HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş: Kürt Meselesi Demokrasi Olmadan Çözülemez

Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik operasyonlara tepki gösteren HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, “Kürt meselesi demokrasi olmadan çözülemez. Barışa, demokrasiye komplo kuruluyor” dedi.

İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Halkların Demokratik Kongresi (HDK) dönük başlatılan soruşturma kapsamında 51 kişinin gözaltına alınmasına dair Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde açıklama yapıldı.

HDK Eş Sözcüleri Meral Danış Beştaş ile Ali Kenanoğlu, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili ve yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda siyasi parti, kurum, kuruluş, platform temsilcileri eyleme katılım sağladı.

Meral Danış Beştaş, her zaman olduğu gibi hukuksuzluk ve zulme karşı olduklarını belirtti. HDK’nin 14 yıl sonra hedef alındığını ifade eden Meral Danış Beştaş, “HDK’de çalışan hiç kimse suçlu değil. Suçlu olan bu talimatı verendir. Hedef, kadınlar, gençler, çevredir. Hedef aslında demokrasinin kırıntılarını dahi yok etmektir. Dün Adalet Bakanı televizyonda konuşuyor. Bu zat önüne geleni suçlu ilan ediyor. Ama şunu da biliyoruz yargı da bağımsız değil. Bir hakime Ayşe Barım’ı neden tahliye ettin soruşturması açıldı. Hiç kimse özgür değil. Belediye başkanları kürsüden inmeden haklarında soruşturma açılıyor, cezalar kayyım için hızlıca veriliyor ve kayyım atanıyor. Dün Kağızman Belediye Eş Başkanımıza da bu yüzden ceza verildi” diye belirtti.

“Yeni süreç” tartışmalarının olduğunu anımsatan Meral Danış Beştaş, “Kürt meselesi demokrasi olmadan çözülemez. Barışa, demokrasiye komplo kuruluyor. Hepimizin mücadelesini engellemeye çalışıyorlar. Ama biz buradayız. HDK milyonlardır. Biz mücadelemizden geri adım atmayız. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a açıkça söyleyeyim kayyım atlamaları hukuksuzdur. Siz hukukla yürüyemiyorsunuz. Ama biz ortak mücadelemizle yürüyeceğiz. HDK’nin on yıllar önceki konuşmaları getirip güncelleştirmeye çalışıyorlar, Gezi’yi onlarca yıl sonra ortaya çıkarmanın acizliğini görüyoruz. Asıl korkan onlar. Muhalefeti parçalamaya çalışıyorlar. Onlara cevabımız daha çok güçlenmek olacak. Bütün arkadaşlarımızın serbest bırakılsın. Onlar bırakılmasa da yerlerinde milyonlarca insan var. Tüm siyasi tutsaklar serbest bırakılana kadar mücadele edeceğiz” dedi.

Emek Partisi (EMEP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Erdoğan’ın “iç cephe” söylemine işaret ederek, “Herkesin hukukunu yok sayan bir iç cephe var. Sömürücü, bir avuç insan bu iç cephede var. Valisi, yargıcıyla yöneten bir iç cephe var. Buna karşın barış, özgürlük, emeklerini isteyenler var. Kimsenin kuşkusu olmasın sarayın iç cephesi yenilecek, milyonların cephesi kazanacak. Bu yüzden sayfalarca düzmece soruşturmalar yazıyorlar. Bu ülkede emekten, barıştan, demokrasiden yana bir mücadeleyi devam ettireceğiz. Savaş politikalarını izleyenler değil, Suriye’de Rojava’da mücadele edenler, emekçiler kazanacak. Biz kazanacağız” ifadelerine yer verdi.

Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Sözcüsü ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, her geçen gün mücadelelerinin arttığını söyledi. İktidarın kendi yasalarına uymadığını belirten Kezban Konukçu, “HDK’ye saldırı tesadüf değil. Bizi bu şekilde bitirmezsiniz. Saray rejimi sadece bizlere değil, emekçilerin yanında olan sendikacılara da saldırıyor. Emek ve barış mücadelesine saldırıyor. Biz birlikte mücadelemizle kazanacağız” diye belirtti.

Sol Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Alper Taş, HDK’nin yasal olduğunu ve illegalize edildiğini söyledi. Tüm toplumun hedef alındığını ifade eden Taş, iktidarın “güçsüz” olduğunu bu yüzden saldırdığını söyledi. Taş, “AKP-MHP iktidarı ölmüştür. Şimdi yeni bir iktidar yaratmaya çalışıyorlar. Biz burada birleşip güçlenerek kazanabiliriz” dedi.

CHP’li Özgür Çelik’ten birleşik mücadele vurgusu

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, ülkede zulmün arttığını vurguladı. Haftanın çoğunu adliye önünde geçirdiklerini söyleyen Çelik, “Belediye başkanları, gazeteciler, meclis üyeleri, akademisyenler tutuklanıyor. Bugün de 51 kişi gözaltında tutuluyor. Türkiye’yi yönetmeyi beceremeyen iktidardır. Türkiye çoklu kriz ortamındadır. İktidar halkın can ve güvenliğini bile sağlayamıyor. Böyle bir iktidarla karşı karşıyayız. Yine bu iktidar adaleti bile sağlayamıyor ve ülkeyi ekonomik krize götürüyor. İktidar beceriksizliğini gözaltı ve tutuklamaya saldırıyor. Önümüzdeki siyaseti dizaynı etmeye çalışıyorlar ve muhalefeti parçalamaya çalışıyorlar. Birleşe birleşe kazanacağız. 51 arkadaşımızın bir an önce serbest bırakılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: Mezopotamya Ajansı)

Paylaşın

10 İlde HDK Operasyonu: Siyasetçi Ve Gazeteci 60 Gözaltı Kararı

HDK’ya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, 10 ilde 60 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. HDK’dan, “Tarihten günümüze toplumsal muhalefet susmadı; eşitlik, adalet ve özgürlük mücadelesinden vazgeçmedi” açıklaması geldi.

Haber Merkezi / İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 60 şüpheliye yönelik 10 ilde yapılan operasyonlarda 52 kişi gözaltına alındı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, HDK hakkında, Terörle Mücadele Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan rapordaki tespitlere yer verildi.

Raporda, HDK’nın, “legal görünümlü bir cephe yapılanması ve TBMM’ye alternatif bir meclis, bileşenlerinin ise Halkların Birleşik Devrim Hareketi cephesindeki terör örgütlerinin legal uzantılı yapılanmaları olduğu, meclislerinin KCK sözleşmesiyle özdeşlik gösterdiği, PKK/KCK terör örgütünün talimatları doğrultusunda, legal görünümlü protesto yürüyüşü, basın açıklaması, miting ve benzeri eylem ve etkinlikleri düzenleyerek, toplumsal alanı örgütlediği” iddiaları yer aldı.

Başsavcılığın açıklamasında, yürütülen soruşturma kapsamında, 60 şüpheli hakkında gözaltı kararı alındığı belirtilerek, sabah saat 06.00 itibarıyla şüphelilerin yakalanması için eş zamanlı operasyon düzenlendiği aktarıldı. Açıklamada, şu ana kadar 52 şüphelinin gözaltına alındığı, diğerlerinin yakalanması için çalışmaların devam ettiği belirtildi.

Gözaltına alınanlar arasında DEM Parti, Emek Partisi (EMEP), Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP), Yeşil Sol Parti ve HDK yönetici ve üyeleri ile gazeteciler ve sanatçılar bulunuyor.

HDK: Toplumsal muhalefet susmayacak

Hakların Demokratik Kongresi (HDK), operasyona ilişkin açıklama yaptı. “Toplumsal muhalefet susturulamaz, yolundan alıkonulamaz!” başlıklı açıklamada, son dönemlerde arka arkaya yapılan gözaltılar ve tutuklamalar hatırlatıldı:

“Sabahın erken saatlerinde aralarında önceki dönem Eş sözcümüz Esengül Demir’in de olduğu, birçok bileşenimizin, dost kurumların yöneticileri ve aydın, sanatçıların olduğu çok sayıda arkadaşımız gözaltına alındı. Ezilen-emekçi halklarımızın ortak geleceği için demokratik, meşru mücadele veren toplumsal muhalefet, tıpkı kent uzlaşısı ve Van kayyım darbesinde görüldüğü üzere iktidarın emrindeki yargı eliyle tasfiye edilmek isteniyor.

Hukuka takla attıran bu kumpasçı, komplocu akla bir kez daha sesleniyoruz: her türden darbeye karşı tarihten günümüze toplumsal muhalefet susmadı; eşitlik, adalet ve özgürlük mücadelesinden vazgeçmedi. Susmayacağız, vazgeçmeyeceğiz!”

Gözaltına alınan isimler arasında eski HDK Eş Sözcüsü Esengül Demir, eski Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı ve Kısa Dalga yazarı Ercüment Akdeniz, EMEP İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, Halkların Eşitlik ve Demokrasi (DEM) Partisi MYK üyeleri Mehmet Saltoğlu ve Semiha Şahin, Yeşil Sol Parti MYK Üyesi Naci Sönmez, eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi Üyesi Ahmet Saymadi de yer alıyor.

Daha önce EMEP ve HDP’den belediye başkan adayı olan Mehmet Turp, Devrimci Parti üyesi Erkin Barkın Göylüler, Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) üyesi Halit Elçi, 2018’de HDK İstanbul İl Eş Sözcüsü olan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi Üyesi Atilla Özdoğan’ın da gözaltına alındığı belirtildi.

DEM Parti: Korkunun ecele faydası yok

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) gazetecilerin ve siyasetçilerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. DEM Parti’den konuya ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Türkiye bugün de HDK’ye yönelik operasyonla güne uyandı. Aralarında MYK üyelerimiz Semiha Şahin, Mehmet Saltoğlu, HDK önceki dönem Eş Sözcüsü Esengül Demir ile bileşen parti temsilcilerinin bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Açık ki, çözüm ve barış ihtimali birilerinin uykusunu kaçırmaya başladı. Her gün çözüm ve barış isteyenlere operasyonlar düzenleniyor, her gün halk iradesine kayyım atanıyor.

Her gün halkların ittifakına, ortak mücadeleyi büyütenlere saldırılar artıyor. Topluma, halk iradesine, çözüm, demokrasi ve barış arayışlarına karşı topyekun bir saldırı sürdürülüyor. Ancak korkunun ecele faydası yok; bu topraklara barış mutlaka gelecek. Ne yaparsanız yapın, fayda etmeyecek. Halka ve onun siyasal iradesine, toplumsal muhalefete savaş açan bu zihniyet kaybedecek.”

Seyit Aslan: Tek adam iktidarı hedeflerine varamayacaktır

Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, şunları yazdı: “Bir gece yarısı operasyonu ile İstanbul İl Başkanımız, Güngören ilçe başkanımız, yönetici ve üyelerimizin de aralarında olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Bu hukuksuz ve keyfi tutumu kınıyoruz.

Türkiye’yi adeta açık cezaevine dönüştürmek isteyen, tek adam iktidarı hedeflerine varamayacaktır. Faşizan uygulamalarla hak alma mücadelesine, sendikal haklara saldıran, sendika başkanlarını tutuklayan, seçilmiş belediye başkanını görevden alıp kayyım atayan bu anlayışa teslim olmayacağız ve mücadele etmeye devam edeceğiz.”

TGS: Ev baskınları ile gözaltına alınmalarını kabul etmiyoruz

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), gazetecilerin ev baskınları ile gözaltına alınmalarına tepki gösterdi. Sendikanın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Bir sabaha daha gözaltılarla başladık. İstanbul merkezli bir operasyonda meslektaşlarımız Yıldız Tar, Elif Akgül ve Ercüment Akdeniz gözaltına alındı. Bu gazetecilerin adresleri belli. Karakola çağrılmak yerine ev baskınları ile gözaltına alınmalarını kabul etmiyoruz” ifadelerine yer verildi.

Halkların Demokratik Kongresi nedir?

HDK; sosyalist partiler ve sendikalar ile kadın, LGBTİ ve çevre hareketlerinin temsilcilerinin bir araya geldiği bir çatı oluşumu. Bünyesinde başta Aleviler olmak üzere çeşitli inanç topluluklarının üyeler de bulunan HDK ilk kongresini Ekim 2011’de yaptı. Organizasyonun faaliyetleri genel olarak Kürt sorunu, işçi hareketleri, kadın hakları gibi alanlara odaklanıyor.

Paylaşın

HDP Ve YSP: Hedeflediğimiz Başarının Altındayız

HDK, DTK, HDP, YEŞİL SOL PARTİ, DBP, seçim sonuçlarına ilişkin yaptıkları ortak açıklamada, “Seçim sonuçları itibariyle hedeflediğimiz başarının altındayız ve bu durumu kabul ediyoruz” ifadelerine yer verdi.

Haber Merkezi / Ortak açıklamanın devamında, “Ancak Kürt halkının özgürlük ve Türkiye halklarının demokrasi mücadelesinin belirleyiciliğini sandık matematiği üzerinden zayıflattığını düşünenlere bir kez daha sesleniyoruz: Bizler hep siyasal olarak var olduk ve ezilenler için umut olduk.

Yeni mücadele döneminde de örgütsel, politik ve toplumsal olarak kader tayin edici rolümüz devam edecektir. Bu rolümüzü en çok da ‘devlet aklıyla’ hareket ettiğini ifade edenler biliyor. İnatla ve ısrarla; demokrasi mücadelesindeki rolümüzü daha fazla büyüteceğiz ve daha güçlü bir özgürlük çıkışının öncüsü olacağız” denildi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Yeşil Sol Parti (YSP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Sözcüleri/ Eş Genel Başkanları bir araya gelerek seçim sonuçlarını ve önümüzdeki döneme dair yapılacak çalışmaları değerlendirdi.

Beş maddelik açıklama şöyle:

1. Kürt Siyasal Hareketine yönelik Çökertme Planı karşısında çetin ve sert bir mücadele dönemini hep birlikte yaşadık, yaşıyoruz. Kürt halkının özgürlük ısrarı karşısında devreye konulan süreklileşmiş darbe politikalarına en net yanıt 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde Kürdistan’da verilmiştir.

Statüsüzlük ve rejimin inkar/imha politikaları karşısında özgürlük duruşunda ısrar eden Kürt halkının, başta seçim süreci olmak üzere ortaya koyduğu destansı direnişinin ve zulüm iktidarına karşı sandığa yansıttığı tavrının önünde saygıyla eğiliyor; önümüzdeki dönem bu kararlı duruşa doğru, etkili ve sonuç alıcı yoldaşlık yapacağımızın sözünü yineliyoruz.

2. Aynı şekilde her türden komploculuğu, hileyi, yalanı ve dezenformasyonu devreye sokan ve devletin bütün olanaklarını kullanan faşist iktidar karşısında Türkiye halklarının gösterdiği tutumu da selamlıyoruz. Toplumdaki iki kişiden birinin Saray rejimine rıza göstermediği gerçeği, bizler açısından yeni dönemde demokratik-devrimci toplumsal mücadeleyi büyütme gerekçesidir.

3. Seçim sonuçları itibariyle hedeflediğimiz başarının altındayız ve bu durumu kabul ediyoruz. Ancak Kürt halkının özgürlük ve Türkiye halklarının demokrasi mücadelesinin belirleyiciliğini sandık matematiği üzerinden zayıflattığını düşünenlere bir kez daha sesleniyoruz: Bizler hep siyasal olarak var olduk ve ezilenler için umut olduk.

Yeni mücadele döneminde de örgütsel, politik ve toplumsal olarak kader tayin edici rolümüz devam edecektir. Bu rolümüzü en çok da ‘devlet aklıyla’ hareket ettiğini ifade edenler biliyor. İnatla ve ısrarla; demokrasi mücadelesindeki rolümüzü daha fazla büyüteceğiz ve daha güçlü bir özgürlük çıkışının öncüsü olacağız.

“Moralsizliğe, yılgınlığa kapılmadan…”

4. Demokrasi ve özgürlük mücadelemizin büyük değerlerine; zindanlarda, sürgünde, mücadelenin her alanı ve aşamasında yer alan, bedel ödeyen, emek veren her arkadaşımıza, yoldaşımıza zafer sözümüzü tekrarlıyoruz.

5. Moralsizliğe, yılgınlığa asla kapılmadan ve herhangi bir algı operasyonuna prim vermeden önümüzdeki günlerde gerek bileşenlerimizle ve kurumsal yapılarımızla gerekse de halkımızla ortaya çıkan tabloyu etraflıca değerlendireceğiz. Gerekli sonuçları çıkararak emek, barış, demokrasi, özgürlük, doğa, gençlik ve kadın düşmanı bu rejime karşı bir adım dahi geri atmadan mücadelemizi daha da ileriye taşıyacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.”

Paylaşın

HDP’li Buldan: Halkların Gücüyle Bir Kez Daha Tarih Yazacağız

Kocaeli’nde halka seslenen HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Tayyip Bey iki gün önce bir şeyin daha reklamını yaptı. Savaş uçaklarının reklamını yaptı: “O savaş uçaklarından bombalar yağacak” diyor. Yahu ayıptır, yazıktır, günahtır. Türkiye halklarının bombalara ihtiyacı yok. Türkiye halkların savaşa ihtiyacı yok” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Barış politikaları varken, insanlara sevgi, huzur vermeniz gerekirken, bu ülkeyi güllük gülistanlık yapacağız demeniz gerekirken, bu ülkeye aldığınız savaş uçaklarının reklamını yapıyorsunuz. Kocaeli halkı niye savaş uçağı istesin, Kocaeli halkının bombalara ihtiyacı yok. Artık Tayyip’in dediği hiçbir şeyi duymayın, görmeyin. Şimdi kaç gündür bir şeye takmış. Neye takmış? Selo’ya takmış. Yatıyor kalkıyor, ben iktidarda olduğum sürece Selo cezaevinden çıkamayacak diyor. Yahu sen 14 Mayıs’ta sandıktan çıkmayacaksın ama Selahattin de, Figen de, Gültan da, Sebahat da, Ayla da o cezaevinden çıkacaklar”

Buldan, konuşmasının devamında, “Halkımızın gücüyle seçimlerde elde ettiğimiz başarıyla çıkacaklar, sen sandıkta kalacaksın. Bu ülkeyi bu hale getiren tek adam olarak tarihe geçeceksin. Biz mücadele verişimizle, halkların gücüyle bir kez daha tarih yazacağız. Siz kapattınız, biz büyüdük. Engellediniz büyüdük, kaç partimizi kapattınız, siyaset dışı kaldık mı? Hayır! HADEP’i kapattınız DEHAP ile geldik. Onu kapattınız BDP ile geldik. HDP kapatma davasını açtınız, Yeşil Sol ile geldik. Demokrasilerde alternatifler çok.” ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan; HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ve milletvekili adaylarının da katıldığı Kocaeli mitinginde konuştu. Buldan, şunları söyledi:

“Merhaba sevgili halkımız, sevgili Kocaeli halkı, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum hoş geldiniz. Bugün burada olmaktan büyük bir onur duyuyorum. İyi ki varsınız, iyi ki buradasınız. Hepinize teşekkür ediyorum. Hemen yanı başımızdaki Kandıra Cezaevi’ndeki sevgili Figen Yüksekdağ’a, Gültan Kışanak’a, Nurhayat Altun’a, Edibe Şahin’e ve bütün kadın arkadaşlarımıza sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.

Sizlerin bu coşkusunun, bu kararlı duruşunuzun ve bu moralli birlikteliğinizin 14 Mayıs tarihinde yapılacak seçimlerde de aynı coşkuyla, moral ve kararlılıkla  sandıklara yansıyacağından hiçbir şüphemiz yok. Kocaeli halkına bu konuda güveniyoruz. Vekil adaylarımızı arkadaşlarımız tanıttı. Çalışkan vekil adaylarınız var, bu konuda çok şanslısınız. Ömer Faruk Gergerlioğlu arkadaşımız 5 yıllık süreçte temsilciniz olarak parlamentoda görev aldığı günden bugüne kadar sizin sesiniz sözünüz oldu.

Sadece Kocaeli halkının değil, tüm Türkiye halkının, ezilenlerin, yok sayıların inkar edilenlerin sesi  ve sözü oldu. Ama Kocaeli’ye bir milletvekil yetmez, sizin daha çok temsilciye ihtiyacınız var. Arzu arkadaşımız ve diğer arkadaşlarımızı da, Kocaeli’nden çok sayıda temsilcimizin Meclis’e gitmesi gerekiyor. Bu konuda kararlı mıyız? Bir den fazla vekil gönderecek miyiz? Teşekkür ederim, ben de size inanıyorum.

“14 Mayıs’ta Yeşil Sol’un altına mührü vurun”

Kocaeli bugün çok renkli. Aramızda Migros işçileri var. Yalnız değiller, bütün işçi yoldaşlarımızla beraberiz. Türkiye genelinde 60 bine yakın Migros işçisi olduğu söyleniyor, Migros ve direnen bütün işçilerin yanındayız. Mücadelemizi onlarla birlikte veriyoruz, büyütüyoruz. Şimdi Yeşil Sol Parti, bugün Türkiye siyasi arenasında belki çok fazla bilinmeyen ama bu dönem, bu süreç içerisinde HDP’nin yerine HDP milletvekillerinin Yeşil Sol listesinde girdiği yeni bir dönem. Yeşil Sol’u herkes soruyor, niye Yeşil Sol diyorlar. Çünkü AKP ve MHP’nin HDP’ye kurduğu kumpas davaları sonucu bizler sizleri temsilcisiz, seçeneksiz bırakmamak için, seçimlerde alternatifsiz bırakmamak için milletvekillerinin sıralamasını yaptık ve başvurumuz yaptık. 14 Mayıs tarihinde bütün halkımız Yeşil Sol’un altına mührünü vuracak.

Elinize oy pusulasını aldığınızda direkt ağacı görün, başka partilere hiç bakmayın, ağacın altına mührünüzü vurun ki bunlar gitsin. Bunlar gitsin diye bizler Yeşil Sol’u Türkiye’nin her yerinde büyüteceğiz ve birinci parti haline geleceğiz. AKP-MHP iktidarını bir tabela partisi haline getirmek boynumuzun borcudur, size söz veriyoruz. Şimdi Kocaeli’nde yaşayan halkımızın elbette ki bir çok sorunu var, gece evine ekmek götürümeyen, çocuğu başını yastığa koyan, okula aç gitmek zorunda kalan, kadınların artık markete ve pazara gidemediği, alışveriş yapamadığı ve birçok sıkıntının yaşandığı ve sadece Kocaeli’nde değil, Türkiye’nin her yerinde yaşanan en büyük sorunlardan bir tanesi.

AKP’nin sizin evinize ekmek götüremediğinizden haberi yok. Çünkü onların geçim derdi yok. Onlar saraylarda kendi yandaşlarına hangi ihaleyi verebilirim, hangi talanı yaptırabilirim diye hesaplar yapıyorlar. Kocaeli halkının ne yaşadığını bilmezler, kadınlar ve gençlerin ne yaşadığından, işsiz kaldığından haberleri yok. Çünkü onların tek derdi kendi yandaşları ve çeteleridir. O yüzden onlara büyük bir ders vereceğiz. Bugün Kocaeli’nde gördüğümüz manzara işçisi, emekçisi, kadını ve genciyle herkes artık AKP’nin gitmesine ve bir tabela partisine dönmesine çoktan karar vermiş bile.

“Halkın, geçim derdinden haberi olmayan iktidara cevabı 14 Mayıs’ta olacak”

Bu ülkeyi 21 yıldır yönetiyorlar. Şimdi verdikleri vaatleri, söylediklerini duyduğumuzda zannedilir ki muhalefetteler, ülkeyi biz yönettik. İlk defa iktidara gelecekmiş gibi yeni yeni sözler veriyorlar. Ama artık Türkiye halklarının yalanlara karınları tok. Hiç kimse verdikleri sözlere kulak asmıyor. Milletin, vatandaşın geçim derdinden, yoksulluktan, sefaletten haberi olmayan bu iktidara cevabı elbette 14 Mayıs tarihinde olacak. Bugün Türkiye halklarının açlıkla ve sefaletle mücadele ettiğini görüyoruz.

Onların TOGG dediği arabaları almaya vatandaşın gücü yetiyor mu? Yetmiyor. Patates soğan diyoruz, onlar “Biz TOGG diyoruz, onlar patates soğan” diyorlar. Ellbette ki patates soğan diyeceğiz çünkü insanların evinde tencereler kaynamıyor. İnsanların elinde TOGG alacak paraları yok. Onlar Saray’dan bütün ülkeyi toz pembe gördükleri için, herkesin aynı standartlarda yaşadıklarına inandıkları için insanlara vaatleri de yalandan başka bir şey değil.

Kaybedeceklerini anladılar, farklı farklı yöntemlere başvuruyorlar. Birçok yerde provokasyona girişiyorlar. Biz asla provokasyonlara gelmeyeceğiz, seçim günü dahil hiçbir oyuna mahal vermeyeceğiz. Onlar bu oyunu bozmak isteyebilirler. Görüyorlar, her yerde büyük bir birlik beraberlik var ve bundan büyük bir rahatsızlık duyuyorlar. Duysunlar çünkü onları göndereceğiz, onları tarihin çöplüğüne göndereceğiz. Elbette ki kazanacağız, onlar kazanmak için yalan söylemeye başladılar. Şimdi övündükleri tek şey duble yollar, ülkede yapmış oldukları duble yollar. Oysa yolsuzluğun da duble yolunu yaptılar, hırsızlığın duble yolunu yaptılar.

Bütün bunları yaparken de 2023 seçimlerinde bir kez daha iktidara gelmek için eskiden yaptıkları şeyleri yeni yeni gündeme getirmeye çalışıyorlar. İstediğiniz kadar yalan söyleyin, vaatler verin. Türkiye kararını verdi. İşsizi de, çiftçisi de, kadını da, genci de, Kocaeli de, Hakkari de, Van da, İzmir de, İstanbul da, herkes kararını verdi; sizi gönderecek! Operasyonlar yapıyorlar, bizi zayıflatmayı hesaplıyorlar kendilerince zannediyorlar ki Yeşil Sol’dan ya da HDP’den 10-20 kişiyi cezaevine göndersek bu parti ayaksız, başsız kalır ve çalışamazlar. Biz bir gider bin geliriz, milyonlar olarak geliriz.

Gözaltına alınan arkadaşlarımın yerine milyonlarca insan gönüllü olarak gelir, çalışır. Ankara mitingine baktık, Tayyip’in bütün memurlara ve çalışan personellerine katılma zorunluluğunun olduğu mesajları gönderdiklerini gördük. Ama bizim mitinglerimize sizler hiçbir mesaj atılmadan, yüreğinizle, sevginizle, mücadelenizle, bağlılığınızla geliyorsunuz. İşte aramızdaki fark bu. Yeşil Sol ile AKP arasındaki fark budur. Biz hiç kimseyi mitingimize zorla getirmeyiz, mesaj atmayız. İnsanlar keyfine göre gelir eş başkanları dinler, gider sandıkta gereğini yapar, Yeşil Sol’un altına mührünü vurur.

Meclis seçimleri çok önemli. Biz Türkiye genelinde 100 milletvekili hedefledik. Bu 100 vekil sizlerin temsilcisi olarak parlamentoya girecek ve anahtar rol üstlenecek. Şimdiye kadar HDP milletvekilleri Meclis’te Türkiye halklarının sesi oldu. Alevi’nin, Süryani’nin, Ermeni’nin, kadının, gencin sesi ve sözü oldu. Şimdi 100 milletvekiliyle anahtar bir parti olma hedefiyle parlamentoya gidiyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçiminde faşizmi geriletmek için oy kullanacağız. Cumhurbaşkanlığı seçiminde vereceğiniz oy faşizmi geriletmek için olacak. Ya aydınlığı ya karanlığı, ya demokrasiyi seçeceğiz ya faşizmi, ya savaş politikalarından yana ya da barış politikalarından yana oy kullanacağız. Ben inanıyorum ki, halkımız demokrasiye, adalete, huzura güvene olan ihtiyacından dolayı aydınlığı ve demokrasiyi seçecek.

“Halkların gücüyle bir kez daha tarih yazacağız”

Tayyip Bey iki gün önce bir şeyin daha reklamını yaptı. Savaş uçaklarının reklamını yaptı: “O savaş uçaklarından bombalar yağacak” diyor. Yahu ayıptır, yazıktır, günahtır. Türkiye halklarının bombalara ihtiyacı yok. Türkiye halkların savaşa ihtiyacı yok. Barış politikaları varken, insanlara sevgi, huzur vermeniz gerekirken, bu ülkeyi güllük gülistanlık yapacağız demeniz gerekirken, bu ülkeye aldığınız savaş uçaklarının reklamını yapıyorsunuz. Kocaeli halkı niye savaş uçağı istesin, Kocaeli halkının bombalara ihtiyacı yok. Artık Tayyip’in dediği hiçbir şeyi duymayın, görmeyin. Şimdi kaç gündür bir şeye takmış.

Neye takmış? Selo’ya takmış. Yatıyor kalkıyor, ben iktidarda olduğum sürece Selo cezaevinden çıkamayacak diyor. Yahu sen 14 Mayıs’ta sandıktan çıkmayacaksın ama Selahattin de, Figen de, Gültan da, Sebahat da, Ayla da o cezaevinden çıkacaklar. Halkımızın gücüyle seçimlerde elde ettiğimiz başarıyla çıkacaklar, sen sandıkta kalacaksın. Bu ülkeyi bu hale getiren tek adam olarak tarihe geçeceksin. Biz mücadele verişimizle, halkların gücüyle bir kez daha tarih yazacağız. Siz kapattınız, biz büyüdük. Engellediniz büyüdük, kaç partimizi kapattınız, siyaset dışı kaldık mı? Hayır! HADEP’i kapattınız DEHAP ile geldik. Onu kapattınız BDP ile geldik. HDP kapatma davasını açtınız, Yeşil Sol ile geldik. Demokrasilerde alternatifler çok.

Bir kez daha 14 Mayıs tarihinin ve ondan sonraki günlerin ülkede huzurlu ve güvenli, refah içinde herkesin birbirine kardeşçe sevgiyle baktığı, birbirinin elini tuttuğu bir Türkiye’yi 14 Mayıs’tan itibaren bizler gerçekleştireceğiz. Bu güzel günleri görebilmek için 14 Mayıs tarihine kadar da gece gündüz çalışacağız. Kocaeli halkına güvenimiz sonsuz, biliyoruz ki Kocaeli halkı önemli bir tercih yapacak ve Yeşil Sol Parti’yi Kocaeli’de birinci parti haline getirecek. Hepinizin yolu açık olsun. Mutlaka kazanacağız, başaracağız. An serkeftin an serkeftin, an azadî an azadî.”

Paylaşın