Hedonik Koşu Bandı: Aşırı Tüketimcilikten Minimalist Tüketimciliğe

Son alışverişinizin sizi neden mutlu etmediğini hiç merak ettiniz mi? Bunun nedeni hedonik koşu bandında (aynı zamanda hedonik adaptasyon olarak da bilinir) olmanız olabilir.

Haber Merkezi / Hedonik koşu bandı, seçimlerimizden veya başarılarımızdan bağımsız olarak bir temel seviyeye veya ‘ayar noktasına’ dönme eğilimini ifade eder. Başka bir ifadeyle, her bir adım ileri attığımızda, koşu bandı bizimle birlikte hareket eder ve bizi yerimizde tutar.

Hedonik adaptasyon teorisi, genel yaşamımızdaki kısa vadeli kazanımların veya kayıpların, koşullarımıza uyum sağladığımız için, genel yaşamımızda kalıcı kazanımlara veya kayıplara yol açmayacağını ileri sürer.

Hedonik adaptasyon, çok eski bir fikir için kullanılan nispeten yeni bir terimdir. Hedonik adaptasyon teorisi en azından Aristoteles zamanlarından beri çeşitli enkarnasyonlarda (ete bürünme ya da vücut bulma) dolaşmaktadır.

Aristoteles, Nikomakhos’a Etik’te hedonik (duyusal tabanlı) ve eudaimonik (ahlaki) arasında ayrım yapmış ve hedonik aktivitelerin eudaimonik arayışların yaptığı gibi uzun vadeli mutluluğa yol açmadığını fark etmiştir.

Başka bir deyişle: Sadece iyi hissettiren şeyleri yapmak kalıcı mutluluk getirmeye yeterli değildir.

Hedonizm veya hazza ulaşmanın hayattaki birincil kaygı olması gerektiği inancı, antik Yunan’dan bile daha eskilere, insanlığın bildiği en eski yazılı hikayelerden biri olan Sümer Gılgamış Destanı’na kadar uzanır.

Gılgamış Destanı içinde şu tavsiye bulunabilir: “Karnınız tok olsun. Gündüz ve gece neşelensin […] Sadece bunlar insanların kaygısıdır.” Fiziksel rahatlığın kişinin birincil kaygısı olması gerektiği konusundaki bu ısrar, en saf haliyle hedonizm.

Yüzyıllar boyunca kendimizi zevke kaptırmanın yeni yollarını bile keşfettik. Örneğin, “alışveriş terapisi”ne olan özel ilgimizi ele alalım. Stresli, üzgün veya moralimiz bozuk olduğunda satın alabileceğimiz bir şey buluruz. Bu yeni ürün bize bir süreliğine iyi hissettirir ve sonra hissettirmez.

Hedonik koşu bandı dönmeye devam ediyor. İyi hislerimiz kayboluyor ve genel yaşamımız temel seviyesine geri dönüyor… sonra gidip başka bir şey satın alıyoruz.

Aşırı tüketimcilik: “Alışveriş terapisi” şaka yollu kullanılan bir terimdir, ancak aşırı tüketiciliğin sonuçları çok ciddi olabilir. Finansal sıkıntı, birçok sorunun önde gelen nedenlerinden biridir. Hatta sağlığımızı bile tehlikeye atabilir. Mutluluğu satın alma çabalarımızın sahip olduğumuz mutluluğu bozabileceği de açık.

Hedonik adaptasyon döngüsü hepimizi farklı derecelerde etkiler. Her ne olursa olsun, maddi bir şey elde ederiz (elle tutulur bir şey) ve bir an için bir şey başarmış gibi hissederiz. Bu hisle birlikte geçici bir pozitif duygu dalgası oluşur.

Aşırı minimalizm: Peki hedonik koşu bandı tersine çevrildiğinde ne olur? Çok fazla tüketimin eşit ve zıt bir sonu var mıdır?

Evet, var olduğunu ve bunun son yıllarda ortaya çıkan minimalist hareketin içinde gizli olduğunu söyleyebiliriz.

Minimalizm, basit yaşama dair modern bir yaklaşımdır. Minimalizm, zihinsel ve duygusal sağlık, maneviyat veya artan öz yeterlilik gibi diğer motivasyonlar arasında maddi fazlalıklardan sıyrılıp soyut şeylere odaklanmaktır.

Dikkat edilmesi gereken nokta; Tüm dikkat dağıtıcı unsurları ortadan kaldırma arayışı aynı kolaylıkla başka bir dikkat dağıtıcı unsura dönüşebilir.

Kendinizi bu çıkmazda bulduysanız, inanın ya da inanmayın, hala hedonik koşu bandında olabilirsiniz. Aşağıda boş bırakılan yerleri doldurarak durum ifadelerini karşılaştırın:

“Bir _____’den daha kurtulabilirsem, sonunda yaşamaya başlama özgürlüğüne sahip olacağım.” Ve: “Bir tane daha ______ alırsam sonunda yaşamaya başlamak için ihtiyacım olan şeye sahip olacağım.”

Bağlantıyı görüyor musunuz?

Bir eşyadan kurtulmak, bir eşya satın almaktan daha uzun vadeli bir mutluluk sağlamayacaktır; çünkü maddi değişimler, her iki yönde de, içsel durumunuzu birkaç anlık andan fazla etkilemez.

Hedonik koşu bandından inmeye hazır mısınız?

Kaygı ve depresyon, hedonik koşu bandının dönmesini sağlayan olağan şüphelilerdir. Makineye giden güç kablolarıdır. Kısa vadeli mutluluklar için boşuna çabalamayı bırakın ve sorunu kökünden çözün. Birkaç basit yol:

Nefes almak: Diyaframdan nefes almak, kaygıyı neredeyse anında azaltmanın harika bir yoludur.

Sakinleştirici görselleştirme: Derin nefes alma tek başına sizin için işe yaramıyorsa, sakinleştirici görselleştirme faydalı bulabileceğiniz bir odak noktası ekler. Oturmak için sessiz bir yer seçin ve kendinizi kaygınızı veya depresyonunuzu bırakırken görselleştirin.

Duygularınızı kabul edin: Kaygılı veya depresif hissediyorsanız, bununla savaşmaya çalışmayın. Duygusal kaçınma zararlı olabilir. Duygularınızı kabul etmek aslında duygu yoğunluğunu azaltmaya yardımcı olabilir.

Yargılayıcı olmayın: Duygularınızı kabul etmeyi başardığınıza göre, onlara karşı yargılayıcı olmayan bir tavır takının. Kendinize iki soru sorun: Ne hissediyorsunuz ve bu hisse ne sebep oluyor?

Bu iki şeyi belirledikten sonra, bunları şu şekilde bir ifadeye dönüştürün: ________ düşüncesine sahibim ve bu düşünce bana ________ hissettiriyor.

Olumlu iç konuşma: Kendi kendine olumlu konuşma, spor salonunda bir gün geçirmek gibidir.

Hedonik adaptasyonun ne olduğunu ve bizi nasıl etkilediğini anlamak, hayatımıza devam etmemize ve aceleci kararlar almamamıza yardımcı olabilir.

Paylaşın