Adnan Giz Kimdir? Hayatı, Eserleri

1914 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Adnan Giz, 13 Haziran 1989 yılında İstanbul’un Kadıköy İlçesi’nde hayatını kaybetti. İlk ve ortaöğrenimini İstanbul Kadıköy’de tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nü bitirdi (1950).

Uzun yıllar İstanbul Sanayi Odası’nda çalıştı. Oyunları, İstanbul Devlet Tiyatroları’nda sahnelendi. Tarihe olan merakı küçük yaşlarda başlayan Adnan Giz, ilk yazısını 1935’te Sedat Simavi’nin Yedigün dergisinde yayımladı. Popüler nitelikteki tarih yazıları Çınaraltı, Varlık, Hayat Tarih, Belgelerle Türk Tarihi ve Yıllarboyu Tarih; sanayi tarihiyle ilgili yazıları İstanbul Sanayi Odası dergilerinde çıktı.

Özellikle tarih ile ilgili yazıları, gazetelerde tefrika hâlinde kalan tarihî romanları ve Ömür Satan Hüsam Çelebi (1974) adlı oyunu ile tanındı. Bu oyun, Uluslararası Il. İstanbul Festivali (1974) programına alındı. Küçük Esma Sultan, Sokullu Ne Yapmalıydı? ve Babamın Gorilleri adlı oyunları devlet ve şehir tiyatrolarında sahnelendi.

Ali Kemal Sunal, yazarın Babamın Gorilleri adlı eseri ile ilgili şu değerlendirmeyi yapmıştır: “Adnan Giz’in Babamın Gorilleri adını taşıyan güldürüsü, alışılagelmiş biçimde yazılmış, içerik olarak da önceki dönemlerin güldürülerinden daha değişik değildir. Burada karısı tarafından ezilen bir erkeğin durumu sergilenmiştir.”

Adnan Giz’in konularını yine tarihten alan “Zorba ve Zengin”, “Binbirdirek” ve “Demirciler Loncası” adlı kitap hâlinde yayımlanmamış üç oyunu daha vardır. Araştırmalarını “Osmanlı Hanedanının Kadın Üyeleri” ve “Belgelerle Sanayi Tarihi” üzerinde yoğunlaştırdı. Tarih ve Toplum dergisinin yanı sıra İletişim Yayınları’nın tarihle ilgili ansiklopedilerine çeşitli madde ve çerçeve yazılar yazdı.

Adnan Giz’in eserleri: Babamın Gorilleri (1980 Tiyatro), Sokullu Ne Yapmalıydı? (1980 Tiyatro), Türk Basınında Mustafa Kemal Atatürk (1981 İnceleme), Bir Zamanlar Kadıköy (Güzel Kadıköy- Köşklerinin Dramı-Kadıköy’ün İnsanları) (1988 Hatıra).

Paylaşın

Adem Güneş Kimdir? Hayatı, Eserleri

1969 yılında Ankara’da dünyaya gelen Adem Güneş, ilk, orta ve lise eğitimini tamamladıktan sonra Rotterdam Üniversitesi Pedagoji bölümünden mezun oldu. Yüksek Lisansını Sosyoloji bölümünde yaptı.

Doktora eğitiminde Sakarya Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nde ‘Bağlanma Terapisi’ üzerine çalıştı. Doktora tez savunmasını yapacağı dönemde 15 Temmuz hain darbe girişimi yaşandığı için ertelendi. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Senatosu Fahri Doktora Ünvanı Aldı.

Süleyman Demirel Üniversitesi’nde 450 Saat Aile Danışmanlığı Eğitimi, Amerika’da “Bağlanma Terapisi” eğitimi aldı. WISC-R (WECHLER Çocuklar İçin Zekâ Ölçeği) GESEL, METROPOLİTAN, PEABODY, AGTE Testleri Uygulama, Yorumlama ve Raporlama eğitimleri aldı.

Adem Güneş, Uluslararası Aile Terapisi Derneği (IFTA-International Family Therapy Association), Amerikan Psikologlar Derneği (APA- American Psychological Association), Oyun Terapisi Derneği (APT- Association for Play Therapy) ve Amerikan Danışmanlar Derneği (ACA- American Counseling Association) üyesidir. Hollanda’da yaşadığı yıllarda Alternatif Eğitim sistemlerini inceledi.

Güneş’in Çocuk Eğitimi yaklaşımı, İngiliz Bristol Üniversitesi’nde araştırma konusu oldu. Çeşitli dergilerde çocuk eğitimine dair yazılar kaleme aldı, ulusal radyo kanallarında çocuk eğitimi programları yaptı. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından yürütülen Çocuk Erken Tanı Uyarı Sistemi (ÇETUS) projesinde yer aldı. TRT Çocuk ve Türk Telekom’da proje danışmanlığı yaptı.

Türkiye Çocuk Zirvesi tarafından Çocuk Dostu Ödülü, Aile ve Çocuk Programları Medya Etik Ödülü ve Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Senatosu tarafından Fahri Doktora Ünvanı verildi. Yayınlanmış 22 Türkçe, 2 İngilizce eseri vardır. Çocuk Eğitimi alanında Türkiye’nin en çok satan yazarları arasında yer almaktadır.

Pedagojik Danışman ve Aile Danışmanı olan Güneş Parents Türkiye, Mother&Baby, Aktüel Yaşam dergilerinde yazdı. Adem Güneş, “Çocuğa duyarlılığın artmasının bir toplumun psikolojik iyi oluşuna katkı sağlayacağını” vurgulamaktadır.

Adem Güneş’in eserleri: Bırak ve Rahatla (2019), Cezasız Eğitim-2 / Edinerek Öğrenme (2018), Cezasız Eğitim (2017), Aile İle Bağlanma (2016), Adım Adım Cinsel Eğitim (2016), Ergenlik Döneminde 100 Temel Kural (2015),
7-14 Yaş Dönemi Çocuk Eğitiminde 100 Temel Kural (2015), 0-6 Yaş Dönemi Çocuk Eğitiminde 100 Temel Kural (2015), Çocuk Eğitiminde 100 Temel Kural (2015),

Mahremiyet Eğitimi (2015), Annelik Sanatı (2014), Çocuk Eğitiminde Doğru Bilinen Yanlışlar (2014), Güvenli Bağlanma (2014), Çocuk Deyip Geçmeyin (2013), Doğal Ebeveynlik (2013), Çocuk Neyi Neden Yapar-2 (2018), Çocuk Neyi Neden Yapar-1 (2018),

Pozitif İletişim (2018), Çocukluk Sırrı (2012), Rahat Bırakın Beni (2017), Bilmezsen Korkarsın Tabi (2017), Tatil Sürcinde Çocuk Eğitimi (2012), The Education Of Privacy Children (İngilizce) (2014), The Wonder Of Childhood (İngilizce) (2012).

Paylaşın

Aclan Sayılgan Kimdir? Hayatı, Eserleri

1924 yılında İzmir’de dünyaya gelen Aclan Sayılgan, 5 Eylül 2001 yılında İzmir’de hayata gözlerini yumdu. İlk tahsilini İzmir Muallim Mektebi’nde yaptı. Lise öğrenimini 1944’te İzmir İnönü Lisesi’nde tamamladı.

1944’te İstanbul’da (Eyüp ilçesinde) levazım subayı olarak askerliğini yaptı. 1948’de Ankara Devlet Konservatuvarı Drama Bölümü’nden mezun oldu. 1946’da TKP’ye girdi. 8 Eylül 1952’de Ceza Kanunu’nun 141. Maddesine muhalefetten tutuklandı.

24 Haziran 1953’te cezaevinden çıktı. Serbest kaldıktan sonra parti üyeliğinden ayrıldı. Memduha Diker ile evlendi. Gülcan ve Şahap adında iki çocuğu oldu. Ankara Devlet Tiyatrosu’nda ve TRT’de oyuncu ve yönetmen olarak uzun yıllar çalıştı. Devlet Tiyatrosu’ndan emekli oldu.

Edebiyata 1949 yılında Kaynak dergisinde yayımlanan bir şiiriyle girdi. Bu dergide başlayan yazı hayatını daha sonra çeşitli dergilerde yazı ve şiirlerini yayımlayarak sürdürdü. Esas olarak tanınması Türkiye’deki sol hareketler üzerine yaptığı incelemelerle oldu. 1960’ta Aydınlık Savaşı adlı eseri Doğuş Matbaası’nca neşredildi.

İnkâr Fırtınası adlı otobiyografik çalışması Ülke Yayınları’nca 1962’de basıldı. 1963’te Yakın Tehlike Komünizm, 1966’da Soldaki Çatlaklar adlı eserleri yayımlandı. 1966’da Mehmet Arif Demirer ile birlikte hazırladıkları Parazit: Bir Şairin Yargılanması adlı yedi tabloluk tiyatro oyunu Kişisel Kitaplar Yayınevi tarafından basıldı.

1967’de Sovyetlerde Eğitim ve Türk Öğrenciler, 1968’de Solun 94 Yılı: Türkiye de Sosyalist, Komünist Hareketler, 1969’da Mazlum Milletlerin Kurtuluş Şavaşı Karşısında SSCB, Komuna, Bizim Radyo ve Hoparlörleri, 1970’te Yeni Kavga Milli Demokratik Devrim Nedir, Soldaki Bitmeyen Kavga, Yüzüncü Yaş Gününde Lenin’in Kadavrası, 1972’de Türkiye’de Sol Hareketler adlı eserleri yayımlandı. Ansiklopedik Marksist Sözlük (Kavramlar Terimler Kurumlar) adlı çalışması 1972’de Altınok Matbası’nca basıldı.

Tutuklama adlı romanı Ötüken Yayınevi tarafından 1974’te neşredildi. Mahir Çayan’ın hayatından yola çıkarak yazdığı Deprem adlı belgesel-roman niteliğindeki eseri 1975’te Tur Yayınevi tarafından yayımlandı.

Tutuklama (1974) ve Deprem (1975) adlı romanlarında sol çevrelerde geçen günlerinin anılarından derlediği malzemeyi, 1960 İhtilali ve 1971 askeri müdahalesi gibi önemli yakın tarihsel dönemlerin toplumsal çalkantılarının perde arkasını yansıtmakta kullandı (Yalçın 2010: 901). SSCB-Marksist Diyalektiğin Sonu adlı eseri Şafak Matbaası tarafından 1986’da basıldı. Çok sayıda basılmamış tiyatro oyunu bulunmaktadır.

Aclan Sayılgan’ın eserleri: Aydınlık Savaşı (1960 Diğer), İnkâr Fırtınası (1962 Otobiyografi), Yakın Tehlike Komünizm (1963 Diğer), Parazit: Bir Şairin Yargılanması (1966 Tiyatro), Soldaki Çatlaklar (1966 Diğer), Sovyetlerde Eğitim ve Türk Öğrenciler (1967 Diğer), Solun 94 Yılı: Türkiye ’de Sosyalist, Komünist Hareketler (1968 Diğer), Mazlum Milletlerin Kurtuluş Şavaşı Karşısında SSCB (1969 Diğer),

Komuna (1969 Diğer), Bizim Radyo ve Hoparlörleri (1969 Diğer), Yeni Kavga Milli Demokratik Devrim Nedir (1970 Diğer), Soldaki Bitmeyen Kavga (1970 Diğer), Yüzüncü Yaş Gününde Lenin’in Kadavrası (1970 Diğer), Türkiye’de Sol Hareketler (1972 Diğer), Ansiklopedik Marksist Sözlük (Kavramlar Terimler Kurumlar) (1972 Diğer), Tutuklama (1974 Roman), Deprem (1975 Roman), SSCB – Marksist Diyalektiğin Sonu (1986 Diğer).

Paylaşın

Abdülhamit Bilici Kimdir? Hayatı, Eserleri

1970 yılında Erzurum’da dünyaya gelen Abdülhamit Bilici, ilkokula İstanbul’da başladı lise eğitimini Erzurum’da tamamladı. 1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu.

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ndeki yüksek lisans eğitimini “Türkmenistan’ın Enerji Yapısı ve Doğalgaz” başlıklı master tezi ile tamamladı. Aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler Bölümü’ndeki Doktora çalışması halen devam etmektedir. Bilici, Fatih Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde de İşletme Yüksek Lisansı (MBA) yapmıştır.

Zaman Gazetesi’nde muhabir olarak iş hayatına başlayan Bilici, 1995-1997 yılları arasında Aksiyon Dergisi Editörü, 1998-2001 arsında Zaman Gazetesi Dış Haberler Editörü, 2002-2008 arasında Zaman Gazetesi Genel Yayın Editörü, 2009-20015 yılları arası Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü, 6 Ekim 2015 tarihinden itibaren Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü görevini devralan Bilici, ayrıca Zaman Ve Today’s Zaman gazetelerinin köşe yazarıdır.

Ekrem Dumanlının görevinden ayrılmasının ardından Zaman Gazetesi Genel Yayım Yönetmenliğine getirilmiştir. Ağırlıklı olarak Türkiye’nin dış politikası ve dünya siyasetinde Türkiye’yi ilgilendiren önemli gelişmeler hakkında yazılar kaleme alan Bilici, ulusal ve uluslararası televizyonların bu konularla ilgili tartışma programlarına da yer yer konuk olmaktadır.

Abdülhamit Bilici’nin eserleri: Why Turkey? (Neden Türkiye?).

Paylaşın

Abdurrahman Şen Kimdir? Hayatı, Eserleri

1 Ağustos 1955 yılında Sivas’ın Hafik İlçesi’nde dünyaya gelen Abdurrahman Şen, İstanbul’da Fatih İlkokulu, Zetinburnu Akşam Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi.

Profesyonel gazeteciiğe Yenidevir gazetesi ile başladı. 1978’den itibaren Yeni Devir, Bulvar, Zaman, Ortadoğu ve Yeni Asya gazetelerinde çalıştı. Cemre ve Beyazsanat dergilerini yayınladı. Arkadaşlarıyla Birleşik Sanatçılar Derneğini kurup iki dönem başkanlığını yürüttü.

1996’dan sonra Beyoğlu Belediyesinde kültür-sanattan sorumlu başkan danışmanı oldu. Yazıları çalıştığı gazetelerde yer aldı, Yeni Asya gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Beklenen Gün, Fetih ve Fatih adlı iki oyunu sahnelendi, basılmadı. 1995 yılında Kültür Bakanlığı Türk Kültürüne Hizmet Ödülünü aldı.

2004’te doğduğu ilçe olan Hafik’te bir kütüphane oluşturulması için 3500 kitabını bağışladı. İLESAM ve Türkiye Yazarlar Birliği üyesidir. 2015 yılında basın hayatının 40. yılı münasebetiyle dostları tarafından Mezun Vermeyen Mektep – Abdurrahman Şen isimli bir kitap yayınlanmıştır.

Deneme tarzında edebiyat ürünleri verdi. Cemre, Hilal’i Beklerken, Renk Renk Sinema adlı kitaplarında yayımladığı denemelerinde, toplumsal düşüncelerini ve duygularını paylaştı. Renk Renk Sinema’da ise bu sanat dalına dair deneyimlerini ve düşüncelerini dile getirdi.

Abdurrahman Şen’in eserleri: Cemre (1990 Deneme), Hilal’i Beklerken (1992 Deneme), Renk Renk Sinema (1996 Deneme), Son Sultanü’ş Şuara Necip Fazıl (2005 İnceleme), İstiklâl Marşı ve Mehmet Âkif Ersoy (2006 Derleme), Bir Destan Mehmed Akif Ersoy -Fotoğraf ve Belgelerle- (2009 Derleme).

Paylaşın

Abbas Sayar Kimdir? Hayatı, Eserleri

21 Mart 1923 yılında Yozgat’ın Aşağı Çatak Mahallesi’nde dünyaya gelen Abbas Sayar, 12 Ağustos 1999 yılında hayatını kaybetti. Dumlupınar İlkokulu’nda başladığı ilköğrenimini Sakarya İlkokulu’nda tamamladı (1935). Yozgat Lise’ni bitirdi (1941). Ortaokul ve lise yıllarında gittiği Yozgat Halkevi, hayatında ve edebî şahsiyetinde etkili oldu.

Haber Merkezi / Bir müddet vekil öğretmenlik ve iaşe memurluğu yaptı. Vatani görevini 1943 Mart’ından 1945 Eylül’üne kadar yedek subay olarak; İskenderun, Ankara, Merzifon, Amasya, Havza, Vezirköprü, ve Gümüşhacıköy gibi yerlerde yaptı. Hayrünnisa Nefesli Hanım ile yaptığı evlilik edebî şahsiyeti açısından dönüm noktası oldu. İçgüveyisi olarak İstanbul’a gitti.

Kayınpederinin Fatih’teki evinde yapılan bir düğün töreniyle dünya evine girdi (1946). Daha sonra, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü’ne kayıt yaptırdı. Burada öğrenciyken Bozlak adlı kültür ve sanat gazetesini çıkardı. İşten çıkarılıp, gazeteden de beklediği geliri elde edemeyince iflas etti. Ekonomik sıkıntılar ve biraz da gururuna yediremediği içgüveyilik yüzünden fakültedeki eğitimini, eşini ve çocuğunu da bırakıp Yozgat’a döndü. 1948’den, ikinci evliliğini yaptığı 1989’a kadar düzenli bir hayatı olmadı.

Yozgat’a döndükten sonra bir müddet tarımla uğraştı. Ardından gazete satıcılığı, kitapçılık, matbaacılık ve çiftçilik gibi işlerle meşgul oldu. 1952 ile 1970 yılları arasındaki hayatı Yozgat’la İstanbul arasında geçti ve bu sıralarda ticari faaliyetlerde bulundu.

İstanbul’da üç, Yozgat’ta iki iş yeri oldu: “Evet. Beş iş yeri. Yozgat, Yerköy hariç İstanbul’da öbek gibi para akıyor. İstanbul’da iş görmeyen İstanbul’da dönen deli parayı anlayamaz. Biz de bol kazanıyor, bol yiyoruz. Günlük masrafım… Doğal Beyoğlu… Sayın Turgut Özal’ın bugünkü (1985) değer parası ile on binden yirmi binden, bazı günler kırk binden elli binden aşağı değil. Şiirler, sohbetler, sazlar, sözler… İyi canım varmış. Hem Beyoğlu’na dayanmışım, hem de İstanbul Yozgat arasına… Yozgat’a, hem gazeteme, hem politikaya parmağımı kıstırmışım. Politika 957’de sona eriyor. Bozok’a eğiliyorum. 1953’ten 60’lara, 70’lere kadar gazetemin beni bağlayışı İstanbul işlerimi aksatıyor.”

Yerköy’de de Yerköy gazete ve matbaasını kurdu. Tarım işinden elde ettiği gelirle ekonomik sıkıntılarını giderdi ve bir matbaaya ortak oldu. Bir müddet sonra Abbas Sayar Matbaası’nı kurdu. 10 Nisan 1948’de Bozlak’ın bir devamı gibi görebileceğimiz Bozok gazetesini çıkarmaya başladı. Bozok’u 23 sayı yayımladıktan sonra, 30 Ekim 1952 tarihli 24. sayıya -İstanbul’da Abbas Sayar Matbaası’nın kuruluşuna- kadar ara verdi. Gazeteyi önce İstanbul’da daha sonra Yozgat’ta 30 Ekim 1952 tarihli 24. sayısıyla kaldığı yerden tekrar çıkarmaya başladı.

Bozok, bu tarihten itibaren aralıksız bir şekilde 29 Aralık 1995 tarihine kadar yayın hayatına devam etti. Seyahat sanatçının hayatının bir parçası oldu ve çok sayıda seyahat gerçekleştirdi. Bu seyahatlerdeki notlarını ve izlenimlerini Bozok gazetesinde yayımladı. 1946’dan 1957 genel seçimlerine kadar aktif bir şekilde politikayla ilgilendi. Yozgat’ta Demokrat Parti’nin kurucuları arasında yer aldı; partide hatiplik yaptı, seçim kampanyalarına katıldı.

1988’de tatil yapmak için gittiği Ayvalık’ta Ayvalık Lisesi edebiyat öğretmeni Hanife Ender Atabek ile tanıştı. Hanife Ender Atabek’in, Abbas Sayar ile okulun gazetesi adına yaptığı edebî söyleşi, onları evliliğe kadar götürdü. 1989 yılında ikinci evliliğini yaptı ve ömrünün sonuna kadar yaşayacağı Ayvalık’a yerleşti.

Türkiye Yazarlar Sendikası, Edebiyatçılar Derneği, PEN ve Türk Dil Kurumu üyeliklerinde bulundu. Abbas Sayar; Yılkı Atı ile 1970 TRT Sanat Ödülleri Başarı Ödülü’ne, Çelo ile 1973 TDK Roman Ödülü’ne ve Can Şenliği ile 1975 Madaralı Roman Ödülü’ne layık görüldü. Sayar’a, Kültür Bakanlığının 50. Sanat Yılı plaketi ile Ankara Yozgatlılar Derneği ve Yozgat Gazeteciler Derneği plaketleri verildi. Ankara Edebiyatçılar Derneği kendisini onur üyesi yaptı. Aynı kurum, sanatçıya 1994 Yılı Onur Ödülü Altın Madalyası ve Onur Belgesi verdi.

Abbas Sayar’ın eserleri: Gönül Sandalı (1946 Şiir), Sere Serpe (1953 Şiir), Neco’ya Mektuplar (1957 Şiir), Gibi (1959 Şiir), Şey (1966 Şiir), Esinti (1969 Şiir), Yılkı (1970 Roman), Çelo (1972 Roman), Can Şenliği (1974 Roman), Yorganımı Sıkı Sar (1976 Hikaye), Dik Bayır (1977 Roman), Tarlabaşı Salkım Saçak (1987 Roman),

Anılarda Yumak Yumak (1990 Diğer), Noktalar (1991 Diğer), Boşluğa Takılan Ses (1992 Şiir), Şiirler (2002 Şiir), El Eli Yur, El de Yüzü (2003 Roman), Yozgat Var Yozgatlı Yok (2007 Diğer).

Paylaşın

Zeynep Oral Kimdir? Hayatı, Eserleri

15 Şubat 1946 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Zeynep Oral, ilk yazılarında (1967-1968) kızlık soyisminden dolayı Zeynep Birsel adını kullandı. Zeynep Oral, okul hayatına İzmir’de başladı.

İzmir Amerikan Kız Koleji’ni 1964’te bitirdikten sonra Paris Yüksek Gazetecilik Okulu’ndan mezun oldu (1967). Bu süre içinde Sorbonne Üniversitesi Tiyatro Araştırmaları Enstitüsü’ne devam etti.

Yurt dışında öğrenciyken “Paris Mektupları” başlıklı yazıları, Cumhuriyet gazetesinde yayımlandı. Paris dönüşü gazeteciliğe Yeni Gazete’de başladı. Burada çalışırken kazandığı bursla İngiltere’ye gitti ve burada iki yıl gazetecilik okudu.

1968’de Milliyet’te başladığı gazeteciliği 1997 yılına kadar sürdürdü. 1972’de Milliyet Sanat dergisinin kurucuları arasında yer aldı; 1981’den itibaren derginin yazı işleri müdürlüğünü üstlendi ve buradaki eleştiri yazıları ve çevirileriyle tanındı. Cumhuriyet gazetesinde köşe yazıları yazmayı sürdürdü. 1974’te İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sahnelenen Adsız Oyun adlı eseri, büyük ilgiyle karşılandı.

Cumhuriyet Radyo’da “Gökten 3 Elma Düştü” adlı bir kültür programı hazırladı (1998-99). Milliyet gazetesinde emekli olduktan sonra da çalışmalarını sürdürürken, 28 Şubat 2001’de “tensikat” nedeniyle bazı yazarlarla birlikte Milliyet’ten çıkarıldı.

Kurucusu olduğu Türkiye Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’nin 1998’e kadar başkanlığını yürüttü. Uluslararası Türkiye Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’nde başkan yardımcılığı görevini üstlendi. Nâzım Hikmet Vakfı kurucuları arasında yer aldı. Faruk Şüyün’ün hazırladığı “Ustalara Saygı” gecesinin 150. programı Zeynep Oral için 26 Haziran 2017’de düzenlendi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, PEN Yazarlar Derneği ve Türkiye Yazarlar Sendikası üyesidir. İstanbulda yaşayan yazar, evli ve iki çocuk annesidir. Halen PEN Yazarlar Derneği Başkanıdır ve Cumhuriyet gazetesi yazarıdır.

Zeynep Oral’ın eserleri: Esintiler ’82 (1983 Deneme), Esintiler- 80’li Yıllar (1991 Deneme), Karanlıktaki Işık (1994 Deneme), Bu Cennet, Bu Cehennem (1996 Deneme), Esintiler- 90’lı Yıllar (1999 Deneme), O Güzel İnsanlar (2008 Röportaj), Yaz Düşüm Yaz (1985 Hikaye), Konuşa Konuşa (1983 Röportaj),

Sözden Söze (1990 Röportaj), Meslek Yarası (2006 Hatıra), Katmandu’dan Meksika’ya (1986 Gezi Yazısı), Kadın Olmak (1985 Gezi Yazısı), Kara Sevda (1988 Gezi Yazısı), Uzak Doğu’m (2000 Gezi Yazısı), Bir Ses (1986 Biyografi),
Tutkunun Romanı Leyla Gencer (1992 Biyografi),

Leyla Gencer’e Armağan Sevda-Cenap (1995 Biyografi), İnsan Anadolu (2001 Gezi Yazısı), O Büyülü İnsanlar (20111 Biyografi), Paris’te Son Tango (1992 Roman).

Zeynep Oral’ın ödülleri: Milliyet gazetesinde yayımlanan Altay’lardan Geliyorum (1988), Karadeniz Mizahı (1989), Gazeteciler Cemiyeti Seri Röportaj Dalı Birincilik Ödülü kazanan dizi yazılarıdır.

1991 İnsan Hakları Derneği Başarılı Gazeteci Ödülü’ne layık görüldü, (Necatigil 1999: 281) ve Fransız Hükümetince verilen “Officer des Palmes Académiques” unvanını aldı. 1998’de TÜYED Gezi Edebiyatı Birincilik Ödülü’nü kazandı.

Paylaşın

Erol Anar Kimdir? Hayatı, Eserleri

27 Mayıs 1965 yılında Samsun’un Havza İlçesi’nde dünyaya gelen Erol Anar, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra, sırasıyla Ankara Üniversitesi DTCF Antropoloji, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi, 19 Mayıs Üniversitesi Resim bölümlerinde dönem dönem öğrenim gördü.

Bu dönemde Samsun Halkevi’nde hem üye, hem yönetici olarak çalışma yürüttü. Ayrıca İnsan Hakları Derneği Samsun Şubesi’nde de gönüllü olarak çalıştı. Kuzey Kafkasya Kültür Derneği’ni de sık sık ziyaret etti. İHD Samsun Şubesi çatısı altında “İnsan Hakları Gözüyle Ortak Karikatür Sergisi” düzenledi. Bu dönemde özellikle Limon dergisinde birçok karikatürü yayınlandı.

1990 yılında Ankara’ya yerleşti ve Çankaya Belediyesi Eğitim Kültür Müdürlüğü’nde işe başladı. 1996 yılında ilk kitabı yayınlanan yazarın, ondan önce bazı dergilerde de yazıları yayınlanıyordu. İnsan Hakları Derneği’nde gönüllü olarak çalışmaya başladı. Daha sonra dernek tarafından çıkarılan İnsan Hakları Bülteni Genel Yayın Yönetmeni oldu. Dernek yönetimine girdi ve İHD Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yaptı.

1997 yılında akademisyen yazar Fikret Başkaya ile birlikte Türkiye Ortadoğu Forumu Vakfı’nın kurucularından birisi oldu. Ve daha sonra iki yıl bu vakfın ve Özgür Üniversite’nin Genel Sekreterlik görevini yürüttü. Ayrıca vakıf tarafından çıkarılan, “Özgür Üniversite Forumu” dergisinin de yayın kuruluna girdi. Kitaplarını yayınlamaya devam etti.

Ankara Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde çalıştı. Burada Edebiyat Atölyesi çalışması yürüttü ve “Kent ve Edebiyat” adlı dergiyi çıkardı. Erol Anar, Halkevleri (Samsun), Çocuk Haklarını Koruma Derneği (Ankara), Edebiyatçılar Derneği (Ankara), Türkiye Ortadoğu Forumu Vakfı (Ankara) Uluslararası Af Örgütü (Londra), Gazetecileri Koruma Komitesi (New York) ve Uluslararası Sanatçılar Derneği (Stutgart) üyesidir.

İlk kitabı, 1996 yılında Çiviyazıları Yayınevi’nden (İstanbul) çıktı. Araştırma-inceleme, roman, deneme ve kısa öykü türlerinde toplam 15 kitabı bulunuyor. Cumhuriyet, Özgür Gündem, Evrensel, Yeni Yüzyıl, Varlık, Turkish Daily News, Yeni İnsan gibi gazete ve dergilerde sanat, edebiyat, insan hakları konulu makaleleri yayımlandı.

Portekizceye çevrilen ilk kitabı Café de manhã existencialista (Varoluşçu Kahvaltı) adıyla Kasım 2009’da Brezilya’da yayımlandı. 2010 yılında Aşklar ve Yalnızlıklar adlı kitabı, Amor e Solidão adıyla, yine aynı yayınevi tarafından Brezilya’da yayınlandı. Eyalet gazetesi olan Folha de Londrina’da 1,5 yıl suresince köşe yazıları yazdı. Halen bağımsız internet gazetesi t24.com.tr, cherkessia.net ve Evrensel gazetesine köşe yazıları yazmaktadır. Yaşamını Brezilya’da sürdürmektedir.

Erol Anar’ın eserleri: Yaralı Bir Yüreğin Güncesi (2000), Krallar ve Soytarılar (1996), Aşklar ve Kuşlar Azalırken (1999), Aşklar ve Yalnızlıklar (2000), İçimde Irmaklar Akıyor (2000), ICQ Oykuleri (2000), Insan Haklari Tarihi (1996), Dusunce Ozgurlugu (1997), Sonra Ask Bitti (1996),

Sana Mektuplar (2000), Kapilar Merdivenler Maskeler (2000), Ote Kiyida Yasayanlar (1997), Sonra Ask Bitti (2000), Hayata Dair Notlar (2000), Sen. İstanbul (2003).

Erol Anar’ın aldığı ödüller: 3’lük ödülü, Musa Anter Basın Şehitleri (1997 İstanbul), 2’lik ödülü, Musa Anter Basın Şehitleri (1998 İstanbul), Hellman-Hammeth Vakfı Düşünce Özgürlüğü Ödülü, 1997 (McCarty döneminde baskıya uğramış Amerikalı iki komünist şair, New York), Şeref Mansiyonu XVII Ulusal Edebiyat Yarışması, Ponta Grossa Sanat ve Edebiyat Akademisi (Brezilya, 2010).

Paylaşın

Zeynep Avcı Kimdir? Hayatı, Eserleri

6 Haziran 1947 yılında Kütahya’da dünyaya gelen Zeynep Avcı, eserlerinde Zeynep Karabey imzasını da kullandı. Zeynep Avcı, çalışmalarını Muğla’nın Bodrum İlçesi’nde ve İstanbul’da devam ettirmektedir.

İlkokul ve ortaokuldan sonra İstanbul Kadıköy Kız Koleji’nden mezun oldu. Orta Doğu Teknik Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi’nde ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde öğrenim gördü.

Cumhuriyet, Yeni İstanbul, Hürriyet, Milliyet ve Dünya gazetelerinde ve Paris’te Sıpa Press’in Türkiye masasında, TRT’nin Paris bürosunda, Yazko Somut dergisi, Focus, İstanbul, Pamukçocuk, Pamukkadın gibi dergilerde röportaj yazarlığı, yazı ileri müdürlüğü, muhabirlik, genel yayın yönetmenliği gibi çeşitli görevlerde çalıştı.

Cahide (Cahide Sonku), Ponente Feneri, İstanbul’da 24 Saat, Şahmaran, Sessiz Çığlık, Kazandibi Tavukgöğsü, Nihavend Mucize filmlerini senaryolarını yazdı. İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı (2000-2005).

Zeynep Avcı, Gılgamış oyunuyla Ankara Sanat Kurumu Övgüye Değer Oyun Ödülü’nü (1998); Abélard ve Héloise ile Avni Dilligil En İyi Çeviri Ödülü’nü (1997); Tiyatro Tiyatro Dergisi Yılın Çevirmeni Ödülü’nü (2003), (2006); Yapı Kredi Sigorta/Afife (Yaşam Boyu) Özel Ödülü’nü (2004);

Kısasa Kısas oyunuyla Ankara Sanat Kurumu En İyi Tiyatro Çevirisi Ödülü’nü (2008); Hamlet oyunuyla İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri En İyi Dramaturg Ödülü’nü (2014); Hamlet oyunuyla Yeni Tiyatro Dergisi Emek ve Başarı Ödülleri Yılın Dramaturgu Ödülü’nü (2014) ve en son TGC Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü’nü (2018) kazandı.

Zeynep Avcı’nın eserleri: Gönül Oyunları (1969 Roman), Paramparça (1975 Roman), İfrit (1976 Roman), Son Adam (1976 Roman), Parola (1977 Roman), Kötü Bir Yaratık (1983 Hikaye), Giacomo Joyce (1986 Hikaye), Ahşap Köşkün Hanımefendisi (1991 Hikaye), Aşk Meleğinin İşleri (1997 Hikaye),

Bir Dünya / Abidin Dino; (2007 Biyografi), Suskun Güneş: Bodrum’dan Öyküler (2007 Hikaye), Aşk Meleği (2007 Hikaye), Kısasa kKsas; Onikinci gece; Venedik Tacir (2008 Tiyatro), Kvaidan : Tuhaf Şeylere Dair Öyküler (2009 Roman), Hırçın Kız (2009 Tiyatro), Rappaccini’nin Kızı (2012 Hikaye),

Oedipus Kompleksim (2013 Hikaye), Uzun Vadi (2014 Hikaye), Kız: Öyküler (2015 Hikaye), Abélard ve Héloise (2016 Tiyatro), Otranto Şatosu (2017 Roman), Sana Borcum Var (2017 Hikaye).

Paylaşın

Zehra Kosova Kimdir? Hayatı, Eserleri

1910 yılında Yunanistan’ın Kavala şehrine dünyaya gelen Zehra Kosova, 18 Ağustos 2001 yılında İstanbul’da hayatını kaybetti. 1923 mübadelesi ile Türkiye’ye gelerek Tokat’a yerleşen tütün işçisi bir ailenin kızıdır.

Ailesiyle birlikte tütün mağazalarında çalışarak geçimini kazandı. 1929 yılının sonuna doğru ailesi ile birlikte Tokat’tan Samsun’a, daha sonra buradan da Erbaa’ya taşındı. 1930’da ağabeyinin yanına İstanbul’a geldi. Yıllar sonra bu yerleşik kalamama durumunu “göçebe haline girdik” şeklinde ifade etti.

İstanbul’da aynı işkolunda çalışmayı sürdürdü. Burada Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyeleri ile tanışma fırsatı oldu ve o zamanlarda henüz “yoldaş” kelimesini bilmeyen Zehra Kosova’ya yoldaş diye hitap edildi. Partinin ilk beyannamesini okuduktan sonra birlikte çalıştıkları TKP üyelerinden Ramazan abisi “işte şimdi “hakiki yoldaş” olduk” dedi ve böylece Türkiye Komünist Partisi’ne katıldı.

1934’te parti tarafından Moskova’daki Doğu Halkları Emekçi Üniversitesi’ne (KUTV) gönderildi. Moskova’da yaşadığı sırada tanıştığı Mustafa İskender ile 8 Mart 1935 Dünya Emekçi Kadınlar Gününde evlendi. 1937 nisan sonlarına doğru eşi ile birlikte Türkiye’ye geri döndü. Samsun’da, Bafra’da tütün işçileri arasında TKP’nin örgütlenme çalışmalarını yürüttü. Parti tarafından çağrılınca İstanbul’a döndü.

1942 senesinde tutuklandığında “Parmaksız Hamdi” adıyla bilinen siyasi şube müdürü Kosova’yı sorguda çok zorladı. Sorguda konuşmayınca kendisine işkence edildi. 1946’da Şefik Hüsnü’nün kurduğu Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi’nde görev aldı. 1951’de TKP Tevkifatı’nda tutuklandı. 1954’te ise Vatan Partisi tutuklamaları sırasında cezaevinde 16 ay yattı.

1950 yılına kadar tütün işinde çalıştıktan sonra tekstil fabrikasına girdi. Burada 11 sene çalıştı, sendikal faaliyetlerini sürdürdü ve sendikasız işçilerin sendikalı olması için öncü oldu. 1970 yılında emekli oldu.

8 Mart 1995’te DİSK’in Kadın Emek Ödülü’nü aldı.

Zehra Kosova’nın eserleri: Ben İşçiyim.

Paylaşın