Azra Erhat Kimdir? Hayatı, Eserleri

4 Haziran 1915 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Azra Erhat, 6 Eylül 1982 yılında uzun süre tedavi gördüğü Çapa Hastanesinde 6 Eylül 1982 tarihinde vefat etti ve Üsküdar Bülbürderesi’ndeki aile kabristanında toprağa verildi.

Azra Erhat, ilk ve ortaöğretimini Brüksel’de tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ni bitirdikten sonra Klasik Filoloji Bölümü’nde asistanlık yaptı ve 1946’da doçent oldu. 1949-1956 yılları arasında Yeni İstanbul ve Vatan gazetelerinde yazıları yayımlandı.

Uzun yıllar Milletlerarası Çalışma Bürosu Kütüphanesi’nde çalışan Erhat, Fransızca, Almanca, İngilizce, Latince ve özellikle Yunanca’dan yaptığı çevirilerle tanındı. İlyada ve Odysseia destanlarının yanı sıra Eski Yunan düşünürlerinin eserlerini Türkçe’ye çevirdi. Başka pek çok çevirisi dergilerde yayımlandı. İlyada‘nın birinci cildiyle 1959 Habip Edip Törehan Ödülü’nü, üçüncü cildiyle 1961 Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü’nü kazandı.

Hümanist anlayışın savunucusu ve öncülerinden biri olduğu gibi, Halikarnas Balıkçısı ve Sabahattin Eyüboğlu’yla birlikte, eski Anadolu uygarlıklarının ortak mirasımız olduğu görüşünden yola çıkarak, “mavi yolculuk”lara öncelik etti, terimi Türk ve dünya yazınına kazandırdı.

Yolculuklarını Mavi Anadolu (1960), Mavi Yolculuk (1962) ve Karya’dan Pamfilya’ya Mavi Yolculuk (1979) adıyla kitaplaştırdı. Eski Yunan ve Roma mitolojilerini açıklayan Mitoloji Sözlüğü (1972) ve onun önemli bir düşünür olduğunu ortaya koyan İşte İnsan – Ecce Homo (1969) adlı kitabıyla da tanındı.

Azra Erhat’ın eserleri

Mavi Anadolu (1960), Mavi Yolculuk (1962), İşte İnsan – Ecce Homo (1969 Çeviri), Sevgi Yönetimi (1978), Mitoloji Sözlüğü (1972), Mektuplarla Halikarnas Balıkçısı (1976), Troya Masalları (1981), Karya’dan Pamfilya’ya Mavi Yolculuk (1979), Homeros – Gül ile söyleşi, Hesiodos, Eserleri ve Kaynakları (1977; Sabahattin Eyüboğlu ile birlikte çeviri), İlyada (1967; A. Kadir ile birlikte çeviri), Odysseia (1970; A. Kadir ile birlikte çeviri)

Ödülleri: A.Kadir ile birlikte İlyada destanından yaptığı çevirinin birinci cildi 1959’da Habib Törehan Bilim Ödülü’nü, üçüncü cildi 1961’de Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü’nü aldı.

Paylaşın

Ayşenur Yazıcı Kimdir? Hayatı, Eserleri

13 Eylül 1958 yılında Elazığ’da dünyaya gelen Ayşenur Yazıcı, ilkokulu Anadolu’nun çeşitli yerlerinde, ortaokulu Paris’te, liseyi Ankara Tevfik Fikret Lisesinde, Üniversiteyi Fransa’nın Lyon şehrinde Rhone Akademisinde tamamlamıştır.

Kozmetoloji ve sahne sinema sanatları eğitimi alan Ayşenur Yazıcı, 1983 yılında İzmir TRT’de çalışmaya başlamıştır. Aynı zamanda Christian Dior firmasının Türkiye temsilciliğinde 5 yıl teknik müdür ve eğitmen olarak görev almıştır.

1990 yılından beri özel televizyon kanallarında spiker olarak çalışmakta ve programlar yapmaktadır. Bu meslekte elliden fazla ödülü olan yazar Ayşenur Yazıcı, Türk Dil Kurumu tarafından en büyük unvan olan “Türkçeyi en iyi kullanan spiker” ödülüne layık görülmüştür.

Renklerle terapi ve yaşam üzerine etkileri, düşünce gücünün yaşamımıza etkisi üzerine üniversitelerde seminerler vermektedir.

Ayşenur Yazıcı’nın eserleri:

Ekmek Arası Hayat (2002 Deneme), Bedriye (2002 Tarihi Roman), Kadınlar Ağlar ( 2004 Şiir), Son Onüç Gün (2006 Psikolojik Roman ) Makyajda Sihirbazlık Numaraları (2007 Kişisel Bakım), Sizin Hikayenizi Çaldım (2007 Deneme), Yaşama Yetişemeyenlere Mucize Çözümler (2007), Sensin Mağara Adamı (2008 Araştırma), Dil Kafirleri (2009 Araştırma), Dön Muazzez (2009 Roman), Son Lobotomi (2010 Hikaye), Çocuk Gelin (2011 Tarihi Roman), Ke(n)di(n)den Utanmak (2011)

Rol Aldığı filmler ve diziler: Patron Mutlu Son İstiyor (2014 Sinema Filmi), Aşkın Kanunu Aşkın Kanunu (2014 TV Dizisi), Sıkı Dostlar Sıkı Dostlar (2009 – 2010 TV Dizisi), Suluboya (2009 TV Dizisi), Anadolu Kaplanı (Neriman)(2006 – 2007 TV Dizisi), Küstüm Çiçeği (2010 – 2011 TV Dizisi)

Ödülleri:

1996 – “Yılın Sunucusu” ödülü Magazin Gazetecileri Derneği 1995 yılın programı ödülünü (ATV’deki Adliye Koridorları Programıyla), 2001 – Diyalog tarafından verilen “Yılın Spikeri” ödülü, 2003 – yılında Türk Dil Kurumu’nun “Türkçeyi En İyi Konuşan ,Kullanan Spiker” ödülü, 2003 – yılında “Antoloji Şiir” ödülü, 2004 – yılı örnek kişiliğiyle “Yılın Meslek” ödülü,

2004 – Yılı, Akdeniz Üniversitesi 15.000 kişilik oylaması ile “YILIN SPİKERİ” ödülü, 2004 – Rotaryler meslek ödülü, 2004 – INEPO Uluslararası Çevre Derneği ONUR ÜYESİ, 2004 – Marmaris 1. nci ŞİİR Yarışmasında “Rus ruletinde kendimi sana sıktım” şiiri ile Mansiyon Ödülü, 2004 – “Antoloji Şiir” ödülü, 2011 – TV “Aile- Çocuk Medya Etik Ödülü” TRT1 Sütlü Kahve programı, 2011 – Psikoonkoterapi derneği “yaşama dokunan adam” ödülü ve yaşam boyu onursal üyelik

Paylaşın

Ayşen Uysal Kimdir? Hayatı, Eserleri

Araştırma – İnceleme, Kurumlar, Örgütler, Derin Siyaset, Siyaset – Politika kategorilerinde eserler yazan Ayşen Uysal’ın aşlıca kitapları alfabetik sırayla; Particiler, Sokakta Siyaset, İsyan, Şiddet, Yas olarak sayılabilir.

1973 yılında İzmir’de dünyaya gelen Ayşen Uysal, 1995 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra, aynı üniversitede Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisans derecesini aldı.

1999 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla Paris’e gitti. Paris I Panthéon – Sorbonne Üniversitesi’nde ikinci yüksek lisansını tamamlamasının ardından, 2005 yılında aynı üniversitede siyaset bilimi doktoru unvanını aldı. 2010’da doçent, 2015’te de profesör oldu.

Tarihsel Sosyoloji. Stratejiler, Sorunsallar ve Paradigmalar (Ferdan Ergut ile birlikte, 2007), Siyasal İslâm ve Liberalizm (2009) ile İsyan, Şiddet, Yas: 90’lar Türkiye’sine Bakmak (2016) başlıklı kitapları derledi.

Particiler: Türkiye’de Partiler ve Toplumsal Ağların İnşası (Oğuz Topak ile birlikte) kitabı 2010 yılında İletişim Yayınları’ndan çıktı.

Toplumsal hareketler, polis ve siyasal partiler alanlarında uluslararası ve ulusal dergi ve kitaplarda farklı dillerde yayımlanmış çok sayıda makalesi bulunan Uysal, 8 Temmuz 2018 tarihinde ihraç edilene kadar Dokuz Eylül Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmaktaydı.

Ayşen Uysal’ın eserleri; Particiler, Sokakta Siyaset, İsyan, Şiddet, Yas

Paylaşın

Ayşegül Yüksel Kimdir? Hayatı, Eserleri

8 Mayıs 1941 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Ayşegül Yüksel’in tam adı Ayşegül Tülin Yüksel’dir. Ayşegül Yükse, bazı çevirilerinde Ayşegül Günkut imzasını da kullanmıştır.

İlkokulu 1942 yılında İstanbul Kadıköy Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu’nda tamamlayan Ayşegül Yüksel, 1959’da Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’ni bitirdikten sonra 1964’te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu.

1965’te Fullbrigt Bursu ile ABD’ye gitti ve Graduate School of Arts and Science’de yüksek lisans eğitimini tamamlayan Ayşegül Yüksel, yurda döndükten sonra bir süre çevirmen ve İngilizce öğretmeni olarak çalıştı.

1969 yılından tekrar ABD’ye gited Ayşegül Yüksel, New York’ta bulunan The New School’da tiyatro yazını alanında eğitim aldı. Ayşegül Yüksel, 1970’te Türkiye’ye döndükten sonra ODTÜ Beşeri Bilimler Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaya başladı.

1981’de “Melih Cevdet Anday Tiyatrosunun Yapısal Çözümlemesi” adlı tez çalışması ile doktora eğitimini tamamlayan Ayşegül Yüksel, 1987 yılında ODTÜ’den ayrılarak Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı ve uzun yıllar bu görevine devam etti.

Ayşegül Yüksel’in bir çeviri olan ilk eseri (A. Marvell’den “Sevginin Tanımı”) 1962’de Yelken dergisinde çıktı. Daha sonra Yüksel’in yazı ve eleştirileri Yelken, Ataç, Türk Dili, Özgür İnsan, Gösteri, Bilim ve Sanat gibi dergilerde yayımlandı. Ayrıca yazarın 1975 yılından sonra kaleme aldığı tiyatro incelemeleri Devlet Tiyatrosu, Halkoyu, Tiyatro Tiyatro, Milliyet Sanat ve Gündoğan Edebiyat dergilerinde yer buldu.

Kaleme aldığı eserlerinde Ayşegül Yüksel, özellikler tiyatro metin çözümlemelerinde kullandığı yapısal yaklaşımla dikkat çekti. Çağdaş Türk yazarlarının oyunlarında yapmış olduğu çözümlemelerin daha sonraki yıllarda genç kuşaklar tarafından yapılacak olan çalışmalara “temel bir kaynak” oluşturacak nitelikte olduğu belirtildi.

PEN Yazarlar Derneği ve Edebiyatçılar Derneği üyesi olan Yüksel, Yapısalcılık ve Bir Uygulama: Melih Cevdet’in Tiyatrosu Üstüne adlı çalışmasıyla Yazko 1982 yılında İnceleme Özendirme ve aynı yıl Türk Dil Kurumu İnceleme Ödüllerinin sahibi oldu.

Tiyatro araştırmaları ve oyun yazarı biyografileri alanlarında yapmış olduğu çalışmaları ile Tiyatro-TV Yazarları Derneğinin 1990 yılında Özel Ödülü’ne layık görüldü. Ayrıca 2006’da Sanat Kurumu Onur Ödülü sahibi olan Ayşegül Yüksel, Haldun Taner Tiyatrosu ve 1993’te Kültür Bakanlığı İnceleme-Eleştiri Ödülünü aldı.

Ayşegül Yüksel’in eserleri:

İnceleme-Araştırma: Yapısalcılık ve Bir Uygulama (Melih Cevdet Anday Tiyatrosu İst.: Yazko, 198), Haldun Taner Tiyatrosu (Ank.: Bilgi, 1986), Samuel Beckett Tiyatrosu (İst.: Yapı-Kredi, 1992), Çağdaş Türk Tiyatrosundan On Yazar (İst.: Mitos Boyut, 1997), Sahneden İzdüşümler 1975-2000 (İst.: Mitos Boyut, 2000), Elveda Dünya Merhaba Kâinat: Memet Baydur’un Ardından (S. Şener ve F. Elmas ile İst.: Mitos Boyut, 2002), Dram Sanatında Ezgi ve Uyum (İst.: Alkım, 2004)

Çeviri (A. Günkut adıyla): Aslan Asker Şvayk (J. Hasek İst.: Ataç, 1964), Rüya Yorum Metodu (S. Freud İst.: Ataç, 1964), Cumartesi Gecesi ve Pazar Sabahı (A. Sillitoe İst.: Ağaoğlu, 1965)

Paylaşın

Ayşe Saraçgil Kimdir? Hayatı, Eserleri

İnsan ve Toplum, Kültür, Tarih kategorilerinde eserler yazan Ayşe Saraçgil, 1954 yılında Ankara’da dünyaya geldi. Ayşe Saraçgil, 1974’te Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu.

Burs ile geldiği İtalya’da Roma Pro-Deo Üniversitesi’nde televizyon programcılığı ve kitle iletişimi üzerine iki yıllık bir eğitim gören Ayşe Saraçgil, Roma Üniversitesi’nde modern tarih yüksek lisansı yaptı.

1977-1984 yılları arasında, Avrupa işçi sınıfı tarihi üzerine araştırmalar yapan Lelio e Lessi Basso Vakfı’nda çalışan Ayşe Saraçgil, 1985 yılında Università di Napoli L’Orientale, Facoltà di Studi Arabo Islamici e del Mediterraneo’da Türkçe okutmanlığı yapmaya başladı.

Ayşe Saraçgil, 1996’dan bu yana aynı üniversitede Türk dili ve edebiyatı ve Osmanlı tarihi profesörü.

Ayşe Saraçgil, İnsan ve Toplum, Kültür, Tarih kategorilerinde eserler yazmaktadır. Ayşe Saraçgil tarafından yazılan “Bukalemun Erkek” İletişim Yayınevi tarafından okurların beğenisine sunulmuştur.

Ayşe Saraçgil’in eserleri: Bukalemun Erkek

Paylaşın

Ayşe Pınar Köprücü Kimdir? Hayatı, Eserleri

Çocuk & Gençlik, Çocuk Öykü & Roman kategorilerinde eserler yazan Ayşe Pınar Köprücü, 1982 yılında dünyaya gelmiştir. Köprücü, Boğaziçi Üniversitesi Çeviribilim Bölümü mezunudur.

Ayşe Pınar Köprücü, Konferans tercümanlığı yapıyor. Pisi’ce Düşler adlı ilk kitabı 1999’da Arma Yayınları, Serkan Aka ile birlikte yazdıkları Ay Tutulması 2012’de İletişim Yayınları tarafından yayımlandı.

Ayşe Pınar Köprücü, resimli çocuk kitaplarını, çillerini ve kedileri seviyor. Köprücü, Çocuk & Gençlik, Çocuk Öykü & Roman kategorilerinde eserler yazmıştır.

Ayşe Pınar Köprücü’nün eserleri: Pisi’ce Düşler (1999), Ay Tutulması (2012 Serkan Aka ile)

Paylaşın

Ayşe Kulin Kimdir? Hayatı, Eserleri

7 Eylül 1941 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Ayşe Kulin’in babası inşaat mühendisi ve bürokrat Muhittin Bey (Kulin); annesi, Osmanlı nazırlarından Ahmet Reşit Paşa’nın (Yediç) kızı Hatice Sitare Hanım’dır. Ayşe Kulin, anne ve babasının tek çocuğudur.

Arnavutköy Amerikan Kız Koleji Edebiyat bölümünü bitiren Ayşe Kulin, çeşitli gazete ve dergilerde editör ve muhabir olarak çalışmıştır. Kulin, uzun yıllar televizyon, reklam ve sinema filmlerinde sahne yapımcısı, sanat yönetmeni ve senarist olarak görev yapmıştır.

Hayatına pek çok roman ve hikaye sığdıran Ayşe Kulin hala roman ve hikaye yazmaya devam etmektedir.

Ayşe Kulin birçok biyografik eser ve roman kaleme almıştır. Eserleriyle en çok okunan yazarlar arasına girmeyi başarmıştır. Birçok ödülün sahibi olmuştur.

Kitaplarından büyük bir çoğunluğu senaryolaştırılmış ve beyaz perdeye aktarılmıştır. Ayrıca bazı eserleri de uyarlanarak televizyonda dizi olarak yayınlanmıştır. Üslubu oldukça akıcıdır. Yalın bir anlatımı vardır. Türkçeyi güzel kullandığı için çeşitli çevrelerden övgüler almıştır.

1984 yılında ilk öykü kitabı olan Güneşe Dön Yüzünü yayımlanmıştır. Bu öykü kitabının içinde yer alan Gülizar hikayesi senaryolaştırılmış ve Kırık Bebek adıyla film yapılmıştır. Kırık Bebek filmi Kültür Bakanlığı Ödülüne layık görülmüştür.

1996 yılında Bir Tatlı Huzur adındaki kitabı yayımlanmıştır. Bu eserinde yazar Münir Nureddin Selçuk’un yaşam hikayesi anlatılmıştır. Biyografik tarzda yazılan bir eserdir.

1997 yılında Adı Aylin romanını yayımlamıştır. Bu romanda Aylin Devrimel’in yaşam öyküsü anlatılmıştır. Bu romanı da biyografik roman türünde yazılmıştır.

1998 yılında Geniş Zamanlar kitabını çıkarmıştır. Geniş Zamanlar kitabı senaryolaştırılmış ve 2007 yılında televizyonda dizi olarak yayımlanmıştır.

2001 yılında Köprü adlı romanı yayımlanmıştır. Bu romanında Erzincan valisinin hayat hikayesi anlatılmıştır. Romanda doğu illerinde yaşanan dramın kökenlerine inilmiştir. Cumhuriyet tarihi içerisindeki nedenleriyle birlikte ele alınmıştır. Bu romanı 2006 yılında senaryolaştırılıp dizi olarak aynı adla yayınlanmıştır.

2002 yılında Nefes Nefese adlı romanını çıkarmıştır. Bu romanında yazar İkinci Dünya Savaşında Hitlerin pençesine düşen Musevileri kurtaran Türk diplomatlarından ve Fransız Direniş Hareketinde görev almış bir Türk gencinden esinlenerek yazmıştır. Bu romanı bir aşk öyküsü ile de zenginleştirmiştir.

Ayşe Kulin’in eserleri

Öykü: Güneşe Dön Yüzünü (1984), Geniş Zamanlar (1998), Foto Sabah Resimleri (1998), Bir Varmış Bir Yokmuş (2007).

Roman: Adı: Aylin (biyografik roman 1997), Sevdalinka (1999), Füreya, (biyografik roman 2000), Köprü (2001), Nefes Nefese(2002), Gece Sesleri (2004), Bir Gün (2005), Veda (2008), Umut (2008), Türkan (biyografik roman 2009), Hayat – Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964) (biyografik roman 2011), Hüzün – Dürbünümden Kırk Sene (1964-1983) (biyog. roman 2011), Gizli Anların Yolcusu (2011), Bora’nın Kitabı (2012), Dönüş (2013), Hayal (biyografik roman 2014), Handan (2014), Tutsak Güneş (2015), Kanadı Kırık Kuşlar (2016), Kördüğüm (2017), Son (2018), Her Yerde Kan Var (2019).

Diğer: Bir Tatlı Huzur, (biyografi 1996), İçimde Kızıl Bir Gül Gibi (deneme 2002), Babama (otobiyografi 2002), Kardelenler (araştırma 2004), Sit Nene’nin Masalları (çocuk kitabı 2008), Taş Duvar Açık Pencere (derleme 2009) Saklı Şiirler (şiir 2012).

Paylaşın

Ayşe Kilimci Kimdir? Hayatı, Eserleri

10 Şubat 1954 yılında İzmir’in Konak İlçesi’nde dünyaya gelen Ayşe Kilimci, Ankara Sosyal Hizmetler Akademisini bitirdikten sonra 1978’de İçel Çocuk Yuvasına uzman olarak atanır ve memuriyet yolculuğu burada başlar.

Yazarın memuriyet yolculuğu 17 Ağustos 1999’da İstanbul Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu İl Müdürlüğünde İl Müdür Yardımcılığı görevindeyken emekliye ayrılmasıyla sona erer.

Ayşe Kilimci’nin 17 yaşında başladığı öykü çalışmaları aynı yıl Varlık dergisinde yer almıştır. Varlığın yanı sıra çeşitli dergilerde de öyküleri yayınlanmıştır.

Yurt içi ve yurt dışında birçok antoloji, sanat dergisi ve gazetede öyküleri, günlük gazeteler ve sanat dergilerinde yazıları yayımlanan Ayşe Kilimci, Almanya ve İngiltere’deki antolojilerde de yer almıştır.

Hikâyeleri 1972’den itibaren Varlık, Dönemeç, Oluşum, Türk Dili, Yansıma dergilerinde yayımlandı. 1982 Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Ödülü Öykü mansiyonunu Sevdadır Her İşin Başı ile, 1990 Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Ödülünü Kanadı Gümüşlü Kuş öyküsü ile,

1995 Yunus Nadi Öykü Ödülünü Yeni Moda Aşklar Destanı ile, 1989 Yunus Nadi Ödülünü de Anadilinde Çocuk Olmak ile kazandı. Aktör ile 1999 Haldun Taner Ödülünün, Yıldızları Dinle başlıklı öyküsü Marsilya Akdeniz Kadınlar Forumu 2001 Uluslararası Büyük Öykü Ödülünün ve 2000 yılı Haldun Taner Öykü Birincilik Ödülünün sahibi oldu.

Ayşe Kilimci’nin Eserleri:

Hikaye: Yapma Çiçek Ustaları (1976), Sevdadır Her İşin Başı (1983), Sevgi Yetimi Çocuklar (1987), Gül Bekçisi (1989), Yeni Moda Aşklar Destanı (1997), Mucize Var mıdır Mehmet Abla? (2002).

Çocuk kitapları: Benim Adım Çocuk (1989), Elimizdeki Işık (1990), Çöp Kraliçe (1990), Masal Ektim Umut Biçtim (1991), Dikenci Karga (1991), Kahraman Balkabağı (2003), Nar Masalı (2003), Padişah Çatlatan Horoz (2003), Gül Kız (2003), Merhaba Dünya (2004), Olimpos’ta Bir Kuş Var Mitolojik Masallar (2005).

Röportaj: Anadilinde Çocuk Olmak / Yabancı Dilde Eğitim (1998).

Paylaşın

Ayşegül Devecioğlu Kimdir? Hayatı, Eserleri

1956 yılında Ankara’da dünyaya gelen Ayşegül Devecioğlu’nun ilk romanı Kuş Diline Öykünen, 2004 yılında yayımlanmıştır. 2007 yılında yayımlanan ikinci romanı Ağlayan Dağ Susan Nehir ile Ayşegül Devecioğlu, Orhan Kemal Roman Armağanını kazanmıştır.

Ayşegül Devecioğlu Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde eğitim görmüş ancak eğitimini tamamlamadan ayrılmıştır. Yazar, 1977’de ayrıldığı ODTÜ’nün hayatındaki rolünü şu sözlerle ifade etmiştir: “Dünyanın daha iyi ve insanca bir hale dönüşebileceğine hâlâ inanıyorsam bunda ODTÜ’lü yılların payı büyük”. Üniversite yıllarında Devrimci Yol hareketine katılan Devecioğlu 1976’da Behçet Dinlerer ile evlenmiştir.

Behçet Dinlerer, 23 Kasım 1980’de yakalanmış ve gördüğü işkenceler dolayısıyla 13 Aralık 1980 tarihinde vefat etmiştir. Yazar, kendisiyle yapılan bir söyleşide şu bilgiyi vermiştir: “Eşim Behçet Dinlerer askeri darbenin hemen ardından yakalandı ve dönemin ünlü işkencehanesi olan DAL’da (Derinlemesine Araştırma Laboratuarı) işkencede öldürüldü”.

İstanbul’da yaşamını sürdüren Devecioğlu, Barış ve Demokrasi Partisi’nin Parti Meclisi üyesi olarak politik faaliyetlere katılmıştır. Anayasa Komisyonu üyeliği yapmıştır. Birikim, Bianet ve Özgür Gündem gibi yayın organlarında yazılarını yayımlamaya devam etmektedir.

Ayşegül Devecioğlu, roman ve öykülerinde yabancılaşma, yara, yalnızlık, hayal kırıklığı, yitim gibi temaları sıkça işlemiştir. “Ben edebiyatla kendime bir direniş cephesi kurdum. Bunun ne kadar bilinçli olduğunu bilemem. Daha çok oraya aktım, oraya sığındım, oradan hayata yeniden baktım” diyen yazar, ‘‘1980 öncesinde yaşananları darbe mağdurlarının gözünden değerlendiren’’ eserleri ile tanınmıştır.

Devecioğlu, “12 Eylül diye adlandırılan zaman parçasını hapsolduğu mitten kurtarma arzusu ile”yazmaktadır. “Yazdıklarım o tarihin içinden çıkıyor ve ne yazarsam yazayım o tarihin içinden çıkacak” diyen yazar, roman ve öykülerinin edebi değerini koruyan dil ve kurgu özellikleri ile dikkat çekmektedir. “Onun yazdıkları her ne kadar 12 Eylül öncesi ve sonrasından asla bağımsız olmasa da, üsluplarıyla, dilleriyle ve kurgudaki derinlikleriyle son derece edebi eserlerdir”.

Devecioğlu, 12 Eylül’le birlikte yas ve yitim gibi kavramların anlam taşıdığı toplumsal zeminin kaybolması, anlaşılabilir ve değiştirilebilir dünyanın yerini kaotik, anlaşılması ve dolayısıyla değiştirilmesi mümkün olmayan bir dünya tasavvuruna bırakmasının melankolik bir ruh hali yarattığını savunmaktadır. “Kayıp zamanın kumaşını yeniden dokumak için, çok fazla şeyi anımsatmak zorunda kalmak, o döneme duyulan büyük sorumluluk edebi kaygı taşıyan insan için zorlayıcı” diyen yazar, “toplumun unutmaya eğilimli belleğini uyaran” eserlerinde bugünü ve geleceği geçmiş hesaplaşması üzerinden sorgulamaktadır.

Yazarın “büyük bir travma” olarak tanımladığı 12 Eylül dönemi, Kuş Diline Öykünen adlı romanında anlatılmaktadır. Yazar “otobiyografik karakterli” bu romanı yazma amacını kimliğinin “büyük ölçüde şekillendiği bu kayıp döneme duyduğu bir nevi sorumluluk duygusu, hesaplaşma kaygısı” ile açıklamaktadır.

Roman, “devrime inanan gerçek hayattan kahramanları, tarihsel arka planı, mekân ve atmosfer yaratmaktaki başarısı, güçlü betimlemeleriyle” dönemin önemli eserleri arasında yer almaktadır. Yazarın kendi deneyimleri, tespitleri, anıları, yakın çevresinde tanık oldukları veya dinledikleri, mektuplar metnin kurgusunun gerçeklik ile bağını sağlamlaştırmaktadır. ‘‘Edebi kaygıların geri planda bırakılmaması, metnin yalnızca didaktik olmaması gerektiğini” savunan yazar, gerçeklik-kurmaca dengesi ile içtenlikli bir anlatım sağlamaktadır.

Devecioğlu, “12 Eylül dönemine yalnızca bir yönden değil pek çok açıdan yaklaşır. Bu dönemin uygulamalarının bir toplumun ahlaki değerlerini, sınıfsal yapısını, günlük yaşamını nasıl etkilediğini inceler”. “Ağlayan Dağ Susan Nehir’de gerçekle yalanın iç içe geçtiği bir öyküyü Naciye Abla kurgularken kültürel belleğe dikkat çekmektedir. 12 Eylül döneminde bir süreliğine bir Çingene mahallesinde bulunan ve romanında Çingenelerin dünyasını anlatan Devecioğlu’nun Ağlayan Dağ Susan Nehir adlı kitabı ‘‘anlamak, bakmak, görmek, duymak ve hatırlamak üzerine politik bir metin aynı zamanda”. “Benim anlatıcım, ikinci üçüncü kuşak bir Cumhuriyet ailesinin, pozitivist eğitim almış çokbilmiş bir ferdi.

Saf aklın kamaştırdığı zihniyle çevresinde devinmekte olan farklı bir kültürü sezmeye, anlamaya çalışıyor.” diyen yazar; yaşları, eğitim durumları ve kültürel özellikleri birbirinden farklı karakterlerin ortak acılarda buluşmalarını sağlamaktadır. Romanda Naciye’nin anlattığı masallar, iç içe geçmiş metin katmanlarını oluşturmaktadır. “Bu özellik, Ağlayan Dağ Susan Nehir romanını metinler arası ilişkiler kapsamında değerlendirilen iç anlatı tekniğinin uygulandığı başarılı bir örnek haline getirmiştir”.

Ara Tonlar, geçmişin acı deneyimleri yüzünden yalnızlaşan karakterlerin iç dünyasının zenginliğini ve derinliğini yansıtmayı amaçlayan bir romandır. “Gençlik yıllarında yarım kalmış aşkları arayanların” romanı olan Ara Tonlar da 12 Eylül döneminin izlerini sorgulayan “siyasal bir romandır”, “Dönemi anlatırken tekil olandan ziyade yaygın refleksler ve ruh hallerini yansıttım” romanlarında dilin sınırlarını zorlayan yazar, şiirsel söyleyişi ile dikkat çekmektedir. “Romanları eril dilinin temsilciliğiyle değil, kendiyle bağlantılı, kaygan ve akıcıdır.” dikkat çeker.

“Dünyayı bana göründüğü haliyle dile getiriyorum” diyen yazar, öykü kitaplarında işkence görmüş, tecavüze uğramış kadın karakterleri, yoksul bireyleri, ezen-ezilen çelişkisinin yarattığı çaresizliği, önüne geçilemeyen toplumsal çürümeyi gerçekçi bir bakış açısı ile yansıtmaktadır. Ayşegül Devecioğlu, kitaplarının “toplumsal gerçekçi” diye adlandırılan metinler arasına girmediğinin altını çizmektedir. “Öykü ile hayat arasındaki sınırların çoktan kaybolduğunu” vurgulayan yazara göre, “en bireysel anlatıda hatta bir bireyin değil herhangi bir canlının ya da doğa parçasının ya da bir nesnenin de hikâyesi anlatılsa da burada toplumsalın izi kaçınılmaz olarak vardır”.

“Politika dünyayı anlamlandırma yollarımdan biri ve bakışımı da şekillendiriyor ki bu doğaldır.” diyen Ayşegül Devecioğlu’nun Kış Uykusu kitabında yer alan öykülerin iç dünyasında kendiliğinden büyüdüğünü belirtir. Belirgin hiç bir şey amaçlamadan ortaya çıkmış öykülerde toplumsal ortamı ‘’12 Eylül sonrası Türkiye’de, bütün görünen ve görünmeyen veçheleriyle’’ anlatmaya çalıştığını vurgular. ‘’İnsani-siyasi-toplumsal-ekonomik durumun belirlediği‘’ bir zamanın ve kendi tarihinin ürünü olan öykü kitabında ‘’12 Eylül’le hesaplaşmak gibi bir derdi” nin (Aslan 2009) olduğunu dile getirir.

Başka Aşklar adlı öykü kitabında aşk kavramını yokluk üzerinden ele alan, aşkı ancak “yabancıların ve “ötekilerin satır arasında takip edebileceğimiz hikâyelerinde görebildiğimiz’’ bir eserdir. ‘’Devecioğlu, bu ülkede yaşanan, yaşanmakta olan acıların da uzağında durmayan bir yazar. Başka Aşklar kitabının son iki öyküsünde “Kurşun Memed” ve “Xet”de daha çok ortaya çıkıyor bu durum. ‘Başka Aşklar’, birbirinden farklı gibi görünse de benzer bir duyarlıktan süzülmesiyle benzeşen öykülerden oluşuyor. Aşklar var bu öykülerde evet, ama genelde ya yaşanmamış ya da gizli kapaklı, tek taraflı yaşanıyor’’.

Ayşegül Devecioğlu; Seval Şahin ve Tevfika İkiz tarafından yayına hazırlanıp 2018’de basılan Aşk Mektupları ve 2020’de basılan Yeni/Den Yeni: 19. Yüzyılı Yeniden Yazmak adlı kitaplara öyküleri ile katkıda bulunmuştur.

Devecioğlu’nun roman ve öykülerindeki hüzünlü sese rağmen umudu hep koruduğu görülmektedir. Gerçekliğin acımasız ve keskin yüzü karşısında karakterler daldıkları düşlerle yaşama tutunmaları söz konusudur. İnsanlar düşe dalınca umut uykudan uyanır diyen yazara göre “düşe dalmak hayatı ellerimizle değiştirebileceğimize iman etmektir yeniden” Bu bakımdan yazarın roman ve öyküleri, yansıttıkları karamsar tabloya rağmen geleceğe dair umudu da ifade eden metinlerdir. “Yaşadığımız siyasal hayatların nasıl yazılabileceğini iyi örnekleyen roman ve öyküler” kurgulayan Devecioğlu, bu bakımdan edebiyatımızın önemli kalemleri arasında yer almakta ve yazma serüvenini sürdürmektedir. (Kaynak: yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Ayşe Cemile Kimdir? Hayatı, Eserleri

Tarihi ve mimari dokusuyla ünlü Safranbolu’da beklenmedik ve gizemli olaylar yaşayan Hayal adlı anlatıcı konumundaki kadın kahramanın arayış öyküsünü arı bir Türkçe ile anlattığı Zağfiran’da Kırık Beyaz Zamanlar, Ayşe Cemile’nin yayınlanan ilk romanıdır.

Ayşe Cemile’nin ikinci romanı Reddedilenler Kulübü ise en kötü alışkanlıkları yazmak olan reddedilmiş dört insanın yolunun kesişmesini iç içe geçmiş bir kurguyla anlatmaktadır.

16 Ekim 1973 yılında İstanbul’un Fatih ilçesinde dünyaya gelen Ayşe Cemile, İstanbul Vefa Lisesi’ni bitirdi. Yüksek öğrenim görme hakkını işletme eğitiminden yana kullandı. Henüz eğitiminin ikinci yılındayken okulu bırakarak iş hayatına atıldı.

Tarihi ve mimari dokusuyla ünlü Safranbolu’da beklenmedik ve gizemli olaylar yaşayan Hayal adlı anlatıcı konumundaki kadın kahramanın arayış öyküsünü arı bir Türkçe ile anlattığı Zağfiran’da Kırık Beyaz Zamanlar, Ayşe Cemile’nin yayınlanan ilk romanıdır.

Ayşe Cemile’nin ikinci romanı Reddedilenler Kulübü ise en kötü alışkanlıkları yazmak olan reddedilmiş dört insanın yolunun kesişmesini iç içe geçmiş bir kurguyla anlatmaktadır.

Paylaşın