Mehmet Şimşek Borçlanmayla Övündü

Mehmet Şimşek, Türkiye’nin önümüzdeki üç yıllık dönemde, uluslararası finansman kuruluşlarından uzun vadeli ve düşük maliyetli yaklaşık 41 milyar dolar proje finansmanı sağlayacağını söyledi.

Haber Merkezi / Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ABD’deki temasları kapsamında uluslararası finansman kuruluşlarının temsilcileriyle gerçekleştirdiği görüşmelere ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden bir paylaşımda bulundu. Şimşek, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

“Kalkınma finansmanını en etkin kullanan ülkeler arasındayız. Dünya Bankası, Uluslararası Finans Kurumu, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Asya Altyapı Yatırım Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası ile işbirliklerimizi güçlendirmek üzere bir araya geldik.

Bu kuruluşlardan 3 yıllık dönemde uzun vadeli ve düşük maliyetli yaklaşık 41 milyar dolar proje finansmanı sağlamayı öngörüyoruz. Kaynaklar; yeşil ve dijital dönüşüm, afet dayanıklılığı, altyapı yatırımları ve kapsayıcı büyüme projeleri için kullanılacak. Böylece, üretkenliği artırarak sürdürülebilir yüksek büyümeyi destekleyeceğiz. Hedefimiz, Türkiye’nin yüksek gelirli ülkeler arasında yer almasıdır.”

Öte yandan, ekonomistler ve muhalefet partileri, uzun vadeli de olsa dış kaynak girişlerinin borç yükünü artırabileceği ve bu tür finansman anlaşmalarının ileride bağımsız ekonomi politikaları izlenmesini zorlaştırabileceği uyarısında bulunuyor.

Paylaşın

Hazine’nin Borcu 10 Trilyon Lirayı Aştı

Merkezi yönetim brüt borç stoku, mart sonu itibarıyla 10,2 trilyon lira seviyesinde yükseldi. Borç stokunun 4.6 trilyon lira tutarındaki kısmı lira, 5.5 trilyon lira tutarındaki bölümü ise döviz cinsiden oluştu.

Haber Merkezi / Ayrıca, hazine alacakları, şubat sonu itibarıyla 29,8 milyar lira oldu. Alacak stoku içindeki en yüksek payı 10,6 milyar lirayla mahalli idareler oluşturdu.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 31 Mart itibarıyla merkezi yönetim brüt borç stoku verilerini açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Merkezi yönetim borç stoku 31 Mart 2025 tarihi itibarıyla 10.270,6 milyar TL olarak gerçekleşti. Borç stokunun 4.685,7 milyar TL tutarındaki kısmı Türk Lirası cinsi, 5.584,9 milyar TL tutarındaki kısmı döviz cinsi borçlardan oluştu.”

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 31 Mart itibarıyla Hazine alacaklarına ilişkin verileri de açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Hazine Alacak stoku 31 Mart 2025 tarihi itibarıyla 29,8 milyar TL olarak gerçekleşti. Hazine Alacak stoku içerisinde en yüksek pay 10,6 milyar TL ile mahalli idarelere aittir. 2025 Mart ayı sonu itibarıyla Hazine alacaklarından toplam 1,2 milyar TL tahsilat gerçekleştirildi.”

Paylaşın

Mehmet Şimşek’e Göre Enflasyon Düşüyor

Ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirme yapan Mehmet Şimşek, “Enflasyon 10 aydır düşüyor, düşmeye de devam edecek. Dezenflasyon programını uygulamakta kararlıyız. Bu konuda çok güçlü bir siyasi irade var ve çok güçlü bir programımız var” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sapanca’da düzenlenen Uluslararası Ekonomi Zirvesi’ne videolu mesaj gönderdi. BloomberHT’nin aktardığına göre; “Ticaret savaşları” olarak da bilinen korumacılığa değinen Şimşek, “Son dönemde yoğunlaşan korumacılık tedbirleri nedeniyle küresel ekonomi politikalarındaki belirsizlik hiçbir dönemde olmadığı kadar arttı. Aslında korumacılık yeni bir trend değil. Son 15 yılda ticarette kısıtlayıcı tedbirler arttı. Geçen sene ticaret kısıtlamaları küresel finansal kriz öncesine göre tam 11 kat yükseldi. Bu gelişme küresel büyümeyi aşağı çeken başlıca faktörlerden biri” diye konuştu.

Ticaret savaşlarının bu şekilde devam etmesi halinde küresel büyümenin yüzde 3’ün altına gerileme olasılığının yüksekliğine dikkati çeken Mehmet Şimşek, korumacılığın artmasının temel sebebinin ABD ile Çin arasındaki jeostratejik rekabet olduğunu söyledi. Şimşek, son 20 yılda ABD, Avrupa Birliği ve Japonya gibi gelişmiş ekonomilerin imalat sanayisindeki küresel paylarını büyük ölçüde Çin’e kaptırdığını dile getirerek, şöyle devam etti:

“Türkiye bu ortamda benzer ülkelere kıyasla daha dayanıklı konumda. Bunun iki nedeni var. Birincisi, ihracata olan bağımlılığımız görece düşük. Büyümemizi yönlendiren asıl unsur iç talep. Mal ihracatının milli gelirimiz içindeki payı yaklaşık yüzde 20. Dolayısıyla içe kapanan dünya düzeninde Türkiye’nin etkilenme düzeyi görece daha sınırlı olabilir. Elbette bu hiç etkilenmeyeceğiz anlamına gelmiyor, sadece diğer ülkelere kıyasla daha sınırlı etkileneceğiz. İkincisi, ticaretimizin büyük bir kısmını dost ve yakın ülkelerle yürütüyoruz. İhracatımızın yüzde 68’i serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu ülkelere yapılıyor. En büyük ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği, bizim gibi kural temelli, çok taraflı ticaret sistemini savunuyor. Bu da bizi dış şoklara karşı daha dayanıklı kılıyor.”

Bu sürecin dolaylı etkileri de bulunduğunu ancak bunları ölçmek için henüz çok erken olduğunu vurgulayan Şimşek, bunların başında Çin’in yüksek tarifelere karşı nasıl yanıt vereceğinin geldiğini ifade etti. Mehmet Şimşek, arz fazlasının düşük fiyatlarla Türkiye’ye veya pazarlarına yönelme riski olduğuna işaret ederek, “Yatırımcıların risk iştahının azalması yaşadığımız diğer bir dolaylı etkidir. Ayrıca küresel değer zincirlerinin olumsuz etkilenmesi riski de büyüktür. ABD’nin Türkiye’ye görece düşük tarife uygulaması Asya’daki rakiplerine oranla bir avantaj sunuyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Şimşek, küresel ekonominin karşı karşıya olduğu diğer önemli riskin de artan borçluluk olduğuna dikkati çekerek, son 25 yılda küresel borcun milli gelire oranının 100 puandan fazla arttığını ve yüzde 328’e ulaştığını bildirdi. Bakan Şimşek, bu borç seviyesinin düşük faiz ortamında daha yönetilebilir olduğunu ancak küresel faizlerin yükseldiği senaryoda pek çok ülkenin zorlanabileceğini, küresel büyümenin olumsuz etkilenebileceğini anlattı.

Mehmet Şimşek, Türkiye’nin burada da avantajlı konumda olduğunu, toplam borcunun milli gelire oranının yüzde 93 seviyesinde bulunduğunu, bu oranın gelişmekte olan ülkeler ortalamasının yüzde 245’in oldukça altında kaldığını söyledi. Demografik yapıdaki dönüşümle dünya genelinde yaşlı nüfusun hızla arttığını vurgulayan Şimşek, küresel ekonomiyi etkileyen diğer önemli sorunun büyüyen jeopolitik gerginlikler ve çatışmalar olduğunu, bu nedenle küresel savunma harcamalarının arttığını bildirdi.

“Enflasyon 10 aydır düşüyor, düşmeye de devam edecek”

Dünyada ciddi yapısal sorunların olduğunu ama Türkiye’nin bu zorluklara karşı daha avantajlı konumda bulunduğunu belirten Bakan Şimşek, şöyle konuştu: “Avantajlarımızı kalıcı kazanımlara dönüştürmek istiyoruz. Bu nedenle de Haziran 2023’ten bu yana makroekonomik istikrar ve reform programımızı kararlılıkla uyguluyoruz. Amacımız enflasyonu kalıcı olarak tek haneye indirmek, mali disiplini güçlendirerek reformlar için bütçede alan yaratmak, cari açığı azaltarak makro finansal kırılganlıkları minimize etmek ve nihayetinde verimliliği, rekabet gücünü ve potansiyel büyümeyi artırarak, yapısal dönüşümü hayata geçirmek.”

Şimşek, programa ilişkin gelişmelere değinerek, “Enflasyon 10 aydır düşüyor, düşmeye de devam edecek. Dezenflasyon programını uygulamakta kararlıyız. Bu konuda çok güçlü bir siyasi irade var ve çok güçlü bir programımız var.” dedi. Son dönemdeki gelişmelere dikkati çeken Mehmet Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

“Son dönemdeki piyasa dalgalanmaları beklentileri kısa vadede bir miktar bozmuş olabilir ancak hedef aralığının içinde kalacağımıza inanıyoruz. Lirada sınırlı bir değer kaybı yaşandı ancak yurt içi talep zayıf olduğu için kur geçişgenliğinin düşük olmasını bekliyoruz. Petrol fiyatları da ciddi şekilde geriledi. Bu da kur kaynaklı etkileri telafi edebilir. En önemlisi finansal koşullardaki sıkılaşma başlı başına aslında dezenflasyonisttir.”

Bakan Şimşek, Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle bütçe açığının son 2 yılda yüzde 5 civarına çıktığını anımsatarak, bu yıl daha düşük bütçe açığı hedeflediklerini vurguladı.

“Harcama disiplininden asla taviz vermeyeceğiz.” diyen Şimşek, “Bu nedenle piyasalardaki son gelişmeler Orta Vadeli Program’a (OVP) kıyasla daha zayıf bir bütçe dengesine sebep olabilir. Mali konsolidasyondan maksadımız Merkez Bankasına destek olmaktır. Harcamaları kontrol altında tutarak dezenflasyona destek vereceğiz. Bu çok net.” değerlendirmesinde bulundu. Programla birlikte cari açığı azaltmayı ve uzun vadede yapısal cari fazla verebilen ekonomi haline gelmeyi hedeflediklerini bildiren Mehmet Şimşek, geçen yıl altın ithalatı hariç cari fazla verildiğini hatırlattı.

Şimşek, “Ilımlı bir büyüme ortamında artık cari açık vermeden büyüyebileceğimiz bir eşiğe yaklaştık ancak hala atacağımız adımlar var. Yeşil ve dijital dönüşüm ile sanayide verimlilik ve teknoloji odaklı dönüşümü gerçekleştirmek için program bileşenlerini devreye aldık. Piyasalardaki son gelişmeler, özellikle petrol fiyatlarındaki düşüş, program hedeflerinin de altında bir cari açığı ima ediyor.” diye konuştu.

Bakan Şimşek, ekonomide dengelenmenin sağlandığını, istihdamın güçlü seyrettiğini belirterek, şunları kaydetti: “Piyasalardaki son dalgalanmalar ekonomik aktivitede geçici bir yavaşlamaya neden olabilir ancak uyguladığımız programla ülkemizin dış kırılganlıklarını azalttık, şoklara karşı dayanıklılığını artırdık, makro finansal istikrarı güçlendirdik. Yüksek büyüme için sağlam temelleri oluşturuyoruz.

Küresel sorunlara karşı da yapısal avantajlarımız var. Uyguladığımız program hem bu avantajları pekiştiriyor hem de kalıcı refahı tesis etmeyi hedefliyor. İyimser olmak için güçlü gerekçelerimiz var. Bu küresel kriz ülkemiz için önemli fırsatlar barındırıyor. Biz de bu dönemi sadece riskleri yönetmek için değil, yapısal dönüşümü hayata geçirerek aslında bu fırsatları kullanmak istiyoruz. Programımızı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz.”

Paylaşın

Bütçe, Üç Ayda 710 Milyar Lira Açık Verdi

2025 yılının üç aylık döneminde, merkezi yönetim bütçe giderleri 3 trilyon 117,6 milyar lira, bütçe gelirleri 2 trilyon 406,8 milyar lira, bütçe açığı ise 710,8 milyar lira oldu.

Haber Merkezi / Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ocak – Mart ve Mart ayına ilişkin bütçe verilerini açıkladı.

Buna öre; Mart ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 1 trilyon 27,7 milyar lira, bütçe gelirleri 766,3 milyar lira ve bütçe açığı 261,5 milyar lira olarak gerçekleşti. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 866,5 milyar lira ve faiz dışı açık ise 100,2 milyar lira olarak gerçekleşti.

2025 yılının ilk üç aylık döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 3 trilyon 117,6 milyar lira, bütçe gelirleri 2 trilyon 406,8 milyar lira ve bütçe açığı 710,8 milyar lira olarak gerçekleşti. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 2 trilyon 653,6 milyar lira ve faiz dışı açık ise 246,9 milyar lira olarak gerçekleşti.

Paylaşın

Mehmet Şimşek Net Konuştu: Enflasyonla Mücadelede Kararlıyız

İstanbul’da düzenlenen OECD Yükselen Pazarlar Forumu’nda konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, fiyat istikrarını sağlamak için güçlü bir iradeyle çalıştıklarını söyledi.

Mehmet Şimşek, “Enflasyonu kalıcı biçimde aşağı çekme konusunda son derece kararlıyız. Para ve maliye politikaları bu hedef doğrultusunda eşgüdüm içinde yürütülecek” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul’da düzenlenen OECD (Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü) Yükselen Pazarlar Forumu’nda konuştu.

Karar’ın aktardığına göre; Şimşek, Türkiye’nin üretim kapasitesini artırmaya ve enflasyonla mücadelede kalıcı başarı sağlamaya yönelik politikalarının merkezine reformları koyduklarını vurguladı. Şimşek, makroekonomik istikrarın ancak güçlü ve kararlı reform adımlarıyla sağlanabileceğini ifade etti.

Bakan Şimşek, konuşmasında ekonomik büyümeyi sürdürülebilir kılmak adına verimlilik odaklı ve üretimi teşvik edici bir dönüşüme ihtiyaç olduğunu belirterek, “Bazı reformları hayata geçirmek artık ertelenemez bir zorunluluk haline geldi. Üretim kapasitesini artırmadan, sağlıklı ve dengeli bir büyüme sürecinden bahsetmek mümkün değil” dedi.

Paylaşın

Türkiye’nin Brüt Dış Borcu 515,5 Milyar Dolar

31 Aralık 2024 tarihi itibarıyla Türkiye’nin brüt dış borç stoku 515,5 milyar dolar olarak kayıtlara geçti. Dış borç stokunun milli gelire oranı ise yüzde 39,0 oldu.

Haber Merkezi / Aynı tarihte, Türkiye’nin net dış borç stoku ise 261,1 milyar doları olarak gerçekleşti. Net dış borç stokunun milli gelire oranı yüzde 19,7 oldu.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 31 Aralık 2024 itibarıyla Türkiye’nin dış borç stoku verilerini açıkladı.

Buna göre; 31 Aralık 2024 tarihi itibarıyla Türkiye’nin brüt dış borç stoku 515,5 milyar dolar olarak kayıtlara geçti. Dış borç stokunun milli gelire oranı ise yüzde 39,0 oldu.

Aynı tarihte, Türkiye’nin net dış borç stoku ise 261,1 milyar doları olarak gerçekleşti. Net dış borç stokunun milli gelire oranı yüzde 19,7 oldu.

Öte yandan, Hazine garantili dış borç stoku 31 Aralık 2024 tarihi itibarıyla 16,4 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.

Aynı tarih itibarıyla Avrupa Birliği (AB) tanımlı genel yönetim borç stoku 10.720 milyar TL olarak gerçekleşmiş olup stokun milli gelire oranı yüzde 24,7 oldu.

Aynı tarihte, kamu net borç stoku ise 7.156 milyar TL olarak gerçekleşmiş olup stokun milli gelire oranı yüzde 16,5 oldu.

Paylaşın

Bütçe, 2025 Yılına 140 Milyar Açıkla Başladı

2025 yılı ocak ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 1 trilyon 56,3 milyar lira, bütçe gelirleri 917,1 milyar lira oldu. Başka bir ifadeyle, ocak ayında bütçe açığı 139,3 milyar lira oldu.

Haber Merkezi / Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ocak 2025 Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri Raporu’nu yayınladı.

Buna göre; 2025 yılı Ocak ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 1 trilyon 56,3 milyar TL, bütçe gelirleri 917,1 milyar TL ve bütçe açığı 139,3 milyar TL oldu. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 893,3 milyar TL ve faiz dışı fazla ise 23,8 milyar TL oldu.

Merkezi yönetim bütçesi 2024 yılı Ocak ayında 150 milyar 719 milyon TL açık verirken 2025 yılı Ocak ayında 139 milyar 259 milyon TL açık verdi. 2024 yılı Ocak ayında 29 milyar 626 milyon TL faiz dışı açık verirken 2025 yılı Ocak ayında 23 milyar 759 milyon TL faiz dışı fazla verdi.

Merkezi yönetim bütçe giderleri Ocak ayı itibarıyla 1 trilyon 56 milyar 342 milyon TL oldu. Faiz harcamaları 163 milyar 18 milyon TL, faiz hariç harcamalar ise 893 milyar 324 milyon TL oldu.

2025 yılında merkezi yönetim bütçe giderleri için öngörülen 14 trilyon 731 milyar 14 milyon TL ödenekten Ocak ayında 1 trilyon 56 milyar 342 milyon TL gider gerçekleşti. Geçen yılın aynı ayında ise 767 milyar 968 milyon TL harcama yapıldı.

Ocak ayı bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 37,6 oranında arttı. Giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2024 yılında yüzde 6,9 iken 2025 yılında yüzde 7,2 oldu.

Faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 38,1 oranında artarak 893 milyar 324 milyon TL oldu. Faiz hariç giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2024 yılında yüzde 6,6 iken 2025 yılında yüzde 7 oldu.

Merkezi yönetim bütçe gelirleri Ocak ayı itibarıyla 917 milyar 83 milyon TL oldu. Vergi gelirleri 792 milyar 667 milyon TL, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 104 milyar 29 milyon TL oldu.

2024 yılı Ocak ayında bütçe gelirleri 617 milyar 249 milyon TL iken 2025 yılının aynı ayında yüzde 48,6 oranında artarak 917 milyar 83 milyon TL oldu. Bütçe tahminine göre bütçe gelirlerinin Ocak ayı gerçekleşme oranı 2024 yılında yüzde 7,3 iken 2025 yılında yüzde 7,2 oldu.

2025 yılı Ocak ayı vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 53,3 oranında artarak 792 milyar 667 milyon TL oldu. Vergi gelirlerinin bütçe tahminine göre gerçekleşme oranı ise 2024 yılında yüzde 7 iken 2025 yılında yüzde 7,1 oldu.

Paylaşın

Mehmet Şimşek, Hayat Pahalılığının Nedenini Buldu: Kiralar

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, hayat pahalılığına dikkat çekerek, “Nüfusumuzun yaklaşık yüzde 82.7’si şehirlerde yaşıyor. Bence en önemli hayat pahalılığı bileşeni kiralar burada. Ev sahipliği oranı yüzde 56’larda. Son yıllarda gerek konut fiyatlarının hızlı yükselmesi, gerekse kiraların hızlı yükselmesiyle vatandaşımızın hayat pahalılığından kastı kira oluyor” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, tv100’de katıldığı programda soruları yanıtladı. Hayat pahalılığına dikkat çeken Şimşek, kira artış oranının bunun en önemli nedeni olduğunu söyledi. Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

“Hayat pahalılığı Türkiye’nin şuanda karşı karşıya olduğu en önemli ekonomik sorun. Nüfusumuzun yaklaşık yüzde 82.7’si şehirlerde yaşıyor. Bence en önemli hayat pahalılığı bileşeni kiralar burada. Ev sahipliği oranı yüzde 56’larda. Son yıllarda gerek konut fiyatlarının hızlı yükselmesi, gerekse kiraların hızlı yükselmesiyle vatandaşımızın hayat pahalılığından kastı kira oluyor. Burada konut arzını artıracak ciddi bir çaba içindeyiz. Bir taraftan deprem bölgesinde bir inşa çalışması var. Bunun da dışında sosyal konutlar, yerinde dönüşüm, kentsel dönüşüm, tüm bu konularda bütçeden çok ciddi bir destek veriyoruz. Ben inanıyorum ki birkaç yıl içinde çok ciddi bir sosyal konut seferberliğine gireceğiz. Devletimizin desteklediği ve vatandaşımızın çok rahat erişebileceği konutlardan bahsediyoruz.

Bu enflasyonla mücadelede en önemli başlıklarımızdan. Diğer bir başlık ise gıda arzı. Türkiye’de tarımsal üretimde iyiyiz ama tarladan nihai tüketiciye ürün giderken abartılı fiyat artışları var. Bir sürü aracı şirket kurulup fiyatları katlıyorlar. Olay sadece lojistik meselesi ve fire meselesi değil. Konu tarladan markete ulaşana kadar bir sürü aracının olması ve bunların bir kısmının da suni yani fiyatların şişirilmesi için bunların yapılması.”

Bakan Şimşek, “Vatandaşımız müsterih olsun, köklü çözümün peşindeyiz” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: Enflasyon adaletsiz bir vergi gibidir. Özellikle sabit ve dar gelirlileri vurur. Enflasyon en büyük kötülüktür. Mutlaka enflasyonla mücadele edilmelidir. Vatandaşımız müsterih olsun, köklü bir çözüm peşindeyiz. Bütün dünyada mücadele bir zaman alıyor. Pandemi sonrası Avrupa ve Amerika’da da enflasyonda artış görüldü. Yüzde 9-10’lara çıkan enflasyonu 2-3’e düşürmeleri 3 yıldan fazla süre aldı. Bizim dezenflasyon programımız 2023’ün 2. yarısında başladı ve daha 2 yılını doldurmadı. Enflasyondaki düşüş sürecek.”

Ekonomideki kayıtdışılığa dikkat çeken Şimşek, şu vurguları yaptı: “Kayıt dışılık Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri. Sadece bu bir gelir kaybı meselesi değil. Türkiye’de vergi oranlarını artırmaktansa artık tamamen kayıt dışı çalışan işletmeleri kayıt altına alarak bütçe açığını azaltmak istiyoruz. 2025’te kapısını çalmayacağımız hiçbir mükellefin olmayacağını ilan etmek istiyorum. Bu dönemin en önemli özelliği sürekli sahada olacağız. Denetimlerimizi ölçek gözetmeksizin gerçekleştiriyoruz.

2024’te başladık buna. 1.2 milyon denetim uygulaması yaptık. Sonuç da almaya başladık. Bu yıl bunu katlamak istiyoruz. Özellikle Maliye’de bazı birimleri kapatıp oradaki elemanlarımızı kurslara tabi tutup sahada kullanacağız. Tüm OSB’lerin, hallerin, sanayilerin giriş çıkışlarına çadır kuracağız tabiri caizse. Her sektörde istisnasız kayıt dışılık görüyoruz.”

“Enflasyondaki düşüş sürecek”

Bakan Şimşek, enflasyonla mücadele konusunda ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Üç aşağı beş yukarı 3,5-4’lük bir enflasyon bekleniyordu. Burada tek seferlik denilebilecek rakamlar var. TÜİK burada sepet ağırlıklarını değiştirdi ve buradan bir ilave enflasyon geldi. Yine geçtiğimiz yılın son çeyreğinde üzerinde çalışılan sağlıkta birkaç yıldır muayene fiyatlarında bir değişiklik olmamıştı, buradaki değişikliklerin de 0,6’lık bir etkisi oldu. Belediyelerin şebeke suyuna yaptığı zammın etkisi var 0,4 puanlık. Bütün bunlar dikkate alındığında enflasyonun ana hedefteki düşüşünde bir değişiklik yok. Yani 2023’ün sonunda yüzde 65 olan enflasyon, geçen sene yüzde 44’e, bu yıl ise yüzde 24’e düşmesini öngörüyoruz.

Enflasyondaki düşüş fiyatların düşüşü olarak algılanmamalı ama. Fiyatların artış hızının yavaşlaması olarak okunmalı.  Temel mallara bakıldığında yüzde 24, gıdayı da katarsanız mal enflasyonu yüzde 33.6. Burada yüksek olan hizmet enflasyonu. Genelde tüm ülkelerde hizmet enflasyonu gecikmeli düşüyor. Çünkü hep geçmiş enflasyon baz alınıyor.  Ocak ayında kira artışına bakıldığında yıllık yüzde 100’ün üzerinde, eğitimde de keza böyle. Bu kalemler yüksek çünkü geçmiş enflasyonu baz alıyor. Bunun için önümüzdeki dönemde kararlı bir şekilde programımızı uygulayarak bu sene enflasyonu yüzde 30’un altına çekmeyi ve gelecek sene ise tek hanelere doğru yaklaşmayı planlıyoruz. Enflasyondaki düşüş sürecek. Ocak ayı enflasyonu, enflasyonla mücadeleye ilişkin kurgumuzu etkilemedi.”

Paylaşın

Şimşek’ten “Enflasyon” Açıklaması: Düşüş Devam Edecek

2025 yılının yol haritasını anlatan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “2025 yılında; kalıcı fiyat istikrarını sağlamayı ve ekonomide yapısal dönüşümü hızlandırmayı hedefliyoruz” dedi ve ekledi:

“Enflasyonun düşmeye devam edeceği bu dönemde, para politikasını desteklemek için mali disiplini güçlendirecek ve arz yönlü politikaları devreye alacağız. Sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil bir gelir dağılımı için, verimliliği ve rekabet gücümüzü artıracak yapısal reformları hayata geçirerek ülkemizi yüksek gelirli ülkeler arasında konumlandıracağız.”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ekonomi Muhabirleri Derneği’nin yayını Ekonom’a 2025 yılının yol haritasını anlattı. Şimşek, 2023 yılı mayıs ayından itibaren uyguladıkları programın olumlu sonuçlarını aldıklarını savunarak 2024 yılının; dış kırılganlıkların azaltıldığı, dayanıklılığın artırıldığı, makrofinansal istikrarın güçlendirildiği bir yıl olduğunu söyledi.

Programı başarıyla uyguladıklarını savunan Şimşek, ödemeler dengesi riski ve enflasyonun kontrolden çıkma riskini ortadan kaldırdıklarını söyledi. Şimşek, “2025 yılında ise; kalıcı fiyat istikrarını sağlamayı ve ekonomide yapısal dönüşümü hızlandırmayı hedefliyoruz. Enflasyonun düşmeye devam edeceği bu dönemde, para politikasını desteklemek için mali disiplini güçlendirecek ve arz yönlü politikaları devreye alacağız. Sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil bir gelir dağılımı için, verimliliği ve rekabet gücümüzü artıracak yapısal reformları hayata geçirerek ülkemizi yüksek gelirli ülkeler arasında konumlandıracağız” diye konuştu.

Bakan Şimşek, enflasyondaki düşüşün devam edeceğini belirterek, 2025’te dezenflasyonda dört temel hususun belirleyici olacağını söyledi.

Şimşek, şöyle devam etti: “Birincisi, para politikasının enflasyona gecikmeli etkisi zamanla daha net görülecek. İkincisi, 2025 yılında bütçe açığının milli gelire oranının azalması negatif mali etki yaratacak. Üçüncüsü, bütçe imkânlarının elverdiği ölçüde, yönetilen ve yönlendirilen fiyatları enflasyon hedefiyle uyumlu olarak belirleyeceğiz. Örneğin, enflasyonu etkileyen kalemlerde yeniden değerleme oranını uygulamadık. 2025’te akaryakıt ürünlerinde yapılacak ÖTV artış oranını yüzde 6 ile sınırlandırdık ve 12 milyar liralık vergi gelirinden vazgeçtik.

Dördüncüsü, dezenflasyonu sadece talep yönlü politikalarla değil, gıda, konut ve enerji gibi birçok alanda arz yönlü tedbirlerle de destekleyecek; bu alandaki reformlara hız kazandıracağız. Gıda arzını artırmak amacıyla sulama projeleri, arazi toplulaştırması, gıda lojistiği ve gıda ihtisas bölgelerinin kurulmasına yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz. Sosyal konut arzının artırılması da arz yönlü politikaların temel unsurlarından biri olacak. Enerji dönüşümünü ise hem yerli hem de yenilenebilir kaynakları önceliklendirerek gerçekleştireceğiz”

“Bütçe açığını düşürmeye devam edeceğiz”

2025 yılında maliye politikasının daha sıkı olacağını vurgulayan Şimşek, “2025 yılı, yeni vergi düzenlemelerinden daha çok kayıt dışılıkla mücadele ve harcama disiplini dönemi olacak. Deprem dışındaki alanlarda harcama disiplinine devam edeceğiz. Yeni ihdas edilen asgari kurumlar vergisi başta olmak üzere alınan gelir tedbirleri, vergilemede gönüllü uyumu güçlendirecek çalışmalar, etkin tahsilat ve denetim performansıyla bütçe açığını düşürmeye devam edeceğiz” dedi.

Şimşek, bu kapsamda bütçe açığının milli gelire oranının 2025’te yüzde 3.1’e ve sonraki yıllarda yüzde 3’ün altına gerilemesini beklediklerini ifade ederek, böylece kamu maliyesiyle de enflasyonla mücadeleye çok güçlü bir destek sağlayacaklarını anlattı.

Uygulanan ekonomi programı sayesinde gelir dağılımındaki bozulmayı giderdiklerini iddia eden Şimşek, “Gelir dağılımı eşitsizliğini gösteren Gini Katsayısı 2022 yılında, 2005 yılından sonra en kötü seviyesini görmüştü. Ancak 2023 yılında bu eğilim tersine döndü, gelir dağılımında adalet yeniden sağlanmaya başladı. Çalışanlarımızın milli gelirden aldığı pay son 26 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Enflasyondaki düşüşün devamıyla, vatandaşlarımızın alım gücü daha da artacak ve gelir dağılımındaki bozulma düzelmeye devam edecek” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Mehmet Şimşek’ten Sektör Temsilcilerine “Maliyet” Ayarı

Mehmet Şimşek’in, sektörü temsilcileri ile yaptığı toplantıda, faizdeki düşüş ile mazot, elektrik fiyatlarını örnek vererek, “Maliyetler artıyor bahanesiyle gelmeyin” mesajı verdiği öğrenildi.

Ekonomi yönetimindeki bakanlar, Ramazan ayı öncesi fahiş fiyat artışlarına karşı sektör temsilcileriyle bir araya geldi. Ticaret, gıda, perakende sektörü temsilcileriyle yapılan toplantıya, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı katıldı.

CNBC-e’den Hazal Ateş’in haberine göre; Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, fiyat artışlarına “kira, navlun, nakliye maliyetleri, personel giderlerini” gerekçe gösteren temsilcilere maliyet hesabıyla yanıt verdi. Şimşek’in, faizdeki düşüş ile mazot, elektrik fiyatlarını örnek vererek, “Maliyetler artıyor bahanesiyle gelmeyin” mesajı verdiği öğrenildi.

Bakanlarla TOBB, TESK başkanlarının da katıldığı toplantıda, İstanbul, Ankara ve İzmir Ticaret Borsaları Başkanları, perakende, yumurta, gıda ve ihtiyaç maddeleri, kırmızı et, kanatlı hayvancılık, un, makarna, yağ, süt, ambalajlı su, toptancı haller ile bakliyat sektörü temsilcileri yer aldı. Toplantı 3 saat sürdü.

Sektör temsilcileri toplantıda fiyat artışlarına neden olarak gösterdikleri kira, navlun, nakliye, personel giderlerine ilişkin maliyetleri paylaştı. Bakan Şimşek de sektör temsilcilerine mazot, elektrik maliyet hesabı çıkararak, “Bahane edeceğiniz bir şey yok” yanıtını verdiği öğrenildi.

Toplantıya katılan bakanların, “Ramazan ayından önce fiyat artışları içtihat haline gelmiş durumda. Artık bu imaj kalkacak. Fiyat artışlarını vatandaşa yansıtmayın. Denetimler artacak. Kayıt dışılığa izin verilmeyecek. Vatandaşın gıdaya erişiminin önündeki bütün engeller kalkacak. Vatandaşı Ramazan’da fiyat artışlarından kurtaracağız” değerlendirmesini yaptıkları belirtildi.

TESK Başkanı Bendevi Palandöken de fiyat artışlarında zincir marketlerin rekabeti engelleyen tutumlarının da etken olduğunu söyledi. Palandöken, konuya ilişkin değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:

“Marketler kozmetik üründen züccaciye ürünlerine kadar her şeyi satıyor. Bu da haliyle rekabete zarar veriyor. Bakanlarımız toplantıda sektör temsilcilerini net bir dille uyardı. Sayın Şimşek, maliyet artışının bahane edilmemesi gerektiğini rakamlarla, tablolarla anlattı. Mazot, elektrikte bir artış olmadığını anlattı. Ticaret Bakanımız da cezaların ağırlaştırılacağını söyledi.”

Paylaşın