Dünya’nın İç Çekirdeğinin Dönüşü Yavaşladı

Yeni yayınlanan bir araştırma, Dünya’nın iç çekirdeğinin gezegenin yüzeyine göre geriye doğru hareket ettiğini (yavaşladığını) kanıtladı. Bilim insanları, bu durumun büyük değişimlere neden olmayacağı görüşünde.

Yerbilimci Mark Abolins de şu ifadeleri kullanıyor: Dünya’nın manyetik alanı ve iç çekirdeğinin dönüşü her zaman değişiyor ancak bilim insanları yaklaşık son 190 yılda gözlemlenen değişikliklerin manyetik alanın koruyucu doğasına bir tehdit oluşturması için herhangi bir neden bulamadı.

Bilim insanları Dünya’nın iç çekirdeğinin yavaşladığını kanıtladı. Gezegenin büyük ölçüde demir ve nikelden oluşan katı iç çekirdeği, kendisini çevreleyen sıvı dış çekirdek nedeniyle Dünya’nın bütününden ayrı bir şekilde dönüyor.

Son yıllarda iç çekirdeğin yavaşladığına dair bulgular edinilirken, 2023’teki bir araştırmada bu katı yapının yaklaşık 70 yılda bir yön değiştirdiği bulunmuştu. Yeryüzünün yaklaşık 5 bin kilometre altında muazzam bir sıcaklığa sahip iç çekirdeği doğrudan gözlemlemek mümkün değil. Bu nedenle bilim insanları çekirdeğin hareketlerini anlamak için depremlerin sismik dalgalarından yararlanıyor.

Güney Kaliforniya Üniversitesi liderliğindeki bir araştırma ekibi, diğer çalışmalardan farklı olarak yinelenen depremleri ve dalga biçimlerini analiz etti. Yinelenen depremler aynı yerde meydana gelerek aynı sismogramları ortaya çıkaran sismik olayları ifade ediyor.

Araştırmacılar Güney Atlantik’teki Güney Sandwich Adaları çevresinde 1991-2023 döneminde kaydedilen bu türden 121 depremin ölçümlerinin yanı sıra çeşitli nükleer testlerden elde edilen verileri inceledi. Dalgalardaki değişimlere bakarak iç çekirdeğin hareketlerini anlayan ekip, bu yapının yaklaşık 2010’dan beri Dünya yüzeyinden biraz daha yavaş döndüğünü saptadı.

Önde gelen hakemli bilimsel dergi Nature’da 12 Haziran’da yayımlanan makalenin yazarlarından John Vidale “Böyle bir değişim yaşandığını gösteren sismogramları ilk gördüğümde afalladım” diyor: Fakat aynı örüntüye işaret eden iki düzine gözlem daha bulduğumuzda bu sonuç kaçınılmaz oldu.

Bilim insanları bu yavaşlamaya dış çekirdekteki çalkalanma veya mantodan kaynaklanan kütleçekim kuvvetinin yol açtığını düşünüyor. “İç çekirdek onlarca yıldır ilk kez yavaşladı” ifadelerini kullanan Vidale şöyle ekliyor: Diğer bilim insanları da yakın zamanda benzer ve farklı modeller öne sürdü ancak bizim son çalışmamız en ikna edici çözümü sunuyor.

Böyle bir durumun yaratacağı etki kesin olarak bilinmese de bilim insanları büyük değişimler yaşanmayacağı görüşünde. Vidale günlerin uzunluğunun saniyenin binde biri kadar değişebileceğini söylüyor. Bu duruma iç çekirdeğin, Dünya yüzeyinden daha yavaş dönmesi yol açarken, 2023’te Nature Geoscience’ta yayımlanan çalışmada da benzer bir etkiden bahsedilmişti.

Bu araştırmada iç çekirdeğin belirli aralıklarla yavaşlayıp durakladığı ve ters yöne dönmeye başladığı bulunmuştu. Bu yapının 2009’dan beri yüzeyden daha yavaş ve batıya doğru döndüğünü tespit eden araştırma, yeni çalışmanın bulgularıyla örtüşüyor.

Middle Tennessee Eyalet Üniversitesi’nden yerbilimci Mark Abolins de şu ifadeleri kullanıyor: Dünya’nın manyetik alanı ve iç çekirdeğinin dönüşü her zaman değişiyor ancak bilim insanları yaklaşık son 190 yılda gözlemlenen değişikliklerin manyetik alanın koruyucu doğasına bir tehdit oluşturması için herhangi bir neden bulamadı.

Dünya’yı Güneş rüzgarlarından koruyan ve yaşam için elzem sayılan manyetik alan, sıvı dış çekirdek tarafından oluşturuluyor.

İç çekirdek bir gün duracak mı?

Yaklaşık 4,5 milyar yıl önce oluşan Dünya’nın sıvı ve gaz parçacıklarından meydana gelen yapısı zaman içinde soğuyarak gezegeni bugünkü haline getirdi. Bu süreçte demir gibi ağır elementler de iç çekirdeği oluşturdu. İç çekirdeğin ne zaman meydana geldiği kesin olarak bilinmese de çoğu bilim insanı yaklaşık 1 milyar yıl önceye işaret ediyor.

Her ne kadar hâlâ gizemini koruyan bir yapı olsa da bilim insanları çekirdeğin çok uzun bir süre boyunca durmayacağını söylüyor. Zaman içinde iç çekirdeği saran sıvı dış çekirdeğin katılaşmasıyla manyetik alan yok olacak ve Dünya’daki yaşam sona erecek. Ancak böyle bir şeyin yaşanmasına en az milyonlarca yıl var.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Dünya’nın Merkezinde Yeni Bir Katman Keşfedildi

Bilim insanları, depremler sayesinde yeryüzünün merkezinde yeni bir ‘iç çekirdek’ keşfetmiş olabilirler. Dünya’nın çekirdeği hakkında doğrudan bir ölçüm ve hiçbir örnek yoktur.

Çekirdek hakkındaki bilgiler çoğunlukla sismik dalgaların ve Dünya’nın manyetik alanının analizinden gelir. İç çekirdek, yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır elementlerin bulunduğu bölümdür. Dünya’nın en iç bölümünü oluşturan çekirdeğin, 5120–2890 km’ler arasındaki kısmına dış çekirdek, 6371–5150 km’ler arasındaki kısmına iç çekirdek denir.

Bilim insanları depremler sonrası yaşanan sismik dalgaların yansımalarını ölçerek yeryüzünün merkezinde yeni bir katman ya da “iç çekirdek” olabileceğini ileri sürdü.

Nature Communications adlı dergide yayınlanan araştırmada yerbilimciler, Dünya’nın bin 600 kilometre derinliğinde 644 kilometre çapında bir metalik çekirdek bulunduğu ve bu çekirdeğin demir-nikel karışımı bir yapıdan oluştuğu yönündeki savın ağırlık kazandığını belirtti.

Sismik dalgaların katmanlardan nasıl yansıdığını izleyen araştırmacılar, Dünya’nın sanıldığının aksine dört değil beş katmandan oluştuğunu ve su katmanı, yer kabuğu (Litosfer), magma katmanı (Pirosfer) ve çekirdek katmanının (Barisfer) içinde katı ve metalden gizli bir iç çekirdek yattığı sonucuna ulaştı.

Avustralya Ulusal Üniversitesi Yer Bilimleri Araştırma Okulu’nda çalışmanın yazarlarından Sismolog Dr. Thanh-Son Phạm yayınladığı mesajda, “Bu çalışmada, ilk kez, güçlü depremlerden kaynaklanan sismik dalgaların dünyanın bir tarafından diğerine sekme gibi beş kata kadar gidip geldiğine dair gözlemleri rapor ediyoruz” dedi.

Bu teorinin doğrulanması yerbilimcilerin gezegenin nasıl oluştuğu, manyetik alanının nasıl geliştiği ve gelişmeye devam edeceğini daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir.

Bu katmanın bugüne kadar tespit edilememesini ise Pham, bir üst katmanla çok benzemesine bağlıyor. Sismolog metal olduğunu düşündükleri çekirdeğin kabuğunda ise oldukça fazla miktarda demir-nikel alaşımı bulunduğunu da sözlerine ekliyor.

Araştırmacılar ayrıca kullandıkları titreşim dalgalarının bu yeni çekirdeğin ‘anizotropik’ bir yapıya sahip olduğunu gösterdiğini de belirtiyor. Bu bilimsel terim, bir maddenin yaklaşıldığı açıya bağlı olarak farklı özelliklere sahip olması olarak tanımlanıyor. Anizotropiyi açıklamak için bir odun parçasını örnek veren bilim insanları, parçayı damarları yönünde vurarak kolayca kırmakla damarlara dik yönde vurarak kırmaktan daha kolay olması olarak açıklıyor.

Bu yapı sayesinde araştırmacılar sismik dalgaların farklı yönlerde ne kadar hızlı ilerlediğine bakarak en içteki çekirdeğin bu dalgaların hızını, üzerindeki katmandan, farklı şekilde değiştirdiğini gözlemledi. Bu hız farkı da yeni bir katmanın tespit edilebilmesini sağladı.

Paylaşın

Dünya İç Çekirdeği, Yer Küreyle Ters Yönde Dönüyor Olabilir

Plüton büyüklüğünde sıcak bir demir topu andıran Dünya’nın iç çekirdeği, artık gezegenle aynı yönde dönmüyor ve hatta tam tersi yönde dönüyor olabilir. Yüzeyin yaklaşık 5 bin km altında “gezegen içindeki gezegen”, sıvı metal dış çekirdeğin içinde yüzdüğü için bağımsız olarak dönebiliyor.

Araştırmacılar, “İç çekirdeğin, Dünya’nın yüzeyine göre “salıncak” gibi ileri geri döndüğüne inanıyoruz. Salıncağın bir döngüsü yaklaşık 70 yıl, yani ortalama her 35 yılda bir yön değiştiriyor.” ifadesini kullandı.

Nature Geoscience dergisinde pazartesi günü yayımlanana araştırmaya göre, Plüton büyüklüğünde sıcak bir demir topu andıran “Dünya’nın iç çekirdeği, artık gezegenle aynı yönde dönmüyor ve hatta tam tersi yönde dönüyor” olabilir.

Yüzeyin yaklaşık 5 bin km altında “gezegen içindeki gezegen”, sıvı metal dış çekirdeğin içinde yüzdüğü için bağımsız olarak dönebiliyor.

İç çekirdeğin dönüş şekli bilim insanları arasında tartışma konusu olduğundan son araştırmanın da yine bilim dünyasında tartışma yaratması bekleniyor.

Zira iç çekirdekle ilgili bilinenler oldukça sınırlı.

Ancak depremlerin ya da bazen nükleer patlamaların yarattığı sismik dalgalardaki küçük farklılıkların Dünya’nın ortasından geçerken ölçülmesiyle elde ediliyor.

Nature Geoscience dergisinde yayınlanan araştırma kapsamında, iç çekirdeğin hareketlerini takip amacıyla son altmış yıldaki depremlerden gelen sismik dalgalar analiz edildi.

Araştırmanın yazarları, Pekin Üniversitesi’nden Xiaodong Song ve Yi Yang, iç çekirdeğin dönüşünün “2009 yılında neredeyse durma noktasına geldiğini, ardından da ters yöne doğru döndüğünü” tespit ettiklerini dile getirdi.

AFP’ye konuşan araştırmacılar, “İç çekirdeğin, Dünya’nın yüzeyine göre “salıncak” gibi ileri geri döndüğüne inanıyoruz. Salıncağın bir döngüsü yaklaşık 70 yıl, yani ortalama her 35 yılda bir yön değiştiriyor.” ifadesini kullandı.

Çinli bilim insanları iç çekirdeğin 1970’lerin başında yön değiştirdiğini ve bir sonraki değişimin 2040’ların ortasında olacağını tahmin ettiklerini kaydetti.

Araştırmacılar, söz konusu dönüşün kabaca “gün uzunluğu” olarak adlandırılan ve Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönmesi için geçen süredeki küçük değişimlerle aynı çizgide olduğunu aktardı.

Şu ana kadar iç çekirdeğin yüzey sakinleri üzerinde etkisi olduğuna dair pek kanıt bulunabilmiş değil.

Ancak araştırmacılar, iç çekirdekten yüzeye kadar Dünya’nın tüm katmanları arasında fiziksel bağlantılar olduğuna inandıklarını kaydediyor.

Kendi araştırmalarıyla ilgili bilgi veren bilim insanları, “Çalışmamızın kimi araştırmacıları tüm Dünya’yı entegre bir dinamik sistem olarak ele alan modeller kurmaya ve test etmeye teşvik etmesini umuyoruz.” dedi.

Bazı uzmanlar ise söz konusu bulgularla ilgili temkinli olduklarını ifade ederek, farklı teorilere işaret etti ve Dünya’nın merkezi hakkında pek çok gizemin devam ettiği uyarısında bulundu.

Kaliforniya Üniversitesi’nden sismolog John Vidale, “Bilim insanlarının çok fazla veri kullanarak yaptığı çok dikkatli bir çalışma. Ancak bence modellerin hiçbiri tüm verileri çok iyi açıklamıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın