Partisinin 4’üncü olağanüstü kongresinde konuşan Mithat Sancar, “Sevgili yoldaşlarım, değerli halkımız başarmak zorundayız. Bu ülkeyi kanlı döngüden, karanlık girdaptan çıkaracak irade de güç de buradadır. Bu mücadelenin her düzeyde bir neferi olarak bundan sonra da elimden gelen her türlü çabayı sizlerle, halkımızla birlikte harcamaya devam edeceğim. Görevin her türlüsü kutsaldır. HDP Eş Başkanlığı da onurlu bir görevdir. Bu onurlu görevi üstlenecek arkadaşlarımı şimdiden tebrik ediyorum” dedi ve ekledi:
Haber Merkezi / “Bundan sonra mücadeleyi birlikte yürüteceğimiz arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Halkımız en küçük bir karamsarlığa kapılmasın. İktidar bu seçimleri bahane ederek umutsuzluk, karamsarlık ve yılgınlık yaratmaya çalışıyor. Umutsuzluk, karamsarlık, yılgınlık tek bir yere gider, teslimiyete gider. Teslimiyet yok, sonuna kadar mücadele var! Sonuna kadar, başarıya kadar mücadele var! Zindanlardaki yoldaşlarımız için, bedel ödeyen bütün insanlarımız için, sürgündeki arkadaşlarımız için, bu ülkede yaşayan bütün insanlarımız için mücadelemizi yürütüyoruz.”
Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) devam eden kapatma davasının yarattığı risk nedeniyle siyasi çalışmalarına Yeşil Sol Parti çatısı altında sürdürecek olan Halkların Demokratik Partisi (HDP), 4’üncü olağanüstü kongresini Ankara’da, Dünya Ticaret Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Kongrede eş genel başkanlık için aday olmayan Pervin Buldan ve Mithat Sancar, birer konuşma yaptılar. Pervin Sancar, konuşmasında şunları söyledi: “Dördüncü Olağanüstü Kongremize hoş geldiniz. Ez we hemuyan bi dilgermi slav dikim hun hemû bi xêr hatin serseran serçavan hatin.
On bir yıl önce başlayan HDP’nin yolculuğu büyük zorluklara ve engellemelere rağmen devam etti, engelleri aşmayı bildi, yollar tıkandığında yeni yollar açmayı başardı. Bunu geçmişten aldığı büyük mücadele tecrübesi ve siyasi birikimle gerçekleştirdi. HDP kökleri derinlerde olan bir fikriyat ve harekettir.
Bedellerle, azimle ve inançla yürünen yol şimdi yeni bir aşamaya gelmiştir. Bu yeni aşama önemli sorumlulukları ve görevleri de hepimizin önüne koyuyor. Türkiye’de de giderek kurumsallaşan ve bunun için çaba harcamaya devam edeceğini her fırsatta ortaya koyan otoriter, baskıcı, sömürücü, inkarcı rejime karşı en güçlü mücadele ve umut merkezi HDP’dir, HDP fikriyatıdır, burada yaşayan ruhtur.
Son seçimlerde aldığımız sonuçların bizleri başarılı göstermeyeceğinin farkındayız, farkındaydık. Hedeflerimiz vardı, hedeflerimize ulaşamadık. Hedeflerimize ulaşamamış olmanın muhasebesini yapmak bir tarihsel, ahlaki, vicdani ve siyasi mecburiyetti. Seçimlerin hemen ertesinde halklarımıza verdiğimiz sözü yerine getirmek için elimizden gelen çabayı harcadık.
15 Mayıs sabahı dedik ki bir muhasebe, eleştiri-özeleştiri süreci başlayacaktır ve bu yol kongreye giden bir süreç olarak işleyecektir. Bunu 15 Mayıs sabahı söyledik. Bu sürede bütün parti çalışanlarımız ellerinden gelen gayreti yürüttüler. İl ve ilçe örgütlerimizle, halkımızla, çeşitli çevrelerle buluşarak değerlendirmeler yaptık.
Yenilenmeye, yeniden daha güçlü bir mücadele hattı oluşturmaya mecburuz. Çünkü bu ülkeye demokrasiyi, adil barışı, demokrasiyi, özgürlüğü, eşitliği getirecek başka bir güç, adres, dinamik ve birikim yoktur. O nedenle sorumluluğumuz büyük, görevimiz ağırdır. Bundan önce de çeşitli engeller ve zorluklarla karşılaştık.
Bu zorlukların tamamı bizim dışımızda bu fikriyatı boğmaya çalışan güçlerin işbirliği ile devreye sokuldu. Bizler de kendi iç birliğimizi koruyarak ve en geniş kesimlerle buluşarak, bütün bu kuşatmaları yarmaya bildik, başardık. Eksiklerimiz, yanlışlarımız, yetersizliklerimiz oldu. Bunları göz ardı edecek değiliz ama bütün bunları bir arada değerlendirerek ancak doğru yolu ve mücadele hattını oluşturabileceğimizi de biliyoruz.
HDP fikriyatı bu ülkeye, Ortadoğu’ya ve hatta dünyaya örnek olacak özelliklere sahiptir. Bütün farklıkları eşit bir şekilde bir araya getiren büyük bir mücadele birlikteliğinin adıdır HDP. Farklılıklarımız zenginliğimizdir. Farklılıklarımızı aynılaştırmak söz konusu olamaz.
Bileşenlerimizle, bireylerimizle, bütün mücadele arkadaşlarımızla farklılıklarımızı koruyoruz ama aynı hedefler, aynı ilkeler, aynı değerler etrafında yürümeyi de biliyoruz. İşte HDP’nin büyüklüğü ve biricikliği esas olarak buradan geliyor. HDP bir arada durmaz yürümez diyenler, hep bu planların peşinde koştular. Çünkü biz bu ülkeyi de HDP fikriyatının yaşandığı bir geleceğe taşımak için yola çıktık.
Bu kongre başlattığımız sürecin finali değildir, bu kongre başlattığımız muhasebe süreci duraklarından biridir. Bundan sonra birikimimizi, mücadele tecrübemizi ve güçlerimizi Yeşil Sol Partiye yığacağız ama ruh olarak da kurum olarak da buradayız, HDP’deyiz. HDP’nin ruhu başka yerlerde yeniden doğmayı başaracak şekilde güçlüdür, köklüdür ve onu savunanların inancıyla büyüme konusunda en ufak bir sıkıntıya asla gelmeyecektir.
Büyüyeceğiz, büyümek zorundayız. Zam, zulüm, zindan rejiminin bu ülkeye yaşattığı bütün kötülüklere karşı toplumsal mücadele alanları bizleri bekliyor. Bundan sonra çeşitli toplumsal kesimlerle, bütün toplumsal mücadelelerle şimdiye kadar yeterince başaramadığımız birlikteliği kurmak en önemli hedefimiz olmalıdır. HDP’ye yönelik eleştirilerin, bu süreçle ilgili çeşitli değerlendirmelerin önemi var.
Bunların hepsini dikkate alıyoruz ancak unutmayalım ki samimi, geliştiren, mücadele leye katkı sunmak isteyen eleştiriler değerli ve bize yol gösterir. Ama bu fikriyata yönelik çeşitli çevrelerin sahneye sokmaya çalıştığı planlar da gerçektir. Bunlara karşı uyanık olmak bizim yolumuza devam etmemizin şartıdır. Çeşitli kesimlerden estirilen rüzgarlara karşı dimdik ayakta duran HDP ağacını korumak hepimizin borcudur, sorumluluğudur. Bu, ülkeye ve halklara karşı en büyük görevimizdir.
Büyüyeceğiz, birleşerek büyüyeceğiz. Birleşme, ittifak kurma ve buluşma konusunda eksiklerimizi yeniden masaya yatırarak değerlendireceğiz. Yollarımızı yeniden inşa edeceğiz. Büyümek ve ortak mücadeleyi en üst noktaya taşımak bizden başka hiçbir gücün başaracağı bir hedef değildir. Bu ülkeye barış için, demokrasi için, adalet için yola çıktık. Onurlu ve adil barış en önemli hedefimizdir.
Tam bu nedenle başta divanın ve Sevgili Eş Genel Başkanım Pervin Buldan’ın da ifade ettiği gibi bu kongreyi Barış Annelerimize ithaf ediyoruz. Barış Annelerimizin mücadelesini başarıya ulaştırmak için bu kongreyi bir dönüm noktası olarak görüyoruz. Özellikle kazada hayatını kaybeden -kaza demeye dilim varmıyor, olayın gelişimine baktığımızda zulmün yarattığı kayıplarla karşı karşıyayız- hem Adalet Safalı annemiz, hem Sosin Akçelik annemiz, hem de onun oğlu Cihan Akçelik tam da bu zulüm düzeninin yarattığı yollarda hayatlarını kaybettiler.
Ne için, barış için. Onurlu barış için. Diyoruz ki bu kongreyi de mücadelemizi de barış için direnen Barış Annelerine, barış için mücadele eden annelere, bütün annelere ithaf ediyoruz. Bu ülkeye barışı, annelerin kararlı iradesi getirecektir. Barış kadınların, emekçilerin, gençlerin, bütün inanç kesimlerinin ortak mücadelesi ile gelecek. Barış ihsan edilmez, barış mücadeleyle tabandan kurulur. Barış büyük toplumsal birlikteliklerle kurulur. Biz bu büyük toplumsal birlikteliğin ve ondan doğacak sinerjinin üzerine kuracağız. Demokrasi, özgürlük, eşitlik tam da bu yolla gelecektir.
Bu kongre bir muhasebe sürecinin durağıdır, yenilenme çalışmalarının bir önemli virajıdır. Önümüzde başka kongreler de var. Yeşil Sol Partinin kongresi de aynı şekilde bir dönemeç ve dönem olacaktır. Bu süre kongrelerle sona ermeyecektir. Bizler toplumla, halkla siyaset yapmak konusunda hangi eksiklere düşmüşsek şimdiye kadar yaptığımız toplantılarda olduğu gibi konferans ve kongrelerde de tartışacağız. Eğer siyaseti halkla birlikte yürütmeyi başaramazsak, düzen partilerinin yaşadığı bütün tuzaklar bizim de karşımıza çıkacaktır.
Biz politik ilkelerimiz kadar etik değerlerimizle de varız. Biz hedeflerimiz kadar siyaset tarzımızla da varız. Sorumluluklarımızın gereklerini yerine getirmek konusunda hiç kimsenin itiraz edemeyeceği sağlam bir politik ve etik zemin yaratmak zorundayız. Türkiye ve dünya siyasetine örnek oluşturacak bir fikriyat önümüzde duruyor ve bu HDP’dir. Türkiye’de siyaset yapmak konusunda bir örnek oluşturmak zorundayız. Bizler siyaseti etik ve ahlaki değerlerle, politik hedeflerle bütünleştirerek yürütmenin örneğini ortaya koyuyoruz. Bunu daha da güçlendirmek bu ülkede aydınlığa, barışa ve özgürlüğe giden yolun vazgeçilmez şartıdır.
“Bizler birer nefer olarak mücadele devam edeceğiz”
30 yıllık akademik hayatımdan sonra 7 Haziran 2015 seçimleri için gelen daveti kabul ederek aktif siyasete partimizde başladım. Amaç 30 yıllık akademik hayatımda çalışmalarımın neredeyse tamamını hasrettiğim barış, çözüm, demokrasi ve insan hakları konusundaki emeklerimi ve birikimimi ne kadar varsa buraya aktarmaktı. Amaç HDP’de bu birikimi bir yere oturtmak ve bir nebze katkı sunmaktı.
Bu benim ahlaki, vicdani ve siyasi sorumluluk olarak kabul ettiğim bir görev olmuştur. Çözüm için çalışmalar yürüttüm. Adil çözüme demokrasi ile birlikte ulaşılması için çalışmalarımı ulusal ve uluslararası alanda yürüttüm. Ancak vekil olarak seçildikten sonra büyük bir paradoksla karşı karşıya kaldık. Çözümsüzlüğün dibe vurduğu, çözümsüzlük politikalarının en ağır noktaya taşındığı, savaş konseptinin ve çöktürme planlarının, tecridin en koyu şekilde uygulandığı bir döneme girdik.
Tam da böyle bir dönemde 2020 kongresinde eş genel başkanlık için gelen teklifi de aynı sorumlulukla kabul ettim. Bu görevi ahlaki ve siyasi sorumluluğun bir gereği olarak kabul ettim. Sizlerle birlikte elimden geleni yapmaya çalıştım. Bu onurlu bir görevdir. Sizlerle, halkımızın birikimi ve mücadelesiyle buluşmak, 30 yılda öğrenemediklerimi öğrenmemi sağladı. Çok şey öğrendim. Bundan sonra artık görev başka arkadaşlarımızda. Bizler birer nefer olarak bu mücadelede aynı sorumluluk bilinciyle devam edeceğimize söz veriyoruz.
Sevgili yoldaşlarım, değerli halkımız başarmak zorundayız. Bu ülkeyi kanlı döngüden, karanlık girdaptan çıkaracak irade de güç de buradadır. Bu mücadelenin her düzeyde bir neferi olarak bundan sonra da elimden gelen her türlü çabayı sizlerle, halkımızla birlikte harcamaya devam edeceğim. Görevin her türlüsü kutsaldır. HDP Eş Başkanlığı da onurlu bir görevdir. Bu onurlu görevi üstlenecek arkadaşlarımı şimdiden tebrik ediyorum. Bundan sonra mücadeleyi birlikte yürüteceğimiz arkadaşlarımıza başarılar diliyorum.
Halkımız en küçük bir karamsarlığa kapılmasın. İktidar bu seçimleri bahane ederek umutsuzluk, karamsarlık ve yılgınlık yaratmaya çalışıyor. Umutsuzluk, karamsarlık, yılgınlık tek bir yere gider, teslimiyete gider. Teslimiyet yok, sonuna kadar mücadele var! Sonuna kadar, başarıya kadar mücadele var! Zindanlardaki yoldaşlarımız için, bedel ödeyen bütün insanlarımız için, sürgündeki arkadaşlarımız için, bu ülkede yaşayan bütün insanlarımız için mücadelemizi yürütüyoruz. Yolumuz açık olsun. Başaracağız. Serkeftin hevalno!”