2013 yılında ise Türkiye dünyanın en büyük 16. ekonomisi idi.

Paylaşın

Mehmet Şimşek, IMF Başkan Yardımcısı İle Görüştü

Uluslararası Para Fonu (IMF) – Dünya Bankası Bahar Toplantıları kapsamında Washington’da bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, IMF Başkan Yardımcısı Gita Gopinath ile görüştü.

IMF Başkan Yardımcısı Gopinath, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda görüşmeyle ilgili, “Türkiye Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Türkiye ve dünyanın ekonomik görünümü üzerine mükemmel sohbet” yorumunda bulundu.

Görüşmenin detayları ile ilgili Gita Gopinath ya da Mehmet Şimşek’ten bir açıklama gelmedi.

Öte yandan IMF Avrupa Dairesi Direktörü Alfred Kammer, “Türkiye’de yeni bir IMF programına ihtiyaç olduğunu düşünüyor musunuz? Bu konuda Türk yetkililerle görüşmeler yapılıyor mu?” sorusunu yanıtladı.

Türkiye’de hayata geçirilen reform programını çok desteklediklerini ifade eden Kammer, “Biz de Türkiye’deki ekonomi ekibinin uyguladığı programı tavsiye ederdik. Hayır, Türkiye’yi desteklemeye yönelik herhangi bir IMF programı konusunda bir görüşme yok” dedi.

Kammer, “Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra ekonomi politikasında yapılan değişikliği nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu politikanın kalıcı olacağına inanıyor musunuz?” şeklindeki bir başka soru üzerine, Türkiye’de uygulanan programın kırılganlığı daha da azaltmasının, enflasyonu zaman içerisinde kalıcı olarak düşürmesinin ve yatırımlar için uygun ortamı yaratmasının beklendiğini söyledi.

Türkiye’de 2023 yılı ortalarında ekonomi politikasında değişikliğe gidildiğine ve parasal alanda ciddi boyutta sıkılaşmayla yeni politikaların hayata geçirildiğine dikkat çeken Kammer, mali alanda da, depremden kaynaklı artan harcamaları karşılamak dahil mali konsolidasyonun başlatıldığını belirtti.

“Bu alanda bazı başarıları zaten görüyoruz” diyen Kammer, dezenflasyon tarafında başarıların tam olarak görülmesinin daha uzun zaman alacağını, ancak bu politika ortamı sayesinde Türkiye’deki kırılganlıkların azaldığını kaydetti.

Kammer, dün Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le görüştüğünü ve Şimşek’in, “reformların devreye sokulduğunu, bunun uzun vadeli bir program olduğunu ve kendisiyle Merkez Bankası’nın bu programı icra edeceğini” söylediğini aktardı.

Alfred Kammer, “Bu programın kırılganlığı daha da azaltması, enflasyonu zaman içinde kalıcı olarak düşürmesi ve yatırımlar için uygun ortamı yaratması bekleniyor, ki böylece büyüme modelinde değişim olur ve büyüme yeniden dengelenir” diye konuştu.

Öte yandan IMF, toplantıda sunduğu Avrupa için görünüm raporunda İtalya ve Fransa’nın borçlarını kontrol altında tutmak için harcamalarını planladıklarından daha hızlı kısmaları gerektiğini belirtti. Almanya içinse büyümeyi canlandırmak için harcamaları arttırması tavsiyesinde bulundu.

IMF’nin raporunda Belçika, Fransa ve İtalya örnekleri verilerek “Nispeten yüksek borç seviyelerine sahip gelişmiş Avrupa ekonomileri, yetkililerin mevcut politikaları kapsamında öngörülenden daha önemli ve önden yüklemeli mali düzenlemeler uygulamalı.” denildi.

IMF’nin Avrupa direktörü Alfred Kammer, “piyasaya güçlü bir sinyal” göndermek ve yaşlanan nüfus, iklim değişikliği ve artan askeri harcamalar gibi uzun vadeli zorluklar için kaynakları serbest bırakmak amacıyla kemer sıkma politikasının öne çekilmesini tavsiye etti.

Uluslararası Para Fonu, orta ve uzun vadeli finansman baskılarının 2050 yılına kadar Avrupa’nın gelişmiş ekonomilerinin GSYH’sinin yüzde 5,5’ine ulaşacağını öngörüyor.

Mehmet Şimşek’in katıldığı toplantıların sonunda dünya ekonomisine ilişkin raporlar yayımlanacak. IMF’nin ülke ve bölgelere ilişkin ayrıntılı istatistiklerini içeren veri bankası da güncellencek.

Geçtiğimiz Ekim ayında yapılan son toplantıdan çıkan verileri soL’daki köşesinde değerlendiren iktisatçı Prof. Korkut Boratav, kapsamlı bir ekonomik dönüşümün tasarlandığını söylemişti.

Boratav, IMF’nin öngördüğü senaryonun “sermayenin tahakkümünü bu kez yeniden uluslararası ortama ve 2028’e taşımayı” hedeflediğini belirtmişti.

IMF programlarının Türkiye’de daha önce iktidar değişikliklerinde belirleyici rol oynadığını hatırlatan Boratav, şu değerlendirme bulunmuştu:

“IMF, 2023-2028 döneminde Türkiye ekonomisinin durgunlaşarak kendine özgü bir istikrara ulaşacağını beklemektedir. Temel varsayım, geçmiş yedi yılda neoliberal ilkeleri çiğnemiş olan ‘aykırı’ politikalardan geleneksel reçeteye dönüştür. ‘Sağduyulu bir ekonomiye geçiş’, parasal ve malî disiplin yöntemleriyle gerçekleşecektir.”

Paylaşın

IMF Avrupa Direktörü Kammer: Türkiye İle Bir Görüşme Yok

IMF Avrupa Dairesi Direktörü Alfred Kammer, “Biz de Türkiye’deki ekonomi ekibinin uyguladığı programı tavsiye ederdik. Hayır, Türkiye’yi desteklemeye yönelik herhangi bir IMF programı konusunda bir görüşme yok” dedi.

Alfred Kammer ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le görüştüğünü ve Şimşek’in, “reformların devreye sokulduğunu, bunun uzun vadeli bir program olduğunu ve kendisiyle Merkez Bankası’nın bu programı icra edeceğini” söylediğini aktardı.

Uluslararası Para Fonu (IMF) – Dünya Bankası Bahar Toplantıları kapsamında Avrupa ekonomileri konulu bir basın brifingi düzenlendi.

Brifingde IMF Avrupa Dairesi Direktörü Alfred Kammer, “Türkiye’de yeni bir IMF programına ihtiyaç olduğunu düşünüyor musunuz? Bu konuda Türk yetkililerle görüşmeler yapılıyor mu?” sorusunu yanıtladı.

VOA Türkçe’den Mehmet Toroğlu‘nun aktardığına göre; Türkiye’de hayata geçirilen reform programını çok desteklediklerini ifade eden Kammer, “Biz de Türkiye’deki ekonomi ekibinin uyguladığı programı tavsiye ederdik. Hayır, Türkiye’yi desteklemeye yönelik herhangi bir IMF programı konusunda bir görüşme yok” dedi.

Kammer, “Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra ekonomi politikasında yapılan değişikliği nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu politikanın kalıcı olacağına inanıyor musunuz?” şeklindeki bir başka soru üzerine, Türkiye’de uygulanan programın kırılganlığı daha da azaltmasının, enflasyonu zaman içerisinde kalıcı olarak düşürmesinin ve yatırımlar için uygun ortamı yaratmasının beklendiğini söyledi.

Türkiye’de 2023 yılı ortalarında ekonomi politikasında değişikliğe gidildiğine ve parasal alanda ciddi boyutta sıkılaşmayla yeni politikaların hayata geçirildiğine dikkat çeken Kammer, mali alanda da, depremden kaynaklı artan harcamaları karşılamak dahil mali konsolidasyonun başlatıldığını belirtti.

“Bu alanda bazı başarıları zaten görüyoruz” diyen Kammer, dezenflasyon tarafında başarıların tam olarak görülmesinin daha uzun zaman alacağını, ancak bu politika ortamı sayesinde Türkiye’deki kırılganlıkların azaldığını kaydetti.

Kammer, dün Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le görüştüğünü ve Şimşek’in, “reformların devreye sokulduğunu, bunun uzun vadeli bir program olduğunu ve kendisiyle Merkez Bankası’nın bu programı icra edeceğini” söylediğini aktardı.

Alfred Kammer, “Bu programın kırılganlığı daha da azaltması, enflasyonu zaman içinde kalıcı olarak düşürmesi ve yatırımlar için uygun ortamı yaratması bekleniyor, ki böylece büyüme modelinde değişim olur ve büyüme yeniden dengelenir” diye konuştu.

Öte yandan IMF, toplantıda sunduğu Avrupa için görünüm raporunda İtalya ve Fransa’nın borçlarını kontrol altında tutmak için harcamalarını planladıklarından daha hızlı kısmaları gerektiğini belirtti. Almanya içinse büyümeyi canlandırmak için harcamaları arttırması tavsiyesinde bulundu.

IMF’nin raporunda Belçika, Fransa ve İtalya örnekleri verilerek “Nispeten yüksek borç seviyelerine sahip gelişmiş Avrupa ekonomileri, yetkililerin mevcut politikaları kapsamında öngörülenden daha önemli ve önden yüklemeli mali düzenlemeler uygulamalı.” denildi.

IMF’nin Avrupa direktörü Alfred Kammer, “piyasaya güçlü bir sinyal” göndermek ve yaşlanan nüfus, iklim değişikliği ve artan askeri harcamalar gibi uzun vadeli zorluklar için kaynakları serbest bırakmak amacıyla kemer sıkma politikasının öne çekilmesini tavsiye etti.

Uluslararası Para Fonu, orta ve uzun vadeli finansman baskılarının 2050 yılına kadar Avrupa’nın gelişmiş ekonomilerinin GSYH’sinin yüzde 5,5’ine ulaşacağını öngörüyor.

Paylaşın

IMF’den Türkiye İçin Yıl Sonu Enflasyon Tahmini: Yüzde 59

Uluslararası Para Fonu (IMF), bugün yayınladığı raporunda, Türkiye için enflasyon tahminini bu yıl için yüzde 59,5 ve gelecek yıl için yüzde 38,4 olarak beklediğini belirtti.

Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,1 ve gelecek yıl yüzde 3,2 büyümesi beklenen IMF raporunda, parasal sıkılaşmanın sona ermesi ve tüketimin toparlanmaya başlamasıyla birlikte 2024’ün ikinci yarısında ekonomik aktivitenin güçlenmesi öngörüldü.

Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünümü raporunu yayınladı. VOA Türkçe’den Mehmet Toroğlu‘nun aktardığına göre raporda, Türkiye ekonomisinin büyüme tahminlerinde değişiklik yapmadı.

IMF en son Ocak ayında yayınladığı raporun son güncellemesinde, Türkiye ekonomisinin 2024’te yüzde 3,1, 2025’te ise yüzde 3,2 büyüyeceği tahmininde bulunmuştu. Bugün yayınlanan raporda da bu tahminler sabit tutuldu. Raporda Türkiye’ye ilişkin enflasyon tahminiyse 2024 için yüzde 59,5 oldu; 2025 içinse yüzde 38,4 olarak verildi.

Raporda yer alan bir başka tahminse cari açıkla ilgili. Buna göre IMF, Türkiye’nin cari denge/GSYH tahminini 2024’te eksi yüzde 2,8, 2025’te ise eksi yüzde 2,2 olarak öngördü. IMF’nin rapordaki tahminlerine göre, Türkiye’de işsizlik oranı da hem 2024 hem de 2025’te yüzde 9,6 olarak gerçekleşecek.

Raporda, Türkiye’de ekonomik faaliyetin, parasal sıkılaştırma politikasının sona ermesi ve tüketimin toparlanmaya başlamasıyla birlikte 2024 yılının ikinci yarısında güçleneceği öngörüsünde bulunuldu.

IMF, Dünya Ekonomik Görünümü raporunda, küresel büyüme tahminini ise bu yıl için yükseltti. Küresel büyüme tahmini, raporun Ocak ayı versiyonundaki tahmine göre binde 1, geçen Ekim ayındaki tahmine göre de binde 3 arttırıldı.

Raporda, küresel büyümenin hızının, hem hala yüksek seviyede olan borçlanma maliyetleri ve mali desteğin geri çekilmesi gibi yakın vadeli faktörler hem de Kovid-19 pandemisi ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin uzun vadeli etkileri, verimlilikteki zayıf büyüme ve artan jeoekonomik parçalanma nedeniyle tarihsel standartlara göre düşük olduğu tespiti yapıldı.

IMF’nin ABD ekonomisindeki büyümeye ilişkin tahminiyse bu yıl için ileri yönlü olarak revize edildi, gelecek yıl içinse hafif düşürüldü.

Raporda ABD ekonomisinin bu yıl yüzde 2,1, gelecek yılsa yüzde 1,8 büyüyeceği öngörüldü. Bu rakamlar, Ocak ayındaki tahminlere göre 2024 için binde 6 artışa tekabül ederken, 2025 yılı içinse binde 1’lik düşüşü yansıttı.

Almanya, Fransa, İtalya, İspanya gibi Avrupa’nın önemli ülkelerinde büyüme beklentileri bir önceki tahminlere göre düşürülürken, örneğin Almanya’da Ocak ayındaki yüzde 1,1 büyüme tahmini, bugün açıklanan raporda binde 7’ye indirildi; gelecek yıl içinse yüzde 1,9’dan yüzde 1,8’e çekildi.

Ocak ayında Japon ekonomisindeki büyüme tahminini yüzde 1,6 olarak açıklayan IMF, son raporunda bu oranı yüzde 1,7’ye yükseltti. Çin ekonomisi içinse bir önceki raporda bu yıl için öngörülen yüzde 4,4’lük büyüme son raporda da sabit bırakıldı, gelecek yıl içinse yüzde 0,1 arttırıldı.

Küresel manşet enflasyonun 2023’te yıllık ortalama yüzde 6,8’den 2024’te yüzde 5,9’a ve 2025’te de yüzde 4,5’e düşmesi, gelişmiş ekonomilerin yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomilere kıyasla enflasyon hedeflerine daha erken dönmesinin beklendiği de raporda belirtildi.

Bugünden beş yıl sonraki küresel büyüme için en son yüzde 3,1 seviyesinde olan tahminin son on yılların en düşüğü olduğuna dikkat çekildi. Raporda, dünya genelindeki ekonomik faaliyetin 2022-2023 yıllarındaki küresel dezenflasyon boyunca şaşırtıcı derecede dirençli olduğu değerlendirmesi de yapıldı.

Küresel enflasyon 2022 yılı ortasındaki zirvesinden aşağı inerken ekonomik faaliyetin istikrarlı şekilde büyüyerek stagflasyon ve küresel durgunluk uyarılarına meydan okuduğu kaydedildi.

Küresel görünümün önündeki riskler

Raporda küresel görünüme yönelik risklerin de genel olarak dengelendiği kaydedildi.

Ancak Ukrayna ve Gazze’deki savaş dahil jeopolitik gerilimlerden kaynaklanan yeni fiyat artışlarının, işgücü piyasalarının hala sıkı olduğu yerlerde devam eden çekirdek enflasyonla birlikte faiz oranı beklentilerini yükseltebileceği ve varlık fiyatlarını düşürebileceği belirtildi.

IMF raporunda, büyük ekonomiler arasında dezenflasyon hızlarındaki ayrışmanın da finansal sektörleri baskı altına alan kur hareketlerine neden olabileceği kaydedildi.

Raporda, yüksek faiz oranlarının, sabit faizli konut kredilerinin sıfırlanması ve hane halklarının yüksek borçla mücadele etmesi nedeniyle beklenenden daha fazla soğutma etkisi yaratarak finansal strese neden olabileceği değerlendirmesi de yapıldı.

Çin’de sorunlu emlak sektörüne kapsamlı bir müdahale yapılmadığı takdirde büyümenin durabileceği ve bu durumun Çin’in ticaret ortaklarına zarar verebileceği tespiti de raporda paylaşıldı.

IMF, birçok ekonomide yüksek kamu borcunun olduğu bir sırada vergi artışları ve harcama kesintilerine dönüşün, ekonomik faaliyeti zayıflatabileceği, güveni aşındırabileceği ve iklim değişikliğinden kaynaklanan riskleri azaltmaya dönük reform ve harcamalara desteği azaltabileceği riskine dikkat çekti.

Öte yandan, maliye politikasının gerekenden ve tahminlerde varsayılanlardan daha gevşek olmasının, kısa vadede ekonomik faaliyeti arttırabileceğini kaydeden IMF; ancak bunun, ilerleyen süreçte daha maliyetli politika ayarlamaları riskini beraberinde getirebileceğini de ifade etti.

Küresel Ekonomik Görünüm raporunda enflasyonun, işgücüne katılımın daha da artmasıyla beklenenden daha hızlı düşebileceği ve merkez bankalarının gevşeme planlarını öne çekmesine olanak tanıyabileceği belirtildi.

Paylaşın

Dünya Bankası’ndan Alınacak Krediyle İlgili Dikkat Çeken İddia: Bizimki IMF’yi Sevmiyor

Mehmet Şimşek’in Dünya Bankası’ndan alınacak 35 milyar dolar krediyle ilgili “Neden IMF değil de Dünya Bankası” sorusuna Erdoğan’ı kastederek, “Bizimkini biliyorsunuz IMF’yi sevmiyor, IMF sözünü duymak bile istemiyor, ondan hoşlanmıyor” yanıtı verdiği iddia edildi.

IMF ile olumsuz görüşlerin kaynağının Külliye’deki ekonomistler olduğunu da belirten Mehmet Şimşek’in, “Külliyedekilerin kafaları bu işlere aslında basmıyor. Hep Cumhurbaşkanını yanlış yönlendiriyorlar, hatta kandırıyorlar. Bu ekonomik tablonun nedeni de bu aslında” dediği de aktarıldı.

Gazeteci Sedat Bozkurt, bugün Kısa Dalga’da yayımlanan yazısında, 31 Mart yerel seçimleri öncesi Ankara’nın Yenimahalle ilçesinde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile esnaf arasında geçen diyalogu gündeme taşıdı.

Bozkurt, yazısında Mehmet Şimşek’in Dünya Bankası’ndan alınacak 35 milyar dolar krediyle ilgili “Neden IMF değil de Dünya Bankası” sorusuna Erdoğan’ı kastederek, “Bizimkini biliyorsunuz IMF’yi sevmiyor, IMF sözünü duymak bile istemiyor, ondan hoşlanmıyor. Bizimkilerin IMF’ye bakışı hep olumsuz o nedenle kaynak arayışında Dünya Bankası’nı tercih ediyoruz” yanıtını verdiğini iddia etti.

Mehmet Şimşek’in IMF ile olumsuz görüşlerin kaynağının Külliye’deki ekonomistler olduğunu da net bir biçimde aktardığını yazan Sedat Bozkurt, Şimşek’in “Külliyedekilerin kafaları bu işlere aslında basmıyor. Hep Cumhurbaşkanını yanlış yönlendiriyorlar, hatta kandırıyorlar. Bu ekonomik tablonun nedeni de bu aslında” dediğini belirtti.

Sedat Bozkurt’un yazısının ilgili bölümü şöyle: “Ankara Yenimahalle’de AKP için Belediye Başkanlığı seçim çalışmalarına katıldı. Toplantıda AKP’lilerin yanı sıra GİMAT üyeleri de var. Türkiye’nin en büyük gıda ve ihtiyaç maddeleri toptancıları sitesidir GİMAT. Mekânı bilmiyorum. Ama katılımcı sayısı hayli fazla. Yalanlanma ihtimalini böylece azaltalım.

Bakan Şimşek ilk olarak 6 Eylül’de duyurusu yapılan Dünya Bankası’ndan gelecek 35 milyar doları tekrar burada dillendiriyor. Arkasından da açıklama ihtiyacı duyarak, “neden IMF değil de Dünya Bankası” sorusuna Erdoğan’ı kastederek, “Bizimkini biliyorsunuz IMF’yi sevmiyor, IMF sözünü duymak bile istemiyor, ondan hoşlanmıyor. Bizimkilerin IMF’ye bakışı hep olumsuz o nedenle kaynak arayışında Dünya Bankası’nı tercih ediyoruz” yanıtını veriyor. Bu açıklamanın ardından kendisinin gülerek sorduğu soru herkesi güldürüyor: “Aranızda gazeteci yok değil mi?”

IMF ile olumsuz görüşlerin kaynağının Külliye’ deki ekonomistler olduğunu da net bir biçimde aktarıyor Şimşek, “Külliyedekilerin kafaları bu işlere aslında basmıyor. Hep Cumhurbaşkanını yanlış yönlendiriyorlar, hatta kandırıyorlar. Bu ekonomik tablonun nedeni de bu aslında” diyerek. Bu arada Şimşek’in “külliyedeki ekonomistler” için kullandığı ve onları hafife alan (kesinlikle hakaret değil) tanıma net ulaşamadığım için ben de yazamıyorum. Külliyedeki kadro ile Şimşek’in arasındaki “stresi” de bu açıklamalar net bir biçimde ortaya koyuyor.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

IMF’in En Mutlu Ülkeler Listesi: Türkiye 106. Sırada

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) en mutlu ülkeler sıralamasının ilk üçünde Finlandiya, Danimarka ve İzlanda, son üçünde ise Sierra Leone, Lübnan ve Afganistan yer aldı. Türkiye ise listede kendisine 106. sırada yer buldu.

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) internet sitesinde 2023 Mutluluk Raporu’na dayandırılan ‘Para Mutluluğu Satın Alır Mı’ isimli bir rapor yayımlandı. Mutluluk listesinde genellikle gelişmiş ülkelerin üst sıralarda olduğu ancak istisnaların da bulunduğu gözlemlendi.

Birgün’ün aktardığına göre; IMF, Birleşmiş Milletler’in yayımladığı Mutluluk Raporu ile ülkelerdeki kişi başına düşen gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) arasındaki ilişkiyi sorguladı.

Genellikle kişi başına düşen GSYİH miktarı yüksek ülkelerin mutluluk listesinde de önde olduğu görülürken istisnalar da göze çarptı. Örneğin Singapur, kişi başına düşen GSYİH sıralamasında 2. olmasına rağmen mutluluk sıralamasında ilk 20’ye giremedi.

Dünyadaki en mutlu 10 ülke şöyle:

1- Finlandiya (7,80)
2- Danimarka (7,59)
3- İzlanda (7,53)
4- İsrail (7,47)
5- İsveç (7.40)

6- Hollanda (7,40)
7- Norveç (7.32)
8- Lüksemburg (7,23)
9- Yeni Zelanda (7,12)
10- Avusturya (7,10)

Türkiye, bu listede 4,61 puanla 106. sırada yer aldı.

En mutsuz üç ülke ise savaş ve kaosun sürdüğü ülkeler. O ülkeler şöyle:

135- Sierra Leone (3,14)
136- Lübnan (2,39)
137- Afganistan (1,86)

Paylaşın

IMF, Türkiye’nin Büyüme Tahminini Yüzde 3,1’e Çıkardı

Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye ekonomisi için ise bu yıl için büyüme tahmini yüzde 0,1 yükselterek yüzde 3,1’e çıkardı. IMF, Türkiye’nin gelecek yıl için büyüme tahmini ise yüzde 3,2’te sabit tuttu.

Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nu güncelledi. IMF, bu yıl dünya ekonomisi için Amerika Birleşik Devletleri (ABD) öncülüğünde dirençli bir büyüme öngörüyor.

IMF baş ekonomisti Pierre-Olivier Gourinchas, kaleme aldığı blog yazısında, “Bulutlar dağılmaya başlıyor” diyerek enflasyonun düşmekte olduğuna ve büyüme eğrisinin “yükseldiğine” işaret etti.

Tahminlerinde artış yapma nedeninin, ABD ve bazı büyük yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomilerdeki beklenenden fazla dayanıklılık ve Çin’deki mali destekten kaynaklandığını belirten Gourinchas, 2025’te yüzde 3,2’lik bir küresel büyüme öngörüsünde bulundu.

IMF baş ekonomisti, diğer yandan sürdürülebilir büyüme ve daha fazla refah gibi hedeflere ulaşmak için büyüme hızının artması gerektiğini belirtti.

IMF dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD için de, 2024 yılı büyüme tahminini yüzde 1,5’ten yüzde 2,1’e çıkardı. Ancak bu 2023’te yüzde 2,5 büyüyen ABD ekonomisi için yavaşlama anlamına geliyor. IMF, ABD ekonomisinin 2025’te ise yavaşlayarak yüzde 1,7 büyüyeceğini tahmin ediyor.

Ayrıca küresel manşet enflasyonun 2024 yılında yüzde 5,8’e, 2025 yılında ise yüzde 4,4’e düşmesini bekleyen IMF, 2025 yılı tahminini de aşağı yönlü revize etti.

IMF, Türkiye’nin büyüme tahminini de yükseltti. 2023 yılı Ekim ayında Türkiye için yüzde 3 olarak tahmin edilen oran, 2024 yılı için yüzde 3,1 oldu. IMF, Türkiye’nin 2025’te de yüzde 3,2 oranında büyüyeceği öngörüsünde bulundu.

Paylaşın