Reha İsvan Kimdir? Hayatı, Eserleri

1925 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Reha İsvan, 11 Mayıs 2013 yılında Yalova’da hayatını kaybetti. Cenazesi, Yalova Merkez Camisinde kılınan cenaze namazı sonrası Taşköprü beldesinde toprağa verildi.

İstanbul Belediyesi başkalarından Ahmet İsvan’ın eşi, 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’le birlikte Samsun’a çıkan subaylardan Kemal Doğan’ın kızıdır.

Çocukluğu Konya, Manisa, Erzurum, Kırklareli’nde geçti. Ortaöğrenimini Arnavutköy Kız Kolejinde, yükseköğrenimini Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsünde tamamladı. Çalışmaya İstanbul’da tarım aletleri satan bir şirkette başladı. Çağdaş gazetesinde köşe yazarlığı yaptı.

1968’den itibaren çeşitli dergilerde yazıları yayımlandı. 12 Eylül (1980) döneminde, ‘Barış Derneği Davası’nda yargılandı, 26 Şubat 1982 – 23 Aralık 1982 ve 14 Kasım 1983 – 17 Şubat 1986 tarihleri arasında Metris Askeri Cezaevi’nde hükümsüz tutuklu olarak otuz sekiz ay hapis yattı. Bu dönemin anıları ile savunmalarını da yayımladı.

Reha İsvan’ın eserleri: Yankılar (Cezaevi anıları, der. Zeynep Oral, 1983), Ne Söylersen Bir Eksik (1990), Gün Olur Devran Döner (1992).

Paylaşın

Pınar Selek Kimdir? Hayatı, Eserleri

8 Kasım 1971 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Pınar Selek, Notre Dame de Sion Lisesini bitirdikten sonra Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümünü birincilikle tamamladı. Aynı bölümde yüksek lisansını tamamladı. Fransa’da Saphiantipolis UDEL Üniversitesinde ekonomi ve politika dersleri aldı.

Günümüzde Strasbourg Üniversitesinde Siyaset Bilimi dalında doktora eğitimine devam etmektedir. Sokak Sanatçıları Atölyesi’nin kuruluşuna öncülük etti ve Amargi Kadın Dayanışma Kooperatifi’ni kurdu. Makale, köşe yazısı ve kitap çalışmalarına Avrupa’dan devam etmektedir. Yazınsal üretimlerinin dışında insan hakları ile ilgili pek çok sivil toplum kuruluşunda etkindir.

Pnar Selek, daha çok azınlıklar üzerine çalışmaları ile tanınmaktadır. Gerek düşünsel eserlerini gerekse edebî üretimlerini dışlanmış sınıflar üzerinden kurmaktadır. İlk kitabı, bir çeviri ve derleme olan Ya Basta! Artık Yeter! İsyancı Komutan Yardımcısı Marcos, 1996 yılında çıkmıştır. 2001 yılında çıkardığı Maskeliler, Süvariler, Gacılar isimli inceleme kitabı, Ülker Sokak’taki travesti ve transeksüellerin dışlanmasını konu alır.

Barışamadık isimli eserinde, savaş ve barış kavramlarını derinlemesine incelerken militarizm ile erkeklik arasındaki bağlantıyı sorgular. Dört yıl aradan sonra Sürüne Sürüne Erkek Olmak isimli araştırmasını yayınlar. Bu çalışmasında, militarizm ile erkeklik arasındaki ilişkiyi incelemeye devam eder. Bu kitabı aynı zamanda Zum Mann Gehatschelt, Zum Mann Gedrillt başlığıyla 2010’da Orlando Yayınevi tarafından Almanca basılır.

Pınar Selek, çalışmasının amacını “Türkye’de ‘askerlik hizmetinin’ erkekliğin kuruluş sürecindeki etkilerine ve kimlik inşasındaki katkılarına, deneyimler penceresinden göz atmayı hedefleyen bu araştırmanın çerçevesi ise, erkeklik miti, şiddet ve iktidar ilişkileri içinde sıkışan varoluşa dair bir tartışma yürütmekle sınırlıdır” şeklinde açıklar.

2011 yılında ilk romanı Yolgeçen Hanı yayınlanır. Zamansal olarak 12 Eylül askeri darbesinden hemen sonrasını seçen Selek, dört gencin kimliklerini arama hikâyesini anlatır. Mekân olarak, dört gencin yollarının kesiştiği küçük bir mahalle seçilmiştir ve mahalle insanı tüm canlılığıyla romanda yer almaktadır. Anlatımı doğal ve samimidir. Çoksesli anlatım tercih edilmiştir. Kalabalık kadrosu ile dikkat çeken romanda başkarakter yoktur, neredeyse bütün karakterler eşit öneme sahiptir.

Cümbüşçü Karıncalar isimli romanı 2018 yılında yayınlanmıştır. Bu romanında dünyayla savaşmayı, bencilliğe karşı verilen mücadelenin önemini anlatmıştır. “Cümbüşçü Karıncalar göçlerle, sürgünlerle başkalaşan bir Avrupa kentindeki yeryüzü karıncalarının romanı; umudu ve mutluluğu pay etme kavgası”dır (romanın tanıtım bülteninden).

Cümbüşçü Karıncalar küçük olayları, küçük mekânları ve küçük insanları ele alsa da eserin derininde yatan eşitlikçi bir dünya mesajı büyük önem taşır. Yurdu saydığı mekândan kovulan insanların hayatta kalma mücadelesini ele alır. Selek’in bunlar dışında üç tane çocuk kitabı da vardır.

Pınar Selek’in eserleri: Ya Basta! Artık Yeter! İsyancı Komutan Yardımcısı Marcos (1996 Çeviri), Siyah Pelerinli Kız (2000 Hikaye), Maskeler, Süvariler, Gacılar (2001 Araştırma), Barışamadık (2004 Araştırma),Su Damlası (2008 Hikâye),

Sürüne Sürüne Erkek Olmak (2008 Araştırma), Yolgeçen Hanı (2011 Roman), Yeşil Kız Özyürek (2012 Hikaye), Şiddet, Siyaset ve Medenilik (2014 Derleme), Cümbüşçü Karıncalar (2018 Roman).

Paylaşın

Pınar Öğünç Kimdir? Hayatı, Eserleri

1975 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Pınar Öğünç, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladı. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun oldu.

Bir haber dergisindeki iş görüşmesine yazdığı hikâyelerle gazetecilik mesleğine adım attı. 1997’den bu yana çeşitli dergi ve gazetelerde muhabir, editör, köşe yazarı olarak çalışmaktadır.

2008’de Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin seçtiği “En İyi Röportaj Ödülü” ve 2015’te Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinin Evrim Alataş adına verdiği “Ayrımcılığa Karşı Ödül” gibi ödüllere layık görüldü. Pınar Öğünç, hâlen İstanbul’da yaşamakta ve yazı çalışmalarını burada sürdürmektedir.

Gazeteci kimliğiyle bilinen Pınar Öğünç, 1997’den itibaren uzun yıllar, kaleme aldığı siyaset ve haber yazılarını yayımlayarak yazı hayatını sürdürmüştür.

Pınar Öğünç’ün eserleri: “Kullanılıp Atılanlar” Küresel Ekonomide Yeni Kölelik (2002 Diğer), Bono’nun Odasında U2’nun Solisti Bono İle Konuşmalar (2006 Diğer), Ben Yabancı Değilim! (2006 Hikaye), İnce İş (2009 Röportaj),
Asker Doğmayanlar (2013 Röportaj),

Milyonluk Manzara (2013 Diğer), Aksi Gibi (2015 Hikaye), Jet Rejisör Çetin İnanç (2016 Röportaj), Beterotu (2019 Hikaye).

Paylaşın

Pınar Kür Kimdir? Hayatı, Eserleri

15 Nisan 1943 yılında Bursa’da dünyaya gelen Pınar Kür’ün tam adı Havva Pınar Kür’dür. Babası matematik öğretmeni Behram Kür, annesi öğretmen ve aynı zamanda yazar olan İsmet Kür’dür. Pınar Kür’ün teyzesi, şair ve yazar olan Halide Nusret Zorlutuna, kuzeni de romancı Emine Işınsu’dur.

Pınar Kür’ün doğduğu dönemde Bilecik’te bulunan aile bir süre sonra Zonguldak’a yerleşmiş ve Pınar ilköğrenimine burada başlamıştır. 1949’da Ankara’ya taşınmış ve burada Pınar Kür’ün kız kardeşi Işılar Kür doğmuştur. Yazar, ikinci sınıfa Kurtuluş İlkokulu’nda devam ederken annesi İsmet Kür iki çocuğunu da alarak İngiltere’ye gitmiş ve çocuklarını yatılı bir okul olan Raymonds School’da okutmuştur. Uyum sürecinde birtakım sorunlar yaşayan aile bir yıl sonra Türkiye’ye dönmüş, iyi düzeyde İngilizce öğrenmiş olan Pınar Kür de Ankara Kolej’e yazılmıştır.

Üç yıl sonra babasının UNESCO‘da görev alması neticesinde aile Amerika‘ya gitmiş, Pınar Kür, New York‘ta Forest Hills High School’a devam etmiştir. Bu yıllarda on dört yaşında genç bir kız olan Pınar Kür, iki yıl kadar çevre edinememiş ve yalnızlık çekmiş, son sınıfta ise okulun tiyatro kulübüne girmiş ve yine bu dönemde İngilizce “anlaşılmayan genç kız romanları” yazmaya başlamıştır. Tiyatroya ilgisi ilk gençlik yıllarında başlayan yazar, on yedi yaşında iken ilk piyesi Cowards All’ı yazmıştır.

Lise öğrenimini New York’ta tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönmüş, Robert Kolej’in Yüksek Bölümü’nü bitirmiştir. Üniversiteden sonra Paris’e gitmiş, tiyatro çalışmalarına devam etmiş, Sorbonne Üniversitesi’nde Yirminci Yüzyıl Tiyatrosunda Gerçekçilik ve Yanılsama: Pirandello, O’Neill ve Etkileri başlıklı tezle doktora öğrenimini tamamlamıştır (1964-1969). Pınar Kür ilk evliliğini 1964 yılında iki yıl önce tanıştığı tiyatro oyuncusu Can Kolukısa ile yapmış, beş yıl süren bu evliliğinden Emrah adında bir oğlu olmuştur. Yazar Can Kolukısa’dan ayrıldıktan sonra tanınmış bir avukat olan Mehmetcan Köksal ile beraberlik yaşamış fakat evlenmemiştir.

1969 yılında doktorasını tamamlayıp Türkiye’ye dönen Pınar Kür tiyatro yazarlığı ve oyunculuk yapmak istemiş ve bu doğrultuda Asılacak Kadın adlı romanının ilk versiyonunu tiyatro olarak yazmıştır. Yazar, oğlunun doğumundan sonra bir yılı aşkın bir süre Eros Cinsel Bilimler Ansiklopedisi’nin yazar kadrosunda görev yapmıştır. Bu aynı zamanda Pınar Kür’ün kısa öyküler yazmaya başladığı dönemdir. 1971-1973 yılları arasında Ankara Devlet Tiyatrosu’nda dramaturg olarak görev yapmış, aynı süreçte öykülerini Dost Yayınevi’ne gönderirken çeviri yapmaya da başlamıştır.

İlk çevirisi olan Daniel Defoe’nun Mool Flanders adlı eseri bu sürecin ürünüdür. Devlet Tiyatroları işinden ayrıldıktan sonra çalıştığı yıllarda yazmaya başladığı Yarın… Yarın… romanını tamamlamış (1974) ve roman edebiyat çevrelerinde büyük yankı uyandırmıştır. Daha sonra İstanbul’a yerleşmiş ve bir yandan çevirmenlik yaparken bir yandan da İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu’nda öğretim üyeliği yapmıştır (1979-1996). 1984-1985 yıllarında Cumhuriyet gazetesinde tiyatro eleştirmenliği yapmaya başlamış fakat daha ilk yazısında büyük tepkiler alınca gazetecilik yaşamını röportaj yaparak sürdürmüştür.

Cumhuriyet dışında Milliyet, Sabah, Kadın gibi gazete ve dergilerde de bir süre gazetecilik yapmıştır. 1998 yılından itibaren İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya İletişim Bölümü’nde öğretim üyeliği yapmakta olan yazar, 2007-2009 arasında NTV’de yayınlanan “Haydi Gel Benimle Ol” adlı programda yorumcu olarak yer almıştır. Akışı Olmayan Sular adlı eseriyle 1984 Sait Faik Hikâye Armağanı’nı almış olan Pınar Kür, hâlen İstanbul’da yaşamaktadır.

Pınar Kür’ün eserleri: Şaklaban (Morris West) (1975 Çeviri), Tiyatro Tarihi (Robert Pignarre) (1975 Çeviri), Yarın… Yarın… (1976 Roman), Küçük Oyuncu (1977 Roman), Doğmamış Çocuğa Mektup (Oriana Fallaci) (1977 Çeviri), Asılacak Kadın (1979 Roman), Himmler’in Oyunu (Julian Semenov) (1979 Çeviri), Bir Deli Ağaç  (1981 Hikaye), Ademden Önce (J. London) (1981 Çeviri), Geniş Geniş Bir Deniz (Jean Rhys) (1982 Çeviri),

Akışı Olmayan Sular (1983 Hikaye), Dörtlü (Jean Rhys) (1985 Çeviri), Theo’ya Mektuplar (Van Gogh) (1985 Çeviri), Bitmeyen Aşk (1986 Roman), Karanlıkta Yolculuk (Jean Rhys) (1989 Çeviri), Aç Sınıfın Laneti (Sam Shepard)  (1990 Çeviri), Dalda Duran Kuşlar (Jean Ryhs)  (1991 Çeviri), Sonuncu Sonbahar (1992 Roman), Neon Işıklı İncil (John Kennedy Tool) (1992 Çeviri), Roger Ackroyd Cinayeti (Agatha Christie) (1992 Çeviri),

Yabancı Kucak (Ian McEwan) (1992 Çeviri), Karanlıkta Kahkaha (Vladimir Nabokov) (1993 Çeviri), Çeşm-i Bülbülün İçimdeki Cin (A. S. Byatt) (1994 Çeviri), Durulmayan Bir Kafa (K. R. Jamison) (1996 Çeviri), Hannah Arendt-Martin Heidegger: Bir Aşkın Anatomisi (E. Ettinger) (1996 Çeviri), Tutku (J. Winterson) 1997 Çeviri), Beşpeşe (M.Mungan, C. Oker, F. Ulay, E. Şafak ile) (2004 Roman), Hayalet Hikâyeleri (2004 Hikaye), Cinayet Fakültesi  (2006 Roman).

Paylaşın

Pınar Çekirge Kimdir? Hayatı, Eserleri

15 Ekim 1960 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Pınar Çekirge, 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümünden mezun olan Pınar Çekirge, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Bilimler Bölümü yüksek lisans programını tamamladı. 1987 yılında Pamukbank’ta eğitim uzmanı olarak çalışmaya başladı.

Aynı zamanda Pamukbank’ın çıkardığı Koza dergisinin yayın yönetmenliğini de yaptı. 1985-1993 yılları arasında çeşitli gazete ve dergilerde söyleşi, araştırma türünde yazıları yayımlandı. 1999 yılında Güle Güle adlı senaryosunun filmi aynı adla Zeki Ökten tarafından çekildi. 6 yaşından beri büyük bir Filiz Akın hayranı olan Pınar Çekirge, Filiz Akın’la ilgili uzun süredir biriktirdiği materyallerle zengin bir koleksiyon da oluşturdu.

Pınar Çekirge, edebiyat dünyasına 1991 yılında eşcinsel erkeklerin kişilik yapılarını anlattığı Yalnızlık Adasının Erkekleri adlı eseriyle girmiştir. Pınar Çekirge’nin eserlerine de yansıyan en çarpıcı özelliği bir Yeşilçam tutkunu, özellikle de Filiz Akın hayranı olmasıdır. 2007 yılında Epsilon Yayınevi’nden çıkan Başrolde Filiz Akın adlı eseri, yazarın ünlü Yeşilçam oyuncusuna duyduğu hayranlığın en net göstergesidir.

Çekirge Filiz Akın’a ve Yeşilçam’a beslediği hayranlığın ve Yeşilçam geleneğini yaşatma isteğinin sebebini şu şekilde açıklar: “Benim için gerçek ölüm unutulmaktır… Unutulmaktan çok korkuyorum ama unutulmaktan korktuğum için unutturmamaya çalışıyorum. Hayatımda hiç karşılaşmadığım ama eserlerinden aynı duyguları hissettiğimi düşündüğüm, benim için çok önemli sanatçılar oldu. (…) Oysa, o insanların tümüne asla ödeyemeyeceğimiz gönül borçlarımız var…

Yeşilçam’ın önemli şahsiyetlerini, Kerime Nadir’i, Muazzez Tahsin’i, Güzide Sabri’yi, hatta Reşat Nuri’yi, Hüseyin Rahmi’yi unuttuk… Mehtap romantizmini yitirdik onlarla birlikte. O romanlardaki, o filmlerdeki iyiliği, saf duyguları, koşulsuz sevgileri yitirdik. Onlar çok abartılı, saçma, romantik ilan edilerek yok edildiler. Ama yerlerine daha iyisi asla konulamadı…”.

Yazar, Üvey Anneler adlı eserinde anlatmak istedikleriyle ilgili pek çok örneği saydığı bu isimlerin eserlerinde bulduğunu, özellikle Hüseyin Rahmi Gürpınar ve Reşat Nuri Güntekin’in eserlerinde üvey anne-çocuk ilişkilerine dair pek çok ipucu yakaladığını söyler. Yaptığının tarihe tanıklık ederek onu aktarmak olduğunu belirten Çekirge, kendini bir aktarıcı olarak tanımlar. Pınar Çekirge, edebiyatta, sinemada, tiyatroda romantizmin en önemli savunucularındandır.

Pınar Çekirge’nin eserleri: 

Yalnızlık Adasının Erkekleri (1991 İnceleme), Marjinal Kadınlar (1992 Deneme), Marazi Aşklar Lila Rengi Hüzünler (1992 Hikâye), Niçin İntihar? (1996 Deneme), İntiharıma İki Saat Kala (1993 Hatıra), Aykırı Hayatlar Aykırı Duygular (1994 Hatıra), Fotoğraftaki Kadın Fotoğraftaki Sır (1994 Hikâye), Cehennemde Bir First Lady – Cehennem Güzel Bir Yerdir (1994 Hikâye), Öteki Kadın (1997 İnceleme), Profili Olmayan Kadın – Bir Süperstarın Yaşamından (1998 Biyografi), Benim Stand Up’ım (1999 Mektup),

Nokta (2001 Otobiyografi), Üvey Anne Efsanesi (2002 Araştırma), Sahne Tozu (2002 Röportaj), Adı Diğer Kadın (2003 Deneme), Benim Annem Üvey Annem (2003 İnceleme), Gizli Defter Size Geçmişim Diyebilir Miyim? (2004 Günlük), Başrolde Filiz Akın (2007 Biyografi), Gölgedeki Adam (2012 Roman), Üvey Anne Hikayeleri (2013 İnceleme), Paralel Sorgu Tiyatroya Adanmış Hayatlar (2014 Röportaj), Dionysos’un Çocukları (2016 Sohbet).

Paylaşın

Peride Celal Kimdir? Hayatı, Eserleri

Bazı kaynaklarda 1915 bazı kaynaklarda ise 1916 yılında İstanbul’da dünyaya geldiği belirtilen Peride Celal, 15 Haziran 2013 yılında yine İstanbul’da vefat etmiştir. Peride Celal’in kabri Zincirlikuyu Mezarlığı’nda yer almaktadır.

Peride Celal, batı kültürüyle yetiştirilmiştir. Annesi ve babası ile birlikte Anadolu’nun çeşitli yerlerinde bulunmuş, ailesinin çok gezmesi sebebiyle ilköğrenimini tamamlayamamıştır. Bir süre İstanbul’da Saint Pulchérie Fransız Kız Lisesi’ne gittikten sonra ailesiyle tekrar Anadolu’ya dönmek zorunda kalmıştır.

Uzun yıllar Anadolu’da bulunduktan sonra 1944-1947 yılları arasında İsviçre’de kalan Peride Celal, bu süre zarfında kendini iyi bir şekilde yetiştirip geliştirmiştir. 1947 yılında Türkiye’ye döndükten sonra avukat Atıf Yönsel ile evlenmiş ve otuz bir yıl bu evliliği sürdürmüştür. 1978 yılında eşi vefat etmiştir.

Peride Celal’in eserleri: Sönen Alev (1938 roman), Yaz Yağmuru (1940 roman), Ana-Kız (1941 roman), Kızıl Vazo (1941 roman), Ben Vurmadım (1941 roman), Atmaca (1944 roman), Aşkın Doğuşu (1944 roman), Yıldıztepe (1945 roman), Beyaz Ölüm (1948 roman), Dar Yol (1949 roman), Sahildeki Ceset (1949 roman),

Karanlık Oda (1950 roman), Rüyalar Evi (1951 roman), Üç Kadının Romanı (1954 roman), Dişi (1955 roman), Kırkıncı Oda (1958 roman), Gecenin Ucundaki Işık (1963 roman), Güz Şarkısı (1966 roman), Evli Bir Kadının Günlüğünden (1971 roman), Üç Yirmidört Saat (1971 roman),

Jaguar (1978 hikaye), Bir Hanımefendinin Ölümü (1981 hikaye), Pay Kavgası (1985 hikaye), Üç Kadın (1987 roman), Kurtlar (1991 roman), Mektup (1994 hikaye), Melahat Hanımın Düzenli Yaşamı (1999 hikaye), Deli Aşk (2002 roman).

Paylaşın

Pelin Aslan Ayar Kimdir? Hayatı, Eserleri

1980 yılında dünyaya gelen Pelin Aslan Ayar, Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde lisansını ve yine aynı üniversitede yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamladı.

Pelin Aslan Ayar’ın Türkçe edebiyatta modernleşme, fantastik, anlatıbilim, toplumsal cinsiyet gibi konuları içeren maka- leleri çeşitli dergilerde yayımlandı.

2003-2007 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde araştırma görevlisi, 2007-2012 yılları arasında Bahçeşehir Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2013 yılından beri Kocaeli Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğretim üyesidir.

Pelin Aslan Ayar’ın eserleri: Fantastik Roman (1876-1960)

Edebi bir tür olarak fantastik roman Türkçede ne zaman ortaya çıkmıştır? Hayal ve hakikat arasında gezinen, ‘olağanüstü’nün ansızın olağan hayata dahil oluverdiği metinler Türkçede kendisine nasıl bir yer bulmuştur?

Pelin Aslan Ayar, Fantastik Roman’da bu soruları ele alıyor. Toplumsal çalkantılarla fantastik türün örneklerindeki tarihsel izleklerin kesişip kesişmediği meselesine eğiliyor.

Ahmet Mithat, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Peyami Safa, Peride Celal, Refik Halit Karay, Kerime Nadir, Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından yazılan fantastik roman örneklerini hayal-hakikat, mistisizm-pozitivizm eksenlerine mesafeleriyle ve bazen de niye eksen dışında kaldıklarını ele alarak araştırıyor.

19. yüzyıldan 1960’lara –ve sonrasına dair genel bir değerlendirmeyi de ekleyerek– fantastik romanın Türkçedeki olağanüstü macerasını anlatıyor…

Paylaşın

Pelin Buzluk Kimdir? Hayatı, Eserleri

1984 yılında Ankara’da dünyaya gelen Pelin Buzluk, Ankara Atatürk Lisesi’nden mezun olduktan sonra ODTÜ (Orta Doğu Teknik Üniversitesi) Çevre Mühendisliği Bölümü’ne girmiş ve 2008 yılında lisans eğitimini tamamlamıştır.

Öykü ve yazıları 2002’den bu yana çeşitli dergi ve seçkilerde yayımlandı. Deli Bal (2010) adlı ilk öykü kitabı Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü’ne, ikinci öykü kitabı Kanatları Ölü Açıklığında (2012) Selçuk Baran Öykü Ödülü’ne, üçüncü öykü kitabı En Eski Yüz (2016) ise Sait Faik Abasıyanık Hikâye Armağanı’na layık görüldü.

Öykülerinden bazıları İtalyanca ve İngilizceye çevrilerek çeşitli dergilerde yayınlandı. İlk üç kitabından bir öykü seçkisi Almancaya çevrildi, Wahnsinnige, Schwingen, Visagen (2023) (Deliler, Kanatlar, Yüzler) başlığıyla yayımlandı.

Blu TV için Bozkır dizisinin 2. sezonunda hikâye ve senaryo yazım süreçlerinde yer aldı. “Öykülerle Türkiye Tarihi”, “Öykülerde Ev Tema’sı”, “Öykülerde Toplumsal Cinsiyetin İzinin Sürülmesi” gibi atölyeleri yürüttü.

“Paydos Vakti” başlıklı, işçi sanatçılarla söyleşilerden oluşan 8 bölümlük bir podcast serisi hazırladı. Belli aralıklarla “Öykü Üzerine 5 Hafta” başlıklı semineri yürütüyor. 2019’dan beri Ankara Öykü Günleri’ni düzenleyen ekipte yer alıyor. Senarist, serbest editör ve sera gazı uzmanı olarak çalışıyor.

Pelin Buzluk’un eserleri: Deli Bal (Öykü 2010), Kanatları Ölü Açıklığında (Öykü 2012), En Eski Yüz (Öykü 2016).

Pelin Buzluk’un ödülleri: 2010 – Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülü, 2014 – Selçuk Baran Öykü Ödülü, 2017 – Sait Faik Hikâye Armağanı.

Paylaşın

Özge Sarıoğlu Kimdir? Hayatı, Eserleri

4 Eylül 1979 yılında Ankara’da dünyaya gelen Özge Sarıoğlu, TED Ankara Kolejini bitirdi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümüden mezun oldu. İstanbul’da yaşamakta ve öykülerini zaman zaman altzine.net ile kişisel blogu www.diger-yarim.blogspot.com’da yayınlamayı sürdürmektedir.

Özge Sarıoğlu, distopik romanı Yangın (2014) ile adını duyurmuştur. Roman yakın gelecekte, baskıcı, giderek birbirine benzeyen toplumlardan oluşan bir dünyada geçmektedir. Tüm dünyayı fetheden yangını, sayıları giderek azalan bir grup insanın başka türlü bir yaşam alanı açmaya çalışmasını anlatmaktadır.

Yazar, romanın çıkış noktasını şöyle dile getirmiştir: “Beni tetikleyen gerçek dünyanın bende yarattığı tüm sıkışmışlık hissi idi, dolayısıyla gerçek dünyaya dair başladım ama onu olduğu gibi değil de içimde yarattığı bu sıkışmışlığı dökmek için, bende yarattığı gerçek dışı duygular ve benzetmelerle yazmaya başladım.”

Yangın metaforunun ve distopyanın bir araya geldiği roman, Fahrenheit 451’i çağrıştırmaktadır.

Romanda göç ve göçmenlik kavramlarının önemli bir yer tuttuğuna dikkat çekilerek, “Yangın, alegorik bir roman. Baştan sona ‘yangın’ imgesiyle örülmüş. Bütün alegorik yapıtlarda olduğu gibi simgeler gerçek yaşama tekabül ediyor. Yangın’ı etkileyici kılan da bu. Romanı şu sözler özetliyor: ‘Renkler yok olmuş… Bunca zamanda böyle hızlı bir çöküş… Toprak kurumaktan taşlaşmış, ağaçların tutamadığı rüzgârlar toprağa çarptıkça delikler açmış dağlarda irili ufaklı. Kum her yer kum…’ Bu yüzden, yok oluşun ve yok oluşa karşı çıkışın romanı da denebilir Yangın’a.” değerlendirmesi yapılmıştır.

Özge Sarıoğlu’nun eserleri: Yangın (2014 roman)

Paylaşın

Özge Samancı Kimdir? Hayatı, Eserleri

21 Temmuz 1975 yılında İzmir’de dünyaya gelen Özge Samancı, İzmir’de geçen ilk ve orta öğretiminden sonra İstanbul Atatürk Fen Lisesi’ni kazandı ve bu okuldan mezun oldu.

Haber Merkezi / Özge Samancı, Boğaziçi Üniversitesi Matematik bölümünü okurken İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Sinema ve Televizyon bölümünde yüksek lisans ile öğrenimine devam ederek görsel sanatlar alanındaki ilk eğitimini aldı.

Özge Samancı’nın hayatının bu dönemi, 1980 askeri darbesi sonrasında Türkiye’de değişen politik iklim ve boğucu eğitim sisteminin içinde büyüyen küçük bir kızın hayatını anlatan ve 2015’te ABD’de yayınlanarak çok sayıda ödül kazanan “Dare to Disappoint” (Türkiye’de Bırak Üzülsünler adıyla yayınlandı) albümünün de arka fonunu oluşturmaktadır.

Leman, Milliyet Sanat gibi yayınlarda çizimlerine yer verilen sanatçı, 2000’li yılların başından itibaren Türk üniversitelerinde bir akademisyen olarak çalıştı. Sanatçı, 2011 yılından bu yana Northwestern Üniversitesi’nde öğretim görevlisi.

Özge Samancı’nın eserleri: Animasyonun Önlenemez Yükselişi (2004), Dare To Disappoint (Farrar, Straus and Giroux 2015), Bırak Üzülsünler (İletişim Yayınları 2017)

Özge Samancı’nın ödülleri: Dare to Disappoint “A Junior Library Guild Selection” (2015), Clarence Simon Award for Teaching and Mentoring (2015), Dare to Disappoint, 30. New York Book Show (2016), Dare to Disappoint, Middle East Book Award (2016).

Paylaşın