İran, 2022 Yılında 582 Kişiyi İdam Etti

Ölüm Cezasına Karşı Hep Beraber (ECPM) isimli örgüt tarafından hazırlanan rapora göre, İran geçen yıl en az 582 kişiyi idam etti. Bu 2015’ten bu yana görülen en yüksek sayı; 2021’de gerçekleşen 333 idamın da oldukça üzerinde. Rapora göre 2022’de idam edilenler arasında 16 kadın, 3 de çocuk var.

İran İnsan Hakları Örgütü Direktörü Mahmud Amiri Moghaddam, uluslararası tepkilerin protestolarla ilgili idamları frenlediğini ancak rejimin toplumun geneline korku yaymak amacıyla diğer davalarda idam cezalarına yoğun bir şekilde devam ettiğini belirtti.

İnsan hakları örgütleri, kadın haklarına yönelik protestolara sahne olan İran’da 2022 yılında bir önceki yıla göre idamların sayısında yüzde 75 artış olduğunu bildirerek “infaz makinesi” olarak tanımladıkları Tahran yönetimini kınadı.

Norveç merkezli İran İnsan Hakları Örgütü ve (IHR) ve Paris merkezli Ölüm Cezasına Karşı Hep Beraber (ECPM) isimli örgüt tarafından hazırlanan rapora göre, İran geçen yıl en az 582 kişiyi idam etti. Bu 2015’ten bu yana görülen en yüksek sayı; 2021’de gerçekleşen 333 idamın da oldukça üzerinde. Rapora göre 2022’de idam edilenlerler arasında 16 kadın, 3 de çocuk var.

Tahran rejimi, geçen Eylül ayında kadınlara yönelik katı kıyafet kurallarını ihlal ettiği iddiasıyla tutuklanan 22 yaşındaki Jin Mahsa Amini’nin gözaltındaki ölümünün ardından ülke çapına yayılan protesto dalgasıyla karşı karşıya kalmıştı.

Protestolarla ilgili açılan davalarda 4 kişi idam edilirken, İran yönetimi uluslararası tepkilerin hedefi olmuştu.

İran İnsan Hakları Örgütü Direktörü Mahmud Amiri Moghaddam, uluslararası tepkilerin protestolarla ilgili idamları frenlediğini ancak rejimin toplumun geneline korku yaymak amacıyla diğer davalarda idam cezalarına yoğun bir şekilde devam ettiğini belirtti.

Moghaddam, “Protestoculara verilen idam cezalarına gösterilen uluslararası tepkiler İslam Cumhuriyeti’nin infazlara devam etmesini zorlaştırdı. Bunu dengelemek ve halk arasında korku yaymak için yetkililer siyasi olmayan suçlamalarla infazları yoğunlaştırdı. Bunlar İslam Cumhuriyeti’nin infaz makinesinin ‘ucuz’ kurbanlarıdır” diye konuştu.

Raporda, dört kişinin protestolarla ilgili suçlamalarla idam edilmesinin dışında, idam cezasına çaptırılmış ya da idam cezası gerektiren suçlamalarla karşı karşıya olan toplam 100 göstericinin daha olduğu kaydedildi.

Uyuşturucuyla bağlantılı idamlarda artış

Raporda, protestoların patlak vermesinin ardından uyuşturucuyla bağlantılı infazların sayısındaki keskin artıştan duyulan endişe de dile getirildi.

İran’da narkotikle mücadele yasasında 2017’de yapılan değişikliklerin etkisiyle uyuşturucuyla bağlantılı idamların sayısında düşüş yaşanıyordu. Bu durum 2021’e kadar ülkedeki toplam idam sayısındaki düşüşe de önemli ölçüde etki etti.

Protestoların başlamasından sonra infaz edilen idam cezalarının yarısında fazlası uyuşturucu suçuyla bağlantılı. Uyuşturucu suçu, 2022’deki toplam idamların ise yüzde 44’ünü oluşturdu.

Raporda uyuşturucuyla bağlantılı idamların 2021’dekinden iki kat, 2020’dekinden ise on kat daha fazla olduğu belirtildi.

Hak örgütleri, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNODC) bu keskin artışa tepki vermemesinden yakındı.

Azınlıklara karşı baskı aracı

Raporda, İran nüfusunun sadece yüzde 2 ila 6’sını temsil ettiği belirtilen ve çoğunluğu Sünni Müslüman olan Beluç azınlıkların ülke genelindeki tüm idamların yüzde 30’unu oluşturduğu ifade edildi.

Uyuşturucu suçundan idam edilen Kürtlerin ve Arapların sayısında da benzer orantısızlık olduğu vurgulanan raporda, “Ölüm cezası, İran’daki etnik azınlıkların maruz kaldığı sistematik ayrımcılığın ve kapsamlı baskının bir parçasıdır” denildi.

2022’de en fazla idam 288 ile cinayet suçu nedeniyle infaz edildi. Bunun son 15 yılın en yüksek oranı olduğu belirtildi.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den S. Arabistan’a ‘İdam Cezası’ Çağrısı

Birleşmiş Milletler’in (BM) atadığı bağımsız insan hakları uzmanları Suudi Arabistan’a çağrıda bulunarak 14 yaşındayken “hırsızlık ve cinayet” suçlaması ile tutuklanan ve idam cezasına çarptırılan Abdullah al-Howaiti’nin tahliye edilmesini ve idam cezasının bozulmasını talep etti.

Al-Howaiti’nin çocukken işlediği iddia edilen suçlar sebebiyle idam cezasına çarptırıldığını ifade eden BM, Mayıs 2017’de tutuklanan çocuğun suç sırasında başka yerde olduğunu kanıtlamasına rağmen işkence ile kötü muamele altında alınan suç itirafına dayanarak mahkum edildiğini söyledi.

UN News’ün aktardığına göre, Suudi Arabistan Yüksek Mahkemesi al-Howaiti’nin ilk mahkumiyet kararını bozduktan sonra yeniden yargılama yapılmış ve al-Howaiti tekrar idam cezasına çarptırılmıştı.

2 Mayıs tarihli ikinci karara atıfta bulunan uzmanlar, istinaf mahkemesinin cezayı onaması durumunda idam edilebileceğini söyledi:

Suudi Arabistanlı yetkililere, işkencenin söz konusu olduğuna ilişkin makul gerekçeler olduğu yerlerde hızlı ve tarafsız soruşturma yürütme ve işkence ile baskı altında elde edilmiş kanıtları adli işlemlerden hariç tutma zorunlulukları olduğunu hatırlatıyoruz.

İdam cezasını kaldırma çağrısı

Abdullah al-Howaiti’nin aldığı ikinci idam cezası bağlamında Suudi Arabistan hükümetine ve ilgili yetkililere seslenen BM uzmanları ayrıca çocuklara verilen idam cezasını kaldırma çağrısında bulundu.

Uzmanlar, çocuklara yönelik idam cezasının uluslararası hukuka göre kesinlikle yasak olduğunu hatırlattı.

Suudi Arabistan’da idam cezası

Uluslararası Af Örgütü’nün 24 Mayıs’ta açıkladığı “2021’de Ölüm Cezaları ve İnfazlar” raporu, İran ve Suudi Arabistan’da infazlardaki sert artışla birlikte devlet eliyle öldürmelerin sayısının arttığını ortaya koymuştu.

Buna göre, Suudi Arabistan infaz sayısını bir yılda iki katından fazla artırdı; Mart 2021’de tek bir günde 81 kişinin ölüm cezası infaz edildi. Rapor ayrıca ülke ile ilgili şu veriyi paylaşmıştı:

“Suudi Arabistan’ın oldukça kusurlu yargı sisteminin mağdurları arasında, şiddet içeren hükümet karşıtı protestolara katılmakla suçlanan Şii azınlığa mensup Suudi Arabistanlı genç Mustafa El Derviş de vardı. Derviş, işkence altında elde edilen ‘itiraflara’ dayanan ve hiçbir şekilde adil olmayan bir yargılamanın ardından 15 Haziran’da infaz edildi.”

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın