Uluslararası Enerji Dairesi’nden Petrol Fiyatları Artabilir Uyarısı

Uluslararası Enerji Dairesi (IEA), küresel petrol talebinin haziran ayında rekor seviyelere ulaştığını, ağustos ayında ise küresel petrol talebinde yeni bir zirvenin görülebileceğini açıkladı.

IEA, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü ve müttefiklerinden oluşan OPEC+ ülkelerinin petrol arzındaki keskin düşüşün “fiyatları daha da yükseltme” riski taşıdığını vurguladı.

OPEC+ ülkelerinin petrol üretim kesintileri ve artan küresel talebin yönlendirdiği daha sıkı arz, petrol fiyatlarındaki yükselişi destekledi ve Brent ham petrol Ocak ayından bu yana en yüksek seviyesine çıkarak 88 doları aştı.

IEA, OPEC+ ülkelerinin hedeflerini koruması durumunda petrol stoklarında üçüncü çeyrekte günde 2,2 milyon varil, dördüncü çeyrekte ise günde 1,2 milyon varil azalma olabileceğini belirtti. Bunun da fiyatları daha da arttırma riskini beraberinde getirdiğini söyledi.

Merkezi Paris’te bulunan IEA, aylık petrol piyasası raporunda, “OPEC+ arz kesintilerinin artması iyiye giden makroekonomik hissiyat ve tüm zamanların en yüksek dünya petrol talebiyle çatıştı” açıklamasını yaptı.

OPEC+ ülkeleri piyasayı desteklemek için 2022’nin sonlarında arzlara sınır getirmeye başlamış, Haziran ayında bu arz kısıntılarını 2024’e kadar uzatacağını açıklamıştı.

IEA, Temmuz ayında küresel petrol arzının, Suudi Arabistan petrol üretimindeki keskin düşüşten de etkilenerek günde 910 bin varil azaldığını belirtti. Ancak Rus petrol ihracatının Temmuz ayında yaklaşık 7,3 milyon varilde sabit kaldığını söyledi.

IEA, makroekonomik koşullardaki durgunluk,etkisini kaybeden salgın sonrası toparlanma ve elektrikli araç kullanımındaki artış nedeniyle, gelecek yıl talep artışının keskin bir şekilde günde 1 milyon varile düşeceği tahmininde bulunuyor.

IEA, pandemi sonrası toparlanmanın büyük ölçüde tamamlandığına ve ters rüzgarların Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) ekonomik görünümünü zorladığına dikkat çekti.

Geçen aya göre günde 150 bin varil azalan IEA’nın talep büyüme tahmini, petrol talebinin 2024’te günde 2,25 milyon varil artacağı tahminini yapan OPEC’inkiyle çelişiyor.

Artan faiz oranları ve daha sıkı banka kredilerinin küresel ekonomik görünümü zorladığını belirten IEA, bu durumun üretim ve ticaretteki durgunlukla mücadele eden işletmeleri zorladığını kaydetti.

2023 yılı için ise IEA ve OPEC birbirine daha yakın tahminlerde bulundu.

IEA, yazın hava yolculuğunun, enerji üretiminde petrol kullanımının ve Çin petrokimya faaliyetlerinin artmasıyla desteklenen talebin 2023’te günde 2,2 milyon varil artmasını bekliyor. OPEC de günde 2,44 milyon varil artış öngörüyor.

IEA bu yıl talebin ortalama 102,2 milyon varil olmasını beklediğini belirtti. Dünyanın en büyük petrol ithalatçısı Çin, ekonomik kaygılara rağmen talepteki artışın yüzde 70’inden fazlasını oluşturuyor.

(Kaynak: Reuters)

Paylaşın

Küresel Enerji Krizi Ne Anlama Geliyor?

Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre resmen küresel enerji krizinin içinde olduğumuzu gösteriyor. Kuruma göre milyonlarca insan elektrik kesintileri yaşayabilir ve evlerini ısıtmakta zorlanabilir.

Doğalgaz fiyatı 2020 yazından beri neredeyse beş katına çıkarken, IEA Başkanı Fatih Birol, sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) piyasalarında arzın talebi karşılayamayacağı endişesi ve petrol üreticilerinin üretimi kısmasının, ilk gerçek enerji krizine neden olduğunu söyledi.

(IEA) bunun nedeninin Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi olduğunu vurguluyor.

Koronavirüsün ardından yükselmeye başlayan doğalgaz fiyatı, Rusya’nın Avrupa ülkelerine savaş karşıtı açıklamaları yüzünden doğalgaz akışının yüzde 80’inini kesmesiyle fırladı.

Doğalgaz arzında yaşanan sıkıntı kimi santrallerin kömüre dönmesine yol açtı, bu da kömür fiyatlarının üç katına çıkmasına yol açtı.

İngiltere ve ABD’nin Rusya’dan petrol alınmasını yasaklamasıyla petrol fiyatı da yükseldi. Brent petrolün varil fiyatı, 125 dolardaki zirvesinden 90-95 dolar seviyesine düştü.

IEA’ye göre şimdiki durum 1970’lerdeki enerji krizinden daha kötü çünkü o zaman petrol fiyatlarında şoklar yaşanırken şimdi kriz kömür ve doğalgaza da sıçramış durumda.

75 milyon kişi elektriğini ödemeyebilir?

Yüksek enerji fiyatları elektrik üretiminin maliyetinin artmasına yol açtığı için bu durum direkt müşterilere yansıyor.

IEA’ye göre 75 milyon kişi elektriğini ödeyemez hale gelebilir.

Gelişmiş ülkelerdeki evlerde yemek pişirmek için sıvılaştırılmış petrol gazı olan LPG’yi kullanıyor. Nijerya’da LPG fiyatı geçtiğimiz yıl içinde iki katına çıktı.

Kuruma göre 100 milyon kişi LPG’yi ödeyemez hale gelerek odun kullanmak zorunda kalabilir. Odunu yakınca ortaya çıkan dumanın akciğerlere zarar vermesi, bu durumun tehlikelerine dikkati çekiyor.

OPEC+ üretimi kıstı

Savaşı başlatan Rusya’nın yanı sıra günlük petrol üretimini Kasım ayından itibaren 2 milyon varil azaltma kararı alan OPEC+ ülkelerinin de krizde rolü var.

13 OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) üyesi ve petrol üreticisi diğer 10 ülkeyi kapsayan OPEC+ bu kararı ayın başında aldı.

2020 yılında da Opec+ pandemiyle beraber talebin azalması üzerine arzı kısmıştı. Pandemi bitince artan talebi karşılamak için ise üretim yeteri kadar artırılmadı.

Çözüm olur mu?

ABD’nin doğalgaz üretimini artırmasına rağmen Avrupa’yı zor bir kış bekliyor. ABD’nin ürettiği sıvılaştırılmış doğalgaz varana kadar Avrupa yüksek gaz ücretlerine katlanmak zorunda kalacak.

IEA’ya göre yenilenebilir enerji, bu sıkıntıları birkaç yıl içinde çözebilir. 2030 yılına kadar küresel şirketlerin temiz enerjiye 2 trilyon dolar ayırması bekleniyor.

ABD o zamana kadar güneş ve rüzgar enerjisi üretimini 2,5 katına çıkarmayı hedefliyor. Çin ve Hindistan’ın da temiz enerji üretimini yükseltmeyi planlıyor.

IEA, 2030’a kadar Hindistan’ın elektriğinin üçte ikisini yenilenebilir enerjiden üretmesi bekleniyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

2021’de ‘Kömürden Elektrik Üretimi’ Zirveye Ulaştı

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) 2021’deki elektrik üretimine ilişkin verileri içeren bir rapor yayımladı. Buna göre, hızlı ekonomik toparlanma, küresel kömürlü elektrik üretimini bu yıl rekor seviyeye ve toplam kömür talebini 2022’ye kadar tüm zamanların en yüksek potansiyeline ulaştırdı.

Rapora göre, kömürlü termik santrallerden üretilen elektrik miktarı, fosil yakıt talebindeki artıştan sonra bu yıl yüzde 9 arttı.

Pandemi küresel ekonomik yavaşlamaya neden olduğu için 2020’de kömürden elektrik üretimi yüzde 4 düştü, ancak IEA bu ​​yıl elektrik talebinin düşük karbonlu kaynaklardaki büyümeyi geride bıraktığını ve birçok zengin ekonominin fosil yakıtlı enerji santrallarına daha fazla güvenmesine yol açtığını tespit etti.

IEA raporuna göre, dünya çapında rekor fiyatlara neden olan küresel gaz arzı daralması da kömür talebini yeniden canlandırmaya yardımcı oldu. Ajans, çimento ve çelik üretimi de dahil olmak üzere küresel kömür talebinin bu yıl genel olarak yüzde 6 arttığını tespit etti.

IEA raporuna göre, kömür talebindeki artışın ekonomik büyüme ve hava şartlarına bağlı olarak 2022’de tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşacağı hesaplanıyor. Küresel kömür talebinin 2 yıl bu seviyede kalması bekleniyor.

Ülkelerde durum ne?

Rapor, Hindistan’ın bu yıl kömürle çalışan elektrik üretimini yüzde 12 büyütme yolunda olduğunu, Çin’in ise son aylarda keskin bir yavaşlamaya rağmen kömür santralı kullanımını yüzde 9’a kadar artıracağını tahmin ediyor.

IEA, bunun, güneş ve rüzgar enerjisi projelerinin “etkileyici” bir şekilde sunulmasına rağmen, her iki ülkede de tüm zamanların en yüksek seviyesine işaret edeceğini bildirdi.

Kömürden elektrik üretiminin ABD’de ve Avrupa Birliği’nde yüzde 20 artacağı öngörülürken, bu piyasalarda gelecek yıldan itibaren üretimde düşüş bekleniyor. Bu düşüşte, elektrik talebinin yavaşlaması ve yenilenebilir enerji alternatiflerinin genişlemesinin devam etmesi rol oynayacak.

“Küresel emisyonlar için endişe verici”

IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, kömürün küresel karbon emisyonlarının en büyük kaynağı olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Bu yıl kömürden elektrik üretimindeki tarihi yüksek seviyeler, dünyanın emisyonları düşürmek çabalarında yoldan ne kadar uzak olduğunun endişe verici bir göstergesi. Kömür kaynaklı emisyonları adil ve güvenli bir şekilde düşürmek için güçlü ve acil politikalar olmadan, küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlandırmak için çok küçük bir şansımız olacak. O şansımız da kaldıysa.”

Kömürden çıkış “azaltım” olmuştu

Rapor, kömürden çıkış taahhüdü konusunda bir anlaşmazlıkla sonuçlanan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı’nın (COP26) iklim müzakerelerinin sonuçlanmasından haftalar sonra geldi. Hindistan’ın son dakika müdahalesi ile anlaşmanın dili “kademeli çıkış”tan “kademeli azaltım”a çevrilmişti.

COP26 Başkanı Alok Sharma, geçen ay Glasgow’da yapılan görüşmelerden sonra, Hindistan ve Çin’in Glasgow İklim Paktı’nı sulandırmalarının nedenini yoksul ülkelere açıklamak zorunda kalacaklarını ve eylemlerinin kendisini “derin bir şekilde hüsrana uğrattığını” söylemişti.

Çin ve Hindistan’da kömür 

İklim değişikliği düşünce kuruluşu olan E3G’nin (Third Generation Environmentalism – Üçüncü Nesil Çevrecilik) raporuna göre, Paris Anlaşması’nın imzalandığı 2015’ten bu yana yapımı planlanan yeni kömürlü santral kapasitesinde yüzde 76’lık azalma oldu ve yeni kömürlü santraller sona yaklaştı.

Rapora göre, sadece altı ülkenin harekete geçmesiyle, dünya genelinde inşaat öncesi planlama aşamasındaki projelerin yüzde 82’si tamamen iptal edilebilir. Bu altı ülkenin içinde Türkiye de bulunuyor.

Rapora göre 41 ülke, yapımı planlanan kömürlü santralleri iptal etti. 42 ülke zaten halihazırda yeni kömürlü santral projesinde bulunmayacağını duyurmuştu. Küresel ölçekte yapımı planlanan kömürlü santrallerin yüzde 55’i sadece Çin’de. Çin’i Hindistan, Vietnam, Endonezya, Türkiye ve Bangladeş takip ediyor.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın