13 Mayıs 1954 yılında Erzurum’da dünyaya gelen Bilsen Başaran, Erzurum Öğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde ön lisans programını tamamladı. İçel, Erzurum, İstanbul’da devlet okullarında öğretmen ve yönetici olarak yirmi altı yıl görev yaptıktan sonra emekli oldu.
Haber Merkezi / İstanbul’da özel dershanelerde öğretmen, Türkçe birim başkanı ve metin yazarı olarak görevini sürdürdü. Edebiyat çalışmalarını öğretmenliğiyle iç içe yürüttü. Bilsen Başaran; MEB (Öğretmen şairler arası şiir yarışmaları) Şiir Birinciliği (1985 yılı), İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü 1992 Şiir Yarışması Üçüncülük Ödülü, 1993 Nahit Övünç Şiir Yarışması Toplumsal Dalda Birincilik Ödülü, 2002 Necati Cumalı Şiir Özel Ödülü, 2002 Aykırı Sanat Dergisi Şiir Yarışması Birincilik Ödülü ve Özgür Eğitim Yayınları Çocuk Yazını Mevlüt Kaplan Edebiyat Ödülü (Mansiyon) gibi çeşitli ödüllere değer görüldü. Türkiye Yazarlar Sendikası, Besam, Uluslararası Aktivist Sanatçılar Birliği, Cumalı-Seferis Gökyüzü Kültür ve Sanat Derneği üyesi olup hâlen İzmir’de yaşamaktadır.
Bilsen Başaran, kalem ürünlerini 1985’ten itibaren Varlık, Tömer Dil Dergisi, Agora, Damar, Şiir Defteri, Çalı, Kıyı, Edebiyat Gündemi, İskenderiye Yazıları, Berfin Bahar, Beşparmak, Akköy, Aykırı Sanat, Papirüs, Ardıç Kuşu, Öğretmen Dünyası, Çağdaş Türk Dili, Dize, İzmir İzmir Sanat Dergisi, Afrodisyas Kültür ve Sanat Dergisi, Edebiyat Güncesi, Çığ (Yugoslavya-Prizren) Sanat Dergisi ve Şiiri Özlüyorum gibi dergilerde yayımlamayı sürdürmüştür.
Bilsen Başaran’ın edebiyat çalışmaları içinde şiirin özel ve önemli bir yeri olmasının yanı sıra; çocukların dünyaya bakış açısını zenginleştirmek, ilgi, algı ve yetilerini beslemek, duygu, düşünce gelişimlerini desteklemek için nitelikli yapıtlara duyulan gereksinime gücü ölçüsünde katkı sağlamak için çocuk kitaplarına da yer vermiştir. Bu minvalde çocuklar için şiir, roman ve hikâye kitapları yayımlamıştır. İlk şiir kitabı U Dönüşü Yok adıyla 1990 yılında yayımlanmış ve Başaran şiirde istikrarlı ve üretken bir şair olmuştur.
Mustafa Yıldız onun şiirini şu cümlelerle değerlendirmiştir: “Başaran’ın şiiri biraz çaba harcamayı gerektiriyor. Eşeledikçe yeni çağrışımlara ulaşıyor; damağınızda değişik tatlar bırakan taze imgelerle tanışıyoruz. Bilsen Başaran’ın kenine özgü sayılabilecek bir şiirin izini sürdüğü söylenebilir.” (Yıldız 2001). Yazı hayatında hikâyeye de yer veren Bilsen Başaran’ın “Kül Kadınlar”a adadığı Kül Kadınlar Güncesi (2010) kitabındaki öyküler, kadının toplumsal yapı içerisindeki yerinin tekrar sorgulanmasını sağlayacak niteliktedir.
Eserleri;
Yittiğim Ülkem
Düş Çocukları
Küçük Yıldız Tohumları
“Boyunduruk”
Gözlerinin uzun öykülere düşmesi ne güzel
Hüzünlerin çalınması gerdanından…
Seni korkuların dudaklarımın en uzun uykusu
Öyle bir sıcaksın ki
-alev sağıyor aramızdaki zaman-
İnceden inceye bir kan sızıntısı…
Kanatların yüreğime düşüyor
Ne güzel kanlarımızın seviştiğini bilmek.
Pusuya düşmüş yirmilik güz yatışın.
Mülteci bir yüreği buyruksuzluğuna sundum
Dil bilmezliğine…
Bu ülke benim değil
uçurumlar sustukça
kartalların intiharına.
Elvan bakışın gecikmiş köprüm uzanmış Zap üstüne
Zaman kelepçelemiş yeri göğü.
Derin karanlıklarda uyumuş aklımın karasevdalısı
Kendi kendini kurşunlar mı mavzer
Anadandoğma bırakılır mı inanmak.
Kaldır gözkapaklarını sağnağım
Bu gümüş boyunduruk altında susuşun
ömrümün en uzun yemini.