HDP Kendi Adayını Çıkaracak Mı? HDP’li Saruhan Oluç Açıkladı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demokrat Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi,  Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve İYİ Parti’den oluşan Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu olduğu açıklanmasının ardından gözler HDP’ye çevrildi.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kendi adayını çıkartıp çıkartmayacağının henüz kesinleşmediğini söyleyen HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, bu konunun halen değerlendirme altında olduğunu belirtti.

Oluç, bu değerlendirmenin bir sebebinin de 6 Şubat depremleri olduğunu söyleyerek “İktidarın çok büyük yanlışlarının olduğunu gördük ve bir kere daha düşündük ki bu iktidarın demokratik bir değişimle değiştirilmesi gerekiyor. Çünkü 22 yıldır iktidarda olup da depreme bu kadar hazırlıksız yakalanmak affedilir bir şey değil” dedi.

“Bu konuyu oturup hem biz HDP olarak hem de ittifak olarak değerlendireceğiz ve bir sonuca varacağız” diyen Oluç, ilerleyen günlerdeki toplantılarda bu konuların konuşularak karara varılacağını kaydetti.

Millet İttifakı’nda cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili krizin aşılmasının ardından HDP’nin ve dahil olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı’nın nasıl tutum izleyeceği de merak edilirken Oluç, herhangi bir pazarlık içinde olmadıklarını ve aday çıkartıp çıkartmama ile ilgili önümüzdeki günlerde karar alınacağını belirtti.

Millet İttifakı’nın adayının Kılıçdaroğlu olarak ilan edilmesinin ardından TİP destek sözü vermiş, HDP de Emek ve Özgürlük İttifakı olarak kendi adaylarını çıkarma konusunu yeniden değerlendireceklerini söylemişti.

TBMM’de aralarında DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in de bulunduğu bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Millet İttifakı üyesi olmadığı halde HDP’ye bakanlık verilip verilmeyeceği tartışmalarını, kendi adaylarını çıkarma ve HDP’yle ilgili kapatma davası süreci gibi konuları değerlendirdi.

Kılıçdaroğlu ile ne konuşacaklar?

Kılıçdaroğlu’nun önümüzdeki günler ya da haftalarda HDP’yi Meclis’te ya da genel merkezde ziyareti söz konusu, ancak henüz kesin bir tarih ve yer belirlenmedi.

Kılıçdaroğlu, beklenen ziyareti ile gazeteci Fikret Bila’ya açıklamasında HDP’yi ziyaret etmesi kadar doğal bir şey olamayacağını belirterek “Ben zaten toplumun bütün kesimlerine ulaşmaya çalışan bir anlayışa sahibim, bunu da uygulamaya çalıştım. Bu yönde çalışmalarım devam edecek” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu ile 2021’de açıklanan HDP Tutum Belgesi’ndeki ilkeleri konuşabileceklerini söyleyen Oluç, “Demokratik bir değişim yaşandığı zaman geçiş döneminde Türkiye’de hangi konularda adımlar atılması gerekir, onları konuşabiliriz” dedi. Oluç sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz güçlü demokrasi diyoruz, altılı masa ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ ya da ‘iyileştirilmiş parlamenter sistem’ diyor. Biz güçlü bir yerel demokrasi üzerinde yükselen bir güçlü demokrasiden söz ediyoruz. Kuvvetler ayrılığının yeniden tesis edilmesi, hukukun üstünlüğünün sağlanması, evrensel hukuk ilkelerinin, demokratik hak ve özgürlüklerin kullanılması gibi konular.”

HDP’nin Eylül 2021’de açıkladığı 11 maddelik tutum belgesinde Kürt sorununa yönelik “Çözüm adresi; Meclis” vurgusu yapılmış, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin değiştirilmesi için “ilkesel buluşmanın” önemine dikkat çekilmişti.

HDP’nin Tutum Belgesi ile altılı masanın şimdiye kadar hazırladığı belgelerde birçok alanda büyük örtüşme olduğunu söyleyen Oluç, “Bu zaten normaldir. Çünkü bugün Türkiye’de demokrasi, hukuk, adalet gibi konuları tartışan ve adımlar atılmasını isteyen herkes üç aşağı beş yukarı benzer şeyleri söylemekte ve benzer şeylere işaret etmektedir” ifadelerini kullandı.

Millet İttifakı’nın çıkardığı metinlerdeki tek eksiğin “Kürt sorununun demokratik barışçı çözümü” olduğunu belirten Oluç, masadaki tek tek bazı partilerin çeşitli yaklaşımları bulunduğunu ancak bunun İttifak metinlerine çok yansımamış olduğunu söyleyerek şunları kaydetti:

“Biz Kürt sorununda demokratik barışçıl çözümü önemsiyoruz. Ama tabii şunun da farkındayız: ‘Türkiye’de bir demokratik değişim gerçekleşecek ve hemen Kürt sorunu çözülecek’ diye bir beklentimiz elbette ki yok. Ama en azından bu sorunun çözümü için Ankara’da mecliste hangi adımlar atılabilir, neler konuşulabilir, yasal ve anayasal ne tür düzenlemeler yapılabilir? Bunları elbette ki konuşmak istiyoruz.”

Kürt sorununun çözülmesinin yerinin “Ankara ve Meclis” olduğunu da söyleyen Oluç, bu dediklerinin “Millet İttifakı adayını desteklemek için sundukları şartlar mı” olduğu sorusunu şöyle yanıtladı:

“Bir şart değil, pazarlık içinde de değiliz. Ama bizim önemsediğimiz ve bütün Türkiye’deki herkesin de önemsemesi gerektiğini düşündüğümüz bir konu bu. Dolayısıyla bunu elbette ki konuşmak tartışmak isteriz. Bu konu tartışılamaz, yeni bir konu da değil.”

HDP kendi adayını çıkaracak mı?

Kılıçdaroğlu’nun adaylığının kesinleşmesinin ardından HDP’nin kendi adayını çıkartıp çıkartmayacağının henüz kesinleşmediğini de söyleyen Oluç, bu konunun halen değerlendirme altında olduğunu belirtti.

Oluç, bu değerlendirmenin bir sebebinin de 6 Şubat depremleri olduğunu söyleyerek “İktidarın çok büyük yanlışlarının olduğunu gördük ve bir kere daha düşündük ki bu iktidarın demokratik bir değişimle değiştirilmesi gerekiyor. Çünkü 22 yıldır iktidarda olup da depreme bu kadar hazırlıksız yakalanmak affedilir bir şey değil” dedi.

“Bu konuyu oturup hem biz HDP olarak hem de ittifak olarak değerlendireceğiz ve bir sonuca varacağız” diyen Oluç, ilerleyen günlerdeki toplantılarda bu konuların konuşularak karara varılacağını kaydetti.

“HDP’nin ayrılma, parçalama politikası hiç olmadı”

Millet İttifakı üyeleri ve seçmenleri arasında HDP ile ilgili bazı yargılar ve korkular bulunabileceğini söyleyen Oluç, Cumhur İttifakı’nın özellikle bu korkulara oynadığının işaret edilmesine karşılık şu yanıtı verdi:

“Doğrudur. Çünkü geleneksel olarak bu tür şehir efsaneleri üzerinden politika kuruyorlar Türkiye’de. Ama biz HDP olarak bunu defalarca söyledik. Ayrıca HDP’nin kendi belgeleri var. HDP’nin, Türkiye’nin bölünmesi, parçalanması gibi bir politikası bugüne kadar olmadı.”

HDP’nin 2018 seçim bildirgesinde “Kürt sorununun demokratik barışçı çözüm başlığı altında ve üniter yapı çerçevesinde çözülmesi gerektiğinin” çok açık ifade edildiğini söyleyen Oluç, sözlerini şöyle sürdürdü:

“O yüzden bu bir şehir efsanesi ve bu şehir efsanesinin bir karşılığı yok. Biz bunu hep söylüyoruz, söylemeye de devam ederiz. Ama maalesef herkese ulaşıp bunu anlatma şansını bulamıyoruz. HDP’nin Kürt sorununun demokratik çözümü açısından yaklaşımı bellidir: Eşit koşullarda bir arada yaşama talebidir ve Kürt halkının kendi kimlik, kültür, ana dil taleplerine cevap verilmesidir. Kesinlikle bir ayrılma, ayrı devlet kurma, ülkeyi bölme, parçalama filan gibi politikalarla bizim hiçbir alakamız yok, olmadı da bugüne kadar.”

İmralı cezaevindeki Abdullah Öcalan’dan yerel seçim öncesindekine benzer yeni bir mektubu bekleyip beklemediklerinin sorulması üzerine de Oluç, buna çok ihtimal vermediğini belirterek “Ben Öcalan’ın yerel seçimlerde yaşanmış olandan sonra o tür bir adım atacağı kanaatinde değilim” yanıtını verdi.

AKP ile temas olabilir mi?

AKP’nin Kürt seçmenleri yanına çekmek için HDP ile temas kurmak isteyip istemeyeceğine yönelik soruya karşılık böyle bir işaret görmediğini söyleyen Oluç, şöyle konuştu:

“Ben böyle bir adım olabileceğine dair en ufak bir işaret görmüyorum. En azından Meclis’te bunun işaretlerini görürüz değil mi? Ama en ufak bir işaret yok. Dolayısıyla öyle bir beklentimiz de yok. Bu iktidar daha çok HDP’yi demokratik siyaset alanından tasfiye etmek için uğraşan bir iktidar.”

Kapatma davası ile HDP’nin kadrolarının tasfiye edilmek istendiğini söyleyen Oluç, “Şimdi bütün bunları yapmak isteyen iktidar bunların olmayacağına dair en ufak bir işaretin olmadığı bir zamanda ve zeminde birdenbire kafasına taş düşüp gelin bir konuşalım der mi? Bizce demez. Eğer diyecek olsa bu konularda başka sonuçların ortaya çıkıyor olması gerekirdi” dedi.

HDP’nin B, C, D planları neler?

Partinin kapatılması durumunda HDP’nin B, C ve D planlarının hazır olduğunu belirten Oluç, nasıl bir yol izleyeceklerine dair şöyle konuştu:

“Davaya ilişkin süreci ve Yüksek Seçim Kurulu’nun takvimini görmek istiyoruz. Ona göre karar vereceğiz. Şu anda bizim hem bileşenlerimiz hem ittifak güçlerimiz arasında seçime girme hakkına sahip olan partiler var. Dolayısıyla oturup konuşulacak, zaten ön görüşmeler yapıldı, birlikte bir karar vereceğiz.”

Kulislerde ise HDP’nin kapatılması durumunda ya da belki kapatılmadan önce Sol Parti, Yeşiller, TİP ya da EMEP listelerinden seçime girebileceği konuşuluyor.

Paylaşın

Anayasa Mahkemesi, HDP’nin Hazine Yardımı Blokajını Kaldırdı

5 Ocak’ta Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yapılacak Hazine yardımına geçici olarak bloke konulması kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM), bugün, partinin Hazine yardımı hesabına tedbiren bloke konulması kararını kaldırdı.

Haber Merkezi / Geçici bloke kararı nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP), 10 Ocak’ta siyasi partilere yapılan Hazine yardımından payına düşen yaklaşık 180 milyon lirayı alamamıştı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, HDP’nin kapatılması istemli davada, “terör örgütü ile organik bağının devam ettiği, Hazine kaynaklarının terör örgütüne aktarıldığı” gerekçesiyle partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına bloke konulmasını istedi. Partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına bloke konulmasına karar verilmişti.

Öte yandan AYM, HDP’nin kapatılması talebine dair savunmasının 14 Mart yerine 11 Nisan’da alınmasına karar verdi. Erteleme kararının HDP’nin talebi üzerine alındığı belirtildi.

“Seçimlere kadar her şeyi yapabilirim”

AYM’nin son kararını değerlendiren HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, kararın henüz kendilerine ulaşmadığını belirterek “Ancak ilk değerlendirmem, AYM demiş oluyor ki: ‘Ben seçimlere kadar her şeyi yapabilirim’. Mesaj bu” dedi.

Süreç nasıl devam edecek?

Savunmanın ardından davaya ilişkin bilgi ve belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Raporun Yüksek Mahkeme üyelerine dağıtılmasının ardından Başkan Zühtü Arslan toplantı için bir gün belirleyecek.

Anayasa Mahkemesi üyeleri belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak. Heyetin, karar verene kadar müzakerelerini aralıksız sürdürmesi bekleniyor.

HDP hakkındaki kapatma davasını 15 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak. Anayasa’nın 69. maddesinde sayılan hallerden ötürü partinin kapatılmasına veya dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına, toplantıya katılan üyelerin 3’te 2 oy çokluğuyla, yani 15 üyenin 10’unun oyuyla karar verilebilecek.

Siyasi parti kapatma davası sonucunda verilen karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile ilgili siyasi partiye tebliğ edilecek ve Resmi Gazete’de yayımlanacak.

Anayasa Mahkemesinin, siyasi yasak istenen partililerin beyan ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden olduğunu belirlemesi halinde bu kişiler, kesin kararın Resmi Gazete’de gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak 5 yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamayacak.

Paylaşın

HDP’li Sancar: İYİ Parti Çevrelerinin İfade Ettiği Şey Gerçeği Yansıtmıyor

HDP Eş Genel Başkanı Sancar, İYİ Parti Lideri Akşener’in CHP’nin parti olarak HDP ile görüşebileceğini ama taleplerini masaya getirmesinin ne şimdi ne de seçimlerden sonra mümkün olmayacağı sözlerine ilişkin, “Bizim yapacağımız görüşme CHP ile bir görüşme olmayacaktır” dedi ve ekledi:

“Bizim görüşmemiz Millet İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayı sayın Kılıçdaroğlu ve ekibiyle olacaktır. Bu görüşme CHP-HDP diyaloğu değildir. İyi Parti çevrelerinin ifade ettiği şey gerçeği yansıtmıyor. Hiç kimsenin bu iktidarın devamlılığına yol açacak tutumlara ve sözlere yanaşmaması gerekiyor.”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, video içerik platformu Gain’de yayınlanan Mirgün Cabas Canlı programına katılarak Cabas’ın sorularını yanıtladı.

Mirgün Cabas,  Mithat Sancar’a “Görüşmenin yapılacağına dair haberler çıkıyor. CHP tarafından sizden bir randevu talep edildi mi?” diye sordu. Sancar ise o soruya şu yanıtı verdi:

Hayır CHP’den bize bir randevu talebi gelmedi. Esasen artık kelimeleri biraz da seçerek kullanmakta fayda var. Bizim yapacağımız görüşme CHP ile bir görüşme olmayacaktır. Bizim görüşmemiz Millet İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayı sayın Kılıçdaroğlu ve ekibiyle olacaktır. Dolayısıyla ortada HDP-CHP görüşmesi gibi başlıklar atılması doğru değil.

6 Mart’tan itibaren Kılıçdaroğlu Millet İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayıdır. Bize geldiğinde de CHP Genel Başkanı olarak değil Millet İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı olarak Millet İttifakı’nı temsilen gelecektir. CHP HDP görüşmesi şeklindeki kavramsallaştırma yanlış anlaşılmalara yol açabilecek bir formül.

“İYİ Parti çevrelerinin ifade ettikleri gerçeği yansıtmıyor”

Konuşulacak konuların belli olduğunu söyleyen Sancar şunları söyledi: Altılı Masa’daki kriz döneminde Kılıçdaroğlu bir toplantısında “iktidar değişikliği yetmez, zihniyet değişikliği gerekir” demişti. En başından beri bizim de söylediğimiz şey. İktidarın bugün HDP’ye, Kürtlere ve Kürt sorununa dair zihniyetini ve dilini kullanmak bu iktidara destek olmaktan başka bir anlama gelmez…

İktidardan kurtulduğumuzda da yeni yönetimin demokrasiye giden yolu açacak bir perspektife sahip olması gerektiğini belirtiyoruz. Bu görüşme CHP-HDP diyaloğu değildir. İyi Parti çevrelerinin ifade ettiği şey gerçeği yansıtmıyor.

“Millet İttifakı içindeki çekişmeler kendi iç meseleleridir”

Tek tek partilerle ilgili değerlendirme yapmaya gerek yok. Bizim İyi Parti dışındaki bütün partilerle geçmişten beri heyetler düzeyinde görüşmemiz oluyordu. Bundan sonra tek tek partilerle çeşitli temaslar olur fakat bundan sonra bizim muhatabımız Millet İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayıdır.

İttifak içindeki çekişmeler de bizim konumuz olmaktan çıkar, kendi iç meseleleridir. Çözemedikleri takdirde Türkiye’de nasıl bir sarsıntı yaşanabileceğini son bir haftada gördük. Hiç kimsenin bu iktidarın devamlılığına yol açacak tutumlara ve sözlere yanaşmaması gerekiyor. Burada sorunlar çıkarsa öncelikle Millet İttifakı kendi içinde bu sorunları çözmek zorunda. Bizimle muhataplık ise sayın Kılıçdaroğlu üzerinden olacaktır.

Paylaşın

Millet İttifakı’nın Adayı Kılıçdaroğlu: Elbette HDP’ye Gideceğim

Gelecek Partisi,  Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demokrat Parti, Saadet Partisi ve İYİ Parti’den oluşan Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP’ye ziyaret edeceğini açıkladı ve “HDP’yi ziyaret etmem kadar doğal bir şey olamaz” dedi ve ekledi:

“Cumhurbaşkanı adayı olarak, tüm Türkiye’nin, 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım iddiasında biri olarak tüm partileri ziyaret etmem zaten demokrasinin gereğidir. HDP’yi ziyaret etmemde ne sakınca olabilir? Meclis’te HDP’li Başkan Vekili’nin yönetimi altında çalışıyoruz.

Komisyonlarda HDP’li vekillerle birlikte çalışıyoruz. HDP’yi ziyaret etmem kadar doğal bir şey olamaz. Ben zaten toplumun bütün kesimlerine ulaşmaya çalışan bir anlayışa sahibim, bunu da uygulamaya çalıştım. Bu yönde çalışmalarım devam edecek.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV yazarı Fikret Bila’ya konuştu. Kılıçdaroğlu, HDP konusunda şunları söyledi:

Elbette HDP’yi de ziyaret edeceğim. Cumhurbaşkanı adayı olarak, tüm Türkiye’nin, 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım iddiasında biri olarak tüm partileri ziyaret etmem zaten demokrasinin gereğidir. HDP’yi ziyaret etmemde ne sakınca olabilir? Meclis’te HDP’li Başkan Vekili’nin yönetimi altında çalışıyoruz.

Komisyonlarda HDP’li vekillerle birlikte çalışıyoruz. HDP’yi ziyaret etmem kadar doğal bir şey olamaz. Ben zaten toplumun bütün kesimlerine ulaşmaya çalışan bir anlayışa sahibim, bunu da uygulamaya çalıştım. Bu yönde çalışmalarım devam edecek.

Ortak adaylık çalışmaları nedeniyle deprem bölgesinde yaşanan felaketi unutmadıklarını da vurgulayan Kılıçdaroğlu bölgeye gideceğini söylerek ekledi:

Bizim önceliğimiz deprem felaketidir. Önümüzdeki Salı günü deprem bölgesiyle ilgili olarak yaraları nasıl saracağımıza, depremzedelerin sorunlarını nasıl çözeceğimize ilişkin projemizi kamuoyuna açıklayacağız. Zaten belediyelerimiz, milletvekillerimiz hep deprem bölgesindeler. Vatandaşlarımızın sorunlarını çözmek için büyük çaba harcıyorlar. Bu çalışmalara da ara vermeden devam edeceğiz.

İmamoğlu ve Yavaş

Kılıçdaroğlu İstanbul Büyük şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanması konusundaki soruyu da şöyle yanıtladı:

Sayın İmamoğlu da Sayın Yavaş da çok değerli iki arkadaşımız. Çok başarılı iki belediye başkanımız. Sadece belediye başkanı oldukları illerde değil Türkiye’nin neresinde bir sorun olsa hemen o sorunu da çözmek üzere yardıma koşan iki belediye başkanımız. Seçimden sonra cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanacakları tarihe kadar belediye başkanlıklarından ayrılmaları gerekmiyor. Böyle bir hukuki zorunluluk yok. Bu nedenle seçime kadar kampanya boyunca da birlikte çalışacağız. Hiçbir sorun yok.

HDP gündemi

Kılıçdaroğlu’nun ittifakın ortak adayı olarak açıklamasının ardından HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, “Kılıçdaroğlu’nun bizi ziyaret etmesini de bekliyoruz” açıklaması yaptı.

Bu konu İYİ Parti Lideri Meral Akşener’e de soruldu. Akşener de Kılıçdaroğlu için “Tabii HDP’ye ziyaret edebilir ama masaya getiremez” yanıtını verdi.

HDP’nin eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş cezaevinden Akşener’e mektup yazarak, “Bizim oyumuzu istiyor musunuz istemiyor musunuz, bizi nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz, sizin parti olarak diğer partilerle müzakere hakkınız var da HDP’nin yok mu” gibi bir dizi soru yöneltti.

Paylaşın

Kapatma Davası: HDP’nin Sözlü Savunması 11 Nisan’a Ertelendi

Anayasa Mahkemesi (AYM), Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması talebine dair savunmasının 14 Mart yerine 11 Nisan’da alınmasına karar verdi. Erteleme kararının HDP’nin talebi üzerine alındığı belirtildi.

Haber Merkezi / AYM’nin son kararını değerlendiren HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, kararın henüz kendilerine ulaşmadığını belirterek “Ancak ilk değerlendirmem, AYM demiş oluyor ki: ‘Ben seçimlere kadar her şeyi yapabilirim’. Mesaj bu” dedi.

Oluç, “Yılbaşından bugüne kadar şunu vurguladık: Seçim ortamına girildi Türkiye’de ve dolayısıyla kapatma davasının sürüyor olması demek seçimlerden önce doğrudan doğruya seçimlere müdahale edilmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı.

Oluç, kapatma davasının seçimlerden sonraya bırakılması için dilekçe de verdiklerini hatırlatan Oluç, “Geçen hafta bir kez daha dilekçe verdik, deprem nedeniyle erteleme için. AYM ise 11 Nisan’a tarih verdi. Oysa biz üç ay erteleme istemiştik. Yani AYM bize demiş oluyor ki: ‘Ben seçimlere kadar her şeyi yapabilirim’. Yani Demokles’in kılıcı olarak kapatma davası ve siyasi yasaklar bizim tepemizde durmaya devam edecek, bu anlama geliyor” diye ekledi.

Süreç nasıl devam edecek?

Savunmanın ardından davaya ilişkin bilgi ve belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Raporun Yüksek Mahkeme üyelerine dağıtılmasının ardından Başkan Zühtü Arslan toplantı için bir gün belirleyecek. Anayasa Mahkemesi üyeleri belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak. Heyetin, karar verene kadar müzakerelerini aralıksız sürdürmesi bekleniyor.

Hesaplara bloke kararı görüşülecek

HDP hakkındaki kapatma davasını 15 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak. Anayasa’nın 69. maddesinde sayılan hallerden ötürü partinin kapatılmasına veya dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına, toplantıya katılan üyelerin 3’te 2 oy çokluğuyla, yani 15 üyenin 10’unun oyuyla karar verilebilecek.

Siyasi parti kapatma davası sonucunda verilen karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile ilgili siyasi partiye tebliğ edilecek ve Resmi Gazete’de yayımlanacak.

Anayasa Mahkemesinin, siyasi yasak istenen partililerin beyan ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden olduğunu belirlemesi halinde bu kişiler, kesin kararın Resmi Gazete’de gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak 5 yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamayacak.

Öte yandan Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 2023 yılında partiye ödenen veya ödenecek devlet yardımının bulunduğu banka hesabına tedbiren bloke konulmasına ilişkin kararın kaldırılması talebini bugün görüşecek.

Paylaşın

Demirtaş’tan Akşener’e Dikkat Çeken “Dört Soru”

İYİ Parti Lideri  Akşener’e açık mektup yollayan eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “HDP’li seçmen olarak benim oyumu istiyor musunuz? Benim de oyumla Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı ve bakanlık koltuklarına oturacağınıza göre beni nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz?” diye sordu ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu arada, yerel seçimlerde Millet İttifakının belediye başkanlarının kazanmasını sağlayan HDP oyları için “istemem” demediğinizi de hatırlatırım.”

Demirtaş, ayrıca Akşener’e, “Sorunlarımızın demokratik siyaset alanında, barış içinde, çağdaş şekilde konuşarak çözülmesi dışında herhangi bir yöntemi benimsemiyoruz. Sizin önerdiğiniz başka bir yöntem var mı?” diye sordu.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İYİ Parti lideri Meral Akşener’e açık mektup yazdı.

Demirtaş’ın “İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’e açık mektubum” diyerek paylaştığı mektup şöyle:

“Sayın Meral Akşener,

İYİ Parti Genel Başkanı,

Sayın Genel Başkan, bu mektubu HDP seçmeni kimliğimle kaleme alıyorum. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Millet İttifakı’ndaki partilerin genel başkanları ve iki belediye başkanı olarak tarihi bir dönemde zorlu bir görev üstlendiniz.

Öncelikle hayırlı olsun diyor, başarılar diliyorum.

İzleyebildiğim kadarıyla, Sayın Kılıçdaroğlu ile sizin dışınızdaki partilerin genel başkanları, HDP seçmeni dahil tüm seçmenleri demokratik dönüşüm umudu etrafında buluşturmak istiyorlar.

‘Hayır, biz de HDP seçmeninin oyuna ve desteğine talibiz ama HDP’yi kurumsal olarak muhatap almaya karşıyız’ diyorsanız hemen belirtmeliyim ki, tıpkı diğer partilerin seçmenlerinin yaptığı gibi ben de siyasi haklarımı koruma görevi ve sorumluluğunu HDP’ye vermiş bulunuyorum.

Dolayısıyla çok güvendiğim HDP yönetiminin kararı hangi yönde olursa benim de oy tercihim aynı yönde olacak, doğal olarak.

Partimiz HDP, aynen İYİ Parti gibi meşruiyetini halktan almıştır. Üstelik, halk HDP’ye partinizden daha fazla ilgi göstererek HDP’yi Türkiye’nin üçüncü partisi yapmıştır. Zaten Meclis sıralarında HDP ile yan yana olup komisyonlarda da aynı masada oturuyorsunuz. Ayrıca zaman zaman Meclisimizi, HDP Milletvekili Sayın Nimetullah Erdoğmuş yönettiğinden, Meclis’teki varlığımızı da biliyorsunuzdur.

Sayın Genel Başkan,

Bu tarihi seçim öncesinde toplumun büyük bölümü “birleşe birleşe kazanacağız” sloganlarıyla umudu büyütmeye çalışırken sizin, partimiz HDP’ye dönük bazı açıklama ve yaklaşımlarınızın bu amaca uygun olmadığını düşünüyorum.

HDP’li bir seçmen olarak sizi daha iyi anlayabilmek için bazı konuların netleşmesinde büyük yarar görüyorum.

Siz Millet İttifakının bir parçası olarak kendi ittifakınızdaki partilerle bile kıran kırana bir müzakere yürüttünüz. Size hak olan müzakere siyaseti, HDP için neden bir hak değil?

HDP seçmenini ikinci sınıf yurttaş, iradesiz vatandaş olarak görmediğinizden eminim. O halde HDP’nin, oy vereceği Cumhurbaşkanı adayı ile müzakere yapmasının nasıl bir sakıncası olabilir?

Kaldı ki HDP’nin defalarca açıkladığı gibi müzakere başlıkları da Eylül 2021’de HDP’nin ilan ettiği 11 maddelik tutum belgesidir, öyle gizli kapaklı şeyler de değil.

HDP destek kararı alırsa Sayın Kılıçdaroğlu çok yüksek olasılıkla Cumhurbaşkanı olacak ve siz de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacaksınız. Ayrıca partiniz birkaç bakanlık görevi üstlenecek.

“Bizi ikna etmeniz gerekmez mi?”

Sayın Genel Başkan, bu durumda açık açık sormam gerekiyor:

1- HDP’li seçmen olarak benim oyumu istiyor musunuz? Benim de oyumla Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı ve bakanlık koltuklarına oturacağınıza göre beni nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz? Bu arada, yerel seçimlerde Millet İttifakının belediye başkanlarının kazanmasını sağlayan HDP oyları için “istemem” demediğinizi de hatırlatırım.

2- HDP’nin bakanlık isteği olmamasına rağmen bazı arkadaşlarınız “HDP’ye bakanlık vermeyiz” diyerek biz HDP’li seçmenleri incitmiş, ötekileştirmişti. Şimdi bu arkadaşlarınız HDP seçmeninin oylarıyla bakanlık koltuklarına oturmaya adaylarsa bizi ikna etmeniz gerekmez mi?

3- HDP demokratik ilkeler dışında herhangi bir talepte bulunmadığını açıklamasına rağmen “HDP ile diyaloğu CHP kurabilir ama taviz verilemez, talepleri de bu masaya getirilemez” dediniz. Demokratikleşmeye dair talepleri taviz olarak mı görüyorsunuz?

Eğer iktidar olursanız ve HDP’nin talepleri sizin masanıza gelmeyecekse bize hangi masayı öneriyorsunuz? Elli yıldır yapıldığı gibi bizi yine “terörle mücadele masasına” mı yönlendirmeyi düşünüyorsunuz?

4- HDP de HDP seçmeni de eşitler arası, omuz hizasında yapılacak bir müzakere dışında hiçbir üstenci, dayatmacı, egemen bakış açısıyla yaklaşımı asla kabul etmeyecektir.

Sorunlarımızın demokratik siyaset alanında, barış içinde, çağdaş şekilde konuşarak çözülmesi dışında herhangi bir yöntemi benimsemiyoruz. Sizin önerdiğiniz başka bir yöntem var mı?

“Haklı taleplerimiz var. Bunu asla unutmayın!”

Sayın Genel Başkan,

Tüm seçmenler gibi İYİ Parti ile HDP seçmenleri de sokakta yan yana yaşıyor, aynı ateşte kavruluyorlar. Seçmenler arasında bir arada durmakla ilgili hiçbir sorun yokken siyasi öncülerin de topluma layık olması gerektiğine inanıyorum.

Koşullarımız ve kararlarımız ne olursa olsun bir arada eşit, özgür ve refah içinde yaşayan Türkiye’yi var etmek zorundayız. Sizlerin de bu çabaya katkı sunacağınıza inanıyor, tekrardan hayırlı olsun diyor, başarılar diliyorum.

Peyva dawî, birêz Akşener bila tu zanibe ku em Kurd in. Em gelê Kurd xwedî nasname, ziman, çand, hûner û dîrok in. Em di doza xwe de jî mafdarin. Bila qet neyê ji bîr kirin! (Sonuç olarak Sayın Akşener, biz Kürdüz. Kimliğimiz, dilimiz, kültürümüz, sanatımız, tarihimiz var. Haklı taleplerimiz var. Bunu asla unutmayın!)

Av. Selahattin Demirtaş

Edirne Hapishanesi”

Paylaşın

HDP’li Saruhan Oluç’tan Meral Akşener’e Sert Yanıt: Biz Pazarlık Yapmayız

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “CHP, HDP ile görüşebilir bu net. Ama bize asla getiremez” sözlerine yanıt veren HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, partisinin 27 Eylül 2021’de açıkladığı Tutum Belgesi’nde yer alan ilkelere işaret ederek, “Biz bakanlık koltuğu pazarlığı, bu gibi şeylerle uğraşan bir parti değiliz. Bugüne kadar böyle bir pazarlığımız olmadı, yarın da böyle bir pazarlık yapmayız” dedi ve ekledi:

“Meral Akşener’in o konuda söylediklerini televizyonlarda ben de izledim. Çok ciddiye aldığımız sözler değil. Herkes kendi işine baksın, biz pazarlık yapmayız, biz politika ve mücadeleyle ilgileniyoruz, ilkelerle ilgili konuşuyoruz. 2021 yılının Eylül ayının sonundan itibaren bu politikamızı ortaya koyduk. O gün ne söylediysek, bugün de aynı noktada duruyoruz. Bu politikaların tartışılması gerektiğini söylüyoruz. Millet İttifakı’nın bileşenlerinin altına imza attıkları kağıtlara bakarsanız, bizim söylediklerimizin önemli bir kısmına kendilerinin geldiklerini görürsünüz.”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Mezopotamya Ajansı’nın Eş Genel Başkanları Mithat Sancar’ın Kılıçdaroğlu’na daveti, Akşener’in açıklamaları ve Cumhurbaşkanlığı adaylı eğilimlerine dair sorularını yanıtladı.

Eş Genel Başkanınız Mithat Sancar’ın Kılıçdaroğlu’na davetindeki amaç neydi?

Bu süreçte Cumhurbaşkanlığı adayıyla ilgili olarak; bir görüşme, bir diyalog, 27 Eylül 2021’de açıkladığımız Tutum Belgesi’nin içeriğine dair bir görüşmenin, bir değerlendirmenin önemli olduğunu hep söyledik. Bütün Cumhurbaşkanı adaylarının da bu görüşmeyi yapmasının önemli olduğunu söyledik. O çerçevede bir davet olmuştur.

Elbette Sayın Kılıçdaroğlu’nun takdiridir ama eğer Türkiye’deki bütün seçmenlerden oy istiyorsa, HDP seçmenlerinden oy istiyorsa, o zaman demokratik siyasetin bir gereği olarak HDP’nin önümüzdeki dönem için ne düşündüğünü, nasıl yaklaştığını, bir geçiş sürecinin nasıl olması gerektiğine dair fikirlerinin ne olduğunu öğrenmek, bunları konuşmak, değerlendirmek için bir görüşme yapması doğal olandır. Eş Genel Başkanımızın daveti de bu çerçevede bir görüşme içindir. Göreceğiz önümüzdeki günlerde.

Akşener’in açıklamaları üzerinden soracak olursak, Kılıçdaroğlu veya Millet İttifakı’nda yer alan herhangi bir partiyle pazarlığınız oldu mu?

“Herkes kendini nasıl bilirse, başkalarını da öyle düşünürmüş” diye bir laf var. Bizim kimseyle bir pazarlığımız olmadı bugüne kadar. Bizim derdimiz bir makam, bir koltuk elde etmek değil. Bizim derdimiz Türkiye’de tek adam yönetimi var, demokrasi, hukuk, anayasa, her şey askıya alınmış vaziyette. Büyük bir hukuksuzluk var, büyük bir baskı ve zulüm oluşmuş vaziyette. Türkiye çoklu bir kriz yaşıyor; hem sosyal hem ekonomik hem siyasal alanda.

Kürt düşmanlığı artık bu iktidarın döneminde gerçekten zirveye ulaştı. Bizim derdimiz Türkiye’de yeni bir dönemin, Cumhuriyetin ikinci yüzyıla girerken yeni bir dönemin başlaması. Cumhuriyetin demokratikleşmesi ve Demokratik Cumhuriyet’e ulaşılması doğrultusunda adımların atılması, demokrasi ve hukuk alanında demokratik değişimin yolunun açılması için mücadele ediyoruz. Biz var olan düzenle, bir sistemle derde sahibiz. Bunun değişmesi için mücadele ediyoruz.

Biz bakanlık koltuğu pazarlığı veya bu gibi şeylerle uğraşan bir parti değiliz. Bugüne kadar böyle bir pazarlığımız olmadı, yarın da böyle bir pazarlık yapmayız. Biz öyle bir anlayışa sahip değiliz. Bizim derdimiz, mücadelemiz, Türkiye’nin tek adam rejiminden kurtulması, bir geçiş dönemiyle birlikte hem yerel anlamda hem merkezi anlamda güçlü bir demokrasiye ulaşılması için adımların atılması ve Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için bir zeminin oluşmasıdır. Biz bununla ilgileniyoruz. O yüzden bize pazarlık yapmışlar ya da yapacaklar, “Pazarlık yapmayız” gibi lafların bize söylenmesinin bir anlamı ve karşılığı yok.

Dün Meral Akşener’in o konuda söylediklerini televizyonlarda ben de izledim. Çok ciddiye aldığımız sözler değil. Herkes kendi işine baksın, biz pazarlık yapmayız, biz politika ve mücadeleyle ilgileniyoruz, ilkelerle ilgili konuşuyoruz. 2021 yılının Eylül ayının sonundan itibaren bu politikamızı ortaya koyduk. O gün ne söylediysek, bugün de aynı noktada duruyoruz. Bu politikaların tartışılması gerektiğini söylüyoruz. Millet İttifakı’nın bileşenlerinin altına imza attıkları kağıtlara bakarsanız, bizim söylediklerimizin önemli bir kısmına kendilerinin geldiklerini görürsünüz. Dolayısıyla biz politika ve ilkelerle ilgileniyoruz.

Demokrasinin yolunun açılması… HDP’nin olmadığı bir denklemde mümkün mü?

HDP’nin olmadığı bir denklemde mümkün değil. Neden mümkün değil? Birincisi HDP herhangi bir parti değil. Şu anda 7 milyondan fazla oyu olan, milyonlarca insanı aileleriyle birlikte temsil eden bir partiden söz ediyoruz. Hem bir taraftan Kürt halkını hem de Türkiye demokrasi güçlerini temsil eden bir partiden söz ediyoruz. Türkiye’deki bütün farklılıkları, farklı inançları, kimlikleri, ana dilleri, kültürleri içinde barındıran ve bütün Türkiye’yi temsil eden bir partiden söz ediyoruz.

Dolayısıyla HDP’nin içinde olmadığı bir demokrasi adımı gerçekçi değildir. İkincisi HDP şuanda Meclis’in üçüncü büyük partisidir. İddialıdır, önümüzdeki seçimde de yine güçlü bir grup kurma hedefine sahiptir. Eğer çoğulcu bir demokrasiye sahip olacaksa bu ülke, elbette HDP’nin de fikirleri, politikaları, önerileri dikkate alınacaktır. O nedenle HDP olmadan demokrasi olmaz, bu çok açık. Kürt sorunu çözülmeden demokrasi olmaz dediğimiz gibi, HDP olmadan demokrasi olmaz. Bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu konuda kararlı duruşumuzda vazgeçmiş değiliz.

Millet İttifakı’nda yaşanan krizin ardından partinizin Merkez Yürütme Kurulu olağanüstü toplantı ve Cumhurbaşkanlığı adayı çıkarma eğilimini yeniden gözden geçirdi. Aday çıkarma eğiliminiz sürüyor mu? 

Eş Başkanlarımız da açıkladı. Özellikle yaşanan depremden sonra Türkiye yeni bir döneme girdi. Deprem aslında bir kez daha Türkiye’de yaşayan herkese bu iktidarın Türkiye’yi nasıl bir enkaza dönüştürdüğünü görmesini sağladı. Maalesef çok canımızı yaktı, çok canımız hayatını kaybetti. Ama bir kez daha gördük ki bu iktidar toplumu ve halkı korumak için herhangi bir önlem almadı, herhangi bir hazırlığı yok felaketler karışında. Tam tersine bir durum söz konusu. Biz depremden sonra yaptığımız HDP Merkez Yürütme Kurulu toplantısında da bu meselenin tekrar değerlendirilmesi gerektiğini konuştuk. Önümüzdeki günlerde bu konuda görüşlerimizi Emek ve Özgürlük İttifakı’yla da paylaşacağız.

Çünkü biz bir ittifak adayı olarak çıkartacaktık. Öyle bir kararlığımız var. Orada bir fikir birliği oluşursa, hangi konuda olursa olsun açıklayacağız. Çok fazla sürmez, önümüzdeki günlerde bu konuda bir adım atılmış olur. Biz Üçüncü Yol’u inşa etme konusunda kararlıyız, Türkiye’de demokrasi mücadelesinin ve demokrasinin gerçekleşmesinin ancak Üçüncü Yol’un güçlü olmasıyla mümkün olacağını düşünüyoruz. Bizler de Üçüncü Yol’un bir parçasıyız HDP olarak, Emek ve Özgürlük İttifakı olarak. Bir taraftan bu mücadelemizi sürdüreceğiz, güçlü bir Üçüncü Yol mücadelesinin gerçekleşmesi için adımlar atacağız, öbür taraftan da Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili tutumumuzu birlikte değerlendirerek bir karara varacağız.

Mesele bizim açımızdan demokratik olmayan, hukuksuz olan bu düzenin değişmesidir. Bütün hak ve özgürlükleri, bütün demokratik, hukuk ilkelerini çiğneyen, ortadan kaldıran düzeni değişmesidir. Biz buradan bakıyoruz. En başında söylediğim gibi, bizim derdimiz bakanlık koltuğu, Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı değil, bu toplumun nefes alması, gerçekten yaşanmakta olan krizlerin aşılması için hangi adımlar atılmalıdır, oraya odaklanmış vaziyetteyiz. Politikalarımızı da buna göre geliştiriyoruz. En iyi sonuca ulaşacağımız konusunda da çok ciddi bir inancımız, umudumuz var. Yeter ki halk desteğini bizden esirgemesin, hep birlikte bu mücadeleyi başarılı bir şekilde sonuca ulaştıralım.

Paylaşın

“İYİ Parti HDP İle Görüşülmesine Sıcak Bakmıyor” İddiası

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından sonra HDP’nin destek verip vermeyeceği tartışılıyor. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Mithat Sancar, Kılıçdaroğlu’nu adaylığından dolayı tebrik ederek, kendisiyle görüşmek üzere ziyaretini beklediklerini açıkladı. Ancak, İYİ Parti’nin HDP ile görüşülmesine sıcak bakmadığı bildiriliyor.

Millet İttifakı’na dahil partilerden iki yetkili Reuters’a yaptıkları açıklamada, hakkında kapatma davası açılan HDP ile görüşmelerin, milliyetçi seçmenler arasındaki desteği zayıflatabileceğinden korkulduğunu söyledi.

İttifak partilerinden üst düzey yetkili, Sancar’ın davetinin “biraz erken” olduğunu ve HDP’nin nasıl destek vereceği konusunun muhalefetin en büyük sorunu olacağını kaydetti. Yetkili, “HDP’nin desteği son derece kritik. Bu partinin açık desteği, özellikle İYİ Parti ve tabanından tepki çekecektir.” dedi.

“HDP’den gelen oylar, ittifakta kaybedilene eşit olabilir”

İttifakta bulunan partilerden diğer üst düzey isim, HDP’nin açık desteğinin İYİ Parti’nin oylarında 5 puan, CHP’de ise 2-3 puan azalmaya neden olabileceğini savundu.

Kaynak, “Burada çok ince bir dengenin bulunması gerekiyor. Aksi takdirde ödenecek bir bedel olabilir. HDP’den gelen oylar, ittifakta kaybedilene eşit olabilir.” ifadelerini kullandı. Yetkili, Altılı masada İYİ Parti’nin olmasından dolayı bazı Kürt seçmenlerin, muhalefet ittifakını desteklemeyeceğini kaydetti.

HDP’nin ülke genelinde yaklaşık yüzde 10’luk bir desteğe sahip olduğu belirten Reuters, anketlerin de Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nı genellikle başa baş gösterdiğini hatırlattı.

Parlamentonun üçüncü büyük partisi olan HDP’nin 14 Mayıs’ta yapılması beklenen cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde belirleyici rol oynayacağı ifade ediliyor.

Bu arada Anayasa Mahkemesi, HDP’nin PKK ile bağlantısı olduğu iddiasıyla kapatılmasını amaçlayan davayı görüşüyor. Reuters, analistlerin, Erdoğan’ın seçim kampanyası sırasında bu iddiaları gündeme taşıyacağını söylediğini aktardı.

Halihazırda partinin banka hesaplarını donduran mahkeme, HDP ile ilgili kararın seçimlerden sonraya ertelenmesi talebini reddetmişti.

HDP, Kılıçdaroğlu ve cumhurbaşkanlığı seçimi için ne dedi?

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığının açıklanmasından sonra yaptığı konuşmada HDP’ye atıfta bulunmadı.

Sancar, Habertürk’teki programda, HDP’nin Türkiye’de siyasi dengelerin oluşturulmasında kilit bir rol oynadığını ve bunun kapalı kapılar ardında değil açık alanda gerçekleşmesi gerektiğini söyledi.

Sancar, “Bu sürecin sonunda aday çıkarır mıyız, çıkarmaz mıyız tabii ki kurullarımız ve ittifak güçlerimizle yapacağımız görüşmelerde karara bağlanacaktır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı hayırlı olsun diyeyim ve ekleyeyim, kendisini bizlerle görüşmeye bekliyoruz. Bunu neden açık söylüyoruz. Zaten daha önce ilke ve yöntemi açıklamıştık. Eğer muhalefet ortak aday belirleyebilirse, o ortak adayla bizimle yapacağı açık, doğrudan görüşmeler sonucu bir ortak noktaya, uzlaşmaya varılırsa biz bu adayı destekleriz demiştik. Aksi takdirde seçenek bellidir, kendi adayımızı çıkarırız.” ifadelerini kullandı.

Cezaevindeki eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da Twittter hesabından, “Sayın Kılıçdaroğlu’na hayırlı olsun diyoruz. Kendisini HDP’ye de bekliyoruz.” paylaşımı yaptı.

(Kaynak: Reuters)

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’nun Adaylığı; Millet İttifakı İçinde HDP Huzursuzluğu

Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi’nin oluşturduğu Millet İttifakı, Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu ev sahipliğinde yaptığı toplantı sonrası Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak açıkladı.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 14 Mayıs’ta yapılması planlanan seçimlerde, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı CHP Genel Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemek için Millet İttifakı ile görüşme çağrısının, muhalefetin bazı milliyetçi unsurları arasında huzursuzluğa neden olduğu öne sürüldü.

Parlamentonun üçüncü büyük partisi olan HDP’nin eş başkanı Mithat Sancar, Altılı Masa’nın Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak açıklamasının ardından dün geç saatlerde katıldığı bir televizyon programında, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı hayırlı olsun, kendisini bizlerle görüşmeye bekliyoruz” demiş, muhalefetin ortak adayıyla uzlaşmak istediklerini söylemişti.

Muhalefet ittifakından iki yetkili, Reuters haber ajansına yaptıkları açıklamada, terör örgütü PKK ile bağlantılı olduğu iddiasıyla hakkında kapatma davası açılan HDP ile bu tür görüşmelerin, Kürt yanlısı politikalara düşman olan milliyetçi seçmenler arasındaki desteği zayıflatabileceğinden korkulduğunu söyledi.

Reuters, “HDP’nin cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde belirleyici bir rol oynayacağı düşünülüyor. Altı partili blok da Erdoğan’ın yirmi yıllık siyasi saltanatını sona erdirmek için muhtemelen onun desteğine ihtiyaç duyacak” diye yazdı.

Haber ajansı, sosyal demokratlar, milliyetçiler, laikler ve İslamcılar’ı kapsayan ittifakın, farklılıkları bir kenara bırakarak Kılıçdaroğlu’nu desteklediğine dikkat çekti.

Muhalefetin adayının açıklandığı saatlerde Sancar, Fatih Altaylı’nın Teke Tek programında açıklamalarda bulunarak HDP’nin, Kılıçdaroğlu’nu desteklemesinin önünü açabilecek görüşmeler yapmaya davet etti.

Sancar, “Hedefimiz demokrasi, adalet, özgürlüktür. Esas olarak ilkeleri konuşmak istiyoruz. Pazarlık için değil; Cumhurbaşkanlığının hangi ilkeleri üzerinde durulacağı, geçiş sürecinin nasıl olacağı ve bu dönemde nelerin acil olarak yapılması gerektiği konularını konuşacağız” dedi.

İttifak partilerinden birinin üst düzey bir yetkili ise Reuters’a yaptığı açıklamada, Sancar’ın davetinin “biraz erken” olduğunu belirtirken HDP’nin nasıl destek vereceği konusunun, muhalefetin en büyük sorunu olacağını söyledi.

HDP’nin açık desteğinin özellikle ittifakın ikinci büyük partisi olan milliyetçi İYİ Parti ve tabanından tepki çekeceğini söyleyen yetkili, “HDP’nin desteği son derece kritik” dedi ancak bu desteğin başka noktalarda desteği zayıflatabileceğini dile getirdi.

İttifakın başka bir partisinden üst düzey bir isim de Reuters’a, HDP’nin açık desteğinin İYİ Parti’nin desteğini beş puan, CHP’nin desteğini ise 2-3 puan azaltabileceğini öne sürdü.

Reuters, “Bazı anketler muhalefet ittifakını, Erdoğan’ın İslamcı köklere sahip AKP’si ve milliyetçi MHP’den oluşan iktidar koalisyonunun önünde gösteriyor. Ancak anketler genellikle başa baş bir yarışa işaret ediyor. HDP ülke genelinde yaklaşık yüzde 10’luk bir desteğe sahip” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu bugünkü CHP grup toplantısında, HDP’ye atıfta bulunmadı; Millet İttifakı’nı oluşturan siyasi parti liderlerine tek tek teşekkür etti ve bu yolu birlikte yürüyeceklerini söyledi.

Reuters’a konuşan ikinci yetkili, çok ince bir dengenin bulunması gerektiğini, aksi takdirde ödenecek bir bedel olabileceğini kaydetti ve HDP’den gelen oyların ittifakta kaybedilenlerle örtüşebileceğine dikkat çekti.

Anayasa Mahkemesi, HDP’nin kapatılması davasını görüşürken siyasi analistler, Erdoğan’ın seçim kampanyasında bu iddiaları öne çıkaracağını söylüyor.

Davanın ne zaman sonuçlanacağı belli değil ancak mahkeme, HDP kararının seçim sonrasına ertelenmesi talebini reddetti. Mahkeme halihazırda partinin mali hesaplarını da bloke etmiş durumda.

Reuters’ın konuştuğu ikinci yetkili, İYİ Parti’nin katılımı nedeniyle bazı Kürt seçmenlerin muhalefet ittifakını desteklemeyeceğini de söyledi.

Sancar, dünkü açıklamalarında HDP’nin Türkiye’de siyasi dengelerin oluşmasında çok kritik bir yeri, rolü ve işlevi olduğunu da kaydetti.

“7 Eylül’de tutum belgesi açıklamıştık. Cumhurbaşkanlığında muhalefetle ortak aday fikrine açık olduğumuzu söylemiştik. Aday HDP ile ittifakımızla açık şekilde görüşmeler yapmalı” diyen Sancar, uzun zaman geçmesine rağmen bu konuda olumlu bir adım yaşanmadığını kaydetti.

Sancar, kendi adaylarını çıkarma konusunda Ekim ayından bu yana mesafe aldıklarını da söyledi ancak deprem nedeniyle, bu adımı yeniden değerlendirmeye başladıklarını belirtti.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’nun Adaylığı Açıklandı; HDP’nin Beklentileri Neler?

İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’nin oluşturduğu Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu olduğu duyuruldu.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun adayı olarak açıklanmasının ardından gözlerin çevrildiği yerlerden biri de Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Türkiye İşçi Partisi’nin de içerisinde olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı oldu. İttifakın bu aşamada aday çıkarması beklenmezken, Kılıçdaroğlu ile yapılacak görüşmenin ardından Emek ve Özgürlük İttifakı’nın tavrının netleşeceği öngörülüyor.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın Pazartesi akşamı Kemal Kılıçdaroğlu’na “Hayırlı olsun” demesi ve ardından da “Kendisini bizlerle görüşmeye bekliyoruz” çağrısının ardından HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’dan bugün partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda “Bizim derdimiz basit hesaplar değil, aday çıkarma politikamızı gelişmelere göre bir kez daha değerlendireceğimizi ifade etmek isterim” açıklaması yaptı.

Kılıçdaroğlu ziyaret edecek 

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun HDP başta olmak üzere Meclis’te grubu bulunan ve meclis dışındaki tüm partilerden randevu alacağı belirtiliyor. HDP ile öngörülen görüşmenin kısa vadede Meclis’te değil, HDP Genel Merkezi’nde olması bekleniyor.

Bu noktada HDP ile görüşme oldukça kritik önemde. HDP oy potansiyeli ile seçimlerde dengeyi değiştirebilecek bir güç olduğu biliniyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın kurmaylar HDP ile görüşmede bir pazarlık olmayacağını söylerken, “Görüşmelerde demokratik siyaset kanallarını açacağız” dedi. CHP’li kurmaylar, “Kimse siyaset yapacağı için hapse atılmayacak” mesajının verileceğini de sözlerine ekledi.

CHP’li kurmaylar, HDP’nin beklentisinin “Açık ziyaret ve muhatap alınma” olduğunu belirtirken, “Ziyaretler şeffaf olacak” değerlendirmesi yaptı. Kılıçdaroğlu ile Mithat Sancar’ın dönem dönem telefon görüşmeleri yaptığı bilinirken HDP’ye olan ziyaretin önem taşıyacağına vurgu yapılıyor.

HDP’de ‘cesur söylem’ beklentisi

Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP ile yapması beklenen görüşmede hangi başlıkların gündemde olacağı da merak edilirken HDP kurmayları beklentilerini anlattı.

DW Türkçe’den Kıvanç El’e bilgi veren HDP kurmayları, “HDP’li vekiller tutuklanıyor, hapse atılıyor. Meclis’ten atılıyor. Tüm mensuplarımız tehdit altında. Kayyum rejimi ile sandıkta kazandığımız belediyeler elimizden alınıyor. Bizim de hedefimiz parlamenter sisteme dönmek. Tüm bu güvenlikçi politikalar ve baskı rejimini sonlandıracak bir isme destek vereceğimizi zaten ifade etmiştik” görüşünü paylaştı.

2024 yılında yerel seçimlerin olduğunu hatırlatan HDP’liler, kayyum uygulamasına son verilmesi vaadinin en önemli başlıklardan biri olduğuna dikkat çekti. Daha önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın HDP’nin desteği ile kazanıldığını hatırlatan kurmaylar, “Burada bir pazarlık yapmadan destek verildi. Sonuçta mevcut iktidara kaybettirildi. Baskıcı rejim kaybetti” ifadelerini kullandı.

HDP kurmayları, Kürt sorununa dair “daha cesur bir söylem” beklediklerini de ifade ediyor.

HaberTürk’te Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtlayan Mithat Sancar, seçilecek cumhurbaşkanından beklentilerini, “Elbette demokrasi en acil olandır. Geçiş süreci dediğimiz şey demokratik hukuk devleti ve elbette parlamenter sistem; yani güçlü demokrasiye geçiş süreci diyoruz. Büyük tahribat, adaletsizlik, hukuksuzluk var. Biz bunların nasıl acil onarılabileceğini oturup konuşmalıyız. Yargının, idarenin ve kamu erkinin yozlaşması, militanlaşması sonucunu doğuran bu düzenlemeyi nasıl gerçekleştireceğiz. Bu tahribatları acil giderme programları oluşturmamız gerekiyor” sözleriyle anlattı.

İYİ Parti “izleyecek” 

Kılıçdaroğlu-HDP görüşmesi Millet İttifakı ortağı İYİ Parti’de de yakından takip edilecek. İYİ Parti’nin bu konudaki beklentisinin “İttifakın daha önce açıkladığı düzenlemeler dışında bir mesaj ve söz verilmemesi” olacağı ifade ediliyor. Tersi bir durum olması halinde parti sözcülerince buna itiraz edileceği belirtiliyor.

İYİ Parti kurmayları, HDP’nin “Altılı masanın bir partneri gibi görünecek açıklamalardan uzak durulmasını” istediklerini de söylüyor.

İYİ Parti’de bir diğer hâkim görüş ise HDP’nin kendi adayını çıkarması ve Millet İttifakı’na iktidar kanadı başta olmak üzere farklı kesimlerden gelebilecek “HDP masanın ortağı” eleştirilerinin bertaraf edilmesi. Bu konuda İYİ Parti tabanında azınlıkta olsa da “HDP’nin ittifakla birlikte görünmesine” dair rahatsızlıklar olduğu ve HDP’nin aday çıkarmasının bu nedenle istendiği kaydediliyor.

Paylaşın