Hazine Ve Maliye Bakanlığı Açıkladı: Türkiye’nin Brüt Dış Borcu 475,7 Milyar Dolar

31 Mart 2023 itibarıyla Türkiye’nin brüt dış borç stoku 475,7 milyar dolar olarak gerçekleşirken, stokun milli gelire oranı yüzde 49,0 oldu. Aynı tarihte net dış borç stoku 255 milyar dolar olarak kayıtlara geçerken, milli gelire oranı ise yüzde 26,3 seviyesinde gerçekleşti.

Haber Merkezi / Aynı tarihte Hazine garantili dış borç stoku ise 15,7 milyar dolar olarak hesaplandı. Kamu net borç stoku bu dönemde 2 trilyon 934 milyar lira olarak kaydedilirken, milli gelire oranı yüzde 17,1 oldu.

AB tanımlı genel yönetim borç stoku 5 trilyon 336 milyar lira, bu rakamın milli gelire oranı ise yüzde 31,2 olarak kayıtlara geçti.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 31 Mart 2023 itibarıyla brüt ve net dış borç stoku, Hazine garantili dış borç stoku ve kamu net borç stoku ile Avrupa Birliği (AB) tanımlı genel yönetim borç stoku verilerini açıkladı.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:

“Türkiye Brüt Dış Borç Stoku”, 31 Mart 2023 tarihi itibarıyla 475,7 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiş olup stokun milli gelire oranı ise yüzde 49,0 olmuştur. Aynı tarihte, “Türkiye Net Dış Borç Stoku” ise 255 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiş olup stokun milli gelire oranı yüzde 26,3 olmuştur.

Hazine garantili dış borç stoku 31 Mart 2023 tarihi itibarıyla 15,7 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir.

“AB Tanımlı Genel Yönetim Borç Stoku”, 31 Mart 2023 tarihi itibarıyla 5.336 milyar TL olarak gerçekleşmiş olup stokun milli gelire oranı yüzde 31,2 olmuştur. Aynı tarihte, “Kamu Net Borç Stoku” ise 2.934 milyar TL olarak gerçekleşmiş olup stokun milli gelire oranı yüzde 17,1 olmuştur.

Paylaşın

Reuters’tan Dikkat Çeken “Merkez Bankası” Analizi: İyi Bir Mesaj Olmadı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığındaki ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizi yüzde 8,5’ten yüzde 15’e yükselti. Karar sonrası ilk kez dolar 24,41’i, euro da 26,84’ü görmüştü. Türkiye’nin kredi temerrüt takası (CDS) ise 21 puan yükselerek 518’e çıktı

Merkez Bankası’nın faiz artırım kararı sonrası açıklamada bulunan Bakan Şimşek, “Finansman koşulları çok elverişli de olsa, karlılık çok cazip de görünse öngörülebilirlik olmadan kalıcı yatırım ve istihdam artışı sağlamak mümkün değildir. Öngörülebilirliği sağlayacak olan ise güvendir. Güven, ancak kurala göre politikalar uygulanarak temin edilebilir” dedi.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararının ardından “Yatırımcılar, ikna edici olmayan faiz artışıyla kaçırılan fırsata hayıflanıyor” başlıklı bir analiz yayımladı.

Uluslararası yatırım şirketlerinden uzmanların görüşlerine yer verilen analizde, alınan faiz kararı sonrası yatırımcıların Türkiye piyasasına yönelik planlarını bir süre daha bekleterek paralarını kenarda tutmaya devam edebilecekleri iddia edildi.

TCMB, Perşembe günü Hafize Gaye Erkan başkanlığındaki ilk Para Politikası Toplantısı’nda (PPK) politika faizini yüzde 8,5’ten yüzde 15’e yükseltmişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faizleri rekor düzeydeki enflasyona rağmen indirme doğrultusundaki ısrarına uyan Şahap Kavcıoğlu’nun başkanlığındaki Merkez Bankası, politika faizini 2021 yılındaki yüzde 19 seviyesinden yüzde 8,5’e kadar düşürmüştü. Göreve geldikten sonra ekonomide ortodoks politikalara dönüş sinyali veren Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in önerisiyle Erkan’ın Merkez Bankası Başkanı olarak atanması ise faizlerin hızla eski seviyelerine doğru yükseltileceği doğrultusundaki beklentileri artırmıştı.

Merkez Bankası kararından önce yapılan Reuters anketi de faizlerin yüzde 21’e yükseltileceği yönünde bir beklenti olduğunu ortaya koymuştu.

Reuters analizinde, faiz artırımının 650 baz puanla sınırlı kalmasının, piyasalarda “Erkan’ın enflasyonla agresif biçimde mücadele için kısıtlı imkânının bulunduğu” izlenimi uyandırdığı belirtildi.

Viktor Szabo: İyi bir mesaj olmadı

Edinburgh merkezli uluslararası yatırım şirketi Abrdn’nin gelişmekte olan piyasalar yatırım direktörü Viktor Szabo, “Bu işi ciddiye aldıklarını göstermelerini sağlayacak mükemmel bir fırsatı kaçırdılar” değerlendirmesinde bulundu. Szabo, “İster siyasi kısıtlamalardan olsun ister bankacılık sisteminden korkmalarından, ama bu iyi bir mesaj olmadı” ifadesini kullandı.

Merkez Bankası rezervlerinin eridiği ve yabancı yatırımcıların Türkiye’den kaçtığı bir dönemde, yatırımcı dostu Şimşek’in bakanlığa getirilmesi ve TCMB Başkanı olarak Erkan’ın atanmasının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uygulattığı ekonomi politikalarının bazılarından geri dönülmesi için hızlı bir manevra yapılacağı yönündeki beklentileri kuvvetlendirdiğini hatırlatan Reuters, “Ancak analistler Perşembe günkü karardan sonra Erkan ve Şimşek’in Türkiye’nin gerçekten rota değiştirdiğini ispatlamak için daha da sıkı çalışması gerekeceğini söylüyor” diye ekledi.

New York merkezli küresel yatırım şirketi VanEck’in gelişmekte olan piyasalar portföy yöneticisi Eric Fine, TCMB hakkında yaptığı yorumda, “Artık daha az güvenilir görünüyorlar” dedi.

Fine, “Rezervler kullanılarak kurlara yapılan müdahalelere ihtiyaç duyulmasını engelleyecek seviyeye kadar faiz artırmaları lazım. Bunu yapmadılar” diye konuştu.

Paris merkezli Societe Generale finans şirketinin baş stratejistlerinden Marek Drimal, “Muhtemelen şu an için uzun vadeli yatırımcılar için yeterli değil. Sebebi de ekonomideki sorunların bazılarının büyüklüğü” dedi.

Ancak Drimal dâhil birçok uzman olumlu işaretler de görüyor. Drimal, defaatle faiz oranı konusunda kademeli hamlelerle ilerleyeceklerinin sinyalini veren Şimşek’in mesajlarını hatırlattı.

Tahmin edilebilir ve piyasa temelli ekonomi politikaları izleneceği vaadinde bulunan Şimşek, enflasyon hedefli modelin de sermaye girişini sağlayacağını iddia etmişti.

Dan Wood: Ölçülü hayal kırıklığı

ABD merkezli William Blair şirketinden gelişmekte olan piyasalar yöneticisi Dan Wood, “yatırımcı hayal kırıklığının ölçülü olması gerektiği” görüşünde.

Merkez Bankası’nın enflasyonda belirgin bir iyileşme sağlanana kadar faiz artırmaya devam edeceğinin sinyalini verdiğini belirten Wood, “Daha ortodoks bir ekonomi politikasına dönüleceğine işaret edilmesi, şüphesiz ki olumlu bir durum” dedi.

Kredi derecelendirme kuruluşu Scope Ratings’in direktör yardımcısı ve bir başka kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’ten bir ülke analisti de faizlerin artırılmasının olumlu olduğunu ancak asıl sorunun, Erdoğan’ın Merkez Bankası Başkanı Erkan’ın faiz artırmaya devam etmesine izin verip vermeyeceği olduğuna dikkat çekti.

New York merkezli yatırım yönetimi şirketi Neuberger Berman’dan portföy yöneticisi Kaan Nazlı, “Yatırımcıların hemen havlu atacağını sanmıyorum çünkü hâlen önümüzdeki aylarda gerisinin geleceğine dair beklenti var” dedi.

Nazlı, “Piyasa çok temkinli. Bu nedenle yeniden güven tesis etmek uzun zaman alacak. Ciddi boyutta ve daha uzun vadeli girişler için sıkı para politikasının epey bir süre sürdürülmesi gerekeceğini düşünüyorum” tahmininde bulundu.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Bakan Şimşek’ten “Kararlılık” Vurgusu

Ankara Esenboğa Havalimanı’nda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Şimşek, “Ekonomi politikalarımız kısa vadede fiyat istikrarını ve finansal istikrarı hedeflemektedir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu hedeflere ulaşmada kararlıyız. Merkez Bankasının dünkü açıklamasında belirtildiği gibi bu bir süreçtir. Kararlılıkla kademeli olarak bu süreç yönetilecektir.”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul’a hareketinden önce Ankara Esenboğa Havalimanı’nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Şimşek, yaptığı değerlendirmede, “Ekonomi politikalarımız kısa vadede fiyat istikrarını ve finansal istikrarı hedeflemektedir. Bu hedeflere ulaşmada kararlıyız. Merkez Bankasının dünkü açıklamasında belirtildiği gibi bu bir süreçtir. Kararlılıkla kademeli olarak bu süreç yönetilecektir” ifadesini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, bu mesajını Türkçe ve İngilizce olarak paylaştığı mesajda da tekrarladı.

Türk Lirası yüzde 2,8 değer kaybetti

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararı sonrası Cuma sabahı Dolar/TL kuru 25’i aştı. Cuma sabahı yeni bir rekor düşük seviyeye ulaşan Türk Lirası yüzde 2,8 değer kaybetti.

Reuters’ın haberine göre, Türk Lirası Perşembe kapanışından yaklaşık % 1,3 daha zayıflayarak, 25,2015’ten işlem gördü.

Merkez Bankası Perşembe günü 27 ay sonra ilk kez faiz artırdı. TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığındaki ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizi 650 baz puanlık artışla yüzde 8,5’tan yüzde 15’e yükseltildi.

Karar sonrası ilk kez Dolar/TL 24,41’i, Euro/TL kuru da 26,84’ü görmüştü. Türkiye’nin kredi temerrüt takası (CDS) 21 puan yükselerek 518’e çıkmıştı.

Mart 2021’de yüzde 19 seviyesinde olan politika faizi 2021 ve 2022’de dörder kez indirildi, Şubat ayındaki toplantıda yüzde 8,50’ye çekildi.

Reuters haber ajansının anketinde politika faizinin yüzde 21’ye yükseltileceği öngörülmüştü. Reuters uzmanların Erkan’ın beklenenden az faiz artırımına gitmesinin enflasyonla mücadeleyi zorlaştırabileceği yorumunu yaptığını yazdı.

Türkiye ekonomi dünyası ve uluslararası yatırımcılar, faiz artışının politika faizini yüzde 20-40 arası bir noktaya taşıyacağını öngörüyordu. PPK’dan çıkan karar ise beklentilerin oldukça altında bir artışla yanıt vermek oldu.

Ancak Commerzbank döviz analisti Tatha Ghose, liradaki değer kaybının sadece faiz artışının beklenden az olması ile açıklanamayacağı görüşünde.

Ghose yatırımcılara Commerzbank tarafından gönderilen günlük değerlendirmede Dolar/TL‘deki sıçramanın nedeninin daha ziyade “bilinmeyen” politika parametrelerinden “bilinen” politika parametrelerine geçiş ve yetkililerin faiz artışından sonra liranın yerel bankaların desteği olmadan kendi ayakları üzerinde durup duramayacağını kontrol etme girişimi olabileceğini belirtiyor.

Ghose “Bizim görüşümüze göre, hiçbir büyüklükteki faiz artışı lirayı istikrara kavuşturmaya yetmeyecektir. Tek yardımcı değişken, Cumhurbaşkanı’nın bu yeni politika rejimini başarılı olana kadar sürdürme kararlılığını tekrarlaması olacaktır” dedi.

Paylaşın

Bakan Şimşek’ten Öngörülebilirlik Ve Güven Vurgusu

Merkez Bankası’nın faiz artırım kararı sonrası açıklamada bulunan Bakan Şimşek, “Finansman koşulları çok elverişli de olsa, karlılık çok cazip de görünse öngörülebilirlik olmadan kalıcı yatırım ve istihdam artışı sağlamak mümkün değildir. Öngörülebilirliği sağlayacak olan ise güvendir. Güven, ancak kurala göre politikalar uygulanarak temin edilebilir” dedi.

Haber Merkezi / Bakan Şimşek, fiyat istikrarına odaklanan ve finansal istikrarı gözeten kurala dayalı para politikasının Türkiye’ye çok ciddi miktarda sermaye akımı sağlayacağını söyledi. Şimşek ekonomi politikalarının “teşebbüs hürriyeti, piyasa ekonomisi, dışa açık serbest kambiyo rejimi, dalgalı kur sistemi ve enflasyon hedeflemesi modeli ilkeleri tarafından belirlenen çerçeveye dayanacağını” da ekledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB), yeni Başkanı Hafize Gaye Erkan yönetiminde ilk Para Politikası Toplantısı’nda (PPK) politika faizini yüzde 8,5’ten yüzde 15’e yükseltmesinin ardından, sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.

Mehmet Şimşek refah ve kalkınma için sürdürülebilir büyümenin vazgeçilmez önkoşul olduğunu belirtti. Şimşek sürdürülebilir büyümenin bir yandan yatırımlar ve istihdam artışı diğer yandan da verimlilik artışı ile sağlanacağını kaydetti.

Şimşek sözlerini söyle sürdürdü: “Yatırım ve istihdam kararları için en önemli belirleyici etken öngörülebilirliktir. Finansman koşulları çok elverişli de olsa, karlılık çok cazip de görünse öngörülebilirlik olmadan kalıcı yatırım ve istihdam artışı sağlamak mümkün değildir. Öngörülebilirliği sağlayacak olan ise güvendir. Güven, ancak kurala göre politikalar uygulanarak temin edilebilir.”

Şimşek fiyat istikrarına odaklanan ve finansal istikrarı gözeten kurala dayalı para politikası ve kamu kesimi mali dengesinde istikrarlı bir yapıyı ve sürdürülebilir bütçe finansmanını hedefleyen kurala dayalı öngörülebilir maliye politikasına atıfta bulundu.

Bakan Şimşek Türk lirasının istikrar kazanmasına dair şu ifadeleri kullandı: “Piyasa ekonomisi, serbest kambiyo rejimi, dışa açık ekonomi ilkelerine dayalı politika çerçevesi Türkiye’ye çok ciddi miktarda sermaye akımı sağlayacaktır. Bu ise yatırımların ve üretimin finansmanını çok daha kolay hale getirecek, Türk lirasının yeniden istikrar kazanmasını, güvenilir bir para birimi haline gelmesini sağlayacaktır. Paramızın istikrarlı ve güvenli olması, dolarizasyon belasından kurtulmak için en etkili çözümdür.”

Faiz artışı sürecek sinyali 

Öte yandan Merkez Bankası’nın faiz kararı metninde, “Kurul, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin başlamasına karar vermiştir” ifadeleriyle faiz artışının süreceği sinyali verildi.

Metinde ayrıca şu ifadeler yer aldı: “Kurul politika faizini enflasyonun ana eğiliminin gerilemesini ve orta vadede yüzde 5 hedefine ulaşmasını sağlayacak parasal ve finansal koşulları oluşturacak şekilde belirleyecektir.

Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir. Enflasyon ve enflasyon eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.

Parasal sıkılaştırma sürecinin başlaması ile para politikasının etkinliği artacaktır. Bununla birlikte, fiyat istikrarının sürekliliğini sağlamak hedefiyle, TCMB cari dengeyi iyileştirecek stratejik yatırımları desteklemeye devam edecektir.”

Paylaşın

Bakan Şimşek’ten “HDP” Açıklaması: İlgili Birimlerimiz Konuyu Çalışıyorlar

AYM’nin HDP’ye hazine yardımına bloke konulması talebini reddetmesiyle ilgili olarak konuşan Bakan Şimşek, “İlgili birimlerimiz konuyu çalışıyorlar” dedi. AYM kararı sonrası Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın nasıl bir adım atacağı merak konusu olmuştu.

Haber Merkezi / Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) yeni dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) ilk grup toplantısına katıldı.

Toplantı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şimşek, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), Yargıtay Başsavcılığı’nın Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) hazine yardımına bloke konulması talebini reddetmesiyle ilgili olarak şunları söyledi: İlgili birimlerimiz konuyu çalışıyorlar.

Anayasa Mahkemesi’nin kararının ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın nasıl bir adım atacağı merak konusu olmuştu.

Öte yandan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AYM’nin HDP’nin Hazine yardımının bloke edilmesi talebini reddetmesine dair yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:

“Dünyadaki AYM kararlarında hukuk devletinin korunması için en güçlü tedbirler teröre karşı alınır. Terör, paylaştığımız bütün insani değerlerin düşmanıdır.

Burada AYM bu kararları alıyor ama, AYM, meşru mekanizmalar içinde elde ettiği hakları istismar ederek, teröre dönük olarak bir dayanak oluşturmaya çalışan, terör propagandasına dönük bu olarak kaynakları harcayan tutumlar karşısında herhangi bir değerlendirme yapmıyor.

Siyaset üzerinde 2 tür vesayet çıktı. Biri askeri vesayetti bugün de siyasetin belli bölümü terör örgütü vesayet altında tutmakta. AYM bu kararı ile teröre karşı alınacak tedbirler açısından zaaf oluşturacak karar almıştır.”

Ayrıca MHP lideri Devlet Bahçeli de, HDP’nin Hazine yardımına bloke konulması kararını reddeden Anayasa Mahkemesi’ni hedef almış, “Bunları şiddetle kınıyorum. AYM Kandil kuyruğundan ayrılmalıdır” ifadelerini kullanmıştı.

“Anlaşılıyor ki Anayasa Mahkemesi Başkanı ve üyeleri, söylediklerimizi hiç kale almıyor. HDP’nin istekleri doğrultusunda hareket etmeyi Türkiye’ye tercih ediyor” diyen Bahçeli, “Bu konumdan kurtulması için yeni bir anayasa hazırlanması lazım ve Anayasa Mahkemesi’ne şekil belirlemeli” demişti.

Ne olmuştu?

Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 14 Mayıs’taki seçimlere katılmaması nedeniyle HDP’ye ödenen Hazine yardımına tedbiren bloke konulması talebine ilişkin karar verilmesine yer olmadığına hükmetmişti. Anayasa Mahkemesi, kararı oy birliğiyle almıştı.

Paylaşın

Hazine’nin Borcu 4 Trilyon 734 Milyar Lirayı Aştı

Merkezi yönetim brüt borç stoku, nisan sonu itibarıyla 4 trilyon 734,4 milyar lira oldu. Borç stokunun 1 trilyon 774,2 milyar lira tutarındaki kısmı Türk lirası, 2 trilyon 960,2 milyar lira tutarındaki bölümü ise döviz cinsi borçlardan oluştu.

Haber Merkezi / Ayrıca, hazine alacakları, nisan sonu itibarıyla 21,4 milyar lira oldu. Alacak stoku içindeki en yüksek payı 8,9 milyar lirayla mahalli idareler oluşturdu.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 31 Mayıs itibarıyla merkezi yönetim brüt borç stoku verilerini açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Merkezi yönetim borç stoku 31 Mayıs 2023 tarihi itibarıyla 4.734,4 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.

Borç stokunun 1.774,2 milyar TL tutarındaki kısmı Türk Lirası cinsi, 2.960,2 milyar TL tutarındaki kısmı döviz cinsi borçlardan oluşmaktadır.”

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 31 Mayıs itibarıyla Hazine alacaklarına ilişkin verileri de açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Hazine Alacak stoku 31 Mayıs 2023 tarihi itibarıyla 21,4 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Hazine alacak stoku içerisinde en yüksek pay 8,9 milyar TL ile Mahalli İdareler’e aittir.

2023 Mayıs ayı sonu itibarıyla Hazine alacaklarından toplam 1 milyar TL tahsilat gerçekleştirilmiştir.”

Merkezi yönetim brüt borç stoku, nisan sonu itibarıyla 4 trilyon 588,1 milyar lira olmuştu. Hazine alacakları ise, nisan sonu itibarıyla 21 milyar lira olarak gerçekleşmişti.

Paylaşın

Mehmet Şimşek’ten “Geleneksel Politikalara Kademeli Geçiş Yapılacak” Mesajı

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı devralırken vaat ettiği ‘rasyonele dönüş’ politikalarına ilişkin yol haritası henüz netleşmeyen Mehmet Şimşek, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ve Türkiye Bankalar Birliği üyesi bankalarla görüştü.

Mehmet Şimşek, toplantılarda geleneksel politikalara kademeli geçiş mesajı verdi. Şimşek, iş dünyası ve bankacılık sektörü temsilcilerine atılacak adımların istenmeyen olumsuz etkilerinden kaçınmak için yavaş bir şekilde gerçekleştirileceğini söyledi.

Bloomberg‘teki habere göre yakın bir kaynağın aktardığına göre Bakan Şimşek, geleneksel politikalara kademeli geçiş yapılacağını açıkladı. Haberde, yeni bakanlarla beraber Türkiye’nin ekonomi ve dış politikada normalleşmeye gitmesinin beklendiği yazıldı.

Şimşek, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini devralırken, “Türkiye’nin rasyonel zemine dönmekten başka çaresi yok” demiş; “şeffaflık”, “öngörülebilirlik” ve “uluslararası normlar” vurgusu yapmıştı.

Öte yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın ilk kez katılacağı Para Politikası Toplantısı’ndan (PPK) 26 aylık aranın ardından yüklü bir faiz artışı kararı çıkması bekleniyor.

ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley, politika faizinin 11,5 puan artarak yüzde 20’ye çıkmasını bekliyor. ABD merkezli Goldman Sachs bankası ise Merkez Bankası’nın faizi yüzde 40’a çıkarmasını bekliyor.

Bank of America ise Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 25’e yükseltmesini bekliyor. Deutsche Bank, faizin yüzde 20’ye çıkarılmasını beklediklerini ancak TCMB’nin iletişim dili gibi etmenlerin de önemli olduğunu belirtiyor.

Peki ne kadar faiz artışı olacak?

Yeni yönetim sonrasında TCMB’den herhangi bir sözlü yönlendirme yapılmadığı için bu soruya verilen yanıtlar değişiyor.

Ortalama olarak faizin yüzde 8,5’ten yüzde 20 hatta yüzde 25 seviyesine çıkarılabileceği öngörülüyor. Sonraki aylarda da ihtiyaca göre faizin yüzde 30 seviyesine kadar çıkarılabileceği belirtiliyor.

Ancak bir başka bakış açısında göre de TCMB çok daha sert bir faiz artışıyla 22 Haziran’da politika faizini bir anda yüzde 30’lar seviyesine, ardından da yüzde 40’a kadar getirebilir.

TCMB’nin son yayınladığı Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre ise PPK’nin 22 Haziran’daki toplantısından politika faizinde 900 baz puanlık artış kararı çıkacağı tahmin edildi.

Paylaşın

Hazine ve Maliye Bakanlığı Açıkladı: Bütçe Beş Ayda 263,6 Milyar TL Açık Verdi

Merkezi yönetim bütçesi, mayıs ayında 118 milyar 906 milyon TL fazla verirken, Ocak-Mayıs döneminde bütçe açığı 263 milyar 590 milyon TL oldu. Bütçe, nisan ayında 132,5 milyar TL, ocak-nisan döneminde 382,5 milyar TL açık vermişti.

Haber Merkezi / Ocak-Mayıs döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 1 trilyon 875,7 milyar TL, bütçe gelirleri 1 trilyon 612,1 milyar TL ve bütçe açığı 263,6 milyar TL oldu. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 1 trilyon 637,8 milyar TL ve faiz dışı açık ise 25,7 milyar TL oldu.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, “Mayıs 2023 Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri” raporunu yayınladı.

Buna göre, mayıs ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 430,5 milyar TL, bütçe gelirleri 549,4 milyar TL ve bütçe fazlası 118,9 milyar TL oldu. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 327,8 milyar TL ve faiz dışı fazla ise 221,6 milyar TL oldu.

Merkezi yönetim bütçesi geçen yılın mayıs ayında 143 milyar 977 milyon TL fazla vermiş iken mayıs ayında 118 milyar 906 milyon TL fazla verdi. 2022 yılı mayıs ayında 161 milyar 888 milyon TL faiz dışı fazla verilmiş iken mayıs ayında 221 milyar 620 milyon TL faiz dışı fazla verildi.

Merkezi yönetim bütçe giderleri mayıs ayı itibarıyla 430 milyar 518 milyon TL olarak gerçekleşti. Faiz harcamaları 102 milyar 714 milyon TL, faiz hariç harcamalar ise 327 milyar 804 milyon TL oldu.

2023 yılında merkezi yönetim bütçe giderleri için öngörülen 4 trilyon 469 milyar 570 milyon TL ödenekten mayıs ayında 430 milyar 518 milyon TL gider gerçekleştirildi. Geçen yılın aynı ayında ise 173 milyar 777 milyon TL harcama yapılmıştı.

Mayıs ayı bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 147,7 oranında arttı. Giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2022 yılında yüzde 6,1 iken 2023 yılında yüzde 9,6 oldu.

Faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 110,3 oranında artarak 327 milyar 804 milyon TL olurken, faiz hariç giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2022 yılında yüzde 6,2 iken 2023 yılında yüzde 8,4 oldu.

Merkezi yönetim bütçe gelirleri mayıs ayı itibarıyla 549 milyar 424 milyon TL olurken, vergi gelirleri 507 milyar 414 milyon TL, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 34 milyar 752 milyon TL oldu.

Geçen yıl mayıs ayında bütçe gelirleri 317 milyar 753 milyon TL iken bu yılının aynı ayında yüzde 72,9 oranında artarak 549 milyar 424 milyon TL oldu. Bütçe tahminine göre bütçe gelirlerinin mayıs ayı gerçekleşme oranı 2022 yılında yüzde 12,4 iken 2023 yılında yüzde 14,4 oldu.

Mayıs ayı vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 75,1 oranında artarak 507 milyar 414 milyon TL oldu. Vergi gelirlerinin bütçe tahminine göre gerçekleşme oranı ise 2022 yılında yüzde 13,3 iken 2023 yılında yüzde 15,9 oldu.

Ocak-Mayıs dönemi merkezi yönetim bütçe gerçekleşmeleri

Ocak-Mayıs döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 1 trilyon 875,7 milyar TL, bütçe gelirleri 1 trilyon 612,1 milyar TL ve bütçe açığı 263,6 milyar TL oldu. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 1 trilyon 637,8 milyar TL ve faiz dışı açık ise 25,7 milyar TL olarak gerçekleşti.

Merkezi yönetim bütçesi geçen yılın Ocak-Mayıs döneminde 124 milyar 618 milyon TL fazla vermiş iken bu yılın Ocak-Mayıs döneminde 263 milyar 590 milyon TL açık verdi. 2022 yılı Ocak-Mayıs döneminde 246 milyar 504 milyon TL faiz dışı fazla verilmiş iken bu yıl Ocak-Mayıs döneminde 25 milyar 722 milyon TL faiz dışı açık verildi.

Merkezi yönetim bütçe giderleri Ocak-Mayıs dönemi itibarıyla 1 trilyon 875 milyar 715 milyon TL olarak gerçekleşti. Faiz harcamaları 237 milyar 869 milyon TL, faiz hariç harcamalar ise 1 trilyon 637 milyar 846 milyon TL oldu.

Ocak-Mayıs döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 95,4 oranında artarak 1 trilyon 875 milyar 715 milyon TL olurken, faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 95,5 oranında artarak 1 trilyon 637 milyar 846 milyon TL oldu.

Merkezi yönetim bütçe gelirleri Ocak-Mayıs dönemi itibarıyla 1 trilyon 612 milyar 124 milyon TL olarak gerçekleşti. Vergi gelirleri 1 trilyon 371 milyar 153 milyon TL, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 195 milyar 120 milyon TL oldu.

Geçen yılın Ocak-Mayıs döneminde bütçe gelirleri 1 trilyon 84 milyar 391 milyon TL iken 2023 yılının aynı döneminde yüzde 48,7 oranında artarak 1 trilyon 612 milyar 124 milyon TL olarak gerçekleşmişti. Bu yılın Ocak-Mayıs dönemi vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 55,6 oranında artarak 1 trilyon 371 milyar 153 milyon TL oldu.

Paylaşın

Deutsche Bank, Merkez Bankası’nın Üç Faiz Senaryosu Paylaştı

Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanmasının ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yönetiminde beklenen değişikliklerin yapılmasının ardından yabancı bankalar da Merkez Bankası faiz politikasına dair raporlarını güncelliyor.

Son olarak Deutsche Bank üç faiz senaryosu paylaştı. Birinci senaryoya göre, faiz ilk seferde yüzde 25’e yükseltilebilir. İkinci senaryodaysa faiz, haziranda yüzde 18-20 seviyesine ve temmuzda yüzde 25 seviyesine artırılabilir. Üçüncü senaryodaysa faiz yüzde 30’ün üzerine yükseltilebilir …

Bloomberg HT’nin aktardığına göre raporda bankanın agresif ancak aşırı olmayacağı belirtilerek faiz konusunda şu ifadelere yer verildi:

“Bu noktada tam bir değerlendirme yapmak zor ancak TL’deki hızlı değer kaybı, ilk anda büyük bir faiz artırımını gerektiriyor. Diğer yandan hükümetin kredi büyümesinde çöküşe neden olmamak için bir denge sağlaması gerekiyor.

Politika faizi ilk seferde yüzde 25’e yükseltilebilir veya Haziran ve Temmuz aylarında üst üste faiz artırımı olabilir.

İkinci senaryoda faiz önce yüzde 18-20 civarına, Temmuz’da da yüzde 25 seviyesine yükselebilir. Bu artışın son olup olmayacağı soru işareti ve TL’nin hareketi ile portföy akışlarına bağlı olacak. Faizin yüzde 30’un üzerine çıkması ihtimalini de dışlamıyoruz.”

Öte yandan ABD merkezli yatırım bankası JP Morgan, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında yüzde 25’e yükseltileceği tahmininde bulundu.

TCMB, 22 Haziran’da politika faizini belirlediği aylık Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını yapacak. PPK ilk kez TCMB’nin yeni başkanı Hafize Gaye Erkan’ın başkanlığında toplanacak.

JP Morgan politika notunun yazarı Nicolaie Alexandru-Chidesciuc, “Yıl sonu politika faizi beklentimizi yüzde 30’da sabit tutuyoruz” ifadelerini kullandı.

Faizin bu orandan daha yüksek olma ihtimalini de göz önünde bulunduran JP Morgan, 2023’ün ikinci yarısında kredi koşullarının sıkılaşmasıyla birlikte Türkiye ekonomisinin resesyona gireceği tahmininde bulundu.

Resesyon ya da durgunluk, bir ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın (GSYİH) arka arkaya iki çeyrek boyunca azalması durumuna verilen isim.

Şimşek’ten rasyonel zemin vurgusu

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek görevi Nureddin Nebati’den devralırken şu ifadeleri kullanmıştı:

“Hükümetimizin temel hedefi, toplumsal refahı artırmaktır. Bu hedefe ulaşmada şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimiz olacaktır. Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Kurala dayalı, öngörülebilir bir Türkiye ekonomisi özlenen bir refaha ulaşmada anahtar olacaktır.”

Mehmet Şimşek, “orta vadede enflasyonun yeniden tek haneli rakamlara düşürülmesini” öncelikleri arasında sıralamıştı.

Paylaşın

JPMorgan: Türkiye Ekonomisi Yılın İkinci Yarısında Resesyona Girecek

Ekonomi yönetiminde beklenen değişikliklerin yapılmasının ardından yabancı bankalar da Türkiye ekonomisine dair raporlarını güncelliyor… Son olarak, JP Morgan, Merkez Bankası’nın faizi bu ay yüzde 25’e yükselteceği, Türkiye ekonomisinin yılın ikinci yarısında resesyona gireceği öngürüsünde bulundu.

Birleşik Krallık merkezli Reuters’ta yer alan habere göre, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) yüzde 8,5 seviyesindeki politika faizinin ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında yüzde 25’e yükseltileceği tahmininde bulundu.

TCMB, 22 Haziran’da politika faizini belirlediği aylık Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını yapacak. PPK ilk kez TCMB’nin yeni başkanı Hafize Gaye Erkan’ın başkanlığında toplanacak.

JP Morgan politika notunun yazarı Nicolaie Alexandru-Chidesciuc, “Yıl sonu politika faizi beklentimizi yüzde 30’da sabit tutuyoruz” ifadelerini kullandı.

Faizin bu orandan daha yüksek olma ihtimalini de göz önünde bulunduran JP Morgan, 2023’ün ikinci yarısında kredi koşullarının sıkılaşmasıyla birlikte Türkiye ekonomisinin resesyona gireceği tahmininde bulundu.

Resesyon ya da durgunluk, bir ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın (GSYİH) arka arkaya iki çeyrek boyunca azalması durumuna verilen isim.

Öte yandan Deutsche Bank, Merkez Bankası’nın olası üç faiz senaryosunu paylaştı. Birinci senaryoya göre, faiz ilk seferde yüzde 25’e yükseltilebilir. İkinci senaryodaysa faiz, haziranda yüzde 18-20 seviyesine ve temmuzda yüzde 25 seviyesine artırılabilir. Üçüncü senaryodaysa faiz yüzde 30’ün üzerine yükseltilebilir.

Raporda bankanın agresif ancak aşırı olmayacağı belirtilerek faiz konusunda şu ifadelere yer verildi:

“Bu noktada tam bir değerlendirme yapmak zor ancak TL’deki hızlı değer kaybı, ilk anda büyük bir faiz artırımını gerektiriyor. Diğer yandan hükümetin kredi büyümesinde çöküşe neden olmamak için bir denge sağlaması gerekiyor.

Politika faizi ilk seferde yüzde 25’e yükseltilebilir veya Haziran ve Temmuz aylarında üst üste faiz artırımı olabilir.

İkinci senaryoda faiz önce yüzde 18-20 civarına, Temmuz’da da yüzde 25 seviyesine yükselebilir. Bu artışın son olup olmayacağı soru işareti ve TL’nin hareketi ile portföy akışlarına bağlı olacak. Faizin yüzde 30’un üzerine çıkması ihtimalini de dışlamıyoruz.”

Şimşek’ten rasyonel zemin vurgusu

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek görevi Nureddin Nebati’den devralırken şu ifadeleri kullanmıştı:

“Hükümetimizin temel hedefi, toplumsal refahı artırmaktır. Bu hedefe ulaşmada şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimiz olacaktır. Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Kurala dayalı, öngörülebilir bir Türkiye ekonomisi özlenen bir refaha ulaşmada anahtar olacaktır.”

Mehmet Şimşek, “orta vadede enflasyonun yeniden tek haneli rakamlara düşürülmesini” öncelikleri arasında sıralamıştı.

Paylaşın