Altılı Masa, Akşener’in Ev Sahipliğinde Toplanıyor: Söylem Birliği Belirlenecek

Altı muhalefet masası, yarın İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ev sahipliğinde toplanacak. Aday açıklanması beklenmezken Erdoğan’ın ‘üçüncü kez adaylığı’ tartışmasında ‘söylem birliği’ belirlenecek.

Muhalefet partilerinin bir araya gelmesiyle kurulan altılı masa yarın altıncı kez bir araya gelecek.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ev sahipliğinde buluşacak.

Cumhuriyet’ten Gamze Kolcu’nun haberine göre; “Üçüncü Mustafa Kemal Zirvesi” adı verilen toplantıda liderler, önceki beş buluşmadan farklı olarak saat 14.00’te, öğle yemeğinde bir araya gelecek. Bu değişikliğin, ‘toplantıların uzun sürmesi ve bildiri yayımının geç saate kalması’ nedeniyle yapıldığı öğrenildi.

Toplantıda liderlerin, Erdoğan’ın açıkladığı ‘üçüncü kez adaylığı’ ve bunun ardından kamuoyunda başlayan ‘aday olup olamayacağı tartışmalarını’ değerlendirmesi bekleniyor. Liderlerin bu konuda görüş alışverişinde bulunacağı ve bir “söylem birliği oluşturacağı” dile getiriliyor.

Aday gündemi gelecek ay

Edinilen bilgiye göre, iktidar kanadından 6’lı masaya yönelen ‘adayınızı açıklayın baskısına karşı nasıl bir tavır alınacağına’ da üçüncü Mustafa Kemal Zirvesi’nde karar verilecek. Toplantının ardından liderler bir aday açıklamayacak, aday belirleme süreci ağustos ayında Saadet Partisi’nde yapılacak zirvenin gündeminde olacak.

Paylaşın

Demirtaş’tan ‘Yeni Çözüm Süreci’ Yazısı

Edirne Cezaevi’nde 5 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan HDP’nin önceki dönem eş genel başkanlarından Selahattin Demirtaş, ‘Kürt sorununun er ya da geç diyalog ve müzakere yöntemiyle, barış içinde çözüleceğini’ belirterek, seçim öncesi gündeme getirilecek adımlar konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Şu an da AK Parti’nin ‘çözüm niyeti de kapasitesi de’ olmadığını vurgulayan Demirtaş, “HDP tabanı da Kürt seçmen de deneyimli, bilinçli, politik ve örgütlü bir güçtür. Neyin ne olduğunu çok iyi bilir” dedi.

Yeni Yaşam gazetesi için ‘Yeni çözüm süreci’ başlıklı yazı kaleme alan Demirtaş, “Benim gözümden durum budur” diyerek, şu değerlendirmede bulundu:

Olacak mı? Elbette olacak. Kürt sorunu er ya da geç, diyalog ve müzakere yöntemiyle, barış içinde çözülecek.

Bunu, bugünlerde yeniden ısıtılan çözüm söylentilerine bakarak değil, ilkesel bir yaklaşım olarak belirtiyorum.

AKP’nin bir çözüm arayışında olmadığını, tam tersine bir çözülme süreci yaşadığını en net şekilde Sayın Pervin Buldan, son Meclis grup toplantısında ifade etti.

Tecride karşı Gemlik yürüyüşü ve sonrasında İmralı’da görüşmeye izin verileceği söylentisiyle birlikte yoğun bir tartışma başladı.

Acaba Öcalan’dan seçime yönelik bir mektup mu gelecek? HDP ile AKP yakınlaşacak mı? Çözüm süreci yeniden mi başlıyor? Kürtler seçimde tarafsız mı kalacaklar?

Bu ve benzeri sorular ile çeşit çeşit yanıtlar peş peşe sıralandı.

HDP’den yapılan açıklamalar yerli yerinde ve açıklayıcı olmasına rağmen, belli ki tartışmalar bitmeyecek. Zararı yok, herkes tartışabilir hatta tartışılmasında yarar var. Bununla birlikte, bazı gerçekleri ortaya koyup tespitler yapmadan yürütülecek tartışmalar doğru sonuçlar doğurmaz.

Nedir bunlar, sırayla gidelim.

Tecrit, hukuk ve ahlak dışı bir işkence yöntemidir. Tecridi savunmak işkenceyi savunmaktır. Cezaevindeki herkes gibi Sayın Öcalan’ın da ailesi ve avukatlarıyla yasalar çerçevesinde görüşme hakkı vardır. “Tecrit kaldırılsın” demek ne suçtur ne de yanlıştır. Tersini savunmak ahlak dışıdır ve suça ortak olmaktır.

Tecrit siyaseten de yanlıştır. Öcalan’ın konuşabilmesi çatışmayı değil, çözüm olasılığını büyütür. Bunu her fırsatta defalarca denediğine, barış çağrıları yaptığına tanık olmadık mı?

Çözüm sürecine karşı çıkmak açık açık savaş taraftarlığıdır. Çözüm sürecinden lanetli bir öcü gibi söz etmek yaşamı değil, ölümü savunmak demektir. Bununla birlikte, çözüm sürecinin yöntemini, yolunu ve yordamını eleştirmek, öneriler yapmak herkesin hakkıdır.

Öcalan’ı AKP’ye destek veriyor ya da verecek gibi göstermek kesinlikle yanlıştır, haksızlıktır. Sayın Öcalan, barış için en küçük bir olanağı bile değerlendirmekten geri durmaz. Bunun yanı sıra, barış umutlarını bir seçime kurban etmeyecek kadar da deneyimlidir.

Öcalan bugüne kadar HDP’ye tek bir talimat bile vermedi, vermez. Böyle bir tarzı yoktur. Gerekçeleriyle birlikte öneride bulunur, çağrı yapar. Bu önerileri ve çağrıları her siyasi partinin yetkili organlarında mutlaka gündeme geldiği gibi HDP’de de ciddiyetle ele alınır, değerlendirilir ama karar organı da irade de HDP yönetimidir.

Türkiye sınırlarının içinde ve dışında çatışma durumuna dair en etkili barış kurucu aktör Öcalan’dır. Kendisinin desteği ve katkısı olmadan barış yolunda mesafe kat edilemez. PKK, Öcalan’dan başka hiç kimseyi dikkate almaz.

Demokratikleşmenin ve nihai çözümün adresi TBMM’dir. Burada da muhatap, HDP ile birlikte tüm siyasi partiler ve toplumun kendisidir.

Şu anda AKP’nin çözüm niyeti de kapasitesi de niteliği de yoktur. Gırtlağına kadar adaletsizliğe, zulme, yolsuzluklara batmış, çözülme süreci yaşayan, tükenmekte olan zayıf bir iradedir AKP. Atacağı her adım, küçük ve ucuz seçim hesaplarından öte anlam taşımaz.

HDP tabanı da Kürt seçmen de deneyimli, bilinçli, politik ve örgütlü bir güçtür. Neyin ne olduğunu çok iyi bilir, nasıl davranacağını da günü geldiğinde ortaya koyar. Kandırmaya, kafa karıştırmaya dönük AKP’den gelecek her hamle, halkın iradesine çarpıp geri döner.

AKP yeni bir çözüm süreci başlatır mı başlatmaz mı yoksa bu bir oyun mudur değil midir şeklindeki spekülatif tartışmalara girmek yerine, muhalefetin Kürt sorununda kendi çözüm stratejisini ortaya koyması daha doğru olur. Muhalefet bunu yapmadığı sürece iktidar Kürt sorununu ve çözüm sürecini istismar etmeyi sürdürecektir. Kast ettiğim şey, AKP ile birlikte yeni bir çözüm süreci değil, seçimden sonra iş başına gelirlerse muhalefetin nasıl bir çözüm önerdiklerini ana hatlarıyla şimdiden ortaya koymalarıdır. Kürt sorunu Türkiye’nin birliği ve barış içinde çözülecekse HDP dahil tüm muhalefetin şimdiden ortak bir çözüm stratejisinde uzlaşmaları, Türkiye’nin geleceği açısından çok gerekli ve önemlidir.

Benim gözümden durum budur.”

Paylaşın

6 Muhalefet Lideri 5. Kez Bir Araya Geliyor

Güçlendirilmiş parlamenter sistem masasında yer alan 6 muhalefet partisinin lideri, 3 Temmuz Pazar akşamı, beşinci kez bir araya gelerek, seçimlere dönük yol haritasına ilişkin alınan mesafe ve önümüzdeki sürece ilişkin yapılacak çalışmaları masaya yatıracak.

Bu çerçevede, “güçlendirilmiş parlamenter sistemin anayasası” liderlerin masasında olacak. Bu toplantıda da “aday ismi” ve “seçim ittifakı” konularında somut bir adım beklenmese de, CHP kulislerinde, “Aday ismi değil, ama eşkali belli olur” yorumu yapılıyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Pazar akşamı, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ev sahipliğinde bir araya gelecek.

Anayasa çalışması ele alınacak

Toplantıda, 6 partinin temsilcilerinden oluşan ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş için gerekli anayasal ve yasal değişikliklerle ilgili çalışmayı yürüten komisyonun raporunun ele alınması planlanıyor.

Liderlerin, her toplantı sonrası açıkladığı bildiride de, yapılacak yasal ve anayasal değişikliklere ilişkin mesajların yer alacağı ifade ediliyor. Anayasa çalışmasını daha sonra belirlenen takvim çerçevesinde önümüzdeki günlerde komisyon üyelerinin ortak toplantıyla kamuoyuna açıklaması planlanıyor.

Toplantıda, parlamenter sisteme geçiş süreci ile ilgili oluşturulan komisyonun çalışma takviminin de netleştirilmesine ilişkin görüş alışverişinde bulunulacağı belirtiliyor. Dış politika, bir önceki toplantıda oluşturulan “göç komisyonu” ve ekonomideki gelişmelerin de 6 liderin masasında olması bekleniyor.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunda, Türkiye’nin koşullu olarak vetosunu kaldırması konusu da liderlerin masasındaki başlıklar arasında.

CHP kulisleri: Eşkali belli olur

Kamuoyunda uzun süredir tartışılan, ‘muhalefetin cumhurbaşkanı adayının kim olacağı’ sorusunun, bu toplantıda da netleşmesi beklenmiyor. Ancak liderlerin, seçime “ortak adayla” mı, yoksa “ayrı ayrı adaylarla mı” gideceğine ilişkin tutum belirlenmesi konusunda adım atılabileceği belirtiliyor. Masadaki siyasi partiler, uzlaşma sağlanması halinde “ortak aday” çıkarılması konusunda hemfikir görünüyor. Ancak bu konuda mutabakata bağlanmış bir karar yok.

CHP kulislerinde, Pazar günkü toplantıda, ortak adaylık dahil, cumhurbaşkanı adaylığı konusunun masaya geleceği beklentisi dile getiriliyor. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun masaya Cumhur İttifakı ve 6 muhalefet partisinin oy oranları, cumhurbaşkanı adaylığı seçimine ilişkin simülasyonları içeren bir dosya ile geleceği belirtiliyor.

BBC Türkçe’ye konuşan CHP’li bir kaynak, “Bütün kamuoyu araştırmaları, isim kim olursa olsun muhalefetin adayının kazanacağını gösteriyor. O nedenle büyük ihtimal zaten ortak aday çıkacak. Biz bu sonuçlara göre Kemal Bey’in aday olacağını düşünüyoruz. Tabii bu toplantıdan, isim, adayın açıklanma tarihi çıkmaz, ama eşkali belli olur” görüşünü dile getirdi.

CHP kaynakları, Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğinde yapılacak son toplantıda da muhalefetin nasıl bir aday göstereceğinin kamuoyuna deklare edilebileceğini, ancak ismin seçim sürecine girildiğinde ilan edileceğini ifade ediyorlar.

Parlamento seçimlerine ilişkin “seçim ittifakı” konusunda ise somut bir karar alınması beklenmiyor, tıpkı aday ismi gibi bunun da seçim sürecine bırakıldığı ifade ediliyor. Ancak liderlerin, seçim işbirliği yapılması halinde ve ittifak seçeneklerine göre ne kadar milletvekili çıkarabileceklerine ilişkin saha analizlerini paylaşabileceklerine işaret ediliyor.

DEVA Partisi: Ortak iletişim stratejisi oluşturulsun

Toplantı öncesinde DEVA Partisi içinde yapılan değerlendirmelerde, parlamenter sistem, seçim güvenliği, geçiş süreci, kurumsal reformlar, ekonomi konularında hazırlanan çalışmaların, “muhalefetin cumhurbaşkanı adayının kim olacağı” tartışmasının gölgesinde kaldığı eleştirileri dile getirildi.

Edinilen bilgiye göre, Ali Babacan, bu çalışmaların kamuoyuna daha iyi duyurulabilmesi için 6 partinin ortak bir “iletişim stratejisi” oluşturması önerisini masaya taşıyacak. Toplantının ardından, liderler alınan kararları, ortak bildiriyle kamuoyuna açıklayacak.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

HDP’den 3. Yol Açıklaması: Barış Ve Demokrasi İçin Tek Çözüm Yoludur

HDP Sözcüsü Ebru Günay, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 3. Yol bu toprakların barış ve huzuru için gerçekçi tek yoldur. Emekten, kadından, doğadan, çoğulculuktan, inançlardan ve tüm kimliklerden yana demokratik bir değişimi ve dönüşümü, demokratik bir cumhuriyeti yaratmak gayesindedir” dedi.

Haber Merkezi / HDP’li Günay, açıklamasının devamında, “Bu amaçla tüm toplumsal ve siyasal muhalif kesimler; emek, barış ve demokrasi güçleri, aydınlar, sanatçılar, demokrat ve vicdan sahibi yurttaşlarla beraber yürüyor, üretiyor ve direniyoruz. İşte HDP’nin varlık gerekçesi budur!” ifadelerini kullandı.

HDP’nin “Çözüm Biziz, Sözümüz Var” sloganıyla 3 Temmuz’da gerçekleştireceği 5’inci Olağan Büyük Kongresi için hazırlıklar tamamlandı. HDP Sözcüsü Ebru Günay, kongrede HDP Eş Genel Başkanları seçimine ilişkin, “Mutabakat komisyonumuz ve parti kurullarımızdaki genel eğilim eş genel başkanlarımızın devamı yönünde. Sürpriz beklemiyoruz, HDP’de mutabakat önemli” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında kongre sürecine dair değerlendirmelerde bulundu. Günay özetle şunları söyledi:

“Türkiye’nin sorunlarının bu kadar ağırlaştığı, partimize yönelik saldırıların kesintisiz devam ettiği ve iktidarın partimizi ve demokratik siyaseti tasfiye ederek iktidarını ve ömrünü uzatmaya çalıştığı bir dönemde gerçekleştireceğimiz 5’inci Olağan Büyük Kongremiz Türkiye’nin temel sorunlarına çözüm yollarını gösterecek.

Bir taraftan sürekli milliyetçi-şoven hamaset üzerinden savaşı/yıkımı dayatan, halkın bütçesini mermilere harcayan, kendi varlığını ülkenin bekası diye pazarlayan, çürümüş-yozlaşmış-mafyalaşmış, tehdit ve şantajlarla ayakta durmaya ant içmiş bir iktidar gerçeği var, diğer taraftan da bununla etkili bir mücadele etmede iktidarın çizdiği sınırların dışına çıkamayan, kendi gündemini yaratma cesaretini gösteremeyen bir muhalefet var. Özünde iki taraf da bir çözüm gösteremiyor.

Haliyle iki çözümsüz taraf dışında, üçüncü bir seçeneğin var olduğunu biliyor ve tüm siyasal hattımızı, mücadele mirasımızı ortaya koyup, çözüm biziz diyoruz. 3. Yol bu toprakların barış ve huzuru için gerçekçi tek yoldur. Emekten, kadından, doğadan, çoğulculuktan, inançlardan ve tüm kimliklerden yana demokratik bir değişimi ve dönüşümü, demokratik bir cumhuriyeti yaratmak gayesindedir. Bu amaçla tüm toplumsal ve siyasal muhalif kesimler; emek, barış ve demokrasi güçleri, aydınlar, sanatçılar, demokrat ve vicdan sahibi yurttaşlarla beraber yürüyor, üretiyor ve direniyoruz. İşte HDP’nin varlık gerekçesi budur!

“Kararlılıkla mücadele ediyoruz”

Biz bu farkındalık ve kararlılıkla mücadele ediyoruz, Türkiye halklarının demokratik geleceğini inşa etme yolunda mücadelemizi yükseltiyoruz. Sokaklarda, işyerlerinde, meydanlarda, Meclis’te, zindanlarda ve iktidarın baskısını hissettirdiği bütün alanlarda kararlılıkla mücadele ediyoruz. Cumhuriyetin 2. yüzyılına girerken tüm toplumsal kesimler için tarihi dönemeçte olduğumuzun herkes farkında. HDP, bu kritik sürecin, bu kader anının çözüm gücüdür. HDP’nin tavrı, tutumu tüm bu siyasal ve sosyal gelişmeleri belirleyecek yegâne hakikattir.

3 Temmuz’da ki 5. Olağan Büyük Kongremiz için Hakkâri’den Edirne’ye, Ağrı’dan İzmir’e İstanbul’dan Amed’e dört bir taraftan yollarda olacağız. Akın akın Ankara’ya, kongre salonumuza yürüyeceğiz. Gençler enerjileriyle, kadınlar zılgıtlarıyla, emekçiler alın teriyle, çocuklar gülüşleriyle, kısaca rengarenk giysiler ve sözlerimizle kongre alanında olacağız. “Çözüm Biziz, Sözümüz Var” diyerek hazırlandığımız kongre sürecinde, HDP olarak 10.yılımızda daha güçlü olduğumuzu bize diz çöktürmeye çalışanlara bir kez daha göstereceğiz. HDP bu ülkenin demokratik mücadelesinin köşe taşıdır, temel direğidir, teslim alınamaz, diz çöktürülemez. 3 Temmuz da kara bulutları dağıtacağız, yeniden umudu büyüteceğiz, 8 Mart ruhunu, Newroz coşkusunu ve 1 Mayıs inadını şimdi 5. Olağan Büyük Kongremizde buluşturma zamanı diyoruz.

“HDP ve onun fikriyatında kararlıyız!”

5.Kongremiz şunu gösterecek; tek adama karşı halklar, havuz medyasına karşı özgür basın, faşizme karşı demokrasi, korkuya karşı cesaret bizimdir. Kutuplaşmaya karşı ortak yaşam, yandaşa karşı yurttaş ve tecride karşı özgürlük bizimdir. Bu kongrede neyin kararı alınacak diye merak edenlere, şimdiden söylemek isterim ki: Kentimizi ve kendimizi yönetmede, anlamlı bir yaşam isteğinde, onurlu bir barışta, ülkenin her sorununa dair çözümde, adalet ve eşitlikte, kısaca HDP ve onun fikriyatında kararlıyız! Bu kararlılığı ilmek ilmek örmenin kararlılığını göstereceğiz.

Kongremizde en büyük muhalefet partisi olarak söz kuracağız! Bu ülkenin sorunlarını gerçek anlamda çözecek tek parti olarak söz kuracağız! HDP bugün umut dolu yarınlar için, çocukların geleceği için direniyor ve her türlü baskı ve zora karşı yılmadan mücadele diyor. Bu inanç ve kararlılıkla, demokratik ve barış dolu bir gelecek inancıyla sokaklarda meydanlardayız. Tüm halklarımızı, demokrasi ve özgürlüğe inanan herkesi kongremize bir kez daha davet ediyorum, çünkü Çözüm Biziz, Sözümüz Var.”

Paylaşın

11 Vekile Ait Dokunulmazlık Fezlekeleri Meclis’te: 9 HDP, 1 TİP, 1 CHP

11 milletvekiline ait 16 dokunulmazlık dosyası daha Meclis’e gönderildi. Meclis Karma Komisyon’a gönderilen fezlekelerin 2’si Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık hakkında düzenlendi. Demokratik Bölgeler Partisi Genel Başkanı ve Diyarbakır Milletvekili Salihe Aydeniz ile CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ve 8 HDP Milletvekili hakkında da fezleke düzenlendi.

Haber Merkezi / Yasama dokunulmazlığının kaldırılması istenen HDP Milletvekilleri arasında Şanlıurfa Milletvekili Nusrettin Maçin hakkında 3, Şırnak Milletvekili Nuran İmir ile Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan hakkında 2, Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü, Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk, Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Tunceli Milletvekili Alican Önlü hakkında ise 1 fezleke Meclis’e geldi.

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın

‘Altılı Masa’nın Adayını Açıklayacağı Tarih Kulislere Sızdı

Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek’in bugünkü köşesinde aktardığına göre Akşener’in ev sahipliğinde yapılacak beşinci toplantının temel gündemini “aday” mevzusu oluşturacak. Liderlerin o gün “ortak aday” konusunu netleştirmesi bekleniyor.

Kılıçdaroğlu’nun ise yapılacak beşinci toplantıya son dönemde yaptırdığı kamuoyu araştırmalarının sonuçlarından oluşan bir raporla katılması bekleniyor.

“Edindiğim bilgiye göre o raporda, Meral Akşener’in sıkça ifade ettiği “13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacak” görüşünü destekleyen sonuçlar yer alıyor.” diyen Zeyrek, “Rapordaki bütün göstergeler, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın aday olacağı bir seçimi, her durumda kaybedeceğini gösteriyor.” ifadelerini kullandı.

CHP kulisleri hareketli

“Beşinci “Altılı Masa” toplantısında aday konusunda da ilginç bir karar çıkabilir.” diyen Zeyrek şu ifadeleri kullandı:

“CHP kulislerini yakından takip eden Politikyol.com Genel Yayın Yönetmeni Ali Haydar Fırat PolitikTV canlı yayınında ilginç bir kulis paylaştı.

Fırat’a göre, Millet İttifakı ortak aday belirleyecek ve adayın ismini 29 Ekim günü kamuoyuna duyuracak.

CHP’nin masaya getireceği raporda örtülü “aday Kemal Kılıçdaroğlu olmalı” mesajı da var gibi.

Ancak, öyle anlaşılıyor ki diğer beş lider ortak adayın Kılıçdaroğlu olması konusunda henüz hemfikir olmamış.

Altı parti de beşinci toplantıdan sonra 29 Ekim’e kadar kamuoyu yoklamalarını yoğunlaştıracaklar.

Millet İttifakı’nda Kılıçdaroğlu dışında Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun adaylığı da gündemde. Akşener her ne kadar “Başbakan” olmak istese de ittifakın aday adayları arasında görülüyor.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

HDP’li Sancar: İktidar Bloğunun Yolun Sonunu Gördüğü Açıktır

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sancar, çözülemeyen sorunlar üzerinden iktidarı eleştirerek, “Bu iktidar bloğunun yolun sonunu gördüğü açıktır, erimekte, çözülmektedir ama bunu yaparken ülkeyi çözmeye, toplumu çökertmeye çalışmaktadır” dedi.

Haber Merkezi / Sancar, konuya ilişkin konuşmasının devamında, “Alttan alta ‘kaybetseler de gitmezler’ sözleri yayılıyor. Bu kara propagandanın etkili olmadığını söyleyemeyiz. İnsanları karamsarlığa sevk eden faktörlerden biri de iktidarın yaymaya çalıştığı bu çaresizlik duygusudur. Bir diğeri de, güçlü alternatiflerin ortaya konmasında diğer muhalefet partilerin yetersizliğidir. Bu toplumun önüne gerçek çözüm, gerçek alternatif koyarsak bu iktidar açık ara kaybedecektir seçimi” ifadelerini kullandı.

Konuşmasında, 3 Temmuz’da yapılacak HDP 5. Olağan Kongresine çağrı yapan Mithat Sancar, “HDP ülkenin üzerinde dolaşan tüm kara bulutların dağıtıldığı gün olacak. Kobani kumpas davasına, kapatma davasına, yoldaşlarımıza, tüm muhaliflere karşı düzenlenen operasyonlara tüm coşkumuzla vereceğiz. Bizi yok etmeye çalışanlara bizsiz bir ülke tasarlayanlara kongremiz en güçlü cevabı verecek. Biz büyük bir yer yüzü sofrası kuruyoruz, bu sofraya, bu topraklarda yaşayan tüm insanları davet ediyoruz. Hep birlikte bu sofrada buluşalım” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Sancar’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle;

“3 Temmuz, HDP ülkenin üzerinde dolaşan tüm kara bulutların dağıtıldığı gün olacak. Kobani kumpas davasına, kapatma davasına, yoldaşlarımıza, tüm muhaliflere karşı düzenlenen operasyonlara tüm coşkumuzla vereceğiz. Bizi yok etmeye çalışanlara bizsiz bir ülke tasarlayanlara kongremiz en güçlü cevabı verecek. Biz büyük bir yer yüzü sofrası kuruyoruz, bu sofraya, bu topraklarda yaşayan tüm insanları davet ediyoruz. Hep birlikte bu sofrada buluşalım.

Partimizi yalnız bırakmamış tüm yoldaşlarımız zaten orada olacaklar ama esasen partimizin kapısını çalmamış, çeşitli nedenlerle partimize karşı önyargılar beslemiş, demokrasiye inancı olan herkesi bu kongrede bir araya gelmeye çağırıyoruz. Gelin, bize yakından bakın, gördüğünüz şey dostluk ve dayanışma olacaktır.

Bu iktidar bloğunun yolun sonunu gördüğü açıktır, erimekte, çözülmektedir ama bunu yaparken ülkeyi çözmeye, toplumu çökertmeye çalışmaktadır.

Alttan alta ‘kaybetseler de gitmezler’ sözleri yayılıyor. Bu kara propagandanın etkili olmadığını söyleyemeyiz. İnsanları karamsarlığa sevk eden faktörlerden biri de iktidarın yaymaya çalıştığı bu çaresizlik duygusudur. Bir diğeri de, güçlü alternatiflerin ortaya konmasında diğer muhalefet partilerin yetersizliğidir. Bu toplumun önüne gerçek çözüm, gerçek alternatif koyarsak bu iktidar açık ara kaybedecektir seçimi. Sorumluluğumuz büyüktür, bunun farkındayız. Bu farkındalık ile kongreye gidiyoruz. Halklarımız da bunu görüyor.

Yayınlanan anketleri bir kenara bırakıyorum, ama anketler yerine sokağa kulak verin, pazarlara bakın. Yoksulluğa, işsizliğe, acılı yüreklere bakın.

Tartışmaların tamamında ve bütün siyasi aktörlerin gündeminde biz varız. Neden gündemde olduğumuzu da biliyoruz. Bu ülkede, 100 yıllık kanlı kısır döngüyü önleyecek gerçek alternatif buradadır, HDP’dedir.

İktidar, HDP’nin gücünün ne olduğunu biliyor. Herkes oy oranımızın gelecek seçimlerde belirleyici olacağını saklayamıyor. Bizim gücümüz sadece oyumuzda değil, fikriyatımızdadır. Bizim gücümüz, siyasaldır, bu doğru siyaset ve bu güçlü fikriyat aynı zamanda büyük bir halk desteğini de yaratmaktadır. Bu kadar büyük saldırıya, kara propagandaya, nefret söylemine rağmen gücü artan bir parti bu gücü nereden alır? Haklılığından… Haklılığımızdan alıyoruz gücümüzü… Bu toplumun geleceğini savunma irademizden alıyoruz. Bizim dışımızda kalan güçlerin, kısır çekişmeleri ile bu ülkeyi düzlüğe çıkaramayacağını görenlerden alıyoruz. Herkesin onuru ile yaşayacağı bir ülkeyi arzuluyoruz.

İktidar o nedenle durmadan saldırıyor, bu fikriyata, bu güce saldırıyor ama nafile. Başaramayacaklar, bizler başaracağız.

Seçim yaklaştıkça Kürtler başta olmak üzere HDP’lileri hatırlayanlar artıyor. İktidarı söyledik, iktidar dışında kalanlar da HDP üzerinden hesaplar yapıyorlar. Seçim dönemi Kürtleri ve HDP’yi hatırlayanlara bakın, bunların yaptıkları şey Kürtlere bir sayı olarak bakmaktır. Oysa biz Kürtlerin ve HDP’nin temsil ettiği kitlenin bir sayı olmadığını, özne olduğunu, bu ülkenin kurucu gücü olduğunu savunuyoruz ve bunu temsil ediyoruz. Kürtler sayı değildir, kimse Kürtleri oy hesabında basit bir rakam olarak görme yanılgısına düşmesin. Büyük bedeller ödeyerek büyük birikim yaratan bir halkın buna cevabı ağır olacaktır. Kimse sayıya indirgemesin, oy hesabı ile yaklaşmasın.”

Paylaşın

‘Altılı Masa’ Anayasa Değişikliği İçin Bir Araya Geliyor

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışmalarını sürdüren 6 muhalefet partisinin genel başkanları 3 Temmuz Pazar günü beşinci kez bir araya geliyor. Toplantının gündeminde Anayasal ve Yasal Çerçeve Hazırlık Komisyonu’nun pazar gününe kadar tamamlamayı hedeflediği ortak metnin olması bekleniyor.

Komisyon, bir süredir Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için hazırlanan ortak metinde belirlenen ilke, esas ve kuralların anayasaya uygun hale getirilmesine yönelik çalışma yürütüyordu.

Anayasa Komisyonu, 3 Temmuz’a hazırlanıyor

DW Türkçe’den Eray Görgülü’nün toplantıya dair aktardığı habere göre, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya, Demokrat Parti Genel Sekreteri Serhan Yücel, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serap Yazıcı ve DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu’ndan oluşan komisyon, çalışmasını büyük oranda tamamladı.

Önümüzdeki birkaç gün içerisinde üç ya da dört toplantı daha yapacak olan komisyon, ortak metni liderlerin görüşüne sunulmak üzere hazır hale getirmeyi hedefliyor. Pazar gününe kadar hazırlanacak olan ortak metinde anayasanın ilk 75 maddesinde değişiklik öngörülmedi.

Yürütülen çalışma ile anayas’nın yasama, yürütme ve yargıyı düzenleyen bölümlerinde değişiklikler yapılması hedefleniyor. Bu çerçevede Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metninde ilan edilen düzenlemelere yönelik Anayasa’nın 60’a yakın maddesinde değişiklik öngörülecek. Değişiklikler, cumhurbaşkanının görev ve yetkilerinden başbakanlık ve bakanlar kurulunun yeniden hayata geçirilmesinin yanı sıra HSK’nın yapısı, Danıştay ve Sayıştay gibi kurumların yapılandırılması gibi düzenlemeleri kapsayacak.

400 bulunsa da referanduma götürülebilir

Mevcut sistemde anayasa değişikliğinin referanduma gitmeden kabulü için en az 400 milletvekilinin oyu gerekiyor. Değişikliğin referanduma götürülmesi için ise en az 360 milletvekilinin oyuna ihtiyaç duyuluyor. Yapılan değerlendirmelerde muhalefetin, Meclis üye tam sayısının 3’te 2 çoğunluğu olan 400 milletvekiline ulaşması durumunda dahi, düzenlemelerin yürürlüğe girmesi için referanduma gidilebileceği görüşü öne çıkıyor.

Geçiş sürecinde Cumhurbaşkanı yardımcılıkları ne şekilde olacak?

Kulislerde, altılı masayı oluşturan liderlerin kabinede cumhurbaşkanı yardımcısı olarak görev almasının da geçiş süreci seçenekleri arasında değerlendirildiği ifade ediliyor. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener başbakan adayı olduğunu açıklamıştı, ancak geçiş süreci tamamlanana kadar başbakanlık müessesi kurulamayacak. Bu nedenle yeni sisteme geçene kadar Akşener’le birlikte ittifakta yer alması muhtemel liderlerin cumhurbaşkanlığı yardımcısı olarak görev yapacağı bir model üzerinde çalışılıyor.

Altılı masa ilk olarak Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçişte uyulacak ilke ve esasların belirlendiği mutabakat metnini, ardında da kurulan Seçim Güvenliği Komisyonu ile Kurumsal Reformlar Komisyonu hazırladıkları raporları kamuoyu ile paylaşmıştı.

Paylaşın

HDP’li Beştaş’tan Ek Bütçe Eleştirisi: İflas Bütçesi

HDP Grup Başkanvekili Beştaş, Meclis’te yaptığı basın toplantısında, iktidarı ekonomi üzerinden eleştirerek, “17 Aralık’ta bütçe görüşülürken bu bütçe bu enflasyon karşısında kesinlikle bu yılı götüremez dedik, daha biz konuşurken kadük hale geldi. Şimdi söylediklerimizin altına imza atmış oldular. Bu sürede kur korumalı mevduat, GES ve birçok yeni düzenleme yaptılar kendilerince ama düzeltmediler.” dedi.

Haber Merkezi / Beştaş, açıklamasının devamında, “İktidarın iflasından sonra konkordato ilanına az kaldı sırada o var. İktidar bunu da ilan edecek. Halkın şunu bilmesini istiyoruz. Şu anda iktidar yönetemediğini ilan ediyor. Biz ilk seçimde onları göndereceğiz, bu süre içerisinde halkın acı çekmesini kabul edemiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te yaptığı basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Danış-Beştaş, şunları söyledi:

Biliyorsunuz daha önce AKP hükümeti İhvancılarla iş tuttu, Trablus hükümeti vardı, şimdi onun yerine geçici birlik hükümeti yerini almış durumda. Bu tezkerenin görüşüldüğü dönemde AKP iktidarının bölgesel barışa ve istikrara dair hiçbir şey yapmadığını gördük. Diğer taraftan İsviçre Finlandiya meselesi gündemdeki yerini koruyor.

Türkiye uluslararası standartlara uymak yerine kendi “terör” algısını ve yaklaşımını dış dünyaya kabul ettirmeye çalışıyor. İsveç ve Finlandiya’ya hak ve hukuka yaklaşımınızı, adalet anlayışınızı kırpın kesin, bunların yerine bizim algımızı kabul edin diyorlar. Tabii ki İsveç ve Finlandiya’nın ya da bir AB ülkesinin bunu kabul etmesi mümkün değil. Bu yaklaşım Türkiye’yi NATO içinde de yalnızlaştırmaya devam ediyor.

Bunun haricinde Saray rejimi ile Suudi Arabistan yönetiminin demokrasi karşıtı tüm konularda birbirlerine ne kadar benzediklerini yakından izliyoruz.

İstanbul’un göbeğinde işlenen Kaşıkçı cinayetinin Suudilerle ortaklaşa nasıl sümen altı edildiğini ibretle ve dehşetle gördük. Yargının iktidarın hizmetinde olduğunu her zaman söylüyoruz. Burada bir kez daha somut bir şekilde ispatlandı. Kaşıkçı davası paket edildi ve faillere cinayet dosyası teslim edildi. Bu da siyasi ve hukuki olarak ne kadar ilkesiz ve omurgasız olduklarını ilan etmelerinin başka bir yoluydu.

“Akaryakıtta ÖTV kaldırılsın”

Ulaşım sektöründe tam bir vahamet var. hiç kimse bu yaz tatile gidemeyecek, bayramda ailesini ziyaret edemeyecek, bir yıl içinde akaryakıt fiyatları yüzde 300 artmış durumda, motorin 30 TL oldu. İstanbul-Diyarbakır arası otobüs fiyatı 600 TL, 4 kişilik bir ailenin gidiş dönüş masrafı için 4800 TL para ödemesi gerekiyor. İstanbul-Diyarbakır arası uçak bileti fiyatları 1500 TL, dün uçakla geldim.

Sözde vekillere bir standart belirleniyor her havaalanına gittiğimde uçak bilet fiyatları 100 TL artmış oluyor. En son 680’e uçmuştum, dün 800 TL’ye uçtum. Bu bize yapılan ayrıcalığı da yapmasınlar. Vatandaş 1500’e uçuşuyorsa bizde uçalım. 200’den 800’e gelmişse vatandaş 300’den 1500 TL’ye gelmiş bir uçuş fiyatı var. Bu rakamları karşılayabilecek bir tek kesim var o da AKP eliyle yaratılan yüzde 1’dir. Artık otobüs firmaları, nakliyeciler, taksi esnafı, okul servisleri kontak açmak bile istemiyor. Akaryakıtta ÖTV’nin kaldırılmasını istiyoruz, asgari ücretin mutlak suretle belirlenmesini istiyoruz.

Bu ek bütçe değil iflas bütçesi”

Bir ek bütçe var yarın Genel Kurul’a gelecek hakikaten ne desek az kalır! Aralıkta görüştüğümüz temel bütçede 1 trilyon 750 milyar TL idi bütçe tutarı, ek bütçe 1 trilyon 83 milyar TL. Ne kadar fark, sapma var? Yüzde 73. Bütçe görüşmeleri ve kanunun kabulü Meclis’in en önemli çalışmasıdır.

Daha önemli bir iş yoktur. Bütçeler hükümet düşüren kanundur. Halka hesap vermenin temel göstergesidir. Şimdi iktidar ilk 6 ayda yüzde 73 açık vermiş vaziyette halkın vergileriyle. 1 trilyon 83 milyar TL’ye dair ek bütçe yapıyor. Bunu yaparken içtüzük, Anayasa, yasa dinlemiyor, siyasi etik dinlemiyor. 3 ayda gece gündüz kabul edilen bütçeyi 1 günde bir torba kanun olarak Plan Bütçe Komisyonunun önüne getirdiler.

Nasıl olabilir? Bu irade hırsızlığıdır. Milletvekilleri yok, bakanlar yok, sadece Nebati var Hazine ve Maliye Bakanı. Diğer bakanlar orada yok, Saray temsilcisi yok. Bütçe kanunu olarak görüşülüyor, torba kanun olarak görülüyor adına ek bütçe deyip alelacele geçirmeye çalışıyorlar. Saray’ın yarattığı kara deliği kapatmaya yönelik olduğunu biliyoruz. Bunun bir iflas bütçesi olduğunu söylememe gerek yok. İflas bayrağını çektiler.

Ekonominin çökmesine dair Genel Kurul’a her hafta farklı konularla önergeler getiriyoruz, hepsini reddediyorlar. Peki, Meclis ekonomik buhranın nedenlerini araştırmayacak da ne iş yapacak hakikaten? Hiçbir iş yapmayacak. İktidarın günlük ihtiyacına göre önümüze getirdiği kanunları kabul ettiriyorlar oy çoğunluklarıyla. Ek bütçe usulsüz Anayasaya aykırı ve tamamen irade hırsızlığının ve bakanların, Meclis’in gaspı anlamına geliyor. Bu yöntemin yenilir yutulur bir tarafı yoktur. Biz Genel Kurul’da en net ve sert muhalefeti yapacağımızı söylüyoruz. Bu şekilde kabulünü kesinlikle kabul edemeyiz, karşısında duracağız.

Diğer yandan bu ekonomik modellerinin de nasıl iflas ettiğini ilan ettiler. Güven veren bir iktidar olmadıklarını bu bütçe açığı ile ilan etmiş oluyorlar. Ülkede sadece bütçe açığı yok ki; hukuk açığı var, demokrasi açığı var, hak ve özgürlük açığı var. Her konuda bir batış var ve ekonomi bunların başında geliyor.

17 Aralık’ta bütçe görüşülürken bu bütçe bu enflasyon karşısında kesinlikle bu yılı götüremez dedik, daha biz konuşurken kadük hale geldi. Şimdi söylediklerimizin altına imza atmış oldular. Bu sürede kur korumalı mevduat, GES ve birçok yeni düzenleme yaptılar kendilerince ama düzeltmediler. İktidarın iflasından sonra konkordato ilanına az kaldı sırada o var. İktidar bunu da ilan edecek. Halkın şunu bilmesini istiyoruz. Şu anda iktidar yönetemediğini ilan ediyor. Biz ilk seçimde onları göndereceğiz, bu süre içerisinde halkın acı çekmesini kabul edemiyoruz. “

Paylaşın

HDP’li Buldan: AKP İle Anlaşma Yapmadık, Yapmayız

HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “AKP ile HDP kapalı kapalı kapılar ardında bir araya geliyor, Sayın Öcalan ile bir görüşme yapıyor ve kamuoyundan gizleniyor gibi yansıtılmaya çalışılıyor. Biz AKP ile hiçbir konuda anlaşma yapmadık.” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Urfa İl Örgütü Kongresinde konuştu. “HDP’nin yasak ve baskılara karşı mücadelesini büyüttüğünü” belirten Buldan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Bugün HDP’nin en belirgin ve belirleyici olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Tüm gözlerin HDP’nin üzerinde olduğu bir dönemden geçiyoruz. Şimdi herkesin gözü HDP’nin üstünde, çünkü seçimler yaklaşıyor, çünkü bu ülkeyi yönetenler bir kez daha iktidara gelmek için yeni komplolar, başka başka spekülasyonlar ve bu halk üzerinde oynanacak oyunları devreye koymaya çalıştığını biliyoruz.

Bir kez daha söylüyoruz, HDP olmadan gelecek olmaz, siyaset olmaz, parlamento olmaz, HDP olmadan yeni bir yaşam asla olmaz. Biz bu anlayışla yeni döneme hazırlanıyoruz.

“AKP içinde kırılmalar var”

Şu günlerde özelliklere AKP içinde büyük kırılmaların, anlaşmazlıkların ve çatlakların yaşandığını biliyoruz. Cumhur İttifakı’nın içinde de Millet İttifakı’nın içinde de büyük anlaşmazlıkların, çatlakların olduğuna her gün tanıklık ediyoruz.

Peki, niye böyle ayrışma yoluna gidiliyor, bu ülkede Kürtleri kim inkar ederse, Kürtlerin hakların kim tanımazsa, dillerini kim yasaklarsa onun bir kez daha iktidara gelme şansı yoktur, olamaz. İşte AKP şu anda yaşadığı bütün bu anlaşmazlıkların sebebinin Kürtlere yaklaşımı olduğunu çok iyi bilmelidir.

“AKP güvenlikçi politikalarla çözüm arıyor”

Sorunların çözümünde diyalog ve müzakerenin önemli oluğunu her fırsatta söyledik, bir kez daha ifade etmek isterim ancak AKP zihniyeti sorunları diyalog ve müzakere dışında operasyon ve güvenlikçi politikalarla çözme yolunu tercih ediyor. Bunu tercih etmelerinin nedeni de elbette bir kez daha iktidar olabilme ve kendi koltuklarını sağlama alma zihniyetinden kaynaklandığını biliyoruz.

“Öcalan’a tecrit sürüyor”

İmralı Adası’nda Sayın Öcalan’a karşı mutlak bir tecridin devam ettiğini hepimiz görüyoruz. Bugün bir kez daha Öcalan’ın ailesi ile görüşme yapmasına dair 3 aylık bir yasak daha getirildi. Sanki bir görüş varmış gibi, düzenli bir gidiş geliş varmış gibi, bir kez daha basına yansıyan 3 aylık bir aile görüşüne yasak getirildi.

“Öcalan ile görüşmeler yok”

2015 yılından beri düzenli olarak yapılan bir aile görüşü yok. 2015 yılından beri düzenli yapılan bir avukat görüşü, bağımsız heyet görüşü yok. Son günlerde yazılan çizilen medyada konuşulan bir şey var. O da yeni bir çözüm sürecinin başlayıp başlamama meselesi.

AKP ve HDP arasında gizli bir anlaşma var mı yok çokça konuşulduğu bir dönem. Sanki AKP ile HDP kapalı kapalı kapılar ardında bir araya geliyor, Sayın Öcalan ile bir görüşme yapıyor ve kamuoyundan gizleniyor gibi yansıtılmaya çalışılıyor. Şunu özellikle ifade etmek isterim.

“Dokunulmazlıkları kaldıranlar AKP ile ortak”

Biz AKP ile hiçbir konuda herhangi bir konuda bir anlaşma yapmadık, yapmayız. AKP ile anlaşma yapanlar bellidir. Milletvekillerimizin dokunulmazlığının kaldırılmasında AKP ile birlikte ellerini havaya kaldıranlar AKP’nin ortakladır. Tezkerelerde AKP ile birlikte evet oyu kullananlar AKP’nin ortaklarıdır.

AKP’nin bütün hukuksuzluklarının altına imza atanlar, AKP’nin her türlü hukuksuzluğunun yanına boncuk gibi dizinlerler AKP’nin gerçek ortaklarıdır. Biz barış meselesinden samimiyiz, ülkeye barışın gelmesi, hüküm sürmesi için çok samimi çok cesaretli ve çok haklı bir yerden politikalarımızı sürdürüyoruz.

“Kimse HDP’yi suçlamasın”

Çünkü barış programımızdır, mücadelemizdir, ilkemizdir. Şunu da açık yüreklilikle iade etmek isterim ki Türkiye’de barışa, demokrasi, insan hakları ve adalet dair AKP iktidarının herhangi bir şekilde adım atmadığını biliyoruz. Bunun için hiç kimse HDP’yi suçlamasın.

Hiç kimse HDP’nin Türkiye haklarına rağmen Kürtlere rağmen farklı bir yol yöntem izleyeceğini düşünmesin. Biz ne yapacaksak sizlerle birlikte yapacağız. Biz ne yapacaksak, ne karar alacaksak sizlerle birlikte yapacağız. Buna kimsenin kuşkusu olmasın. Bu ülkenin Kürt sorunun demokratik yöntemlerle çözülmesine, adalete büyük ihtiyacı var.

3 Temmuz’da büyük kongre

3 Temmuz’da Ankara da büyük kongremize gerçekleştireceğiz, büyük kongremize bir kez daha adalet olan güvenimiz barışa olan ihtiyacı, özgürlüklere olan ihtiyacımızı hep birlikte kongre salondan haykıracağız. Urfa’dan büyük bir katılımın olacağını, sizin de katkı ve emeğinizin olacağını biliyoruz. Hepimizin yolu açık olsun, mutlaka kazanacağımızı, büyük bir zaferle barışı getireceğimizin herkesin bilmesini istiyorum. Serkeftin diyorum.”

Kongre, faaliyet raporlarının okunmasıyla devam etti. Ardından gidilen seçimde, HDP Urfa İl Eşbaşkanlığına Ahmet Atış ve Aliye Kızıldamar seçildi.

Paylaşın