Demirtaş, “Seçim Gecesi Devreye Sokulacak” Planı Yazdı

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kala Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine ilişkin uyarılarını sürdürüyor.

Gazete Pencere için kaleme aldığı ‘Trol Ordusu Komutanı Fahrettin Ne Yapmak İstiyor?’ başlıklı yazıda “seçim gecesi trol ordularının sosyal medyada devreye sokulacağını” vurgulayan Demirtaş, “Daha sandıklar açılmadan oy oranı verecek, ‘Erdoğan kazandı’ algısını ilk dakikalarda oturtmaya çalışacaklar. Böylece bizim motivasyonumuzu kırmayı deneyecekler. Sandıkta, seçim kurullarında ve Yüksek Seçim Kurulu’nda yapılacak hilelerle, yine ilk dakikalarda yayacakları çeşitli görsellerle ve videolarla Erdoğan’a oy yazmaya çalışacaklar” ifadesini kullandı.

Tutuklu siyasetçi, “tüm bu işler için ayarlanmış hakimler, emniyet personelleri, satın alınmış gazeteciler, Anadolu Ajansı ve binlerce trol hesabın şimdiden hazır beklediğini” dile getirdi: “2019 yerel seçimlerinde Anadolu Ajansının neler yaptığını hatırlayın lütfen. İlk sonuçlara göre İstanbul, Ankara, Adana, Mersin gibi şehirleri AKP adayları açık ara kazanmışlardı, değil mi? Peki gerçek sonuçlar öyle miydi?”

Demirtaş’ın yazısı şöyle:

“Seçim süreci başladı, geri sayım hızlandı. Adaylar, partiler çalışmalara başladılar.

Çalışmaya başlayan birileri daha var. Seçmeni vaatler ve program üzerinden ikna edemeyeceğinden emin olan AKP yönetimi; manipülasyon, algı, tehdit, şantaj planları hazırlamış durumda.

Bu planları uygulamak için devasa bir trol ordusu kuruldu, parası da devletin yani milletin cebinden ödendi.

Erdoğan’ın seçimler için en güvendiği ordusu, işte bu trol ordusudur. Ordunun komutanı da çakma Goebbels Fahrettin’dir.

Fahrettin’in askerleri ne yapıyor?

Öncelikle işleri yalan haber üretip olabildiğince yaymak, gerçeğin görülmesini engellemek, özel seçilmiş kişileri karalamak, muhalefeti birbirine karşı kışkırtmak, Erdoğan’ın kesinlikle kazanacağı yalanını yaymak ve rakiplerine saldırmak. Bunları biliyoruz.

“Bunun için ordu kurmaya gerek yok ki. On asker ve bir Onbaşı Fahrettin ile bunların hepsi yapılır” diyorsanız haklısınız. Çünkü bu ordunun asıl görevi, seçim günü ve oy sayımı sırasında manipülasyon yapmak olacak.

Trol ordusu seçim akşamı ne yapacak?

Daha sandıklar açılmadan oy oranı verecek, ‘Erdoğan kazandı’ algısını ilk dakikalarda oturtmaya çalışacaklar. Böylece bizim motivasyonumuzu kırmayı deneyecekler. Sandıkta, seçim kurullarında ve Yüksek Seçim Kurulunda yapılacak hilelerle, yine ilk dakikalarda yayacakları çeşitli görsellerle ve videolarla Erdoğan’a oy yazmaya çalışacaklar.

Tüm bu işler için ayarlanmış hakimler, emniyet personelleri, satın alınmış gazeteciler, Anadolu Ajansı ve binlerce trol hesap hazır bekliyordur. Bundan emin olabilirsiniz.

2019 yerel seçimlerinde Anadolu Ajansının neler yaptığını hatırlayın lütfen. İlk sonuçlara göre İstanbul, Ankara, Adana, Mersin gibi şehirleri AKP adayları açık ara kazanmışlardı, değil mi? Peki gerçek sonuçlar öyle miydi?

Trol ordusu mu kazanacak halk gücü mü?

Yalnız, her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesapladığını zanneden Fahrettin bir şeyi atlamış durumda. Emrindeki trol ordusunun karşısında on milyonlarca gönüllüden oluşan bir halk gücü var.

Her yerde sandıklara sahip çıkacak gönüllüler ile sosyal medya manipülasyonlarını boşa çıkaracak aktivistler, bu halk gücünün en etkili parçası olacak.

Tüm duyarlı sosyal medya kullanıcılarından bir ricam var. Hem sosyal medyadaki tehlikeleri sürekli anlatın hem trol hesaplarını teşhir ve şikayet edin hem de partilerin sosyal medya ekiplerine gönüllü olarak katılın lütfen. Gönlünüz hangi partideyse o partinin sosyal medya ekiplerine katılın.

Lütfen unutmayın; bu süreçte sosyal medya hesaplarınızı tümüyle doğru bilgi için ve manipülasyonların önüne geçmek için kullanmalısınız. Evet, belki seçim sadece sosyal medyada kazanılmaz ama sosyal medyadan kaybedilebilir.

Buradan, Edirne Cezaevindeki hücremden, bu satırları okuyan herkese, özellikle de gençlere sesleniyorum: Lütfen, sandık müşahidi olmak için kendinizi hazırlayın. Kazanacağınız seçimi yani geleceğinizi çalmalarına asla izin vermeyin.

Fahrettin’e bir tavsiye

Generalcik Fahrettin’e gelince…

Bu kadar hızlı gitme derim Fahrettin. Bir an dönüp bakacaksın ki arkanda ordu falan kalmamış, hepsi firar etmiş. Herkes kaçar, kurtulur, olan sana olur.

Çima diya te ji te re qet negotiye, kuro Fexredîn: Olaylara karışma.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

14 Mayıs Seçimleri; Buldan: Kadınlar İçin Bir Rejim Oylamasıdır

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Biz kadınlar; Tam eşitlik, gerçek demokrasi için, hakikatlerin gün yüzüne çıkarılması ve tarihsel yüzleşme için, koşulsuz adalet için geliyoruz. Erkek iktidara bağlı saray yargısına karşı; tam bağımsız gerçek yargı için geliyoruz. Kadınların önlenebilir şiddet ve cinayetlerde yitirilmemesi için geliyoruz.” dedi ve ekledi:

“Kadının perdelenen emeğini görünür kılmak için, kadının emeğini ve yaşamını güvenceye almak için geliyoruz. Tüm yönetim ve temsil kademelerinde, karar mekanizmalarında eşit temsiliyet için, eş başkanlık sistemini sarsılmaz bir güvenceye kavuşturmak için geliyoruz. Kazanılmış tüm haklarımızı korumak ve geliştirmek için; 6284 nolu yasayı dokunulmaz hale getirmek, İstanbul Sözleşmesi’ni etkin bir şekilde uygulamaya koymak için geliyoruz.”

Buldan, konuşmasının devamında, “Kayyum gaspından hesap sormak, bizim olan ne varsa geri almak için geliyoruz. Tekçi erkek iktidarın yarattıkları eşitsizlikler üzerinden sürdürdükleri saltanatlarını yıkmaya, rant ve vurgun sefalarını sonlandırmaya geliyoruz. İnsanlığa karşı işlenen bütün suçlar ile birlikte faşizme, işkenceye, tecrit politikalarına son vermek için geliyoruz. Kriz, çözümsüzlük, yıkım politikalarına karşı; çözüm iddiamız, değişim gücümüz, eşit ve onurlu bir barışı kurma sözümüzle geliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Yeşil Sol Parti Kadın Meclisi Seçim Bildirgesi, çok sayıda kadının katılımı ile Ankara Hilton Otel’de açıklandı. Etkinlikte konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “gelecek kadınlarındır” diye seslendi.

Buldan özetle şunları söyledi:

“Önümüzdeki yüzyılı yeni bir anlayış, yeni bir yaşamla karşılamak üzere çıktığımız yolun kadın seçim beyannamesini açıklamak üzere bugün burada toplanmış bulunmaktayız. Uzun yıllar önce kadınlar olarak koyulduğumuz yolu bu zamanlara getirmenin, bu güçlü noktaya ulaştırmanın sonsuz gururunu ve heyecanını yaşıyoruz.

Bu güçlü ruh ve birliktelikle bugün bu noktada olmamızı sağlayan, çok renkten, çok dilden, çok inançtan kadını aynı saflarda buluşturan kıran kırana bir kadın mücadelesi tarihi vardır. Kadınların umudu her daim diri tutan kararlı duruşu vardır. Her türlü zorluğa ve engellemeye rağmen yaşamını, emeğini hiç tereddüt etmeden cömertçe bu mücadeleye katan tarihin yürekli cesur kadınları vardır.

Ben bu kıymetli emeğin sahibi olan cezaevlerindeki, sürgündeki bütün kadın yoldaşlarımızı, hiç duraksamadan hakikatlerin izini süren, kayıpların, faili meçhullerin hesabını soran, adalet arayan, barış nöbetlerinde sabahlayan bütün kadınları, kadınlara karşı işlenen her türlü suça karşı tavrını ortaya koyan, kadın hakları için meydanları alanları asla boş bırakmayan; sözün, siyasetin, müzakerenin yollarını aşındıran bütün kadın örgütlerini ve aktivistleri; iş yerinde, tarlada, köyünde, mahallesinde her türlü talana, yıkıma, sömürüye meydan okuyan kadınları en içten duygularımla selamlıyorum.

Bugün bu kürsü sizin, bu beyanname sizin, bu seçimler sizindir. Bu seçimlerde elde edeceğimiz başarı sizin, yeni yüzyıl sizin, zafer sizindir. Şimdi büyük direnişimizi; görkemli mücadelemizi büyük değişime, yeniden inşaya ulaştırma zamanıdır

Sevgili kadınlar; Kadın beyannamemiz kadınların yıllardır mücadelesini yürüttüğü kadın hak ve özgürlüklerinin, demokrasinin, eşitlik ve adaletin beyannamesidir.

Beyannamemiz Deniz Poyrazların ve onun yoldaşlarının mücadele beyannamesidir. Saçlarını direniş bayrağı yapan İranlı kadınların, Urfa da adalet için direnen Emine Şenyaşar’ın, Afganistan’da imha uygulamalarına direnen kadınların ve dünyanın dört bir yanında ataerki ve faşizm zulmüne karşı direnen bütün kadınların onurlu mücadelesinde ortaklaşıyoruz. Ve onların bu iktidardaki zihniyet ortaklarına 14 Mayıs seçimlerinde kadınlar olarak meydan okuyoruz. Kadın mücadelemize karşı geliştirilen kumpaslara karşı kendi seçeneklerimizi yaratarak ilerleyişimize devam ediyoruz. O nedenle önümüzdeki seçimleri yeşil sol partisi ile karşılıyoruz. Seçimlere emek ve özgülük ittifakımızla, kadın ittifakımızla, tüm ezilenlerin güçlü ittifakıyla giriyoruz.

Evet, sevgili kadınlar; 20 yıldır iktidarı elinde tutanlar bu süre içerisinde kadınlara her türlü şiddet biçimini, sömürüyü, eşitsiz yaşamı, ağır yoksulluğu,  katliamları reva gördüler. Siyasetiyle, yargısıyla, bürokrasisi ve kirli medyasıyla kadınlara karşı her türlü suçun kapılarını sonuna kadar açtılar. Unutmayacağız, unutturmayacağız!

Bu iktidar yakın zamanda meydana gelen depremlerde hem bu ülkeye hem kadınlara yüzyılın felaketini yaşattı. Kadınları kendi yarattıkları enkazın altında bıraktılar. Canını kurtarabilenleri bir çadıra, bir yudum suya, bir plastik kaba muhtaç ettiler. Kadınları muhtaçlığa, çaresizliğe, acıya ve yasa mahkûm edenleri asla unutmayacağız, unutturmayacağız!

HDP’nin fikriyatını Yeşil Sol çatısı altında seçimlere taşıyarak geliyoruz’

Yaşattıkları bütün bu acıların, ihmallerin ve yıkımın hesabını kesinlikle soracağız. Biz kadınlar bu hesabı sormak için bir kadın partisi olan HDP’nin fikriyatını Yeşil Sol çatısı altında seçimlere taşıyarak geliyoruz. Yüzyılın felaketine karşı yüzyılın inşasını gerçekleştirmek için geliyoruz. Biz kadınlar; Tam eşitlik, gerçek demokrasi için, hakikatlerin gün yüzüne çıkarılması ve tarihsel yüzleşme için, koşulsuz adalet için geliyoruz. Erkek iktidara bağlı saray yargısına karşı; tam bağımsız gerçek yargı için geliyoruz. Kadınların önlenebilir şiddet ve cinayetlerde yitirilmemesi için geliyoruz.

Kadının perdelenen emeğini görünür kılmak için, kadının emeğini ve yaşamını güvenceye almak için geliyoruz. Tüm yönetim ve temsil kademelerinde, karar mekanizmalarında eşit temsiliyet için, eş başkanlık sistemini sarsılmaz bir güvenceye kavuşturmak için geliyoruz. Kazanılmış tüm haklarımızı korumak ve geliştirmek için; 6284 nolu yasayı dokunulmaz hale getirmek, İstanbul Sözleşmesi’ni etkin bir şekilde uygulamaya koymak için geliyoruz.

Kayyum gaspından hesap sormak, bizim olan ne varsa geri almak için geliyoruz. Tekçi erkek iktidarın yarattıkları eşitsizlikler üzerinden sürdürdükleri saltanatlarını yıkmaya, rant ve vurgun sefalarını sonlandırmaya geliyoruz. İnsanlığa karşı işlenen bütün suçlar ile birlikte faşizme, işkenceye, tecrit politikalarına son vermek için geliyoruz. Kriz, çözümsüzlük, yıkım politikalarına karşı; çözüm iddiamız, değişim gücümüz, eşit ve onurlu bir barışı kurma sözümüzle geliyoruz.

Kadınlar olarak 3. Yol’da birleşiyoruz’

Evet, sevgili kadınlar; Kadınlar değişim ve dönüşümün, yeniden inşanın kurucu gücüdür. Her zaman olduğu gibi bu seçimlere de eşit temsiliyet vaadinden fazlası ile eşit temsiliyet ile giriyoruz. Önümüzdeki dönemde siyasette en güçlü şekilde yerimizi alacak tarihsel rolümüzü oynayacağız. Kadınlar olarak 3. Yol’da birleşiyoruz.

3. Yol da yeni bir başlangıç, yeni bir yüzyıl diyoruz. Bu yol, bu güç, bu irade; yeşil solda, emek ve özgürlük ittifakımızla, kadın ittifakımızla mücadelemizi zafere ulaştıracaktır. Bu nedenle her zaman olduğundan çok daha fazla kararlılık ve azimle büyük yürüyüşümüzü devam ettirme zamanıdır. Özgürlük ağacının kökleri yeterince güçlü ve derindir. Şimdi güneşin ışığında, yeşil sol ağacının etrafında kenetlenerek zaferi kucaklamaya çok daha yakınız. Çok daha hazırız.”

Paylaşın

Demirtaş’tan “Yeşil Sol Parti” Çağrısı: Gerçek Bir Umut

Halkların Demokratik Partisi (HDP), Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) devam eden kapatma davasından çıkabilecek olumsuz bir karara karşı Yeşil Sol Parti ile 14 mayıs seçimlerine katılma kararı almıştı.

Haber Merkezi / Edirne F Tipi Cezaevi’nde altı buçuk yıldır cezaevinde tutulan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabı üzerinden Yeşil Sol Parti için bir kez daha çağrı yaptı.

Çağrısında gençlere seslenen Demirtaş, “Merhaba genç kardeşim, nasılsın? @YesillerSol ile aran nasıl?” diye soran Demirtaş, şöyle devam etti: “Kafana yatmayan ya da merak ettiğin bir şey varsa buradan bana yaz lütfen, olabildiğince cevap vermeye çalışacağım. Bence Yeşil Sol Parti gerçek bir umut, cıvıl cıvıl bir gençlik partisi.” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, sosyal medya hesabından yaptığı bir başka paylaşımda ise, “Erdoğan kaybederse her şey çok kötü olur” diyenlere seslendi.

Demirtaş şunları yazdı: “Mesela Euro 20 TL, et 300 TL, peynir 200 TL, işsiz sayısı 5 milyon, açlık sınırı 10 bin TL, asgari ücret 8.500 TL mi olur? Hatta bir depremde 50 bin kişi mi ölür? Allah aşkına, daha ne kadar kötü olabilir?”

Paylaşın

HDP’den Parti Tarihinde Bir İlk: Askeri Anlaşmaya “Hayır” Demedi

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Finlandiya’nın NATO’ya (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) katılımına onay verdi. TBMM görüşmelere katılmayan Halkların Demokratik Partisi (HDP), ilk kez bir askeri kararı reddetmemiş oldu.

HDP Dışişleri Komisyonu Sözcüsü Hişyar Özsoy, partisinin oylamaya katılmamasıyla ilgili konuştu.

Özsoy askeri anlaşmalara hiçbir zaman ‘evet’ oyu vermediklerini, daima ‘hayır’ oyu kullandıklarını belirterek “İlk defa askeri bir anlaşmada böyle yapıyoruz” dedi ve şunları söyledi:

“Şimdiye kadar hepsine ret oyu verdik. Ama bu defa Finlandiya’nın güvenlik kaygılarını meşru gördüğümüz için bu oylamaya katılmama kararı aldık, ‘Hayır’ da demek istemedik. HDP olarak hiçbir askeri ittifaka ‘Evet’ demeyiz, diyemeyiz, programımızda var.”

‘Kuzey Atlantik Antlaşmasına Finlandiya Cumhuriyetinin Katılımına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’, dün TBMM Genel Kurulu’nda görüşüldü. Meclis’teki oylamada teklif kabul edildi.

Halkların Demokratik Partisi, Finlandiya’nın NATO’ya üyeliğine onay veren görüşmelere katılmadı ve ilk kez bir askeri anlaşmaya ‘hayır’ dememiş oldu. Meclis’teki tüm partiler teklife destek verirken, HDP’liler genel kurulda salonda bulunmalarına rağmen oy kullanmadı.

Finlandiya’nın önümüzdeki hafta Salı ve Çarşamba günü Brüksel’de yapılacak NATO Dışişleri Bakanları toplantısında büyük olasılıkla NATO’nun 31’inci üyesi olarak ilan edilmesi bekleniyor.

Finlandiya’nın NATO’ya kabulüne ilişkin henüz yerine getirilmeyen bazı formalitelerin önümüzdeki günlerde tamamlanabileceği ve Finlandiya’nın kabulüne karar verilebileceği belirtiliyor.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, kanun teklifinin TBMM Genel Kurulunda kabul edilmesini memnuniyetle karşıladığını bildirdi. Twitter’dan bir paylaşım yapan Stoltenberg, “Bu bütün NATO ailesini daha güçlü ve güvenli yapacak” dedi.

Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ise, “Finlandiya, NATO’nun güvenliğine kendini adayan, güçlü bir müttefik olacak” ifadesini kullandı.

Finlandiya Başbakanı Sanna Marin de destek için tüm ülkelere teşekkür ederek, “Müttefikler olarak karşılıklı güvenlik sağlayacağız. Birbirimizi savunacağız” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin ABD’ye bildirmesi gerekiyor

NATO kaynaklarından edinilen bilgilere göre, tamamlanmayan formalitelerden biri de Türkiye’nin, Finlandiya’nın katılım protokolünün onaylandığını resmi olarak ABD Dışişleri Bakanlığı’na bildirmesi.

ABD Dışişleri Bakanlığı NATO’nun Kurucu Antlaşmasına göre ittifakla ilgili belgelerin kayıt altına alınmasından da sorumlu merci.

Ankara’nın Washington’u resmen bilgilendirmesinden sonra NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Finlandiya’yı Kuzey Atlantik Antlaşması’na katılmaya davet edebilecek. Finlandiya, katılımı onaylaması ve ilgili belgeleri ibraz etmesinin ardından resmi olarak üye kabul edilecek.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki hafta önce Finlandiya’nın katılımına yönelik itirazdan vazgeçildiğini açıklamıştı.

Türkiye “terör örgütlerine destek verdikleri” gerekçesiyle İsveç ile birlikte Finlandiya’nın NATO üyelik başvurularına itiraz etmişti. Daha sonra Finlandiya’ya yeşil ışık yakan Ankara, İsveç’e onayın ise mevcut koşullarda henüz mümkün olmadığı sinyalini vermişti.

 

Paylaşın

Yeşil Sol Parti Seçim Bildirgesi: Türkiye’yi Bu Karanlıktan Kurtaracağız

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kala, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve seçime listelerinden gireceği Yeşil Sol Parti, Ankara’da bulunan bir otelde seçim beyannamesini açıkladı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile Yeşil Sol Parti Eş Sözcüleri Çiğdem Kılıçgün Uçar ve İbrahim Akın’ın açıkladığı beyannamede “Birlikte değiştireceğiz” vurgusu yapıldı.

Beyanname kamuoyu ile paylaşılmadan önce Maraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremde yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşundu bulunuldu.

Seçim sloganı “Buradayız, birlikte değiştireceğiz” ve “Dîsa em” olan Yeşil Sol Parti, etkinlik salonuna, Kürtçe, Türkçe sloganların yer aldığı pankartlar asıldı.

Etkinliğe, Yeşil Sol Parti Eş Sözcüleri Çiğdem Kılıçgün Uçar ve İbrahim Akın ile Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Esengül Demir, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Berdan Öztürk, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, SODAP Sözcüsü Kezban Konukçu, SYKP Eş Genel Başkanı Cavit Uğur, TÖP Sözcüler Kurulu üyeleri Perihan Koca ve Pelin Kahiloğulları, EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Kürt siyasetçiler Ahmet Türk ve Sırrı Sakık, eski Devlet Bakanı Halil Ziya ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.

“Tüm ittifaklarımızla birlikte değiştirmeye geliyoruz”

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar konuşmasında şu noktalara değindi: “Kürt sorununda demokratik çözüm için, savaş ret ve inkar politikalarına karşı buradayız. Nefrete, kine, düşmanlaştırmaya karşı büyük barış için buradayız. Birlikte değiştireceğiz. Ölümün yüceltilmesine karşı yaşamı savunmak için buradayız, birlikte değiştireceğiz.

“Yeşil Solun ağacı altında buluştuk şimdi buradayız. Tüm ittifaklarımızla birlikte değiştirmeye geliyoruz. Doğayı sömüren, kadını köleleştiren gençliği esir alan bu düzeni değiştirmek için buradayız; geleceği hep birlikte, eşit, özgür bir demokratik cumhuriyet çatısı altında kurmak için buradayız, kararlıyız, gücümüz var, irademiz sağlam.”

“Türkiye’yi bu karanlıktan kurtaracağız”

Buldan ise şöyle dedi: “Bildirgemiz, Türkiye’nin demokratik çözüm programıdır. Özgürlüklerin, barışın, adaletin ve yeni bir yaşam mücadelesinin manifestosudur. Tabi ki bugünlere kolay gelmedik. Önümüze çıkarılan tüm engelleri, barajları, baskı ve kumpasları yıka yıka, direne direne, geldik. Başarıya hep beraber gideceğiz.

Evet, cumhuriyetin ikinci yüz yılına girerken tarihi bir dönemecin tam da arifesindeyiz. 14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kaldı. Seçimler, kurulacak yeni bir dönemin, yani büyük değişimin başlangıcı olacaktır. Ama aynı zamanda, 14 Mayıs, ülkeye yıllardır en büyük kötülükleri, yıkımları, karanlıkları yaşatan AKP-MHP faşizm düzeninin de biletinin kesileceği tarihi bir gün olacaktır. Evet, buradan en güçlü şekilde ifade ediyorum: AKP-MHP rejimini 14 Mayıs’ta sona erdireceğiz. Yolun sonuna geldiler. Onları kesinlikle göndereceğiz! Türkiye’yi bu karanlıktan kurtaracağız.”

“İstanbul Sözleşmesi için geliyoruz”

Ciğdem Kılıçgün Uçar şunları söyledi: “Türkiye’nin çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı, çok dilli yapısına uygun yeni bir demokratik anayasayı, toplumun anayasasını demokratik katılım ve toplumsal müzakere ile birlikte yazmak için Biz Hazırız.

İktidarların estirdiği faşizme ve kapitalist erkek egemenliğine karşı örgütlenmeyi ve dayanışmayı büyütmek için geliyoruz; eşbaşkanlık ile eşit temsiliyet ilkesi ve İstanbul Sözleşmesi için geliyoruz.”

“Temsiliyete dayalı yerel yönetimleri güçlendireceğiz”

İbrahim Akı ise şöyle konuştu: “Meclisler, kent konseyleri, platformlar, meslek kuruluşları ve demokratik kitle örgütlenmeleri ile yönetime ve karar süreçlerine katılan halkın iradesiyle demokrasiye ve eşit temsiliyete dayalı yerel yönetimleri güçlendireceğiz.

Halk iradesine ve seçim adaletine ipotek koyan ve bir yönetim biçimi haline gelen kayyım rejimine son vermek için geliyoruz.”

Ekololji, çalışma hayatı, kadın ve çocuk hakları, adalet, ekonomi gibi başlıklarda 4 bölüm ve 50 başlıktan seçim vaatlerinin yer aldığı 2023 Seçim Bildirgesinde öne çıkan noktalar şöyle:

Kürt sorununun demokratik barışçı çözümü
İkinci yüzyılda demokratik anayasa
Bağımsız ve tarafsız yargı ile herkes için adalet
Kadınlar için özgürlük ve eşitlik
Ekolojik yeni yaşam
Herkes için adil yargılanma hakkını güvence altına alacağız
KHK’leri iptal edeceğiz
Çocukların, bugünün hak sahipleri ve toplumsal özneleri olmaları için geliyoruz…
Toplumun ihtiyaçlarını esas alan demokratik ekonomi ile geliyoruz
Sendikal hak ve özgürlükler için geliyoruz

Paylaşın

Selahattin Demirtaş Yazdı: Değişim Nedir?

Yaklaşık altı yıldır Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Değişim Nedir?” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Yazısında, “Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı demokrasiyle taçlanacaksa demokratik değişim bizden, her birimizden başlamalı. Yoksa Cumhuriyet durup dururken demokrasiyle taçlanmaz, hiçbir taç gökten inmez” ifadelerine yer veren Demirtaş’ın Gazete Duvar’da yayınlanan yazısı şöyle:

“Bu yazıda kastedilen sensin, başkası değil.

Muhalefet haklı olarak, 14 Mayıs seçimlerini değişimin başlangıcı olarak görüyor. Peki nedir bu değişim, tam olarak ne değişecek? Muhalefet seçimi kazanırsa öncelikle iktidar değişecek. Ama değişimden kastedilen sadece bu olmasa gerek.

Benim değişimden anladığım şey, mevcut düşünce kalıplarımızdan ve şablonlarımızdan sıyrılmamızdır.

Her birimiz durduğumuz yeri en kusursuz, en mükemmel yer olarak belirleyip geri kalan herkesin bizi baz alarak değişmesini bekliyorsak feci şekilde yanılıyoruz demektir. “Değişim değişim” deyip bunu zerrece kendi üstümüze alınıyorsak değişim olmayacak demektir.

Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı demokrasiyle taçlanacaksa demokratik değişim bizden, her birimizden başlamalı. Yoksa Cumhuriyet durup dururken demokrasiyle taçlanmaz, hiçbir taç gökten inmez.

Birey olarak sosyal yaşamımızda, evde, iş yerinde ne kadar demokratız? Farklı inançlara, kimliklere, doğaya, hayvanlara karşı ne kadar demokratız? Kadın erkek ilişkilerinde ne kadar demokratız?

Üyesi olduğumuz siyasi partilerde, derneklerde, meslek odalarında, sendikalarda demokrasi var mı? Yoksa önemli kararlar halen kapalı kapılar ardında, dar gruplar tarafından mı alınıyor? Örneğin, önümüzde milletvekili seçimleri varken adaylar neden ön seçimle belirlenmiyor, bunun bir açıklaması var mı?

Bizden farklı düşünenlere saygıyla yaklaşıyor muyuz? Sorunlarımızı konuşarak, tartışarak, uzlaşmayla çözmeye açık mıyız?

Hak ve özgürlüklerimizi, korumakta ve büyütmekte bilinçli miyiz, atak mıyız?

Örgütlü toplumun gücünün farkında mıyız? Yoksa örgütlü hareket etmekten halen çekiniyor, korkuyor muyuz?

Özgür düşüncenin ne olduğunu, önemini tam olarak kavramış durumda mıyız?

Sorular çoğaltılabilir. Cevapları ise aynaya bakarak vermeni rica ediyorum.

Devletin demokratikleşmesi ise kurumların ve kuralların evrensel insan hakları, demokrasi standartlarına uygun işletilmesiyle olur. Devlet demokratikse hem kararlar verilirken hem de denetim yapılırken yurttaşa açık olur. Demokratik devlet; yurttaşın önüne engel çıkarmayan, baskılamayan, özgürlüklere saygılı devlettir.

Demokratik devletin bozulup yozlaşmamasının, faşizan devlete dönüşmemesinin garantisi de demokratik toplum ve demokratik bireydir.

Biz değişmemişsek devlet üstten değişse bile bunun kimseye yararı da olmaz, zaten öyle bir değişim kalıcı da olmaz. Dolayısıyla demokratik cumhuriyet ancak demokrat bireylerle, demokratik toplumla var olabilir.

Sözün özü, kimse kendini de halkı da kandırmaya kalkmasın. Bu seçim kampanyasından başlayarak kendimizi değişime açık hale getirelim.

Değişmemekte ısrar edip öte yandan demokrasi havarisi gibi ortada dolaşanlar çok sırıtıyor, benden söylemesi. Sıfatınız, kimliğiniz, kudretiniz ne olursa olsun demokratik bir şekilde yaşamadan, demokratik düşünmeden demokrasiyi savunmak çok çirkin bir görüntü oluşturuyor. Hele halkı temsil eden veya bu iddiada olan bir siyasetçiyseniz çok daha fazla göze batıyor.

Milletvekili adaylarına da bir önerim var.

Cumhuriyet’in demokrasiyle taçlanması için o tacı önce kendi başınıza oturtun, öyle yola çıkın. Aksi halde emin olun siyasi yaşamınız fiyasko ile son bulur, ortalıkta bolca örneği olduğu gibi.”

Paylaşın

HDP’li Sancar: Zalimlere Kaybettireceğiz, Mazlumlara Kazandıracağız

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sancar, “Israrla sorunlarımızın çözüm yolu demokratik siyasettir diyoruz. Bu açıdan parlamentonun önümüzdeki dönem hayati bir önem taşıyacağını da görüyoruz. Bu nedenle parlamento seçimlerine çok büyük önem veriyoruz” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Zulme karşı buradayız, birlikte değiştireceğiz. Yıkıma ve talana karşı yeniden inşa için buradayız, birlikte değiştireceğiz. Kadınların mücadelesiyle buradayız birlikte değiştireceğiz. Söz veriyoruz hep birlikte değiştireceğiz. Zalimlere kaybettireceğiz, mazlumlara kazandıracağız. Yeşil Sol kazanacak, ittifaklarımızla birklikte kazanacağız. Tüm Türkiye halklarına kazandıracağız.”

Sancar, konuşmasında ayrıca, “Büyük bir değişimin arifesindeyiz. Kendi menfaatinden ve koltuğundan başka hiçbir şey düşünmeyen, halkı büyük buhranla, depremin yıkımı ve enkazıyla baş başa bırakan AKP-MHP saltanatının son bulacağı aydınlık günler için geri sayım başladı” ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sancar’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Halka yoksulluğu, sefaleti reva gören AKP- MHP iktidarından bu ülkenin kurtulacağı tarihi ana sayılı günler kaldı. Büyük bir değişimin arifesindeyiz. Kendi menfaatinden ve koltuğundan başka hiçbir şey düşünmeyen, halkı büyük buhranla, depremin yıkımı ve enkazıyla baş başa bırakan AKP-MHP saltanatının son bulacağı aydınlık günler için geri sayım başladı. Bu iktidar bloğu varlığını devam ettirmek için her yola başvuruyor, tarihimizin en karanlık, en tehlikeli ittifakı oluşmuş durumda.

Bu ittifaka karşı tüm demokrasi güçlerinin birlikteliği ve ortak iradesi her zamankinden daha hayati önemdedir. Hiç kimse bu sorumluluğu bir an bile aklından çıkarmamalıdır. Bu karanlık tehlikeli ittifakı durdurmak için hep birlikte ortak mücadele ve ortak irade göstermenin zamanıdır, bu tarihi anda hata yapanın tarih önünde de halkların vicdanında da affedilmesi mümkün olmayacaktır.

Seçim bildirgemiz son aşamasına gelmiş durumda. 30 Mart’ta büyük bir buluşmayla seçim bildirgemizi açıklayacağız. Açıklayacağımız bildirge Türkiye’nin demokratik çözüm programı olacaktır. Seçim sürecinde tam kadro sahada olacağız. Partimizden aday olmak için her kesimden yoğun bir ilgi var. Bu bizi gururlandırıyor. Umut HDP’dir, umut kurduğumuz ittifaklardadır.

HDP ve ittifakları altındaki bu büyük buluşma Türkiye’ye ve demokrasiye büyük kazandıracaktır. HDP’nin önünü kesmeye yönelik kumpas ve davalar hâlâ devam ediyor. Her türlü oyunu oynamaya da devam edeceklerini biliyoruz. Böyle bir dönemde bile hiç geri durmayacakları kumpasların hepsini boşa çıkaracağız. Bugüne kadar ne yaptılarsa hepsine karşı direndik, yol bulduk.

Başından bu yana tuzakların farkındayız. 14 Mayıs seçimlerinde halkımızın sandığa yansıyacak tarihi iradesini riske etme hakkımız yoktu. Yeni bir dönem başlarken bu büyük dönüşüm gücünü mutlaka parlamentoya taşımamız gerekiyordu. Kapatma davası devam ederken başvurular yaptık. Bu davanın seçimden sonraya bırakılmasını meşru, siyasal ve hukuksal gerekçelerle talep ettik. AYM, 24 aydır süren davada bir ay daha beklememe kararını verdi. Biz bunun ne anlama geldiğinin elbette farkındayız. Bu planın neyi hedeflediğini elbette biliyoruz.

“Zalimlere kaybettireceğiz, mazlumlara kazandıracağız”

Seçimlere Yeşil Sol Parti ile girmeyi kararlaştırdık. Onlar akıllarınca tuzaklar oluştururken bizler aklın, inancın ve kararlılığın ışığında yürüdük. En büyük dersi sandıkta vereceğiz. Biz onların hileleriyle de, oyunlarıyla da baş etmeyi öğrendik, bu da onlara büyük dert olsun.

Yolumuz üçüncü yoldur. Yolumuz şimdi yeşilin ve solun yoludur. Değişim yolu ve adresi bu seçimlerde Yeşil Sol’dur. İnanıyoruz ki 14 Mayıs’ta tüm seçim sandıklarını yeşile boyayacağız. Mayıs’ın baharıyla Yeşil Sol’un baharı sandıklarda buluşacaktır.

Israrla sorunlarımızın çözüm yolu demokratik siyasettir diyoruz. Bu açıdan parlamentonun önümüzdeki dönem hayati bir önem taşıyacağını da görüyoruz. Bu nedenle parlamento seçimlerine çok büyük önem veriyoruz.

Zulme karşı buradayız, birlikte değiştireceğiz. Yıkıma ve talana karşı yeniden inşa için buradayız, birlikte değiştireceğiz. Kadınların mücadelesiyle buradayız birlikte değiştireceğiz. Söz veriyoruz hep birlikte değiştireceğiz. Zalimlere kaybettireceğiz, mazlumlara kazandıracağız. Yeşil Sol kazanacak, ittifaklarımızla birklite kazanacağız. Tüm Türkiye halklarına kazandıracağız.”

Paylaşın

14 Mayıs Seçimleri: Kürtler Nasıl Bir Rol Oynayacak?

Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) oluşan Emek ve Özgürlük İttifakı, 6 Şubat’taki depremlerinden önce cumhurbaşkanı adayı çıkaracağını açıkladı.

Ancak Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklanmasının ardından Emek ve Özgürlük İttifakı aday çıkarılmayacağı duyuruldu. Kılıçdaroğlu’na fiilen destek anlamına gelen bu açıklamanın ardından Kürtlerin siyasette oynayacağı rol daha fazla tartışılmaya başladı.

VOA Türkçe’den Mahmut Bozarslan’ın aktardığına göre Merkezi Diyarbakır’da bulunan Dicle Toplumsal Aramalar Merkezi (DİTAM) isimli düşünce kuruluşu da bu tartışmalara katıldı. DİTAM tarafından düzenlenen “Türkiye Siyasetinde Kürtler ve Seçimler” konulu toplantıda Kürtlerin siyasette nasıl bir rol oynayacakları sorusuna yanıt arandı.

Toplantıya Fransa’nın başkenti Paris’ten online olarak katılan siyaset bilimci ve tarihçi, Paris Sosyal Bilimler Yüksek Okulu (EHESS)Öğretim üyesi Prof. Dr. Hamit Bozarslan, Türkiye’nin çok kritik bir noktada olduğunu belirterek, “Uzun yıllardır böyle bir beklenti söz konusu değildi” dedi.

“Altılı Masa demokratik bir masa değil”

HDP’nin fiilen destek olacağı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olduğu altılı masaya değinen Bozarslan, altılı masanın demokratik bir masa olmadığını savundu. İyi Parti için “Susurluk geleneğinden gelmekte” ifadesini kullanan Bozarslan, “CHP, İttihat ve Terakki ile ilişkilerini koparmayan bir parti” yorumunu yaptı.

Altılı masanın çözmesi gereken sorunlar arasında Kürt sorununun bulunmadığını hatırlatan Bozarslan, “Bu söylediklerim altılı masanın desteklenmemesi anlamına gelmemekte. Ama altılı masanın mutabakat metninde çözülmesi gereken 2 bin küsur sorun sayılıyor ama bunların içinde Kürt meselesi yok” şeklinde konuştu.

Türkiye’de büyük bir değişim beklentisi olduğunu vurgulayan Bozarslan, “Değişim beklentisi en azından şimdilik demokrasi beklentisi değil. Demokratik hareketin ve Kürt hareketinin değişim beklentisini demokrasi beklentisine dönüştürmesi gerekiyor. Demokrasi beklentisinin oluşturulması için Kürt meselesinin kendi başında meşru bir mesele olarak kabul edilmesi zorunluluğu var. Bu aynı zamanda azınlık haline getirilen diğer Türkiye halklarının meşruluğu anlamına geliyor” şeklinde konuştu.

“Her şey seçimlere indirgenemez”

Bütün beklentilerin seçimlere indirgenemeyeceğini ifade eden Bozarslan, Türkiye’yi demokratikleştirecek faktörler üzerinde yoğunlaşılmasını önderdi. Bozarslan Türkiye’de baskı rejimine rağmen direniş sahalarının da olduğuna dikkat çekerek, “Direniş sahalarının korunması, güçlendirilmesi, uzun bir zaman dilimine yayılması gerekmekte. Türkiye’deki dengeler iktidarın değil direniş sahalarının lehine çalışmakta” dedi.

HDP neden cumhurbaşkanı adayı çıkarmadı?

AK Parti yıllarca Kürt siyasetinin temsil ettiği partilerle birlikte bölgede Kürt seçmenden en fazla oy alan parti oldu. Ancak son aylarda yapılan anketler AKP’nin oylarının düştüğünü gösteriyor. Bozarslan’dan sonra söz alan Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Vahap Coşkun da, Kürt seçmenle AKP arasındaki makasın açıldığına dikkat çekti.

AK Parti oylarının erozyona uğradığını söyleyen Coşkun, CHP’nin iktidar umudu olmasıyla birlikte, HDP’nin oylarının bir kısmının CHP’ye gidebileceğini savundu. Seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesinin HDP seçmeni arasında motivasyon bozukluğuna yol açabilme ihtimali olduğuna da vurgu yapan Coşkun, ilk kez oy kullanacak seçmenlerin de HDP için avantaj olduğuna değindi.

Coşkun, HDP’nin cumhurbaşkanı adayı çıkarmamasını beş neden bağladı. HDP’nin 2015’ten bu yana sürdürdüğü AK Parti karşıtlığının tabanda hissiyat yarattığını savunan Coşkun, “HDP istese de artık kendi tabanında AK Parti karşısında nötr ya da destekleyecek pozisyona giremez” dedi.

AK Parti’nin Kürt karşıtı siyasetinin aday çıkarılmamasında önemli bir etken olduğunu dile getiren Coşkun, diğer nedenleri şöyle sıraladı:

“HDP ile ittifak yapan özellikle sol grupların aday hiç çıkartılmaması konusundaki yaptıkları deklarasyon. Kılıçdaroğlu’nun Kürt seçmenin,cumhurbaşkanlığı adayları içerisinde kendisine en yakın adamı olarak görmeleri. Demirtaş gibi gösterebileceği popüler bir adayın olmaması bunlar önemli nedenler. HDP aday göstermiş olsaydı dahi, seçmelerin önemli bir kısmı ilk turda Kılıçdaroğlu’nu tercih edebilirlerdi, bu parti yönetimi açısından doğru bir tablo olmazdı” dedi.

“Kürtler çaba içerisine”

14 Mayıs seçimlerinden iktidar değişimi olacak mı? Toplantının ardından soruları yanıtlayan DİTAM Başkan Yardımcısı Sedat Yurtdaş, iktidar değişiminin sağlanabileceği görüşünde. Peki bu değişim Kürtlere ne getirir? Cumhur ittifakının yerini alması beklenen ve Kürtlerin de destekleyeceği varsayılan Millet İttifakı Kürt sorununu çözebilir mi? Yurtdaş’a göre Millet İttifakı Kürtlerin taleplerine açıkça cevap vermiyor.

Ancak Yurtdaş, Millet İttifakının çabalarına dikkat çekerek, “Genel gidişat bu iktidarın, Erdoğan’ın Kürt karşıtlığı politikasının Kürtler de artık bir karşılığının olmadığıdır. Millet İttifakı’nın her ne kadar Kürtlerin genel özgürlük, hak taleplerine açıkça cevap veren bir konumda olmasa da genel demokrasiyi, hukuk, özgürlükler konusunda ortak bir çaba içerisinde hareket edilebileceğini, dolayısıyla iktidar değişimi sağlanabileceği konusunda genel bir yaklaşım var” diye konuştu.

Kürtlerin de kendi hakları için çaba içinde olduğunu anlatan Yurtdaş, “Şunu gördük ki tek tek bireyler, kurumlar, katılımcıların hepsi bu süreçte en etkili bir şekilde dil, kimlik hakları, yönetime katılma hakları için bir çaba içerisinde olduğunu gösteriyor” dedi.

Paylaşın

Demirtaş: Ajan Provokatörler Bu Seçimle İfşa Olacaklar

Eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, 14 Mayıs seçimlerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, “AKP’nin muhalefet partilerine sızdırdığı ajan provokatörler de bu seçimle ifşa olacaklar” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “2017 referandumu ve 2018 seçimlerinde bu ajanlar içeriden çok kritik etki yaptılar, bu defa hepsinin ipliği pazara çıkacak. Yok öyle yağma. Oyun bitti. Halk nasıl istiyorsa öyle olacak.”

Edirne Cezaevi’nde 6 yıldır tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabından 14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

“Değişim başladı” diyen Demirtaş’ın açıklamaları şöyle:

“1- AKP’nin muhalefet partilerine sızdırdığı ajan provokatörler de bu seçimle ifşa olacaklar.

2017 referandumu ve 2018 seçimlerinde bu ajanlar içeriden çok kritik etki yaptılar, bu defa hepsinin ipliği pazara çıkacak.

Yok öyle yağma. Oyun bitti. Halk nasıl istiyorsa öyle olacak.

2- Halkımız bilmeli ki, siyasi tarihimizin en derin tasfiye operasyonlarını, direnerek boşa çıkardık. Partimizi de bizi de teslim alamadılar.

Dört koldan yürüttükleri itibarsızlaştırma, yok etme girişimleri halkımızın güvenine, sevgisine, iradesine çarpıp geri döndü.

3- Demokrasi ve Özgürlük Hareketinin direniş tarihini bilmeyenler “iş verenleri” ile birlikte tarih çöplüğüne gidecekler.

Değişim başladı. Hiçbir kirli odak bunu durduramaz. Güzel günlere az kaldı. Huzura, refaha, barışa az kaldı.

Hep birlikte, coşkuyla çalışmaya devam edelim.”

Paylaşın

HDP’li Buldan: 100 Milletvekili Hedefiyle Seçimlere Hazırlanıyoruz

Partisinin il eşbaşkanları toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Buldan, 14 Mayıs’ta gerçekleşecek seçimlere değinerek, “Cumhuriyetin ikinci yüzyılında 100 milletvekili şiarıyla bu seçimlere hazırlanıyoruz” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Çok güçlü bir Yeşil Sol Parti’nin temsiliyeti ile farklı renklerin, kimliklerin aidiyetlerin ve mağduriyet yaşayan, yok sayılan, inkar edilen bütün kimliklerin temsil edilmesi de parlamentoya çok daha güçlü girebilmek için çalışacağız ve mücadele vereceğiz. Dolayısıyla güçlü bir partiyle parlamentoda temsil edilmenin önümüzdeki senelerde yapılacak olan yasal çalışmalara etki edeceğini bilerek ve bu anlayışla parlamentoya girmeyi hedefliyoruz.”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Eşbaşkanları, seçim çalışmalarını değerlendirmek üzere toplandı. Toplantıya HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar başkanlık etti.

Toplantının açılışında konuşan Pervin Buldan şunları söyledi:

“Bugün Ramazanın ikinci günü, Ramazanın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Oruç tutan halkımızın oruçlarının kabul olmasını diliyorum. Gerçekten önemli bir tarihsel dönemden geçiyoruz. Bu tarihi dönemde sorumluluk ve yükümlülüklerimizin çok daha ağır olduğunu biliyoruz. Ancak şunu ifade etmek isterim bizim artık hayatımızın iki şekli oluştu; birincisi deprem öncesi hayatımız ikincisi deprem sonrası hayatımız. Deprem öncesini çok farklı anlatacağız. Deprem dönemini gelecek nesillere aktarırken deprem öncesi ve sonrası Türkiye diye anlacatağız.

O yüzden açıkçası ben de depremde yaşanan bu büyük felakette yaşamını yitiren bütün insanlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Çok büyük bir acının, çok büyük bir felaketin sonuçlarıyla karşı karşıya kaldık. Deprem felaketini çok daha büyük mağduriyetlere dönüştüren bir iktidarla karşı karşıya kaldık. Özellikle deprem bölgesinde il eş başkanlarımıza ben öncelikle teşekkür etmek istiyor ve onlara ayrıca geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Deprem bölgesindeki il eş başkanlarımız yakınlarını komşularını kaybettiler. Depremin olduğu saatten itibaren sahaya indik. Oralardaki il eş başkanlarımızın durumunu bizler de gördük, yakındır tanık olduk.

Evet, depremin sonuçları devam ediyor. Üzerinden uzun bir zaman geçmesine rağmen yaraların sarılmadığını, acıların dinmediğini dolayısıyla ülkeyi yönetenlerin iktidarın bu anlamda sınıfta kaldığını, depremzedelerini her anlamıyla kaderleriyle baş başa bıraktıklarını ilk andan itibaren gördük. Bakanları göstermelik olarak bölgeye gönderdiler ama hala yaralar sarılmadı, birçok ihtiyacın olduğunu biliyoruz. Barınma, gıda ihtiyacı, göçten kaynaklı yaşananların getirdiği sonuçları önümüzdeki dönemlerde dayanışmayı daha da büyüterek sürdürmek gerek ve bunun farkındalığıyla hareket etmek zorundayız.

Deprem oldu bitti, insanlar yakınlarını kaybetti. Kalanlar nasıl yaşayacak nasıl barınacak, geleceklerini nasıl teminat altına alacak. Bütün bunlar elbette birer soru işareti. Bizim ve tüm Türkiye halklarının bunun üzerinde daha fazla çalışması gereken bir döneme giriyoruz. Çünkü insanların bir çoğu depremin yaşandığı yerleri terk etmek zorunda kaldı.

“HDP olarak halklarımızın yanındayız”

Hem göç eden insanlar, aynı zamanda deprem bölgesini terk etmeyen binlerce insanımız var. O yüzden bu dayanışmayı çok güçlü bir şekilde gönüllerle sivil toplum örgütleri ve HDP’nin bütün kurullarıyla deprem bölgelerinde yürüttüğü dayanışmayı daha da güçlendirmenin zamanıdır. Ama aynı zamanda gelecek dönemleri ve süreçleri de buna hazırlıklı bir şekilde yönetmeyi başarmamız gerekiyor. Depremzedelerin bize ihtiyacı var, iktidara olan öfkenin, sitemin karşısında HDP olarak bizler halkımızın yanındaydık ve dayanışmayı büyüttük.

8 Mart sürecini geçirdik. Kadın arkadaşlara özellikle teşekkür ediyorum. Yıkımdan sonra miting değil ama kadınları bir araya getirecek etkinlikler yürüyüşler gerçekleştirildi. Her yerde açıklamalara yoğun katılımlar gerçekleşti. Hatay’da 4 Mart’ta gittiğimde böylesi bir manzarayı beklemiyordum. Çok yoğun bir kadın katılımı vardı. En büyük yıkımın yaşandığı bir kent, daha doğrusu böyle bir kent kalmadı aslında oradaki kadınların 8 Mart vesilesiyle bizimle olmalarını çok anlamlı olduğunu ifade etmek istiyorum.

Dolayısıyla bundan sonraki 8 Mart’larda daha güçlü birliktelikler ve buluşmalar gerçekleştireceğiz. Hem 8 Mart’ın hem de Newroz’un yas havasında da olsa gerçekleşmesi bizlere umut veriyor. Newroz da aynı şekildeydi. Birçok yerde Newroz’da bir araya gelindi ama her şeye rağmen milyonların bir araya gelip verdiği mesajlar birlik beraberliğin önemini bizlere gösterdi. Newroz’da da 8 Mart’ta da il eş başkanlarımızın emeği büyüktür. Ben de bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.

Seçim dönemine girdik. Artık kaçınılmaz bir gerçekle karşı karşıyayız. Ertelenir mi gibi sorular da bitti. Seçim tarihi netleşti, ittifaklar oluştu, başvurular başladı. Biz Yeşil Sol Parti olarak seçimlere girme kararımızı açıkladık. Cumhurbaşkanlığı seçiminde daha önce hem Mithat Başkan’ın açıklamaları hem de benim Kars İl Kongresinde yapmış olduğum kendi adayımızı çıkarma konusundaki açıklamamız halkımızda büyük motivasyon yarattı.

Bu coşkuyu anlayabiliyoruz. Bu anlamda halkımızın talebinin ne kadar yerinde olduğunu biliyoruz. Seçime yaklaşırken depremden kaynaklı şartların değişmesiyle birlikte kurullarımızla yaptığımız toplantılardaki kararla bu tutumumuzda değişiklik yaptık. Umut ediyoruz ki bu yeni karar da insanlarımızda yine bir heyecan yaratmış, büyük bir coşkuya vesile olmuştur.

Çünkü biz kararlarımızı alırken, kendi başımıza almıyoruz. Bütün kurullarımızla bu kararları alıyoruz. MYK’da saatlerce yaptığımız tartışmalar, Kadın Meclimizde yaptığımız değerlendirmeler milletvekillerimizle yaptığmız değrlendirmelerle birlikte bu tutum değişikliği önümüzdeki dönemi şekillendirme, yeni yaşamı inşa ve faşizmi yok etme, iktidar gönderme açısından önemli bir karardır.

Belki isim açıklamadık ama henüz seçim çalışmaları başlamadığı için isim açıklamadık. Seçim çalışmaları başladıktan sonra Cumhurbaşkanlığı konusunda kimi destekleyeceğimizi isim olarak telaffuz etmeyi önümüzdeki günlerde gündemimize alacağız. Cumhurbaşkanlığı seçimi kadar parlamento seçimlerinin de çok önemli olduğunu biliyoruz.

“100 milletvekili ile parlamentoda olma hedefiyle seçimlere hazırlanıyoruz”

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında 100 milletvekili şiarıyla bu seçimlere hazırlanıyoruz. Çok güçlü bir Yeşil Sol Parti’nin temsiliyeti ile farklı renklerin, kimliklerin aidiyetlerin ve mağduriyet yaşayan, yok sayılan, inkar edilen bütün kimliklerin temsil edilmesi de parlamentoya çok daha güçlü girebilmek için çalışacağız ve mücadele vereceğiz. Dolayısıyla güçlü bir partiyle parlamentoda temsil edilmenin önümüzdeki senenlerde yapılcak olan yasal çalışmalara etki edeceğini bilerek ve bu anlayışla parlamentoya girmeyi hedefliyoruz.

Eşit temsiliyet meselesinde kadınların da erkekler kadar parlamentoda temsilinin sağlanması için fermuar sistemini hayata geçirmeyi önemli bir mesele olarak gördüğümüzü, bu konuda herhangi bir taviz vermeyeceğimizi kadın temsilinin partimiz açısından büyük önemde olduğunu ve listeler yapılırken buna çok büyük önem verdiğimizi belirtmek isterim.

Kısacası ben de bu dönem bütün arkadaşlarımıza büyük bir sorumluluk düştüğünü bütün il eş başkanlarımıza görev düştüğünü ifade etmek istiyorum. İçinizde aday adayları olacaktır, bu konuda kısıtlama yok ama bütün arkadaşlarımız şimdilik il eş başkanları olarak görevine devam edecektir, sizlere olan ihtiyacın büyük olduğunu belirtmek istiyorum. Yolumuz açıktır. Buna yürekten inanıyorum.”

Paylaşın