Oya Baydar Kimdir? Hayatı, Eserleri

3 Temmuz 1940 yılında İstanbul’un Kadıköy İlçesi’nde dünyaya gelen Oya Baydar, babasının görevi nedeniyle çocukluğunun ilk dönemi Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde geçti. Eskişehir’de başladığı ilköğretim hayatını Sarıyer İlkokulu’nda tamamladı (1949).

Ortaokul ve liseyi Notre Dame de Sion Kız Lisesi’nde okudu, 1955 yılında mezun oldu. Lisedeyken babasını kaybetti ve annesiyle birlikte geçim sıkıntısı çektikleri için Fransızca dersleri vermeye başladı.

Lise yıllarında yazdığı ve Hürriyet gazetesinde tefrika edilen romanından aldığı telif ücretiyle Paris’e gitti, orada sosyalist çevrelerle iletişime geçti. Paris’te kurduğu iletişimin etkisiyle sosyoloji okumaya kadar verdi (Andaç 2001: 57). İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nü bitirdi (1964).

1969’a kadar bölümde asistan olarak çalıştı; 1968’de “Türkiye İşçi Sınıfının Doğuşu” konulu doktora tezi kabul edilmediği için görevinden istifa etmesi öğrenci olaylarına neden oldu. 1966’da Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP) üye oldu. Bir süre, ABD’de Columbia Üniversitesi’nde, sosyal bilimlerde istatistik yöntemleri konusunda çalıştı. 1969-70 arası Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde asistanlık yaptı. 1964-71 arasında yayımladığı bilimsel yayınlarında Oya Sencer adını kullandı.

Sosyalist Parti İçin Teori ve Pratik (1970-71) dergisinin kurucuları arasında yer aldı. 1971’deki askeri müdahaleden sonra tutuklanarak bir süre askeri cezaevinde yattı. Yeni Ortam ve Politika gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı (1972-79). 1974’te İlke dergisini çıkaranlar arasında yer aldı ve Türkiye Sosyalist İşçi Partisi’nin (TSİP) kuruluşuna katıldı. Yazılarıyla ilgili olarak hakkında Ceza Kanunu’nun 312, 142 ve 159. maddelerinden otuz civarında dava açıldı; 1980 askeri darbesinin ardından yurtdışına çıkmak zorunda kaldı.

Almanya’daki Türklere sosyal danışmanlık hizmeti verdi (1984-92). 1992’de Türkiye’ye döndü. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı’nda Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi’nde redaktör, Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisi’nde yayın yönetmeni, Cumhuriyet’in 75. yılıyla ilgili Bilanço 98 dizisinde koordinatör olarak çalıştı.

Oya Baydar, Elveda Alyoşa ile 1992 Sait Faik Hikâye Armağanını, Kedi Mektupları adlı kitabıyla 1993 Yunus Nadi Roman Ödülünü, Sıcak Külleri Kaldı romanıyla 2001 Orhan Kemal Roman Armağanını, Erguvan Kapısı’yla 2004 Cevdet Kudret Edebiyat Ödülünü, Çöplüğün Generali romanıyla TÜYAP Kitap Fuarı’nda 2009 yılı Dünya gazetesi yılın telif kitabı ödülünü kazanmıştır. 2001’de Türkiye Barış Girişimi’nin kurucusu ve sözcüsü olan yazar, aynı zamanda PEN Yazarlar Birliği üyesidir.

Oya Baydar’ın eserleri: Allah Çocukları Unuttu (1960 roman), Savaş Çağı Umut Çağı (1962 roman), Elveda Alyoşa (1991 hikaye), Kedi Mektupları (1992 roman), Hiçbiryer’e Dönüş (1998 roman), Cumhuriyet’in Aile Albümleri (1998 diğer), 75 Yılda Köylerden Şehirlere (1999 diğer), 75 Yılda Çarklardan Chip’lere (1999 diğer), 75 Yılda Çarkları Döndürenler (1999 diğer),

75 Yılda Değişen Yaşam, Değişen İnsan Cumhuriyet Modaları (1999 diğer), Sıcak Külleri Kaldı (2000 roman), Erguvan Kapısı (2004 roman), Kayıp Söz (2007 roman), Çöplüğün Generali (2009 roman), Bir Dönem İki Kadın (2011 hatıra), O Muhteşem Hayatınız (2012 roman), Yetim Kalacak Küçük Şeyler (2014 diğer), Surönü Diyalogları (2016 gezi yazısı), Yolun Sonundaki Ev (2018 roman).

Paylaşın

Nursel Duruel Kimdir? Hayatı, Eserleri

3 Mart 1941 yılında Isparta’nın Şarkikaraağaç ilçesinde dünyaya gelen Nursel Duruel, ilk ve ortaokulu Kütahya’da, liseyi İstanbul Kız Lisesi’nde okudu. İÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nü bitirdi.

TRT İstanbul Radyosu’nda yapımcı (1965-1985) olarak görev yaptı. TRT2’deki Okudukça programında öykü değerlendirmeleri yaptı. Ansiklopedilerde çalıştı ve reklam metni yazarlığı yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Radyo Televizyonu’nda yönetici olarak çalıştı (1992).

TRT İstanbul Rad­yo­su’nda Ya­yın Dün­ya­sı adlı ki­tap tanıtım programı hazırladı. Reklam metinleri ve ansiklopedi maddeleri yazdı, Cemal Süreya üzerine çeşitli yayınlar hazırladı.

Ge­yik­ler, Annem ve Almanya (1982) ile 1981 Akademi Ki­­­tabevi Öy­kü Ödülü’nü ve 1983 Sait Faik Hikâye Ar­ma­ğa­nı’nı; Yazılı Ka­ya’da yer alan (1992) “Burgaç” adlı öy­kü­süyle de 1990 Yu­nus Na­di Yayımlanmamış Öykü Ödülü’nü aldı. “Ge­yik­ler, Annem ve Almanya” öyküsü TRT tarafından filme çekildi (1987).

Sait Faik Hikâye Armağanı, Yunus Nadi Ödülleri, Haldun Taner Öykü Ödülü ve Sedat Simavi Edebiyat Ödülleri seçici kurullarında jüri üyelikleri yapmaktadır. PEN ve ÇEKÜL üyesidir.

Nursel Duruel, 1980 kuşağı öykücülerindendir. Klasik kurguda ve olay öykücülüğünde görülen serim-düğüm-çözüm bölümleri yazarın öykülerinde yerini durum öyküsünün ve deneysel öykünün imkânlarına bırakmıştır.(Dönmez 2013: 219). Duruel’in öyküleri somutla soyut, kronoloji ile zaman üstü, psikolojik durumlarla toplumsallık, bireyle insanlık, Anadolu’yla büyükşehir, gelenekselle modern, yerelle evrensel arasında salınım halindedir (Kahraman 2015:255).

1970 ve 1980’li yıllardaki toplumsal değişim ve dönüşüm, göç olgusu, kadının dünyası onun öykülerinin temel meselesidir. Yazarın, öykülerindeki gerçekçi anlatımlar genellikle sosyal hayatın problemlerinden ruh çözümlemelerine kadar geniş bir yelpazede yer alı.

Göçün aile üzerindeki etkisi ve bireyin kimlik arayışı ile var olma problemi öykülerinin dikkat çekici tarafıdır. Onu edebiyat dünyasına tanıtan 1979’da Türk Dili’nde çıkan “Geyikler, Annem ve Almanya” adlı öyküsüdür. Duruel’in öykülerinin merkezinde insan sevgisi vardır.

Nursel Duruel’in eserleri: Geyikler, Annem ve Almanya (1984 hikaye), Yazılı Kaya (1997 hikaye), A’dan Z’ye Cemal Süreya (2003 biyografi), Bilime Adanmış Bir Ömür / Muzaffer Aksoy (2005 inceleme), İnsanlar İçinde Bir İnsan Sait Faik Hikâye Armağanı Antolojisi (1955-2007) (2007 antoloji), Cemal Süreya / Şairin Hayatı Şiire Dahil (2008 biyografi), Genç Olmak / 80 Yazardan 80 Öykü (2009 antoloji), Güvercin Curnatası / Cemal Süreya ile Konuşmalar (2015 derleme).

Paylaşın

Nuriye Akman Kimdir? Hayatı, Eserleri

1957 yılında Samsun’un Ladik ilçesinde dünyaya gelen Nuriye Akman’ın asıl adı Nuriye Ural olup yazıları ile görsel yayınlarda Nuriye Akman adını kullandı. Ankara Kurtuluş İlkokulu, Namık Kemal Ortaokulu, Çankaya Lisesi, Gazi Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi (Gazi Üniversitesi İdari ve İktisadi Bilimler Fakültesi) Kamu Yönetimi Bölümü’nde yüksek lisans yaptı.

Tüm öğrenim yaşamını Ankara’da geçiren Akman, Sümerbank Genel Müdürlüğü’nde halkla ilişkiler uzmanı olarak çalışmaya başladı ve üç yıl burada çalıştıktan sonra 1982 yılında Milliyet’te gazeteciliğe başladı. 1985-93 yılları arasında Hürriyet, 1993-2002 yılları arasında Sabah gazetelerinde çalıştı. 2004 yılında Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde “Röportaj Teknikleri” adlı dersi vermeye başladı. TRT Televizyonu’nda “İnci Avcısı”, SkyTürk Televizyonu’nda “Empati” adlı programları hazırlayıp sundu.

Bu arada “Nefes” ve “Örtü” adlı iki de roman yazan Akman, söyleşilerinin bir bölümünü de kitap olarak yayımladı. Üsküdar Fıstık Ağacı’nda açtığı Nuriye Akman İletişim Atölyesi’nde “Soru Sorma Teknikleri” adlı dersi verdi, Zaman gazetesinde köşe yazarlığı. TRT Haber’de her Perşembe günü yayınlanan “Akılda Kalan” adlı yapımın da sunuculuğunu yaptı.

Çalıştığı gazetelerin önce arşiv ve reklâm bölümlerinde görev aldı. Bir süre de kültür-sanat, bürokrasi ve parlamento muhabirliği yaptıktan sonra röportaj yazarlığına yöneldi. Röportajlarıyla adından söz ettiren Akman, 1988 yılında Ankara Gazeteciler Cemiyeti’nin Başarı Ödülünü aldı. Hürriyet gazetesinde çalıştığı yıllarda Kanal 6’da yayımlanan “Panorama” programında röportajlar, Sabah gazetesinde çalışırken bir süre ATV Sabah programında ve Mehmet Barlas’ın ATV ‘deki yorum programı içinde röportajlar yaptı. Röportajlarından bir bölümünü; “Üzümünü Ye Bağını Sor”, “Mebus Burcu”, “Kalabalıklar”, “Yüzleşme”, “İnci Avcısı”, “Elli Kelime”, “Mayın Tarlası”, “Başka Sorum Yok”, “Gurbette Fethullah Gülen” adlı kitaplarda topladı.

Nuriye Akman 1998 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) röportaj dalı başarı ödülünü, 2007 yılında Türkiye Yazarlar Birliği’nin roman ödülünü aldı.

Nuriye Akman’ın eserleri: Roman: Nefes (2004), Örtü (2006), Kim (2011), Geceden Doğan (2012), Büyülü Sofra (2021)

Röportaj: Üzümünü Ye Bağını Sor (1997), Mebus Borcu (1998), Yüzleşme  2001), İnci Avcısı (2001), Elli Kelime / Adnan Menderes’ten Berin Menderes’e Yassıada Mektupları (2001), Yüzleşme / Açlık Grevinde 205 Gün (2001),Kalabalıklar (2001), Mayın Tarlası (2002), Başka Sorum Yok (2004),Gurbette Fethullah Gülen (2004).

Deneme: Yaşlı Şarkılar (2021),

Paylaşın

Nurdan Gürbilek Kimdir? Hayatı, Eserleri

20 Mayıs 1956 yılında Kütahya’da dünyaya gelen Nurdan Gürbilek (Nurdan Umur), İzmir Amerikan Kız Kolejini ve Boğaziçi Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Yüksek lisansını Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı alanında “The Enigma of History: A Study of Shakespeare’s Historical Tetralogies” başlıklı teziyle 1981’de tamamladı. Tezi Nurdan Umur adıyla kayıtlıdır.

1982’den beri çeşitli yayınevlerinde çevirmen ve editör olarak çalıştı. 1985-1986’da Akıntıya Karşı, 1987-2002’de Defter dergisinin yayın kurulunda yer aldı. Ayrıca Zemin, Virgül, Express ve Bir+Bir dergilerinde yazdı. İlk yazısı 1985’te “Muhalefet, Üslup, Dil” başlığı ile Akıntıyakarşı’da çıktı. “Türkiye’de edebiyatın bütününe deneme penceresinden bakan sorgulayıcı bakış açısı ve bu coğrafyanın belirleyici öğelerinden endişe konusuna getirdiği çok boyutlu açılım” gerekçesiyle 2010’da Erdal Öz Edebiyat Ödülüne layık görüldü.

Benden Önce Bir Başkası adlı çalışmasıyla deneme/inceleme dalında 2011 Cevdet Kudret Edebiyat Ödülünü kazandı. Evli ve bir çocuk annesidir. Yaşamını İstanbul’da sürdürmektedir. Serbest bir çalışma yaşamı tercih eden yazarın düzenli olarak yazı yazdığı dergi ya da internet sitesi yoktur.

Nurdan Gürbilek edebiyatımızda deneme-eleştirileri tarzında yazılarıyla öne çıkmıştır. Kültür ve edebiyat Gürbilek’in eleştirilerinin temel izleğidir. Gürbilek’e göre eleştiri, metinle karşılıklı konuşmaktır. Soru-cevap, karşılaştırma, çapraz okuma gibi yöntemler kullanarak meydana getirdiği eleştirileriyle, edebiyat eleştirisinin toplumu anlamakta ne kadar önemli olduğu gösteren özgün bir eleştiri anlayışı ortaya koymuştur.

Kitaplarında edebî eserleri, Türkiye’nin yakın tarihinde öne çıkmış kültürel imgeleri, Türkçe edebiyata yön veren endişeleri, edebiyatın mağdurluk, incinmişlik ve dışlanmışlık hissiyle ilişkisini ve yazarların özgünlük kaygısını incelemiştir. Karşılaştırma yönteminden yararlandığı eleştirilerinde kimi zaman bir edebi eseri farklı eserlerle, kimi zaman da aynı yazarın edebi eserlerini yayın yıllarını göz önüne alarak karşılaştırmalı ya da çapraz bir şekilde okur. Böylece aynı esere pek çok farklı açıdan bakar. Kimi zaman kültürel ve siyasi gelişmeler ışığında eserlere yaklaşır.

Gürbilek’in eleştiri yazılarını incelediğimizde Oğuz Atay, Ahmet Hamdi Tanpınar, Bilge Karasu ve Yusuf Atılgan’ın üzerinde en çok durduğu yazarlar olduğunu görürüz. Bu yazarlara olan düşkünlüğü Gürbilek’in eleştirilerinde denemeci psikanalitik edebiyat eleştirisine yakın olduğunu gösterir. Ayrıca diğer eleştirmenlerden farklı olarak yazarlara ve eserlere ne kadar yakından bakılırsa okuyucu ve metin arasındaki mesafenin daha iyi görüleceğini iddia eder. Okuyucunun yaklaştığını sandığı an aslında uzaklamaya da başladığı andır. Gürbilek bunu eserlerin üzerindeki gölge olarak adlandırır.

Nurdan Gürbilek’in eleştiri – deneme tarzında yazdığı kitaplarında her defasında temel bir izlek üzerinden denenmemiş olanı dener. İlk eleştiri – denemelerinde 1980’lerin Türkiyesinde yaşanan kültürel değişimleri, 1980 Darbesi sonrası siyasal krizle beraber devletin zoruyla kurulan kapitalist düzenin içine doğan yeni kültürel ortamı çözümlemektir. Bu çözümlemelerinde romanlardan başka popüler kültür öğeleri üzerinden de bir çözümleme yapmayı dener. Dönemin şarkıları ve şarkıcıları bile yazar için malzeme niteliği kazanır.

Nurdan Gürbilek deneme tarzında yazdığı eleştirileri ile edebiyata ve topluma farklı bir bakış açısı kazandırmıştır. Yazarın eleştirilerinin en önemli ortak özelliği bugünü ve geçmişi birlikte değerlendirmesidir. Bunu yaparken de her dönemi siyasi, sosyal ve toplumsal şartları açısından değerlendirmiştir. Eleştilerinin dikkat çeken bir yönü de yenilikçi olmasıdır. Her denemesinde farklı bir konu ve yöntem denemiştir. İlk denemelerinde var olanı yorumlarken daha sonraki denemelerinde ikili okumalar yapmış, yeri geldiğinde karşılaştırmış yeri geldiğinde ayrıştırmıştır. Kimi zaman eserler üzerinde dururken kimi zaman sanatçıları değerlendirmiştir. Türk eleştiri anlayışına kültür ve edebiyat birlikteliğini, güncel ve geçmişin birlikte yorumlanabilmesini ve de önce sorular sorup sonra cevaplar arama anlayışını kazandırmıştır.

Nurdan Gürbilek’in eserleri: Vitrinde Yaşamak, 1980’lerin Kültürel İklimi (1992 deneme), Yer Değiştiren Gölge (1995 deneme), Ev Ödevi (1998 deneme), Kötü Çocuk Türk (2001 deneme), Kör Ayna Kayıp Şark (2004 deneme), Mağdurun Dili (2008 deneme), Benden Önce Bir Başkası (2011 deneme), Sessizin Payı (2015 deneme).

Paylaşın

Nuray Tekin Kimdir? Hayatı, Eserleri

2 Ekim 1960 yılında Konya’nın Hadim ilçesinde dünyaya gelen Nuray Tekin, babasının orman mühendisi olması sebebiyle çeşitli şehirleri dolaştıktan sonra ailesiyle birlikte 1965’te Ankara’ya yerleşti.

İlk ve orta eğitimini bu şehirde tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi (1989). Yazın hayatına 1983’te çeşitli dergilerde yayımladığı öykü ve deneme yazılarıyla başladı. İlk kitabı Tek Kişilik Ölüm 1991’de yayımlandı. Bir müddet editörlük, musahhihlik ve reklam yazarlığı yaptı.

Öykü, deneme ve kitap tanıtım yazıları Yeni Olgu, Dünyanın Öyküsü, Birikim, Xasiork, Skylife, Gölge, Kitap-lık, Edebiyat Eleştirisi dergilerinde yayımlandı. 2000-2014 arasında ODTÜ’de okutman olarak görev yaptı. Fantastik/bilimkurgu öykülerinden oluşan Son El adlı kitabı 2002’de yayımlandı. Edebî eserlerinin yanında, internet ve bilgisayar programcılığı üzerine yazılar kaleme aldı.

Nuray Tekin, eserlerinde fantastik öğeleri kullanmayı ve bunları öyküsünün içerisinde harmanlamayı seven bir yazardır. Gerçekliği kıran, gerçekliğin herkes açısından farklı olduğunu göstermeye çalışan bir yazar olan Nuray Tekin, bunu fantastik öğeler, canavarlar, vampirler üzerinden yapmayı tercih etmektedir.

Nuray Tekin’in eserleri: Tek Kişilik Ölüm (1991 hikaye), Korkunun Yüzleri (1996 hikaye), Son El (2002 hikaye), Windows XP ve Office XP ile Temel Bilgisayar Eğitimi (2002 makale), Her Yönüyle İnternet (2003 makale), Tanrı’nın B Planı (2012 deneme), Kozmik Hüzün (2015 şiir).

Paylaşın

Nur Batur Kimdir? Hayatı, Eserleri

1962 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Nur Batur, TED Ankara Koleji’nin ardından Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdi. 1976’da Anadolu Ajansında gazeteciliğe başlayarak, parlamento ve dış politika muhabirliği yaptı. Ankara’da yıllarca siyaset ve diplomasi dünyasının nabzını tuttu. 

1980’de BM Dag Hammorjold bursunu kazanarak Newyork’a gitti ve BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyinin çalışmalarıyla ilgili haber ve röportajlar yaptı. Türkiye’ye dönüşünde Tercüman gazetesine geçerek Türk dış politikası ve Uluslararası politika yazıları yazmaya başladı. Daha sonra Milliyet ve Hürriyet gazetelerine geçerek iç ve dış politika yazıları yazdı.

1994’de Kanal D’nin Ankara Temsilciliğinin yanı sıra Eksen adlı haber program hazırlayıp sundu. Daha sonraki yıllarda da CNN Türk Televizyonunda haber programlar ve belgeseller hazırlayıp sundu.

TRT, BBC, Amerika’nın Sesi ve Almanya’nın Sesi radyolarına da haber ve yorum yaptı. 1995’ten itibaren Hürriyet ve CNN Türk’ün Atina temsilciliğini yaptı. TRT, BBC, Deutsche Welle’nin programlarına katıldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından 3 kez yılın gazetecisi, Tempo Dergisi tarafından yılın en iyi televizyon sunucusu seçildi.

2004’de Uluslararası Barış ve Dostluk Ödülü’nü aldı. 2008’de Cumhuriyetin 84. yılı dolayısıyla Televizyon ve Gazetecilik alanında “ Yılın Altın İnsanı” ödülü verildi.

İngiliz arşivlerinde bulunan Menderes Trajedisi, Küba’da Gizli Nükleer Pazarlık; ABD Kongre arşivlerinde yer alan Türkiye ve Cezayir’de İslam Hareketi, Korsika, Avrupa Solu ve CHP gibi birçok araştırmaya imza attı. CNN Türk için belgeseller hazırladı.

Batur, suikast sonucu öldürülen Benazir Butto’yla Dubai’de son röportajı yapan gazeteci oldu. Georgetown Universitesi, Wiltonpark Konferansı, Bruksel Forumu, İstanbul Forumu gibi birçok uluslararası konferansa konuşmacı olarak katıldı.

2 çocuk annesi olan Batur, halen çeşitli televizyon ve radyolarda analiz programlarına katılıyor. Bahçeşehir Üniversitesinde Yüksek Lisans,Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesinde de Siyasi Gazetecilik dersleri veriyor.

Nur Batur’un eserleri: Yürekten Gülerekten Yürüdüm: Atina’da Bir Türk Bir Gazeteci Bir Kadın (2004), Rauf Denktaş – Yeniden Yaşasaydım (2007), Benazir: Benazir Bhutto’nun Bitmeyen Hikayesi (2008), Tarihi Yazarken Yaşamak: Liderlerle 35 Yıl (2011), Apo’yla Son Tango (2012).

Paylaşın

Nilüfer Güngörmüş Erdem Kimdir? Hayatı, Eserleri

1962 yılında dünyaya gelen Nilüfer Güngörmüş, İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı’ndan mezun oldu. Edebiyat ve psikanaliz alanında pek çok çevirisi vardır. Ayrıca “Korkuyorum Anne” (2004) filminin Reha Erdem ile birlikte senaristliğini yaptı.

Adam Öykü, Metis Çeviri ve Tiyatro Araştırmaları Dergisi’nde yazılarıyla göründü. Sağlam, kısa cümlelerle dili iyi kullanabilen bir yazardır. Acı, ayrılık, sevgi, yalnızlık gibi temaları çocukluk ve gençlik evreleri ekseninde ele almaktadır. Margurite Duras, Robert Bresson, Giovanni Giocoma Casanova gibi yazarlardan pek çok çevirisi bulunmaktadır. Sevim Burak’ın Ford March I adlı eserini de yayıma hazırlamıştır.

Nilüfer Güngörmüş’ün eserleri: A’dan Z’ye Sevim Burak (2003 diğer), Korkuyorum Anne (2009 diğer), Büyük A (2014 hikaye).

Paylaşın

Nilüfer Açıkalın Kimdir? Hayatı, Eserleri

29 Mart 1967 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Nilüfer Açıkalın’ın asıl soyadı ile Nilüfer Küçükçavdar’dır. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümünde oyunculuk eğitimi alarak mezun oldu. 1987 yılında Peker Açıkalın’la evlendi. 1994 yılında boşandı.

Hâlen yönetmen Orhan Oğuz ile birlikte yaşamaktadır. 1987’den bu yana tiyatro, sinema ve TV’de oyunculuk yapmaktadır. Bir dönem Devlet Tiyatrolarında da çalışmıştır. Pek çok filmde rol almış ve çok sayıda ödül kazanmıştır.

Kısa öykülerinden oluşan beş öykü kitabı ve iki romanı bulunan Nilüfer Açıkalın’ın yazdıklarıyla ayrıksı ve özgün bir yazarlık çizgisi takip ettiği görülür. Öykülerinde kendi tarzını, tavrını ve üslubunu oturtan Nilüfer Açıkalın, yer yer “kara anlatı”ya açılan öyküleri, insanın iç derinliğine; mekân ve zamanın ötesine taşan varlığına algılamalar ve sezgiler yoluyla ulaşmaya çalışır.

Onun metinlerinde zaman zaman görselliğin etkisi, sinema sanatının izlerini ve kameranın çevrimlenmelerinin izleri hissedilir. Yazdıklarında dış dünyadan iç dünyaya geçişler, cümlelerdeki ironik yönelmeler de okurun ilgisini çekmektedir.

Nilüfer Açıkalın’ın eserleri: Bıçak Sırtı Gendaş (2000 roman, Saklı Safkan (2002 roman), Çocuk Oyuncağı Değil (2000 hikaye), İyiler Yalnız Gezer (2007 hikaye), Yıkık Aşklar Diyarı (2006 hikaye), Çatlak Zamanlar (2007 hikaye), Yoldan Çıkmış Öyküler (2008 hikaye).

Paylaşın

Nihal Yeğinobalı Kimdir? Hayatı, Eserleri

16 Kasım 1927 yılında Manisa’da dünyaya gelen Nihal Yeğinobalı, 14 Mart 2020 yılında hayata gözlerini yumdu. Mollazade Halil Asım Bey ve Feride Hanım’ın üç çocuğunun ortancası olan Nihal Yeğinobalı’nın tam adı Zeynep Nihal Yeğinobalı’dır.

Ailesinin 1935’te İstanbul’a taşınmasıyla kaydolduğu Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’ni 1945’te bitirdi. Anne ve babasının boşanmaları üzerine kardeşleriyle birlikte annesinde kalan yazar, eğitimine ara vererek Türkiye Yayınevi’nde çevirmenliğe başladı.

1953’te ABD elçiliğinde kültür ataşesi olarak görevli Morton Schindel’le evlenip Amerika’ya gitti ve New York Eyalet Üniversitesi’nde edebiyat eğitimine başladı; ancak 1955’te kızı Sim’in doğumuyla okuldan ayrıldı. 1961’de oğlu Timur dünyaya geldi. 1963’te çocuklarıyla birlikte Türkiye’ye döndü. Çevirmenliğe devam eden yazar, çocuklarının isteği üzerine, bu işi 1997’de bırakarak roman yazmaya yöneldi.

İlk çevirisini 1946’da yapan Nihal Yeğinobalı, 1950’de ilk romanı Genç Kızlar’ı yayımlar. Romanındaki erotik unsurlardan dolayı tepki çekmemek için kendini gizleyip eserini Vincent Ewing adıyla çeviri gibi yayımlayan yazar, 1959’da yazdığı Eflâtun Kız’da da aynı yola başvurur. Uzun bir aradan sonra 1988’de Eflâtun Kız’ı, Mazi Kalbimde Yaradır adıyla yeniden yayımlar. Ardından 1997’de Sitem romanı ve 1999’da anılarından kurguladığı Cumhuriyet Çocuğu gelir. 2005’teki Belki Defne ve 2007’deki Gazel romanları yazarın son kitaplarıdır.

Romanlarında romantik realizm anlayışıyla genç kızların gizli dünyalarını çarpıcı şekilde aktaran yazar, gerçek hayattan insan manzaraları göstermeyi amaçlar. İçinde yaşadığı ve iyi tanıdığı bir çevreyi anlatmakla birlikte bir dönemin sosyal atmosferini yansıtır.

Bazı dergilerde yayımlanmış şiirleri de bulunan Yeğinobalı’nın en güçlü ve ünlü yönü aralarında Jane Austen, Charles Dickens, Oscar Wilde, Mark Twain, John Steinbeck ve Mihail Şolohov gibi isimlerin bulunduğu yazarlardan yaptığı 50’den fazla çevirisidir.

Nihal Yeğinobalı’nın eserleri: Genç Kızlar (1950 roman), Mazi Kalbimde Yaradır (1988 roman), Sitem (1997 roman), Cumhuriyet Çocuğu (1999 hatıra), Belki Defne (2005 roman), Gazel (2007 roman).

Paylaşın

Nezihe Muhiddin Kimdir? Hayatı, Eserleri

1889 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Nezihe Muhiddin, 10 Şubat 1958 yılında La Paix ruh hastalıkları hastanesinde hayata gözlerini yumdu. Eğitimine doğduğu Semt olan Kandilli’de bir mektepte başladı. Farsça, Arapça, Fransızca ve Almanca’yı özel derslerle öğrendi.

“Bir süreliğine Kumkapı Rahibe Okulu’na, altı ay kadar ise Dârü’l-Muallimât’a devam etti. Çocukluğunda annesiyle beraber kadınlar tarafından kurulan yardım derneklerinin faaliyetlerinde bulundu. Daha sonra dayısının kızı Nakiye Hanım sayesinde Fatma Aliye ile tanıştı. Yirmi yaşında Maarif Nezareti’nin fen sınavını kazandı ve okullarda müfettişlik yapmaya başladı.

Dönemin gazete ve dergilerinde kadının toplumsal hayattaki yerine dair yazılar yayımladı. 1924’te Türk Kadınlar Birliği’nin kuruluşuna öncülük etti ve 1927’ye kadar başkanlığını yaptı. Kadın Yolu dergisini çıkardı. İki evlilik yapmasına rağmen, hep babasının soyadını kullandı. “Türkiye’deki kadın hareketinin önde gelen temsilcilerinden biri” kabul edildi.

Eserlerinde “Nezihe Muhlis” imzasını kullanan Nezihe Muhiddin, Cumhuriyet döneminin yazın hayatında kendini göstermiştir. “Kitap Yayınevi’nin yayımladığı dizide verilen listeye göre 1911-1944 arasında on yedi romanın yanı sıra, Boğaziçi, Donanma, Edebiyat-ı Umumiye Mecmuası, Kadın Yolu ve Resimli Şark dergilerinde hikâyeler ve mensureler kaleme almıştır. Ayrıca Türk kadını başlıklı inceleme ve tarih çalışmalarıyla bir masal, bir tiyatro oyunu ve sekiz çevirisi vardır.

“Nezihe Muhidddin’in eserlerinde kadın karakterler, duydukları hıncı dışa vurmak ve intikam almak konusunda aktif rol üstlenmenin yanı sıra kölelik ve cariyelik olgularına baş kaldırır nitelikte yaratılmıştır”. Dönemin dernek ve dergi faaliyetleri içinde aktif rol oynayan biri olarak, kadınların yaşadığı sorunlara dikkati çekmiş ve Cumhuriyet ile birlikte kendilerine tanınan hakları ellerinde tutmaya çalışan kadınlara yol göstermeye çalışmıştır. Böylece romanlarında estetik kaygıları geri iterek seçtiği kadın kahramanlar aracılığıyla vermek istediği mesajı öne çıkarmıştır.

Nezihe Muhidddin’in eserleri: Şebab-ı Tebah (1911 roman), Talih mi?- Evlat Aşkı (1928 roman), Benliğim Benimdir (1929 roman), Türk Kadını (1931 inceleme), Güzellik Kraliçesi (1933 roman), Bozkurt: Küçük Mehmed’in Romanı (1934 roman), Haydudun Sonu (1934 roman), İstanbul’da Bir Landro (1934 roman), Kevser Nine (1934 roman), Ateş Böcekleri (1936 roman),

Bir Aşk Böyle Söndü (1939 roman), Çıplak Model (1943 roman), İzmir Çocuğu: Cihan Harbi Mütareke Seneleri Romanı (1943 roman), Avare Kadın (1943 roman), Bir Yaz Gecesiydi (1943 roman), Çıngıraklı Yılan (1943 roman), Kalbim Senindir (1943 roman), Gene Geleceksin (1944 roman), Sus Kalbim Sus (1944 roman), Sabah Oluyor (1944 roman).

Paylaşın